|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
fault i.
|
fay |
|
Our city sits on an active fault.
Şehrimiz aktif bir fay hattı üzerindedir.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
fault i.
|
hata |
|
The failure of the CFSP is our fault.
ODGP'nin başarısızlığı bizim hatamız.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
fault i.
|
arıza |
|
A single fault does not lead to a loss of the safety function.
Tek bir arıza güvenlik işlevinin kaybına yol açmaz.
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
fault i.
|
kabahat |
|
The fault for this lies entirely with Europe.
Bunun kabahati tamamen Avrupa'ya aittir.
More Sentences
|
5 |
Yaygın Kullanım |
fault i.
|
kusur |
|
Finally, this liability must be in proportion to the acknowledged fault.
Son olarak, bu sorumluluk kabul edilen kusurla orantılı olmalıdır.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
fault i.
|
suç |
|
Well, yes, we will, but that is not our fault.
Evet, yapacağız ama bu bizim suçumuz değil.
More Sentences
|
7 |
Genel |
fault i.
|
kabahat |
|
Okay, first of all, my appearance is not my fault.
Tamam, öncelikle, görünüşüm benim kabahatim değil.
More Sentences
|
8 |
Genel |
fault i.
|
kusur |
|
Tom admitted it was his fault.
Tom bunun kendi kusuru olduğunu kabul etti.
More Sentences
|
9 |
Genel |
finding fault with i.
|
kusur bulma |
|
He is always finding fault with other people.
Daima başkalarında kusur buluyor.
More Sentences
|
10 |
Genel |
fault f.
|
hatası olmak |
|
It might not have been Tom's fault.
Bu, Tom'un hatası olmayabilir.
More Sentences
|
11 |
Genel |
find fault with f.
|
kusur bulmak |
|
I can't understand why James always finds fault with his wife.
James'in neden hep karısına kusur bulduğunu anlayamıyorum.
More Sentences
|
12 |
Genel |
find fault f.
|
hata bulmak |
|
Tom always finds fault in everything.
Tom her zaman her şeyde hata bulur.
More Sentences
|
13 |
Genel |
fault f.
|
suçlamak |
|
I can't fault you for that.
Bunun için seni suçlayamam.
More Sentences
|
14 |
Genel |
find fault f.
|
kusur bulmak |
|
She's always finding fault in him.
Onda hep bir kusur buluyor.
More Sentences
|
15 |
Genel |
find fault with f.
|
kulp takmak |
|
The teacher is always finding fault with his students.
Öğretmen her zaman öğrencilerine kulp takıyor.
More Sentences
|
16 |
Genel |
find fault with f.
|
hata bulmak |
|
Stop finding fault with my every word.
Her kelimemde hata bulmayı bırak.
More Sentences
|
17 |
Genel |
at fault s.
|
kabahatli |
|
The Army leaders are at fault, not you.
Kara Kuvvetleri Komutanları kabahatli, sen değil.
More Sentences
|
Idioms |
|
18 |
Deyim |
find fault with f.
|
kusur bulmak |
|
She always finds fault with the way I do things.
İşleri yapma şeklimde her zaman kusur bulur.
More Sentences
|
19 |
Deyim |
to a fault expr.
|
haddinden fazla |
|
He is polite to a fault.
Haddinden fazla kibar biri.
More Sentences
|
Speaking |
|
20 |
Konuşma |
it's my fault expr.
|
benim hatam |
|
It's my fault this has happened.
Bunun olması benim hatam.
More Sentences
|
|
21 |
Konuşma |
my fault expr.
|
benim hatam |
|
No doubt it is my fault that I have been unaware of your existence in recent years.
Şüphesiz son yıllarda varlığınızdan haberdar olmamam benim hatam.
More Sentences
|
22 |
Konuşma |
it's your fault expr.
|
senin hatan |
|
It's your fault.
Bu senin hatan.
More Sentences
|
Law |
|
23 |
Hukuk |
fault i.
|
hata |
|
The fault lies with OLAF, or the director-general, or whoever, but not with the Commission.
Hata OLAF'ta, genel müdürde ya da her kimse ondadır, Komisyon'da değil.
More Sentences
|
Technical |
|
24 |
Teknik |
fault i.
|
arıza |
|
There is a fault in the electrical system.
Elektrik sisteminde bir arıza var.
More Sentences
|
Computer |
|
25 |
Bilgisayar |
fault i.
|
hata |
|
The fault lies with OLAF, or the director-general, or whoever, but not with the Commission.
Hata Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu'nda, genel müdürde ya da bir başkasındadır, Komisyonda değil.
More Sentences
|
Textile |
|
26 |
Tekstil |
fault i.
|
hata |
|
This is not the Commission's fault, but a result of differences between the various Member States.
Bu Komisyon'un hatası değil, çeşitli Üye Devletler arasındaki farklılıkların bir sonucudur.
