turn on - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

turn on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"turn on" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 29 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
turn on f. açmak
General
turn on f. açmak (cihaz vb)
turn on f. saldırmak
turn on f. düşman olmak
turn on f. bağlı olmak
turn on f. ilgisini uyandırmak
turn on f. elektronik eşyaları açmak
turn on f. cinsel istek uyandırmak
turn on f. heyecanlandırmak
turn on f. elektrik yakmak
turn on f. esritmek
turn on f. tahrik etmek
turn on f. merakını uyandırmak
turn on f. yakmak
turn on f. bakmak
turn on f. aniden saldırmak
turn on f. azdırmak
turn on f. cinsel arzu uyandırmak
Phrasals
turn on f. zıt düşmek
turn on f. sert cevap vermek
turn on f. aynen karşılık vermek
turn on f. cevabı yapıştırmak
Technical
turn on f. döndürmek
turn on f. çevirmek
turn on f. dönmek
turn on f. iletime geçmek
Computer
turn on expr. etkinleştir
turn on exclam.
Slang
turn on f. (ilk defa) kafa yapıcı madde kullanmak

"turn on" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 212 sonuç

İngilizce Türkçe
General
turn on/off switch i. açma kapama tuşu
turn on/off switch i. açma kapama düğmesi
turn on/off switch i. açma kapama butonu
turn on/off button i. açma kapama tuşu
turn on/off button i. açma kapama düğmesi
turn on/off button i. açma kapama butonu
turn thumbs down on f. reddetmek
turn something on f. açmak
turn one's back on f. sırt çevirmek
turn thumbs down on f. kabul etmemek
turn thumbs up on f. kabul etmek
turn the tables on f. durumu tersine çevirmek
turn somebody on f. azdırmak
turn someone on f. cinsel olarak tahrik etmek
turn somebody on f. heyecanlandırmak (cinsel)
turn on the light f. ışığı yakmak
turn somebody on f. heyecanlandırmak
turn somebody on f. tahrik etmek (cinsel anlamda)
turn one's back on f. dirsek çevirmek
turn the light on f. ışık yakmak
turn on the water f. suyu açmak
turn one's back (on somebody) f. sırt çevirmek
turn on the power switch f. şalteri kaldırmak
turn on a lamp f. lamba yakmak
turn on the tap f. suyu açmak
turn on a switch f. şalter kaldırmak
turn on the lights f. ışıkları açmak
turn on the camera f. kamera açmak
turn in on himself/herself f. içine kapanmak
turn the four-way flashers on f. dörtlüleri yakmak
turn the flashers on f. dörtlüleri yakmak
turn on the high beams f. uzun farları açmak
turn on the high beams f. uzun farları yakmak
turn on the high beams f. uzunları yakmak
turn on the light f. ışığı açmak
turn the light on f. ışığı açmak
turn on the computer f. bilgisayarı açmak
shut/turn off the power on the electrical panel f. elektrik şalterini kapatmak/indirmek
turn on the television f. televizyonu açmak
turn on the taps f. muslukları açmak
turn down the heat on f. ocağın altını söndürmek
turn on the oven f. fırını açmak
turn the back on one f. sırtını dönmek
turn the back on one f. terk etmek
turn the back on one f. bırakmak
turn the back on one f. vazgeçmek
turn on the stove f. ocağın altını yakmak
on the turn zf. dönüm halinde
Phrasals
turn (one) on to (something) f. (birini bir şeyden) haberdar etmek
turn (one) on to (something) f. (birini) ilgilenebileceği, sevebileceği bir şeyle tanıştırmak
turn (one) on to (something) f. (birine) ilgilenebileceği, sevebileceği bir şey önermek
turn on to (someone or something) f. (birine/bir şeye) ilgi duymak
turn on to (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) ilgilenmek
turn on to (someone or something) f. (birine/bir şeye) yönelmek
turn on to (someone or something) f. (birine/bir şeye) hayran olmak/bayılmak
Phrases
on the turn expr. ekşimek üzere
turn on tune in drop out expr. lsd kullanımını özendiren bir slogan
Idioms
turn (someone) on to (something) f. (birinin) ilgisini (bir şeye) çekmek
turn on the waterworks f. ağlamak
turn one's back on f. aldırış etmemek
turn something on its ear f. altüst etmek
turn on one's heel f. aniden gitmek
turn on a dime f. aniden seyrini değiştirmek
turn on a dime f. aniden yönünü değiştirmek
turn the tables on someone f. ayağını kaydırmak
turn on one's heel f. birden dönmek
turn one's back on someone f. birisine sırtını çevirmek
turn something on its ear f. baştan sona değiştirmek
turn something on its head f. bir şeyi tamamen değiştirmek
turn something on its ear f. bir alanda çığır açmak
turn on one's heel f. birdenbire dönüp gitmek
turn up the heat on someone f. birine baskı yapmak
turn the heat up on someone f. birine baskı yapmak
turn one's back on someone f. birisine sırt çevirmek
turn on one's heels f. birdenbire dönmek
turn up the heat on someone f. birinin üzerindeki baskıyı artırmak
turn something on its head f. bir şeyi o ana kadar kabul edildiğinden çok farklı bir şekilde sunmak
turn something on its head f. bir şeyi tamamen yanlış bir şekilde kullanmak
turn the heat up on someone f. birinin üzerindeki baskıyı artırmak
turn the heat on f. baskı yapmak
turn the heat on f. baskıyı yoğunlaştırmak
turn one's back on f. dikkate almamak
turn the tables on someone f. durumu birinin aleyhine çevirmek
turn on one's heels f. dönüp gitmek
turn on the waterworks f. gözyaşı dökmek
turn one's back on f. geri çevirmek
turn on the waterworks f. iki gözü iki çeşme ağlamak
turn in on oneself f. içine kapanmak
turn one on f. merakını uyandırmak
turn thumbs down on something f. kabul etmemek
turn thumbs up on something f. olumlu bulmak
turn thumbs down on something f. olumsuz bulmak
turn the heat on f. sıkıştırmak
turn thumbs down on something f. reddetmek
turn one's back on f. sırtını dönmek
turn on a dime f. sert bir manevra yapmak
turn on a dime f. (dar) bir virajdan dönmek
turn the tables on someone f. (birine karşı) avantajı kendi lehine çevirmek
stand/turn something on its head f. (bir düşünceyi/tabuyu vb) alaşağı etmek
turn one's back on f. yardımı talebini kabul etmemek
turn/spin on your heel f. birden dönüp gitmek
turn/spin on your heel f. aniden çıkıp gitmek
turn/spin on your heel f. bir hışımla dönüp gitmek
turn the screws (on someone) f. (birine) aşırı baskı uygulamak
turn the screws (on someone) f. (birini) sıkıştırmak
turn the screws (on someone) f. (birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screws (on someone) f. (birini) köşeye sıkıştırmak
turn the screw (on someone) f. (birine) aşırı baskı uygulamak
turn the screw (on someone) f. (birini) sıkıştırmak
turn the screw (on someone) f. (birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw (on someone) f. (birini) köşeye sıkıştırmak
turn the screw on someone f. birine aşırı baskı uygulamak
turn the screw on someone f. birini sıkıştırmak
turn the screw on someone f. birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw on someone f. birini köşeye sıkıştırmak
turn in on (oneself) f. içsel bir felaket yaşamak
turn in on (oneself) f. yıkılmak
turn in on (oneself) f. yıkıma uğramak
turn in on (oneself) f. çökmek
turn on a sixpence [uk] f. dar alanda dönmek/manevra yapmak
turn on a sixpence [uk] f. manevra yapması zor bir noktada/yerde dönmek
turn on a sixpence [uk] f. sınırlı bir alanda dönmek/manevra yapmak
turn on a sixpence [uk] f. anında dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. bir anda dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. aniden dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. hızlıca dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. birdenbire dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. ansızın dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. birden bire dönmek/değişmek
turn on a sixpence [uk] f. durup dururken dönmek/değişmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırtını çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırt çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) aldırış etmemek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) geri çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırtını dönmek
turn on the heat f. baskı yapmak
turn on the heat f. sıkıştırmak
turn on the heat f. baskıyı yoğunlaştırmak
turn on the heat f. baskıyı artırmak
turn on the heat f. bastırmak
turn the heat on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak
turn the heat on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerindeki baskıyı artırmak
turn the heat on (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı bastırmak
turn the heat on (someone or something) f. rakibi üzerindeki baskıyı artırmak
turn the heat on (someone) f. (birine) baskı yapmak
turn the heat on (someone) f. (birini) sıkıştırmak
turn the heat on (someone) f. (birinin) üzerindeki baskıyı artırmak
turn thumbs down (on someone/something) f. (birini/bir şeyi) kabul etmemek
turn thumbs down (on someone/something) f. (birini/bir şeyi) reddetmek
turn thumbs down (on someone/something) f. (birini/bir şeyi) olumsuz bulmak/değerlendirmek
turn up the heat (on someone or something) f. (birine/bir şeye) baskı yapmak
turn up the heat (on someone or something) f. (birini/bir şeyi) sıkıştırmak
turn up the heat (on someone or something) f. (birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı artırmak
turn up the heat (on someone or something) f. (bir şey) üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak
turn up the heat (on someone or something) f. (bir şey) üzerindeki baskıyı artırmak
turn up the heat (on someone or something) f. (bir şey/rakip) karşısında bastırmak
turn up the heat (on someone or something) f. (bir şeye) yoğunlaşmak
turn up the heat (on someone or something) f. (bir konuda) hızlanmak
turn up the heat on f. -e baskı yapmak
turn up the heat on f. üzerindeki baskıyı artırmak
turn up the heat on f. '-i sıkıştırmak
turn up the heat on f. üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak
turn your back on f. -e sırt çevirmek
turn your back on f. '-e dirsek çevirmek
turn your back on f. '-e aldırış etmemek
turn your back on f. '-i dikkate almamak
turn your back on f. '-i geri çevirmek
turn your back on f. '-e sırtını dönmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye sırt çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye dirsek çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye aldırış etmemek
turn your back on somebody/something f. birini/bir şeyi dikkate almamak
turn your back on somebody/something f. birini/bir şeyi geri çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye sırtını dönmek
turn your back on someone f. birine sırt çevirmek
turn your back on someone f. birine dirsek çevirmek
turn your back on someone f. birine aldırış etmemek
turn your back on someone f. birini dikkate almamak
turn your back on someone f. birini geri çevirmek
turn your back on someone f. birine sırtını dönmek
turn your back on something f. bir şeyi reddetmek
turn your back on something f. bir şeye sırtını çevirmek/dönmek
turn your back on something f. bir şeyi geride bırakmak
turn on a dime f. bir anda rota değiştirmek
Speaking
turn on the faucet ünl. musluğu aç
turn on the computer expr. bilgisayarı aç
turn on the charm expr. cazibeni kullan
turn off your mobile and focus on your studying expr. cep telefonunu kapa ve çalışmana odaklan
turn on the gas expr. gazı aç
turn on the lights to save your eyes expr. gözlerinizi yormamak için ışığı açın
turn the lights on expr. ışıkları aç
turn on the light expr. ışığı yak
turn on the light expr. ışığı aç
turn on the lights expr. ışıkları aç
turn on the air conditioner expr. klimayı aç
turn on the tv expr. televizyonu aç
turn on the television expr. televizyonu aç
don't turn it around on me expr. bunu bana döndürmeye çalışma
don't turn on the lights exclam. ışıkları yakma
Chat Usage
turn on your camera i. aç kameranı
turn on your camera expr. kameranı aç
turn on your camera expr. kameranı açsana
turn on the camera expr. kamerayı açsana
Trade/Economic
turn on the credit taps f. kredi musluklarını açmak
Computer
turn on/off expr. aç/kapat
Food Engineering
turn somebody on i. tahrik etmek
Slang
turn-on i. tahrik edici kimse
turn-on i. tahrik edici şey
turn-on i. tahrik olma
turn me on expr. beni azdır
British Slang
turn-on f. azdırmak
turn-on f. azmak