kusurlu - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kusurlu



"kusurlu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kusurlu defective s.
kusurlu faulty s.
General
kusurlu blamable i.
kusurlu mala in se i.
kusurlu blameable i.
kusurlu malformed s.
kusurlu vicious s.
kusurlu sketchy s.
kusurlu inaccurate s.
kusurlu lame s.
kusurlu tainted s.
kusurlu culpable s.
kusurlu incommensurate s.
kusurlu incomplete s.
kusurlu flawed s.
kusurlu defective s.
kusurlu blameworthy s.
kusurlu in the wrong s.
kusurlu at fault s.
kusurlu faulty s.
kusurlu peccant s.
kusurlu imperfect s.
kusurlu flawy s.
kusurlu wanting s.
kusurlu unsound s.
kusurlu aberrated s.
kusurlu cheating s.
kusurlu unaccurate s.
kusurlu vicious s.
kusurlu kutcha s.
kusurlu halting s.
kusurlu mutilous [obsolete] s.
kusurlu off s.
kusurlu one-legged s.
kusurlu impaired s.
kusurlu disordeined [obsolete] s.
kusurlu dispraisable s.
kusurlu inchoate s.
kusurlu infelicitous s.
kusurlu cracked s.
kusurlu cutcha [hinglish] s.
kusurlu faultful s.
kusurlu finite s.
kusurlu fly-blown s.
kusurlu prentice s.
kusurlu shamble s.
kusurlu stickit [scotland] s.
kusurlu imperf (imperfect) kısalt.
kusurlu imperf. (imperfect) kısalt.
kusurlu impf (imperfect) kısalt.
Colloquial
kusurlu lamish s.
Idioms
kusurlu full of holes s.
kusurlu at fault expr.
kusurlu off (the) track expr.
Trade/Economic
kusurlu bad s.
kusurlu defective s.
kusurlu spoiled s.
kusurlu imperfect s.
kusurlu deficient s.
kusurlu foul s.
kusurlu faulty s.
Law
kusurlu faulty s.
kusurlu negligent s.
kusurlu wanton s.
kusurlu bad s.
kusurlu culpable s.
Technical
kusurlu defective s.
kusurlu faulty s.
kusurlu imperfect s.
kusurlu short s.
Automotive
kusurlu defective s.
Music
kusurlu amiss s.
Slang
kusurlu lemon i.
kusurlu blooey s.
kusurlu jacked s.
kusurlu wack s.

"kusurlu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 209 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kusurlu oluşum malformation i.
kusurlu olma faultiness i.
kusurlu ağaç cull tree i.
kusurlu ateşlenme misfire i.
kusurlu sorumluluk faulty responsibility i.
kusurlu yumurta abnormal egg i.
kusurlu tasarım defective design i.
kusurlu işçilik defective workmanship i.
kusurlu çalışma malfunction i.
kusurlu yapı defective construction i.
görme kusuru olan/kusurlu insanlar people with poor vision i.
kusurlu davranış misconduct i.
kusurlu davranış misdemeanor i.
kusurlu mal/parça faulty component i.
kusurlu davranış misdemeanour i.
kusurlu taraf faulty party i.
şeklen veya zihinsel olarak kusurlu çocuk oaf [obsolete] i.
kusurlu olma unaccurateness i.
kusurlu olma unperfection [obsolete] i.
kusurlu olma unperfectness i.
kusurlu veya anormal oluşum maleconformation [obsolete] i.
kusurlu şey wind egg i.
kusurlu şekilde yaratma miscreation i.
kusurlu şekilde yaratan kimse miscreator i.
kusurlu şekilde yaratan oluşum miscreator i.
kusurlu bağlantı misrelation i.
kusurlu bulunabilirlik imputableness i.
kusurlu karakter flawed character i.
kusurlu bulunmak be found wanting f.
kusurlu hale getirmek make defective f.
kusurlu bulmak prove unsatisfactory f.
(rolü) kusurlu bir şekilde oynamak underact f.
kusurlu olmak halt f.
kusurlu şekilde yaratmak miscreate f.
kusurlu olarak ıslah etmek misreform f.
kusurlu şekilde resmetmek misrender f.
(okçu yayı) kusurlu bölgenin kesildiği yere tahta parçası koymak lip f.
kusurlu hale getirmek imperfect [obsolete] f.
doğru olmayan bilgi veya kusurlu muhakemeye dayanan, bu nedenle güvenilir olmayan spurious s.
daha kusurlu lamer s.
hafif kusurlu trick s.
kusurlu biçimlendirilmiş undershapen s.
kusurlu olmayan unfaulty s.
görüşü kusurlu half-sighted s.
daha kusurlu worse s.
en kusurlu worst s.
oldukça kusurlu ill s.
kusurlu olarak sketchily zf.
kusurlu olarak wrongfully zf.
kusurlu bir şekilde deficiently zf.
kusurlu bir şekilde defectively zf.
kusurlu olarak imperfectly zf.
kusurlu olarak agrief zf.
kusurlu bir şekilde unperfectly [obsolete] zf.
kusurlu olarak darkly zf.
kusurlu bir şekilde ill zf.
kusurlu bulunabilir bir durumda imputably zf.
kusurlu bir şekilde faultily zf.
kusurlu bir şekilde stigmatically zf.
Idioms
torbadan daha az değerli veya kusurlu bir şey çıkma cat in the sack i.
(bir şeyin/yerin) kusurlu yeri/bölümü the sick man of (something or somewhere) i.
kusurlu olmak be in the wrong f.
kusurlu bulmak find wanting f.
kusurlu olmak be wide of the mark f.
kusurlu olmak fall wide of the mark f.
kusurlu olmak be full of holes f.
(bir şeyi) kusurlu bulmak find (something) wanting f.
biraz kusurlu rough around the edges s.
test edildi ve kusurlu/hatalı bulundu weighed (in the balance) and found wanting expr.
Trade/Economic
bir ürünün kusurlu olmadığı halde iadesi nondefective return i.
bir ürünün kusurlu olmadığı halde iadesi non-defective return i.
kusurlu iflas culpable bankruptcy i.
kusurlu yapım imperfect manufacture i.
kusurlu çarpışma negligent collision i.
kusurlu ürün defective product i.
kusurlu ürünlerin gönderilmesi sonrası firmanın ilgili müşteriyi gönüllü olarak çağırması positive recall i.
kusurlu konşimento foul bill of lading i.
kusurlu ürün faulty product i.
kusurlu mallar defective units i.
kusurlu müflis negligent bankrupt i.
kusurlu işçilik faulty workmanship i.
kusurlu malzeme faulty material i.
kusurlu birim defective unit i.
kusurlu zeytin zapatera i.
hatalı, kusurlu ve eksik faulty, defective and deficient s.
Law
abd'de kusurlu araba alanları koruyan bir kanun lemon law i.
ağır kusurlu fiil outrage i.
asli kusurlu taraf primary negligent party i.
bir malın alıcısının kendisine kusurlu olarak teslim edilen malın satışını iptal etmeyip kusur oranında fiyatında indirim yaptırmak için dava açması actio quanti minoris i.
kusurlu tarafın boşanma amacıyla mahkemeye başvurması discretion statement i.
kusurlu ihlal culpable violation i.
kusurlu ünvan imperfect title i.
kusurlu hareket wrongful act i.
kusurlu sorumluluk liability ex delicto i.
kusurlu ihmal wanton negligence i.
kusurlu imkansızlık subjective impossibility i.
kusurlu çatma negligent collision i.
kusurlu fiil quasi delict i.
kusurlu sorumluluk fault liability i.
özel bir hakkı ihlal eden kusurlu fiil private wrong i.
kusurlu gecikme mora i.
kusurlu ifa defective performance i.
eşit derece kusurlu/hatalı equally at fault s.
kusurlu olarak wrongfully zf.
kusurlu olarak wantonly zf.
Industry
yeni kesilmiş kağıtları kontrol edip kusurlu olanları eleyen işçi overlooker i.
Insurance
kusurlu aramaksızın ödeme yapan araç sigortası no fault automobile insurance i.
kusurlu aramaksızın ödeme yapan araç sigortası no-fault i.
her ikisi de kusurlu çatma klozu both to blame collision clause i.
kusurlu bir fiilden doğmakla birlikte meydana gelen durumun doğal ve zorunlu sonucu olmayan zararlar special damages i.
kusurlu aramayan no-fault s.
Technical
kristal yapısında kusurlu alan trap i.
çıkıntı kusurlu yüzey liquidated surface i.
kusurlu tanelerin yüzdesinin ve mikro yapıların tayini determination of percentage defective particles and of microstructures i.
kusurlu kapanış malocclusion i.
kusurlu evre defect phase i.
kusurlu gelişme agenesia i.
kusurlu malzeme defective material i.
kusurlu sıvı imperfect fluid i.
kusurlu kristaller imperfect crystals i.
kusurlu çalışma malfunction i.
kusurlu camı düzeltme salvaging i.
kusurlu oranı fraction defective i.
kusurlu sac defective sheet i.
kusurlu örütler imperfect crystals i.
kusurlu çubuk defective bar i.
kusurlu parçalar defective parts i.
kusurlu gereç defective material i.
parti yüzde kusurlu toleransı lot tolerance percent defective i.
kusurlu imal edilmiş kağıt retree i.
yarım veya kusurlu şekilde camlaştırma semivitrification i.
yarım veya kusurlu şekilde camlaştırılmış madde semivitrification i.
kusurlu hale getirmek unpolish f.
(taze odunu) kusurlu kısmı kesilip atılmış okla birleştirmek piece f.
yarım veya kusurlu şekilde camlaştırılmış semivitrified s.
Computer
kusurlu çalışma malfunction i.
Informatics
sıfır kusurlu zero defect s.
Telecom
kusurlu benek defective pixel i.
Textile
kusurlu olması nedeniyle kabul edilmeyen kumaş cobbler i.
kusurlu (iplik) twitty s.
(kumaş) kusurlu squally s.
Construction
kusurlu yapı defect structure i.
kusurlu yapım faulty construction i.
kusurlu sıva unsound plaster i.
kusurlu köşe waney edge i.
Woodworking
kusurlu ahşap unsound wood i.
kusurlu ağaç cull tree i.
kusurlu kereste parçası offcut i.
kusurlu olmayan kereste parçası clear i.
kusurlu ve değersiz kereste parçası scoot i.
kusurlu (kereste) common s.
Automotive
ağır kusurlu araç gross defective vehicle i.
kusurlu lastik blemish tire i.
Traffic
ağır kusurlu gross defective s.
Aeronautic
kusurlu parçalar faulty parts i.
Mining
kusurlu parçaları keserek değerli taş hazırlayan kimse cleaver i.
Medical
kusurlu, hasar görmüş veya şekli bozuk vücut bölümlerinin görünüş ve işlevinin düzeltilmesini amaçlayan tıbbi operasyonlar reconstructive surgery i.
kusurlu görme ametropia i.
kusurlu teşekkül malformation i.
kusurlu vücut bölümü maleformation [obsolete] i.
kusurlu pozisyon malposition i.
kusurlu, hasar görmüş veya şekli bozuk vücut bölümlerinin görünüş ve işlevinin düzeltilmesini amaçlayan reconstructive s.
biyolojik olarak kusurlu dysgenic s.
biyolojik olarak kusurlu disgenic s.
gözü kusurlu anlamı veren son ek ope snk.
Psychology
kusurlu olma korkusu atelophobia i.
Pathology
trofik sinirlerin kusurlu çalışmasından kaynaklanan bir bozukluk trophoneurosis i.
besinlerin eksik veya kusurlu sindirimi malassimilation i.
kusurlu veya anormal oluşum malconformation i.
kusurlu cenin monster i.
omuriliğin kusurlu gelişimi myelatelia i.
(klinefelter veya turner sendromunda) gonadların kusurlu gelişimi dysgenesis i.
kusurlu kemik oluşumu dysostosis i.
beslenmenin zayıflaması veya kusurlu işlemesi ile karakterize olup kas dejenerasyonuna neden olan hastalık dystrophia i.
Optics
kusurlu görmeye ait ametropic s.
kusurlu görmeyle ilgili ametropic s.
Statistics
kusurlu olasılık dağılımı defective probability distribution i.
kusurlu hoşgörü sayısı tolerance number of defect i.
kusurlu örnek defective sample i.
kusurlu birim defective unit i.
kusurlu oranı fraction defective i.
Biology
kusurlu bir şekilde gelişmiş obsoletely zf.
Marine Biology
gömleklilerde seksüel açıdan olgunlaşamayan kusurlu zooit trophozooid i.
Zoology
esasen çürükçül olan kusurlu bir mantar familyası tuberculariaceae i.
Breeding
kusurlu bir şekilde hadım edilmiş hayvan rig i.
erkek buzağı ile ikiz doğmuş ve üremesi kusurlu dişi buzağı free-martin i.
erkek ikizi olan kusurlu dişi hayvan free-martin i.
Forestry
(kereste) kusurlu olmayan clear s.
Literature
kusurlu şiir dizesi hemistich i.
kusurlu ve hikaye boyunca büyüyüp gelişen karakter complex character i.
kusurlu ve hikaye boyunca büyüyüp gelişen karakter three-dimensional character i.
kusurlu karakter sooterkin i.
Linguistics
yapışık ikizlerin daha kusurlu gelişen tarafı parasite i.
Religious
mesih'in mükemmel ilahi doğaya ve kusurlu insan doğasına olduğunu iddia eden eski bir dini doktrin apollinarianism i.
Military
kusurlu davranış gig i.
Football
dokuz kusurlu hareket nine offenses i.
dokuz kusurlu hareket nine misconducts i.
9 kusurlu hareket nine misconducts i.
9 kusurlu hareket nine offenses i.
hafif kusurlu hareketler için verilen bir ceza kartı yellow card i.
Wagering
şekli kusurlu olduğu için bir yüzü diğer yüzlerinden daha sık üste gelen defolu zar flat i.
Music
kusurlu konsonans imperfect consonances i.
kusurlu ses uyumu imperfect consonances i.
Theatre
kusurlu oynamak underplay f.
Mythology
kusurlu doğduğu için güzel bir insan yavrusuyla gizlice değiştirilen peri veya elf yavrusu oaf [obsolete] i.
Archaic
kusurlu bulunabilir imputable s.
Metallurgy
kısmen kusurlu ama satılmaya elverişli teneke second i.
Star Wars
kusurlu vadi tainted valley i.
kusurlu sükun tapınağı temple of imperfect repose i.