hands - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hands

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hands" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 20 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hands i. eller
hands i. sahip olma
hands i. iyelik
hands i. sahiplik
hands i. mülkiyet
hands i. güç
hands i. velayet hakkı
hands i. mevcut işçi gücü
hands i. binicilikte dizginleri tutma becerisi
hands i. kişisel mülkiyet
hands f. vermek
hands f. aktarmak
hands f. iletmek
hands f. el koymak
hands f. zorla almak
hands f. hırpalamak
Technical
hands i. gemi mürettebatı
Religious
hands f. (hristiyanlıkta) elleri koyarak papaz unvanını tasdik ve takdir etmek
Sport
hands i. futbolda el topu
hands i. elle veya kolla topa dokunma

"hands" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
shaking hands i. toka
in the hands of i. kudreti dahilinde
old china hands i. çin'de yıllarca yaşamış batılı gazeteciler ya da diplomatlar
floury hands i. unlu eller
hands-on training i. uygulamalı eğitim
shake-hands i. tokalaşma
hands on training i. pratik eğitim
washing hands and face i. el yüz yıkama
helping hands i. yardım elleri
untrained hands i. eğitimsiz eller
strong hands i. kuvvetli eller
strong hands i. güçlü eller
cupped hands i. birleştirilmiş avuç
all hands i. takım itfaiye çıkışı
hands on hips i. eller belde
hands-free umbrella i. sapsız şemsiye
hands-free umbrella i. eller serbest şemsiye
all hands i. aynı amacı taşıyan herkes
red hands i. el kızartmaca (oyun)
hands-on i. deneyimli olma
both-hands i. çok sayıda farklı işi olan kimse
shake-hands i. tokalaşma
shake-hands i. el sıkışma
have one's hands free f. boş olmak
have one's hands free f. elleri boş olmak
shake hands f. elleşmek
take one's life into one's hands f. kellesini koltuğuna almak
tie somebody's hands f. elini kolunu bağlamak
shake hands f. toka etmek
fall into the hands of f. eline düşmek
shake hands f. tokalaşmak
lay one's hands on f. elde etmek
get one's hands on f. eline geçirmek
join hands f. el ele tutuşmak
lay hands on f. zor kullanmak
have one's hands full f. fazla meşgul olmak
change hands many times f. elden ele dolaşmak
lay hands on f. el atmak
lay hands on f. ele geçirmek
wash one's hands of f. ile ilişiğini kesmek
take the law into one's own hands f. hakkını kendi eliyle almak
lay one's hands on f. bulmak
take one's life into one's hands f. kelleyi koltuğa almak
have one's hands full f. çok meşgul olmak
have one's hands free f. meşgul olmamak
play into the hands of f. ekmeğine yağ sürmek
cup one's hands f. avuçlarını bitiştirerek çanak gibi açmak
lay one's hands on f. ele geçirmek
change hands f. el değiştirmek
lay hands on f. yakalamak
lay hands on f. yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
shake hands f. el sıkışmak
get one's hands on f. yakalamak
lay one's hands on f. sahip olmak
lay hands on something f. bir şeye el atmak
lay hands on f. bulmak
be on one's hands f. sorumluluğunda olmak
have one's hands full f. işi başından aşkın olmak
play into somebody's hands f. ekmeğine yağ sürmek
be putty in somebody's hands f. elinde oyuncak olmak
take the law into one's own hands f. intikamını almak
lay one's hands on f. yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
shake hands f. el sıkmak
wring one's hands f. üzüntü veya çaresizlikten ellerini ovuşturmak
get one's hands on f. sahip olmak
fall into the hands of an expert f. adamına düşmek
change hands f. başkasının eline geçmek
shake hands f. toka yapmak
wash one's hands and face f. elini yüzünü yıkamak
rub one's hands together f. ellerini ovuşturmak
clap the hands f. el çırpmak
change hands f. sahip değiştirmek
get one's hands on f. belirli bir işe alışmak
get one's hands on f. belirli bir işe başlamak
got one's hands on f. belirli bir işe başlamak
got one's hands on f. belirli bir işe alışmak
be out of one's hands (control) f. elden çıkmak
take one's life in one's hands f. kellesini koltuğuna almak
(for someone) suffer at the hands of f. zarar gelmek
slip down from one's hands f. elinden kaymak
drop down from one's hands f. elinden düşürmek
press hands with f. tokalaşmak
set one's hands to a task f. işe el atmak
set hands to f. işe el atmak
set hands to f. işe elatmak
keep one's hands off f. uzak durmak
clasp one's hands f. ellerini kavuşturmak
wring one's hands f. (üzüntüden) ellerini ovuşturmak
lay hands on f. -e el sürmek
lay hands on f. -e dokunmak
wash one's hands of f. -den el çekmek
wash one's hands of f. -den elini eteğini çekmek
win hands down f. çok kolay kazanmak
get/fall in the wrong hands f. yanlış ellere düşmek
get/fall in the wrong hands f. kötü ellere düşmek
take the law in one's own hands f. dizginleri eline almak
take the law in one's own hands f. ipleri eline almak
enable someone to gain hands-on experience f. pratik kazandırmak
be in safe hands f. emin ellerde olmak
become a putty in one's hands f. oyuncağı haline gelmek
become a putty in one's hands f. oyuncağı olmak
pass in other hands f. el değiştirmek
put one's hands into one's pockets f. ellerini cebine sokmak
put one's hands into one's pockets f. ellerini ceplerine sokmak
one’s hands to swell up f. elleri şişmek
press hands with f. el sıkışmak
fold one's hands f. ellerini birleştirmek
get something off one’s hands f. ellerinden çıkarmak
tie someone's hands f. birinin ellerini bağlamak
push someone’s feet up with one’s hands f. elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek
look at someone's hands f. birinin ellerine bakmak
walk to the balcony with hands clasped tightly together f. elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek
cup one's face in his/her hands f. ellerinin arasına yüzünü/başını koymak/gömmek
stand idle with hands tied f. eli kolu bağlı oturmak
shake hands firmly f. sıkı el sıkışmak/ tokalaşmak
wash one's hands f. ellerini yıkamak
open your hands f. ellerini açmak
wring hands f. ellerini ovuşturmak
fall into one's hands f. birinin eline düşmek
fall into one's hands f. birinin kontrolüne geçmek
hands-down f. devretmek
hands-down f. miras bırakmak
hands off f. karışmamak
hands off f. yalnız bırakmak
wave hands to each other f. birbirlerine el sallamak
ride without hands f. elini koymadan sürmek
hands down s. apaçık
all-hands s. herkesin katıldığı
hands down s. kolay
hands down s. zorlanmadan elde edilen
hands down s. tartışmasız
hands-down s. kolay
hands-down s. aşırı çaba sarf etmeden elde edilen
hands-down s. sorgusuz
hands-down s. kesin
hands-down s. tartışmasız
hands-free s. elleri serbest
hands-free s. meşgul olmayan
hands-off s. müdahale etmeyen
hands-off s. sokulgan olmayan
hands-off s. uzak
hands-off s. mesafeli
hands-off s. yabancılaşan
hands-off s. karışmayan
hands-off s. serbest
hands-on s. aktif katılımlı
hands-on s. uygulamalı
hands-on s. pratik
hands-on s. el ile yapılan
hands-on s. dokunma içeren
hands-on s. bir görev veya eylemin gerçekleştirilmesinde aktif rol oynayan yönetici ile ilgili
hands-on s. deneyimli
at the hands of zf. yakınında
in one's hands zf. bir kişinin kontrolü altında
hands down zf. kolayca
hands down zf. çok kolaylıkla
hands down zf. kolaylıkla
on one's hands zf. omuzlarında
in safe hands zf. emin ellerde
at the hands of zf. in yakınında vasıtasıyla
on all hands zf. her yandan
on one's hands zf. elinde
untouched by human hands zf. el değmeden
hands down zf. şüphesiz
hands down zf. parmağını kıpırdatmadan
on one's hands zf. mesuliyeti altında
at the hands of zf. vasıtasıyla
at all hands zf. hep birlikte
at all hands zf. her taraftan
at all hands zf. hep birlikte her taraftan
in one's hands zf. elinde
in one's hands zf. mesuliyeti altında
with bare hands zf. çıplak elle
with both hands zf. iki eliyle
with both hands zf. iki elle
hands down zf. kuşkusuz
in the hands of ed. elinde
put up your hands! ünl. eller yukarı!
hands up! ünl. eller yukarı
hands up! ünl. eller yukarı!
hands-off ünl. karışma!
hands-off ünl. rahat bırak!
hands-off expr. dokunma!
hh (hands) kısalt. dört inç değerinde bir ölçü
Phrasals
wipe one's hands on something f. ellerini bir şeyin üzerine silmek
clap one's hands together f. ellerini birbirine vurmak
hands down f. devretmek
hands down f. miras bırakmak
Phrases
with my hands expr. ellerimle
as the hands would turn with time expr. zaman geçtikçe
health to your hands expr. ellerine sağlık
Proverb
the devil finds works for idle hands boş duranın ayağına şeytan takılır
many hands make light work az eli aşta gör çok eli işte gör
the devil finds work for idle hands boş durana şeytan iş bulur
If ifs and ands were pots and pans there'd be no work for tinkers' hands hayat keşkelerle (eğerlerle) geçmez
If ifs and ands were pots and pans there'd be no work for tinkers' hands ninemin sakalı olsaydı dedem olurdu
cold hands warm heart eli soğuk olanın kalbi sıcak olur
devil finds work for idle hands to do boş durana şeytan güler
many hands make light work bir elin nesi var iki elin sesi var
many hands make light work birlikten kuvvet doğar
idle hands are the devil's playthings tanrı boş duranı sevmez
cold hands warm heart eli soğuk olanın yüreği sıcaktır
the devil makes work for idle hands boş durana şeytan iş bulur
the devil makes work for idle hands boş duran elleri şeytan çalıştırır
the devil makes work for idle hands boş duran belaya bulaşır
the devil makes work for idle hands yapacak işi olmayanın belaya/suça bulaşması kolay olur
the devil makes work for idle ˈhands yapacak işi olmayanlar önünde sonunda yanlış işler yapmaya başlarlar
idle hands are the devil's tools tanrı boş duranı sevmez
idle hands are the devil's workshop tanrı boş duranı sevmez
the devil makes work for idle hands to do boş durana şeytan güler
the devil makes work for idle hands to do boş durana şeytan iş bulur
the devil makes work for idle hands to do boş duran belaya bulaşır
the devil makes work for idle hands to do yapacak işi olmayanın belaya/suça bulaşması kolay olur
the devil makes work for idle hands to do boş duran elleri şeytan çalıştırır
Colloquial
put your hands where i can see them! i. ellerini görebileceğim bir yere koy!
extra pair of hands i. birinin yardımı
extra pair of hands i. başka birinin yardımı
extra pair of hands i. başka birinin daha el atması
extra pair of hands i. başka birinin daha yardım elini uzatması
extra pair of hands i. başka birinin daha yardım etmesi
join hands f. birlik olmak
join hands f. elbirliği etmek
dig in the ground with one’s hands f. elleriyle toprağı kazmak
join hands f. el ele vermek
suffer defeat at the hands of f. tarafından hezimete uğramak
suffer defeat at the hands of f. tarafından yenilgiye uğramak
keep your hands to yourself! expr. dokunma!
keep your hands on the wheel expr. ellerin direksiyonda olsun
keep your hands on the wheel expr. ellerini direksiyondan ayırma
hands up! expr. eller yukarı!
hands up! expr. eller yukarı!
hands down expr. hiç güçlük çekmeden
keep your hands clean expr. ellerini temiz tut
get your hands down expr. elini indir
all hands on deck! expr. herkes görev başına!
hands down expr. herhangi bir zorluk çekmeden
wave your hands expr. ellerini salla
all hands on deck! expr. herkes iş başına!
hands down expr. hiç zorlanmadan
throw your hands up expr. ellerini kaldır
put your hands where i can see them! expr. ellerinizi görebileceğim bir yere koyun!
in good hands expr. güvende
keep your hands to yourself! expr. ellerine hakim ol!
take your life in your hands expr. hayatının kontrolünü eline al
hands up! expr. kaldır ellerini!
in the name of the law put your hands in the air expr. kanun namına ellerini kaldır
hands down expr. kolayca
on one's hands expr. sorumluluğunda
hands down expr. tereyağından kıl çeker gibi
hands up expr. eller yukarı
hands up expr. teslim ol/olun
hands up expr. el kaldırın
hands up expr. katılanlar/onaylayanlar el kaldırsın
hands up expr. isteyenler el kaldırsın
hands up! expr. sorunun cevabını bilen el/parmak kaldırsın
hands up! expr. isteyen/cevabı evet olan el/parmak kaldırsın
hands up! expr. sorunun cevabını bilenler el/parmak kaldırsın
hands up! expr. isteyenler/cevabı evet olanlar el/parmak kaldırsın
hands up! expr. eller yukarı
hands up! expr. ellerini havaya kaldır
hands up! expr. eller yukarı
hands up! expr. ellerinizi havaya kaldırın
wash your hands expr. lavaboya/tuvalete git
(one's) life is in (someone's) hands expr. (birinin) hayatı (birinin) ellerinde
(one's) life is in (someone's) hands expr. (birinin) iyi olması (birine) bağlı
(one's) life is in (someone's) hands expr. (birinin) hayatı (birine) bağlı
at the hand/hands of expr. -den
at the hand/hands of expr. '-dan
at the hand/hands of expr. aracılığıyla
at the hand/hands of expr. tarafından
it is in our hands to keep our items organized expr. eşyalarımızı düzenli tutmak bizim elimizde
Idioms
a pair of hands i. yardım
pair of hands i. yardım
a pair of hands i. takviye destek
pair of hands i. takviye destek
a pair of hands i. destek
pair of hands i. destek
a pair of hands i. bir çift yardım eli
pair of hands i. bir çift yardım eli
safe hands i. emin eller
a safe pair of hands i. güvenilir bir çift el
a safe pair of hands i. güvenilir kişi
(vote by) show of hands i. işaretle oylama
a safe pair of hands i. işini iyi ve temiz yapan kişi
wandering hands i. sarkıntılık eden
skilled hands i. usta eller
master hands i. usta eller
cup one's hands together i. bir şey yakalamak için elleri birleştirerek açmak
cup one's hands together i. elleri çanak gibi açmak
dishpan hands i. çalı gibi olmuş eller
dishpan hands i. kurumuş eller
dishpan hands i. pul pul olmuş eller
dishpan hands i. tahriş olmuş eller
a safe pair of hands [uk] i. güvenilir eller
a show of hands i. el kaldırma
a show of hands i. el kaldırarak oylama
time on (one's) hands i. boş zaman
time on (one's) hands i. boş vakit
time on hands i. boş zaman
time on hands i. boş vakit
time on your hands i. boş zaman
time on your hands i. boş vakit
take (something) into one's (own) hands f. kontrolünü kendi eline almak
throw one's hands up in the air f. pes etmek
throw one's hands up in the air f. havlu atmak
throw one's hands up f. pes etmek
throw one's hands up f. havlu atmak
(one's) only got one pair of hands f. on tane eli olmamak
(one's) only got one pair of hands f. iki tane eli olmak
(one's) only got one pair of hands f. on işi aynı anda yapamamak
clap hands f. ellerini birleştirerek sadakat yemini etmek
clap the hands f. alkışlamak
have the cards in one's own hands f. kazanan ata oynamak
lay hands on f. saldırmak
play into a person's hands f. birinin ekmeğine yağ sürmek
strike hands f. mukavele yapmak
strike hands with f. el sıkışmak
wash one's hands of f. sorumluluğu reddetmek
wash the hands of f. sorumluluğu reddetmek
strike hands with f. anlaşmaya varmak
lay hands on f. enselemek
play into a person's hands f. rakibine koz vermek
wash the hands of f. sorumluluğu kabul etmemek
lay hands on f. (papaz) elini başı üstüne koyarak kutsamak
wash the hands of f. el etek çekmek
strike hands with f. mukavele yapmak
lay hands on f. tecavüz etmek
lay hands on f. öldürmek
lay hands on f. hırpalamak
beat (someone) hands down f. kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek
beat (someone) hands down f. kolayca/hiç zorluk çekmeden kazanmak
beat (someone) hands down f. açık ara farkla yenmek/kazanmak
beat (someone) hands down f. açık ara farkla mağlup etmek
beat (someone) hands down f. açık ara farkla galip gelmek
beat (someone) hands down f. kolayca bozguna/hezimete uğratmak
win (something) hands down f. kolayca/hiç zorluk çekmeden yenmek
win (something) hands down f. kolayca/hiç zorluk çekmeden kazanmak
win (something) hands down f. açık ara farkla yenmek/kazanmak
win (something) hands down f. açık ara farkla mağlup etmek
win (something) hands down f. açık ara farkla galip gelmek
win (something) hands down f. kolayca bozguna/hezimete uğratmak
grab life with both hands f. hayata sıkı sıkı sarılmak
make (something) by (one's) own fair hands f. kendi güzel elleriyle/elceğiziyle yapmak
make (something) by (one's) own fair hands f. kendi başına yapmak
make (something) by (one's) own fair hands f. kimseden destek/yardım almadan yapmak
soil one's hands f. adına leke sürmek
soil one's hands f. adını lekelemek
dirty one's hands f. adını lekelemek
get one's hands dirty f. adını lekelemek
agree on all hands f. ağız birliği yapmak
wash one's hands of someone/something f. alakası kalmamak
soil one's hands f. alnına kara sürmek
lay violent hands on f. aniden yakalamak
wash your hands (of something) f. artık sorumluluk almamak
pull something out of someone's hands f. bir şeyi birinin ellerinden çekip almak
change hands f. başkasına satılmak
take something out of someone's hands f. bir şeyi birinin ellerinden almak
have time on one's hands f. boş vakti olmak
join hands with somebody f. birlik olmak
keep one's hands off f. bırakmak
wash one's hands of f. bir işten kurtulmak
be putty in somebody's hands f. birinin elinde oyuncak olmak
shake hands on something f. bir konuda el sıkışmak
do something hands down f. bir işi parmağının ucuyla çevirmek
shake hands with someone f. biri ile tokalaşmak
shake hands with someone f. biri ile el sıkışmak
play into someone's hands f. birisinin ekmeğine yağ sürmek
lay one's hands off f. bir işten elini çekmek
have someone's blood on one's hands f. birinin kanı eline bulaşmış olmak
play into the hands of somebody f. birisinin ekmeğine yağ sürmek
have time on one's hands f. boş zamanı olmak
have someone's blood on one's hands f. birini öldürmek
play into somebody's hands f. birinin ekmeğine yağ sürmek
lay violent hands on f. birden kapmak
take matters into own hands f. bir sorunu kendi çözmek
play into somebody's hands f. birisinin ekmeğine yağ sürmek
play into the hands of somebody f. birinin ekmeğine yağ sürmek
can't keep one's hands off somebody f. birine dokunmadan duramamak
take something out of someone's hands f. bir şeyi birinin yetkisinden/kontrolünden almak
be a toy in the hands of f. çocuk oyuncağı olmak
have one's hands full f. çok işi olmak
be a toy in the hands of f. çocuk oyuncağı haline gelmek
take one's courage in both hands f. cesaretini toplamak
have one's hands full f. çok meşgul olmak
keep one's hands off f. durmak
take matters into own hands f. dizginleri ele almak
have time on one's hands f. elinde zaman olmak
join hands with somebody f. el birliği etmek
play into someone's hands f. ekmeğine yağ sürmek
have someone's blood on one's hands f. eli kanlı olmak
have one's hands full f. eli dolu olmak
throw up one's hands f. havlu atmak
get one's hands on f. el atmak
sit on one's hands f. hiçbir eylemde bulunmamak
have something on one's hands f. eline yapışmak
change hands f. el değiştirmek
sit on one's hands f. hiçbir şey yapmamak
take one's life in one's hands f. hayatını tehlikeye atmak
keep one's hands off f. elini uzak tutmak
have clean hands f. ellerini kirletmemek
be putty in someone's hands f. elinde oyuncak olmak
keep one's hands to oneself f. ellerine hakim olmak (ellerine hakim ol!)
have one's hands tied f. eli kolu bağlı olmak
be off one's hands f. elinden çıkmak
keep one's hands off f. elini eteğini çekmek
keep one's hands clean f. ellerini kirletmemek
one's hands to get sticky f. elleri yapış yapış olmak
be putty in somebody's hands f. emrine amade olmak
take one's life in one's hands f. hayatını riske sokmak
keep one's hands off f. elini ayağını çekmek
dirty one's hands f. elini kirletmek
keep one's hands off f. elini çekmek
soil one's hands f. elini kirletmek
wash one's hands of f. el etek çekmek
keep one's hands off f. el sürmemek
get one's hands on f. ele almak
get one's hands dirty f. elini kirletmek
have sticky hands f. elleri yapış yapış olmak
have one's hands full f. işi başından aşkın olmak
wash one's hands of someone/something f. ilgiyi kesmek
wash one's hands of someone/something f. kurtulmak
take one's life in one's hands f. kelle koltukta
have someone's blood on one's hands f. ölümünden sorumlu olmak
get hands dirty f. kötü bir işe girişmek
take one's life in one's hands f. kelleyi koltuğa almak
take matters into own hands f. kendi göbeğini kendi kesmek
take a hands off approach f. müdahale etmemek
take a hands off approach f. olduğu gibi bırakmak
sit on one's hands f. kılını kıpırdatmamak
take a hands off approach f. oluruna bırakmak
rub hands in glee f. keyifle ellerini ovuşturmak
sit on its hands f. kayıtsız kalmak
win hands down f. kolayca kazanmak
to take one's courage in both hands f. kelleyi koltuğa almak
make somebody putty in one´s hands f. muma çevirmek
throw one's hands up in horror f. ödü bokuna karışmak
throw one's hands up in horror f. korkudan dehşete düşmek
take one's life in one's hands f. ölüm tehlikesiyle karşılaşmak
make somebody putty in one´s hands f. muma döndürmek
take one's courage in both hands f. kelle koltukta
get one's hands on f. kavramak
make somebody putty in one´s hands f. mum etmek
change hands f. sahip değiştirmek
sit on one's hands f. parmağını kıpırdatmamak
have clean hands f. suçsuz olmak
play into the hands of somebody f. rakibine açık vermek
play into somebody's hands f. rakibine koz vermek
be off one's hands f. sorumluluğuna son vermek
wash one's hands of f. sıyırtmak
play into someone's hands f. rakibine avantaj sağlayacak bir şey yapmak
play into somebody's hands f. rakibinin yararına çalışmak
get hands dirty f. pis bir işe girişmek
keep one's hands clean f. suçtan/beladan uzak durmak
agree on all hands f. söz birliği yapmak
play into someone's hands f. rakibine koz vermek
have clean hands f. suçu olmamak
play into someone's hands f. rakibinin yararına çalışmak
play into somebody's hands f. rakibine avantaj sağlayacak bir şey yapmak
have clean hands f. suça bulaşmamak
play into the hands of somebody f. rakibine koz vermek
keep one's hands clean f. suça bulaşmamak
play into the hands of somebody f. rakibine avantaj sağlayacak bir şey yapmak
can't keep one's hands off somebody f. sürekli sarmaş dolaş olmak
play into the hands of somebody f. rakibinin yararına çalışmak
be out of somebody's hands f. sorumluluğundan çıkmış olmak
wash one's hands of f. sorumluluktan kurtulmak
have clean hands f. suçtan/beladan uzak durmak
play into somebody's hands f. rakibine açık vermek
play into someone's hands f. rakibine açık vermek
be off one's hands f. sorumluluğu elinden almak
throw up one's hands f. pes etmek
wash one's hands of f. sorumluluk kabul etmemek
take one's courage in both hands f. tüm cesaretini toplamak
get one's hands on f. üstüne düşmek
have time on one's hands f. yapacak işi olmamak
fall into somebody's hands f. (birinin) eline düşmek
wash one's hands of someone/something f. (birinin/bir şeyin) sorumluluğunu üzerinden atmak
keep one's hands off f. uzak durmak
fall into the wrong hands f. yanlış kişilerin eline geçmek
take a hands off approach f. (bir şeye/birine) karışmamak
throw up one's hands f. yenilgiyi kabullenmek
have one's hands full f. zor başa çıkmak
fall into the wrong hands f. yanlış ellerin eline geçmek
sit on their hands f. (seyirci) alkışlamamak
fall into the wrong hands f. yanlış ellere düşmek
leave something in one's hands f. (projeyi/görevi) birinin ellerine/birilerinin eline teslim etmek
dirty one's hands f. utanç verici şey yapmak
rub hands in glee f. umutla ellerini ovuşturmak
come into someone's hands f. (birinin) eline düşmek
play into someone's hands f. (birinin) ekmeğine yağ sürmek
keep one's hands off f. yapmamak
fall into someone's hands f. (birinin) eline düşmek
be off one's hands f. yükten kurtulmak
sit on its hands f. (seyirci) alkışlamamak
shake hands on something f. ...konusundan el sıkışmak
soil one's hands f. utanç verici şey yapmak
time lies heavy on somebody's hands f. zaman geçmek bilmemek
keep one's hands off f. (almaktan vb) vazgeçmek
have too much time on one's hands f. yeteri kadar/çok zamanı olmak
time hangs heavy on someone's hands f. zaman geçmek bilmemek