Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
be out of
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"be out of"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be out of
f.
kalmamak
2
Genel
be out of
f.
dışında bulunmak
3
Genel
be out of
f.
dışında olmak
4
Genel
be out of
f.
tükenmiş olmak
5
Genel
be out of
f.
bitmek
"be out of"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be out of sorts
f.
keyfi olmamak
2
Genel
be out of date
f.
süresi bitmek
3
Genel
be out of place
f.
uygun düşmemek
4
Genel
be out of order
f.
uygunsuz olmak
5
Genel
be out of plumb
f.
şakulden kaçmak
6
Genel
be out of practice
f.
formdan düşmüş olmak
7
Genel
be out of one's mind
f.
çok öfkeli olmak
8
Genel
be out of order
f.
(makine/aygıt) bozulmuş olmak
9
Genel
be out of train
f.
idmansız olmak
10
Genel
be out of character
f.
(bir davranış için) birinin karakterine uymamak
11
Genel
be out of the running
f.
adaylıktan elenmiş olmak
12
Genel
be out of sync
f.
senkronik olmamak
13
Genel
be out of practice
f.
uzun zamandan beri bir şeyi yapmadığı için onu iyi yapamamak
14
Genel
be out of reach
f.
erişilemez olmak
15
Genel
be out of sync
f.
senkronize edilmemiş olmak
16
Genel
be out of earshot
f.
uzakta olduğu için işitememek
17
Genel
be out of earshot
f.
duyamamak
18
Genel
be out of order
f.
bozuk olmak (makine/aygıt)
19
Genel
be out of shape
f.
formdan düşmüş olmak
20
Genel
be out of touch with
f.
ile temasta bulunmamak
21
Genel
be out of shape
f.
şeklini kaybetmiş olmak
22
Genel
be out of something
f.
bitmek
23
Genel
be out of one's senses
f.
aklını kaçırmak
24
Genel
be out of practice
f.
paslanmak
25
Genel
be out of control
f.
kontrolden çıkmak
26
Genel
be out of plumb
f.
şakulünde olmamak
27
Genel
be out of place
f.
yakışıksız olmak
28
Genel
be out of print
f.
kitapçılarda bulunmamak
29
Genel
be out of reach
f.
el altında olmamak
30
Genel
be out of keeping with something
f.
bir şeye uygun olmamak
31
Genel
be out of question
f.
düşünülemez olmak
32
Genel
be out of place
f.
yakışık almamak
33
Genel
be out of place
f.
yerinde olmamak (her zamanki)
34
Genel
be out of print
f.
kitap yayımcısında mevcut olmamak
35
Genel
be out of print
f.
kitabın baskısı tükenmiş olmak
36
Genel
be like a fish out of water
f.
sudan çıkmış balığa dönmek
37
Genel
be out of breath
f.
nefesi kesilmek
38
Genel
be out of one's mind
f.
kafadan kontak olmak
39
Genel
be out of order
f.
çalışmamak
40
Genel
be out of character
f.
(bir davranış için) birinin her zamanki davranışlarına uymamak
41
Genel
be out of luck
f.
şansı olmamak
42
Genel
be out of season
f.
mevsimi bitmiş olmak
43
Genel
be out of shape
f.
formda olmamak
44
Genel
be out of control
f.
frenlenemez olmak
45
Genel
be out of favor with
f.
birinin gözünden düşmüş olmak
46
Genel
be out of line
f.
uygunsuz olmak
47
Genel
be out of luck
f.
şansı yaver gitmemek
48
Genel
be out of one's mind
f.
aklını kaçırmış olmak
49
Genel
be out of order
f.
düzensiz olmak
50
Genel
be out of fashion
f.
modası geçmek
51
Genel
be out of breath
f.
soluğu kesilmek
52
Genel
be out of question
f.
olanaksız olmak
53
Genel
be out of step with
f.
ayak uydurmamak
54
Genel
be out of a job
f.
işsiz olmak
55
Genel
be out of line
f.
sıradan çıkmış olmak
56
Genel
be out of the woods
f.
hasta hayati tehlikeyi atlatmış olmak
57
Genel
be out of spirits
f.
keyfi kaçmak
58
Genel
be out of work
f.
işsiz olmak
59
Genel
be out of one's senses
f.
