Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
foul
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"foul"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 192 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
foul
i.
faul
2
Yaygın Kullanım
foul
i.
kurallara aykırı hareket
3
Yaygın Kullanım
foul
f.
pisletmek
4
Yaygın Kullanım
foul
s.
pis
5
Yaygın Kullanım
foul
s.
iğrenç
General
6
Genel
foul
i.
çarpışma
7
Genel
foul
i.
pislik
8
Genel
foul
i.
dolaşma
9
Genel
foul
i.
kir
10
Genel
foul
i.
zor durum
11
Genel
foul
i.
suikast
12
Genel
foul
i.
günah
13
Genel
foul
i.
karışma
14
Genel
foul
i.
tıkama
15
Genel
foul
i.
kaplama
16
Genel
foul
i.
belge nüshası
17
Genel
foul
i.
belge taslağı
18
Genel
foul
f.
dolaşmak
19
Genel
foul
f.
bozmak
20
Genel
foul
f.
çatmak
21
Genel
foul
f.
dolaştırmak
22
Genel
foul
f.
tıkamak
23
Genel
foul
f.
ile karışmak
24
Genel
foul
f.
çarpmak (gemi)
25
Genel
foul
f.
kirlenmek
26
Genel
foul
f.
karıştırmak
27
Genel
foul
f.
bindirmek (gemi)
28
Genel
foul
f.
faul yapmak
29
Genel
foul
f.
bulaştırmak
30
Genel
foul
f.
pislenmek
31
Genel
foul
f.
kirletmek
32
Genel
foul
f.
yosun bağlamak
33
Genel
foul
f.
leke sürmek
34
Genel
foul
f.
kirletmek
35
Genel
foul
f.
lekelemek
36
Genel
foul
f.
yakalamak
37
Genel
foul
f.
tıkanmak
38
Genel
foul
f.
kaplanmak
39
Genel
foul
f.
(hayvan, köpek) dışkı yapmak
40
Genel
foul
f.
tuvaletini yapmak
41
Genel
foul
f.
kokmak
42
Genel
foul
f.
kokmaya başlamak
43
Genel
foul
f.
çürümek
44
Genel
foul
f.
birbirine karışmak
45
Genel
foul
f.
birbirine girmek
46
Genel
foul
f.
(baca veya silah namlusu) tıkamak
47
Genel
foul
f.
(baca veya silah namlusu) kapatmak
48
Genel
foul
s.
çirkin
49
Genel
foul
s.
kokuşmuş
50
Genel
foul
s.
fena
51
Genel
foul
s.
hilekar
52
Genel
foul
s.
kurallara aykırı
53
Genel
foul
s.
murdar
54
Genel
foul
s.
kabaca
55
Genel
foul
s.
kirli
56
Genel
foul
s.
menfur
57
Genel
foul
s.
dolaşık
58
Genel
foul
s.
tıkanmış
59
Genel
foul
s.
ayıp
60
Genel
foul
s.
hilebaz
61
Genel
foul
s.
kaba
62
Genel
foul
s.
küfürlü
63
Genel
foul
s.
birbirine karışmış (ip vb)
64
Genel
foul
s.
tiksindirici
65
Genel
foul
s.
hain
66
Genel
foul
s.
karışmış
67
Genel
foul
s.
açık saçık
68
Genel
foul
s.
kötü
69
Genel
foul
s.
bozuk
70
Genel
foul
s.
(hava) kötü
71
Genel
foul
s.
dolaşmış
72
Genel
foul
s.
fırtınalı
73
Genel
foul
s.
fani
74
Genel
foul
s.
berbat kokan
75
Genel
foul
s.
kötü kokan
76
Genel
foul
s.
iğrenç kokulu
77
Genel
foul
s.
tıkalı
78
Genel
foul
s.
pisliğe bulanmış
79
Genel
foul
s.
kuralları ihlal eden
80
Genel
foul
s.
onursuz
81
Genel
foul
s.
alçak
82
Genel
foul
s.
haysiyetsiz
83
Genel
foul
s.
kuralları çiğneyen
84
Genel
foul
s.
kötü
85
Genel
foul
s.
korkunç
86
Genel
foul
s.
nahoş
87
Genel
foul
s.
rahatsız edici
88
Genel
foul
s.
irrite edici
89
Genel
foul
s.