More Sentences
|
General |
|
27 |
Genel |
fault current i.
|
kaçak akım |
|
28 |
Genel |
earthquake fault model i.
|
deprem fay modeli |
|
29 |
Genel |
fault i.
|
yanlışlık |
|
30 |
Genel |
fault i.
|
yanlış |
|
31 |
Genel |
basic fault i.
|
temel hata |
|
32 |
Genel |
longitudinal fault i.
|
boyuna fay |
|
33 |
Genel |
active fault i.
|
aktif fay |
|
34 |
Genel |
reverse slip fault i.
|
ters atımlı fay |
|
35 |
Genel |
fault i.
|
çatlak |
|
36 |
Genel |
fault i.
|
ayıp |
|
37 |
Genel |
fault tree i.
|
hata ağacı |
|
38 |
Genel |
fault i.
|
günah |
|
39 |
Genel |
fault tree analysis i.
|
hata ağacı analizi |
|
40 |
Genel |
fault i.
|
kusur (karakterinde) |
|
|
41 |
Genel |
fault i.
|
gedik |
|
42 |
Genel |
fault i.
|
eksiklik |
|
43 |
Genel |
fault finding i.
|
arıza bulma |
|
44 |
Genel |
fault i.
|
noksan |
|
45 |
Genel |
fault i.
|
yanılgı |
|
46 |
Genel |
fault i.
|
aksaklık |
|
47 |
Genel |
fault i.
|
bozukluk |
|
48 |
Genel |
a fault i.
|
bir hata |
|
49 |
Genel |
grounding fault i.
|
topraklama hatası |
|
50 |
Genel |
fault correction i.
|
kusur düzeltme |
|
51 |
Genel |
one's own fault i.
|
kendi suçu |
|
52 |
Genel |
fault tracing i.
|
hata izleme |
|
53 |
Genel |
genuine fault i.
|
asli hata |
|
54 |
Genel |
genuine fault i.
|
asli kusur |
|
55 |
Genel |
fault line i.
|
kıyas hattı |
|
56 |
Genel |
determinate fault i.
|
kalıcı aksama |
|
57 |
Genel |
fault analysis i.
|
kusur çözümlemesi |
|
58 |
Genel |
fault masking i.
|
kusur maskeleme |
|
59 |
Genel |
fault tolerance i.
|
kusur hoşgörüsü |
|
60 |
Genel |
fault i.
|
kırık |
|
61 |
Genel |
fault analysis i.
|
arıza çözümlemesi |
|
62 |
Genel |
fault i.
|
noksanlık |
|
63 |
Genel |
manufacturing fault i.
|
fabrikasyon hatası |
|
64 |
Genel |
fault report form i.
|
arıza bildirim formu |
|
65 |
Genel |
contributory fault i.
|
meydana gelen olumsuz durumda pay sahibi olma |
|
66 |
Genel |
contributory fault i.
|
hatadan sorumlu olma |
|
67 |
Genel |
his/her own fault i.
|
kendi hatası |
|
68 |
Genel |
fault-management mechanism i.
|
hata yönetim mekanizması |
|
69 |
Genel |
fault condition i.
|
arıza durumu |
|
70 |
Genel |
fault status i.
|
arıza durumu |
|
71 |
Genel |
magnetic fault i.
|
manyetik hata |
|
72 |
Genel |
pick-fault i.
|
hata arayan kimse |
|
73 |
Genel |
pick-fault i.
|
kusur arayan kimse |
|
74 |
Genel |
fault i.
|
karakter zayıflığı |
|
75 |
Genel |
fault i.
|
sorumluluk |
|
76 |
Genel |
fault i.
|
suçluluk |
|
77 |
Genel |
fault i.
|
kusurluluk |
|
78 |
Genel |
fault i.
|
kafa bulanıklığı |
|
79 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
yokluk |
|
80 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
yetersizlik |
|
|
81 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
yoksunluk |
|
82 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
mahrumiyet |
|
83 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
gereksinme |
|
84 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
azlık |
|
85 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
kıtlık |
|
86 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
az bulunurluk |
|
87 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
nadirlik |
|
88 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
enderlik |
|
89 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
ihmal |
|
90 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
ilgisizlik |
|
91 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
savsaklama |
|
92 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
gıyap |
|
93 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
hazır bulunmayış |
|
94 |
Genel |
fault [obsolete] i.
|
yükümlülüğünü yerine getirmeme |
|
95 |
Genel |
fault line i.
|
(örgütte, partide) çatlak |
|
96 |
Genel |
fault line i.
|
toplulukta radikal ve yıkıcı bölünme |
|
97 |
Genel |
fault-finder i.
|
müşkülpesent |
|
98 |
Genel |
fault-finder i.
|
tenkitçi |
|
99 |
Genel |
fault-finder i.
|
her şeyde hata arayan kimse |
|
100 |
Genel |
fault-finding i.
|
mızmızlanma |
|
101 |
Genel |
fault-finding i.
|
beğenmeme |
|
102 |
Genel |
fault-finding i.
|
dırdırlanma |
|
103 |
Genel |
fault-finding i.
|
kusur bulma |
|
104 |
Genel |
fault-finding i.
|
hata arama |
|
105 |
Genel |
commit a fault f.
|
kabahat etmek |
|
106 |
Genel |
fault f.
|
suçu olmak |
|
107 |
Genel |
be at fault f.
|
kusur etmek |
|
108 |
Genel |
find a fault in everything f.
|
armutun sapı üzümün çöpü var demek |
|
109 |
Genel |
fault f.
|
kınamak |
|
110 |
Genel |
be found at fault f.
|
kabahatli bulunmak |
|
111 |
Genel |
be found at fault f.
|
kabahatli çıkmak |
|
112 |
Genel |
tell his fault to his face f.
|
ayıbını yüzüne vurmak |
|
113 |
Genel |
find fault with f.
|
kabahat bulmak |
|
114 |
Genel |
be at fault f.
|
kabahatli olmak |
|
115 |
Genel |
fault f.
|
ayıplamak |
|
116 |
Genel |
fault f.
|
kusur bulmak |
|
117 |
Genel |
not accept any fault f.
|
hata kabul etmemek |
|
118 |
Genel |
repair the fault f.
|
hatayı gidermek |
|
119 |
Genel |
fix the fault f.
|
hatayı gidermek |
|
120 |
Genel |
rectify the fault f.
|
hatayı gidermek |
|
121 |
Genel |
correct the fault f.
|
hatayı gidermek |
|
122 |
Genel |
encounter a fault f.
|
hatayla karşılaşmak |
|
123 |
Genel |
fault f.
|
fay oluşturmak |
|
124 |
Genel |
accept one's fault f.
|
hatasını kabul etmek |
|
125 |
Genel |
find fault with f.
|
yanlış bulmak |
|
126 |
Genel |
fault someone for something f.
|
birini birşey için suçlamak |
|
127 |
Genel |
fault lie with f.
|
kusurun sorumlusu olmak |
|
128 |
Genel |
find fault f.
|
yakınmak |
|
129 |
Genel |
find fault with f.
|
ayıplamak |
|
130 |
Genel |
find fault with f.
|
sorumlu tutmak |
|
131 |
Genel |
find fault f.
|
söylenmek |
|
132 |
Genel |
find fault f.
|
sızlanmak |
|
133 |
Genel |
fault f.
|
hata yapmak |
|
134 |
Genel |
fault f.
|
hataya düşmek |
|
135 |
Genel |
fault f.
|
yanılmak |
|
136 |
Genel |
fault f.
|
berbat etmek |
|
137 |
Genel |
fault f.
|
becerememek |
|
138 |
Genel |
fault f.
|
yüzüne gözüne bulaştırmak |
|
139 |
Genel |
fault find f.
|
mızmızlanmak |
|
140 |
Genel |
fault find f.
|
müşkülpesentlik yapmak |
|
141 |
Genel |
fault find f.
|
kusur bulmak |
|
142 |
Genel |
fault find f.
|
hata aramak |
|
143 |
Genel |
find fault f.
|
sürekli eleştirmek |
|
144 |
Genel |
find fault f.
|
eleştiri yağmuruna tutmak |
|
145 |
Genel |
find fault f.
|
her şeye kulp takmak |
|
146 |
Genel |
find fault f.
|
armudun sapı üzümün çöpü diye eleştirmek |
|
147 |
Genel |
at fault s.
|
hatalı |
|
148 |
Genel |
in fault s.
|
hata işlemiş |
|
149 |
Genel |
fault tolerant s.
|
hata kaldırır |
|
150 |
Genel |
at fault s.
|
şaşırmış |
|
151 |
Genel |
in fault s.
|
kusur etmiş |
|
152 |
Genel |
at fault s.
|
yanılmış |
|
153 |
Genel |
fault tolerant s.
|
hatadan etkilenmez |
|
154 |
Genel |
at fault s.
|
kusurlu |
|
155 |
Genel |
fault tolerant s.
|
kusura dayanıklı |
|
156 |
Genel |
fault tolerant s.
|
bozulmaya dayanıklı |
|
157 |
Genel |
fault-free s.
|
hatasız |
|
158 |
Genel |
fault-finding s.
|
hata bulan |
|
159 |
Genel |
fault-tolerant s.
|
arıza kaldırılabilir |
|
160 |
Genel |
fault-finding s.
|
mızmızlanmaya meyilli |
|
161 |
Genel |
fault-finding s.
|
dırdırlanmaya meyilli |
|
162 |
Genel |
fault-finding s.
|
kusur bulmaya meyilli |
|
163 |
Genel |
fault-finding s.
|
eleştirmeye meyilli |
|
164 |
Genel |
fault-finding s.
|
durduk yere hataları büyüten |
|
165 |
Genel |
fault-finding s.
|
hataları gereksiz yere göze sokan |
|
166 |
Genel |
to a fault zf.
|
aşırı derecede |
|
167 |
Genel |
to a fault zf.
|
aşırılıkla |
|
168 |
Genel |
to a fault zf.
|
ifratla |
|
169 |
Genel |
for fault of [obsolete] expr.
|
eksikliğinden |
|
170 |
Genel |
for fault of [obsolete] expr.
|
hazır bulunmadığı için |
|
171 |
Genel |
for fault of [obsolete] expr.
|
onun yerine |
|
172 |
Genel |
for fault of [obsolete] expr.
|
yokluğundan dolayı |
|
173 |
Genel |
for fault of [obsolete] expr.
|
yokluğunda |
|
174 |
Genel |
for the fault of [obsolete] expr.
|
eksikliğinden |
|
175 |
Genel |
for the fault of [obsolete] expr.
|
hazır bulunmadığı için |
|
176 |
Genel |
for the fault of [obsolete] expr.
|
onun yerine |
|
177 |
Genel |
for the fault of [obsolete] expr.
|
yokluğundan dolayı |
|
178 |
Genel |
for the fault of [obsolete] expr.
|
yokluğunda |
|
Proverb |
|
179 |
Atasözü |
he who looks for a friend without fault, remains without a friend
|
ayıpsız dost arayan dostsuz kalır |
|
180 |
Atasözü |
a fault confessed is half redressed
|
zararın neresinden dönersen kardır |
|
181 |
Atasözü |
a fault confessed is half redressed
|
tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir |
|
182 |
Atasözü |
he who seeks a friend without fault, remains without one
|
ayıpsız dost arayan dostsuz kalır |
|
183 |
Atasözü |
everyone can find fault, few can do better
|
herkes hata bulabilir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
184 |
Atasözü |
everyone can find fault, few can do better
|
herkes eleştirir, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
185 |
Atasözü |
everyone can find fault, few can do better
|
eleştirmek/hata bulmak kolaydır, önemli olan/zor olan yapıcı olmaktır |
|
Colloquial |
|
186 |
Konuşma Dili |
find fault (with someone or something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanlışını bulmak |
|
187 |
Konuşma Dili |
find fault (with someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) hata bulmak |
|
188 |
Konuşma Dili |
find fault (with someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kusur bulmak |
|
189 |
Konuşma Dili |
find fault (with someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kabahat bulmak |
|
190 |
Konuşma Dili |
find fault (with someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kulp takmak |
|
191 |
Konuşma Dili |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birinin/bir şeyin) yanlışını bulmak |
|
192 |
Konuşma Dili |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) hata bulmak |
|
193 |
Konuşma Dili |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) kusur bulmak |
|
194 |
Konuşma Dili |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) kabahat bulmak |
|
195 |
Konuşma Dili |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) kulp takmak |
|
196 |
Konuşma Dili |
loyal to a fault s.
|
sonuna kadar sadık |
|
197 |
Konuşma Dili |
ain't my fault expr.
|
benim hatam değil |
|
198 |
Konuşma Dili |
people think it's your fault expr.
|
insanlar senin hatan olduğunu düşünüyor |
|
199 |
Konuşma Dili |
at fault expr.
|
suçlu |
|
200 |
Konuşma Dili |
at fault expr.
|
aklı karışık |
|
201 |
Konuşma Dili |
at fault expr.
|
kafası karışık |
|
202 |
Konuşma Dili |
at fault expr.
|
ne yapacağını bilemez halde |
|
203 |
Konuşma Dili |
at fault expr.
|
afallamış |
|
Idioms |
|
204 |
Deyim |
find fault with f.
|
ensesinde boza pişirmek |
|
205 |
Deyim |
find fault with f.
|
homurdanmak |
|
206 |
Deyim |
find fault with f.
|
şikayet etmek |
|
207 |
Deyim |
find fault with f.
|
söylenmek |
|
208 |
Deyim |
find fault with f.
|
vıdı vıdı etmek |
|
209 |
Deyim |
find fault with f.
|
yakınmak |
|
210 |
Deyim |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak |
|
211 |
Deyim |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birine/bir şeye) söylenmek |
|
212 |
Deyim |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birini/bir şeyi) eleştirmek |
|
213 |
Deyim |
find fault (with somebody/something) f.
|
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak |
|
214 |
Deyim |
find fault with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) kusur/hata bulmak |
|
215 |
Deyim |
find fault with (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) söylenmek |
|
216 |
Deyim |
find fault with (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) eleştirmek |
|
217 |
Deyim |
find fault with (someone or something) f.
|
(birinde/bir şeyde) kusur/hata bulmak |
|
218 |
Deyim |
generous to a fault s.
|
eli bol |
|
219 |
Deyim |
honest to a fault s.
|
sonuna kadar dürüst |
|
220 |
Deyim |
honest to a fault s.
|
doğrucu davut |
|
221 |
Deyim |
honest to a fault s.
|
dürüstlük abidesi |
|
222 |
Deyim |
honest to a fault s.
|
fazlasıyla dürüst |
|
223 |
Deyim |
at fault expr.
|
doğru değil |
|
224 |
Deyim |
to a fault expr.
|
gereksiz derecede |
|
225 |
Deyim |
at fault expr.
|
hatalı |
|
226 |
Deyim |
to a fault expr.
|
fazlasıyla |
|
227 |
Deyim |
generous to a fault expr.
|
fazlasıyla cömert |
|
228 |
Deyim |
at fault expr.
|
kusurlu |
|
229 |
Deyim |
at fault expr.
|
yanlış |
|
230 |
Deyim |
everyone can find fault, few can do better expr.
|
yapılan işi herkes eleştirebilecekken; daha iyisini yapabilecek (olan kişi) pek azdır |
|
Speaking |
|
231 |
Konuşma |
this is all your fault i.
|
hepsi senin suçun |
|
232 |
Konuşma |
this time it wasn't my fault expr.
|
bu sefer benim hatam değildi |
|
233 |
Konuşma |
it wasn't your fault expr.
|
bu senin hatan değildi |
|
234 |
Konuşma |
it's all your fault expr.
|
bütün bunlar senin hatan |
|
235 |
Konuşma |
it's not her fault expr.
|
bu onun hatası değil |
|
236 |
Konuşma |
it's all your fault expr.
|
bütün bunlar senin eserin |
|
237 |
Konuşma |
this was my fault expr.
|
bu benim hatamdı |
|
238 |
Konuşma |
it was not my fault expr.
|
bu benim hatam değildi |
|
239 |
Konuşma |
through no fault of my own expr.
|
benim kabahatim olmadan |
|
240 |
Konuşma |
it's my fault expr.
|
hata benim |
|
241 |
Konuşma |
it's all my fault expr.
|
hepsi benim hatam |
|
242 |
Konuşma |
if you become sick it's not my fault expr.
|
hasta olursan günah benden gitti |
|
243 |
Konuşma |
this is all your fault! expr.
|
hepsi senin suçun! |
|
244 |
Konuşma |
it's all my fault expr.
|
hepsi benim suçum |
|
245 |
Konuşma |
it was all her fault expr.
|
hep onun suçu |
|
246 |
Konuşma |
it was all his fault expr.
|
hep onun suçu |
|
247 |
Konuşma |
it's my own fault expr.
|
kendi hatam |
|
248 |
Konuşma |
sorry, my fault expr.
|
özür dilerim, benim hatam |
|
249 |
Konuşma |
it wasn't your fault expr.
|
senin suçun değildi |
|
250 |
Konuşma |
it's not your fault expr.
|
senin hatan değil |
|
251 |
Konuşma |
this whole thing is my fault expr.
|
tüm olanlar benim hatam |
|
Trade/Economic |
|
252 |
Ticaret/Ekonomi |
gross fault i.