çıldırmak
60
Genel
be out of order
f.
usule aykırı olmak
61
Genel
be out of date
f.
süresi dolmak
62
Genel
be out of the way
f.
sapa düşmek
63
Genel
be out of place
f.
yerinde olmamak (fiilen)
64
Genel
be out of place
f.
abes kaçmak
65
Genel
be taken out of circulation
f.
tedavülden kalkmak
66
Genel
be out of step with
f.
ayak uydurmamak (birisine)
67
Genel
be out of shape
f.
kalıpsız olmak
68
Genel
be out of line
f.
yakışık almamak
69
Genel
be out of luck
f.
şanssız olmak
70
Genel
be out of shape
f.
formunda olmamak
71
Genel
be out of place
f.
uygunsuz olmak
72
Genel
be invalid out of the army
f.
çürüğe çıkarılmak
73
Genel
be out of touch
f.
dünyada olup bitenlerden haberi olmamak
74
Genel
be out of breath
f.
soluk soluğa olmak
75
Genel
be out of control
f.
kontrolden çıkmış olmak
76
Genel
be out of something
f.
yoksun olmak
77
Genel
be out of the running
f.
yarışmadan elenmiş olmak
78
Genel
be out of breath
f.
katılmak
79
Genel
be out of line
f.
yakışıksız olmak
80
Genel
be out of practice
f.
formda olmamak
81
Genel
be out of one's mind
f.
aklı yerinde olmamak
82
Genel
be out of stock
f.
stokta bulunmamak
83
Genel
be out of control
f.
dizginlenemez olmak
84
Genel
be out of touch with
f.
habersiz olmak
85
Genel
be out of breath
f.
nefes nefese olmak
86
Genel
be out of touch with
f.
iletişim içinde olmamak
87
Genel
be out of one's power (control)
f.
elden çıkmak
88
Genel
be out of one's hands (control)
f.
elden çıkmak
89
Genel
be out of date
f.
zamanı geçmek
90
Genel
be out of patience
f.
tahammülü kalmamak
91
Genel
be out of breath
f.
nefessiz kalmak
92
Genel
be out of patience
f.
sabrı tükenmek
93
Genel
be out of patience
f.
sabır kalmamak
94
Genel
be out of one's senses
f.
kafayı yemek
95
Genel
be out of one's senses
f.
kafayı çizmek
96
Genel
be out of one's senses
f.
balatayı sıyırmak
97
Genel
be out of the city
f.
şehir dışında olmak
98
Genel
be out of touch with
f.
yeni gelişmeler hakkında bilgisi olmamak
99
Genel
be scared out of one's mind
f.
çok korkmak
100
Genel
be scared out of one's mind
f.
yusuf yusuf etmek
101
Genel
be out of danger
f.
tehlikeyi atlatmış olmak
102
Genel
be out of one's mind
f.
aklını kaçırmak
103
Genel
be out of one's mind
f.
çıldırmak
104
Genel
be out of circulation
f.
tedavülden kalkmak
105
Genel
be thrown out of window
f.
pencereden atılmak
106
Genel
be out of one's price range
f.
ödeyebileceği fiyatın üzerinde olmak
107
Genel
be kicked out of school
f.
okuldan atılmak
108
Genel
be thrown out of school
f.
okuldan atılmak
109
Genel
be out of a job
f.
işsiz kalmak
110
Genel
be born out of the ashes
f.
küllerinden doğmak
111
Genel
be out of tune
f.
ahenksiz olmak
112
Genel
be out of tune
f.
akortsuz olmak
113
Genel
be out of tune
f.
akordu bozuk olmak
114
Genel
be out of key
f.
akordu bozuk olmak
115
Genel
be out of key
f.
akortsuz olmak
116
Genel
be out of tune
f.
uyumsuz olmak
117
Genel
be photographed on their way out of a movie
f.
sinema çıkışı görüntülenmek
118
Genel
be out of ammo
f.
cephanesi bitmek
119
Genel
be kicked out of high school
f.
liseden atılmak
120
Genel
be the second out of 60
f.
60 kişi arasından ikinci olmak
121
Genel
be out of battery
f.
şarjı bitmek
Colloquial
122
Konuşma Dili
be scared out of one's wits
f.
korkudan ödü patlamak
123
Konuşma Dili
be scared out of one's wits
f.
ödü bokuna karışmak
124
Konuşma Dili
be scared out of one's mind
f.
üç buçuk atmak
125
Konuşma Dili
be scared out of one's wits
f.
üç buçuk atmak
126
Konuşma Dili
be out of this world
f.
körkütük sarhoş olmak
127
Konuşma Dili
be out of this world
f.
zilzurna sarhoş olmak
128
Konuşma Dili
be well out of something [uk]
f.
bir şeyden ayrılması isabet olmak
129
Konuşma Dili
be well out of something [uk]
f.
iyi ki bir şeyden ayrılmış/çıkmış olmak
130
Konuşma Dili
be well out of something [uk]
f.
bir şeyden ayrıldığı/çıktığı için şanslı olmak
131
Konuşma Dili
be well out of something [uk]
f.
