kere - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kere



"kere" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kere time i.
kere times ed.
General
kere clip i.
kere volta i.
kere instance i.
Math
kere times i.

"kere" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 343 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bir kere once zf.
bir kere daha once more zf.
bir kere daha once again zf.
iki kere twice zf.
General
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı sanzen i.
çok kere heaps of times i.
bir kere daha encore i.
bir şeyi iki kere yapan kimse twicer i.
iki kere kaybeden kimse twicer [brit] i.
dört kere evlenmiş kimse quadrigamist i.
bir kere yapılan şey one shot i.
bir kere kullanılan şey one shot i.
kendisiyle iki kere çarpmak cube f.
vites değiştirirken iki kere debriyaja basmak double-clutch f.
bir kere denemek have a try f.
iki kere okumak read twice f.
üç kere treble s.
üç kere yapılan trine s.
günde iki kere oluşan semidaily s.
yılda iki kere olan biannual s.
senede iki kere olan semi-annual s.
yılda iki kere olan semi-annual s.
yılda iki kere olan semiannual s.
senede iki kere olan semiannual s.
üç kere triplasian [obsolete] s.
günde iki kere olan two-a-day s.
zilyon kere olan umteenth s.
zilyon kere olan umpteenth s.
zilyon kere olan umptieth s.
zilyon kere olan zillionth s.
bilinenden sayısız kere daha büyük olan myriadfold s.
bir kere for once zf.
ayda iki kere twice a month zf.
bin kere thousand times zf.
çok kere many a time zf.
ayda bir kere once a month zf.
çok kere often zf.
birçok kere many times zf.
bir kere for one thing zf.
üç kere three times zf.
günde bir kere once a day zf.
bir kere begin with zf.
yüz kere hundred times zf.
haftada bir kere once a week zf.
günde iki kere twice a day zf.
yılda iki kere twice a year zf.
üç kere thrice zf.
bir kere for this once zf.
yılda bir kere once a year zf.
iki kere double zf.
yılda iki kere semiannually zf.
bir iki kere once or twice zf.
3. kere third time zf.
üçüncü kere third time zf.
çok kere frequently zf.
çok kere many times zf.
beş kere five times zf.
dört kere four times zf.
bir kere daha one more time zf.
birçok kere time and again zf.
birçok kere time after time zf.
birçok kere many a time zf.
haftada iki kere biweekly zf.
yılda bir kere yearly zf.
senede iki kere semi-annually zf.
yılda iki kere semi-annually zf.
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere twice daily once in the morning and once in the evening zf.
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere twice daily once in the morning and once in the evening zf.
sadece bir kere only once zf.
senede iki kere twice yearly zf.
haftada 2 kere twice weekly zf.
haftada 2 kere twice a week zf.
haftada 2 kere semiweekly zf.
haftada 2 kere biweekly zf.
haftada iki kere twice weekly zf.
haftada iki kere twice a week zf.
haftada iki kere semiweekly zf.
yılda dört kere four times (in) a year zf.
bir kere daha over again zf.
bir kere daha again zf.
günde üç defa/kez/kere three times per day zf.
birkaç kere a few times zf.
yılda bir veya iki kere once or twice a year zf.
haftada iki kere two times a week zf.
haftada dört kere four times a week zf.
haftada beş kere five times a week zf.
haftada altı kere six times a week zf.
haftada üç kere three times a week zf.
hafta sonları günde beş kere five times a day on weekends zf.
hafta sonları günde beş kere five times a day on a weekend zf.
ayda üç kere three times a month zf.
haftada iki kere semi-weekly zf.
haftada 2 kere semi-weekly zf.
günde üç kere three times a day zf.
günde dört kere four times a day zf.
ayda iki kere bimonthly zf.
haftada 1 kere once a week zf.
yılda 2 kere twice per year zf.
yılda iki kere twice per year zf.
senede 2 kere twice per year zf.
senede iki kere twice per year zf.
yılda 2 kere semiannually zf.
senede iki kere semiannually zf.
senede 2 kere semiannually zf.
yılda 2 kere biannually zf.
yılda iki kere biannually zf.
senede 2 kere biannually zf.
senede iki kere biannually zf.
dakikada iki kere twice a minute zf.
dakikada on kere ten times a minute zf.
dokuz kere nine times zf.
iki kere twicet [dialect] zf.
bir kere anes [scottish] zf.
haftada birçok sefer/kere several times a week zf.
dört kere quadruply zf.
birçok kere manifold zf.
milyon kere (by) millionfold zf.
çok kere oftensith zf.
çok kere oftentide zf.
çok kere oft-times zf.
bir kere oncet [us] zf.
bir kere ones zf.
düşün bir kere! just think! ünl.
üç kere anlamı veren ön ek ter- ök.
üç kere tri- ök.
Phrases
birçok kere lots of times zf.
kim takar kaç kere/tane olmuş who’s counting? expr.
ucuz alan iki kere alır buy cheap, buy twice expr.
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir even a broken watch is right twice a day expr.
bir kere olsun at least for once expr.
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir even a stopped watch is right twice a day expr.
bir kere bile not even once expr.
haftada en az üç kere at least three times a week expr.
haftada en az 3 kere at least three times a week expr.
haftada en az 3 kere at least 3 times a week expr.
haftada en az üç kere at least 3 times a week expr.
iki kere iki dört eder gibi as sure as two and two is four expr.
iki kere düşün bir kere kodla think twice code once expr.
senede dört kere once a quarter expr.
sadece bir kere yaşarsın you only live once expr.
yılda dört kere once a quarter expr.
bir kere yapan hep yapar once a (something), always a (something) expr.
Proverb
yıldırım aynı yere iki kere düşmez lightning never strikes twice
yıldırım aynı yere iki kere düşmez lightning does not strike twice
noel yılda bir kere olur/gelir christmas comes but once a year
insanın bir kere ters gitmeye görsün işi muhallebi yerken kırılır dişi misfortunes never come singly
beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me
laf ağızdan bir kere çıkar word once spoken is past recalling
laf ağızdan bir kere çıkar word spoken is past recalling
söz ağızdan bir kere çıkar word spoken is past recalling
söz ağızdan bir kere çıkar word once spoken is past recalling
gençlik bir kere yaşanır youth comes but once
adımız çıkmış bir kere ne yapsak nafile give a dog a bad name and hang him
bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir even a blind hog finds an acorn every now and then
çan dokuz kere çalındığında ölen bir erkektir nine tailors make a man
çan dokuz kere çalındığına göre ölen bir erkek nine tailors make a man
söz ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken cannot be recalled
laf ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken cannot be recalled
şans/talih insana bir kere vurur fortune knocks once at every man's door
insana hayatta bir kere şans vurur fortune knocks once at every man's door
şans kapıyı bir kere çalar fortune knocks once at every man's door
insan bir kere ölür a man can die but once
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir a stopped clock is right twice a day
söz ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken is past recalling
laf ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken is past recalling
birini yargılarken iki kere düşün judge not, that ye not be judged
birini yargılarken iki kere düşün judge not, that ye be not judged
birini yargılarken iki kere düşün judge not, lest ye be judged
yıldırım aynı yere iki kere düşmez lightning doesn't strike twice
yıldırım aynı yere iki kere düşmez lightning never strikes (the same place) twice
yıldırım aynı yere iki kere düşmez lightning never strikes twice in the same place
insanın bir kere ters gitmeye görsün işi muhallebi yerken kırılır dişi misfortunes never come alone
Colloquial
hiçbir şeye/bir kere bile "evet efendim" demeyen çocuk/adam/kişi but-boy i.
bowlingde üst üste dört kere tek atışta bütün labutların devrilmesi hambone i.
beş kere zafer kazanmak (napolyon olarak da bilinen bir iskambil oyununda) go nap f.
(silahı) iki kere üst üste ateşlemek double tap f.
birçok kere many times zf.
bir iki kere once or twice zf.
altı ay boyunca haftada üç kere three times a week for six months expr.
bunları günde üç kere alın take them three times a day expr.
bir kere giy wear it once expr.
bir kere girince çıkmanın yolu yoktur once you're in there's no getting out expr.
bir kere olsun only just once expr.
bir kere olsun just for once expr.
bir kere olsun only for once expr.
çoğu kere usually expr.
çoğu kere more often than not expr.
haftada en az bir kere at least once in a week expr.
haftada en az bir kere at least once a week expr.
hayatta bir kere once in a lifetime expr.
fırsat insanın ayağına bir kere gelir opportunity knocks but once expr.
insanın ayağına şans/fırsat bir kere gelir opportunity knocks but once expr.
söz bir kere verilir a bargain is a bargain expr.
şans insanın ayağına bir kere gelir opportunity knocks but once expr.
(bir şey) bir kere kanına girdi mi once you get something in your blood expr.
2 kere deneyip yine de başaramama oh for two expr.
bir kere mi geleceğiz dünyaya damn the expense expr.
haydi bir kere de boş ver! be a devil! [uk] expr.
birçok defa/kere many's the time expr.
çoğu kere often as not expr.
birçok kere time and (time) again expr.
zilyon kere olan umpty-umpth expr.
sayısız kere umpty-umpth expr.
Idioms
aynı suçtan üç kere ceza alan kişiye verilen müebbet hapis cezası three-strikes rule i.
aynı suçtan üç kere ceza alan kişiye verilen müebbet hapis cezası three-strike rule i.
aldığı kıyafeti bir kere giyip geri iade etme wardrobing i.
aynı hatayı iki kere yapmak stumble over the same stone twice f.
bin kere ölmek die a thousand deaths f.
birkaç kere final yapmak do a melba [australia] f.
birkaç kere veda etmek do a melba [australia] f.
melba misali birkaç kere jübile yapmak do a melba [australia] f.
iki kere düşünüp konuşmak be treading on eggshells f.
iki kere düşünüp konuşmak be walking on eggshells f.
iki kere düşünüp konuşmak be walking on eggshells f.
(birine/bir şeye) destek için üç kere oley diye bağırmak (give) three cheers (for somebody/something) f.
iki kere twice over zf.
ağzım yandı bir kere I had my fingers burned expr.
ağzım yandı bir kere I've been burned before expr.
bir kere dilim yandı I've been burned before expr.
bir kere dilim yandı I had my fingers burned expr.
düşün bir kere just think expr.
dilim yandı bir kere I had my fingers burned expr.
insan yalnızca bir kere ölür a man can only die once expr.
ok yaydan çıktı (bir kere) the gauntlet has been thrown expr.
olan oldu bir kere what's done is done expr.
şans kapıyı bir kere çalar opportunity knocks but once expr.
papaz bir kere pilav yer christmas come but once a year expr.
dilim yandı bir kere I've been burned before expr.
birçok defa/kere many (and many)'s the time expr.
adı/adımız çıkmış bir kere ne yapsa/yapsak nafile give a dog a bad name expr.
bir şeyi iki kere yapmam I don't boil my cabbage twice expr.
bir şeyi iki kere yapmam I don't chew my cabbage twice expr.
birçok defa/kere many and many's the time (that) [old-fashioned] expr.
ok yaydan çıktı (bir kere) the toothpaste is out of the tube expr.
iki kere iki dört eder water is wet expr.
Speaking
bir kere daha deneyebilir miyiz? can we have another go? expr.
bin kez düşün bir kere konuş put mind in gear before opening mouth expr.
beş kere beş eşittir yirmi beş 5 times 5 equals 25 expr.
bir kere sarılabilir miyim? can I just get a hug? expr.
bunun hakkında anlattıklarını kaç kere dinledim? how many times have I listened to you about this? expr.
bir kere bile yapmadım not even once expr.
bunu daha kaç kere söylemem gerek? how many times do i have to say it? expr.
bir kere daha deneyebilir miyim? can I have another go? expr.
bir kere tadına alıştın mı harika geliyor it's pretty good once you get used to the taste expr.
düşün bir kere come to think of it expr.
daha önce bir iki kere karşılaşmıştık we met before once or twice expr.
dört kere beş eşittir yirmi four times five equals twenty expr.
günde iki veya üç kez/defa/kere yemeklerden önce aç karnına two to three times a day, before meals, on an empty stomach expr.
hadi bir kere daha deneyelim let's try it once more expr.
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
hayata bir kere geliyoruz we only go around once expr.
günde kaç kere dişini fırçalarsın? how many times a day do you brush your teeth? expr.
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın? how many times do you brush your teeth a day? expr.
iki kere evlendi he got married twice expr.
iki kere evlendi she got married twice expr.
olan oldu bir kere it's no use crying over spilled milk expr.
o ödemeyi üç kere yapmış he made the payment three times expr.
o ödemeyi üç kere yapmış he made that payment three times expr.
olan oldu bir kere don't cry over spilled milk expr.
kaç kere how many times expr.
milyon kere yanılabilirsin you can be wrong a million times expr.
sana daha kaç kere söylemem gerekiyor? how many times do I have to tell you? expr.
sana kaç kere söylemek zorundayım? how many times do I have to tell you? expr.
sana bir kere daha soracağım so I'm going to ask you one more time expr.
sadece bir kere daha just one more time expr.
sana kaç kere daha söylemem gerek? how many times do I have to tell you? expr.
sadece bir kere yaşarsın you only live once (yolo) expr.
sana kaç kere söylemeliyim? sana kaç kere anlatmalıyım? how many times must I tell you? expr.
sadece bir kere ölürsün you only die once expr.
sana kaç kere söyledim? how many times have I told you? expr.
sana bin kere söyledim if I've told you once I've told you a thousand times expr.
üç veya dört kere ateş edildi three or four gunshots were fired expr.
4 kere 5 eşittir 20 four times five equals twenty expr.
(sana) bin kere söyledim if I've said it once i've said it a thousand times expr.
(sana) belki bin kere söylemişimdir if I've said it once i've said it a thousand times expr.
5 kere 5 eşittir 25 5 times 5 equals 25 expr.
şimdiye kadar iki kere ispanya'ya gittim I have been to spain twice so far expr.
şimdiye kadar iki kere ispanya'ya bulundum I have been to spain twice so far expr.
haftada iki kere duş alırım I shower twice a week expr.