|
ağır kusur |
|
253 |
Ticaret/Ekonomi |
gross fault i.
|
büyük hata |
|
254 |
Ticaret/Ekonomi |
latent fault i.
|
gizli hata |
|
255 |
Ticaret/Ekonomi |
no-fault insurance i.
|
hatasızlık sigortası |
|
256 |
Ticaret/Ekonomi |
fault i.
|
kusur |
|
Law |
|
257 |
Hukuk |
gross fault i.
|
ağır hata |
|
258 |
Hukuk |
gross fault i.
|
ağır kusur |
|
259 |
Hukuk |
equal fault i.
|
eşit kusur |
|
260 |
Hukuk |
slight fault i.
|
hafif kusur |
|
261 |
Hukuk |
service fault i.
|
hizmet kuşum |
|
262 |
Hukuk |
fault i.
|
itham |
|
263 |
Hukuk |
fault i.
|
kusur |
|
264 |
Hukuk |
no-fault divorce i.
|
kusura dayanmayan boşanma |
|
265 |
Hukuk |
defenses to fault-based divorce i.
|
kusura dayalı boşanmaya karşı savunma sebepleri |
|
266 |
Hukuk |
liability without fault i.
|
kusursuz sorumluluk |
|
267 |
Hukuk |
fault liability i.
|
kusurlu sorumluluk |
|
268 |
Hukuk |
depreciation without owner's fault i.
|
malikin kusuru olmaksızın kıymetten düşme |
|
269 |
Hukuk |
proportionate fault i.
|
nisbi kusur kuramı |
|
270 |
Hukuk |
comparative fault i.
|
nisbi kusur kuramı |
|
271 |
Hukuk |
personal fault i.
|
şahsi hata |
|
272 |
Hukuk |
fault f.
|
itham etmek |
|
273 |
Hukuk |
equally at fault s.
|
eşit derece kusurlu/hatalı |
|
Insurance |
|
274 |
Sigortacılık |
no fault automobile insurance i.
|
kusurlu aramaksızın ödeme yapan araç sigortası |
|
275 |
Sigortacılık |
no-fault i.
|
kusurlu aramaksızın ödeme yapan araç sigortası |
|
276 |
Sigortacılık |
no-fault i.
|
hatasızlık (sigorta) |
|
277 |
Sigortacılık |
no-fault s.
|
kusurlu aramayan |
|
278 |
Sigortacılık |
no-fault s.
|
tarafları sorumlu tutmayan |
|
279 |
Sigortacılık |
no-fault s.
|
hatasızlık sigortasıyla ilgili |
|
280 |
Sigortacılık |
no-fault s.
|
hatasızlık sigortasına ait |
|
Technical |
|
281 |
Teknik |
turn to turn fault i.
|
sargılar arası kısa devre |
|
282 |
Teknik |
fault conditions i.
|
arıza şartları |
|
283 |
Teknik |
fault recorder i.
|
arıza kayıt cihazı |
|
284 |
Teknik |
fault indicator i.
|
arıza göstergesi |
|
285 |
Teknik |
fault diagnosis i.
|
arıza arama |
|
286 |
Teknik |
fault time i.
|
arıza zamanı |
|
287 |
Teknik |
fault tolerant dfs i.
|
aksaklığa dayanıklı dfs |
|
288 |
Teknik |
fault code i.
|
arıza kodu |
|
289 |
Teknik |
fault tolerant driver i.
|
aksaklığa dayanıklı sürücü |
|
290 |
Teknik |
fault tolerance i.
|
aksaklık hoşgörüsü |
|
291 |
Teknik |
fault tree analysis i.
|
arıza ağacı analizi |
|
292 |
Teknik |
fault interrupter i.
|
arıza akım kesicisi |
|
293 |
Teknik |
fault current i.
|
arıza akımı |
|
294 |
Teknik |
fault alarm i.
|
arıza alarmı |
|
295 |
Teknik |
fault location i.
|
arıza bulma |
|
296 |
Teknik |
fault shutdown i.
|
arıza nedeniyle durdurma |
|
297 |
Teknik |
fault tree analysis (fta) i.
|
başarısızlık analizi |
|
298 |
Teknik |
battery charge fault warning message i.
|
batarya şarjı arızası uyarı mesajı |
|
299 |
Teknik |
bonding fault i.
|
birleşme hatası |
|
300 |
Teknik |
longitudinal fault i.
|
boyuna yanlım |
|
301 |
Teknik |
fault i.
|
bozulma |
|
302 |
Teknik |
circuit fault i.
|
devre hatası |
|
303 |
Teknik |
extrinsic stacking fault i.
|
dışınlı dizilim hatası |
|
304 |
Teknik |
weaving fault i.
|
dokuma hatası |
|
305 |
Teknik |
page fault i.
|
disk belleği hatası |
|
306 |
Teknik |
cross fault i.
|
enine yanlım |
|
307 |
Teknik |
passive fault detection i.
|
edilgen hata belirleme |
|
308 |
Teknik |
electrical fault i.
|
elektrik arızası |
|
309 |
Teknik |
fault scarp i.
|
fay yüzeyi |
|
310 |
Teknik |
fault water i.
|
fay suyu |
|
311 |
Teknik |
fault dip i.
|
fay eğimi |
|
312 |
Teknik |
manufacturing fault i.
|
fabrikasyon hatası |
|
313 |
Teknik |
fault tree analysis (fta) i.
|
güvenlik analizi |
|
314 |
Teknik |
fault tree analysis (fta) i.
|
hata ağacı analizi |
|
315 |
Teknik |
fault notification system i.
|
hata/arıza bildirim sistemi |
|
316 |
Teknik |
fault detection and isolation i.
|
hata tespiti ve ayrıştırılması |
|
317 |
Teknik |
fault tolerance i.
|
hata dayanıklılığı |
|
318 |
Teknik |
fault-location program i.
|
hata belirleme programı |
|
319 |
Teknik |
fault-free operation parameters i.
|
hatasız işletim parametreleri |
|
320 |
Teknik |
fault finder i.
|
hata bulucu aygıt |
|
321 |
Teknik |
fault tolerant driver i.
|
hataya dayanıklı sürücü |
|
322 |
Teknik |
internal and external fault behaviours i.
|
harici ve dahili hata davranışları |
|
323 |
Teknik |
fault tolerant dfs i.
|
hataya dayanıklı dfs |
|
324 |
Teknik |
fault detection i.
|
hata tespiti |
|
325 |
Teknik |
line fault i.
|
hat arızası |
|
326 |
Teknik |
fault powdering top side i.
|
hatalı üst taraf tozlaması |
|
327 |
Teknik |
insulation fault i.
|
izolasyon kaçağı |
|
328 |
Teknik |
stacking fault i.
|
istif bozukluğu |
|
329 |
Teknik |
insulation fault i.
|
izolasyon hatası |
|
330 |
Teknik |
insulation fault i.
|
izolasyon arızası |
|
331 |
Teknik |
stacking fault energy i.
|
istif bozukluğu erki |
|
332 |
Teknik |
fault i.
|
kaçak |
|
333 |
Teknik |
complex fault i.
|
karmaşık fay |
|
334 |
Teknik |
fault codes stored in the memory i.
|
kayıtlı arıza kodları |
|
335 |
Teknik |
critical fault i.
|
kritik kusur |
|
336 |
Teknik |
fault indicator i.
|
kusur göstergesi |
|
337 |
Teknik |
fault detection i.
|
kusur bulgulama |
|
338 |
Teknik |
fault diagnosis i.
|
kusur tanısı |
|
339 |
Teknik |
fault localization i.
|
kusur yerseme |
|
340 |
Teknik |
central fault display interface unit i.
|
merkezi hata görüntüleme arayüz birimi |
|
341 |
Teknik |
down-slip fault i.
|
olağan kırık |
|
342 |
Teknik |
pattern sensitive fault i.
|
örüntü algılamalı hata |
|
343 |
Teknik |
pattern sensitive fault i.
|
patern algılamalı hata |
|
344 |
Teknik |
program-sensitive fault i.
|
program algılamalı hata |
|
345 |
Teknik |
passive fault detection i.
|
pasif hata belirleme |
|
346 |
Teknik |
program-sensitive fault i.
|
programa duyarlı hata |
|
347 |
Teknik |
interturn fault relay i.
|
sargı koruma rölesi |
|
348 |
Teknik |
rotor ground fault protection i.
|
rotor toprak kaçağı koruması |
|
349 |
Teknik |
stator ground-fault protection i.
|
stator toprak koruması |
|
350 |
Teknik |
system fault i.
|
şebeke arızası |
|
351 |
Teknik |
fault ride through (frt) i.
|
şebeke arızalarından sonra sistemin kararlılığını kaybetmeden şebekede kalabilmesi ve arıza sonlandırılıp normal işletme koşullarına dönünceye kadar şebekeyi destekleyebilmesi |
|
352 |
Teknik |
ground fault i.
|
topraklama hatası |
|
353 |
Teknik |
earth-fault test i.
|
toprak kaçağı testi |
|
354 |
Teknik |
ground fault circuit interrupter i.
|
topraklama arızası devre şalteri |
|
355 |
Teknik |
ground fault circuit interrupter i.
|
topraklama devresi şalteri |
|
356 |
Teknik |
ground-fault relay i.
|
toprak kaçağı rölesi |
|
357 |
Teknik |
ground fault i.
|
toprak arızası |
|
358 |
Teknik |
fault caption i.
|
teknik arıza diyası |
|
359 |
Teknik |
earth fault i.
|
toprak kaçağı |
|
360 |
Teknik |
tension fault i.
|
tansiyon fayı |
|
361 |
Teknik |
ground fault i.
|
toprak kaçağı |
|
362 |
Teknik |
reserve fault i.
|
ters fay |
|
363 |
Teknik |
fault fissure i.
|
yanlış uygulama çatlağı |
|
364 |
Teknik |
fault i.
|
yanılgı |
|
365 |
Teknik |
gravity fault i.
|
çekim fayı |
|
366 |
Teknik |
fault-tolerant s.
|
hata kaldırır |
|
367 |
Teknik |
fault tolerant s.
|
hataya dayanıklı |
|
368 |
Teknik |
fault-tolerant s.
|
hatadan etkilenmez |
|
369 |
Teknik |
no fault found (nff) expr.
|
hata bulunamadı |
|
Computer |
|
370 |
Bilgisayar |
fault indicator i.
|
aksama göstergesi |
|
371 |
Bilgisayar |
fault time i.
|
arıza zamanı |
|
372 |
Bilgisayar |
fault indicator i.
|
arıza göstergesi |
|
373 |
Bilgisayar |
fault analysis i.
|
arıza çözümlemesi |
|
374 |
Bilgisayar |
network data fault i.
|
ağ veri hatası |
|
375 |
Bilgisayar |
fault detection i.
|
arıza bulgulama |
|
376 |
Bilgisayar |
fault location i.
|
aksaklık konumu |
|
377 |
Bilgisayar |
fault interrupter i.
|
arıza akım kesicisi |
|
378 |
Bilgisayar |
fault tolerance i.
|
arızaya dayanıklılık |
|
379 |
Bilgisayar |
fault tolerant computer i.
|
bozukluğa dayanıklı bilgisayar |
|
380 |
Bilgisayar |
fault i.
|
bozma |
|
381 |
Bilgisayar |
fault-tolerant computer i.
|
bozukluğa dayanıklı bilgisayar |
|
382 |
Bilgisayar |
segmentation fault i.
|
bölütleme aksaması |
|
383 |
Bilgisayar |
double fault i.
|
çift hata |
|
384 |
Bilgisayar |
disk write fault i.
|
disk yazma hatası |
|
385 |
Bilgisayar |
disk read fault i.
|
disk okuma hatası |
|
386 |
Bilgisayar |
passive fault detection i.
|
edilgen hata belirleme |
|
387 |
Bilgisayar |
general protection fault i.
|
genel koruma hatası |
|
388 |
Bilgisayar |
fault log i.
|
hata günlüğü |
|
389 |
Bilgisayar |
line fault i.
|
hat arızası |
|
390 |
Bilgisayar |
determinate fault i.
|
kalıcı aksama |
|
391 |
Bilgisayar |
fault indicator i.
|
kusur göstergesi |
|
392 |
Bilgisayar |
fault tolerance i.
|
kusur hoşgörüsü |
|
393 |
Bilgisayar |
fault localization i.
|
kusur yerseme |
|
394 |
Bilgisayar |
fault analysis i.
|
kusur çözümlemesi |
|
395 |
Bilgisayar |
fault localization i.
|
kusur yersemesi |
|
396 |
Bilgisayar |
fault diagnosis i.
|
kusur tanısı |
|
397 |
Bilgisayar |
fault masking i.
|
kusur maskelenmesi |
|
398 |
Bilgisayar |
fault detection i.
|
kusur bulgulama |
|
399 |
Bilgisayar |
fault masking i.
|
kusur maskeleme |
|
400 |
Bilgisayar |
critical fault i.
|
kritik kusur |
|
401 |
Bilgisayar |
read fault error i.
|
okuma hatası |
|
402 |
Bilgisayar |
pattern-sensitive fault i.
|
örüntü algılamalı yanılgı |
|
403 |
Bilgisayar |
passive fault detection i.
|
pasif hata belirleme |
|
404 |
Bilgisayar |
pattern-sensitive fault i.
|
patern algılamalı hata |
|
405 |
Bilgisayar |
page fault i.
|
sayfa hatası |
|
406 |
Bilgisayar |
ground fault i.
|
toprak arızası |
|
407 |
Bilgisayar |
data sensitive fault i.
|
veriye duyarlı aksama |
|
408 |
Bilgisayar |
data-sensitive fault i.
|
veriye duyarlı aksama |
|
409 |
Bilgisayar |
write fault error i.
|
yazma hatası |
|
410 |
Bilgisayar |
insulation fault detecting instrument i.
|
yalıtım kaçağı göstergesi |
|
411 |
Bilgisayar |
stack fault i.
|
yığın hatası |
|
412 |
Bilgisayar |
lobe wire fault i.
|
yuvarlak tel hatası |
|
413 |
Bilgisayar |
segmentation fault i.
|
parçalama arızası |
|
414 |
Bilgisayar |
fault tolerant s.
|
aksaklığa dayanıklı |
|
415 |
Bilgisayar |
fault tolerant s.
|
arızaya dayanıklı |
|
416 |
Bilgisayar |
fault tolerant s.
|
bozulmaya dayanıklı |
|
417 |
Bilgisayar |
fault tolerant s.
|
kusura dayanıklı |
|
418 |
Bilgisayar |
fault-tolerant s.
|
bozukluğa dayanıklı |
|
419 |
Bilgisayar |
fault-tolerant s.
|
arızaya dayanıklı |
|
420 |
Bilgisayar |
fault-tolerant s.
|
bozulmaya dayanıklı |
|
421 |
Bilgisayar |
fault-tolerant s.
|
kusura dayanıklı |
|
422 |
Bilgisayar |
fault-tolerant s.
|
arızalansa da çalışmayı sürdürebilen |
|
423 |
Bilgisayar |
no fault detected expr.
|
hiçbir hata bulunamadı |
|
Informatics |
|
424 |
Bilişim |
fault clearance i.
|
arıza giderimi |
|
425 |
Bilişim |
fault detection i.
|
arıza sezimi |
|
426 |
Bilişim |
fault diagnosis i.
|
arıza tanısı |
|
427 |
Bilişim |
fault analysis i.
|
bozukluk çözümleme |
|
428 |
Bilişim |
fault localization i.
|
bozukluk yer belirleme |
|
429 |
Bilişim |
fault diagnosis i.
|
bozukluk tanısı |
|
430 |
Bilişim |
fault tolerance i.
|
bozulmaya dayanıklılık |
|
431 |
Bilişim |
fault-tolerant computer i.
|
bozulmaya dayanıklı bilgisayar |
|
432 |
Bilişim |
temporary fault i.
|
geçici arıza |
|
433 |
Bilişim |
transient fault i.
|
geçici arıza |
|
434 |
Bilişim |
permanent fault i.
|
kalıcı arıza |
|
435 |
Bilişim |
intermittent fault i.
|
kesintili arıza |
|
436 |
Bilişim |
fault diagnosis i.
|
kusur tanısı |
|
437 |
Bilişim |
program sensitive fault i.
|
programa duyarlı arıza |
|
438 |
Bilişim |
page fault i.
|
sayfa hatası |
|
439 |
Bilişim |
ground fault i.
|
topraklama hatası |
|
440 |
Bilişim |
ground fault i.
|
toprak kaçağı |
|
441 |
Bilişim |
data-sensitive fault i.
|
veriye duyarlı aksama |
|
442 |
Bilişim |
fault tolerant s.
|
aksaklığa dayanıklı |
|
Telecom |
|
443 |
Telekom |
fault management of the base station system i.
|
baz istasyon sisteminin hata yönetimi |
|
444 |
Telekom |
fault tolerance i.
|
hata toleransı |
|
445 |
Telekom |
fault localization i.
|
hata konumlandırma |
|
446 |
Telekom |
fault current i.
|
hata akımı |
|
447 |
Telekom |
fault localization i.
|
hatanın konumunu bulma |
|
448 |
Telekom |
fault-current i.
|
toprak kaçağı |
|
449 |
Telekom |
reproducible fault i.
|
yeniden üretilebilir hata |
|
Electric |
|
450 |
Elektrik |
through fault current i.
|
baştan-uca arıza akımı |
|
451 |
Elektrik |
circuit fault i.
|
devre hatası |
|
452 |
Elektrik |
electrical fault i.
|
elektrik arızası |
|
453 |
Elektrik |
fault finder i.
|
hata bulucu aygıt |
|
454 |
Elektrik |
earth fault breaker i.
|
kaçak akım kesicisi |
|
455 |
Elektrik |
fault current i.
|
kaçak akım |
|
456 |
Elektrik |
restricted earth fault i.
|
kısıtlı toprak arıza |
|
457 |
Elektrik |
restricted earth fault i.
|
sınırlı toprak arıza |
|
458 |
Elektrik |
earth fault i.
|
toprak arızası |
|
459 |
Elektrik |
ground fault i.
|
topraklama hatası |
|
460 |
Elektrik |
earth fault protective system i.
|
toprak arıza koruma sistemi |
|
461 |
Elektrik |
ground fault i.
|
toprak arızası |
|
462 |
Elektrik |
ground-fault interrupter i.
|
toprak kaçağı kesicisi |
|
463 |
Elektrik |
ground-fault circuit interrupter i.
|
toprak kaçağı kesicisi |
|
464 |
Elektrik |
fault i.
|
kısa devre |
|
465 |
Elektrik |
fault current i.
|
elektrik devresinde arıza nedeniyle oluşan anormal ve tehlikeli akım |
|
466 |
Elektrik |
fault current i.
|
kısa devre akımı |
|
467 |
Elektrik |
gfi (ground-fault interrupter) kısalt.
|
topraklama arızası şalteri |
|
Television |
|
468 |
Televizyon |
fault caption i.
|
teknik arıza diyası |
|
Textile |
|
469 |
Tekstil |
fault i.
|
defo |
|
470 |
Tekstil |
weaving fault i.
|
dokuma hatası |
|
Construction |
|
471 |
İnşaat |
stacking fault i.
|
dizilim hatası |
|
472 |
İnşaat |
stacking fault i.
|
dizilme kusuru |
|
473 |
İnşaat |
insulation fault detecting instrument i.
|
yalıtım kaçağı göstergesi |
|
Automotive |
|
474 |
Otomotiv |
diagnostic fault code i.
|
arıza teşhis kodu |
|
475 |
Otomotiv |
injection system fault indicator i.
|
enjeksiyon sistemi arıza göstergesi |
|
476 |
Otomotiv |
intermittent fault i.
|
fasılalı arıza |
|
477 |
Otomotiv |
fault memory i.
|
hata belleği |
|
478 |
Otomotiv |
fault diagnosis i.
|
hata tanımlama |
|
479 |
Otomotiv |
fault tolerance i.
|
hata toleransı |
|
480 |
Otomotiv |
antipollution fault i.
|
hava kirliliğini önleme hatası |
|
481 |
Otomotiv |
no fault insurance i.
|
suçlu aramaksızın ödeme yapan sigorta |
|
482 |
Otomotiv |
door fault i.
|
kapı arızası |
|
Railway |
|
483 |
Demiryolu |
fault log i.
|
arıza kayıt defteri |
|
484 |
Demiryolu |
fault diagnostics i.
|
arıza teşhisleri |
|
Aeronautic |
|
485 |
Havacılık |
installation fault i.
|
montaj hatası |
|
486 |
Havacılık |
centralized fault display system i.
|
merkezi arıza görüntüleme sistemi |
|
Marine |
|
487 |
Denizcilik |
fault displacement i.
|
faydan kaynaklanan yer değiştirme |
|
488 |
Denizcilik |
fault parameters i.
|
fay değişkenleri |
|
489 |
Denizcilik |
fault coast i.
|
kıyı fayı |
|
Mining |
|
490 |
Maden |
strike fault i.
|
boyuna kırık |
|
Psychology |
|
491 |
Psikoloji |
basic fault i.
|
temel kusur |
|
Optics |
|
492 |
Optik |
fault line i.
|
kırık hattı |
|
Biology |
|
493 |
Biyoloji |
gene fault i.
|
gen hatası |
|
Agriculture |
|
494 |
Tarım |
fault dam spring i.
|
fay barajı kaynağı |
|
495 |
Tarım |
fault spring i.
|
fay kaynağı |
|
Tobacco |
|
496 |
Tütün |
paper fault i.
|
kağıt hatası |
|
497 |
Tütün |
ledger fault bar i.
|
metal detektörü |
|
Linguistics |
|
498 |
Dilbilim |
comma fault i.
|
iki bağımsız tümceyi birleştiren hatalı virgül kullanımı |
|
Religious |
|
499 |
Dini |
blessed fault i.
|
erdiren hata |
|
500 |
Dini |
happy fault i.
|
erdiren hata |
|