şansı varmış ki bir şeyden ayrılmış olmak
132
Konuşma Dili
be well out of something [uk]
f.
artık bir şeyin içerisinde bulunmadığı için şanslı olmak
133
Konuşma Dili
be out (some amount of money)
f.
(belli bir miktar) içeri girmek
134
Konuşma Dili
be out (some amount of money)
f.
(belli bir miktar para) kaybetmek
135
Konuşma Dili
be out (some amount of money)
f.
(belli bir miktar parası) boşa gitmek
136
Konuşma Dili
be out (some amount of money)
f.
(belli biri miktar para) harcamak
137
Konuşma Dili
be out an amount of money
f.
belli bir miktar içeri girmek
138
Konuşma Dili
be out an amount of money
f.
belli bir miktar para kaybetmek
139
Konuşma Dili
be out an amount of money
f.
belli bir miktar parası boşa gitmek
140
Konuşma Dili
be out an amount of money
f.
belli biri miktar para harcamak
141
Konuşma Dili
be out of here
f.
buradan çıkmak
142
Konuşma Dili
be out of here
f.
buradan gitmek
143
Konuşma Dili
be out of here
f.
burayı terk etmek
144
Konuşma Dili
be out of here
f.
derhal buradan gitmek
145
Konuşma Dili
be out of here
f.
derhal burayı terk etmek
146
Konuşma Dili
be out of it
f.
kendinde olmamak
147
Konuşma Dili
be out of it
f.
gerçeklik algısını yitirmek
148
Konuşma Dili
be out of it
f.
zihni karışmak/bulanmak
149
Konuşma Dili
be out of it
f.
gerçeklikle bağı kopmak
150
Konuşma Dili
be out of it
f.
hülyalı/dalgın olmak
151
Konuşma Dili
be out of it
f.
aşırı sarhoş olmak
152
Konuşma Dili
be out of it
f.
zom olmak
153
Konuşma Dili
be out of it
f.
zil zurna sarhoş olmak
154
Konuşma Dili
be out of it
f.
körkütük sarhoş olmak
155
Konuşma Dili
be out of it
f.
alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmek
156
Konuşma Dili
be out of it
f.
alkolün/uyuşturucunun etkisinde olmak
157
Konuşma Dili
be out of it
f.
uçmak
158
Konuşma Dili
be out of it
f.
pilot olmak
159
Konuşma Dili
be out of it
f.
bulut gibi olmak
160
Konuşma Dili
be out of it
f.
uçmuş durumda olmak
161
Konuşma Dili
be out of it
f.
kafayı bulmak
162
Konuşma Dili
be out of it
f.
bihaber olmak
163
Konuşma Dili
be out of it
f.
yabancı kalmak
164
Konuşma Dili
be out of it
f.
dışlanmış olmak
165
Konuşma Dili
be out of it
f.
dışında kalmak
166
Konuşma Dili
be out of it
f.
katılmamak/katılamamak
167
Konuşma Dili
be out of it
f.
dışlanmış olmak/hissetmek
168
Konuşma Dili
be out of it
f.
yabancı olmak/hissetmek
169
Konuşma Dili
be out of it
f.
yabancılık çekmek
170
Konuşma Dili
be out of it
f.
dışlanmış olmak/hissetmek
171
Konuşma Dili
be out of it
f.
yabancı olmak/hissetmek
172
Konuşma Dili
be out of it
f.
yabancılık çekmek
173
Konuşma Dili
be out of things
f.
dışlanmış olmak/hissetmek
174
Konuşma Dili
be out of things
f.
yabancı olmak/hissetmek
175
Konuşma Dili
be out of things
f.
yabancılık çekmek
Idioms
176
Deyim
be out of her reckoning
f.
(gemi) tahmin edilen yerden daha uzakta olmak
177
Deyim
be well out of (something)
f.
(bir şeyden veya kişiden) ayrılması isabet olmak
178
Deyim
be well out of (something)
f.
iyi ki (bir şeyden veya kişiden) ayrılmak
179
Deyim
be well out of (something)
f.
ayrıldığı için şanslı olmak
180
Deyim
be well out of (something)
f.
şansı varmış ki ayrılmış olmak
181
Deyim
be well out of (something)
f.
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
182
Deyim
be well out of
f.
