Geçmiş

dokunmak

"dokunmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 31 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	dokunmak	touch f.
General
2	Genel	dokunmak	harm f.
3	Genel	dokunmak	dab f.
4	Genel	dokunmak	get on f.
5	Genel	dokunmak	clap f.
6	Genel	dokunmak	handle f.
7	Genel	dokunmak	jar f.
8	Genel	dokunmak	concern f.
9	Genel	dokunmak	contact f.
10	Genel	dokunmak	be woven f.
11	Genel	dokunmak	interfere f.
12	Genel	dokunmak	tip f.
13	Genel	dokunmak	feel f.
14	Genel	dokunmak	tamper f.
15	Genel	dokunmak	kiss f.
16	Genel	dokunmak	move f.
17	Genel	dokunmak	disagree f.
18	Genel	dokunmak	touch f.
19	Genel	dokunmak	reach f.
20	Genel	dokunmak	tweedle f.
21	Genel	dokunmak	not agree with f.
22	Genel	dokunmak	attaint [obsolete] f.
23	Genel	dokunmak	attinge [obsolete] f.
24	Genel	dokunmak	rine f.
25	Genel	dokunmak	grope [obsolete] f.
26	Genel	dokunmak	palp f.
Idioms
27	Deyim	dokunmak	come home f.
Technical
28	Teknik	dokunmak	abut f.
29	Teknik	dokunmak	touch f.
30	Teknik	dokunmak	foul f.
Math
31	Matematik	dokunmak	osculate f.

"dokunmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 232 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	faydası dokunmak	patronize f.
2	Genel	yararı dokunmak	come in handy f.
3	Genel	çok yardımı dokunmak	do yeoman service f.
4	Genel	hafifçe dokunmak	dab f.
5	Genel	yararı dokunmak	turn to good purpose f.
6	Genel	onuruna dokunmak	hurt somebody's pride f.
7	Genel	yararı dokunmak	serve f.
8	Genel	faydası dokunmak	inure to the benefit f.
9	Genel	faydası dokunmak	be of help to f.
10	Genel	parmakla dokunmak	finger f.
11	Genel	faydası dokunmak	be of help f.
12	Genel	hafifçe dokunmak	tap f.
13	Genel	sinirine dokunmak	annoy f.
14	Genel	birinin sinirine dokunmak	get on one's nerves f.
15	Genel	hafifçe dokunmak	brush f.
16	Genel	birinin sinirine dokunmak	give someone the pip f.
17	Genel	haysiyetine dokunmak	affect one's honour f.
18	Genel	dokunmak (yiyecek/iklim vb)	disagree with f.
19	Genel	namusuna dokunmak	dishonor f.
20	Genel	sinirine dokunmak	grate on one's nerves f.
21	Genel	ayak parmakları ile dokunmak	toe f.
22	Genel	hafifçe dokunmak	kiss f.
23	Genel	yararı dokunmak	benefit f.
24	Genel	sinirine dokunmak	get on somebody's nerves f.
25	Genel	parmak ile dokunmak	finger f.
26	Genel	zararı dokunmak	harm f.
27	Genel	zararı dokunmak	have a harmful effect on f.
28	Genel	zararı dokunmak	be harmful f.
29	Genel	zararı dokunmak	do harm f.
30	Genel	zararı dokunmak	cause harm f.
31	Genel	faydası dokunmak	patronise f.
32	Genel	dibe dokunmak	bottom f.
33	Genel	-e yardımı dokunmak	be of service to f.
34	Genel	-e yararı dokunmak	benefit f.
35	Genel	-e dokunmak	lay hands on f.
36	Genel	-e dokunmak	redound up f.
37	Genel	-e dokunmak	redound on f.
38	Genel	-e dokunmak	touch upon f.
39	Genel	-e dokunmak	tamper with f.
40	Genel	-e dokunmak	touch on f.
41	Genel	yararı dokunmak	profit f.
42	Genel	kanına dokunmak	make one's blood boil f.
43	Genel	iyiliği dokunmak	be of help to somebody f.
44	Genel	iyiliği dokunmak	do someone a favour f.
45	Genel	birşeye dokunmak	touch upon a subject f.
46	Genel	gururuna dokunmak	feel humiliated f.
47	Genel	gururuna dokunmak	be abased f.
48	Genel	gururuna dokunmak	feel abased f.
49	Genel	gururuna dokunmak	feel degraded f.
50	Genel	dişe dokunmak	count for something f.
51	Genel	hafifçe dokunmak	touch slightly f.
52	Genel	sıkı dokunmak	be woven tightly f.
53	Genel	çok yardımı dokunmak	help a lot f.
54	Genel	çok yardımı dokunmak	be very helpful f.
55	Genel	namusuna dokunmak	dishonour f.
56	Genel	ekrana dokunmak	tap the screen f.
57	Genel	hislerine dokunmak	get f.
58	Genel	(ruhuna/duygularına) dokunmak	affect f.
59	Genel	birini yararı dokunmak	accommodate f.
60	Genel	nazikçe dokunmak	tickle f.
61	Genel	dil ile (bir şeye) dokunmak	tongue f.
62	Genel	(midesine) dokunmak	upset f.
63	Genel	akarken dokunmak	bathe f.
64	Genel	-e dokunmak	manipulate f.
65	Genel	(at) aşındıracak şekilde hafifçe dokunmak	brush f.
66	Genel	yanlış şekilde dokunmak	mistouch f.
67	Genel	yanlışlıkla dokunmak	mistouch f.
68	Genel	(taşa) oyun kurallarına aykırı bir şekilde dokunmak	burn f.
69	Genel	ucundan dokunmak	glance [obsolete] f.
70	Genel	hafifçe dokunmak	graze f.
71	Genel	birinin duygularına dokunmak	clutch f.
72	Genel	karşılıklı dokunmak	interosculate f.
73	Genel	(vurulan topa) sahadayken elle dokunmak	field f.
74	Genel	geçerken hafifçe dokunmak	shave f.
75	Genel	hafifçe dokunmak	skiff [scotland] f.
Phrasals
76	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) dokunmak	bump (up) against (someone or something) f.
77	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) dokunmak	bump (up) against someone or something f.
78	Öbek Fiiller	(bir şey) çok dokunmak	cut up about (someone or something f.
79	Öbek Fiiller	midesine dokunmak	not agree with (someone or something) f.
80	Öbek Fiiller	birine hafifçe dokunmak	poke at someone f.
81	Öbek Fiiller	birine hafifçe dokunmak	prod at someone f.
82	Öbek Fiiller	sinirine dokunmak	jangle on f.
83	Öbek Fiiller	sinirine dokunmak	jar on someone f.
84	Öbek Fiiller	yanında geçerken hafifçe dokunmak	brush past f.
85	Öbek Fiiller	(hafifçe dokunmak	brush up against f.
86	Öbek Fiiller	(bir şeye) hafifçe dokunmak	dab at (something) f.
87	Öbek Fiiller	dikkatlice dokunmak	dab at (something) f.
88	Öbek Fiiller	(bir şeye) hafifçe dokunmak	dab at something f.
89	Öbek Fiiller	dikkatlice dokunmak	dab at something f.
90	Öbek Fiiller	birinin sinirine dokunmak	get to someone f.
91	Öbek Fiiller	sinirine dokunmak	get to f.
92	Öbek Fiiller	sinirine dokunmak	get to f.
93	Öbek Fiiller	bir şeye hafif hafif dokunmak	dab at something f.
94	Öbek Fiiller	(hayvan) patisiyle (birine/bir yere) dokunmak	paw at (someone or something) f.
95	Öbek Fiiller	(birine veya bir şeye) avuçla dokunmak	paw at (someone or something) f.
96	Öbek Fiiller	(birine veya bir şeye) hoyratça dokunmak	paw at (someone or something) f.
97	Öbek Fiiller	yanlışlıkla dokunmak	go into (something) f.
98	Öbek Fiiller	birine/bir şeye dokunmak	impinge upon someone or something f.
99	Öbek Fiiller	birine/bir şeye dokunmak	impinge on someone or something f.
100	Öbek Fiiller	sinirine dokunmak	jangle on something f.
101	Öbek Fiiller	(bir şeye) dokunmak	meet with f.
102	Öbek Fiiller	birine/bir şeye hafifçe dokunmak	brush (up) against someone or something f.
103	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hafifçe dokunmak	brush against (someone or something) f.
104	Öbek Fiiller	-e dokunmak	bump against f.
105	Öbek Fiiller	dişe dokunmak	count for f.
106	Öbek Fiiller	-e hafifçe dokunmak	dab at f.
107	Öbek Fiiller	'-e dikkatlice dokunmak	dab at f.
108	Öbek Fiiller	'-e hafif hafif dokunmak	dab at f.
109	Öbek Fiiller	birine dokunmak (cinsel olarak)	feel someone up f.
110	Öbek Fiiller	birinin duygularına dokunmak	get to someone f.
111	Öbek Fiiller	birinin sinirine dokunmak	grate on someone f.
112	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) sinirine dokunmak	grate on (someone or something) f.
113	Öbek Fiiller	(bir şeye) dokunmak	key into (something) f.
114	Öbek Fiiller	hoyratça dokunmak	paw at f.
115	Öbek Fiiller	-e hafifçe dokunmak	prod at f.
116	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) hafifçe dokunmak	prod at (someone or something) f.
117	Öbek Fiiller	bir bezle, fırçayla yüzeye hafif darbelerle dokunmak	rag off f.
118	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) dokunmak	redound on (someone or something) f.
119	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) dokunmak	redound upon (someone or something) f.
120	Öbek Fiiller	(bir konuya) temas etmek/dokunmak	touch on (something) f.
121	Öbek Fiiller	(bir şeye) dokunmak	touch to (something) f.
122	Öbek Fiiller	(bir şeye) eliyle temas etmek/dokunmak	touch to (something) f.
123	Öbek Fiiller	(birinin) ruhuna dokunmak	touch to (someone) f.
124	Öbek Fiiller	(bir konuya) temas etmek/dokunmak	touch upon (something) f.
125	Öbek Fiiller	(bir şeyle) dokunmak	touch with (something) f.
126	Öbek Fiiller	(bir şeyle) ruhuna dokunmak	touch with (something) f.
Colloquial
127	Konuşma Dili	hassas noktasına dokunmak	near to home f.
128	Konuşma Dili	hassas noktasına dokunmak	close to home f.
129	Konuşma Dili	(bir yiyecek) dokunmak	(some food) didn't agree with (someone) f.
130	Konuşma Dili	sinirine dokunmak	get miffed f.
131	Konuşma Dili	hislerine dokunmak	hit me (right) in the feels f.
132	Konuşma Dili	birinin hislerine dokunmak	do things to somebody f.
133	Konuşma Dili	midesine dokunmak	go (right) through someone f.
Idioms
134	Deyim	insani duygularla yaklaşmak/dokunmak	human touch i.
135	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	get on (someone's) nerves f.
136	Deyim	yarış veya maçın başlamasına hazır olduğunu göstermek için ayak veya elle başlama çizgisine dokunmak	toe the mark f.
137	Deyim	yarış veya maçın başlamasına hazır olduğunu göstermek için ayak veya elle başlama çizgisine dokunmak	toe the line f.
138	Deyim	sinirine dokunmak	drive (someone) buggy f.
139	Deyim	sinirine dokunmak	push (one's) buttons f.
140	Deyim	tam kalbine dokunmak	hit the right chord f.
141	Deyim	tam kalbine dokunmak	strike the right chord f.
142	Deyim	sinirine dokunmak	come the acid f.
143	Deyim	kanına dokunmak	come the acid f.
144	Deyim	(yemek) dokunmak	not agree with (someone or something) f.
145	Deyim	birinin sinirine dokunmak	set someone's teeth on edge f.
146	Deyim	birinin sinirine dokunmak	get under someone's skin f.
147	Deyim	birinin sinirine dokunmak	get on someone's nerves f.
148	Deyim	hassas noktasına dokunmak	be close to home f.
149	Deyim	kılına dokunmak	lay a finger on f.
150	Deyim	keseye dokunmak	break the bank f.
151	Deyim	midesine dokunmak	go right through someone like a dose of the salts f.
152	Deyim	midesine dokunmak	go through someone like a dose of the salts f.
153	Deyim	sinirlerine dokunmak	get/grate on somebody's nerves f.
154	Deyim	sinirine dokunmak	jangle on one's nerves f.
155	Deyim	sinirine dokunmak	get/grate on somebody's nerves f.
156	Deyim	sinirlerine dokunmak	grate on someone's nerves f.
157	Deyim	sinirine dokunmak	get on someone's nerves f.
158	Deyim	sinirine dokunmak	grate on someone's nerves f.
159	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	get somebody's goat f.
160	Deyim	zararı dokunmak	play merry hell with f.
161	Deyim	(midesine vb) dokunmak	not agree with f.
162	Deyim	zararı dokunmak	play hell with f.
163	Deyim	zülfü yare dokunmak	touch someone on his sore spot f.
164	Deyim	bam teline dokunmak	cross (one's) bows f.
165	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	put (one's) teeth on edge f.
166	Deyim	bam teline dokunmak	hit me (right) in the feels f.
167	Deyim	(bir şeye) dokunmak	get a hand on (something) f.
168	Deyim	sinirine dokunmak	get under your skin f.
169	Deyim	(birine) zararı dokunmak	do (someone) a bad turn f.
170	Deyim	(birine) dokunmak (bir madde, kafein, uyuşturucu, alkol)	give (someone) the shakes f.
171	Deyim	sinirine dokunmak	put/set someone on edge f.
172	Deyim	sinirine dokunmak	set someone's teeth on edge f.
173	Deyim	(birinin) kalbine dokunmak	pierce (one's) heart f.
174	Deyim	birinin kalbine dokunmak	pierce someone's heart f.
175	Deyim	(birinin) yumuşak karnına dokunmak	catch (one) on the raw [uk] f.
176	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	catch (one) on the raw [uk] f.
177	Deyim	(birinin) yumuşak karnına dokunmak	catch somebody on the raw [uk] f.
178	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	catch somebody on the raw [uk] f.
