bol - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bol



"bol" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Automotive
bol i. bolivya'nın uluslararası plaka kodu
Medical
bol i. bol

"bol" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 87 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bol wide s.
bol ample s.
bol abundant s.
bol loose s.
bol plenty s.
General
bol laus i.
bol overrun i.
bol overspill i.
bol abundance i.
bol wide s.
bol fecund s.
bol lavish s.
bol lush s.
bol generous s.
bol handsome s.
bol plenty of s.
bol wealthy s.
bol liberal s.
bol large s.
bol full s.
bol voluminous s.
bol luxuriant s.
bol rank s.
bol riotous s.
bol plentiful s.
bol hearty s.
bol profuse s.
bol unstinted s.
bol abounding s.
bol prodigal s.
bol flush s.
bol unstinting s.
bol claret cup s.
bol plenteous s.
bol exuberant s.
bol spacious s.
bol rife s.
bol abundant s.
bol unsparing s.
bol superabundant s.
bol effusive s.
bol ample s.
bol loose s.
bol bounteous s.
bol bountiful s.
bol hefty s.
bol baggy s.
bol copious s.
bol affluent s.
bol opulent s.
bol rich s.
bol redundant s.
bol nimious s.
bol easy s.
bol unfirm s.
bol large s.
bol largifical s.
bol wyd (wide) s.
bol fair s.
bol mockle s.
bol galore s.
bol loosish s.
bol lowse s.
bol lucky [scotland] s.
bol overrank s.
bol rosselly s.
bol routh [scotland] s.
bol routhie [scotland] s.
bol in s.
bol golore [obsolete] s.
bol feracious s.
bol cornucopian s.
bol discinct s.
bol plenitudinary s.
bol plentevous s.
bol plump s.
bol room [obsolete] s.
bol roomy s.
bol showerful s.
bol soncy s.
bol galore zf.
Phrases
bol to burn zf.
Trade/Economic
bol rich s.
bol affluent s.
Tourism
bol affluent s.
Medical
bol bol i.
Archaic
bol uberous s.

"bol" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bol bol abundantly zf.
bol bol plenty zf.
General
bol yer leeway i.
bol şans good luck i.
uzun ve bol kemerli palto ulster i.
alışılandan çok daha bol bumper i.
ağaçları bol olan yer woodland i.
bol kalori large calorie i.
bol bulunma commonness i.
bol mini elbise sack i.
bol paça a wide trouser leg i.
bol gömlek slop i.
bol teyel tailor's tack i.
bol teyel tailor's tack i.
bol (para) pot i.
büyük, pahalı bol resimli kitap a coffee table book i.
bol pantolon loose trousers i.
büzgülü bol gömlek smock i.
bol kaynaklar ample resources i.
bol kaynaklar ample resource i.
bol miktarda su plenty of water i.
bol miktar su plenty of water i.
bol su plenty of water i.
bol zaman plenty of time i.
ingilizlerin eskiden hindistan'a gitmek üzere yaptıkları ve yola dayanıklı olması için şerbetçiotunu bol kullandıkları bira india pale ale i.
bol su ile yıkama sluicing i.
bol/dökümlü pantolon baggy pants i.
bol/dökümlü şort baggy shorts i.
bol zaman ample time i.
bol kot pantolon baggy jeans i.
bol miktarda veri a wealth of data i.
bol/gür saçlı peruk buzzwig i.
bol/gür saçlı peruk takan kimse buzzwig i.
bol hareketlilik actuosity i.
bol olma teemingness i.
bol içki içilen gürültülü partiye katılan kimse celebrant i.
bir şeyin bol bulunduğu yer central i.
bol keyif laldie i.
bol keyif laldy i.
bol miktarda tedarik argosy i.
uzun ve bol, kemerli paltonun hafif versiyonu ulsterette i.
yünden yapılmış bol bir palto bal i.
bol elbise sack i.
hindistan'a özgü bol bir ceket banian i.
hindistan'a özgü bol bir ceket banyan i.
hindistan'da yaygın olarak giyilen bol ve yakasız bir gömlek kurta i.
eskiden arap ve orta doğu ülkelerindeki erkeklerce giyilen bol bir giysi vest i.
gebelik süresince giyilen genellikle bol ve ihtiyaca göre ayarlanabilir olan giysi maternity i.
16. ve 17. yüzyıllarda giyilmiş bol bir üst giyeceği mandil i.
kadınlar ve çocuklar tarafından giyilen denizci yakalı bol bluz middie i.
bol miktarda iyilik veya destek içeren şey milk i.
orta çağ avrupasında duvar halılarında kullanılan bol ve küçük çiçekli arka plan millefleur i.
bol miktar boocoo [dialect] [us] i.
bol miktar bookoo [dialect] i.
kıyafette bol şekilde sarkan şey fall i.
manastırdaki keşişlerce giyilen uzun ve bol giysi monastic habit i.
ingiliz işçilerin giydiği önlüğe benzer bol bir giysi gaberdine i.
on altı ve on yedinci yüzyıllarda giyilen bol külot pantolon galligaskins i.
çok bol pantolon galligaskins i.
sihlere ait uzun ve bol gömlekten oluşan geleneksel kıyafet chola i.
uzun kollu ve yandan yırtmaçlı, bol ve kemersiz bir ortaçağ kıyafeti dalmatica i.
bol ve zahmetsiz şekilde giyinme deshabille i.
omuzdan sarkan ve genellikle parlak renkli olan bol bir hawaii giysisi mumu i.
aşırı bol olma opulency i.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruff i.
17. yüzyılda yaygın olarak botun üzerine giyilen bol ve süslü parça ruffle i.
bol bira içilen kilise festivali church-ale i.
kadınların giydiği bol ev elbisesi dishabille i.
aşırı bol miktar battalions i.
aşırı bol miktar waggonload i.
bol giysi cover-up i.
(kostüm olarak giyilen) uzun, bol ve kapüşonlu pelerin domino i.
(yazar) bol ironi kullanan kimse ironist i.
kıyafetin bol kısmı scruff i.
bol miktar sea i.
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi shirt i.
bol miktar siege i.
bol miktarda tuz içermeyen su fresh water i.
bol miktar skinful i.
genellikle bel kısmında pli bulunan ve hafif bol kesimli olan gündelik pantolon slack i.
hafif bol pantolon üzerine ceket veya spor gömlekten oluşan rahat takım elbise slack suit i.
bol kadın giysisi slammerkin i.
bol kadın giysisi slammakin i.
bol miktar slather i.
(bol miktarda) salya slather i.
bol iş kıyafeti slop i.
bol pantolon slop [dialect] i.
bol kadın kazağı sloppy joe i.
bol miktarda suyun geçtiği kanal sluiceway i.
bol su ile ıslatma sluicing i.
bol içki içilen uzun süre soak i.
güneşin bol olduğu yer sunland i.
bol miktarda akıp gitme superflux i.
birine bol bol hediye vermek lavish gifts on someone f.
bol bol harcamak lavish f.
bol miktarda sahip olmak (bir şeye) swim f.
bol suda yıkamak sluice f.
bol suyla yıkamak swill f.
bol miktarda bulunmak be awash with f.
bol olmak teem f.
bol olmak grow on trees f.
bol olmak be teemed f.
bol bol içmek swill f.
bol suyla yıkamak scour f.
bol olmak (bir yerde) abound with f.
bol olmak (bir yerde) abound in f.
bol suyla yıkamak sluice f.
bol olmak abound f.
çok bol olmak overflow f.
bol bulunmak superabound f.
bol miktarda bulunmak abound f.
bol gelmek be baggy for someone f.
bol gelmek be loose f.
bol gelmek be baggy on someone f.
bol gelmek be oversized f.
bol su ile temizlemek flush f.
bol gelmek be loose-fitting f.
bol gelmek be ill-fitting f.
bol suyla çalkalamak swill f.
bol bulunmak abound in f.
bol bol bulunmak abound in f.
bol yağda kızartmak french-fry f.
bol bol yüzmek swim a lot f.
bol bol dinlenmek get plenty of rest f.
(bir şeyden) bol bulunmak be abundant in f.
bol su ile yıkamak wash with plenty of water f.
bol suyla yıkamak wash with plenty of water f.
bol su içmek stay hydrated f.
bol su içmek drink plenty of water f.
bol bol toplamak rake (up) f.
bol bol yağdırmak rain down f.
bol olmak bag f.
bol bulunmak exuberate f.
bol miktarda oluşturup yaymak generate f.
bol bol yemek grub out f.
bol miktarda yaymak ooze f.
bol miktarda üretmek pour (forth) f.
bol miktarda üretmek pour (out) f.
bol bol dağıtmak flood f.
bol miktarda vermek frequent [obsolete] f.
bol miktarda dökülmek slush around f.
bol olmak snew f.
bol olmak sny [dialect] [uk] f.
bol kepçeden yemek stoke f.
tavşanı bol olan yer warren s.
bol (giysi) full s.
bol bol yetecek kadar ample s.
bol yapılmış loosely made s.
bol bol rich s.
bol bol without stint s.
suyu bol watery s.
bol bol superfluous s.
bol miktarda plenty of s.
aşırı bol superabundant s.
bol bol spacious s.
meyvesi bol fruitful s.
bol paralı remunerative s.
çok bol superabundant s.
bol (çok) copious s.
çok bol prodigal s.
bol olmayan spare s.
dolu (bol miktarda) abundant in s.
dolu (bol) abundant s.
bol bol superabundant s.
bol bol plentiful s.
bol suyla yıkanmış scoured s.
bol verilmiş showered s.
bol suyla yıkanmış sluiced s.
(pek) bol plenty s.
ölçülemeyecek kadar bol profuse s.
bol sayıda whole slew (of) s.
bol miktarda whole slew (of) s.
eli bol generous s.
gönlü bol generous-hearted s.
bol güneş gören sun-drenched s.
bol güneşli sun-drenched s.
bol güneş alan sun-drenched s.
aşırı bol overabundant s.
devamlı müşterisi bol/çok well-patronized s.
parası bol rich s.
bol miktarda a plethora of s.
bol yağda kızartılmış deep fried s.
bol adrenalinli adrenaline-filled s.
aşırı (bol) elektrik ihtiyacı olan/tüketen energy-hungry s.
bol miktarda a wealth of s.
kasası dolu; bol nakti olan cash-rich s.
bol tahıllı multigrain s.
bol paralı remuneratory s.
bol miktarda sinir içeren (et) nervous [obsolete] s.
bol miktarda aplenty s.
uzun ve bol, kemerli palto giymiş ulstered s.
bol verilmemiş unshowered s.
bol miktarda akan largifluous s.
zambağı bol olan lilied s.
bluz gibi bol yapılmış bloused s.
bol süt veren milky s.
bol kepekli branny s.
bol miktarda çalı çırpı bulunan brushed s.
bol gelen loose-fitting s.
bereketli toprağı bol olan gleby [obsolete] s.
bol papatyalı gowany [scotland] s.
eli bol heavy-handed [dialect] s.
çok bol overflowing s.
aşırı bol overflowing s.
aşırı bol overflush s.
çok bol overrich s.
evveliyatta bol bulunan once-abundant s.
evvelce bol bulunan once-abundant s.
önceden bol bulunan once-abundant s.
hasadı bol olan good s.
bol tekrar ve gereksiz sözcük içeren circumlocutionary s.
bol (giysi) loose s.
bol tıklamalı clicky s.
özsuyu bol olan sapful s.
bol giyinen discinct s.
bol giyinmiş discinct s.
bol giyilen flyaway s.
eli bol plenteous [obsolete] s.
bol manzaralı sceneful s.
bol katılımlı (toplantı) frequent [obsolete] s.
avı bol preyful [obsolete] s.
bol ayakkabı giyen slipshod s.
bol terlik giyen slipshod s.
gönlü bol olmayan small s.
kaynak suları bol olan (yer) springy s.
pınarları bol olan (yer) springy s.
bol su kaynaklı streamful s.
bol miktarda abundant s.
bol bol galore s.
bol kesim oversized s.
özsuyu bol sappy s.
çok bol plenty zf.
bol bol luxuriantly zf.
bol bol generously zf.
bol bol effusively zf.
bol bol amply zf.
bol bol profusely zf.
bol bir şekilde lavishly zf.
bol bol aplenty zf.
bol bol richly zf.
bol miktarda copiously zf.
bol bol large zf.
bol bol in armfuls zf.
bol olarak exuberantly zf.
bol bol yetecek kadar amply zf.
bol bol galore zf.
bol miktarda abundantly zf.
bol bol in abundance zf.
bol bol bountifully zf.
bol bol largely zf.
bol bir şekilde (giysi) baggily zf.
bol bol resourcefully zf.
bol bol voluminously zf.
bol miktarda liberally zf.
bol bol extravagantly zf.
bol miktarda boocoo [dialect] [us] zf.
bol miktarda bookoo [dialect] zf.
bol bol loads zf.
bol bol by the eye zf.
bol bol fatly zf.
bol bol room [obsolete] zf.
bol miktarda freely zf.
bol bol superabundantly zf.
bol miktarda superabundantly zf.
bol sarfeden lavish of ed.
bol şanslar! all the best! ünl.
bol şanslar! good luck ünl.
bol şanslar! good luck! ünl.
bol bol in store expr.
Phrasals
bol keseden harcamak ladle out f.
bol miktarda yakalamak gobble up f.
bol bol bulunmak pullulate with f.
bol bulunmak teem in f.
bol bol bulunmak teem in f.
bol bulunmak pullulate with f.
-ile dolu/bol olmak be rich with something f.
bir şeyi veya bir yeri bol sıvıyla yıkamak sluice something down f.
bir dikişte/bol sıvıyla/büyük yudumlarla bir şeyi yutmak swill down with (something) f.
bir şeyden bol bol yemek feast on something f.
bir şeyden bol bol yemek feast upon something f.
bol bol akmak spring forth f.
(bir işe) bol miktarda kaynak aktarmak throw at f.
(bir şeyi) bol miktarda sunmak/sağlamak gorge with (something) f.
bir şeye bol miktarda sahip olmak roll in something f.
bol miktarda akıtmak sluice out f.
bol miktarda tahliye etmek sluice out f.
bol miktarda dökmek sluice out f.
bol suyla yıkamak/temizlemek sluice out f.
bir şeyi bol suyla yıkamak/temizlemek sluice something out f.
bir şeyi bol suyla çalkalamak sluice something out f.
bol miktarda (bir şey) yemek/içmek load up on (something) f.
bir şeyi bol olmak abound in something f.
bol bol biri/bir şey olmak abound with someone or something f.
bir şeyi bol su ile temizlemek flush something out f.
(bir şeyi) bol su ile (bir şeyden/yerden) temizlemek flush (something) out of (some thing or place) f.
bol su ile temizlemek flush out f.
(bol su veya bir sıvı) ile temizlemek flush with (something) f.
(birine/bir şeye) bol keseden (bir şey) vermek lavish (someone or something) with (something) f.
(birine/bir şeye) bol keseden (bir şey) vermek lavish (something) upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bol keseden (bir şey) vermek lavish (something) on (someone or something) f.
'-e bol keseden (bir şey) vermek/sunmak lavish on f.
(birine/bir şeye) bol miktarda (bir şey) sağlamak stock (someone or something) up with (something) f.
Phrases
bol miktarda bilgi a wealth of information i.
derhal bol su ile durulayınız rinse immediately with plenty of water expr.
toprağı bol olsun rest in peace expr.
şansın bol/açık olsun more power to your elbow expr.
Colloquial
bol miktarda kargaşanın olduğu başıbozuk ortam nut house i.
bol köpük thick head i.
arkadaşlık ettiği genç erkeklere bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin kadın sugar mama i.
bol miktar barrel i.
çok/bol miktarda et yedikten sonra dökülen ter meat sweats i.
bol miktarda whips of [us/canada] i.
bol bol whips of [us/canada] i.
uzun etek, bol/salaş kıyafetler ve rahat ayakkabılar giyen makyajsız tarz boheme i.
bol pantolon/şort baggies i.
gönlü bol kimse doll i.
içkisine (bol) buz koymak be on the rocks f.
çok bol olmak ten a penny f.
bir şeye bol miktarda sahip strong on s.
bol miktarda (bir şey) plenty of (something) s.
bol dedikodulu buzzy s.
bol şanslar! lots of luck! expr.
toprağı bol olsun r.i.p expr.
yeterli/bol vakit var not in a hurry expr.
yeterli/bol vakit var not in any hurry expr.
(maori dilinde) bol şans! kia ora [new zealand] expr.
bol şans best of luck expr.
şansın bol olsun best of luck expr.
(birine) bol şans the best of luck (to somebody) [old-fashioned] expr.
(birine) bol şans good luck to (someone) expr.
(bir şeyde) bol şans good luck with (something) expr.
'-den bol miktarda var no shortage of expr.
bol şans the best of luck expr.
benim vaktim bol/var, beklerim I can wait exclam.
Idioms
günahları bol olan lost soul i.
bol miktarda ürün corn in egypt i.
bol bol/gani gani/mebzul miktarda ürün corn in egypt i.
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yeme carb-loading i.
bol para well-lined purse i.
bol/birçok iyi seçenek an embarrassment of riches i.
bol zaman bags of time i.
hızla ve bol bol thick and fast i.
lafı bol firm jaw i.
bereketli/bol ürün corn in egypt i.
büyük, pahalı bol resimli kitap coffee table book i.
büyük, pahalı bol resimli kitap coffee-table book i.
piyasada bol miktarda bulunan şey glut on the market i.
piyasada bol olduğu için pek talep görmeyen şey glut on the market i.
(yine de) bol şans the best of british i.
zaten bol bulunduğu yere lüzumsuzca tedarik edilen şey coals to newcastle i.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek bring (one) up on (something) f.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek bring someone up on something f.
hazırda bol parası/zamanı olmak have (something) to burn f.
hazırda bol parası/zamanı olmak have something to burn f.
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yemek carb-load f.
bol bol olmak grow on trees f.
bol keseden sallamak draw the longbow f.
bol keseden atmak spin a yarn f.
bol keseden atmak spin yarn f.
bol keseden atmak be spinning yarn f.
bol keseden atmak be free with f.
bol keseden atmak invent something out of whole cloth f.
bol keseden atmak talk out (the side of) one’s neck f.
bol keseden atmak scatter promises around f.
bol keseden atmak make something up out of whole cloth f.
piyasada bol miktarda bulunmak be a glut on the market f.
piyasada bol miktarda bulunmak be a drug on the market f.
-e bol olmak be rich in something f.
bir şeye bol miktarda sahip olmak have something coming out of your ears f.
kullanımında bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
emrinde/idaresinde bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
elinde bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
bol para/kaynak sarf etmek dig deep f.
bol para/kaynak harcamak dig deep f.
parası bol aklı yok olmak have more money than sense f.
(bir şeyi) bol olmak be steeped in (something) f.
bir şeyi bol olmak be steeped in something f.
çok bol olmak be ten a penny f.
çok bol olmak be two a penny f.
bir şeyi bol bol yapmak do something without stint f.
hazırda bol parası/zamanı olmak have to burn f.
bol keseden atmak make something of whole cloth f.
bol keseden atmak make something up of whole cloth [us] f.
bol keseden atmak make up out of whole cloth f.
bol keseden sallanmış cut from whole cloth s.
bol keseden sallanmış cut out of whole cloth s.
bol keseden sallanmış made from whole cloth s.
eli bol generous to a fault s.
...yönünden bol...yönünden dar/yetersiz long on something (and short on something else) s.
...yönünden bol...yönünden dar/yetersiz long on one thing and short on another s.
bol miktarda (bir şeyi) olan lousy with s.
bol miktarda (bir şeyi) olan lousy with (something) s.
şansın bol olsun all power to someone's elbow expr.
parası bol in easy circumstances expr.
şansın bol olsun more power to someone's elbow expr.
bol miktarda at large expr.
bol miktarda enough (something) to choke caligula's horse expr.
bol bol enough (something) to choke caligula's horse expr.
bol miktarda enough (something) to cobble dogs with expr.
bol bol enough (something) to cobble dogs with expr.
bol miktarda enough to choke a horse expr.
bol bol enough to choke a horse expr.
bir şey bol miktarda var no shortage of something lots of something expr.
bol miktarda (bir şey) a wealth of (something) expr.
bol keseden sallayan all mouth and trousers expr.
şansın bol/açık olsun all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
bol keseden sallayan all mouth and trousers expr.
şansın bol/açık olsun all power to your elbow [old-fashioned] [uk] expr.
zaten çok bol olan boş zamanında (kinayeli bir ifade) in my copious free time expr.
Speaking
bir hayli bol/boş yerimiz var we have plenty of space expr.
bol kazançlı günler dileriz we wish you prosperous days expr.
bol kazançlı günler dileriz we wish you a prosperous business expr.
bol şanslar! break a leg! expr.
güneşiniz bol olsun have a sunny day expr.
güneşin bol olsun have a sunny day expr.
güneşiniz bol olsun I wish you a sunny day expr.
güneşin bol olsun I wish you a sunny day expr.
laf bol da eylem yok talk the talk ... walk the walk expr.
toprağı bol olsun may he/she rest in peace expr.
zamanım bol I got plenty of time expr.
zamanım bol I got nothing but time expr.
Chat Usage
bol şans lol (lots of luck) kısalt.
Trade/Economic
halkın elinde bol olan hisse senetleri large float i.
işgücü bol ülke labor abundant country i.
işgücü bol ülke labour abundant country i.
mal ve hizmetlerin bol ve fiyatlarının nispeten düşük olduğu piyasa buyers market i.
mal ve hizmetlerin bol ve fiyatlarının nispeten düşük olduğu piyasa buyer's market i.
bol olmak abound f.
müşterisi bol olmak have a large customer base f.
(para birimi) sirkülasyonu bol soft s.
bol miktarda on a liberal scale expr.
Media
ürün ya da eserin bol miktarda övüldüğü eleştiri rave review i.
Technical
bol gereç abundant material i.
bol akıtarak temizleme scouring i.
çok bol copious i.
(metalürji) bol miktarda karbon içeren eriyik demir yüzeyinde oluşan grafit kish i.
bol miktarda pirit içeren kömür brazil [dialect] [england] i.
yekenin veya dümen başlığının bozulması durumunda dümenin idare edilebilmesi için dümene bağlı bulunan bir çift bol zincir veya ip rudder chain i.
bol su fışkırtarak temizleme aparatı flusher i.
Mechanic
bol geçme clearance fit i.
Textile
açık yakalı kısa kollu bol gömlek ya da bluz campshirt i.
askılı bol düz elbise chemise i.
bel pensi veya bel kısmı olmayan bol elbise tent i.
18. yüzyılda kadınların giydiği bol bir elbise trollopee i.
bol kesimli ve paçalı pantolon palazzo pant i.
bol paça pantolon flared trousers i.
bol kesimli ve paçalı pantolon palazzo pants i.
bol paça pantolon wide leg trouser i.
bol elbise loose-fitting dress i.
bol kesim wide cut i.
bol teyel tailor’s tacks i.
büzgülü bol etek full skirt i.
bol paça pantolon bell-bottoms i.
hafif bol elbise duster i.
hafif bol elbise toz bezi garment i.
hafif bol elbisez bezi garment i.
kaba yünlü kumaştan yapılmış, raglan kollu, bol kesim palto. balmacaan i.
bol ve diz boyunda parlak desenli mayolar üreten bir marka jams® i.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellaba i.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellabah i.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi djellabah i.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jibba i.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jubbah i.
güney asyalıların giydiği yakasız bol gömlek khurta i.
eskiden kadınların giydikleri kısa ve bol bir ceket bedgown [dialect] [uk] i.
erkeklerin kullandığı bol bir ceket türü jump i.
bol bir ceket türü vareuse i.
eskiden amerikan yerlilerinin giydiği genellikle yün kumaştan olup kürk veya kuş tüyünden de yapılabilen pelerin veya benzeri bol bir örtü match-coat i.
bol pelerin manteau i.
bol manto manteau i.
bol pelerin manto i.
bol manto manto i.
komünist çin'de yaygın olarak giyilen, bol pantolon ve gömleğe benzer, dik yakalı ve düz bir ceketten oluşan basit bir giyim tarzı mao suit i.
kadınlar ve çocukların giydiği denizci yakalı bol bir bluz middy i.
bol pelerin wrappage i.
bol elbise wrappage i.
meksika ve orta amerika'daki maya kadınlarının giydiği sırmalı bol bluz huipil i.
dışı kumaşla kaplı olup bol pamukla doldurulmuş botlar moonboots i.
bol ve kemersiz kadın elbisesi mother hubbard i.
bilek kısmı bol olan uzun kadın eldiveni mousquetaire glove i.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabia i.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabieh i.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise galabeah i.
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise gallabiya i.
özellikle on yedinci yüzyılda giyilen bol ve geniş pantolon gallygaskins i.
rahat ve bol tatil kıyafeti lounger i.
1860'lı yıllarda popüler olan bol bir kadın bluzu garibaldi i.
hawaiili kadınların giydiği bol ve renkli bir elbise muu-muu i.
büzgülü bol eteğin kıvrımı ripple i.
afrika'da giyilen bol ve canlı renkli bir tür gömlek daishiki i.
omuzdan sarkan ve genellikle parlak renkli olan bol bir hawaii giysisi muu-muu i.
bol ev kıyafeti overall [uk] i.
bacakların büyük cepleri bulunan bol bir gündelik pantolon combat trousers i.
bacakların büyük cepleri bulunan bol bir gündelik pantolon combats i.
bol kadın ceketi dressing sack i.
bol kadın ceketi dressing sacque i.
bol pantolon pantaloons i.
bol yamalı much-darned s.
bol kesimli loose fit s.
bol kesim, yüksek yaka, karpuz kol, uzun etek, fırfırlı ve dantelli süs gibi özellikleri olan (kadın giysisi) grannie s.