|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
sağ |
right i.
|
|
Professor Aghajari, who lost his right leg during the Iran-Iraq War, needs medical attention.
İran-Irak Savaşı sırasında sağ bacağını kaybeden Profesör Aghajari'nin tıbbi yardıma ihtiyacı var.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
sağ kalan |
survivor i.
|
|
There were no other survivors.
Başka sağ kalan yoktu.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
sağ |
alive s.
|
|
Is the snake alive or dead?
Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
sağ ol |
thanks ünl.
|
|
Thanks for giving an old man a good laugh, kid.
Yaşlı bir adamı güldürdüğün için sağ ol, evlat.
More Sentences
|
5 |
Yaygın Kullanım |
sağ ol |
thank you ünl.
|
|
Thank you for helping us.
Bize yardım ettiğin için sağ ol.
More Sentences
|
General |
|
6 |
Genel |
sağ kalan |
survivor i.
|
|
Mary is the only survivor of the plane crash.
Mary, uçak kazasından sağ kalan tek kişidir.
More Sentences
|
7 |
Genel |
sağ |
right i.
|
|
This summit will be marked politically and ideologically by the liberal right and the extreme right.
Bu zirveye siyasi ve ideolojik olarak liberal sağ ve aşırı sağ damgasını vuracak.
More Sentences
|
8 |
Genel |
sol ve sağ |
left and right i.
|
|
Use the left and right keys to tilt up and down, maintain balance, and overcome obstacles like wooden blocks.
Yukarı ve aşağı eğilmek, dengeyi sağlamak ve tahta bloklar gibi engelleri aşmak için sol ve sağ tuşları kullanın.
More Sentences
|
9 |
Genel |
sağ taraf |
right i.
|
|
You can see the sea on your right.
Sağ tarafınızda denizi görebilirsiniz.
More Sentences
|
10 |
Genel |
sağ kol |
right-hand man i.
|
|
Be my right-hand man.
Benim sağ kolum ol.
More Sentences
|
11 |
Genel |
sağ salim varma |
safe arrival i.
|
|
Keiko informed him of her safe arrival.
Keiko ona kadının sağ salim vardığını haber verdi.
More Sentences
|
12 |
Genel |
sağ diz |
right knee i.
|
|
I'm pouring some anti-inflammatory cream on my right knee.
Sağ dizime biraz iltihap giderici krem sürüyorum.
More Sentences
|
13 |
Genel |
sağ sinyal lambası |
right blinker i.
|
|
Tom turned on the right blinker.
Tom sağ sinyal lambasını yaktı.
More Sentences
|
14 |
Genel |
sağ |
survivor i.
|
|
Many survivors were rescued from the wreckage.
Enkazdan birçok kişi sağ olarak kurtarıldı.
More Sentences
|
15 |
Genel |
sağ kurtulmak |
survive f.
|
|
Only women and some older men and children survived those wars.
Bu savaşlardan sadece kadınlar ve bazı yaşlı erkekler ve çocuklar sağ kurtuldu.
More Sentences
|
16 |
Genel |
sağ kalmak |
survive f.
|
|
I'm the only one who survived the accident.
Ben kazadan sağ kalan tek kişiyim.
More Sentences
|
17 |
Genel |
sağ salim varmak |
arrive safely f.
|
|
I arrived safely.
Ben sağ salim vardım.
More Sentences
|
18 |
Genel |
sağ salim varmak |
arrive safe f.
|
|
I'm relieved to hear that you arrived safe and sound in Morocco.
Fas'a sağ salim vardığını duyunca rahatladım.
More Sentences
|
19 |
Genel |
sağ kurtulmak |
emerge f.
|
|
The town emerged from the storm unscathed.
Kasaba fırtınadan zarar görmeden sağ kurtuldu.
More Sentences
|
|
20 |
Genel |
sağ |
alive s.
|
|
You'll want for nothing while I am alive.
Ben sağken hiçbir şeye muhtaç olmayacaksın.
More Sentences
|
21 |
Genel |
sağ salim |
unharmed s.
|
|
Thankfully, everyone emerged from the accident unharmed.
Neyse ki herkes kazadan sağ salim kurtuldu.
More Sentences
|
22 |
Genel |
sağ kalan |
surviving s.
|
|
I'm the last surviving member of my family.
Ben ailemin sağ kalan son üyesiyim.
More Sentences
|
23 |
Genel |
sağ salim |
safely zf.
|
|
I promise you we'll all come through this together safely.
Sana söz veriyorum, bunu hep birlikte sağ salim atlatacağız.
More Sentences
|
24 |
Genel |
sağ salim |
safe zf.
|
|
We were glad to hear of his safe return.
Sağ salim döndüğünü duyduğumuzda çok sevindik.
More Sentences
|
25 |
Genel |
sağ elle |
right-handed zf.
|
|
When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.
Ben okuldayken, solak çocuklar sağ elle yazmaya zorlanırdı.
More Sentences
|
26 |
Genel |
sağ elle |
right-handed zf.
|
|
When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.
Ben öğrenciyken, solak çocuklar okulda sağ elle yazmaya zorlanıyorlardı.
More Sentences
|
27 |
Genel |
sağ olun |
thank you! ünl.
|
|
Thank you for your heroism, Earth Robot.
Kahramanlığın için sağ olasın, Dünyalı Robot.
More Sentences
|
Colloquial |
|
28 |
Konuşma Dili |
sağ kaş |
right eyebrow i.
|
|
Fadil shot Layla through the right eyebrow.
Fadıl Leyla'yı sağ kaşından vurdu.
More Sentences
|
29 |
Konuşma Dili |
sağ salim |
all right s.
|
|
Did Tom make it back all right?
Tom sağ salim dönebildi mi?
More Sentences
|
Idioms |
|
30 |
Deyim |
sağ salim |
alive and well zf.
|
|
Tom escaped the gun battle alive and well.
Tom silahlı çatışmadan sağ salim kurtuldu.
More Sentences
|
Speaking |
|
31 |
Konuşma |
başınız sağ olsun |
my condolences expr.
|
|
My condolences!
Başınız sağ olsun!
More Sentences
|
32 |
Konuşma |
çok sağ olun |
thanks a lot expr.
|
|
Thanks a lot, teacher!
Çok sağ olun hocam!
More Sentences
|
Politics |
|
33 |
Siyasal |
aşırı sağ |
extreme right i.
|
|
We continue to fight against the trivialisation of the extreme right.
Aşırı sağın önemsizleştirilmesine karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.
More Sentences
|
34 |
Siyasal |
sağ görüşlü |
right-winger i.
|
|
Tom is a right-winger.
Tom sağ görüşlü.
More Sentences
|
35 |
Siyasal |
sağ kanat |
right-wing i.
|
|
We can see this in the right-wing amendments submitted, which seriously limit liability.
Bunu, sorumluluğu ciddi şekilde sınırlandıran sağ kanat değişiklik tekliflerinde görebiliriz.
More Sentences
|
36 |
Siyasal |
sağ kanat |
right wing i.
|
|
The right wing must listen.
Sağ kanat bizi dinlemeli.
More Sentences
|
Technical |
|
37 |
Teknik |
sağ elini kullanan |
right-handed s.
|
|
I'm right-handed.
Ben sağ elimi kullanıyorum.
More Sentences
|
Common Usage |
|
38 |
Yaygın Kullanım |
sağ kalan |
surviver i.
|
|
General |
|
39 |
Genel |
gemilerin sağ yanı |
starboard i.
|
|
|
40 |
Genel |
sağ taraf |
the right i.
|
|
41 |
Genel |
sağ |
hoof i.
|
|
42 |
Genel |
sağ el yönü |
right hand direction i.
|
|
43 |
Genel |
sağ kalanlar |
the survivors i.
|
|
44 |
Genel |
sağ şerit |
right lane i.
|
|
45 |
Genel |
metnin sağ kenarını hizalama |
justification i.
|
|
46 |
Genel |
sağ eliyle iş görme |
right handedness i.
|
|
47 |
Genel |
sağ sayfa |
recto i.
|
|
48 |
Genel |
alt sağ |
lower right i.
|
|
49 |
Genel |
sağ elin sol ele nazaran daha kontrollü kullanılması |
dextrality i.
|
|
50 |
Genel |
sağ göz hakimiyeti |
dextrocularity i.
|
|
51 |
Genel |
sağ kalma |
survival i.
|
|
52 |
Genel |
sağ kol |
henchman i.
|
|
53 |
Genel |
sağ vuruş |
forehand i.
|
|
54 |
Genel |
sağ kalan kimse |
survivor i.
|
|
55 |
Genel |
sağ atriyum |
right atrium i.
|
|
56 |
Genel |
sağ kalma |
survivorship i.
|
|
57 |
Genel |
sağ salim varış |
safe arrival i.
|
|
58 |
Genel |
orta sağ koalisyon |
center-right coalition i.
|
|
59 |
Genel |
sağ |
right-hand i.
|
|
60 |
Genel |
sağ |
right-wing i.
|
|
61 |
Genel |
sağ-sol simetrik |
mirror-image symmetric i.
|
|
62 |
Genel |
sağ salim ulaşma |
safe arrival i.
|
|
63 |
Genel |
sağ alt köşe |
lower right-hand corner i.
|
|
64 |
Genel |
sağ alt köşe |
lower-right corner i.
|
|
65 |
Genel |
sağ üst köşe |
upper right-hand corner i.
|
|
66 |
Genel |
sağ alt köşe |
bottom-right corner i.
|
|
67 |
Genel |
sağ üst köşe |
top right-hand corner i.
|
|
68 |
Genel |
sağ alt köşe |
bottom right-hand corner i.
|
|
69 |
Genel |
sağ beyni baskın insanlar |
right-brain dominant people i.
|
|
70 |
Genel |
vücudun sağ kısmı/bölümü |
right side of the body i.
|
|
71 |
Genel |
sağ göz |
right eye i.
|
|
72 |
Genel |
sağ pedal |
sustain pedal i.
|
|
73 |
Genel |
sağ pedal |
sustaining pedal i.
|
|
74 |
Genel |
sağ pedal |
damper pedal i.
|
|
75 |
Genel |
sağ bacak geri çekilerek yapılan abartılı bir reverans |
making a leg i.
|
|
76 |
Genel |
sağ yanım |
my right side i.
|
|
77 |
Genel |
sağ tarafım |
my right side i.
|
|
78 |
Genel |
bir kazadan veya felaketten sağ kurtulan tek kişi |
sole survivor i.
|
|
79 |
Genel |
sağ köşe |
right hand edge i.
|
|
|
80 |
Genel |
genellikle kalkanın sağ üst kenarında bulunan kare ya da dikdörtgen bölüm |
canton i.
|
|
81 |
Genel |
hem sağ hem de sol el için ayarlanabilir testeresi olan kereste makinesi |
twin band mill i.
|
|
82 |
Genel |
sağ kolunu yukarı kaldırıp elini ileri doğru uzatarak verilen selam |
sieg heil i.
|
|
83 |
Genel |
sağ elde ince ve uzun kılıç tutarken sol elde taşınan düşmanın ince ve uzun kılıcı ile yaptığı saldırıları savuşturmaya yaran hançer |
main-gauche i.
|
|
84 |
Genel |
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem |
median plane i.
|
|
85 |
Genel |
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem |
mesial plane i.
|
|
86 |
Genel |
sağ kol |
henxman [obsolete] i.
|
|
87 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
88 |
Genel |
sağ kol |
right i.
|
|
89 |
Genel |
çiftin sağ tarafta bulunan üyesi |
right i.
|
|
90 |
Genel |
sağ ayağa giyilen ayakkabı |
right i.
|
|
91 |
Genel |
sağ ayağa giyilen çorap |
right i.
|
|
92 |
Genel |
sağ ele giyilen eldiven |
right i.
|
|
93 |
Genel |
sağ ele giyilenler |
right i.
|
|
94 |
Genel |
sağ el |
right hand i.
|
|
95 |
Genel |
sağ kenar |
right hand i.
|
|
96 |
Genel |
sağ taraf |
right hand i.
|
|
97 |
Genel |
sağ ayağını sola göre daha iyi kullanan kimse |
right-footer i.
|
|
98 |
Genel |
sağ eli kullanma |
right-handedness i.
|
|
99 |
Genel |
sağ kol |
hit man i.
|
|
100 |
Genel |
atın sağ tarafı |
off side i.
|
|
101 |
Genel |
(at arabası, otomobil) sağ taraf |
offside [uk] i.
|
|
102 |
Genel |
sağ kalan kimse |
overliver i.
|
|
103 |
Genel |
(armacılıkta) kalkanın sağ alt kısmında bir nokta |
dexter base i.
|
|
104 |
Genel |
(armacılıkta) kalkanın sağ üst köşesinde bir nokta |
dexter chief i.
|
|
105 |
Genel |
sağ eli kullanma |
dexterity i.
|
|
106 |
Genel |
sağ el ve gözünü baskın kullanan kimse |
dextral i.
|
|
107 |
Genel |
şövalyenin sağ kolu |
coystrel [obsolete] i.
|
|
108 |
Genel |
şövalyenin sağ kolu |
coistril [obsolete] i.
|
|
109 |
Genel |
bilateral simetrili hayvanın sağ veya sol yarısı |
paramere i.
|
|
110 |
Genel |
somitin sağ veya sol yarısı |
paramere i.
|
|
111 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
112 |
Genel |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç |
saltire i.
|
|
113 |
Genel |
sağ kalan kimse |
outliver i.
|
|
114 |
Genel |
sağ kurtulan kimse |
outliver i.
|
|
115 |
Genel |
sağ elle gevşekçe bükülen iplikler |
rope yarn i.
|
|
116 |
Genel |
sağ elle gevşekçe bükülen iplikler |
rope-yarn i.
|
|
117 |
Genel |
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi |
scarp i.
|
|
118 |
Genel |
(hanedan armalarında) armayı sağ üstten sol alta doğru ikiye bölen çapraz çizginin yarısı genişliğindeki küçük çizgi |
scarpe i.
|
|
119 |
Genel |
sağ kol |
secretary [obsolete] i.
|
|
120 |
Genel |
(armacılıkta) sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç ile ortası baklava şeklinde çıkarılmış simgeden oluşan bir işaret |
fret i.
|
|
121 |
Genel |
sağ ve sol üst köşelerden çapraz gelen çizgilerin ortada kesiştiği haç içeren arma simgesi |
fret i.
|
|
122 |
Genel |
sağ gösterip sol vuran kimse |
sleeveen [ireland] i.
|
|
123 |
Genel |
evrimsel mücadelede sağ kalmak üzere var olan gelecekteki insan |
superman i.
|
|
124 |
Genel |
sağ kalan birey |
survival i.
|
|
125 |
Genel |
suya batıp çıkarak gerçekleştirilen bir suda sağ kalım yöntemi |
survival bobbing i.
|
|
126 |
Genel |
sağ kalım |
survivance i.
|
|
127 |
Genel |
sağ kalım |
survivency i.
|
|
128 |
Genel |
sağ kalan hayvan |
survivor i.
|
|
129 |
Genel |
zor bir durumdan sağ olarak çıkmak |
live through f.
|
|
130 |
Genel |
sağ salim çıkmak |
ride out f.
|
|
131 |
Genel |
sağ kalmak |
remain alive f.
|
|
132 |
Genel |
bir şey için sağ kolunu feda etmek |
give eyeteeth for f.
|
|
133 |
Genel |
sağ gözünü sol gözünden sakınmak |
be very jealous f.
|
|
134 |
Genel |
sağ kurtulmak |
save one's skin f.
|
|
135 |
Genel |
sağ salim çıkmak |
live through f.
|
|
136 |
Genel |
sağ olarak çıkmak (zor bir durumdan) |
come through f.
|
|
137 |
Genel |
sağ gösterip sol vurmak |
fake somebody f.
|
|
138 |
Genel |
sağ tıklamak |
right click f.
|
|
139 |
Genel |
sağ tıklamak |
click on the right button on a mouse f.
|
|
140 |
Genel |
sağ gösterip sol vurmak |
fake f.
|
|
141 |
Genel |
sağ kurtulmak |
outlive f.
|
|
142 |
Genel |
sağ olmak |
be alive f.
|
|
143 |
Genel |
sağ olmak |
survive f.
|
|
144 |
Genel |
sağ salim çıkmak |
survive f.
|
|
145 |
Genel |
sağ kolu olmak |
keep on the right side of f.
|
|
146 |
Genel |
-den sağ kurtulmak |
survive f.
|
|
147 |
Genel |
suikast girişiminden sağ olarak kurtulmak |
survive assassination attempt f.
|
|
148 |
Genel |
metindeki satırların sağ ve sol kenarlarını aynı hizaya getirmek |
justify f.
|
|
149 |
Genel |
uçak kazasından sağ kurtulmak |
survive the plane crash f.
|
|
150 |
Genel |
sağ salim dönmek |
return unharmed f.
|
|
151 |
Genel |
günü sağ olarak/ölmeden bitirmek |
make it through the day alive f.
|
|
152 |
Genel |
bir afetten/felaketten sağ kurtulmak |
survive a disaster f.
|
|
153 |
Genel |
sağ kurtulmak |
get out alive f.
|
|
154 |
Genel |
sağ çıkmak |
get out alive f.
|
|
155 |
Genel |
birini sağ salim getirmek |
bring someone back safe f.
|
|
156 |
Genel |
sağ çıkmak |
come out alive f.
|
|
157 |
Genel |
sağ kurtulmak |
come out alive f.
|
|
158 |
Genel |
sağ salim çıkmak |
emerge f.
|
|
159 |
Genel |
sağ olmak |
live f.
|
|
160 |
Genel |
sağ kurtulmak |
overbide [obsolete] f.
|
|
161 |
Genel |
(bir olaydan) sağ kurtulmak |
overlive f.
|
|
162 |
Genel |
(araba ile) sağ-sol yaparak gitmek |
fishtail f.