Trade/Economic
ana deftere bir kere kaydetme single entry i.
ikinci kere imzalamak countersign f.
Law
aynı suçtan üç kere ceza alan kişiye verilen müebbet hapis cezası three-strikes law i.
aynı suçtan dolayı iki kere yargılanmama non bis in idem i.
iki kere mahkumiyet almış two time loser s.
duruşma başlamadan önce ortamda bulunan kimselerin dikkatini çekmek için art arda üç kere kullanılan bir ifade oyez expr.
Technical
bir kere yazılır bellek write once read many i.
bir kere yazılır optik disk write once optical disk i.
milyar kere giga i.
iki kere kilitlemek double-lock f.
iki kere denetlemek double-check f.
yılda iki kere olan biannual s.
Computer
bir kere yazılır bellek write-once read-many i.
bir kere yazılır bellek write-once-read-many i.
bir kere yazılır optik disk write once optical disk i.
bir kere yaz write once i.
2 kere dokunarak açılan ekran double tap screen i.
farenin düğmesine iki kere basmak double-click f.
iki kere tıklatmak double-click f.
bir kere once zf.
aynı oyuncu için iki kere oy kullandın you have voted twice for the same player expr.
aynı oyuncuyu iki kere oyladın you have voted twice for the same player expr.
sonsuz kere dön loop forever expr.
bir kere yaz, her yerde çalışır wore (write once, run everywhere) kısalt.
bir kere yazılır bellek worm (write once, read many) kısalt.
Automotive
vites değiştirirken iki kere debriyaja basmak double-declutch [uk] f.
Aeronautic
iki kere/defa söyleyin words twice expr.
Marine
belirli bir yere sadece bir kere yapılacak nakliyatta kullanılan rota life line i.
Medical
günde üç kere alınacak (reçetelerde) tds (to be taken three times a day) i.
bir kere doğurmuş anne primiparous mother i.
günde iki kere ilaç alınması bid i.
günde iki kere ilaç alınması b.i.d. i.
günde iki kere ilaç alınması twice a day i.
Food Engineering
üç kere damıtılan triple-distilled s.
üç kere damıtılmış triple-distilled s.
Math
otuz kere thirtyfold s.
Statistics
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı mathematical probability i.
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı classical probability [uk] i.
Breeding
iki kere kırpılmış (koyun) two-shear [brit] s.
Literature
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) hapax legomenon i.
bir romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) nonce word i.
romanda/yazıda sadece bir kere geçen (kelime) hapax kısalt.
Linguistics
bir durum veya olayın kaç kere gerçekleştiğini ifade eden sayı sıfatı multiplicative i.
Religious
islam kurallarına göre kocanın üç kere talaq diyerek evliliği sona erdirmesi talaq i.
islam kurallarına göre kocanın üç kere talak diyerek evliliği sona erdirmesi talak i.
(vika inancında) kişinin dışarı verdiği her türlü enerjinin üç kere kendisine döneceği ilkesi rule of three i.
(niçiren budizmi'nde) günde iki kere yapılan bir ayin gongyo i.
Sport
bowlingde üst üste üç kere bütün labutları devirme triple i.
bowlingde arka arkaya üç kere bütün labutları devirme turkey i.
beysbolda vurucunun dört kere ıskalaması üzerine söylenen alaycı söz golden sombrero i.
bowlingde üst üste üç kere bütün labutları devirmek triple f.
bir kere zıplayarak yüksek bir yerden geçmek jump off f.
Baseball
beyzbolda vurucunun üç kere topu ıskalaması sonucu oyundan çıkması kuralı three-strikes rule i.
beyzbolda vurucunun üç kere topu ıskalaması sonucu oyundan çıkması kuralı three-strike rule i.
Music
dizinin ilk derecesinde üç veya dört kere tekrarlanan bir nakarattan oluşan bir müzikal form rondo i.
ana tema veya ilk konunun aynı tonalitede en az üç kere tekrar edildiği ve aralarda zıt tema veya bölümlerin geçtiği bir enstrümantal kompozisyon rondo i.
Latin
aynı suçtan dolayı iki kere yargılanmama ne bis in idem (not twice in the same) expr.
günde üç kere t.ı.d. (ter in die) kısalt.
günde dört kere q.i.d. (quater in die) kısalt.
Entomology
dönem başına üç kere kuluçkaya yatan trivoltine s.
Slang
yemek sırasına iki kere girmek doowop f.
bir kere siyahi biriyle yaptın mı bir daha başkasıyla yapmak istemezsin once you go black, you never go back expr.
siyahi biriyle bir kere birlikte olmak alışkanlık yapar once you go black, you never go back expr.
Modern Slang
bir hareketin yapılışını bir kere gördükten sonra aynısını yapabilme kabiliyeti adoptive muscle memory i.