word - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

word

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"word" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 62 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
word i. laf
word i. söz
word i. sözcük
word i. kelime
General
word i. münakaşa
word i. tavsiye
word i. haber
word i. kelam
word i. kumanda
word i. medih
word i. tabir
word i. parola
word i. lügat
word i. yazılı sözcük
word i. bilgi
word i. işaret
word i. iki çift laf
word i. emir
word i. lakırdı
word i. kelime
word i. sözcük
word i. vaat
word i. mesaj
word i. kısa konuşma
word i. kısa görüşme
word i. karşılıklı söylenen düşmanca sözler
word i. karşılıklı söylenen öfkeli sözler
word i. havadis
word i. istihbarat
word i. atasözü
word i. özlü söz
word i. bir grup ögesi
word i. kısa açıklama
word i. kod grubu
word i. ne tür bir eylemin gerekli veya ilgili olduğunu belirtmek için kullanılan en uygun terim
word i. bir fikri ifade etmek için kullanılan en uygun terim
word f. ifade etmek
word f. söylemek
word f. sözcüklerle anlatmak
word f. dile getirmek
word f. ezberden anlatmak
word snk. tabu kelimenin baş harfiyle birleştirilerek örtmece amacıyla kullanılan bir son ek
Law
word f. yazmak
Computer
word i. sabit boyutta olup genellikle bilgisayar işlemcisi tarafından çalıştırılan bir dizi bit
Linguistics
word i. sözcük
Religious
word i. kutsal kitap
word i. incil
word i. kutsal üçlü'deki ikinci kişi
word i. kutsal üçlü'de oğul
word i. deyi
word i. isa
word i. isa'nın müjdelediği haber
word i. (hristiyanlıkta) yuhanna incili'nde isa'nın bedeninde canlanan ve tanrı'nın kendisi olarak betimlenen tanrı'nın sözü
word i. tanrı'nın sözü
Music
word i. şarkı sözleri
Slang
word ünl. onay verme anlamında kullanılan bir ünlem
word ünl. olumlu yanıt verme anlamında kullanılan bir ünlem
word ünl. doğru
word ünl. gerçek
word ünl. bende yalan yok
word expr. haklısın
word expr. sana söylediğim gibi

"word" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
final word i. son söz
last word i. son söz
General
good word i. iyi söz
word of honour i. namus sözü
harsh word i. katı söz
the last word on the matter i. konu hakkında son ve kesin söz
key word i. şifre
word accent i. kelime vurgusu
opposite word i. karşıt anlamlı kelime
word class i. kelime sınıfı
empty word i. boş söz
key word i. anahtar kelime
word of honor i. şeref sözü
a word or two i. iki çift söz
code word i. şifre
compound word i. bileşik sözcük
word order i. sözdizim
word of mouth i. söylenti
the last word i. son model
word of command i. emir
manual word unit i. elle sözcük birimi
word play i. kelime oyunu
foreign word i. yabancı sözcük
word structure i. kelime yapısı
word order i. kelime sırası
simple word i. basit sözcük
word meaning i. kelime anlamı
communication word i. iletişim sözcüğü
word string i. kelime dizisi
household word i. her gün kullanılan kelime
word sense i. kelime anlamı
word to word translation i. motamot tercüme
word of mouth i. dedikodu
key word i. madde başı sözcük
main entry word i. ana giriş kelimesi
person who does not keep his or her word i. allak
word picture i. kelimelerle tarif etme
cross word i. çapraz bulmaca
the last word i. en mükemmel şey
word stress i. kelime vurgusu
a word or two i. iki çift laf
cross word i. bulmaca
the last word i. en yüksek otorite
the last word i. güncel
word ending i. çekim eki
word games i. kelime oyunları
word recognition i. kelime tanıma
word processing i. kelime işleme
word of god i. tanrı kelimesi
keeping one's word i. söz tutma
spoken word i. işitilecek şekilde söylenen kelime
spoken word i. yüksek sesle söylenen kelime
vogue word i. tutulan sözcük
vogue word i. moda sözcük
unknown word i. bilinmeyen kelime
word based i. kelime tabanlı
last word i. son söz
mum is the word i. kimseye söyleme
word by word translation i. kelime kelime çeviri
word of mouth i. dedikodu gazetesi
old-turkish word for sociology i. ictimaiyyat
old-turkish word for sociology i. ilm-i içtima
word-for-word translation i. sözcüğü sözcüğüne çeviri
well-timed word i. isabet
word-of-mouth advertising i. ağızdan ağıza reklam
word retrieval i. kelime hatırlama
short word i. kısa kelime
numerical word i. sayısal sözcük
word size i. sözcük uzunluğu
equivalent word i. eşanlamlı sözcük
word-worship i. harflere tapma
word of honour i. onur sözü
word of honor i. namus sözü
word of honour i. şeref sözü
word-worship i. kelimelere tapınma
code word i. kod kelimesi
the last word i. son söz
signal word i. işaret sözcüğü
obscene word i. açık saçık söz
vulgar word i. açık saçık söz
four letter word i. açık saçık söz
four letter word i. müstehcen söz
obscene word i. müstehcen söz
vulgar word i. müstehcen söz
word of the day i. günün kelimesi
artificial word i. uydurma kelime
procedure word i. işletme kelimesi
a word of honour i. şeref sözü
secret word i. gizli kelime
secret word i. gizli sözcük
word attack skills i. sözel beceriler
word attack skills i. anlama (dinleme-okuma) ve anlatma (konuşma-yazma) becerileri
word attack skills i. dil becerileri
a word-for-word translation i. birebir çeviri
a word-for-word translation i. birebir tercüme
a four-letter word i. dört harfli bir kelime
content word i. içerik sözcüğü
slang word i. argo kelime
word of the day i. günün sözcüğü
the f word i. sinkaflı küfür
rules of word formation i. sözcük oluşturma kuralları
black word i. zenci kelimesi
black word i. zencilerin kullandığı kelime/sözcük
mavourneen (irish word) i. sevgilim!
mavournin (irish word) i. sevgilim!
word group i. kelime grubu
borrowed word i. başka bir dilden alınmış kelime
borrowed word i. yabancı kelime
word mark i. sözcük işareti
word mark i. kelime işareti
word of god i. tanrı kelamı
word of god i. tanrı sözü
stop word i. içerikten çıkarılan kelime
safe word i. anahtar kelime
safe word i. bir tür şifre olarak kullanılan kelime
stop word i. gereksiz kelime
safe word i. güvenlik sözcüğü
word label i. sözcük etiketi
one-word answer i. tek kelimelik cevap
word coinage i. yeni sözcük
word coinage i. yeni söz yapımı
source word i. kaynak kelime
swear word i. küfür
word of warning i. uyarı sözü
word card i. kelime kartı
word hive i. kelime kovanı
word picture i. sözcüklerle betimleme
word bank i. kelime bankası
anam cara (soul friend) (an old gaelic word) i. ruh arkadaşı
a taboo word i. belli bir kesim için incitici, kaba veya olumsuz bulunacak söz
key word i. anahtar sözcük
trigger word i. bir süreci veya eylem silsilesini başlatan kelime
a word of caution i. bir uyarı
word wheel i. kelime çarkı
word wheel i. sözcük çarkı
novel word i. yeni kelime
word of praise i. övgü sözü
last word i. en son çıkan şey
last word i. son moda olan şey
magic word i. lütfen kelimesi
word game i. kelime oyunu
word game i. sözcük oyunu
word of honor i. söz
word of honor i. and
word of honour i. söz
word of honour i. and
someone's word of honor i. birinin şeref sözü
someone's word of honor i. birinin namus sözü
word of advice i. olması muhtemel bir şeye ilişkin uyarıcı nitelikte tavsiye
word of farewell i. vedalaşırken söylenen iyi niyetli söz
word of farewell i. vedalaşırken söylenen iyi niyet ifadesi
word of farewell i. allahaısmarladık
word-painting i. süslü kelimelerin kullanıldığı açıklama
word-hoard i. kelime dağarcığı
word square i. soldan sağa ve yukarıdan aşağı aynı kelimelerle doldurulan bir bulmaca
word-painter i. canlı ve açıklayıcı anlatımı olan yazar
word play i. kelime oyunu yapma
word play i. kelime oyunu
word-catcher i. küçümseyen
word-catcher i. hor gören
word-catcher i. sözlükbilimci
word-catcher i. sözlük yazarı
word-catcher i. kelimeler ve farklı anlamlarını kaydeden kimse
word-catcher i. kusur bulan kimse
word-catcher i. eleştiren kimse
word painting i. betimleme
word-painting i. betimleme
word-hoard i. kelime hazinesi
word-hoard i. sözcük hazinesi
word-hoard i. kelime dağarcığı
boo-word i. nedensiz korku yaratan kelime
bug word [obsolete] i. korkunç kelime
bug's word [obsolete] i. korkunç kelime
curveship (an invented word) i. köprü
buzz word i. başkalarını etkilemek için kullanılan teknik kelime
word web i. kelime ağı
word web i. sözcük ağı
ghost word i. aslında var olmayıp hatayla kullanılan kelime
weasel word i. laf olsun torba dolsun minvalinde söz
weasel word i. elle tutulur bilgi vermeyen genelgeçer tabir
good word i. müjde
good word i. sevindirici haber
good word i. iyi haber
curse word i. küfür
dirty word i. terbiyesiz söz
code word i. hüsnütabir
code word i. kibarca söyleme biçimi
dirty word i. ayıp kelime
dirty word i. küfür
dirty word i. ağza alınmayacak laf
four-letter word i. tabu kelime
four-letter word i. tabu konu
four-letter word i. ayıp kabul edilen sözcük/konu
smear word i. aşağılayıcı lakap
smear word i. karalayıcı yafta
smear word i. itibar zedeleyip zan altında bırakan sıfat
solemn word i. yemin
solemn word i. yemin beyanı
solemn word i. yemin ifadesi
send word f. haber yollamak
spread by word of mouth f. ağızdan ağıza yayılmak
bring someone word of f. hakkında birine haber getirmek
say the word f. emretmek
be too sorry to say a word f. ağzını bıçak açmamak
be unable to get a word in edgewise f. karşısındakinin fazla konuşmasından dolayı ağzını açamamak
leave word with someone f. birine haber bırakmak
keep one's word f. sözünü yerine getirmek
take someone at her word f. birine inanmak
take someone at his word f. birine inanmak
pledge one's word f. söz vermek
break one's word f. sözünde durmamak
stand by one's word f. sözünden dönmemek
have a word with someone f. biriyle konuşmak
have the last word in f. nihai karar/son söz birinin olmak (bir konuda)
keep your word f. sözünü tutmak
break one's word f. sözünden dönmek
not to get a word in edgeways f. ağzını açamamak
keep one's word f. sözünde durmak
take someone's word for it f. birinin sözüne inanmak
dishonour one's word f. sözünü tutmamak
put in a word f. sözünü kesmek
be as good as one's word f. sözünü tutmak
have the last word f. son söz birinin olmak (bir tartışmanın/ağız kavgasının sonunda)
break one's word f. sözünü tutmamak
remain true to one's word f. sözüne sadık kalmak
have a word or two f. iki çift laf etmek
put in a good word for someone f. biri için iyi şeyler söylemek
be as good as one's word f. sözünü yerine getirmek
send word f. haber göndermek
be true to one's word f. sözünü yerine getirmek
be as good as one's word f. sözünde durmak
go back on one's word f. sözünden dönmek
take a word in the wrong sense f. ters anlamak
keep one's word f. sözünden dönmemek
not to have a good word to say for f. hep tenkit etmek
put in a word f. araya girmek
give someone one's word f. birine söz vermek
keep one's word f. sözünü tutmak
be true to one's word f. sözünü tutmak
take a word in the wrong sense f. yanlış anlamak
doubt someone's word f. birinin dediklerinden şüphe etmek
give somebody one's word f. söz vermek
back on one's word f. su koyvermek
have the last word f. son noktayı koymak
have the last word f. son sözü söylemek
word perfect f. ezbere bilip kusursuz söylemek (şiir veya rol)
get a word in edgewise f. söylemeye fırsat bulmak
put in a good word (for someone) f. biri hakkında olumlu şeyler söylemek
breathe a word f. sır vermek
have the final word f. son sözü söylemek
leave word (with someone) f. birine mesaj vermek
be as good as your word f. verdiği sözü tutmak
hang on someone's every word f. can kulağıyla dinlemek
not be able get a word in edgewise f. laf ağzında kalmak
be unable to get one's tongue around a word f. dili dönmemek
not believe a word of something f. tek kelimesine bile inanmamak
not believe a word of something f. bir kelimesine bile inanmamak
get word f. öğrenmek
get word f. şans eseri öğrenmek
give one's word f. vadetmek
give one's word f. vaat etmek
get word of f. haber almak
eat one's word f. tükürdüğünü yalamak
drop something out of use (word etc.) f. kullanımdan kaldırmak
not to have a good word to say for f. -i hep tenkit etmek
not to have a good word to say for f. -i hiç beğenmemek
keep word f. sözünü tutmak
keep word f. sözünden dönmemek
keep word f. sözünde durmak
stand by one's word f. sözünün arkasında durmak
stand behind one's word f. sözünün arkasında durmak
abide by one's word f. sözünü tutmak
abide by one's word f. sözünde durmak
get the final word f. son sözü söylemek
not even say a single word f. tek kelime bile etmemek
keep one's word f. verdiği sözü gerçekleştirmek
not utter a word f. bir kelime etmemek
not utter a word f. ağzını açmamak
coin a new word into the language f. bir dile kelime kazandırmak
introduce a new word into the language f. bir dile kelime kazandırmak
not have such a word in one's vocabulary f. lügatında öyle bir kelime olmamak
have no such word in one's vocabulary f. lügatında öyle bir kelime olmamak
not utter a word f. tek kelime etmemek
not utter a word f. sesini çıkarmamak
not utter a word f. bir şey dememek
send word to someone f. birine haber yollamak
memorize a word f. sözcük ezberlemek
memorize a word f. kelime ezberlemek
be passed down by word of mouth f. dilden dile intikal etmek
get a word in edgewise f. zorla da olsa bir kelam etmek
word [obsolete] f. kelime oyunu yapmak
word [obsolete] f. konuşarak bir duruma getirmek
weasel word f. kaçamaklı sözler etmek
weasel-word f. sözde uzmanları kaynak göstererek argüman savunmak
word of mouth s. ağızdan ağıza
faithful to his word s. sözüne sadık
word perfect s. ezbere bilen
as good as one's word s. verdiği sözü tutan
word-of-mouth (story etc.) s. söylenegelen
word-of-mouth (story etc.) s. söylenegelmiş
one-word s. tek sözcüklü
multi-word s. çok sözcüklü
multi-word s. çok kelimeli
word-perfect s. tamı tamına/harfi harfine doğru (ezberlenmiş)
short form of... (a word) s. muhaffef
word of mouth s. dilden dile
word for word s. harfbeharf
word for word s. sözlü
word-bound s. kelimelerle sınırlandırılmış
word-bound s. kelimelerle kısıtlı
word-perfect s. her ayrıntısı doğru olan
word-perfect s. tamamen doğru olan
word-bound s. akıcı olmayan
word-bound s. akıcı konuşamayan
word-splitting s. kılı kırk yaran
word-splitting s. önemsiz küçük ayrıntılara takılan
word-splitting s. ince eleyip sık dokuyan
word-for-word s. kelimesi kelimesine yazan
word for word zf. harfiyen
word for word zf. harfi harfine
in a word zf. sözün kısası
in a word zf. kısacası
at a word zf. derhal
word by word zf. harfi harfine
by word of mouth zf. sözle
word for word zf. motamot
in a word zf. kısaca söyleyecek olursak
by word of mouth zf. ağızdan
by word of mouth zf. sözlü olarak
at a word zf. hemen
in a word zf. kısaca
word for word zf. motamo
in a word zf. bir kelimeyle
by word of mouth zf. ağızdan ağıza
word by word zf. kelimesi kelimesine
in a word zf. yani
word for word zf. sözcüğü sözcüğüne
in a word zf. tek kelimeyle
word for word zf. kelimesi kelimesine
in a word zf. sözün özü
in word and deed zf. sözde ve özde
word-for-word zf. harfbeharf
word-for-word zf. aynen
in word expr. beyanda
in word expr. meslekte
Phrasals
word it f. atışmak
word it f. ağız kavgası etmek
word it f. itiraz etmek
word it f. tartışmak
Phrases
find the odd word out i. aykırı sözcüğü bulun
in a word zf. kısaca
in a word zf. özetle
in a word zf. kısacası
in a word zf. özet olarak
in a word zf. az ve öz olarak
in a word zf. birkaç sözcükle/kelimeyle
in a word zf. tek kelimeyle
in a word zf. yani
in a word zf. sözün kısası
choose the correct word and circle it expr. doğru kelimeyi seçin ve daire içine alın
choose the correct word and circle it expr. doğru kelimeyi seç ve daire içine al
find the odd word out expr. farklı sözcüğü bulun
in a word expr. hulasa
in the strictest sense of the word expr. kelimenin tam anlamıyla
in the strictest sense of the word expr. kelimenin tam manasıyla
for want of a better word expr. kelimenin tam anlamıyla
for lack of a better word expr. kelimenin tam anlamıyla
freedom is just another word for nothing left to lose expr. özgürlük kaybedecek hiçbir şeyin kalmaması demektir
in the full sense of the word expr. kelimenin tam anlamıyla
in the proper meaning of the word expr. kelimenin tam anlamıyla
in the proper meaning of the word expr. kelimenin tam manasıyla
your word is your bond expr. sözün senettir
word travels fast expr. söz çabuk yayılır
your word is your bond expr. sözün senedindir
your word is your bond expr. söz senettir
word is good expr. sözüne güvenilir
word is good expr. sözüne inanılır
word is good expr. doğru sözlü
word is good expr. tepkiler olumlu
word is good expr. geri dönüşler olumlu
word is good expr. tepkiler iyi/güzel
word is good expr. geri dönüşler iyi/güzel
Proverb
a word is enough to the wise anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
a word to the wise in enough anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
a word to the wise is enough anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
a word to the wise is enough anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
a word to the wise is enough, and many words won't fill a bushel anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
there is many a true word spoken in jest her şakanın altında bir gerçek yatar
there is many a true word spoken in jest çoğu doğru söz vardır ki şakacıktan söylenmiştir
there is many a true word spoken in jest her şakada bir gerçek payı vardır
there's many a true word spoken in jest her şakada bir doğruluk payı vardır
many a true word is spoken in jest her şakada bir doğruluk payı vardır
there's many a true word spoken in jest her şakada bir gerçek payı vardır
many a true word is spoken in jest her şakada bir gerçek payı vardır
word once spoken is past recalling laf ağızdan bir kere çıkar
word spoken is past recalling laf ağızdan bir kere çıkar
word once spoken is past recalling laf ağızdan bir kez çıkar
word spoken is past recalling laf ağızdan bir kez çıkar
word once spoken is past recalling söz ağızdan bir kez çıkar
word spoken is past recalling söz ağızdan bir kez çıkar
word once spoken is past recalling söz ağızdan bir kere çıkar
word spoken is past recalling söz ağızdan bir kere çıkar
never a truer word spoken doğru söze ne denir
a word to the wise is sufficient anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
there's many a true word spoken in jest her şakada bir gerçeklik payı vardır
many a true word is spoken in jest her şakada bir gerçeklik payı vardır
word to the wise arife tarif gerekmez
word to the wise is enough arife tarif gerekmez
a word to the wise is sufficient arife tarif gerekmez
a word of praise is equal to ointment on a sore övgünün iyileştirici/yatıştırıcı bir etkisi vardır
a word of praise is equal to ointment on a sore bir övgü sözcüğü yaraya sürülmüş bir merhem gibidir
a word of praise is equal to ointment on a sore tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
a word (once) spoken cannot be recalled laf ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken cannot be recalled söz ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken cannot be recalled söz ağızdan bir kere çıkar
a word (once) spoken cannot be recalled laf ağızdan bir kere çıkar
one word leads to another laf lafı açar
one word leads to another konu konuyu açar
one word leads to another laf başka yerlere gider
one word leads to another laf hiç umulmadık yerlere gider/gelir
one word leads to another sohbet umulmadık şekilde gelişir
one word leads to another sohbet bambaşka bir yere gider/bir şekilde gelişir
a word (once) spoken is past recalling laf ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken is past recalling söz ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken is past recalling söz ağızdan bir kere çıkar
a word (once) spoken is past recalling laf ağızdan bir kere çıkar
Colloquial
bizzle (a wild card word for words beginning with) i. b harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
jizzle (a wild card word for words beginning with) i. j harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
kizzle (a wild card word for words beginning with) i. k harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
lizzle (a wild card word for words beginning with) i. l harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
mizzle (a wild card word for words beginning with) i. m harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
pizzle (a wild card word for words beginning with) i. p harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
rizzle (a wild card word for words beginning with) i. r harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
sizzle (a wild card word for words beginning with) i. s harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
tizzle (a wild card word for words beginning with) i. t harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
vizzle (a wild card word for words beginning with) i. v harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
wizzle (a wild card word for words beginning with) i. w harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
yizzle (a wild card word for words beginning with) i. y harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
zizzle (a wild card word for words beginning with) i. z harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
b-word i. bitch kelimesinin sansürlü kullanımı
a taboo word i. küfürlü konuşma
a taboo word i. küfür
cuss word i. küfür
cuss word i. küfürlü konuşma
n-word i. zenci kelimesinin sansürlü kullanımı
buzz word i. herkesin diline dolanmış/moda olmuş kelime
chizzle (a wild card word for words beginning with c) i. c harfiyle başlayan argo sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
f-word i. sinkaflı küfür
f-word i. f ile başlayan küfür
hizzle (a wild card word for words beginning with) i. h harfiyle başlayan sözcüklerin yerine kullanılan örtmece sözcük
one last word i. son bir söz
one last word i. söyleyecek son bir şey
one last word i. son olarak
one last word i. son söz (olarak)
the f-word i. sinkaflı küfür
the f-word i. f ile başlayan küfür (fuck)
not say a word f. bir kelime bile etmemek
be unable to get a word out f. dili tutulmak
say the word f. emir vermek
say the word f. emretmek
say the word f. izin vermek
not say a word f. konuşmamak
be unable to get a word out f. söyleyecek söz bulamamak
not the word for it f. kızgın
not the word for it f. sinirli
not the word for it f. huysuz demek yetmemek
not the word for it f. kızgın
not the word for it f. sinirli
not the word for it f. huysuz tam anlatmamak
not the word for it f. güzel
not the word for it f. çekici
not the word for it f. mutlu bunu tanımlamaya yetmemek
not the word for it f. kaba
not the word for it f. nobran
not the word for it f. saygısız az kalmak
word (up) [australia] f. (bir kimseyi) bilgilendirmek
word (up) [australia] f. (bir kimseye) tavsiye vermek
get word (from someone or something) f. (birinden/bir şeyden) haber almak
get word (from someone or something) f. (biriyle/bir şeyle ilgili) bilgi almak
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. çok
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. çok sayıda
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. sürüsüne bereket
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir dünya
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir sürü
bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir yığın
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. çok
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. çok sayıda
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. sürüsüne bereket
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir dünya
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir sürü
boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) zf. bir yığın
oh my word expr. aman tanrım
word 'round the campfire expr. dedikodulara göre
word has it that expr. dediklerine göre
word up expr. dinle bak ne diyeceğim
suit the action to the word expr. dediğini yap
for lack of a better word expr. nasıl desem
his/her word is his/her bond expr. sözü senettir
suit the action to the word expr. sözünle yaptığın bir olsun
word 'round the campfire expr. söylentilere göre