|
|
163 |
Genel |
sağ salim çıkmak |
outlive f.
|
|
164 |
Genel |
fırtınadan sağ çıkmak |
outride f.
|
|
165 |
Genel |
sağ salim atlatmak |
outride f.
|
|
166 |
Genel |
sağ sağlim eve varmak |
get home alright f.
|
|
167 |
Genel |
sağ sağlim eve varmak |
get home safely f.
|
|
168 |
Genel |
(sereni/ omurga ve direk ile) sağ açıya ayarlamak |
square by the lifts and braces f.
|
|
169 |
Genel |
sağ kurtulmak |
supervive [obsolete] f.
|
|
170 |
Genel |
sağ |
unadulterated s.
|
|
171 |
Genel |
sağ |
offside s.
|
|
172 |
Genel |
sağ salim |
unhurt s.
|
|
173 |
Genel |
sağ |
pure s.
|
|
174 |
Genel |
sağ taraftaki |
offside s.
|
|
175 |
Genel |
sağ elini daha iyi kullanan |
dextraural s.
|
|
176 |
Genel |
sağ bacağa ait |
dextropedal s.
|
|
177 |
Genel |
sağ |
healthy s.
|
|
178 |
Genel |
sağ |
whole s.
|
|
179 |
Genel |
sağ |
living s.
|
|
180 |
Genel |
sağ |
dexter s.
|
|
181 |
Genel |
sağ ele ait |
dextromanual s.
|
|
182 |
Genel |
sağ |
unmixed s.
|
|
183 |
Genel |
sağ eliyle iş gören |
right handed s.
|
|
184 |
Genel |
sağ gözüyle daha iyi gören |
dextrocular s.
|
|
185 |
Genel |
sağ salim |
safe and sound s.
|
|
186 |
Genel |
sağ |
sound s.
|
|
187 |
Genel |
sağ kulağıyla daha iyi duyan |
dextraural s.
|
|
188 |
Genel |
sağ elle kullanılmak için yapılmış |
right-handed s.
|
|
189 |
Genel |
sağ elli |
right-handed s.
|
|
190 |
Genel |
sağ ele uygun |
right-handed s.
|
|
191 |
Genel |
çoğu işini sağ eliyle yapan |
right-handed s.
|
|
192 |
Genel |
sağ elle yapılan |
right-handed s.
|
|
193 |
Genel |
sağ-sol ters |
mirror-inverted s.
|
|
194 |
Genel |
sağ salim |
unscathed s.
|
|
195 |
Genel |
sağ elini kullanan |
righthanded s.
|
|
196 |
Genel |
sağ elle kullanılan |
righthanded s.
|
|
197 |
Genel |
sağ eliyle iş gören |
righthanded s.
|
|
198 |
Genel |
beyninin sağ tarafını kullanan |
right-brained s.
|
|
199 |
Genel |
sağ ayağını sol ayağına göre daha iyi kullanan |
right-footed s.
|
|
200 |
Genel |
sol ayağını sağ ayağına göre daha iyi kullanan |
left-footed s.
|
|
201 |
Genel |
sağ elle yapılan |
done with the right hand s.
|
|
202 |
Genel |
hem sağ hem sol tarafa eşit olarak ait |
ambidextral s.
|
|
203 |
Genel |
sağ ve sol tarafları ters çevrilmiş olan |
mirrorwise s.
|
|
204 |
Genel |
sağ ve sola ait |
right-and-left s.
|
|
205 |
Genel |
sağ ve sol ile ilgili |
right-and-left s.
|
|
206 |
Genel |
sağ ve sol eller için tasarlanmış |
right-and-left s.
|
|
207 |
Genel |
sağ ve sol ayaklar için tasarlanmış |
right-and-left s.
|
|
208 |
Genel |
birinin sağ kolu olan |
right-hand s.
|
|
209 |
Genel |
sol yerine sağ ele daha yakın olan |
right-hand s.
|
|
210 |
Genel |
sağ el yönünde gücü olan |
right-hand s.
|
|
211 |
Genel |
sağ el yönünde çalışan |
right-hand s.
|
|
212 |
Genel |
sağ el yönünde gücü ileten |
right-hand s.
|
|
213 |
Genel |
yalnızca sağ gözü olan |
right-eyed s.
|
|
214 |
Genel |
görmede sol yerine sağ gözünü baskın kullanan |
right-eyed s.
|
|
215 |
Genel |
sağ ele giyilen |
right-handed s.
|
|
216 |
Genel |
sağ tarafta olan |
rightwise [rare] s.
|
|
217 |
Genel |
sağ elini kullanan |
righty s.
|
|
218 |
Genel |
sağ tarafa doğru olan |
dextrad s.
|
|
219 |
Genel |
sağ ile ilgili |
dextral s.
|
|
220 |
Genel |
sağ tarafa ait |
dextral s.
|
|
221 |
Genel |
sağ tarafla ilgili |
dextral s.
|
|
222 |
Genel |
sağ tarafta bulunan |
dextral s.
|
|
223 |
Genel |
sağ |
dextral s.
|
|
224 |
Genel |
sağ elini kullanan |
dextrous s.
|
|
225 |
Genel |
sağ salim |
scathless s.
|
|
226 |
Genel |
sağ açılı |
on the square s.
|
|
227 |
Genel |
sağ kalan |
survivable s.
|
|
228 |
Genel |
sağ kalmayı sağlayan |
survivable s.
|
|
229 |
Genel |
sağ kalmak için kullanılan |
survival s.
|
|
230 |
Genel |
sağ kalıma özgü |
survival s.
|
|
231 |
Genel |
sağ kalan |
obstinately zf.
|
|
232 |
Genel |
yolun sağ tarafında |
on the right side of the road zf.
|
|
233 |
Genel |
sağ salim |
scotfree zf.
|
|
234 |
Genel |
sağ salim varışta |
on the safe arrival zf.
|
|
235 |
Genel |
sağ salim |
scot-free zf.
|
|
236 |
Genel |
sağ elle |
righty zf.
|
|
237 |
Genel |
sağ köşeden çapraz gelecek şekilde |
in bend dexter zf.
|
|
238 |
Genel |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru bir çizgide |
in bend sinister zf.
|
|
239 |
Genel |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru |
in bend sinister zf.
|
|
240 |
Genel |
sağ üst köşeden sol alt köşeye doğru |
bendwise sinister zf.
|
|
241 |
Genel |
sağ elle yaparak |
right-handed zf.
|
|
242 |
Genel |
sağ taraftaki yüzeyi dışa bakacak şekilde döndürülerek |
right-side-out zf.
|
|
243 |
Genel |
sağ el yönünde |
deiseal zf.
|
|
244 |
Genel |
sağ tarafta |
dexter zf.
|
|
245 |
Genel |
(kalkanın) sağ tarafında olacak şekilde |
dexterwise zf.
|
|
246 |
Genel |
sağ açıda |
square zf.
|
|
247 |
Genel |
sağ açılı bir şekilde |
square zf.
|
|
248 |
Genel |
sağ tarafta |
square zf.
|
|
249 |
Genel |
başın sağ olsun |
please accept my condolences ünl.
|
|
250 |
Genel |
sağ ol |
thank you! ünl.
|
|
251 |
Genel |
(dalga geçerek) ay çok sağ ol ya |
shucks ünl.
|
|
252 |
Genel |
sağ ayak |
rf (right foot) kısalt.
|
|
253 |
Genel |
sağ ön |
rf (right front) kısalt.
|
|
254 |
Genel |
sağ |
rh (right-hand) kısalt.
|
|
255 |
Genel |
sağ el |
rh (right-hand) kısalt.
|
|
256 |
Genel |
sağ el ile atılan yumruk |
rh (right-hander) kısalt.
|
|
257 |
Genel |
sağ alt |
lr (lower right) kısalt.
|
|
258 |
Genel |
alt sağ |
lr (lower right) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
259 |
Öbek Fiiller |
sağ salim kurtulmak |
ride out f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
sağ olmak |
kick around f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
sağ olmak |
kick about f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
sağ salim atlatmak |
ride something out f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
fırtınayı sağ salim geçirmek |
weather out f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
fırtınadan sağ salim çıkmak/kurtulmak |
weather out f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
sağ salim atlatmak |
weather out f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
sağ salim atlatmak |
weather out of f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden/zaman diliminden sağ çıkmak |
last out f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi kötü bir durumdan) sağ salim çıkarmak |
salvage (something) from (something or some place) f.
|
|
269 |
Öbek Fiiller |
-den sağ salim çıkarmak |
salvage from f.
|
|
270 |
Öbek Fiiller |
(bir süreçten) sağ çıkmak |
see out f.
|
|
271 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) sağ çıkmak |
walk away from (something) f.
|
|
272 |
Öbek Fiiller |
(bir diğeri ölürken) sağ kurtulmak |
see out [scotland] f.
|
|
273 |
Öbek Fiiller |
(ondalık basamakta) sağ taraftan virgül silmek |
point off f.
|
|
Proverb |
|
274 |
Atasözü |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
the left hand doesn't know what the right hand is doing
|
|
275 |
Atasözü |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
left hand doesn't know what the right hand is doing
|
|
Colloquial |
|
276 |
Konuşma Dili |
liderin sağ kolu |
right hand i.
|
|
277 |
Konuşma Dili |
sağ burun deliği |
right nostril i.
|
|
278 |
Konuşma Dili |
sağ göğüs |
right breast i.
|
|
279 |
Konuşma Dili |
sağ kolu |
someone's right hand i.
|
|
280 |
Konuşma Dili |
yolcunun sağ dönmediği bir seyahat |
joy ride i.
|
|
281 |
Konuşma Dili |
sağ kalan |
vivor (survivor) i.
|
|
282 |
Konuşma Dili |
sağ |
vivor (survivor) i.
|
|
283 |
Konuşma Dili |
sağ kol |
friday i.
|
|
284 |
Konuşma Dili |
sağ selamet |
alive and well s.
|
|
285 |
Konuşma Dili |
sağ ve sağlıklı |
alive and well s.
|
|
286 |
Konuşma Dili |
sağ salim |
all right s.
|
|
287 |
Konuşma Dili |
sağ ayağı önde |
goofy zf.
|
|
288 |
Konuşma Dili |
sağ ayağı önde olarak |
goofy zf.
|
|
289 |
Konuşma Dili |
başınız sağ olsun |
please accept my sympathy for your loss expr.
|
|
290 |
Konuşma Dili |
başın sağ olsun |
please accept my sympathy for your loss expr.
|
|
291 |
Konuşma Dili |
sağ elinin tersiyle |
with the back of his/her right hand expr.
|
|
292 |
Konuşma Dili |
sağ elinizi kaldırın |
raise your right hand expr.
|
|
293 |
Konuşma Dili |
sağ kolunu düz tut |
keep your right arm straight expr.
|
|
294 |
Konuşma Dili |
sağ ol ya! |
thanks for nothing! expr.
|
|
295 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol |
thank you loads expr.
|
|
296 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol |
thanks very much expr.
|
|
297 |
Konuşma Dili |
başınız sağ olsun |
sfyl (sorry for your loss) expr.
|
|
298 |
Konuşma Dili |
başın sağ olsun |
sfyl (sorry for your loss) expr.
|
|
299 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol |
spank you (very much) expr.
|
|
300 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol/sağ olun |
thanks a heap expr.
|
|
301 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol/sağ olun |
thanks a ton expr.
|
|
302 |
Konuşma Dili |
bu (iğrenç, rahatsız edici şeyi benimle/bizimle paylaştığın için sağ ol |
thanks for sharing expr.
|
|
303 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol/sağ olun |
thanks kindly expr.
|
|
304 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol/sağ olun |
thanks so much expr.
|
|
305 |
Konuşma Dili |
çok sağ ol |
ta very much [uk] exclam.
|
|
Idioms |
|
306 |
Deyim |
birinin sağ kolu |
somebody's right-hand man/woman i.
|
|
307 |
Deyim |
sağ kolu |
someone's right arm i.
|
|
308 |
Deyim |
bir sağ bir sol yumruk |
the old one-two (punch) i.
|
|
309 |
Deyim |
sağ-sol yumruk |
the old one-two (punch) i.
|
|
310 |
Deyim |
bir sağ bir sol vuruş |
the old one-two (punch) i.
|
|
311 |
Deyim |
sağ kol |
girl/man friday i.
|
|
312 |
Deyim |
sağ ayakla başlama |
right foot foremost i.
|
|
313 |
Deyim |
sağ olma |
the land of the living i.
|
|
314 |
Deyim |
sağ kolu |
your right-hand man i.
|
|
315 |
Deyim |
sağ kolunu bile vermek |
give an arm and a leg (for something) f.
|
|
316 |
Deyim |
sağ ol ben almayayım |
be not having any (of it) f.
|
|
317 |
Deyim |
sağ ol ben almayayım |
not be having any of it f.
|
|
318 |
Deyim |
bir felaketten vb sağ kurtulmak |
live to tell the tale f.
|
|
319 |
Deyim |
birinin gözdesi, favorisi, sağ kolu olmak |
be somebody's main squeeze f.
|
|
320 |
Deyim |
bir şeyden (ameliyat vb) sağ salim çıkmak |
live through something f.
|
|
321 |
Deyim |
fırtınadan sağ çıkmak |
ride out the storm f.
|
|
322 |
Deyim |
fırtınadan sağ çıkmak |
weather the storm f.
|
|
323 |
Deyim |
sağ gösterip sol vurmak |
bait and switch f.
|
|
324 |
Deyim |
sağ salim kurtulmak |
get off scot-free f.
|
|
325 |
Deyim |
(kazadan/felaketten) sağ kurtulmak |
get out with one's life f.
|
|
326 |
Deyim |
(kazadan/felaketten) sağ çıkmak |
get out with one's life f.
|
|
327 |
Deyim |
sağ salim olmak |
be alive and well f.
|
|
328 |
Deyim |
sağ ve sağlıklı olmak |
be alive and well f.
|
|
329 |
Deyim |
(birinin) sağ kolu olmak |
be hand and foot to (one) f.
|
|
330 |
Deyim |
sağ salim kurtulmak |
go scot-free f.
|
|
331 |
Deyim |
(kazadan/felaketten) sağ kurtulmak |
get out with life f.
|
|
332 |
Deyim |
(kazadan/felaketten) sağ çıkmak |
get out with life f.
|
|
333 |
Deyim |
sağ kolunu feda etmek |
give eyeteeth f.
|
|
334 |
Deyim |
birinin sağ olarak bulunmasından umudunu kesmek |
give someone up for lost f.
|
|
335 |
Deyim |
bir şey için sağ kolunu feda etmek |
give your eye teeth for f.
|
|
336 |
Deyim |
bir şey/bir şey yapmak için sağ kolunu feda etmek |
give your eye teeth for something/to do something f.
|
|
337 |
Deyim |
sağ kolunu feda etmek |
give your right arm f.
|
|
338 |
Deyim |
sağ kurtulmak/kurtarmak |
save skin f.
|
|
339 |
Deyim |
sol/sağ karşısında |
cattywampus s.
|
|
340 |
Deyim |
sağ salim |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
341 |
Deyim |
sağ selamet |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
342 |
Deyim |
sağ ve sağlıklı |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
343 |
Deyim |
sağ salim |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
344 |
Deyim |
sağ selamet |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
345 |
Deyim |
sağ ve sağlıklı |
alive (live) and kicking (well) s.
|
|
346 |
Deyim |
sağ ve sağlıklı |
live and kicking s.
|
|
347 |
Deyim |
sağ salim |
live and well s.
|
|
348 |
Deyim |
sağ selamet |
live and well s.
|
|
349 |
Deyim |
sağ salim |
safe and sound zf.
|
|
350 |
Deyim |
sağ |
in the land of the living expr.
|
|
351 |
Deyim |
sağ salim |
all in one piece expr.
|
|
352 |
Deyim |
sağ elin yaptığından sol elin haberi yok |
the left hand doesn't know what the right hand's doing expr.
|
|
353 |
Deyim |
sol elin yaptığından sağ elin haberi yok |
the right hand doesn't know what the left hand is doing expr.
|
|
354 |
Deyim |
sol elin yaptığından sağ elin haberi yok |
the right hand doesn't know what the left hand's doing expr.
|
|
Speaking |
|
355 |
Konuşma |
başın sağ olsun |
I am sorry to hear of your loss expr.
|
|
356 |
Konuşma |
başınız sağ olsun |
I am sorry to hear of your loss expr.
|
|
357 |
Konuşma |
başınız sağ olsun |
my condolences to you expr.
|
|
358 |
Konuşma |
başınız sağ olsun |
I'm sorry for your loss expr.
|
|
359 |
Konuşma |
başın sağ olsun |
I'm sorry for your loss expr.
|
|
360 |
Konuşma |
başın sağ olsun |
my condolences to you expr.
|
|
361 |
Konuşma |
canın sağ olsun! |
don't worry! expr.
|
|
362 |
Konuşma |
çok sağ ol |
thank you very much expr.
|
|
363 |
Konuşma |
haber verdiğin için sağ ol |
thanks for letting me know expr.
|
|
364 |
Konuşma |
geldiğin için sağ ol |
thanks for coming expr.
|
|
365 |
Konuşma |
sağ olun |
thank you expr.
|
|
366 |
Konuşma |
şarkımı beğendiğin için sağ ol |
thanks for liking my song expr.
|
|
367 |
Konuşma |
sağ tarafa dön |
turn right expr.
|
|
368 |
Konuşma |
sağ olun iyiyim |
thank you I'm fine expr.
|
|
369 |
Konuşma |
sorduğun için sağ ol |
thanks for asking expr.
|
|
370 |
Konuşma |
sol mu sağ mı? |
left or right? expr.
|
|
371 |
Konuşma |
sağ mı sol mu? |
right or left? expr.
|
|
372 |
Konuşma |
sağ olun bir şeyim yok |
thank you I'm fine expr.
|
|
373 |
Konuşma |
sağ ol ama almayayım |
thanks but no thanks expr.
|
|
374 |
Konuşma |
yardımın için sağ ol |
thanks for your help expr.
|
|
375 |
Konuşma |
vakit ayırdığın için sağ ol |
thanks for your time expr.
|
|
376 |
Konuşma |
zaman ayırdığın için sağ ol |
thanks for your time expr.
|
|
377 |
Konuşma |
yine de sağ ol |
thanks though expr.
|
|
Law |
|
378 |
Hukuk |
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş |
survivorship annuity i.
|
|
379 |
Hukuk |
iki şahıstan sağ kalana bağlanan maaş |
reversionary annuity i.
|
|
380 |
Hukuk |
sağ kalan eş |
surviving spouse i.
|
|
381 |
Hukuk |
sağ kalana verilen rant |
survivorship annuity i.
|
|
Politics |
|
382 |
Siyasal |
sağ ve sol gibi uç görüşlerden uzak duran ılımlı siyasi felsefe |
centrism i.
|
|
383 |
Siyasal |
birleşik krallık'ta ırkçı ve radikal politikaları ile bilinen aşırı sağ parti |
national front i.
|
|
384 |
Siyasal |
nazizm'den ilham alan aşırı sağ marjinal grubun üyesi olan kimse |
neonazi i.
|
|
385 |
Siyasal |
nazizm'den ilham alan aşırı sağ marjinal grubun üyesi olan kimse |
neo-nazi i.
|
|
386 |
Siyasal |
nazizm'den ilham alan ve ilkelerini benimseyen aşırı sağ marjinal grup |
neonazism i.
|
|
387 |
Siyasal |
nazizm'den ilham alan ve ilkelerini benimseyen aşırı sağ marjinal grup |
neo-nazism i.
|
|
388 |
Siyasal |
merkez sağ görüşlü afrikalılardan oluşan bir güney afrika siyasi partisi |
new national party i.
|
|
389 |
Siyasal |
sağ |
the right i.
|
|
390 |
Siyasal |
sağ parti |
the right i.
|
|
391 |
Siyasal |
aşırı sağ ve aşırı sol tarafından önerilen yolların ortasını bulan ekonomik ve politik gelişme |
third way i.
|
|
392 |
Siyasal |
(ingiltere'de) avam kamarasında konuşmacının sağ tarafında kalan ön sıra |
treasury bench i.
|
|
393 |
Siyasal |
aşırı sağ |
radical right i.
|
|
394 |
Siyasal |
aşırı sağ |
and ultra-right i.
|
|
395 |
Siyasal |
aşırı sağ |
hard right i.
|
|
396 |
Siyasal |
aşırı sağ |
ultra-right i.
|
|
397 |
Siyasal |
aşırı sağ |
far right i.
|
|
398 |
Siyasal |
aşırı sağ parti |
far-right party i.
|
|
399 |
Siyasal |
hristiyan sağ |
christian right i.
|
|
400 |
Siyasal |
köktenci sağ partiler |
radical right parties i.
|
|
401 |
Siyasal |
merkez sağ |
center right i.
|
|
402 |
Siyasal |
merkez sağ |
center-right i.
|
|
403 |
Siyasal |
ne sol ne de sağ bir partiyi destekleme |
middle-of-the-road i.
|
|
404 |
Siyasal |
ne sol ne de sağ bir partiyi destekleme |
ninisme i.
|
|
405 |
Siyasal |
sağ görüş |
right wing i.
|
|
406 |
Siyasal |
sağ görüşlüler |
rigth wing i.
|
|
407 |
Siyasal |
sağ ve sol |
left and right i.
|
|
408 |
Siyasal |
sağ olarak kurtulanlar |
those saved alive i.
|
|
409 |
Siyasal |
sağ görüşlü |
rightist i.
|
|
410 |
Siyasal |
sağ |
the right i.
|
|
411 |
Siyasal |
sağ siyaset |
right-wing politics i.
|
|
412 |
Siyasal |
sağ siyaset |
political right i.
|
|
413 |
Siyasal |
sağ ve sol |
right and left i.
|
|
414 |
Siyasal |
sol/sağ ideolojiler yelpazesi |
left/right spectrum of ideologies i.
|
|
415 |
Siyasal |
yeni sağ |
new right i.
|
|
416 |
Siyasal |
alternatif sağ |
alternative right i.
|
|
417 |
Siyasal |
alternatif sağ |
alt-right (alternative right) i.
|
|
418 |
Siyasal |
merkez sağ |
right center i.
|
|
419 |
Siyasal |
parlamentoda merkezci olup siyasi sorunlarda sağ görüşe sempati duyan üyeler |
right center i.
|
|
420 |
Siyasal |
sağ ideoloji |
rightism i.
|
|
421 |
Siyasal |
sağ siyasetin ilkelerini destekleme |
rightism i.
|
|
422 |
Siyasal |
sağ siyaseti destekleyen kimse |
righty i.
|
|
423 |
Siyasal |
sağ siyasetin üyesi |
righty i.
|
|
424 |
Siyasal |
yerel siyasi yöneticinin sağ kolu |
heeler [us] i.
|
|
425 |
Siyasal |
sağ kol |
hitman i.
|
|
426 |
Siyasal |
yeni sağ politikalarını destekleyen iş insanlarının oluşturduğu organizasyon |
round table [new zealand] i.
|
|
427 |
Siyasal |
(britanya'da) kökenini 1830'larda ortaya çıkan toriler'den alan sağ görüşlü ana parti |
conservative party i.
|
|
428 |
Siyasal |
faşist sağ parti üyesi |
post-fascist i.
|
|
429 |
Siyasal |
faşist sağ parti destekçisi |
post-fascist i.
|
|
430 |
Siyasal |
otoriter sağ |
authright (authoritarian right) i.
|
|
431 |
Siyasal |
özgürlükçü sağ |
libright (libertarian right) i.
|
|
432 |
Siyasal |
liberteryen sağ |
libright (libertarian right) i.
|
|
433 |
Siyasal |
sağ liberal |
right liberal i.
|
|
434 |
Siyasal |
sağ liberal |
libright i.
|
|
435 |
Siyasal |
c. h. douglas'ın sosyoekonomik teorilerini temel alan popülist sağ doktrin |
social credit i.
|
|
436 |
Siyasal |
sağ görüşün ağırlıkta olduğu bölgeler |
sunbelt i.
|
|
437 |
Siyasal |
sağ görüşlü |
bien pensant s.
|
|
438 |
Siyasal |
sağ eğilimli |
bien pensant s.
|
|
439 |
Siyasal |
sağ görüşlü |
bien-pensant s.
|
|
440 |
Siyasal |
sağ eğilimli |
right-leaning s.
|
|
441 |
Siyasal |
sağ eğilimli |
bien-pensant s.
|
|
442 |
Siyasal |
aşırı sağ düşünceye ait |
ultra-rightist s.
|
|
443 |
Siyasal |
sağ siyasetle ilgili |
right s.
|
|
444 |
Siyasal |
sağ siyasete ait |
right s.
|
|
445 |
Siyasal |
sağ görüşe ait |
right s.
|
|
446 |
Siyasal |
sağ görüşle ilgili |
right s.
|
|
447 |
Siyasal |
sağ görüşe ait |
right-wing s.
|
|
448 |
Siyasal |
sağ görüşten olan |
right-wing s.
|
|
449 |
Siyasal |
sağ görüşle ilgili |
right-wing s.
|
|
450 |
Siyasal |
sağ görüşe yakınsayan |
rightish s.
|
|
451 |
Siyasal |
sağ siyasete ait |
rightist s.
|
|
452 |
Siyasal |
sağ siyasetle ilgili |
rightist s.
|
|
453 |
Siyasal |
sağ siyasete meyilli |
rightist s.
|
|
454 |
Siyasal |
sağ siyaset ilkelerine ait |
rightist s.
|
|
455 |
Siyasal |
sağ siyaset ilkeleriyle ilgili |
rightist s.
|
|
456 |
Siyasal |
sağ siyaset ilkelerine meyilli |
rightist s.
|
|
457 |
Siyasal |
(avrupa'da) faşist sağ partilere ait |
post-fascist s.
|
|
458 |
Siyasal |
(avrupa'da) faşist sağ partiler ile ilgili |
post-fascist s.
|
|
Technical |
|
459 |
Teknik |
bir kitabın sağ tarafta olan sayfaları |
recto i.
|
|
460 |
Teknik |
fleming sağ el kuralı |
fleming's right-hand rule i.
|
|
461 |
Teknik |
sağ’-sol dişli vida |
right-and-left screw i.
|
|
462 |
Teknik |
sağ kilit |
right-hand lock i.
|
|
463 |
Teknik |
sağ kapı |
right-hand door i.
|
|
464 |
Teknik |
sağ |
right wing i.
|
|
465 |
Teknik |
sağ vida dişi |
right-hand thread i.
|
|
466 |
Teknik |
sağ sol anahtar |
toggle switches i.
|
|
467 |
Teknik |
sağ yönlü kaynak |
right welding i.
|
|
468 |
Teknik |
sağ taraf |
right hand side i.
|
|
469 |
Teknik |
sağ diş cıvata |
straight union i.
|
|
470 |
Teknik |
sağ el vida kuralı |
right-hand screw rule i.
|
|
471 |
Teknik |
sağ / sol anahtar |
toggle switches i.
|
|
472 |
Teknik |
sağ boşluğu |
right margin i.
|
|
473 |
Teknik |
sağ kapı kilidi |
right-hand lock i.
|
|
474 |
Teknik |
sağ taraf |
right hand slide i.
|
|
475 |
Teknik |
sağ kanat |
right wing i.
|
|
476 |
Teknik |
sağ yan |
starboard i.
|
|
477 |
Teknik |
sağ dişli vida |
right-hand screw i.
|
|
478 |
Teknik |
sağ karakter uzatma |
char right extend i.
|
|
479 |
Teknik |
uçağın sağ tarafı |
starboard side i.
|
|
480 |
Teknik |
ekvatorun nesneyle aynı anda sağ kürenin ufkunun altına inen derecesi |
right descension i.
|
|
481 |
Teknik |
ekvatorun nesneyle aynı anda sağ kürenin ufkunun altına inen yayı |
right descension i.
|
|
482 |
Teknik |
(sonsuz elek kağıt makinesinde) ıslak parti bölümünü sağ-sol yönünde sallayan mekanizma |
shake i.
|
|
483 |
Teknik |
sağ sarmal olan |
right-handed s.
|
|
484 |
Teknik |
sağ yönelimli |
positive s.
|
|
Computer |
|
485 |
Bilgisayar |
alt sağ |
bottom right i.
|
|
486 |
Bilgisayar |
çok geniş sağ kenarlık |
xl right border i.
|
|
487 |
Bilgisayar |
geri sağ |
back right i.
|
|
488 |
Bilgisayar |
menü sağ |
menu right i.
|
|
489 |
Bilgisayar |
sağ kenarlar |
rights i.
|
|
490 |
Bilgisayar |
sağ kısım |
right section i.
|
|
491 |
Bilgisayar |
sağ köşeli ayraç |
right bracket i.
|
|
492 |
Bilgisayar |
sağ yuva |
right slot i.
|
|
493 |
Bilgisayar |
sağ sütun |
right column i.
|
|
494 |
Bilgisayar |
sağ gecikme |
rightdelay i.
|
|
495 |
Bilgisayar |
sağ yukarı basamak |
strips right-up i.
|
|
496 |
Bilgisayar |
sağ sayfa |
right page i.
|
|
497 |
Bilgisayar |
sağ marj |
right margin i.
|
|
498 |
Bilgisayar |
sağ ayraç |
closing parenthesis i.
|
|
499 |
Bilgisayar |
sağ win |
right win i.
|
|
500 |
Bilgisayar |
sağ kenarlık |
right border i.
|
|