(bir şeyden veya kişiden) ayrılması isabet olmak
183
Deyim
be well out of
f.
iyi ki (bir şeyden veya kişiden) ayrılmak
184
Deyim
be well out of
f.
ayrıldığı için şanslı olmak
185
Deyim
be well out of
f.
şansı varmış ki ayrılmış olmak
186
Deyim
be well out of
f.
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
187
Deyim
be first out of the box [us]
f.
en önce yapan/ortaya atan olmak
188
Deyim
be knocked out of the box
f.
(beyzbolda atıcı) (çok fazla vuruş kaçırdığı için) oyundan alınmak
189
Deyim
be put out of business
f.
işleri durmak/azalmak
190
Deyim
be put out of business
f.
işleri kesat gitmek
191
Deyim
be put out of business
f.
satışları azalmak/durmak
192
Deyim
be put out of business
f.
satışların/işin önü kesilmek
193
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
194
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) kapanmak/işi bırakmak
195
Deyim
be put out of business
f.
(şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
196
Deyim
be out of focus
f.
açık olmamak
197
Deyim
be out of focus
f.
açıkça anlaşılmamak
198
Deyim
be out of one's head
f.
aklını kaçırmak
199
Deyim
be out of one's mind
f.
aklını oynatmak
200
Deyim
be out of one's head
f.
aklını yitirmek
201
Deyim
be out of one's depth
f.
anlamamak
202
Deyim
be out of one's depth
f.
anlaması zor olmak
203
Deyim
be out of kilter
f.
ayarı kaçmak
204
Deyim
be out of one's league
f.
aynı klasmanda olmamak
205
Deyim
be out of somebody's league
f.
aynı kulvarda olmamak
206
Deyim
be out of the starting blocks
f.
başlangıç aşamasını geçmiş olmak
207
Deyim
be fresh out of something
f.
bitmek
208
Deyim
be out of sorts
f.
bozuk çalmak
209
Deyim
be out of the hole
f.
borçsuz olmak
210
Deyim
be out of the starting blocks
f.
bir şeye/işe başlamış olmak
211
Deyim
be out of gas
f.
benzini/yakıtı bitmek
212
Deyim
be out of one's depth
f.
boyunu aşan işlere kalkışmak
213
Deyim
be out of one's depth
f.
boyunu aşmak
214
Deyim
be scared out of one's wits
f.
bet beniz kalmamak
215
Deyim
be out of kilter
f.
balansı bozulmak
216
Deyim
be out of luck
f.
bahtı kara olmak
217
Deyim
be out of somebody's league
f.
biriyle aynı ayarda olmamak
218
Deyim
be laughing out of the other side of one's mouth
f.
burnu sürtülmek
219
Deyim
be out of the hole
f.
borçtan kurtulmuş olmak
220
Deyim
be out of hand
f.
denetlenemez durumda olmak
221
Deyim
be out of joint
f.
çivisi çıkmak
222
Deyim
not be out of the woods
f.
düzlüğe çıkamamak
223
Deyim
be out of pocket
f.
çok para kaybetmek
224
Deyim
be out of earshot
f.
duyamayacak kadar uzakta olmak
225
Deyim
not be out of the wood
f.
düzlüğe çıkamamak
226
Deyim
be out of date
f.
çağdışı olmak
227
Deyim
be out of one's mind
f.
çıldırmak
228
Deyim
be out of one's mind
f.
delirmek
229
Deyim
be out of humor
f.
canı sıkkın olmak
230
Deyim
be out of earshot
f.
duyamayacak kadar uzak olmak
231
Deyim
be out of humour
f.
canı sıkkın olmak
232
Deyim
be out of the loop
f.
devre dışı/dışında kalmak
233
Deyim
be out of true
f.
düzgün olmamak
234
Deyim
be out of true
f.
düz olmamak
235
Deyim
be way out of line with what others get
f.
diğerlerinden çok çok fazla/az almak
236
Deyim
be out of one's league
f.
dengi olmamak
237
Deyim
be out of one's brain
f.
çok sarhoş olmak
238
Deyim
be bent out of shape
f.
çok endişelenmek
239
Deyim
be out of the woods
f.
düzlüğe çıkmak
240
Deyim
be out of earshot of
f.
duyma menzili dışında olmak
241
Deyim
be out of earshot of
f.
duyma erimi dışında olmak
242
Deyim
be out of the doghouse
f.
cezalı olmak
243
Deyim
be out of date
f.
demode olmak
244
Deyim
be out of pocket
f.
çok para harcamak
245
Deyim
be out of step
f.
çizgi dışı olmak
246
Deyim
be bent out of shape
f.
çok sinirlenmek
247
Deyim
be out of the wood
f.
düzlüğe çıkmak
248
Deyim
be out of step
f.
diğerlerinden değişik davranmak
249
Deyim
be out of touch
f.
gelişmelerden habersiz olmak
250
Deyim
be out of humour
f.
hiddetli almak
251
Deyim
be out of one's depth
f.
harcı olmamak
252
Deyim
be out of humor
f.
hiddetli almak
253
Deyim
be out of one's mind with worry
f.
endişeden kafayı yemek
254
Deyim
be out of keeping with
f.
gitmemek
255
Deyim
be out of the running
f.
göz doldurmamak
256
Deyim
be laughing out of the other side of one's mouth
f.
gününü görmek
257
Deyim
be out of keeping with
f.
garip kaçmak
258
Deyim
be out of practice
f.
hamlamak
259
Deyim
be out of one's element
f.
havasında/gününde olmamak
260
Deyim
be out of step
f.
farklı davranmak
261
Deyim
be out of earshot of
f.
işitilemeyecek kadar uzakta olmak
262
Deyim
be out of the way
f.
olağandışı olmak
263
Deyim
be stoned out of one's mind
f.
küfelik olmak
264
Deyim
be out of breath
f.
nefesi kesilmek
265
Deyim
be out of wind
f.
nefes nefese kalmak
266
Deyim
be out of one's element
f.
kendi gibi olmamak
267
Deyim
be out of one's mind
f.
kaçırmak
268
Deyim
be out of one's element
f.
ona göre olmamak
269
Deyim
be out of one's mind
f.
kafayı üşütmek
270
Deyim
be scared out of one's life
f.
ödü kopmak
271
Deyim
be out of the picture
f.
olup bitenden habersiz olmak
272
Deyim
be scared out of one's skin
f.
ödü patlamak
273
Deyim
be scared out of one's skin
f.
ödü kopmak
274
Deyim
be out of focus
f.
karanlıkta kalmak
275
Deyim
be out of humour
f.
öfkesi burnunda olmak
276
Deyim
be out of whack
f.
nefes nefese kalmak
277
Deyim
be out of breath
f.
nefes nefese kalmak
278
Deyim
be out of one's mind with fear
f.
korkudan kafayı yemek
279
Deyim
be out of wind
f.
nefesi kesilmek
280
Deyim
be stoned out of one's mind
f.
kör kütük olmak
281
Deyim
be out of the ark
f.
modası geçmiş olmak
282
Deyim
be scared out of one's life
f.
ödü patlamak
283
Deyim
be out of hand
f.
kontrolden çıkmak
284
Deyim
be out of the picture
f.
konunun dışında olmak
285
Deyim
be out of humor
f.
öfkesi burnunda olmak
286
Deyim
be out of date
f.
nuh nebiden kalma olmak
287
Deyim
be out of puff
f.
nefes nefese kalmak
288
Deyim
be out of breath
f.
soluksuz kalmak
289
Deyim
be out of luck
f.
şanssız olmak
290
Deyim
be out of whack
f.
soluk soluğa kalmak
291
Deyim
be out of luck
f.
şans yüzüne gülmemek
292
Deyim
be out of breath
f.
soluk alamamak
293
Deyim
be out of wind
f.
soluk soluğa olmak
294
Deyim
be out of puff
f.
soluk soluğa kalmak
295
Deyim
be out of pocket
f.
parasız kalmak
296
Deyim
be out of one's mind with boredom
f.
sıkıntıdan kafayı yemek
297
Deyim
be out of pocket
f.
parası yetersiz kalmak
298
Deyim
be out of humor
f.
sinirli olmak
299
Deyim
be out of humour
f.
sinirli olmak
300
Deyim
be out of patience
f.
sabrı taşmak
301
Deyim
be out of luck
f.
şansı yaver gitmemek
302
Deyim
be out of somebody's hands
f.
sorumluluğundan çıkmış olmak
303
Deyim
be out of patience
f.
sabrı kalmamak
304
Deyim
be out of breath
f.
soluk soluğa olmak
305
Deyim
be out of bad feeling
f.
pişmanlık duymamak
306
Deyim
be out of luck
f.
şansı olmamak
307
Deyim
be out of breath
f.
soluk soluğa kalmak
308
Deyim
be out of breath
f.
soluğu tıkanmak
309
Deyim
be out of humour
f.
tepesinin tası atmış olmak
310
Deyim
be fresh out of something
f.
tükenmek
311
Deyim
be out of one's mind
f.
tırlatmak
312
Deyim
be out of humor
f.
tepesinin tası atmış olmak
313
Deyim
be fresh out of something
f.
taze bitmek
314
Deyim
be out of pocket
f.
zararda olmak
315
Deyim
be out of a tight corner
f.
zor durumdan kurtulmak
316
Deyim
be out of the swim of things
f.
(bir süre) olayların dışında kalmak
317
Deyim
be out of the running
f.
üzerinde düşünülmeye değmemek
318
Deyim
be out of keeping with
f.
uygun olmamak
319
Deyim
be out of the running
f.
üzerinde durmaya değer olmamak
320
Deyim
be out of one's depth
f.
zor gelmek
321
Deyim
be out of keeping (with)
f.
(bir şeye) uygun olmamak
322
Deyim
be out of keeping with
f.
uyumsuz olmak
323
Deyim
be out of one's brain
f.
zil zurna sarhoş olmak
324
Deyim
be out of the way
f.
ücra olmak
325
Deyim
be out of keeping with
f.
uymamak
326
Deyim
be out of one's element
f.
(özellikle yabancı bir ortamda olduğu için) kendini rahat hissetmemek
327
Deyim
be out of the swim of things
f.
(bir süre) dahil olmamak
328
Deyim
be out of one's depth
f.
yapması zor olmak
329
Deyim
be ruled out of court
f.
rafa kalkmak
330
Deyim
be ruled out of court
f.
kösteklenmek
331
Deyim
be ruled out of court
f.
baltalanmak
332
Deyim
be ruled out of court
f.
beklenmedik koşullar yüzünden ortadan kalkmak
333
Deyim
be ruled out of court
f.
iptal olmak
334
Deyim
be first out of the box [us]
f.
bir şeyi ilk yapan olmak
335
Deyim
be first out of the box [us]
f.
ilk darbeyi vuran taraf olmak
336
Deyim
be first out of the box [us]
f.
ilk skoru elde etmek
337
Deyim
be first out of the box [us]
f.
ilk öne geçen taraf olmak
338
Deyim
be out of pocket
f.
sıkışık durumda olmak
339
Deyim
be out of pocket
f.
parası az kalmak
340
Deyim
be out of pocket
f.
cebi delik olmak
341
Deyim
be out of pocket
f.
müsait olmamak
342
Deyim
be out of pocket
f.
yerinde olmamak
343
Deyim
be out of pocket
f.
telefona gelememek
344
Deyim
be out of pocket
f.
masasında olmamak
345
Deyim
be out of this world
f.
olağanüstü olmak
346
Deyim
be out of this world
f.
fevkalade olmak
347
Deyim
be out of this world
f.
harika olmak
348
Deyim
be out of this world
f.
müthiş olmak
349
Deyim
be out of this world
f.
görülmemiş şey olmak
350
Deyim
be out of this world
f.
(böyle bir şey) dünyada görülmemek
351
Deyim
be out of this world
f.
(böyle bir şey) hayatında görülmemek
352
Deyim
be out of this world
f.
uçmuş durumda olmak
353
Deyim
be out of this world
f.
kafası dumanlı olmak
354
Deyim
be out of this world
f.
pilot gibi olmak
355
Deyim
be out of this world
f.
leyla gibi olmak
356
Deyim
be out of this world
f.
bulut gibi olmak
357
Deyim
be out of this world
f.
alkol veya uyuşturucudan sarhoş olmak
358
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
canı sıkılmak
359
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
sinirlendirilmek
360
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
keyfi kaçmak
361
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
neşesi kaçmak
362
Deyim
be put out of humour [uk]
f.
morali bozulmak
363
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
canı sıkılmak
364
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
sinirlendirilmek
365
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
keyfi kaçmak
366
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
neşesi kaçmak
367
Deyim
be put out of sorts [old fashioned]
f.
morali bozulmak
368
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birinin) sorumluluğunda olmamak
369
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birine) ayak bağı olmamak
370
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birine) rahatsızlık vermemek
371
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birinin) yakasından düşmek
372
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birine) musallat olmamak
373
Deyim
be out of (one's) hair
f.
artık (birine) bela olmamak
374
Deyim
be out of square
f.
gönyesiz olmak
375
Deyim
be out of square
f.
nizamsız olmak
376
Deyim
be out of square
f.
doğru açıda olmamak
377
Deyim
be out of square
f.
doğru açıyı oluşturmamak
378
Deyim
be out of square
f.
doğru açıda konumlanmamak
379
Deyim
be out of square
f.
gönyesi bozuk olmak
380
Deyim
be out of square
f.
açısı bozuk/kayık olmak
381
Deyim
be out of square
f.
uymamak
382
Deyim
be out of square
f.
uyuşmamak
383
Deyim
be out of square
f.
düzensiz olmak
384
Deyim
be out of square
f.
bozuk olmak
385
Deyim
be out of square
f.
hatalı olmak
386
Deyim
be out of square
f.
eksik olmak
387
Deyim
be blown out of the water
f.
bozguna uğramak
388
Deyim
be blown out of the water
f.
hezimete uğramak
389
Deyim
be blown out of the water
f.
fena yenilmek
390
Deyim
be blown out of the water
f.
dümdüz olmak
391
Deyim
be blown out of the water
f.
açık ara yenilmek
392
Deyim
be blown out of the water
f.
büyük yenilgiye uğramak
393
Deyim
be out of the frame
f.
bir şeyi alması muhtemel olmamak
394
Deyim
be out of the frame
f.
bir iş, ödül için düşünülmemek
395
Deyim
be out of the frame
f.
seçilmesi olası/muhtemel olmamak
396
Deyim
be out of the frame
f.
ön planda olmamak
397
Deyim
be out of the frame
f.
kazanma şansı olmamak
398
Deyim
be out of the frame
f.
bir şeyi almaya uygun olmamak
399
Deyim
be out of (one's) shell
f.
açılmak
400
Deyim
be out of (one's) shell
f.
kabuğundan çıkmak
401
Deyim
be out of (one's) shell
f.
suskunluğunu bırakmak
402
Deyim
be out of (one's) shell
f.
daha az utangaç/çekingen olmak
403
Deyim
be out of (one's) shell
f.
daha sosyal olmak
404
Deyim
be out of (one's) shell
f.
utangaçlığını/çekingenliğini üzerinden atmak
405
Deyim
be out of (one's) shell
f.
daha dışa dönük olmak
406
Deyim
be out of (one's) shell
f.
daha girişken olmak
407
Deyim
be out of fix
f.
bozuk olmak
408
Deyim
be out of fix
f.
çalışmamak
409
Deyim
be out of fix
f.
düzgün çalışmamak
410
Deyim
be out of fix
f.
düzensiz olmak
411
Deyim
be out of fix
f.
dağınık olmak
412
Deyim
be out of fix
f.
karman çorman olmak
413
Deyim
be out of fix
f.
alt üst olmak
414
Deyim
be out of house and home
f.
evi barkı olmamak
415
Deyim
be out of house and home
f.
evinden barkından olmuş olmak
416
Deyim
be out of house and home
f.
evinden atılmış/çıkarılmış olmak
417
Deyim
be out of house and home
f.
evsiz barksız olmak
418
Deyim
be out of house and home
f.
evsiz barksız kalmak
419
Deyim
be out of house and home
f.
yaşayacak/kalacak yeri olmamak
420
Deyim
be out of house and home
f.
sokakta kalmak
421
Deyim
be out of house and home
f.
evini barkını yitirmek
422
Deyim
be out of house and home
f.
yersiz yurtsuz kalmak
423
Deyim
be out of the way
f.
uzakta olmak
424
Deyim
be out of the way
f.
uzak olmak
425
Deyim
be out of the way
f.
gidilen/gidilecek yol üzerinde olmamak
426
Deyim
be out of the way
f.
yol üzeri olmamak
427
Deyim
be out of the way
f.
sapa kalmak
428
Deyim
be out of the way
f.
engel oluşturmamak
429
Deyim
be out of the way
f.
engel yaratmamak
430
Deyim
be out of the way
f.
yoldan çekilmek
431
Deyim
be out of the way
f.
ayak altından çekilmek/kalkmak
432
Deyim
be out of the way
f.
engel olmaktan çıkmak
433
Deyim
be out of the way
f.
bitirilmiş olmak
434
Deyim
be out of the way
f.
son bulmak
435
Deyim
be out of the way
f.
çözülmüş olmak
436
Deyim
be out of the way
f.
ayak bağı olmaktan çıkmak
437
Deyim
be out of the way
f.
garip olmak
438
Deyim
be out of the way
f.
alışılmışın dışında olmak
439
Deyim
be out of the way
f.
tuhaf olmak
440
Deyim
be out of the way
f.
alışılmamış olmak
441
Deyim
be picked out of a hat
f.
rastgele seçilmiş olmak
442
Deyim
be picked out of a hat
f.
rastgele seçilmek
443
Deyim
be picked out of a hat
f.
kurayla seçilmiş olmak
444
Deyim
be picked out of a hat
f.
kurayla seçilmek
445
Deyim
be ruled out of court [uk]
f.
imkansız hale gelmek
446
Deyim
be ruled out of court [uk]
f.
söz konusu olmaktan çıkmak
447
Deyim
be not out of the woods
f.
düzlüğe (çıkamamak)
448
Deyim
be not out of the woods
f.
zor bir durumu (aşamamak)
449
Deyim
be not out of the woods
f.
belirsiz bir durumu (aşamamak)
450
Deyim
be not out of the woods
f.
bir durumun üstesinden (gelememek)
451
Deyim
be fresh out of
f.
yeni bitmek
452
Deyim
be fresh out of
f.
taze bitmek
453
Deyim
be fresh out of
f.
tükenmek
454
Deyim
be fresh out of
f.
elinde kalmamak
455
Deyim
be fresh out of
f.
-i yeni bitirmiş/tamamlamış olmak
456
Deyim
be fresh out of
f.
-den yeni mezun olmak
457
Deyim
be fresh out of
f.
-den yeni çıkmış olmak
458
Deyim
be frightened out of (one's) wits
f.
korkudan ödü patlamak
459
Deyim
be frightened out of (one's) wits
f.
ödü bokuna karışmak
460
Deyim
be frightened out of (one's) wits
f.
üç buçuk atmak
461
Deyim
be frightened out of (one's) wits
f.
korkudan beti benzi atmak
462
Deyim
be frightened out of (one's) wits
f.
ödü kopmak
463
Deyim
be frightened out of your wits
f.
korkudan ödü patlamak
464
Deyim
be frightened out of your wits
f.
ödü bokuna karışmak
465
Deyim
be frightened out of your wits
f.
üç buçuk atmak
466
Deyim
be frightened out of your wits
f.
korkudan beti benzi atmak
467
Deyim
be frightened out of your wits
f.
ödü kopmak
468
Deyim
be scared out of your wits
f.
korkudan ödü patlamak
469
Deyim
be scared out of your wits
f.
ödü bokuna karışmak
470
Deyim
be scared out of your wits
f.
üç buçuk atmak
471
Deyim
be scared out of your wits
f.
korkudan beti benzi atmak
472
Deyim
be scared out of your wits
f.
ödü kopmak
473
Deyim
be out of touch (with something)
f.
(bir şeyden) haberdar olmamak
474
Deyim
be out of touch (with something)
f.
(bir şeyi) takip etmemek
475
Deyim
be out of tune (with somebody/something)
f.
ahenksiz olmak
476
Deyim
be out of tune (with somebody/something)
f.
akortsuz olmak
477
Deyim
be out of pocket [uk]
f.
kar etmek/zararda olmak
478
Deyim
be out of pocket [uk]
f.
cebinde para kalmak/parasız kalmak
479
Deyim
be in/out of step
f.
ayak uydurmak/uyduramamak
480
Deyim
be in/out of step
f.
diğerleri gibi davranmak/davranmamak
481
Deyim
be out of step (with somebody/something)
f.
(birinden/bir şeyden) farklı davranmak
482
Deyim
be out of step (with somebody/something)
f.
(birine/bir şeye) ayak uyduramamak
483
Deyim
be out of the frame
f.
yer almamak
484
Deyim
be out of the frame
f.
kapsam dışı olmak
485
Deyim
be out of tune
f.
akortlu olmamak
486
Deyim
be out of tune
f.
ahenkli olmamak
487
Deyim
be out of tune
f.
aynı düşünceleri paylaşmamak
488
Deyim
be out of tune
f.
farklı telden çalmak
489
Deyim
be out of tune
f.
uyuşmamak
490
Deyim
be out of tune
f.
farklı fikirde olmak
491
Deyim
be out of tune
f.
mutabık olmamak
492
Deyim
be out of use
f.
kullanımda olmamak
493
Deyim
be out of use
f.
kullanım dışı olmak
494
Deyim
be out of use
f.
geçersiz olmak
495
Deyim
be laughed out of court
f.
ciddiye alınmamak
496
Deyim
be laughed out of court
f.
kulak asılmamak
497
Deyim
be laughed out of court
f.
dalga geçilmek
498
Deyim
be laughed out of court
f.
önemsenmemek
499
Deyim
be laughed out of court
f.
dikkate alınmamak
500
Deyim
be laughing out of the other side of your mouth [us]
f.
gününü görmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of be out of
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy