Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
zorlamak
"zorlamak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 136 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
zorlamak
compel
f.
2
Yaygın Kullanım
zorlamak
force
f.
General
3
Genel
zorlamak
pluck
f.
4
Genel
zorlamak
worry
f.
5
Genel
zorlamak
crack
f.
6
Genel
zorlamak
impress
f.
7
Genel
zorlamak
drive
f.
8
Genel
zorlamak
lean upon
f.
9
Genel
zorlamak
force to be
f.
10
Genel
zorlamak
press into
f.
11
Genel
zorlamak
urge
f.
12
Genel
zorlamak
push somebody for
f.
13
Genel
zorlamak
stampede
f.
14
Genel
zorlamak
obligate
f.
15
Genel
zorlamak
clamour down
f.
16
Genel
zorlamak
push
f.
17
Genel
zorlamak
drag in
f.
18
Genel
zorlamak
oblige
f.
19
Genel
zorlamak
coerce
f.
20
Genel
zorlamak
sweat
f.
21
Genel
zorlamak
press
f.
22
Genel
zorlamak
enforce
f.
23
Genel
zorlamak
stretch
f.
24
Genel
zorlamak
compel to be
f.
25
Genel
zorlamak
make
f.
26
Genel
zorlamak
pressure
f.
27
Genel
zorlamak
bring pressure to bear on
f.
28
Genel
zorlamak
clamor down
f.
29
Genel
zorlamak
railroad into doing
f.
30
Genel
zorlamak
impose
f.
31
Genel
zorlamak
put
f.
32
Genel
zorlamak
compel to
f.
33
Genel
zorlamak
obtrude
f.
34
Genel
zorlamak
do violence to
f.
35
Genel
zorlamak
bully
f.
36
Genel
zorlamak
muscle in
f.
37
Genel
zorlamak
bludgeon
f.
38
Genel
zorlamak
exact
f.
39
Genel
zorlamak
force to
f.
40
Genel
zorlamak
outrage
f.
41
Genel
zorlamak
railroad
f.
42
Genel
zorlamak
cozen
f.
43
Genel
zorlamak
wrest
f.
44
Genel
zorlamak
edge on
f.
45
Genel
zorlamak
subdue
f.
46
Genel
zorlamak
constrain
f.
47
Genel
zorlamak
compel
f.
48
Genel
zorlamak
cow somebody into
f.
49
Genel
zorlamak
be urgent with somebody
f.
50
Genel
zorlamak
force
f.
51
Genel
zorlamak
strain
f.
52
Genel
zorlamak
come down
f.
53
Genel
zorlamak
press-gang somebody into doing something
f.
54
Genel
zorlamak
impel
f.
55
Genel
zorlamak
inflict
f.
56
Genel
zorlamak
demand
f.
57
Genel
zorlamak
bring to term
f.
58
Genel
zorlamak
solicit
f.
59
Genel
zorlamak
put a strain
f.
60
Genel
zorlamak
jimmy
f.
61
Genel
zorlamak
mandate
f.
62
Genel
zorlamak
jemmy
f.
63
Genel
zorlamak
influence
f.
64
Genel
zorlamak
reduce
f.
65
Genel
zorlamak
adact
f.
66
Genel
zorlamak
adaunt [obsolete]
f.
67
Genel
zorlamak
adaunt
f.
68
Genel
zorlamak
ram
f.
69
Genel
zorlamak
necessitate
f.
70
Genel
zorlamak
tie
f.
71
Genel
zorlamak
edge
f.
72
Genel
zorlamak
bend
f.
73
Genel
zorlamak
jet
f.
74
Genel
zorlamak
kvetch
f.
75
Genel
zorlamak
blitz
f.
76
Genel
zorlamak
move
f.
77
Genel
zorlamak
bring
f.
78
Genel
zorlamak
highjack
f.
79
Genel
zorlamak
hijack
f.
80
Genel
zorlamak
bull
f.
81
Genel
zorlamak
garre [scotland]
f.
82
Genel
zorlamak
muscle
f.
83
Genel
zorlamak
impeach
f.
84
Genel
zorlamak
importune
f.
85
Genel
zorlamak
ingeminate [rare]
f.
86
Genel
zorlamak
instance [obsolete]
f.
87
Genel
zorlamak
distress
f.
88
Genel
zorlamak
coact
f.
89
Genel
zorlamak
consist [obsolete]
f.
90
Genel
zorlamak
crowd
f.
91
Genel
zorlamak
flog [uk]
f.
92
Genel
zorlamak
perforce [obsolete]
f.
93
Genel
zorlamak
pheese
f.
94
Genel
zorlamak
shotgun
f.
95
Genel
zorlamak
press-gang
f.
96
Genel
zorlamak
spring
f.
97
Genel
zorlamak
strein
f.
98
Genel
zorlamak
stretch
f.
99
Genel
zorlamak
suck
f.
100
Genel
zorlamak
suppose
f.
101
Genel
zorlamak
challenge
f.
Phrasals
102
Öbek Fiiller
zorlamak
screw up
f.
103
Öbek Fiiller
zorlamak
work into
f.
104
Öbek Fiiller
zorlamak
thrust on
f.
105
Öbek Fiiller
zorlamak
force into
f.
106
Öbek Fiiller
zorlamak
press on
f.
107
Öbek Fiiller
zorlamak
clamp (on)
f.
108
Öbek Fiiller
zorlamak
clamp (upon)
f.
Colloquial
109
Konuşma Dili
zorlamak
run hard
f.
110
Konuşma Dili
zorlamak
lean on
f.
111
Konuşma Dili
zorlamak
bulldoze
f.
112
Konuşma Dili
zorlamak
muscle up
f.
Idioms
113
Deyim
zorlamak
put the thumbscrews on
f.
114
Deyim
zorlamak
tighten the thumbscrews on
f.
115
Deyim
zorlamak
put under the screw
f.
116
Deyim
zorlamak
put the squeeze on (one)
f.
117
Deyim
zorlamak
put the squeeze on someone
f.
118
Deyim
zorlamak
give (one) a bumpy ride
f.
119
Deyim
zorlamak
give somebody a bumpy ride
f.
120
Deyim
zorlamak
twist someone's arm
f.
121
Deyim
zorlamak
force hand
f.
122
Deyim
zorlamak
twist arm
f.
Law
123
Hukuk
zorlamak
enjoin
f.
124
Hukuk
zorlamak
constrain
f.
125
Hukuk
zorlamak
coerce
f.
126
Hukuk
zorlamak
extort
f.
127
Hukuk
zorlamak
force
f.
Technical
128
Teknik
zorlamak
strain
f.
129
Teknik
zorlamak
constrain
f.
130
Teknik
zorlamak
impel
f.
Military
131
Askeri
zorlamak
herry
f.
Archaic
132
Eski Kullanım
zorlamak
compulse
f.
133
Eski Kullanım
zorlamak
overwrest
f.
Slang
134
Argo
zorlamak
bust (one's) butt
f.
135
Argo
zorlamak
bust (one's) hump
f.
136
Argo
zorlamak
ride (someone's) butt
f.
"zorlamak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 485 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birinin sabrının sınırlarını zorlamak
test someone's patience
f.
2
Genel
kapasitesini zorlamak
place great demands on
f.
3
Genel
kapıyı zorlamak
force the door
f.
4
Genel
birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
starve someone out
f.
5
Genel
sınırını zorlamak
press in upon
f.
6
Genel
zorlamak (takat/sabır vb'ni)
tax
f.
7
Genel
şansını zorlamak
press one's luck
f.
8
Genel
zorlamak (birisini birşey yapmaya)
force one's hand
f.
9
Genel
şartlarını zorlamak
strain every nerve (to do something)
f.
10
Genel
aşırı zorlamak
overstrain
f.
11
Genel
aşırı derecede zorlamak (vücudun bir organını)
overtax
f.
12
Genel
kendini zorlamak
strain
f.
13
Genel
birini bir şey yapmaya zorlamak
bludgeon someone into doing something
f.
14
Genel
şansını zorlamak
push one's luck
f.
15
Genel
üzülmemek için kendini zorlamak
snap out of something
f.
16
Genel
zorlamak (işe vb)
press into
f.
17
Genel
kapasitesini zorlamak
overburden
f.
18
Genel
şartlarını zorlamak
overstrain one's capacity
f.
19
Genel
kaba kuvvetle başkasını boyun eğmeye zorlamak
jackboot
f.
20
Genel
kendini zorlamak
exert oneself
f.
21
Genel
düşünmeye zorlamak
compel someone to think
f.
22
Genel
limiti zorlamak
push the limit
f.
23
Genel
sınırlarını zorlamak
push the limits
f.
24
Genel
şartları zorlamak
push the limits
f.
25
Genel
istifaya zorlamak
force to resign
f.
26
Genel
birini zorlamak
force someone
f.
27
Genel
sınırı zorlamak
push the limit
f.
28
Genel
sınırları zorlamak
push the limits
f.
29
Genel
sabrının sınırlarını zorlamak
try one's patience
f.
30
Genel
sabrını zorlamak
try one's patience
f.
31
Genel
limitleri zorlamak
push the limits
f.
32
Genel
bir şey yapmaya zorlamak
chivy into
f.
33
Genel
bir şeyi kabule zorlamak
coerce
f.
34
Genel
birini bir şey yapmaya zorlamak
place someone under an obligation
f.
35
Genel
istifaya zorlamak
force someone to resign
f.
36
Genel
birisini bir şeye yapmaya zorlamak
drive someone to do something
f.
37
Genel
sınırlarını zorlamak
push oneself beyond one’s boundaries
f.
38
Genel
sınırlarını zorlamak
push one's personal limits
f.
39
Genel
aşırı zorlamak
overextend
f.
40
Genel
birinin sabrını zorlamak
push one's patience
f.
41
Genel
sınırları zorlamak
push to the limits
f.
42
Genel
elini zorlamak
force someone’s hand
f.
43
Genel
geçişe zorlamak
ramrod
f.
44
Genel
geri çekilmeye zorlamak
recoil [obsolete]
f.
45
Genel
kendi sınırlarını zorlamak
pain one's self
f.
46
Genel
durmaya zorlamak
bail [australia]
f.
47
Genel
(kadını) grup sekse zorlamak
jackroll [south africa]
f.
48
Genel
süngü ile zorlamak
bayonet
f.
49
Genel
süngü kullanırmışçasına zorlamak
bayonet
f.
50
Genel
teslim olmaya zorlamak
bend
f.
51
Genel
son raddeye kadar zorlamak
extend
f.
52
Genel
sonuna kadar zorlamak
extend oneself
f.
53
Genel
tehdit veya baskı yoluyla zorlamak
blackjack
f.
54
Genel
gereksiz yere zorlamak
wiredraw
f.
55
Genel
gitmeye zorlamak
hale
f.
56
Genel
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (on)
f.
57
Genel
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (out)
f.
58
Genel
(kırbaçlayarak) zorlamak
whip (off)
f.
59
Genel
göz kırparak zorlamak
wink (back)
f.
60
Genel
göz kırparak zorlamak
wink (away)
f.
61
Genel
düşünmesine izin vermeden harekete zorlamak
blitz
f.
62
Genel
ileri gitmeye zorlamak
hark [uk]
f.
63
Genel
geri dönmeye zorlamak
hark [uk]
f.
64
Genel
kapıyı zorlamak
break down
f.
65
Genel
kendini zorlamak
bring
f.
66
Genel
hareket halindeyken zorlamak
brush
f.
67
Genel
(atı) kısa mesafede yüksek hıza çıkmaya zorlamak
brush
f.
68
Genel
yeniden zorlamak
reurge
f.
69
Genel
ağır çalışmaya zorlamak
yoke
f.
70
Genel
boyun eğmeye zorlamak
yoke
f.
71
Genel
köleliğe zorlamak
yoke
f.
72
Genel
(birini bir şeye) zorlamak
gar [scotland]
f.
73
Genel
konuşmaya zorlamak için yakasına yapışmak
buttonhole
f.
74
Genel
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologise
f.
75
Genel
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologize
f.
76
Genel
(kişi veya kuruluşu) belirli bir ideolojiye zorlamak
ideologise
f.
77
Genel
savunmayı aynı anda çok fazla iş yapmaya zorlamak
open up
f.
78
Genel
makul olmayan hedefler için kendini aşırı zorlamak
overachieve
f.
79
Genel
aşırı derecede zorlamak (organı)
overdo
f.
80
Genel
(görevleri yerine getirmede) sınırlarını zorlamak
overdrive
f.
81
Genel
kendini sağlıksız şekilde zorlamak
overexert oneself
f.
82
Genel
(kendini) mali konularda aşırı zorlamak
overextend
f.
83
Genel
sınırını zorlamak
overpress
f.
84
Genel
fazla zorlamak
overrack [dialect]
f.
85
Genel
kendini zorlamak
overreach
f.
86
Genel
satışı zorlamak
oversell
f.
87
Genel
(kaynakları) zorlamak
overstrain
f.
88
Genel
fazla zorlamak
overwrest
f.
89
Genel
köyde yaşamaya zorlamak
rusticate
f.
90
Genel
avantajdan vazgeçmeye zorlamak
dislodge
f.
91
Genel
elverişli pozisyonu terk etmeye zorlamak
dislodge
f.
92
Genel
(insanları) hizmet etmeye zorlamak
inspan
f.
93
Genel
imkanları zorlamak
beggar
f.
94
Genel
zihinsel olarak zorlamak
commend
f.
95
Genel
(birini bir şeye) zorlamak
condemn
f.
96
Genel
(siyasi, ekonomik) baskı nedeniyle gitmeye zorlamak
drive
f.
97
Genel
hal değişikliğine zorlamak
drive
f.
98
Genel
daha fazla çabalamaya zorlamak
drive
f.
99
Genel
(birini) devlet memuru adayı olmak için zorlamak
draft
f.
100
Genel
ısrar ederek zorlamak
drum
f.
101
Genel
kapasitesini zorlamak
incumber
f.
102
Genel
harekete zorlamak
crowd
f.
103
Genel
(tozu) delikler üzerinden zorlamak
pounce
f.
104
Genel
asimile olmaya zorlamak
pound
f.
105
Genel
mahmuzla zorlamak (atı)
prick
f.
106
Genel
önceden zorlamak
preimpose
f.
107
Genel
(birini) özel müfreze ile orduya katılmaya zorlamak
press gang
f.
108
Genel
sürekli denetleyip hata bularak uygun davranmaya zorlamak
schoolmaster
f.
109
Genel
kabule zorlamak
press-gang
f.
110
Genel
limitleri zorlamak
slop
f.
111
Genel
olağan sınırların ötesine zorlamak
push
f.
112
Genel
(tr) risk alarak şansını zorlamak
push
f.
113
Genel
geri çekilmeye zorlamak
push off
f.
114
Genel
bir süre sessizlikten sonra (konuşmayı veya durumu) sürdürmeye zorlamak
push past
f.
115
Genel
kabule zorlamak
push through
f.
116
Genel
bir yerden geçmeye zorlamak
squeeze
f.
117
Genel
bir yere zorlamak
squeeze
f.
118
Genel
para için zorlamak
squeeze for
f.
119
Genel
bütçesini fazla zorlamak
overextend
f.
120
Genel
(sınırlarını) zorlamak
stretch
f.
Phrasals
121
Öbek Fiiller
boyun eğmeye zorlamak
buy off
f.
122
Öbek Fiiller
boyun eğmeye zorlamak
buy out
f.
123
Öbek Fiiller
çevirerek zorlamak
screw in
f.
124
Öbek Fiiller
(insanları) ev veya iş yerlerini yakarak kaçmaya zorlamak
burn out
f.
125
Öbek Fiiller
bükerek zorlamak
screw in
f.
126
Öbek Fiiller
eğilmeye zorlamak
buy off
f.
127
Öbek Fiiller
eğilmeye zorlamak
buy out
f.
128
Öbek Fiiller
(yarış atının) sınırını zorlamak
ride out
f.
129
Öbek Fiiller
boyun eğmeye zorlamak
buy off
f.
130
Öbek Fiiller
boyun eğmeye zorlamak
buy out
f.
131
Öbek Fiiller
vurarak zorlamak
knock off
f.
132
Öbek Fiiller
döverek zorlamak
knock off
f.
133
Öbek Fiiller
(pazarlık yaparak) daha yüksek bir fiyata zorlamak
beat up
f.
134
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat (someone or something) into (something)
f.
135
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat someone into (doing) something
f.
136
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
beat into
f.
137
Öbek Fiiller
bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak
burn (one) out of (something)
f.
138
Öbek Fiiller
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (one) out of (something or some place)
f.
139
Öbek Fiiller
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something
f.
140
Öbek Fiiller
beyzbolda topu vurucunun üstüne doğru atmak/atarak geriye kaçmaya zorlamak
brush back
f.
141
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) in (something)
f.
142
Öbek Fiiller
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) in (something)
f.
143
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) into (something)
f.
144
Öbek Fiiller
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or something) into (something)
f.
145
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir yere) girmeye ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
f.
146
Öbek Fiiller
içeriye girmeye zorlamak
coax (someone or an animal) in (to something)
f.
147
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
coerce (one) into (something)
f.
148
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (one) into (something)
f.
149
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey yapmaya) zorlamak
coerce (someone or an animal) into something
f.
150
Öbek Fiiller
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
nail someone down on something
f.
151
Öbek Fiiller
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out of some place
f.
152
Öbek Fiiller
birini bir şey yapmaya zorlamak
push someone to do something
f.
153
Öbek Fiiller
birini aç bırakarak bir şey yapmaya zorlamak
starve someone into something
f.
154
Öbek Fiiller
birini bir şey yapmaya zorlamak
urge someone to do something
f.
155
Öbek Fiiller
birini konuşmaya/belli ayrıntıları ifade etmeye zorlamak
pin someone down on something
f.
156
Öbek Fiiller
birini bir şey yapmaya zorlamak
force someone to do something
f.
157
Öbek Fiiller
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
starve someone out
f.
158
Öbek Fiiller
birini bir şeye zorlamak
force somebody into something
f.
159
Öbek Fiiller
birini bir işe müdahale etmeye zorlamak
interject someone into something
f.
160
Öbek Fiiller
dışarı çıkmaya zorlamak
force out
f.
161
Öbek Fiiller
(birini) bir işi yapmaya/bir gruba katılmaya zorlamak
co-opt someone into something
f.
162
Öbek Fiiller
içeriye doğru zorlamak
crush something in
f.
163
Öbek Fiiller
kendini yutmaya zorlamak
force something down
f.
164
Öbek Fiiller
kendini yemeye zorlamak
force something down
f.
165
Öbek Fiiller
alçalmaya zorlamak
force something down
f.
166
Öbek Fiiller
inişe zorlamak
force something down
f.
167
Öbek Fiiller
kendini yutmaya zorlamak
force something down
f.
168
Öbek Fiiller
bulmak için zorlamak
dredge someone or something
f.
169
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something)
f.
170
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something)
f.
171
Öbek Fiiller
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) in (something) with (something)
f.
172
Öbek Fiiller
(birini bir şeyi kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) into (something) with (something)
f.
173
Öbek Fiiller
(birini başka birini kullanarak/bir yöntemle bir şeye) zorlamak
entrap (someone) with (something)
f.
174
Öbek Fiiller
(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak
extradite (someone) from (some place) to (some place)
f.
175
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir yere girmeye zorlamak
force (someone or something) in
f.
176
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
f.
177
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
f.
178
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force (someone or something) off (of) (something)
f.
179
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya zorlamak
force off
f.
180
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir gruptan vazgeçmeye zorlamak
force off
f.
181
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir yerden el çekmeye zorlamak
force off
f.
182
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
force someone or something off (of) something
f.
183
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
f.
184
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
force someone or something off (of) something
f.
185
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya zorlamak
and force someone or something off
f.
186
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden vazgeçmeye zorlamak
and force someone or something off
f.
187
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir yerden, komiteden el çekmeye zorlamak
and force someone or something off
f.
188
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force on (someone or something)
f.
189
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) zorlamak
force on (someone or something)
f.
190
Öbek Fiiller
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
press forward
f.
191
Öbek Fiiller
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
f.
192
Öbek Fiiller
kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
push forward
f.
193
Öbek Fiiller
bilgi vermeye zorlamak
pry from
f.
194
Öbek Fiiller
(birini/bir grubu) yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot (someone or something) from (something or some place)
f.
195
Öbek Fiiller
birini yaşadığı yerden gitmeye zorlamak
uproot someone from
f.
196
Öbek Fiiller
bir şey yapmaya zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
f.
197
Öbek Fiiller
(bir kişiyi ya da bir hayvanı bir şey) yapmaya ikna etmek ya da zorlamak
coax (someone or something) to (do something)
f.
198
Öbek Fiiller
öksürerek atmaya zorlamak
hack up
f.
199
Öbek Fiiller
öksürerek çıkarmaya zorlamak
hack up
f.
200
Öbek Fiiller
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul in
f.
201
Öbek Fiiller
birini bir yere gitmeye/girmeye zorlamak
haul into (some place)
f.
202
Öbek Fiiller
bir şeyle birini veya bir şeyi zorlamak
press something against someone or something
f.
203
Öbek Fiiller
kendini zorlamak
press on
f.
204
Öbek Fiiller
kendini zorlamak
press on
f.
205
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) zorlamak
prod into (someone or something)
f.
206
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
squeeze (something) out of (someone)
f.
207
Öbek Fiiller
bilgi vermesi için zorlamak
squeeze out (of something)
f.
208
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrify (one) into (something)
f.
209
Öbek Fiiller
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrify someone into something
f.
210
Öbek Fiiller
birini bir şey yapmaya zorlamak
terrorize someone into something
f.
211
Öbek Fiiller
(birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
f.
212
Öbek Fiiller
(birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak
terrify (one) out of (something or some place)
f.
213
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
terrorize (one) into (something)
f.
214
Öbek Fiiller
(birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak
terrorize (one) out of (something)
f.
215
Öbek Fiiller
(birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak
terrorize (one) out of (something)
f.
216
Öbek Fiiller
sıkışık/kalabalık bir yerde kalmaya zorlamak
stuff in
f.
217
Öbek Fiiller
çok yemeye zorlamak
stuff in
f.
218
Öbek Fiiller
(birini) sıkışık/kalabalık (bir yerde/şeyde) kalmaya zorlamak
stuff into (something)
f.
219
Öbek Fiiller
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff into (something)
f.
220
Öbek Fiiller
'-e zorlamak
push toward
f.
221
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
push (something) into (something)
f.
222
Öbek Fiiller
(birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge (one) along
f.
223
Öbek Fiiller
birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge someone along
f.
224
Öbek Fiiller
birini daha hızlı ilerlemesi için teşvik etmek/zorlamak/dürtmek
urge someone along
f.
225
Öbek Fiiller
birini istifaya zorlamak
force out
f.
226
Öbek Fiiller
birini yetkili konumunu bırakmaya zorlamak
force out
f.
227
Öbek Fiiller
(birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek
bounce into (someone)
f.
228
Öbek Fiiller
korkutarak yapmaya zorlamak
bully into
f.
229
Öbek Fiiller
bir şeyi yakıp birini dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn someone out of something
f.
230
Öbek Fiiller
yakıp dışarı çıkartmak/çıkmaya zorlamak
burn out of
f.
231
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir yerden) dışarı çıkmaya zorlamak
clear (someone or something) out of (some place)
f.
232
Öbek Fiiller
girmeye ikna etmek/zorlamak
coax in
f.
233
Öbek Fiiller
-e zorlamak
coerce into
f.
234
Öbek Fiiller
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
compel (someone) to (do something)
f.
235
Öbek Fiiller
yapmaya zorlamak
compel to do
f.
236
Öbek Fiiller
'-i yapmaya ikna etmek/zorlamak
co-opt into
f.
237
Öbek Fiiller
'-e katılmaya ikna etmek/zorlamak
co-opt into
f.
238
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
cow (someone) into (something)
f.
239
Öbek Fiiller
'-e zorlamak
cow into
f.
240
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
dragoon (someone) into (something)
f.
241
Öbek Fiiller
-e zorlamak
dragoon into
f.
242
Öbek Fiiller
-e zorlamak
drive to
f.
243
Öbek Fiiller
(birini) istifaya zorlamak
elbow (one) out
f.
244
Öbek Fiiller
birini bir şeyden istifa etmeye zorlamak
elbow someone out of something and elbow someone out
f.
245
Öbek Fiiller
(birini bir şeyden) istifa etmeye zorlamak
elbow (one) out of (something)
f.
246
Öbek Fiiller
'den istifaya zorlamak
elbow out of
f.
247
Öbek Fiiller
'den istifaya zorlamak
elbow out
f.
248
Öbek Fiiller
(yarış atını) zorlamak
ride off
f.
249
Öbek Fiiller
(yarış atının) sınırlarını zorlamak
ride off
f.
250
Öbek Fiiller
(birini) istifaya zorlamak
force (someone) out of (something)
f.
251
Öbek Fiiller
(birini pozisyonunu/koltuğunu) bırakmaya zorlamak
force (someone) out of (something)
f.
252
Öbek Fiiller
(birini pozisyonundan) ayrılmaya zorlamak
force (someone) out of (something)
f.
253
Öbek Fiiller
(birini bir yerden) el çekmeye zorlamak
force (someone) out of (something)
f.
254
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) devam etmeye zorlamak
force (someone or something) on
f.
255
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
force someone or something out of something
f.
256
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
force someone or something out of something
f.
257
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
force someone or something out of something
f.
258
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyden/yerden çıkmaya/ayrılmaya zorlamak
force someone or something out
f.
259
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi konumunu bırakmaya zorlamak
force someone or something out
f.
260
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi konumundan ayrılmaya zorlamak
force someone or something out
f.
261
Öbek Fiiller
(birini) zorlamak
get after (someone)
f.
262
Öbek Fiiller
(birini) devam etmeye zorlamak
goad (someone) on
f.
263
Öbek Fiiller
(birini bir şey) söylemesi/(bir bilgi) vermesi için zorlamak
hound (something) out of (one)
f.
264
Öbek Fiiller
(birini) korkutarak/tehditle (bir şeye) zorlamak
intimidate (one) into (something)
f.
265
Öbek Fiiller
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
pressure (one) into (doing something)
f.
266
Öbek Fiiller
(bir şey) yapmaya zorlamak
pressure into
f.
267
Öbek Fiiller
-i zorlamak
prod into
f.
268
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya zorlamak
push (someone) into (something)
f.
269
Öbek Fiiller
(bir şeyin) olması için zorlamak/uğraşmak
push for (something)
f.
270
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapmaya itmek/zorlamak
put (one) up to (something)
f.
271
Öbek Fiiller
(birini bir şeye) zorlamak
railroad (one) into (something)
f.
272
Öbek Fiiller
-e zorlamak
railroad into
f.
273
Öbek Fiiller
(birini) aç bırakarak (bir şeyden/bir yerden) çıkmaya zorlamak
starve (one) out of (something or some place)
f.
274
Öbek Fiiller
aç bırakarak dışarı çıkmaya zorlamak
starve out
f.
275
Öbek Fiiller
(bir şeyi) zorlamak
strain at (something)
f.
276
Öbek Fiiller
yapmaya zorlamak
terrify into
f.
277
Öbek Fiiller
kalabalık halde (bir şeye) dayanıp zorlamak/baskı yapmak
throng against (something)
f.
278
Öbek Fiiller
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
torment (one) into (doing something)
f.
279
Öbek Fiiller
(birini bir şey yapmaya) zorlamak
torture (one) into (doing something)
f.
280
Öbek Fiiller
-e zorlamak
torture into
f.
281
Öbek Fiiller
ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için zorlamak
urge along
f.
282
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi kırbaçlayarak) zorlamak
whip (someone or something) on
f.
283
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) vurarak devam etmeye zorlamak
whip (someone or something) on
f.
284
Öbek Fiiller
tamamlamaya zorlamak
bear on
f.
Proverb
285
Atasözü
zorlamak yerine ikna yöntemiyle başarıya ulaşmak daha olasıdır
persuasion is better than force
Colloquial
286
Konuşma Dili
gündemi zorlamak
force an issue
f.
287
Konuşma Dili
hayal gücünü zorlamak
stretch the imagination
f.
288
Konuşma Dili
konuyu zorlamak
force an issue
f.
289
Konuşma Dili
bir meblağı/tutarı ödemesi için zorlamak
shake down
f.
290
Konuşma Dili
birini kendine borç vermeye zorlamak
shake someone down
f.
291
Konuşma Dili
kendini zorlamak
be hard pushed
f.
292
Konuşma Dili
korkutarak yapmaya zorlamak
browbeat into
f.
293
Konuşma Dili
yapmaya zorlamak
coax to do
f.
294
Konuşma Dili
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
drive (one) to (do something)
f.
295
Konuşma Dili
yapmaya zorlamak
drive to do
f.
296
Konuşma Dili
kendini zorlamak
push yourself
f.
297
Konuşma Dili
birini istifaya zorlamak
clean out
f.
298
Konuşma Dili
(bir şey yapmaya) zorlamak
get to (do something)
f.
299
Konuşma Dili
birini zorlamak
hound someone
f.
300
Konuşma Dili
bir kasını aşırı zorlamak
pull something
f.
301
Konuşma Dili
bir yerlerini zorlamak
pull something
f.
302
Konuşma Dili
(birini) zorlamak
railroad (one)
f.
303
Konuşma Dili
yapmaya zorlamak
urge to do
f.
304
Konuşma Dili
kendini devam etmeye zorlamak
will on
f.
Idioms
305
Deyim
sınırları zorlamak
drive to the wall
f.
306
Deyim
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on (one)
f.
307
Deyim
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
f.
308
Deyim
birini bir şey yapmaya zorlamak
put the squeeze on someone/something
f.
309
Deyim
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat (one) into (something)
f.
310
Deyim
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
browbeat someone into something
f.
311
Deyim
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully (one) into (something)
f.
312
Deyim
(birini) korkutarak (bir şey) yapmaya zorlamak
bully someone into something
f.
313
Deyim
egzersizde kendini zorlamak
go for the burn
f.
314
Deyim
sınırları zorlamak
color outside the lines
f.
315
Deyim
sınırları zorlamak
be the (absolute) limit
f.
316
Deyim
birisini istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak
force someone's hand
f.
317
Deyim
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on
f.
318
Deyim
birinin sabrını zorlamak
try somebody's patience
f.
319
Deyim
birini bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to someone's head
f.
320
Deyim
birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on someone
f.
321
Deyim
birisini bir şey yapmaya zorlamak/mecbur etmek
force someone's hand
f.
322
Deyim
birini bir şeye zorlamak
put the screws on
f.
323
Deyim
birini istifaya zorlamak
force someone off
f.
324
Deyim
bir şeyi sonuna kadar zorlamak
push something all the way through
f.
325
Deyim
birini istifaya zorlamak
force someone off something
f.
326
Deyim
birini yaptığı işe bütün enerjisini ve dikkatini vermeye zorlamak
keep somebody on their toes
f.
327
Deyim
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try the patience of somebody
f.
328
Deyim
birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try somebody's patience
f.
329
Deyim
birinin sabrını zorlamak
try the patience of somebody
f.
330
Deyim
birisini bir şey yapmaya zorlamak
twist somebody's arm
f.
331
Deyim
emekli olmaya zorlamak
put out to pasture
f.
332
Deyim
hata yapmaya zorlamak
trip up somebody
f.
333
Deyim
hata yapmaya zorlamak
trip somebody up
f.
334
Deyim
fiziksel olarak kendini zorlamak
break a sweat
f.
335
Deyim
istifaya zorlamak
elbow someone out of something
f.
336
Deyim
istifaya zorlamak
force someone out of office
f.
337
Deyim
istifaya zorlamak
drive someone out
f.
338
Deyim
istifaya zorlamak
elbow someone out
f.
339
Deyim
istifaya zorlamak
drive someone out of office
f.
340
Deyim
istifaya zorlamak
edge someone out of something
f.
341
Deyim
kapasiteyi zorlamak
stretch oneself too thin
f.
342
Deyim
kendini sıkmak/zorlamak
gulp something back
f.
343
Deyim
kendi düşüncelerini paylaşmaya zorlamak
bend to one's will
f.
344
Deyim
şansını zorlamak
push one’s luck
f.
345
Deyim
şansını zorlamak
press one's luck
f.
346
Deyim
sınırı zorlamak
go the limit
f.
347
Deyim
sınırı zorlamak
go to the limit
f.
348
Deyim
şansını zorlamak
push one's luck
f.
349
Deyim
sınırları zorlamak
push the edge of the envelope
f.
350
Deyim
sınırları zorlamak
push the envelope
f.
351
Deyim
sesini zorlamak
strain one's voice
f.
352
Deyim
sınırlarını zorlamak
max oneself out
f.
353
Deyim
tüm şartları zorlamak
strain every sinew
f.
354
Deyim
tüm şartları zorlamak
strain every nerve
f.
355
Deyim
tüm şartları zorlamak
pull out all the stops
f.
356
Deyim
(bir şeyi görmek için) gözlerini zorlamak
strain one's eyes
f.
357
Deyim
(duymak için) kulaklarını zorlamak
strain one's ears
f.
358
Deyim
(satıcı/tezgahtar) satın alması için zorlamak
give someone the hard sell
f.
359
Deyim
yemeye/yutmaya zorlamak
stuff (something) down (one's) throat
f.
360
Deyim
sınırlarını zorlamak/esnetmek
bend (one's) efforts
f.
361
Deyim
aklını/zihnini zorlamak
bend (one's) mind
f.
362
Deyim
bir konuda sınırlarını zorlamak
bend your mind/efforts to something
f.
363
Deyim
sınırlarını zorlamak
go for the fences
f.
364
Deyim
sınırlarını zorlamak
swing for the fences
f.
365
Deyim
gündemi zorlamak
force the issue
f.
366
Deyim
konuyu zorlamak
force the issue
f.
367
Deyim
bir konuda karar vermeye zorlamak
force the issue
f.
368
Deyim
hızlıca bir karar vermeye zorlamak
force the issue
f.
369
Deyim
bir konuda insanları acele karar vermeye zorlamak
force the issue
f.
370
Deyim
zihinsel veya fiziksel olarak kendini zorlamak
dig deep
f.
371
Deyim
birinin zihnini zorlamak
get under your skin
f.
372
Deyim
ağlamamak için (kendini) sıkmak/tutmak/zorlamak
gulp back (one's) tears
f.
373
Deyim
hıçkırmamak için (kendini) zorlamak
gulp back (one's) sobs
f.
374
Deyim
tüm imkanları zorlamak
try (one's) utmost
f.
375
Deyim
tüm imkanları zorlamak
do/try your utmost (to do something)
f.
376
Deyim
birini emekli olmaya zorlamak
put somebody out to grass
f.
377
Deyim
birini emekli olmaya zorlamak
turn somebody out to grass
f.
378
Deyim
birini emekli olmaya zorlamak
send somebody out to grass
f.
379
Deyim
(birini) emekli olmaya zorlamak
turn (someone) out to grass
f.
380
Deyim
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
have a gun to (one's) head
f.
381
Deyim
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a pistol to (one's) head
f.
382
Deyim
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
put a pistol to (one's) head
f.
383
Deyim
(birini) sürekli kendi isteklerine uymaya zorlamak
have (someone) under (one's) thumb
f.
384
Deyim
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screws (on someone)
f.
385
Deyim
(birini) tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw (on someone)
f.
386
Deyim
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
turn the screw on someone
f.
387
Deyim
birini tehditle bir şey yapmaya zorlamak
tighten the screw on someone
f.
388
Deyim
(birini bir şeyden) çok yemeye zorlamak
stuff (someone) full of (something)
f.
389
Deyim
(birini) emekli olmaya zorlamak
put (someone) out to pasture
f.
390
Deyim
(birini) emekli olmaya zorlamak
send (someone) out to grass
f.
391
Deyim
kapıyı/(birinin) kapısını zorlamak
kick the door down
f.
392
Deyim
kapıyı/(birinin) kapısını zorlamak
kick one's door down
f.
393
Deyim
bir şeyin kapısını zorlamak
be knocking on the door
f.
394
Deyim
kapılarını zorlamak
be knocking on the door
f.
395
Deyim
zihnini zorlamak
beat one's brains (out)
f.
396
Deyim
zihnini zorlamak
beat your brains out [us]
f.
397
Deyim
zihnini zorlamak
beat (one's) brain
f.
398
Deyim
(birini) zorlamak
bring (someone) to terms
f.
399
Deyim
müzakereyi devam ettirmeye zorlamak
bring to terms
f.
400
Deyim
(birini) istifaya zorlamak
drive (one) out of office
f.
401
Deyim
birini bir şey yapması için zorlamak
exhort someone to do something
f.
402
Deyim
yapması için zorlamak
exhort to do
f.
403
Deyim
(birini) istifaya zorlamak
force (one) out of office
f.
404
Deyim
(birini) pozisyonunu/koltuğunu bırakmaya zorlamak
force (one) out of office
f.
405
Deyim
(birini) pozisyonundan ayrılmaya zorlamak
force (one) out of office
f.
406
Deyim
(birini) el çekmeye zorlamak
force (one) out of office
f.
407
Deyim
(birini bir şeyi) kabul etmeye zorlamak
force (something) down (one's) throat
f.
408
Deyim
elini zorlamak
force hand
f.
409
Deyim
istifaya zorlamak
force out of office
f.
410
Deyim
(satıcı/tezgahtar) (birinin) satın alması için zorlamak
give (one) the hard sell
f.
411
Deyim
birini zorlamak/zorlanmak
give somebody a bumpy ride
f.
412
Deyim
birini zorlamak/zorlanmak
have a bumpy ride
f.
413
Deyim
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to (one's) head
f.
414
Deyim
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to head
f.
415
Deyim
birini (bir şey) yapmaya zorlamak
hold/put a gun to somebody's head
f.
416
Deyim
(birini) belli kurallara uymaya zorlamak
keep (someone) within bounds
f.
417
Deyim
yaptığı işe bütün enerjini ve dikkatini vermeye zorlamak
keep you on your toes
f.
418
Deyim
(birinin) sabrını zorlamak
try it on [uk]
f.
419
Deyim
(birini/bir şeyi) bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
press (someone or something) into service
f.
420
Deyim
bir şeyi yapmaya zorlamak/mecbur etmek
press into service
f.
421
Deyim
tüm şartları zorlamak
pull all the stops out
f.
422
Deyim
şansını zorlamak
push your luck
f.
423
Deyim
(birini) zorlamak
put (one) on (one's) mettle
f.
424
Deyim
(birini) emekliliğe zorlamak
put (someone) out to grass
f.
425
Deyim
(rakibini) zorlamak
put the heat on (one)
f.
426
Deyim
(birini) zorlamak
put the screws on (one)
f.
427
Deyim
(birini) zorlamak
put the screws to (someone)
f.
428
Deyim
birini bir yeri terk etmeye zorlamak
run someone out of town [us]
f.
429
Deyim
yemeye/yutmaya zorlamak
stuff down throat
f.
430
Deyim
sınırlarını zorlamak
swing for the bleachers
f.
431
Deyim
sabrını zorlamak
try patience
f.
432
Deyim
sabrının sınırlarını zorlamak
try patience
f.
433
Deyim
bir şey yapmaya zorlamak
twist arm
f.
Speaking
434
Konuşma
sınırlarını zorlamak iyidir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
435
Ticaret/Ekonomi
borcunu ödemeye zorlamak
dun
f.
436
Ticaret/Ekonomi
kredisini zorlamak
strain one's credit
f.
437
Ticaret/Ekonomi
ödemeye zorlamak
enforce
f.
438
Ticaret/Ekonomi
satış opsiyonu kullanarak satın almaya zorlamak
put
f.
439
Ticaret/Ekonomi
ekonomik açıdan zorlamak
squeeze
f.
Law
440
Hukuk
fermanla bir görevi yapmaya zorlamak
mandamus
f.
Politics
441
Siyasal
görevini bırakmaya zorlamak
depose
f.
442
Siyasal
istifaya zorlamak
depose
f.
443
Siyasal
sınırlarını zorlamak
push back the frontiers of
f.
444
Siyasal
(kamu çalışanlarını) siyasi destek vermeye zorlamak
mace
f.
445
Siyasal
(tasarı) geçmesi için zorlamak
lobby
f.
Computer
446
Bilgisayar
kullanıcının bilgisi olmadan yazılım ayarlarını değiştirip belirli siteye girmeye zorlamak
highjack
f.
447
Bilgisayar
kullanıcının bilgisi olmadan yazılım ayarlarını değiştirip belirli siteye girmeye zorlamak
hijack
f.
Aeronautic
448
Havacılık
uçağın performans sınırlarını zorlamak
wring out
f.
449
Havacılık
sınırlarını zorlamak
wring out
f.
Marine
450
Denizcilik
iskota halatını çekerek (sereni) aşağıya doğru zorlamak
clew down
f.
Psychology
451
Psikoloji
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak
infantilize
f.
452
Psikoloji
(birini) çocuk gibi davranmaya zorlamak
infantilise
f.
Veterinary
453
Veterinerlik
(çiftlik hayvanı) kalçasını zorlamak
hip
i.
Social Sciences
454
Sosyal Bilimler
zihinsel problemi olan birini hastaneye götürüp tedavi altına almaya zorlamak
section [uk]
f.
455
Sosyal Bilimler
(birini) evinden çıkmaya zorlamak
displace
f.
Geology
456
Jeoloji
(kayaç kütlesi) aşırı zorlamak
overthrust
f.
Military
457
Askeri
emniyet tedbirlerini zorlamak
force a safeguard
f.
458
Askeri
mutlak yenilgiden kurtulmak için mümkün olduğunca geri çekilmeye zorlamak
dunkirk
f.
Hunting
459
Silah/Atıcılık
(avı kovalayarak) ağaca çıkmaya zorlamak
tree
f.
460
Silah/Atıcılık
(av hayvanını) saklandığı yerden çıkmaya zorlamak
draw
f.
Sport
461
Spor
(yarış atını) zorlamak
ride
f.
462
Spor
(yarış atının) sınırlarını zorlamak
ride
f.
463
Spor
(yarış atını) tükenme noktasına kadar zorlamak
pinch [uk]
f.
Tennis
464
Tenis
rakibi aniden yön değiştirmeye zorlamak için topu beklenmedik bir yöne atmak
wrong-foot
f.
Chess
465
Satranç
genellikle pat etmek veya sürekli şah çekerek rakibi beraberliğe zorlamak için feda edilen taş
desperado
i.
Card
466
İskambil
(belirli bir kartı) oynamaya zorlamak
draw
f.
Wagering
467
Bahisçilik
stratejik olarak rakibi taş yemeye zorlamak
sacrifice
f.
Archaic
468
Eski Kullanım
bağırarak zorlamak
brawl
f.
469
Eski Kullanım
azarlayarak zorlamak
brawl
f.
470
Eski Kullanım
acele etmeye zorlamak
hurry
f.
471
Eski Kullanım
kapasitesini zorlamak
overburthen
f.
472
Eski Kullanım
toplanmaya zorlamak
compel
f.
473
Eski Kullanım
aşırı zorlamak
outstrain
f.
474
Eski Kullanım
günaha zorlamak
sin
f.
Slang
475
Argo
homoseksüel/homo gibi davranmaya zorlamak
queen up
i.
476
Argo
bir kimseyi zorlamak
flexin'
f.
477
Argo
birine (zor) sorular sorarak beynini yormak/zorlamak
give someone a brain boner
f.
478
Argo
(birini) zorlamak
bust (one's) ass
f.
479
Argo
(birini) zorlamak
bust (one's) balls
f.
480
Argo
kendini zorlamak
bust (one's) chops
f.
481
Argo
(birini) zorlamak
bust (one's) chops
f.
482
Argo
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out of some place
f.
483
Argo
birini okulu bırakmaya zorlamak
bust someone out
f.
484
Argo
fahişeliğe/orospuluğa zorlamak
whore out
f.
British Slang
485
İngiliz Argosu
sınırı zorlamak
rag it
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of zorlamak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy