|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çemberi |
halo n.
|
|
General |
|
2 |
General |
nispeten sakin bir merkez etrafında dönen dairesel fırtına |
cyclone n.
|
|
3 |
General |
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi |
oasis n.
|
|
4 |
General |
bir şeyin etrafında döndüğü merkez |
axis n.
|
|
5 |
General |
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi |
halo n.
|
|
6 |
General |
etrafında dolaşma |
encircling n.
|
|
7 |
General |
etrafında dolaşma |
turnaround n.
|
|
8 |
General |
1 mayıs'ta kızların etrafında dans ettiği çiçeklerle süslü direk |
maypole n.
|
|
9 |
General |
etrafında dolaşma |
enwheeling n.
|
|
10 |
General |
bir gezegenin etrafında gözlenen küçük gezegenimsi yapılar |
planetesimal n.
|
|
11 |
General |
belirli hava şartlarında güneşin veya ayın etrafında beliren ışık çemberi |
corona n.
|
|
12 |
General |
dünyanın kendi etrafında dönmesi |
earth rotation n.
|
|
|
13 |
General |
dünyanın kendi etrafında dönmesi |
rotation of the earth around its own axis n.
|
|
14 |
General |
dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi |
earth rotation n.
|
|
15 |
General |
dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi |
rotation of the earth around its own axis n.
|
|
16 |
General |
ayın etrafında hale oluşması |
moon dog n.
|
|
17 |
General |
bir masa etrafında 6-8 yarışmacının katıldığı ve kazanana hediyelerin verildiği bir yarışma |
quiz night n.
|
|
18 |
General |
japon anime ve mangalarında hikayenin merkezindeki karakterin dişi olduğu ve etrafında birden fazla erkek karakterin bulunduğu tür |
reverse harem n.
|
|
19 |
General |
kurşun çekirdeğin etrafında tamamen bakır kaplama olan mermi |
full metal jacket n.
|
|
20 |
General |
alt tarafı geniş, üst tarafı kadranın etrafında bir daire oluşturacak şekilde daralan masa saati |
tambour clock n.
|
|
21 |
General |
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular |
suet n.
|
|
22 |
General |
etrafında olup bitenlerden, kaygı ve endişelerden uzaklaşma, habersiz, bilinçsiz olma durumu |
blissful oblivion n.
|
|
23 |
General |
topuk etrafında sadece bir kayış bulunan hafif sandalet |
tip n.
|
|
24 |
General |
posta dağıtıcısının rotası etrafında tek bir dolanımı |
tour n.
|
|
25 |
General |
ada etrafında dönüş |
tour n.
|
|
26 |
General |
kendi etrafında dönmekten kaynaklanan baş dönmesi |
turngiddy n.
|
|
27 |
General |
tek bir merkez noktanın etrafında olan büyüme |
unicentral development n.
|
|
28 |
General |
tek bir orta noktanın etrafında olan gelişim |
unicentral development n.
|
|
29 |
General |
bilgisayar tuşlarının altında ve etrafında biriken pislik |
keyboard plaqu n.
|
|
30 |
General |
bir ipin silindir etrafında tam tur dönüşü |
lap n.
|
|
31 |
General |
abd'de ailelerin etrafında organize olan ve sicilya mafyası ile ilişkili olduğu düşünülen suç örgütü |
maffia n.
|
|
32 |
General |
atın yana doğru giderken bir merkezin etrafında döndüğü bir yürüyüş şekli |
volt n.
|
|
|
33 |
General |
yana doğru giderken bir merkezin etrafında dönen atın çizdiği daire |
volt n.
|
|
34 |
General |
yana doğru giderken bir merkezin etrafında dönen atın çizdiği dairenin bulunduğu zemin |
volt n.
|
|
35 |
General |
alevin etrafında sıcak gaz bulunan bölge |
mantle n.
|
|
36 |
General |
1 mayıs'ta çiçeklerle süslü bir direğin etrafında kurdelelerle yapılan bir halk dansı |
maypole dance n.
|
|
37 |
General |
düğün konuklarının etrafında dans etmesi için yere konulan direk |
bridestake n.
|
|
38 |
General |
ekinler ve köklerinin etrafında yükselen toprak yığını |
hill n.
|
|
39 |
General |
etrafında dönme |
turn-around n.
|
|
40 |
General |
etrafında dönüş |
turn-around n.
|
|
41 |
General |
etrafında ambar gibi çiftlik binaları bulunan kır evi |
grange n.
|
|
42 |
General |
(eşitliği vurgulamak için yuvarlak masa etrafında düzenlenen) konferans |
round table n.
|
|
43 |
General |
etrafında yalçın kayaların yükseldiği dar ve derin vadi |
gorge n.
|
|
44 |
General |
bir şeyi ekseni etrafında döndürme |
circumduction n.
|
|
45 |
General |
ağaç veya çalının üst tabakasının yağmurdan sonra bitki etrafında ıslak halka oluşturacak şekilde su damlattığı hat |
drip line n.
|
|
46 |
General |
glokoma hastalarının ışık etrafında gördüğü halo benzeri görüntü |
iridization n.
|
|
47 |
General |
atın etrafında döndüğü zeminin merkezi |
pillar n.
|
|
48 |
General |
(ilik iltihabında) ayrık kemiğin etrafında yeni kemik oluşumu |
involucrum n.
|
|
49 |
General |
birliğin etrafında döndüğü adam(lar) |
pivot n.
|
|
50 |
General |
ortak amaç etrafında kenetlenen insanlar |
fodder n.
|
|
51 |
General |
ortak inanç ve amaçlar etrafında birleşmiş bir grup kuruluş |
fold n.
|
|
52 |
General |
gök cismi etrafında bir tam tur dönüşü tamamlamak için geçen süre |
orbit period n.
|
|
53 |
General |
bir davaya bağlı olanların etrafında toplandığı simge |
oriflamme n.
|
|
54 |
General |
etrafında dolaşıp durmak |
hover v.
|
|
55 |
General |
mil etrafında dönmek |
swivel v.
|
|
56 |
General |
etrafında dönmek |
revolve around v.
|
|
57 |
General |
etrafında dönmek |
hover around v.
|
|
58 |
General |
başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmek |
twiddle one's thumbs v.
|
|
59 |
General |
etrafında dolaşmak |
travel around v.
|
|
60 |
General |
etrafında gezinmek |
hover v.
|
|
61 |
General |
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak |
be oblivious of v.
|
|
62 |
General |
etrafında döndürmek |
wheel around v.
|
|
63 |
General |
etrafında dönmek |
turn around v.
|
|
64 |
General |
etrafında dönmek |
revolve v.
|
|
65 |
General |
döndürmek (etrafında) |
revolve around v.
|
|
66 |
General |
döndürmek (etrafında) |
revolve about v.
|
|
67 |
General |
mil etrafında döndürmek |
traverse v.
|
|
68 |
General |
etrafında dönmek |
round v.
|
|
69 |
General |
etrafında dört dönmek |
hover around v.
|
|
70 |
General |
etrafında dönmek |
circuit v.
|
|
71 |
General |
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak |
be oblivious to v.
|
|
72 |
General |
fazla hareket etmeden üzerinde ve etrafında uçmak |
hover v.
|
|
|
73 |
General |
etrafında toplanmak |
gather around v.
|
|
74 |
General |
kendi ekseni etrafında dönmek |
turn around one's own axis v.
|
|
75 |
General |
kendi ekseni etrafında dönmek |
rotate around one's own axis v.
|
|
76 |
General |
-in etrafında bir yörüngede dönmek |
orbit v.
|
|
77 |
General |
eksen etrafında dönmek |
pivot v.
|
|
78 |
General |
etrafında dönüp dolaşmak |
revolve v.
|
|
79 |
General |
kendi ekseni etrafında dönmek |
whirl around v.
|
|
80 |
General |
masa etrafında oturmak |
sit around table v.
|
|
81 |
General |
masanın etrafında oturmak |
sit around table v.
|
|
82 |
General |
dünya etrafında dönmek |
revolve around the world v.
|
|
83 |
General |
dünya etrafında dolaşmak |
revolve around the world v.
|
|
84 |
General |
dünya etrafında dolaşmak |
travel around the world v.
|
|
85 |
General |
birilerini etrafında toplamak |
gather someone around oneself v.
|
|
86 |
General |
etrafında dönmek |
turn v.
|
|
87 |
General |
bir gök cismi etrafında dönmeye başlamak |
go into orbit v.
|
|
88 |
General |
(çemberi) vücudu etrafında çevirmek |
hula hoop v.
|
|
89 |
General |
(çemberi) vücudu etrafında çevirmek |
hula-hoop v.
|
|
90 |
General |
etrafında dönmek |
claver [dialect] [uk] v.
|
|
91 |
General |
(bir şeyi) ekseni etrafında döndürmek |
circumduce v.
|
|
92 |
General |
(bir şeyi) ekseni etrafında döndürmek |
circumduct v.
|
|
93 |
General |
bir eksen etrafında dönmek |
circumduct v.
|
|
94 |
General |
bir eksen veya merkez etrafında döndürmek |
circumvolve v.
|
|
95 |
General |
birbiri etrafında dönmek |
complicate v.
|
|
96 |
General |
(köşe) etrafında dikkatlice dönmek |
pie v.
|
|
97 |
General |
ellerini (bir şeyin üstünde veya etrafında) kupa gibi yapmak |
cup v.
|
|
98 |
General |
yavaşça kendi etrafında dönmek |
pirouette v.
|
|
99 |
General |
dar alanda kendi etrafında dönmek |
pirouette v.
|
|
100 |
General |
etrafında toplanmak |
gather round v.
|
|
101 |
General |
etrafında toplanmak |
press v.
|
|
102 |
General |
(ipin) ucunu direk etrafında döndürmek |
snub v.
|
|
103 |
General |
etrafında olmak |
surround v.
|
|
104 |
General |
etrafında seyretmek |
surround [obsolete] v.
|
|
105 |
General |
bir eksen etrafında dönen |
pivoting adj.
|
|
106 |
General |
(amaç) etrafında toplanan |
centered adj.
|
|
107 |
General |
bir merkez etrafında toplanmış bölümleri olan |
centric adj.
|
|
108 |
General |
tek bir orta noktanın etrafında olan (büyüme/gelişme) |
unicentral adj.
|
|
109 |
General |
kendi ekseni etrafında dönen |
revoluble adj.
|
|
110 |
General |
bir şeyin etrafında kıvrılan |
obvolvent adj.
|
|
111 |
General |
eksen etrafında dönen |
dinetical adj.
|
|
112 |
General |
gözlerinin etrafında kaz ayağı kırışıklıkları bulunan |
crow-trodden adj.
|
|
113 |
General |
dünyanın kutuplarından biri etrafında veya yakınında |
circumpolar adv.
|
|
114 |
General |
etrafında dolaşarak |
on the road adv.
|
|
115 |
General |
etrafında dönen |
round about prep.
|
|
116 |
General |
etrafında anlamı veren ön ek |
amphi- pref.
|
|
117 |
General |
etrafında anlamı veren ön ek |
be- pref.
|
|
118 |
General |
etrafında anlamı veren ön ek |
circum- pref.
|
|
119 |
General |
etrafında dönen anlamı veren ön ek |
circum- pref.
|
|
120 |
General |
etrafında anlamı veren ön ek |
peri- pref.
|
|
Phrasals |
|
121 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
122 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında inşa etmek |
build around v.
|
|
123 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin etrafında uçmak/uçuşmak |
fly around someone or something v.
|
|
124 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında/çevresinde dönmek |
pivot around (something) v.
|
|
125 |
Phrasals |
bir nokta etrafında dönmek/gelişmek |
pivot around (something) v.
|
|
126 |
Phrasals |
kendi etrafında dönmek/tur atmak |
spin around v.
|
|
127 |
Phrasals |
kendi etrafında döndürmek/tur attırmak |
spin around v.
|
|
128 |
Phrasals |
bir nokta etrafında dönmek |
pivot around (something) v.
|
|
129 |
Phrasals |
birden geriye/kendi etrafında dönmek |
spin around v.
|
|
130 |
Phrasals |
birden geriye/kendi etrafında döndürmek |
spin around v.
|
|
131 |
Phrasals |
kendi etrafında dönmek |
swing around v.
|
|
132 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında bina etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
133 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında bina etmek |
build around v.
|
|
134 |
Phrasals |
(bir şeyi bir kişinin/fikrin) etrafında oluşturmak/geliştirmek |
build around (someone or something) v.
|
|
135 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir fikrin/bir şeyin) üzerine/etrafında oluşturmak/geliştirmek |
build around v.
|
|
136 |
Phrasals |
(bir şeyi) belli bir düşünceyle/bir fikir etrafında/bir düşünceyi temel alarak oluşturmak/geliştirmek |
build around v.
|
|
137 |
Phrasals |
etrafında dönmek |
circle around v.
|
|
138 |
Phrasals |
-nin etrafında gezdirmek |
circle around v.
|
|
139 |
Phrasals |
etrafında çember oluşturmak |
circle around v.
|
|
140 |
Phrasals |
etrafında halka oluşturmak |
circle around v.
|
|
141 |
Phrasals |
'-nin etrafında şekillenmek |
circle around v.
|
|
142 |
Phrasals |
(birinin ya da bir şeyin) etrafında toplanmak |
collect around (someone or something) v.
|
|
143 |
Phrasals |
birinin ya da bir şeyin etrafında toplanmak |
collect around someone or something v.
|
|
144 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında koşturup durmak |
tear around v.
|
|
145 |
Phrasals |
etrafında toplanmak |
rally around v.
|
|
146 |
Phrasals |
etrafında toplamak/bir araya getirmek |
gather someone or something to oneself v.
|
|
147 |
Phrasals |
etrafında dönmek |
spin around v.
|
|
148 |
Phrasals |
etrafında daireler çizerek kaymak |
skate around something v.
|
|
149 |
Phrasals |
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yapmak |
jockey something around v.
|
|
150 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin etrafında toplanmak |
get around someone or something v.
|
|
151 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin/kendi) etrafında belirli tipte insanları tutmaya çalışmak |
surround (someone, something, or oneself) with (someone or something) v.
|
|
152 |
Phrasals |
(bir şeyle bir şeyin) etrafında bir şerit/çizgi oluşturmak |
seam (something) with (something) v.
|
|
153 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) yakınlarında/etrafında yüzmek |
swim with (someone or something) v.
|
|
154 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında toplanmak |
cluster around (someone or something) v.
|
|
155 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında toplamak |
cluster around (someone or something) v.
|
|
156 |
Phrasals |
çevresinde/etrafında toplanmak |
collect around v.
|
|
157 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
crowd around (someone or something) v.
|
|
158 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında kalabalık yapmak/oluşturmak |
crowd in (on someone or something) v.
|
|
159 |
Phrasals |
arabayı/aracı bir yerin etrafında dolandırmak |
drive something around something v.
|
|
160 |
Phrasals |
arabayla/araçla bir şeyin etrafında dolanmak/dolaşmak |
drive something around something v.
|
|
161 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında uçuşmak |
flutter about something v.
|
|
162 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında uçmak |
flutter about something v.
|
|
163 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında uçuşmak |
flutter around something v.
|
|
164 |
Phrasals |
bir şeyin etrafında uçmak |
flutter around something v.
|
|
165 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafında uçuşmak |
flutter around (something) v.
|
|
166 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafında uçmak |
flutter around (something) v.
|
|
167 |
Phrasals |
(birinin) etrafında dolaşmak |
fool with (someone) v.
|
|
168 |
Phrasals |
etrafında amaçsızca dolaşmak |
roam about v.
|
|
169 |
Phrasals |
etrafında amaçsızca dolaşmak |
roam around v.
|
|
170 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather around (someone or something) v.
|
|
171 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya gelmek |
gather around (someone or something) v.
|
|
172 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında toplaşmak |
gather around (someone or something) v.
|
|
173 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek |
gather around (someone or something) v.
|
|
174 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafına/etrafında toplanmak |
gather round (someone or something) v.
|
|
175 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya gelmek |
gather round (someone or something) v.
|
|
176 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında toplaşmak |
gather round (someone or something) v.
|
|
177 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında bir araya getirmek |
gather round (someone or something) v.
|
|
178 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (kendi) etrafına/etrafında toplamak |
gather someone or something around (oneself) v.
|
|
179 |
Phrasals |
birini/bir şeyi (kendi) etrafında bir araya getirmek/birleştirmek |
gather someone or something around (oneself) v.
|
|
180 |
Phrasals |
(birilerini/bir şeyleri birinin/bir şeyin) etrafında gruplamak |
group (someone or something) around (someone or something) v.
|
|
181 |
Phrasals |
(birilerini/bir şeyleri birinin/bir şeyin) etrafında grup yapmak |
group (someone or something) around (someone or something) v.
|
|
182 |
Phrasals |
(birilerini/bir şeyleri birinin/bir şeyin) etrafında toplamak |
group (someone or something) around (someone or something) v.
|
|
183 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında dönmek/dolanmak |
hover around (someone or something) v.
|
|
184 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında dört dönmek |
hover around (someone or something) v.
|
|
185 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında dönmek/dolanmak |
hover over (someone or something) v.
|
|
186 |
Phrasals |
etrafında dolanmak |
jockey around v.
|
|
187 |
Phrasals |
etrafında oradan oraya koşuşturmak/gidip gelmek |
jockey around v.
|
|
188 |
Phrasals |
paldır küldür etrafında dönmek |
jockey around v.
|
|
189 |
Phrasals |
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yapmak |
jockey around v.
|
|
190 |
Phrasals |
(bir şeyin çevresinde/etrafında) manevra yaptırmak |
jockey around v.
|
|
191 |
Phrasals |
etrafında oradan oraya koşturmak/göndermek |
jockey around v.
|
|
192 |
Phrasals |
paldır küldür etrafında döndürmek |
jockey around v.
|
|
193 |
Phrasals |
etrafında tutmak/bulundurmak |
keep around v.
|
|
194 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında/yörüngesinde dönmek |
revolve about (someone or something) v.
|
|
195 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında/yörüngesinde dönmek |
revolve around (someone or something) v.
|
|
196 |
Phrasals |
etrafında daire oluşturmak |
ring around v.
|
|
197 |
Phrasals |
etrafında daire şeklinde toplanmak |
ring around v.
|
|
198 |
Phrasals |
etrafında daire oluşturmak |
ring round v.
|
|
199 |
Phrasals |
etrafında daire şeklinde toplanmak |
ring round v.
|
|
200 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafında/üzerinde dönmek |
rotate on (something) v.
|
|
201 |
Phrasals |
(bir şeyin) etrafında/üzerinde döndürmek |
rotate on (something) v.
|
|
202 |
Phrasals |
etrafında/yakınlarında görmek |
see around v.
|
|
203 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) etrafında toplanmak |
twine around (someone or something) v.
|
|
Phrases |
|
204 |
Phrases |
etrafında olan biteni |
what's going around n.
|
|
205 |
Phrases |
etrafında olup biteni |
what's going around n.
|
|
206 |
Phrases |
etrafında ne olup bittiğini |
what's going around n.
|
|
207 |
Phrases |
dünya güneşin etrafında döner |
the earth revolves around the sun expr.
|
|
208 |
Phrases |
(bir şeyin) etrafında |
in the vicinity (of something) expr.
|
|
Colloquial |
|
209 |
Colloquial |
kırmızı ışıkta beklerken arabadan inip etrafında dönerek yer değiştirme |
chinese fire drill n.
|
|
210 |
Colloquial |
(birini/bir şeyi) etrafında tutmak |
have (someone or something) around v.
|
|
Idioms |
|
211 |
Idioms |
birinin/bir şeyin etrafında halka/duvar oluşturan silahlı korumalar |
ring of steel n.
|
|
212 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme |
eyes in the back of (one's) head n.
|
|
213 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyin farkında olma |
eyes in the back of (one's) head n.
|
|
214 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma |
eyes in the back of (one's) head n.
|
|
215 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme |
eyes in the back of your head n.
|
|
216 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyin farkında olma |
eyes in the back of your head n.
|
|
217 |
Idioms |
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma |
eyes in the back of your head n.
|
|
218 |
Idioms |
etrafında fır dönmek |
dance attendance v.
|
|
219 |
Idioms |
etrafında dört dönerek müsaade beklemek |
cool the heels v.
|
|
220 |
Idioms |
meselenin etrafında dolaşmak |
cloud the issue v.
|
|
221 |
Idioms |
bir başka gezegende yaşamak (etrafında olup biteni anlayamamak) |
be living on another planet v.
|
|
222 |
Idioms |
bir başka gezegende yaşamak (etrafında olup biteni anlayamamak) |
be on another planet v.
|
|
223 |
Idioms |
dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmak |
think that the world revolves around oneself v.
|
|
224 |
Idioms |
etrafında dört dönmek |
dance attendance on v.
|
|
225 |
Idioms |
(konunun) etrafında dolaşıp durmak |
talk around something v.
|
|
226 |
Idioms |
(birini) etrafında pervane etmek |
have (someone) wound around (one's) (little) finger v.
|
|
227 |
Idioms |
(birini) etrafında pervane etmek |
have (someone) wrapped around (one's) (little) finger v.
|
|
228 |
Idioms |
yaptığı işe dalıp etrafında olup biteni fark etmemek |
be lost to the world v.
|
|
229 |
Idioms |
aynı şeyin etrafında dönüp durmak |
be in a groove v.
|
|
230 |
Idioms |
dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmek |
have the world on a string v.
|
|
231 |
Idioms |
etrafında olup bitenlerin farkında olmamak |
be (as) blind as a bat v.
|
|
232 |
Idioms |
etrafında tutmak isteyeceğin biri |
be a keeper v.
|
|
233 |
Idioms |
sürekli etrafında olmasını isteyeceğin biri |
be a keeper v.
|
|
234 |
Idioms |
aynı konunun etrafında dönüp durmak |
be flogging a dead horse v.
|
|
235 |
Idioms |
aynı şeyin/noktanın etrafında dönüp durmak |
be running around in circles v.
|
|
236 |
Idioms |
aynı şeyin/noktanın etrafında dönüp durmak |
be running round in circles [uk] v.
|
|
237 |
Idioms |
aynı konu etrafında dönüp durmak |
belabor the point v.
|
|
238 |
Idioms |
birinin etrafında dört dönmek |
bend over backward v.
|
|
239 |
Idioms |
birinin etrafında dört dönmek |
lean over backward v.
|
|
240 |
Idioms |
bir şey yapmak için birinin etrafında dört dönmek |
lean over backwards to do something v.
|
|
241 |
Idioms |
bir şey yapmak için birinin etrafında dört dönmek |
bend over backwards to do something v.
|
|
242 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see (any) further than the end of (one's) nose v.
|
|
243 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see beyond the end of (one's) nose v.
|
|
244 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see farther than (one's) nose v.
|
|
245 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see farther than the end of (one's) nose v.
|
|
246 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see further than (the end of) (one's) (own) nose v.
|
|
247 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
can't see past the end of (one's) nose v.
|
|
248 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) etrafında tutmak/bulundurmak |
keep (someone or something) about v.
|
|
249 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
not see beyond your nose v.
|
|
250 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
not see beyond the end of your nose v.
|
|
251 |
Idioms |
bayrak etrafında toplanmak |
rally round the flag v.
|
|
252 |
Idioms |
etrafında olup biteni görememek |
see no further than (the end of) (one's) (own) nose v.
|
|
253 |
Idioms |
başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmek |
twiddle thumbs v.
|
|
254 |
Idioms |
dünya onun etrafında dönüyor |
the world revolves around someone expr.
|
|
255 |
Idioms |
dünya etrafında dönüyor |
the world revolves around expr.
|
|
256 |
Idioms |
sanki dünya (birinin/kendisinin) etrafında dönüyormuş gibi |
as if the sun shines out (someone's) backside expr.
|
|
257 |
Idioms |
ışığın etrafında pervane gibi |
like moths to a flame expr.
|
|
258 |
Idioms |
(bir şey etrafında) estirilen rüzgardan yararlanarak |
ride on a wave expr.
|
|
259 |
Idioms |
(bir şey etrafında) estirilen rüzgardan yararlanarak |
ride on the wave expr.
|
|
Speaking |
|
260 |
Speaking |
belki etrafında bir yol vardır |
there may be a way around it expr.
|
|
261 |
Speaking |
etrafında neler olup bittiğinden haberin var mı acaba? |
do you have any sense of what's going on around you? expr.
|
|
262 |
Speaking |
etrafında neler olup bitiyor bir fikrin var mı acaba? |
do you have any sense of what's going on around you? expr.
|
|
Politics |
|
263 |
Politics |
ortak amaç etrafında toplanmış siyasi parti veya örgütlerin birleşimi |
cartel n.
|
|
264 |
Politics |
bayrak etrafında toplanma |
rally 'round-the flag effect n.
|
|
265 |
Politics |
etrafında çilek yaprakları olan (ingiliz veya irlanda) dük tacı |
duke's coronet n.
|
|
Tourism |
|
266 |
Tourism |
bir yerin etrafında yapılan manzaralı tur |
tiki tour [nz] n.
|
|
267 |
Tourism |
bir yerin etrafında manzaralı tur atmak |
tiki [nz] v.
|
|
Technical |
|
268 |
Technical |
dikey ekseni etrafında döndüren dişli |
spur pinion n.
|
|
269 |
Technical |
etrafında dönme hareketi |
movement of rotation about n.
|
|
270 |
Technical |
sistemde diğer dişlilerin etrafında döndüğü merkez dişli |
sun gear n.
|
|
271 |
Technical |
standart şartlar altında bir silindirik mandrel etrafında bükülmeye maruz bırakılma |
exposure to bending round a cylindrical mandrel under standard conditions n.
|
|
272 |
Technical |
pergelle çizim yaparken merkez nokta etrafında eğriler oluşturmaya yarayan ortası delikli yuvarlak bir alet |
ball point n.
|
|
273 |
Technical |
bir resmin etrafında yer alan, genellikle beyaz veya yaldızlı mukavvadan yapılmış kenarlık |
matte n.
|
|
274 |
Technical |
madeni paranın etrafında yüksek ve ince sınır oluşturan bir kenar |
wire edge n.
|
|
275 |
Technical |
gemi güvertesindeki pencere gibi açıklıkların etrafında bulunup suyun girmesini önleyen çıkıntı |
combing n.
|
|
276 |
Technical |
iğne etrafında dönen küçük bobin |
pin wheel n.
|
|
277 |
Technical |
dikey eksen etrafında dönen açılır-kapanır köprü |
pivot bridge n.
|
|
278 |
Technical |
çıması etrafında daire şekilde sarılı halat |
flemish coil n.
|
|
279 |
Technical |
motorlu araç gövdesinin ve radyatörünün çekirdeği ile yakıt depoları etrafında bulunan metal çerçeve |
shell n.
|
|
280 |
Technical |
mil etrafında dönmek |
traverse v.
|
|
281 |
Technical |
eksen etrafında dönmek |
wheel v.
|
|
282 |
Technical |
eksen etrafında dönmek |
pivot v.
|
|
283 |
Technical |
mil etrafında dönmek |
swivel v.
|
|
284 |
Technical |
kendi etrafında dönmek |
swivel v.
|
|
285 |
Technical |
perçin başını oturtabilmek için sac levhadaki perçin deliğinin etrafında konik bir çukur oluşturmak |
dimple v.
|
|
286 |
Technical |
(dönen nesne) değişen eksen etrafında dönmek |
precess v.
|
|
287 |
Technical |
merkezi bir eksen etrafında dönebilen |
trochoid adj.
|
|
288 |
Technical |
bir eksen etrafında dönen |
rotary adj.
|
|
289 |
Technical |
ekseni etrafında dönen |
pivoting adj.
|
|
290 |
Technical |
etrafında akan |
circumfluent adj.
|
|
291 |
Technical |
kutup etrafında olan |
circumpolar adj.
|
|
292 |
Technical |
ortak eksen etrafında oluşmuş |
concentrical adj.
|
|
Computer |
|
293 |
Computer |
bir dizi noktayı sabit bir eksen etrafında döndürerek üç boyutlu bir model yapmak |
lathe v.
|
|
Electric |
|
294 |
Electric |
merkezi bir katot etrafında elektrotların tekerlek benzeri bir düzende hareket ettiği trokoidal magnetron |
trochotron n.
|
|
295 |
Electric |
kuru pilde etrafında depolarizer olan karbon elektrot düzeneği |
bobbin n.
|
|
Mechanic |
|
296 |
Mechanic |
bir eksen etrafında dönme |
rotation n.
|
|
297 |
Mechanic |
yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç |
whip crane n.
|
|
298 |
Mechanic |
menteşenin tabanında bulunan ve menteşe milinin etrafında dönen halka |
gudgeon n.
|
|
Textile |
|
299 |
Textile |
boyun çizgisi etrafında dikiş olan kravat |
necker n.
|
|
300 |
Textile |
atkı ipliklerinin çözgü etrafında karışık şekilde büküldüğü bir tür örgü dantel |
balloon net n.
|
|
301 |
Textile |
kıyafetlerde ve tuhafiyede kullanılan, etrafında parlak kordone bulunan çiçek desenli bir karo danteli |
mechlin n.
|
|
302 |
Textile |
kumaşı dikilen yama etrafında desteklemek için kullanılan yumurta biçimli bir alet |
darning egg n.
|
|
303 |
Textile |
(boynun etrafında) dantel süsü olmayan |
untuckered adj.
|
|
Architecture |
|
304 |
Architecture |
binanın tabanında veya sütunun etrafında oturmaya yetecek alan sağlayan çıkıntı yüzeyi |
bench table n.
|
|
Construction |
|
305 |
Construction |
etrafında birşeyin döndüğü ince mil veya pim |
spindle n.
|
|
306 |
Construction |
bir geçişi kapatmak için kullanılıp ekseni etrafında dönen, demir çivilerle donatılmış kiriş veya çubuk |
herisson n.
|
|
Furniture |
|
307 |
Furniture |
etrafında direkler olmayan yatak |
angel bed n.
|
|
Automotive |
|
308 |
Automotive |
parçaların etrafında hareket ettiği pim veya şaft |
pivot n.
|
|
Railway |
|
309 |
Railway |
lokomotifleri döndürmekte kullanılan ekseni etrafında dönebilen platform |
turntable n.
|
|
Aeronautic |
|
310 |
Aeronautic |
uçağın etrafında dolaşarak yapılan göz kontrolü |
walk around check n.
|
|
311 |
Aeronautic |
kontrolü kaybetmiş bir uçağın kendi etrafında dönerek yere doğru hızla düşmesi |
death spiral n.
|
|
312 |
Aeronautic |
(füze veya uzay aracı) yanal eksen etrafında dönmek |
pitch v.
|
|
Marine |
|
313 |
Marine |
ambar ağzının etrafında yükselen duvar |
hatch coaming n.
|
|
314 |
Marine |
etrafında çember çizmek |
fetch a compass v.
|
|
315 |
Marine |
(gemi halatını) çıması etrafında sarmak |
flemish (down) v.
|
|
Medical |
|
316 |
Medical |
iyileşme sırasında kırık bir kemiğin uçları etrafında gelişen sert kemik dokusu |
callus n.
|
|
317 |
Medical |
ekseni etrafında dönme nöbetleri |
rotatory seizures n.
|
|
Anatomy |
|
318 |
Anatomy |
sinir liflerinin etrafında bir kılıf oluşturan ince zar |
neurolemma n.
|
|
319 |
Anatomy |
sinir liflerinin etrafında bir kılıf oluşturan ince zar |
neurilemma n.
|
|
320 |
Anatomy |
kalbin etrafında yer alan |
pericardiac adj.
|
|
321 |
Anatomy |
kalbin etrafında yer alan |
pericardial adj.
|
|
322 |
Anatomy |
kalbin etrafında yer alan |
pericardian adj.
|
|
323 |
Anatomy |
hücrenin etrafında yer alan |
pericellular adj.
|
|
324 |
Anatomy |
hücrenin etrafında yer alan |
pericytial adj.
|
|
325 |
Anatomy |
gastrik sistemin yakınında veya etrafında bulunan |
perigastric adj.
|
|
Dentistry |
|
326 |
Dentistry |
diş etrafında irin oluşumu |
pericementoclasia n.
|
|
Physiology |
|
327 |
Physiology |
gözün kendi etrafında rotasyonel şekilde dönmesi |
rotational nystagmus n.
|
|
Parasitology |
|
328 |
Parasitology |
etrafında tüyler olan halkalı solucan larvası |
cephalotrocha n.
|
|
329 |
Parasitology |
ağzının etrafında kancaları olan kan emici bağırsak kurtlarına verilen ad |
uncinariasis n.
|
|
Veterinary |
|
330 |
Veterinary |
atlarda bir bacağın diğer bacağın etrafında dönmesine neden olan bir yürüyüş bozukluğu |
winding n.
|
|
331 |
Veterinary |
at toynağının köşeleri etrafında oluşan kanserli yara |
crown scab n.
|
|
Gastronomy |
|
332 |
Gastronomy |
(et, balık, tatlı etrafında) garnitür olarak kullanılan bir çerçeve |
bordure n.
|
|
333 |
Gastronomy |
bazı et parçalarının etrafında bulunan ve pişirilmeden önce soyulan zar |
silverskin n.
|
|
Math |
|
334 |
Math |
çizgi ya da yüzeyin sabit eksen etrafında döndürülmesiyle ortaya çıkan alanı veya hacmi ölçme işlemi |
centrobaric method n.
|
|
335 |
Math |
çizginin sabit bir eksen etrafında dönmesi sonucu oluşturduğu alanı veya hacmi ölçmeye yarayan bir teorem |
theorem of pappus n.
|
|
336 |
Math |
çizginin sabit bir eksen etrafında dönmesi sonucu oluşturduğu alanı veya hacmi ölçmeye yarayan bir teorem |
centrobaric method n.
|
|
337 |
Math |
altıgenin etrafında altı yuvarlak parçanın bulunduğu desen |
hexafoil n.
|
|
338 |
Math |
bir nokta etrafında sarılma gerçekleştiren vektör |
rotation n.
|
|
339 |
Math |
(vektörü oluşturan) nokta etrafında gerçekleşen sarılma hareketi |
rotation n.
|
|
340 |
Math |
(vida teorisinde) vidanın etrafında döndüğü düz eksen |
screw n.
|
|
341 |
Math |
şeklin bir eksen etrafında 180 derece döndürülmesiyle oluşturulan (simetri işlemi) |
digonal adj.
|
|
Geometry |
|
342 |
Geometry |
bir dairenin çemberi üzerindeki bir nokta tarafından, diğer bir dairenin dış çevresi etrafında dönmesiyle oluşturulan eğri |
epicycloid n.
|
|
343 |
Geometry |
elipsi iki ekseni etrafında döndürerek elde edilen geometrik yüzey |
ellipsoid of revolution n.
|
|
344 |
Geometry |
bir çemberin başka bir çember etrafında döndüğü sabit bir noktada oluşan geometrik eğri |
epitrochoid n.
|
|
345 |
Geometry |
bir eğri etrafında dönen geometrik merdivendeki sicim veya tırabzan parçası |
wreath n.
|
|
346 |
Geometry |
başka nesne etrafında dönen şekil üzerindeki bir noktanın oluşturduğu çizgi |
line roulette n.
|
|
347 |
Geometry |
elipsin kısa ekseni etrafında döndürülmesiyle oluşan şekil |
oblatum n.
|
|
348 |
Geometry |
elipsin uzun ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen şekil |
oblongum n.
|
|
349 |
Geometry |
elipsin kısa ekseni etrafında döndürülmesiyle oluşan küre şekline sahip |
oblate adj.
|
|
Physics |
|
350 |
Physics |
cismin diğer kısımlarının etrafında hareket ettiği durağan nokta |
center of motion n.
|
|
351 |
Physics |
atom çekirdeği etrafında hareket eden bir elektronun kararlı kuantum hali |
orbit n.
|
|
352 |
Physics |
atom çekirdeği etrafında yer alan ve yaklaşık olarak eşit enerjili elektron grubunun yörüngelerinin kapladığı alan |
shell n.
|
|
353 |
Physics |
(elektron) yörüngesi atom çekirdeğinin etrafında olan |
planetary adj.
|
|
Chemistry |
|
354 |
Chemistry |
molekülün bir kısmının geri kalan kısmına göre bir bağ ekseni etrafında döndürülmesiyle birbirine dönüştürülebilen izomer |
conformational isomer n.
|
|
355 |
Chemistry |
çekirdeği bir pozitron etrafında dönen anti proton olan hidrojen |
antihydrogen n.
|
|
Biology |
|
356 |
Biology |
açık tohumlu yaprakların damar yapılarının etrafında bulunan doku |
transfusion tissue n.
|
|
357 |
Biology |
bir ektotrof mikorizanın etrafında oluşan ve kök tüylerin emicilik işlevlerini gören mantarsı tabaka |
mantle n.
|
|
358 |
Biology |
hücrelerin etrafında toplanan çeşitli saydam maddelere verilen ad |
hyalin n.
|
|
359 |
Biology |
hücrelerin etrafında toplanan çeşitli saydam maddelere verilen ad |
hyaline n.
|
|
360 |
Biology |
membranın bir parça etrafında kapsül geliştirmesi |
incapsulation n.
|
|
361 |
Biology |
büyük sarımsı kahverengi şapkaları, soluk kahverengi lamelleri ve gövdesinin etrafında kırmızı çizgisi olan bir mantar |
cortinarius armillatus n.
|
|
Biochemistry |
|
362 |
Biochemistry |
eritrositlerin merkezi bir hücre etrafında toplanarak çiçeğe benzer küme yaratması |
rosetting n.
|
|
Astronomy |
|
363 |
Astronomy |
güneş'in etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan asteroit türü |
near-earth asteroid n.
|
|
364 |
Astronomy |
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız |
near-earth comet n.
|
|
365 |
Astronomy |
dünyanın güneş ve kendi ekseni etrafında dönerken, gecenin, gündüzün ve mevsimlerin nasıl oluştuğunu gösteren düzenek |
tellurian n.
|
|
366 |
Astronomy |
dünyanın güneş ve kendi ekseni etrafında dönerken, gecenin, gündüzün ve mevsimlerin nasıl oluştuğunu gösteren düzenek |
tellurion n.
|
|
367 |
Astronomy |
neptün'e kıyasla güneşin etrafında daha büyük bir mesafede dönen gök cismi |
trans-neptunian object (tno) n.
|
|
368 |
Astronomy |
teleskopun dikey ve yatay eksen etrafında hareketine olanak sağlayan teleskop dayanağı |
altazimuth mounting n.
|
|
369 |
Astronomy |
jüpiterin etrafında dönen |
jovicentric n.
|
|
370 |
Astronomy |
uzay aracının bir eksen etrafında hızlanması |
angular acceleration n.
|
|
371 |
Astronomy |
güneş etrafında benzer yörüngelere sahip bir grup göktaşı |
meteor swarm n.
|
|
372 |
Astronomy |
güneş etrafında dönen bir göktaşı |
meteoroid n.
|
|
373 |
Astronomy |
ayın kendi ekseni etrafında döndüğü süre |
lunar day n.
|
|
374 |
Astronomy |
ay etrafında ekvatora paralel geldiği düşünülen hayali çizgi |
lunar latitude n.
|
|
375 |
Astronomy |
neptün'e kıyasla güneş etrafında daha büyük bir mesafede dönen büyük gök cismi |
orcus n.
|
|
376 |
Astronomy |
uzay aracının geçici olarak oturtulduğu, dünya veya ay'ın etrafında bulunan yörünge |
parking orbit n.
|
|
377 |
Astronomy |
bir kara deliğin yörüngesi etrafında dönen varsayımsal ötegezegen |
blanet n.
|
|
378 |
Astronomy |
galaksi haleleri etrafında düz bir şekilde dönen yıldız toplulukları |
stellar stream n.
|
|
379 |
Astronomy |
iki yıldızın etrafında dönen gezegen |
circumbinary planet n.
|
|
380 |
Astronomy |
uzayda kendi etrafında dönerek yapay yerçekimi oluşturan silindirik dev yapı |
o'neill cylinder n.
|
|
381 |
Astronomy |
daha büyük bir galaksinin etrafında dönen küçük galaksi |
satellite galaxy n.
|
|
382 |
Astronomy |
başka bir yıldızın etrafında dönen yıldız |
companion star n.
|
|
383 |
Astronomy |
bir kara deliğin etrafında fotonların dönebildiği en son yörünge |
photon ring n.
|
|
384 |
Astronomy |
dünyanın güneş etrafında dönmesiyle aynı hızda dünya etrafında hareket eden yörünge |
sun-synchronous orbit n.
|
|
385 |
Astronomy |
neptün'e kıyasla güneşin etrafında daha büyük bir mesafede dönen |
trans-neptunian adj.
|
|
386 |
Astronomy |
jüpiter'in etrafında dönen |
jovicentric adj.
|
|
387 |
Astronomy |
periyodik olarak dünyanın etrafında dönen |
geocyclic adj.
|
|
388 |
Astronomy |
iki cismin etrafında dönen |
circumbinary adj.
|
|
Zoology |
|
389 |
Zoology |
toynakları ayak etrafında tek dizi halinde bulunan, fil ve gergedan benzeri bir grup otçul memeli |
anisodactyla n.
|
|
390 |
Zoology |
crinoidea sınıfına ait, oral diskin etrafında kolları bulunan pek çok canlıyı ve fosili içeren bir takım |
encrinoidea n.
|
|
391 |
Zoology |
crinoidea sınıfına ait, oral diskin etrafında kolları bulunan pek çok canlıyı ve fosili içeren bir takım |
brachiata n.
|
|
392 |
Zoology |
crinoidea sınıfına ait, oral diskin etrafında kolları bulunan pek çok canlıyı ve fosili içeren bir takım |
articulata n.
|
|
393 |
Zoology |
kafasının etrafında sekiz bacağı olan ahtapot, notilus ve ilgili cinsleri içeren bir kafadanbacaklılar alt takımı |
octocera n.
|
|
394 |
Zoology |
kafasının etrafında sekiz bacağı olan ahtapot, notilus ve ilgili cinsleri içeren bir kafadanbacaklılar alt takımı |
octocerata n.
|
|
395 |
Zoology |
radyal simetrisi olan bir hayvanın gövdesini oluşturan ve merkezi ekseni etrafında yer alan birkaç simetrik bölümden herhangi biri |
spheromere n.
|
|
Botanic |
|
396 |
Botanic |
küçük yanal yaprakçıkları güneş ışığının etkisiyle yukarı-aşağı ve kendi ekseni etrafında hareket eden tropik bir asya çalısı |
telegraph plant (codariocalyx motorius) n.
|
|
397 |
Botanic |
küçük yanal yaprakçıkları güneş ışığının etkisiyle yukarı-aşağı ve kendi ekseni etrafında hareket eden tropik bir asya çalısı |
desmodium gyrans n.
|
|
398 |
Botanic |
küçük yanal yaprakçıkları güneş ışığının etkisiyle yukarı-aşağı ve kendi ekseni etrafında hareket eden tropik bir asya çalısı |
desmodium motorium n.
|
|
399 |
Botanic |
küçük yanal yaprakçıkları güneş ışığının etkisiyle yukarı-aşağı ve kendi ekseni etrafında hareket eden tropik bir asya çalısı |
semaphore plant n.
|
|
400 |
Botanic |
kökün içindeki vasküler dokunun bir çukur etrafında demet halka oluşturduğu stel |
eustele n.
|
|
401 |
Botanic |
yenebilir meyvelerinin tohumlarının etrafında jölemsi bir zar bulunan, marantaceae familyasına mensup bir ot |
miraculous fruit n.
|
|
402 |
Botanic |
yenebilir meyvelerinin tohumlarının etrafında jölemsi bir zar bulunan, marantaceae familyasına mensup bir ot |
thaumatococcus daniellii n.
|
|
403 |
Botanic |
şapkası gövdesinin etrafında asılı duran bir mantar cinsi |
genus phallus n.
|
|
404 |
Botanic |
meyvesinin etrafında tüye benzer kılları olan bir güney avustralya bitkisi |
pteropogon n.
|
|
405 |
Botanic |
meyvesinin etrafında tüye benzer kılları olan bir güney avustralya bitkisi |
pteropogon humboltianum n.
|
|
406 |
Botanic |
merkezi eksen etrafında hafifçe dönmek |
circumnutate v.
|
|
407 |
Botanic |
merkez etrafında soldan sağa sarmal olarak yukarı doğru kıvrılan (bitki parçası) |
dextrorse adj.
|
|
408 |
Botanic |
merkez etrafında soldan sağa sarmal olarak yukarı doğru kıvrılan (bitki parçası) |
dextrorsal adj.
|
|
Social Sciences |
|
409 |
Social Sciences |
ortak bir totem etrafında birleşmiş topluluk |
totem n.
|
|
Education |
|
410 |
Education |
okutulan muhtelif derslerin ana bir tema etrafında birleştiği müfredat programı |
core curriculum n.
|
|
Literature |
|
411 |
Literature |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnasism n.
|
|
412 |
Literature |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnassianism n.
|
|
413 |
Literature |
tek bir konu veya hakim fikir etrafında yazılmış sone grubu |
sonnet cycle n.
|
|
414 |
Literature |
tek bir konu veya hakim fikir etrafında yazılmış sone grubu |
sonnet sequence n.
|
|
Linguistics |
|
415 |
Linguistics |
dilsel birimin etrafında geliştirilen ve yorumlanmasına yardımcı olan söylem |
context of use n.
|
|
History |
|
416 |
History |
antik yunan'da tiyatroda sunak etrafında dans eden koro |
thymelici n.
|
|
417 |
History |
(ingiltere'de) birtakım hapishanelerin etrafında yer alıp güvenilir mahkumların belirli kısıtlamalar altında yaşayabileceği mahalle |
the rules n.
|
|
Philosophy |
|
418 |
Philosophy |
(decartes felsefesinde) kozmik maddenin bir merkez etrafında hızlı dönüşü |
vortex n.
|
|
419 |
Philosophy |
bir insan veya nesne etrafında inşa edilen ve anlamca zenginleştirilmiş öğretiler, inançlar veya değerler yapısı |
mystique n.
|
|
Geography |
|
420 |
Geography |
dünya'nın güneş etrafında 365 gün 6 saat 13 dakika 53.1 saniye süren tam dönüşü |
anomalistic year n.
|
|
421 |
Geography |
kuzey ışıklarının etrafında beliren ışık çemberi |
aurora glory n.
|
|
422 |
Geography |
dünya etrafında doğuya doğru giderek kazanılan takvim günü |
gained day n.
|
|
Meteorology |
|
423 |
Meteorology |
su buharı moleküllerinin su damlası veya buz kristali oluştururken etrafında biriktiği parçacık |
nucleus n.
|
|
424 |
Meteorology |
iki kasırganın birbiri etrafında dönmesiyle gerçekleşen etkileşim |
fujiwhara effect n.
|
|
Geology |
|
425 |
Geology |
genellikle kabuk parçası veya kum tanesi gibi bir döküntü parçasının etrafında oluşan yuvarlak stromatolit |
oncolite n.
|
|
426 |
Geology |
prekambriyen çağ'a ait, etrafında genç tortul kayaç biriken kıta ana bölümü |
shield n.
|
|
Military |
|
427 |
Military |
topu mil etrafında döndürmeye yarayan platform |
traversing platform n.
|
|
428 |
Military |
hava önleme füzelerinde kanatlar üzerinde bulunan ve füzenin uçuş esnasında kendi etrafında dönmesini engelleyen döner kısım |
roller-on n.
|
|
429 |
Military |
hava aracı veya füzenin dikey ekseni etrafında hareket etmesi |
yaw n.
|
|
430 |
Military |
düşmanın etrafında dolaşıp durmakla görevli asker grubu |
flying party n.
|
|
431 |
Military |
(hava aracı) dikey ekseni etrafında hareket etmek |
yaw v.
|
|
Hunting |
|
432 |
Hunting |
avcıların geyik etrafında oluşturduğu halka |
tinchel [scottish] n.
|
|
433 |
Hunting |
horozun etrafında döndüğü mihver çivisi |
hammer stud n.
|
|
434 |
Hunting |
yiv ve setin mermi çekirdeğine verdiği ekseni etrafında dönme hareketi |
spin n.
|
|
435 |
Hunting |
kendisine sabitlenmiş metal şeridin içinde bulunup şeridi uzun ekseni etrafında döndüren spiral yiv sistemi |
rifling n.
|
|
Sport |
|
436 |
Sport |
futbol sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı |
terrace n.
|
|
437 |
Sport |
ragbi sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı |
terrace n.
|
|
438 |
Sport |
futbol sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı |
terracing n.
|
|
439 |
Sport |
ragbi sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı |
terracing n.
|
|
440 |
Sport |
(artistik buz pateninde) erkek patencinin sabit bir şekilde etrafında dönerken kolundan tuttuğu kadın patencinin onun etrafında daire çizmesiyle oluşan hareket |
death spiral n.
|
|
441 |
Sport |
(bilardoda) ıstakayı neredeyse dik şekilde tutup beyaz topa vurarak beyaz topun başka bir top etrafında döndükten sonra hedef topa çarpması şeklinde yapılan atış |
masse shot n.
|
|
442 |
Sport |
(kriket) vurucunun etrafında oluşan izler |
blockhole n.
|
|
443 |
Sport |
(ragbide) oyuncuların spontane bir şekilde topun etrafında izdiham oluşturması |
maul n.
|
|
444 |
Sport |
(ragbide) oyuncuların spontane bir şekilde topun etrafında izdiham oluşturması |
maul in goal n.
|
|
445 |
Sport |
maçta bir top etrafında oluşan itişip kakışma |
loose scrum n.
|
|
446 |
Sport |
(ragbide daire şeklindeki) oyuncu barajını etrafında döndürmek |
screw v.
|
|
447 |
Sport |
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile yapılan |
round-arm adj.
|
|
448 |
Sport |
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile |
round-arm adv.
|
|
Basketball |
|
449 |
Basketball |
kendi etrafında 360 derece dönüp smaç yapmak |
three-sixty n.
|
|
Baseball |
|
450 |
Baseball |
kalelerin etrafında koşmak |
run bases v.
|
|
Art |
|
451 |
Art |
bir veya birkaç dansçının etrafında çember oluşturup yavaş tempoyla yapılan bir sırp halk dansı |
kolo n.
|
|
452 |
Art |
dansta çiftin el ele tutuşarak kendi etrafında dönmesi |
dishrag n.
|
|
Music |
|
453 |
Music |
(çiftlerin salonun etrafında döndüğü) balo dansı |
round dance n.
|
|
454 |
Music |
(çiftlerin salonun etrafında döndüğü) balo dansı |
round dancing n.
|
|
455 |
Music |
(meydan dansında) diğer çiftlerin baş çiftin etrafında kademeli olarak toplanması |
pickup n.
|
|
456 |
Music |
(dansta) etrafında dönmek |
wheel around v.
|
|
457 |
Music |
etrafında dönmek |
rotate v.
|
|
Cinema |
|
458 |
Cinema |
oyuncuların bir masa etrafında toplanarak senaryoyu rollerine göre okumaları |
read-through n.
|
|
459 |
Cinema |
oyuncuların bir masa etrafında toplanarak senaryoyu rollerine göre okumaları |
table-read n.
|
|
460 |
Cinema |
oyuncuların bir masa etrafında toplanarak senaryoyu rollerine göre okumaları |
table work n.
|
|
461 |
Cinema |
oyuncuların bir masa etrafında toplanarak senaryoyu rollerine göre okumaları |
table read n.
|
|
Abbreviation |
|
462 |
Abbreviation |
güneşin etrafında dönerken, yerçekimi dolayısıyla yörüngesi dünya'nın yörüngesine yaklaşan kuyruklu yıldız |
nec (near-earth comet) n.
|
|
Latin |
|
463 |
Latin |
etrafında anlamı veren ön ek |
amb- pref.
|
|
Engineering |
|
464 |
Engineering |
(radar ekranında) ışık noktası veya nesnenin görüntüsünün ortalama konumu etrafında hızlı kayması |
scintillation n.
|
|
465 |
Engineering |
bir değerin etrafında dalgalanmak |
hont v.
|
|
466 |
Engineering |
(makine, enstrüman, sistem) seçili değer etrafında salınmak |
hunt v.
|
|
467 |
Engineering |
(radar ekranındaki ışık noktası veya görüntü) ortalama konum etrafında hızla kaymak |
scintillate v.
|
|
Ornithology |
|
468 |
Ornithology |
amerika'ya özgü evlerin etrafında yuva yapan bir çalıkuşu |
house wren (troglodytes aedon) n.
|
|
469 |
Ornithology |
kuşlarda kulak açıklığının etrafında bulunan tüy dairesi |
auriculars n.
|
|
470 |
Ornithology |
baykuş ve benzeri kuşların kulaklarının etrafında bulunan (tüy) |
auricular adj.
|
|
Reptiles |
|
471 |
Reptiles |
boynunun etrafında dikenli fırfır bulunan büyük bir avustralya kertenkelesi |
amphibolurus barbatus n.
|
|
472 |
Reptiles |
boynunun etrafında dikenli fırfır bulunan büyük bir avustralya kertenkelesi |
bearded dragon n.
|
|
473 |
Reptiles |
boynunun etrafında dikenli fırfır bulunan büyük bir avustralya kertenkelesi |
bearded lizard n.
|
|
474 |
Reptiles |
boynunun etrafında dikenli fırfır bulunan büyük bir avustralya kertenkelesi |
jew lizard n.
|
|
Slang |
|
475 |
Slang |
etrafında olan biteni anlamayan zekası kıt kimse |
lame n.
|
|
476 |
Slang |
hareket eden aracın etrafında veya üstünde dans etme |
ghost riding n.
|
|
477 |
Slang |
hareket eden aracın etrafında veya üstünde dans etme |
ghost riding n.
|
|
478 |
Slang |
ağzın etrafında ve çenede bırakılan bıyık ve sakal modeli |
pudding ring n.
|
|
479 |
Slang |
bir kişinin etrafında kötü niyetle dolaşmak |
creep v.
|
|