üzücü
90
Genel
foul
s.
asabi
91
Genel
foul
s.
aksi
92
Genel
foul
s.
elverişsiz
93
Genel
foul
s.
olumsuz
94
Genel
foul
s.
bolca düzeltme yapılmış
95
Genel
foul
s.
hatalarla dolu
96
Genel
foul
s.
kirli
97
Genel
foul
s.
çamurlu
98
Genel
foul
s.
iğrenç
99
Genel
foul
s.
tiksindirici
100
Genel
foul
s.
ahlaksız
101
Genel
foul
s.
etik dışı
102
Genel
foul
s.
kötü
103
Genel
foul
s.
aşağılık
104
Genel
foul
s.
sağanak yağışlı
105
Genel
foul
s.
şiddetli
106
Genel
foul
s.
tehlikeli
107
Genel
foul
s.
tıkayıcı
108
Genel
foul
s.
engelleyici
109
Genel
foul
s.
ket vuran
110
Genel
foul
s.
şiddetli
111
Genel
foul
s.
sert
112
Genel
foul
s.
vahşi
113
Genel
foul
s.
çer çöp dolu
114
Genel
foul
s.
ıvır zıvır dolu
115
Genel
foul
s.
aşırı kirli
116
Genel
foul
s.
pasaklı
117
Genel
foul
s.
leş yiyen
118
Genel
foul
s.
kaba gıdalar tüketen
119
Genel
foul
s.
hain
120
Genel
foul
s.
tehlikeli
121
Genel
foul
s.
kalleş
122
Genel
foul
s.
dönek
123
Genel
foul
s.
güvenilmez
124
Genel
foul
s.
edepsiz
125
Genel
foul
s.
edebe aykırı
126
Genel
foul
s.
terbiyesiz
127
Genel
foul
zf.
çirkin biçimde
128
Genel
foul
zf.
adaletsiz bir şekilde
129
Genel
foul
zf.
adil olmayan bir şekilde
130
Genel
foul
zf.
faul bölgesine
131
Genel
foul
zf.
faul çizgisine doğru
132
Genel
foul
zf.
faul olarak
133
Genel
foul
zf.
hatalı bir şekilde
134
Genel
foul
zf.
ayıp ederek
Trade/Economic
135
Ticaret/Ekonomi
foul
s.
kusurlu
Technical
136
Teknik
foul
i.
pis su kanalı
137
Teknik
foul
f.
dokunmak
138
Teknik
foul
f.
çarpmak
139
Teknik
foul
f.
midye bağlamak
Textile
140
Tekstil
foul
i.
hafif yünlü bir kumaş çeşidi
Automotive
141
Otomotiv
foul
i.
faul
Marine
142
Denizcilik
foul
i.
çaparız
143
Denizcilik
foul
i.
oltanın takılması
144
Denizcilik
foul
i.
yelkenlerin birbirine girmesi
145
Denizcilik
foul
f.
(gemi gövdesini) yabancı maddelerle kaplamak
146
Denizcilik
foul
f.
(tekne) ile çarpışmak
147
Denizcilik
foul
s.
gambalı
148
Denizcilik
foul
s.
(yosun, midye ile) sarılı
149
Denizcilik
foul
s.
(yosun, midye ile) kabuk bağlamış
150
Denizcilik
foul
s.
(demirleme yeri) tehlikeli
151
Denizcilik
foul
s.
(demirleme yeri) çarpışma riski bulunan
152
Denizcilik
foul
s.
(sığ su tabanı) çapa atılamayan
153
Denizcilik
foul
s.
(sığ su tabanı) çapa tutmayan
Gastronomy
154
Mutfak
foul
s.
lezzetsiz
155
Mutfak
foul
s.
tadı kötü
156
Mutfak
foul
s.
(gıda) bozulmuş
157
Mutfak
foul
s.
(gıda) küflenmiş
158
Mutfak
foul
s.
berbat
159
Mutfak
foul
s.
tatsız
Zoology
160
Zooloji
foul
i.
ayak çürüğü hastalığı
161
Zooloji
foul
i.
nekrobasillozis
162
Zooloji
foul
i.
dana difterisi
Sport
163
Spor
foul
i.
faul
164
Spor
foul
i.
kural dışı hareket
165
Spor
foul
f.
(birine) faul yapmak
166
Spor
foul
s.
kural dışı
Basketball
167
Basketbol
foul
i.
serbest atış
168
Basketbol
foul
i.
faul atışı
169
Basketbol
foul
f.
basketbol maçında faul yapmak
Baseball
170
Beysbol
foul
i.
(beyzbolda) faul vuruşu
171
Beysbol
foul
i.
faul bölgesine düşen top
172
Beysbol
foul
f.
(topu) faul çizgisi dışına göndermek
173
Beysbol
foul
f.
topu faul çizgisi dışına atmak
174
Beysbol
foul
s.
faul çizgisinin dışında olan
175
Beysbol
foul
zf.
faul çizgisi dışına doğru
Printery
176
Matbaa
foul
s.
(prova) son değişiklikler yapılmadan çekilen
177
Matbaa
foul
s.
(prova) hatalı
178
Matbaa
foul
s.
(harf haznesi) hatalı karakterleri olan
Archaic
179
Eski Kullanım
foul
i.
kirli şey
180
Eski Kullanım
foul
i.
çamurlu şey
181
Eski Kullanım
foul
i.
küflü şey
182
Eski Kullanım
foul
i.
bozuk şey
183
Eski Kullanım
foul
i.
hatalı şey
184
Eski Kullanım
foul
s.
rengi atmış
185
Eski Kullanım
foul
s.
solmuş
186
Eski Kullanım
foul
s.
soluk
187
Eski Kullanım
foul
s.
rengi değişmiş
188
Eski Kullanım
foul
s.
(renk) canlılığını yitirmiş
Ornithology
189
Kuşbilim
foul
f.
(kuş) sıra dışı tüy rengi ile öne çıkmak
190
Kuşbilim
foul
s.
(tüy) farklı renkte
191
Kuşbilim
foul
s.
(tüy) istisnai renkte
192
Kuşbilim
foul
s.
(tüy) dikkat çekici renkte olan
"foul"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 327 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
foul play
i.
cinayet
2
Genel
foul air
i.
grizu
3
Genel
foul play
i.
suikast
4
Genel
foul smell
i.
ağır/kötü koku
5
Genel
foul breath
i.
ağız kokusu
6
Genel
foul up
i.
karışıklık
7
Genel
foul play
i.
hatalı oyun
8
Genel
foul odour
i.
rahatsız edici koku
9
Genel
foul play
i.
hainlik
10
Genel
foul play
i.
kurallara aykırı oyun
11
Genel
foul play
i.
faul
12
Genel
foul air
i.
bozuk hava
13
Genel
foul water
i.
pis su
14
Genel
foul water
i.
kirli su
15
Genel
foul air
i.
pis hava
16
Genel
a foul-weather friend
i.
kara gün dostu
17
Genel
being foul-mouthed
i.
küfürbazlık
18
Genel
foul-weather friend
i.
kara gün dostu
19
Genel
foul-air flue
i.
kirli hava kanalı
20
Genel
foul-weather friend
i.
kötü gün dostu
21
Genel
foul language
i.
küfürlü konuşma
22
Genel
foul-up
i.
gaf
23
Genel
foul-up
i.
aptalca hata
24
Genel
foul-up
i.
büyük hata
25
Genel
foul speech
i.
küfürlü konuşma
26
Genel
foul copy
i.
taslak
27
Genel
foul copy
i.
düzeltmeli nüsha
28
Genel
foul line
i.
bowling faul çizgisi
29
Genel
foul line
i.
(bowling oyununda) atıcının geçmemesi gereken çizgi
30
Genel
foul play
i.
kural ihlali
31
Genel
foul proof
i.
taslak
32
Genel
foul proof
i.
düzeltilmemiş nüsha
33
Genel
foul-up
i.
karışıklık
34
Genel
foul-up
i.
muğlaklık
35
Genel
foul-up
i.
bulanıklık
36
Genel
foul-up
i.
mekanik arıza
37
Genel
foul-up
i.
ölümcül hata
38
Genel
foul-up
i.
geri dönüşü olmayan hata
39
Genel
foul-up
i.
telafisi zor hata
40
Genel
foul-up
i.
beceriksiz kimse
41
Genel
foul-up
i.
iş bilmez kimse
42
Genel
foul-up
i.
acemi kimse
43
Genel
foul-up
i.
niteliksiz kimse
44
Genel
foul-up
i.
mekanik arıza
45
Genel
foul-up
i.
karışıklık
46
Genel
foul-up
i.
muğlaklık
47
Genel
foul-up
i.
keşmekeş
48
Genel
foul-up
i.
kaos
49
Genel
foul-up
i.
beceriksiz kimse
50
Genel
foul-up
i.
iş bilmez kimse
51
Genel
foul-up
i.
acemi kimse
52
Genel
foul-up
i.
niteliksiz kimse
53
Genel
foul up
f.
karıştırmak
54
Genel
foul up
f.
tıkanmak
55
Genel
foul up
f.
kirletmek
56
Genel
fall foul
f.
çatışmak
57
Genel
fall foul of
f.
ile çatışmak
58
Genel
commit a foul
f.
hata yapmak
59
Genel
foul up
f.
tıkamak
60
Genel
fall foul
f.
zıt düşmek
61
Genel
foul up
f.
dolaştırmak
62
Genel
play somebody foul
f.
hainlik etmek
63
Genel
fall foul
f.
ters düşmek
64
Genel
foul up
f.
bozmak
65
Genel
foul up
f.
rezil etmek
66
Genel
foul up
f.
karmakarışık olmak
67
Genel
fall foul of a rule
f.
kuralı çiğnemek
68
Genel
fall foul of the rule
f.
kuralı ihlal etmek
69
Genel
foul-spoken
s.
ağzı bozuk
70
Genel
foul-mouthed
s.
küfürbaz
71
Genel
foul-smelling
s.
leş gibi
72
Genel
foul-mouthed
s.
ağzı bozuk
73
Genel
foul-spoken
s.
küfürbaz
74
Genel
foul-smelling
s.
kötü kokulu
75
Genel
foul-smelling
s.
berbat kokan
76
Genel
foul-smelling
s.
iğrenç kokulu
77
Genel
foul-smelling
s.
kötü kokan
78
Genel
foul [dialect] [uk]
s.
soğuk
79
Genel
foul [dialect] [uk]
s.
mesafeli
80
Genel
foul [dialect] [uk]
s.
samimiyetsiz
81
Genel
foul [obsolete]
s.
biçimi bozulan
82
Genel
foul-tasting
s.
lezzetsiz
83
Genel
foul-tasting
s.
tadı kötü
84
Genel
foul-tasting
s.
tatsız
85
Genel
foul-tasting
s.
(tat) berbat
86
Genel
foul-tempered
s.
atarlı
87
Genel
foul-tempered
s.
sinirli
88
Genel
foul-tempered
s.
kızgın
89
Genel
foul-tempered
s.
tepesi atmış
90
Genel
foul-tempered
s.
huysuz
91
Genel
foul-tempered
s.
suratsız
92
Genel
foul-tempered
s.
somurtkan
Phrasals
93
Öbek Fiiller
foul out
f.
basketbolda faul hakkını doldurup oyundan atılmak
94
Öbek Fiiller
foul out
f.
basketbolda faul alanında dışarı çıkacak olan topa havada vurup rakip oyuncunun eline geçirmek
95
Öbek Fiiller
foul someone or something up
f.
birinin/bir şeyin düzenini bozmak
96
Öbek Fiiller
foul someone or something up
f.
birini/bir şeyi karmakarışık etmek
97
Öbek Fiiller
foul someone or something up
f.
birini/bir şeyi perişan etmek
98
Öbek Fiiller
foul up
f.
düşürmek
99
Öbek Fiiller
foul up
f.
çöktürmek
100
Öbek Fiiller
foul up
f.
batırmak
101
Öbek Fiiller
foul up
f.
alçaltmak
102
Öbek Fiiller
foul up
f.
çökeltmek
103
Öbek Fiiller
foul up
f.
kafası karışmak
104
Öbek Fiiller
foul up
f.
allak bullak olmak
105
Öbek Fiiller
foul up
f.
zorlanmak
106
Öbek Fiiller
foul up
f.
zora düşmek
Proverb
107
Atasözü
fair is foul, foul is fair!
her hayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır!
Colloquial
108
Konuşma Dili
foul mouth
i.
küfürbaz kişi
109
Konuşma Dili
foul mouth
i.
ağzı bozuk kişi
110
Konuşma Dili
foul mouth
i.
küfürlü konuşan kişi
111
Konuşma Dili
foul mouth
i.
ağzından küfür eksik olmayan kişi
112
Konuşma Dili
foul mouth
i.
küfürlü konuşmayı alışkanlık haline getirmiş kişi
113
Konuşma Dili
party foul
i.
terbiyesizlik
114
Konuşma Dili
party foul
i.
ayıp
115
Konuşma Dili
party foul
i.
kötü davranış
116
Konuşma Dili
party foul
i.
çirkin davranış
117
Konuşma Dili
party foul
i.
münasebetsizlik
118
Konuşma Dili
party foul
i.
görgüsüzlük
119
Konuşma Dili
party foul
i.
sosyal bir ortamda/toplum içerisinde kabul edilemez davranış
120
Konuşma Dili
foul mood
i.
huysuzluk
121
Konuşma Dili
foul mood
i.
sinirlilik
122
Konuşma Dili
foul mood
i.
hırçınlık
123
Konuşma Dili
foul ball
i.
faul vuruş
124
Konuşma Dili
foul ball
i.
faul çizgisinin dışında vurulan top
125
Konuşma Dili
foul-up
i.
dağınıklık
126
Konuşma Dili
foul-up
i.
düzensizlik
127
Konuşma Dili
foul-up
i.
curcuna
128
Konuşma Dili
foul-up
i.
keşmekeş
129
Konuşma Dili
foul up
f.
bozmak
130
Konuşma Dili
foul up
f.
berbat etmek
131
Konuşma Dili
foul up
f.
içine etmek
132
Konuşma Dili
foul up
f.
perişan etmek
133
Konuşma Dili
fall foul of
f.
biriyle/bir şeyle başı belaya girmek
134
Konuşma Dili
fall foul of
f.
biriyle/bir şeyle başı derde girmek
135
Konuşma Dili
fall foul of
f.
biriyle/bir şeyle ters düşmek
136
Konuşma Dili
foul mouth
s.
küfürbaz
137
Konuşma Dili
foul mouth
s.
ağzı bozuk
Idioms
138
Deyim
foul play
i.
birisinin arkasından iş çevirme
139
Deyim
foul play
i.
hainlik
140
Deyim
foul play
i.
kalleşlik
141
Deyim
make foul water
f.
sığ sularda yelken açmak
142
Deyim
cry foul
f.
adaletsiz bi durum karşısında tepki göstermek
143
Deyim
cry foul
f.
adaletsiz bir durum karşısında tepki göstermek
144
Deyim
fall foul
f.
atışmak
145
Deyim
foul up
f.
berbat etmek
146
Deyim
fall foul of someone
f.
birisi ile ters düşmek
147
Deyim
fall foul of
f.
başı derde girmek
148
Deyim
fall foul of
f.
başı belaya girmek
149
Deyim
fall foul of someone
f.
birisiyle ihtilafa düşmek
150
Deyim
fall foul of someone
f.
birisi ile başı derde girmek
151
Deyim
fall foul of something
f.
bir yasayı/kuralı çiğnemek
152
Deyim
fall foul
f.
başı belaya girmek
153
Deyim
foul out of something
f.
çok faul yaptığından dolayı oyundan atılmak
154
Deyim
foul up
f.
çorba etmek
155
Deyim
use foul language in front of the children
f.
çocukların önünde küfürlü konuşmak
156
Deyim
foul up
f.
eline yüzüne bulaştırmak
157
Deyim
play someone foul
f.
hainlik etmek
158
Deyim
foul up
f.
içine etmek
159
Deyim
fall foul
f.
kavga etmek
160
Deyim
use foul language
f.
küfürlü/kaba konuşmak
161
Deyim
foul one's own nest
f.
kendi kuyusunu kendi kazmak
162
Deyim
foul one's own nest
f.
kendi kendinize zarar vermek
163
Deyim
use foul language
f.
küfürlü konuşmak
164
Deyim
use foul language
f.
küfür etmek
165
Deyim
fall foul
f.
kapışmak
166
Deyim
fall foul of
f.
ters düşmek
167
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ters düşmek
168
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) zıt düşmek
169
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) çatışmak
170
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) anlaşmazlığa düşmek
171
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
172
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) başı belaya girmek
173
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) zorluk yaşamak
174
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) arası açık olmak
175
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) kavgalı olmak
176
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) arası bozuk olmak
177
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) anlaşmazlık içinde olmak
178
Deyim
run foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte olmak
179
Deyim
run foul of
f.
ile ters düşmek
180
Deyim
run foul of
f.
ile zıt düşmek
181
Deyim
run foul of
f.
ile çatışmak
182
Deyim
run foul of
f.
ile anlaşmazlığa düşmek
183
Deyim
run foul of
f.
ile sorun yaşamak
184
Deyim
run foul of
f.
ile başı belaya girmek
185
Deyim
run foul of
f.
ile zorluk yaşamak
186
Deyim
run foul of
f.
ile arası açık olmak
187
Deyim
run foul of
f.
ile kavgalı olmak
188
Deyim
run foul of
f.
ile arası bozuk olmak
189
Deyim
run foul of
f.
ile anlaşmazlık içinde olmak
190
Deyim
run foul of
f.
ile karşıt görüşte olmak
191
Deyim
fall foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ters düşmek
192
Deyim
fall foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) çatışmak
193
Deyim
fall foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) zıt düşmek
194
Deyim
fall foul of (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) sorun yaşamak
195
Deyim
foul one's nest
f.
kendi kendine zarar vermek
196
Deyim
foul one's nest
f.
kendi kuyusunu kazmak
197
Deyim
foul one's nest
f.
kendi yuvasını yıkmak
198
Deyim
foul one's own nest
f.
kendi kendine zarar vermek
199
Deyim
foul one's own nest
f.
kendi kuyusunu kazmak
200
Deyim
foul one's own nest
f.
kendi yuvasını yıkmak
201
Deyim
foul own nest
f.
kendi kendine zarar vermek
202
Deyim
foul own nest
f.
kendi kuyusunu kazmak
203
Deyim
foul own nest
f.
kendi yuvasını yıkmak
204
Deyim
foul your own nest
f.
kendi kendine zarar vermek
205
Deyim
foul your own nest
f.
kendi kuyusunu kazmak
206
Deyim
foul your own nest
f.
kendi yuvasını yıkmak
207
Deyim
no harm no foul
expr.
ciddi bir zarar yoksa sorun da yoktur
208
Deyim
by fair means or foul
expr.
her ne pahasına olursa olsun
209
Deyim
by fair means or foul
expr.
her yolu deneyerek
210
Deyim
a fair face may hide a foul heart
expr.
görünüşe aldanmamalı
211
Deyim
by fair means or foul
expr.
hangi araçla olursa olsun
212
Deyim
by fair means or foul
expr.
ne yapıp edip
213
Deyim
by fair means or foul
expr.
ne pahasına olursa olsun
214
Deyim
by fair means or foul
expr.
nasıl olursa olsun
215
Deyim
by fair means or foul
expr.
öyle ya da böyle
216
Deyim
no harm, no foul
expr.
zararı yok, bir şey olmadı
217
Deyim
nhnf (no harm, no foul)
expr.
bir şey olmadı
218
Deyim
nhnf (no harm, no foul)
expr.
ciddi bir zarar yoksa sorun da yoktur
Trade/Economic
219
Ticaret/Ekonomi
foul bill of lading
i.
kusurlu konşimento
220
Ticaret/Ekonomi
foul bill
i.