179	Deyim	(birinin) yumuşak karnına dokunmak	touch somebody on the raw [uk] f.
180	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	touch somebody on the raw [uk] f.
181	Deyim	(birinin) sinirlerine dokunmak	make (one's) teeth itch f.
182	Deyim	(birine/bir şeye) eliyle dokunmak	put (one's) hands on (someone or something) f.
183	Deyim	(birine/bir şeye/bir hayvana) eliyle dokunmak	put one's hands on (someone, something, or an animal) f.
184	Deyim	(birine/bir şeye/bir hayvana) eliyle dokunmak	lay one's hands on (someone, something, or an animal) f.
185	Deyim	(birine/bir şeye) dokunmak	make contact with (someone or something) f.
186	Deyim	(bir şey) midesine dokunmak	have no stomach for (something) f.
187	Deyim	(bir şey) midesine dokunmak	not have the stomach for (something) f.
188	Deyim	(bir yiyecek/içecek) birine dokunmak	not agree with someone f.
189	Deyim	birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak	not agree with someone f.
190	Deyim	(bir yiyecek/içecek) birine dokunmak	not agree with someone f.
191	Deyim	birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak	not agree with someone f.
192	Deyim	(bir şey) içine işlemek/yüreğine dokunmak	be touched by (something) f.
193	Deyim	birinin yumuşak karnına dokunmak	catch/touch somebody on the raw [uk] f.
194	Deyim	birinin sinirine dokunmak	catch/touch somebody on the raw [uk] f.
195	Deyim	masanın altından yavaşça ayağına dokunmak	play footsies f.
196	Deyim	masanın altından yavaşça ayağına dokunmak	play footsie f.
197	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	get on (one's) quince [australia] f.
198	Deyim	(birinin) sinirine dokunmak	give (one) the pip f.
199	Deyim	(birinin/bir şeyin) kılına dokunmak	lay a finger on (someone or something) f.
200	Deyim	(birinin) kılına dokunmak	lay a finger on somebody f.
201	Deyim	(birinin) midesine dokunmak	make (one) sick f.
202	Deyim	kanına dokunmak	make your blood boil f.
203	Deyim	(birine/bir şeye) tırnağının ucuyla bile dokunmak istememek	not touch (someone or something) with a barge pole [uk/australia] f.
204	Deyim	(birine/bir şeye) tırnağının ucuyla bile dokunmak istememek	not touch (someone or something) with a ten-foot pole [us] f.
205	Deyim	tırnağının ucuyla bile dokunmak istememek	not touch with a ten-foot pole f.
206	Deyim	doğru yerlere dokunmak	press (all) the right buttons f.
207	Deyim	eliyle dokunmak	put hands on f.
208	Deyim	sinirine dokunmak	set teeth on edge f.
209	Deyim	sinirine dokunmak	set your teeth on edge f.
210	Deyim	kanına dokunmak	stick in your craw f.
211	Deyim	kanına dokunmak	stick in the craw f.
212	Deyim	damarına dokunmak	strike a nerve f.
Speaking
213	Konuşma	sana dokunmak istiyorum	I wanna touch you expr.
Politics
214	Siyasal	yararı dokunmak	avail f.
Medical
215	Medikal	(sıraca hastalığı olan birine) tedavi maksadıyla dokunmak	touch f.
Sport
216	Spor	vurucunun durduğu ve koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşe	rubber i.
217	Spor	(beyzbolda) koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşenin vurucudan uzaktaki kısmı	outside i.
218	Spor	(topuk dansında) ayak parmağıyla dokunmak	toe f.
219	Spor	(topa) elle dokunmak	handle f.
Football
220	Futbol	elle topa dokunmak	handle f.
Baseball
221	Beysbol	vurucunun durduğu ve koşucunun puan almak için dokunmak zorunda olduğu köşe	home plate i.
Archaic
222	Eski Kullanım	namusuna dokunmak	distain f.
223	Eski Kullanım	(bir şeye) parmaklarla hafifçe dokunmak	paddle f.
Slang
224	Argo	sinirine dokunmak	pee in (someone's) cheerios f.
225	Argo	sinirine dokunmak	piss in (someone's) cheerios f.
226	Argo	çaktırmadan dokunmak	cop a feel f.
227	Argo	sinirlerine dokunmak	piss someone off f.
228	Argo	sinirine dokunmak	piss someone off f.
229	Argo	(izni olmadan) birisine dokunmak	cop a feel f.
230	Argo	cinsel olarak yaklaşmak/dokunmak	diddle f.
231	Argo	cinsel organına dokunmak	touch (oneself) f.
232	Argo	(masanın altından) yavaşça (birinin) ayağına dokunmak	play footsie (with somebody) f.