özürlü sağlık patentası
221
Ticaret/Ekonomi
foul bill of lading
i.
rezerveli konişmento
222
Ticaret/Ekonomi
foul bill of lading
i.
rezerveli konşimento
Law
223
Hukuk
foul bill of lading
i.
hasarlı yüklenen yükü belirten konşimento
224
Hukuk
foul bill of lading
i.
kirli konşimento
Technical
225
Teknik
protection against foul weather
i.
kötü hava şartlarına karşı koruma
226
Teknik
foul weather
i.
kötü hava şartları
227
Teknik
foul weather
i.
kötü hava koşulları
228
Teknik
foul gas collecting system
i.
uçucu toplama dizgesi
Textile
229
Tekstil
foul-weather gear
i.
koruyucu kıyafet
230
Tekstil
foul-weather gear
i.
kötü havalara karşı giyilen kıyafet
Railway
231
Demiryolu
foul ballast
i.
bozuk balast
Marine
232
Denizcilik
foul bill of health
i.
bozuk sağlık raporu
233
Denizcilik
foul anchor
i.
çaprazlı demir
234
Denizcilik
foul berth
i.
tehlikeli liman
235
Denizcilik
foul anchor
i.
ipi dolanmış çapa
236
Denizcilik
foul anchor
i.
takılmış çapa
237
Denizcilik
foul anchor
i.
bir diğerine dolanmış çapa
238
Denizcilik
foul anchor
i.
gövdesinde kablo dolama yeri olan özel çapa
239
Denizcilik
foul hawse
i.
ısparmaça
240
Denizcilik
foul hawse
i.
halat dolaşması
241
Denizcilik
foul hawse
i.
zincirlerin birbirine dolanması
242
Denizcilik
fall foul of
f.
(gemi ile) çarpışmak
243
Denizcilik
fall foul of
f.
dolanmak
244
Denizcilik
fall foul of
f.
saldırmak
245
Denizcilik
fall foul of
f.
üzerine saldırı düzenlemek
246
Denizcilik
fall foul
f.
çarpışmak (gemi)
247
Denizcilik
fall foul of (something) [obsolete]
f.
(gemi) yandan çarpmak
Medical
248
Medikal
foul breath
i.
ağız kokusu
249
Medikal
foul breath
i.
nefes kokusu
Zoology
250
Zooloji
american foul brood
i.
amerikan yavru çürüklüğü
251
Zooloji
foul marten
i.
kokarca
252
Zooloji
foul marten
i.
feret
Apiculture
253
Arıcılık
american foul brood
i.
amerikan yavru çürüklüğü
254
Arıcılık
european foul brood
i.
avrupa yavru çürüklüğü
255
Arıcılık
para foul brood
i.
avrupa yavru çürüklüğünün bir türü
256
Arıcılık
foul brood
i.
yavru çürüklüğü
Sport
257
Spor
foul shot
i.
faul atışı
258
Spor
foul rules
i.
faul kuralları
259
Spor
foul throw
i.
geçersiz atış
260
Spor
foul line
i.
faul çizgisi
261
Spor
offensive foul
i.
hücum faul
262
Spor
unintentional foul
i.
kasıtsız faul
263
Spor
major foul
i.
kasti faul
264
Spor
major foul
i.
kasıtlı faul
265
Spor
intentional foul
i.
kasıtlı faul
266
Spor
foul blow
i.
kurallara aykırı olarak yapılan vuruş
267
Spor
back court foul
i.
savunma alanında yapılan faul
268
Spor
unsportsmanlike foul
i.
sportmenliğe aykırı faul
269
Spor
team foul
i.
takım faulü
270
Spor
technique foul
i.
teknik faul
271
Spor
foul ball
i.
faul çizgisi dışına giden top
272
Spor
foul play
i.
oyun kurallarına aykırı davranış
273
Spor
commit an off-the-ball foul
f.
topsuz alanda faul yapmak
274
Spor
foul out
f.
faul limitini doldurup oyundan atılmak
Basketball
275
Basketbol
technical foul
i.
sportmenlik dışı davranıştan veya oyunun gecikmesinden ötürü verilen, genellikle fiziksel temas içermeyen faul
276
Basketbol
basket-plus-foul
i.
basket faul
277
Basketbol
foul trouble
i.
diskalifiye olmaya yaklaşan ve bu yüzden daha dikkatli oynaması gereken oyuncu
278
Basketbol
disqualifying foul
i.
diskalifiye edici faul
279
Basketbol
free foul
i.
faul yapılanın avantajının kaybolmaması nedeniyle çalınmayan faul avantaj kuralı
280
Basketbol
offensive foul
i.
hücum faul
281
Basketbol
player-control foul
i.
hücumdayken yapılan faul
282
Basketbol
double foul
i.
iki rakip oyuncunun aynı zaman diliminde karşılıklı faul yapması
283
Basketbol
two-shot foul
i.
ikilik
284
Basketbol
pushing foul
i.
iterek yapılan faul
285
Basketbol
foul shot
i.
serbest atış
286
Basketbol
flagrant foul
i.
sportmenlik dışı faul
287
Basketbol
personal foul
i.
şahsi faul
288
Basketbol
unsportsmanlike foul
i.
sportmenlik dışı faul
289
Basketbol
technical foul
i.
teknik faul
290
Basketbol
off-the-ball offensive foul
i.
topsuz alanda hücum faul
291
Basketbol
dead-ball foul
i.
top oyunda değilken yapılan faul
292
Basketbol
off-the-ball foul
i.
topsuz alanda yapılan faul
293
Basketbol
loose-ball foul
i.
top hiçbir takımın kontrolünde değilken yapılan faul
294
Basketbol
team foul
i.
takım faulü
295
Basketbol
flagrant foul
i.
oyuncunun rakibiyle gereksiz veya aşırı temas kurması sebebiyle verilen faul
296
Basketbol
foul line
i.
serbest atış çizgisi
297
Basketbol
foul out
i.
faul hakkını doldurarak oyundan alınma
298
Basketbol
foul shot
i.
serbest atıştan alınan puan
299
Basketbol
foul shot
i.
serbest atış sayısı
Football
300
Futbol
deliberate foul
i.
kasten faul
301
Futbol
deliberate foul
i.
kasti faul
302
Futbol
intentional foul
i.
kasten faul
303
Futbol
intentional foul
i.
kasti faul
304
Futbol
deliberate foul
i.
kasıtlı faul
305
Futbol
intentional foul
i.
kasıtlı faul
306
Futbol
foul by holding
i.
rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul
Baseball
307
Beysbol
foul ball
i.
faul topu
308
Beysbol
foul ball lines
i.
faul çizgileri
309
Beysbol
foul ball lines
i.
kaleden başlayarak saha çevresine uzanan çizgiler
310
Beysbol
foul line
i.
kaleden başlayarak sahanın dış çevresine uzanan çizgi
311
Beysbol
foul out
i.
topu faul çizgisi dışına gönderme
312
Beysbol
foul out
i.
faul çizgisi dışına yapılan atış
313
Beysbol
foul strike
i.
faul çizgisine gönderilen ıska atış
314
Beysbol
foul tip
i.
sopa ile sektirilen top
315
Beysbol
foul tip
i.
tutucu tarafından karşılanan ıska atış
316
Beysbol
foul tip
i.
hatalı vuruş
317
Beysbol
foul out
f.
topu faul çizgisi dışına göndermek
Archaic
318
Eski Kullanım
fall foul
f.
saldırmak
Slang
319
Argo
foul ball
i.
beceriksiz kimse
320
Argo
foul ball
i.
şanssız kimse
321
Argo
foul ball
i.
talihsiz kimse
322
Argo
foul ball
i.
niteliksiz kimse
323
Argo
foul up
f.
berbat etmek
324
Argo
foul up
f.
eline yüzüne bulaştırmak
325
Argo
foul up
f.
içine etmek
326
Argo
use foul language
f.
küfretmek
327
Argo
use foul language
f.
sövmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of foul
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy