|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
help n.
|
yardım |
|
You can click on the help to get more information.
Daha fazla bilgi almak için yardım bölümüne tıklayabilirsiniz.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
help v.
|
yardım etmek |
|
Can you help me to carry the bags into the kitchen?
Çantaları mutfağa taşımama yardım eder misin?
More Sentences
|
| General |
|
| 3 |
General |
help n.
|
çare |
|
You can't help but like them.
Onları sevmekten başka çaren yok.
More Sentences
|
| 4 |
General |
help n.
|
katkı |
|
The scheme wasn't much help.
Planın pek katkısı olmadı.
More Sentences
|
| 5 |
General |
help n.
|
yardımcı |
|
Your health care provider may also be able to help you select a massage therapist.
Sağlık uzmanınız ayrıca bir masaj terapisti seçmenize yardımcı olabilir.
More Sentences
|
| 6 |
General |
help n.
|
destek |
|
I think you need professional help.
Bence profesyonel destek alman gerekiyor.
More Sentences
|
| 7 |
General |
help n.
|
yardım |
|
Do you need any help with the dinner?
Akşam yemeği için yardıma ihtiyacınız var mı?
More Sentences
|
| 8 |
General |
help n.
|
çalışan |
|
We need a new help at home.
Evde yeni bir çalışana ihtiyacımız var.
More Sentences
|
| 9 |
General |
help v.
|
faydası olmak |
|
Shouting to people won't help you in this situation.
İnsanlara bağırmanın bu durumda size bir faydası olmaz.
More Sentences
|
| 10 |
General |
help v.
|
yararı olmak |
|
I don't know if that will help.
Onun yararı olup olmayacağını bilmiyorum.
More Sentences
|
| 11 |
General |
help v.
|
kurtarmak |
|
Tom helped me out of a jam.
Tom beni büyük bir dertten kurtardı.
More Sentences
|
| 12 |
General |
help v.
|
yararlı olmak |
|
Establishing independent regulatory authorities will help in this process.
Bağımsız düzenleyici makamlar kurulması bu süreçte yararlı olacaktır.
More Sentences
|
| 13 |
General |
help v.
|
katkıda bulunmak |
|
The truth is that the North's protectionist policy has helped to strangle crucial sectors in the South.
Gerçek şu ki, Kuzey'in korumacı politikası Güney'deki önemli sektörlerin batırılmasına katkıda bulunmuştur.
More Sentences
|
| 14 |
General |
help v.
|
yardımcı olmak |
|
For precisely that condition will help break the present deadlock in the Middle East.
Tam da bu koşul, Orta Doğu'daki mevcut çıkmazın kırılmasına yardımcı olacaktır.
More Sentences
|
| 15 |
General |
help v.
|
elinde olmak |
|
She smiled, not being able to help it.
Elinde olmadan gülümsedi.
More Sentences
|
| 16 |
General |
help v.
|
fayda etmek |
|
It doesn't help.
Fayda etmiyor.
More Sentences
|
| 17 |
General |
help v.
|
yardım etmek |
|
And we are always ready to help you.
Ve biz her zaman size yardım etmeye hazırız.
More Sentences
|
| 18 |
General |
help v.
|
işe yaramak |
|
It helps sometimes to be a little ignorant of the difficulties.
Bazen zorluklar konusunda biraz cahil olmak işe yarayabilir.
More Sentences
|
| 19 |
General |
help v.
|
almak |
|
We could neither help laughing, and we became friends at once.
İkimiz de gülmekten kendimizi alamadık ve bir anda arkadaş olduk.
More Sentences
|
| 20 |
General |
help v.
|
yardımı olmak |
|
I'm praying to help me find comfort with that decision.
O kararın huzur bulmama yardımı olsun diye dua ediyorum.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
General |
help exclam.
|
yardım edin |
|
Help, I am stuck!
Yardım edin, sıkıştım!
More Sentences
|
| Law |
|
| 22 |
Law |
help n.
|
yardım |
|
Iraq will need a very great deal of help.
Irak'ın çok daha fazla yardıma ihtiyacı olacaktır.
More Sentences
|
| 23 |
Law |
help v.
|
yardım etmek |
|
The Commission is willing to help on a great many issues.
Komisyon pek çok konuda yardım etmeye isteklidir.
More Sentences
|
| Technical |
|
| 24 |
Technical |
help v.
|
yardım etmek |
|
We must help the poor, the oppressed and the powerless before they become desperate, suicidal terrorists.
Çaresiz, intihara meyilli teröristlere dönüşmeden önce yoksullara, ezilenlere ve güçsüzlere yardım etmeliyiz.
More Sentences
|
| General |
|
| 25 |
General |
help n.
|
muavin |
|
| 26 |
General |
help n.
|
himmet |
|
| 27 |
General |
help n.
|
muavenet |
|
| 28 |
General |
help n.
|
uşak |
|
| 29 |
General |
help n.
|
çözüm |
|
| 30 |
General |
help n.
|
infak |
|
| 31 |
General |
help n.
|
saye |
|
| 32 |
General |
help n.
|
çırak |
|
| 33 |
General |
help n.
|
iane |
|
| 34 |
General |
help n.
|
imdat |
|
| 35 |
General |
help n.
|
kurtulma |
|
| 36 |
General |
help n.
|
hizmetçi |
|
| 37 |
General |
help n.
|
yardımlaşma |
|
| 38 |
General |
help n.
|
medet |
|
| 39 |
General |
help n.
|
yardım etme |
|
| 40 |
General |
help n.
|
yardım edilme |
|
|
|
| 41 |
General |
help n.
|
bir iş için istihdam edilmiş kimse |
|
| 42 |
General |
help n.
|
işçi |
|
| 43 |
General |
help n.
|
kaynak |
|
| 44 |
General |
help n.
|
hizmet etme aracı |
|
| 45 |
General |
help n.
|
hizmet etme yolu |
|
| 46 |
General |
help n.
|
bir şeyi önleme yolu |
|
| 47 |
General |
help n.
|
yardım etmede kullanılan güç veya kaynaklar |
|
| 48 |
General |
help n.
|
bayi yardımı |
|
| 49 |
General |
help n.
|
satıcı yardımı |
|
| 50 |
General |
help n.
|
ücretli işçinin sunduğu hizmetler |
|
| 51 |
General |
help v.
|
imdadına yetişmek |
|
| 52 |
General |
help v.
|
yumuşatmak (gergin/zor bir durumu) |
|
| 53 |
General |
help v.
|
yürütmek |
|
| 54 |
General |
help v.
|
medar olmak |
|
| 55 |
General |
help v.
|
himmet etmek |
|
| 56 |
General |
help v.
|
rahatlatmak |
|
| 57 |
General |
help v.
|
elinden tutmak |
|
| 58 |
General |
help v.
|
muavenet etmek |
|
| 59 |
General |
help v.
|
acıyı dindirmek |
|
| 60 |
General |
help v.
|
destek çıkmak |
|
| 61 |
General |
help v.
|
(mağazada, restoranda) hizmet etmek |
|
| 62 |
General |
help v.
|
(bir şeyin) etkisini artırmak |
|
| 63 |
General |
help v.
|
(bir şeyin) iyileştirilmesine katkıda bulunmak |
|
| 64 |
General |
help v.
|
(bir şeyi) geliştirmek |
|
| 65 |
General |
help v.
|
sakınmak |
|
| 66 |
General |
help v.
|
kaçınmak |
|
| 67 |
General |
help v.
|
direnmek |
|
| 68 |
General |
help v.
|
(müşteriye) servis yapmak |
|
| 69 |
General |
help v.
|
bir kimseye (yiyecek) servis etmek |
|
| 70 |
General |
help v.
|
(kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak |
|
| 71 |
General |
help v.
|
kullanmak |
|
| 72 |
General |
help v.
|
daha az kötüleştirmek |
|
| 73 |
General |
help v.
|
daha az kötü yapmak |
|
| 74 |
General |
help v.
|
(kendini) zor durumdan çıkarmak |
|
| 75 |
General |
help v.
|
(kendini) zor durumdan kurtarmak |
|
| 76 |
General |
help v.
|
uzak tutulmak |
|
| 77 |
General |
help v.
|
(kendi) kullanımına uygun olmak |
|
| 78 |
General |
help v.
|
(bir şeyin) tekdüzeliğini hafifletmek |
|
| 79 |
General |
help v.
|
(bir şeyin) tekdüzeliğini bozmak |
|
| 80 |
General |
help v.
|
işin bir kısmını yapmak |
|
|
|
| 81 |
General |
help v.
|
(bir kimsenin veya şeyin) işini kolaylaştırmak |
|
| 82 |
General |
help v.
|
(bir kimsenin veya şeyin) işini paylaşmak |
|
| 83 |
General |
help interj.
|
pardon! |
|
| 84 |
General |
help interj.
|
bakar mısınız! |
|
| 85 |
General |
help interj.
|
yardım isteme anlamında kullanılan bir ünlem |
|
| 86 |
General |
help exclam.
|
imdat |
|
| Computer |
|
| 87 |
Computer |
help n.
|
açıklama |
|
| 88 |
Computer |
help n.
|
bilgi |
|
| 89 |
Computer |
help n.
|
ekrandaki bir programın kullanımına ilişkin talimatlar |
|
| Social Sciences |
|
| 90 |
Social Sciences |
help n.
|
eksikliklerin giderilmesi |
|
| 91 |
Social Sciences |
help n.
|
açıkların giderilmesi |
|
| 92 |
Social Sciences |
help n.
|
eksikliklerin düzeltilmesi |
|
| 93 |
Social Sciences |
help n.
|
açıkların düzeltilmesi |
|
| Basketball |
|
| 94 |
Basketball |
help n.
|
savunmada yapılan yardım |
|
| Archaic |
|
| 95 |
Archaic |
help n.
|
yardımcılar |
|
| 96 |
Archaic |
help n.
|
hizmetçiler |
|
|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
help! interj.
|
imdat |
|
| General |
|
| 2 |
General |
self-help n.
|
kişisel gelişim |
|
She relied on self-help books to improve her confidence.
Özgüvenini geliştirmek için kişisel gelişim kitaplarına bel bağlıyordu.
More Sentences
|
| 3 |
General |
self-help n.
|
kendi kendine yardım |
|
We realise that aid has to act as an incentive and help bridge the way to self-help.
Yardımın bir teşvik unsuru olması ve kendi kendine yardıma giden yolda köprü vazifesi görmesi gerektiğinin farkındayız.
More Sentences
|
| 4 |
General |
request for help n.
|
yardım talebi |
|
It is simpler, therefore, to learn to categorize another's request for help as either a need or a want.
Bu nedenle, bir başkasının yardım talebini ihtiyaç veya istek olarak sınıflandırmayı öğrenmek daha kolaydır.
More Sentences
|
| 5 |
General |
professional help n.
|
profesyonel yardım |
|
Both of these options are fairly inexpensive and can be easily installed without professional help.
Bu seçeneklerin her ikisi de oldukça ucuzdur ve profesyonel yardım almadan kolayca kurulabilir.
More Sentences
|
| 6 |
General |
self-help book n.
|
kişisel gelişim kitabı |
|
Self-help books are very popular in America.
Kişisel gelişim kitapları Amerika'da çok popüler.
More Sentences
|
| 7 |
General |
offer of help n.
|
yardım teklifi |
|
Many agencies have been overwhelmed with offers of help.
Birçok acente yardım teklifleriyle dolup taşmaktadır.
More Sentences
|
| 8 |
General |
medical help n.
|
tıbbi yardım |
|
The first step is to get medical help.
İlk adım tıbbi yardım almaktır.
More Sentences
|
| 9 |
General |
rush to help n.
|
yardıma koşmak |
|
I was there when it happened and rushed to help.
Olay olduğunda oradaydım ve yardıma koştum.
More Sentences
|
| 10 |
General |
cry for help v.
|
yardım istemek |
|
The men cried for help.
Adamlar yardım isteyerek ağladı.
More Sentences
|
| 11 |
General |
need help v.
|
yardıma ihtiyacı olmak |
|
For example, I was in Brittany after the Erika oil spill, when France needed help with bird cleaning.
Örneğin Erika petrol sızıntısından sonra Fransa'nın kuş temizliği konusunda yardıma ihtiyacı olduğunda Brittany'deydim.
More Sentences
|
| 12 |
General |
give help v.
|
yardım etmek |
|
You see, we also have to be able to give help spontaneously.
Gördüğünüz gibi, kendiliğinden yardım edebilmemiz de gerekiyor.
More Sentences
|
| 13 |
General |
call for help v.
|
yardım çağrısı yapmak |
|
We could've called for help.
Yardım çağrısı yapabilirdik.
More Sentences
|
| 14 |
General |
ask for help v.
|
yardım istemek |
|
All I had to do was just to ask for help.
Tek yapmam gereken yardım istemekti.
More Sentences
|
| 15 |
General |
call for help v.
|
yardım çağırmak |
|
I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
Bağırdım, yardım çağırdım ve failleri parka kadar kovaladım.
More Sentences
|
| 16 |
General |
call for help v.
|
yardım istemek |
|
I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
Çığlık atıp yardım istedim ve failleri parka kadar kovaladım.
More Sentences
|
| 17 |
General |
appeal for help v.
|
yardım istemek |
|
He appealed for help.
Yardım istedi.
More Sentences
|
| 18 |
General |
send for help v.
|
yardım çağırmak |
|
We'd better send for help.
Yardım çağırsak iyi olur.
More Sentences
|
| 19 |
General |
scream for help v.
|
yardım istemek |
|
Layla was screaming for help.
Layla çığlıklar atarak yardım istiyordu.
More Sentences
|
| 20 |
General |
seek help v.
|
yardım aramak |
|
Don't wait for problems to arise before seeking help.
Yardım aramadan önce sorunların ortaya çıkmasını beklemeyin.
More Sentences
|
| 21 |
General |
receive help v.
|
yardım almak |
|
The Chad-Cameroon pipeline project is receiving help from the World Bank and the European Investment Bank.
Çad-Kamerun boru hattı projesi Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası'ndan yardım alıyor.
More Sentences
|
| 22 |
General |
get help v.
|
yardım almak |
|
When you just don't know, get help.
Bilmiyorsanız yardım alın.
More Sentences
|
| 23 |
General |
get professional help v.
|
profesyonel yardım almak |
|
Finally, he decided to get professional help.
Sonunda profesyonel yardım almaya karar verdi.
More Sentences
|
| 24 |
General |
can't help thinking v.
|
düşünmeden edememek |
|
I can't help thinking what Tom would say if he saw me doing this.
Tom beni böyle görseydi ne derdi diye düşünmeden edemiyorum.
More Sentences
|
| 25 |
General |
help yourself interj.
|
buyurunuz |
|
Please help yourself.
Buyrun.
More Sentences
|
| 26 |
General |
help yourself! interj.
|
buyurun |
|
Help yourself to the cake.
Pastaya buyurun.
More Sentences
|
| 27 |
General |
help me interj.
|
bana yardım edin |
|
There was only one man who could help me.
Bana yardım edebilecek tek bir kişi vardı.
More Sentences
|
| 28 |
General |
help me interj.
|
bana yardım et |
|
Oh God, help me!
Tanrım, bana yardım et!
More Sentences
|
| 29 |
General |
help us interj.
|
bize yardım edin |
|
Help us, help the Galicians.
Bize yardım edin, Galiçyalılara yardım edin.
More Sentences
|
| Colloquial |
|
| 30 |
Colloquial |
get help v.
|
yardım almak |
|
You can ask questions and get help.
Soru sorabilir ve yardım alabilirsiniz.
More Sentences
|
| 31 |
Colloquial |
god help us expr.
|
tanrı yardımcımız olsun |
|
God help us if the conservatives ever rerun Europe.
Muhafazakârlar bir daha Avrupa'yı yönetirse Tanrı yardımcımız olsun.
More Sentences
|
| 32 |
Colloquial |
without help expr.
|
yardım almadan |
|
Tom can't have done this without help.
Tom bunu yardım almadan yapamaz.
More Sentences
|
| 33 |
Colloquial |
(I) couldn't help it expr.
|
elimde değildi |
|
I couldn't help it.
Elimde değildi.
More Sentences
|
| Speaking |
|
| 34 |
Speaking |
help us interj.
|
bize yardım et |
|
Please help us.
Lütfen bize yardım et.
More Sentences
|
| 35 |
Speaking |
help me interj.
|
bana yardım et |
|
My God, help me!
Tanrım, bana yardım et!
More Sentences
|
| 36 |
Speaking |
you need help expr.
|
yardıma ihtiyacın var |
|
If you need help getting started, check out these social media marketing ideas.
Başlamak için yardıma ihtiyacınız varsa, bu sosyal medya pazarlama fikirlerine göz atın.
More Sentences
|
| General |
|
| 37 |
General |
persons in need of help n.
|
muhtacin |
|
| 38 |
General |
special help of god n.
|
maunet |
|
| 39 |
General |
a request for help n.
|
yardım dileme |
|
| 40 |
General |
persons in need of help n.
|
muhtaçlar |
|
| 41 |
General |
domestic help n.
|
hizmetçi |
|
| 42 |
General |
the help of god n.
|
nusret |
|
| 43 |
General |
self help techniques n.
|
kendi kendine yardım teknikleri |
|
| 44 |
General |
financial help for marriage n.
|
evlenme yardımı |
|
| 45 |
General |
domestic help n.
|
uşak |
|
| 46 |
General |
help desk n.
|
karşılama bankosu |
|
| 47 |
General |
thanks for your help n.
|
yardımınız için teşekkürler |
|
| 48 |
General |
thanks for your help n.
|
yardımın için teşekkürler |
|
| 49 |
General |
amicable-kind help n.
|
himmet |
|
| 50 |
General |
jobless check-help-benefit n.
|
işsizlik yardımı |
|
| 51 |
General |
self-help n.
|
kendi başına yapabilme |
|
| 52 |
General |
self-help n.
|
kendi kendine yetme |
|
| 53 |
General |
help function n.
|
yardım işlevi |
|
| 54 |
General |
help menu n.
|
yardım menüsü |
|
| 55 |
General |
live-in help n.
|
yatılı yardımcı |
|
| 56 |
General |
personal help n.
|
kişisel destek |
|
| 57 |
General |
personal help n.
|
kişisel yardım |
|
| 58 |
General |
help desk n.
|
danışma |
|
| 59 |
General |
help desk n.
|
danışma masası |
|
| 60 |
General |
help cry n.
|
yardım çığlığı |
|
| 61 |
General |
help organization n.
|
yardım organizasyonu |
|
| 62 |
General |
self help n.
|
öz yardım |
|
| 63 |
General |
kitchen help n.
|
mutfakta çalışması için işe alınan kimse |
|
| 64 |
General |
help [obsolete] n.
|
porsiyon |
|
| 65 |
General |
help [obsolete] n.
|
bir porsiyon yemek |
|
| 66 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse |
|
| 67 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti |
|
| 68 |
General |
hired help n.
|
ev veya çiftlik işlerini yapmak üzere işe alınmış çalışan |
|
| 69 |
General |
self-help n.
|
başının çaresine bakma |
|
| 70 |
General |
self-help n.
|
sorununu kendi çözme |
|
| 71 |
General |
self-help n.
|
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı |
|
| 72 |
General |
help forward v.
|
desteklemek |
|
| 73 |
General |
help oneself to v.
|
buyurmak |
|
| 74 |
General |
seek help v.
|
yardım talebinde bulunmak |
|
| 75 |
General |
be of help v.
|
faydası dokunmak |
|
| 76 |
General |
help grow v.
|
yardımı artırmak |
|
| 77 |
General |
hope for help v.
|
medet ummak |
|
| 78 |
General |
come to help v.
|
imdadına yetişmek |
|
| 79 |
General |
help someone out v.
|
birine yardımcı olmak |
|
| 80 |
General |
request for help v.
|
yardım talebinde bulunmak |
|
| 81 |
General |
help each other v.
|
yardımlaşmak |
|
| 82 |
General |
lend help to v.
|
yardım etmek |
|
| 83 |
General |
be of help to v.
|
faydası dokunmak |
|
| 84 |
General |
can't help v.
|
elinde olmamak |
|
| 85 |
General |
help oneself to v.
|
aşırmak |
|
| 86 |
General |
call for help v.
|
imdat istemek |
|
| 87 |
General |
help and nurture the poor v.
|
aç doyurmak |
|
| 88 |
General |
help oneself to v.
|
kendi kendine servis yaparak yiyeceklerden almak |
|
| 89 |
General |
help to get on v.
|
bindirmek |
|
| 90 |
General |
request for help v.
|
yardım talep etmek |
|
| 91 |
General |
help out v.
|
yardımda bulunmak |
|
| 92 |
General |
come to the help of v.
|
imdadına yetişmek |
|
| 93 |
General |
call for help v.
|
yardım talebinde bulunmak |
|
| 94 |
General |
need somebody's help v.
|
birine işi düşmek |
|
| 95 |
General |
help somebody to something v.
|
sunmak |
|
| 96 |
General |
help somebody to something v.
|
ikram etmek |
|
| 97 |
General |
help the poor v.
|
aç doyurmak |
|
| 98 |
General |
help (somebody) inadvertently v.
|
ekmeğine yağ sürmek |
|
| 99 |
General |
beg for help v.
|
yardım dilenmek |
|
| 100 |
General |
ask for help v.
|
yardım talep etmek |
|
| 101 |
General |
help financially v.
|
maddi yardımda bulunmak |
|
| 102 |
General |
help the lady v.
|
bayana yardım etmek |
|
| 103 |
General |
help to v.
|
destek çıkmak |
|
| 104 |
General |
come to the help of v.
|
imdada yetişmek |
|
| 105 |
General |
be unable to help v.
|
elinde olmamak |
|
| 106 |
General |
can't help v.
|
kendini ... yapmaktan alamamak |
|
| 107 |
General |
be destitute of help v.
|
destekten yoksun kalmak |
|
| 108 |
General |
be destitute of help v.
|
yardımdan yoksun kalmak |
|
| 109 |
General |
be of help to somebody v.
|
iyiliği dokunmak |
|
| 110 |
General |
need/require help v.
|
yardım gerektirmek |
|
| 111 |
General |
help financially v.
|
maddi açıdan yardımcı olmak |
|
| 112 |
General |
can't help but to look v.
|
kendini bakmaktan alamamak |
|
| 113 |
General |
can't help but to look v.
|
kendini bakmaktan alıkoyamamak |
|
| 114 |
General |
be a pleasure to help v.
|
yardım etmekten zevk duymak |
|
| 115 |
General |
help someone out financially v.
|
birine maddi destek vermek |
|
| 116 |
General |
seek help v.
|
yardım/destek aramak |
|
| 117 |
General |
receive professional help v.
|
profesyonel yardım almak |
|
| 118 |
General |
be in need of help v.
|
yardıma ihtiyacı olmak |
|
| 119 |
General |
can't help but think v.
|
düşünmeden edememek |
|
| 120 |
General |
use every means available to help someone v.
|
birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak |
|
| 121 |
General |
help a lot v.
|
çok yardımı dokunmak |
|
| 122 |
General |
help his wife with the chores v.
|
karısına ev işlerinde yardım etmek |
|
| 123 |
General |
cannot help doing v.
|
engel olamamak |
|
| 124 |
General |
give someone pleasure to help v.
|
yardım etme zevkini vermek |
|
| 125 |
General |
can't help speaking highly of something/someone all the time v.
|
anlata anlata bitirememek |
|
| 126 |
General |
help around the house v.
|
ev işlerine yardım etmek |
|
| 127 |
General |
help oneself v.
|
kendine (yemek) vermek |
|
| 128 |
General |
help oneself v.
|
(bir şeyi) yapmaktan kaçınmak |
|
| 129 |
General |
help oneself v.
|
kendine (yemek) almak |
|
| 130 |
General |
help oneself v.
|
kendi adına uğraşmak |
|
| 131 |
General |
help oneself v.
|
kendi kendine kısıtlama olmaksızın servis yapmak |
|
| 132 |
General |
help oneself v.
|
kendi adına çaba göstermek |
|
| 133 |
General |
help oneself v.
|
bir şeyi özgürce almak |
|
| 134 |
General |
self-help adj.
|
kişisel gelişim eserine ait veya ilgili |
|
| 135 |
General |
self-help adj.
|
kişisel gelişim kursuna ait veya ilgili |
|
| 136 |
General |
with god's help adv.
|
evvel allah |
|
| 137 |
General |
by the help of adv.
|
yardımıyla |
|
| 138 |
General |
without help adv.
|
adamsız |
|
| 139 |
General |
without outside help adv.
|
dışarıdan yardım almadan |
|
| 140 |
General |
with god's help adv.
|
allah'ın yardımıyla |
|
| 141 |
General |
by the help of adv.
|
in yardımıyla |
|
| 142 |
General |
with the help of a locksmith adv.
|
çilingir marifetiyle |
|
| 143 |
General |
with the help of prep.
|
yardımıyla |
|
| 144 |
General |
god help us! interj.
|
allah yardımcımız olsun! |
|
| 145 |
General |
help! interj.
|
yetişin |
|
| 146 |
General |
may god help you! interj.
|
allah versin |
|
| 147 |
General |
so help me god interj.
|
allah şahidim olsun |
|
| 148 |
General |
so help me interj.
|
vallahi |
|
| 149 |
General |
oh! help! for goodness sake! interj.
|
aman |
|
| 150 |
General |
so help me interj.
|
ister inanın ister inanmayın |
|
| Phrasals |
|
| 151 |
Phrasals |
help someone out with something v.
|
birine bir alanda/konuda yardımcı olmak |
|
| 152 |
Phrasals |
help someone off with something v.
|
birinin bir şeyi (palto/mont vb) çıkarmasına yardım etmek |
|
| 153 |
Phrasals |
help someone on with something v.
|
birinin bir şeyi (palto/mont vb) giymesine yardım etmek |
|
| 154 |
Phrasals |
help someone down from something v.
|
birinin bir yerden inmesine yardım etmek |
|
| 155 |
Phrasals |
help someone back to something v.
|
birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak |
|
| 156 |
Phrasals |
help someone up v.
|
birinin bir yerden kalkmasına (sandalye/koltuk) yardımcı olmak |
|
| 157 |
Phrasals |
help someone with something v.
|
birine bir alanda/konuda yardımcı olmak |
|
| 158 |
Phrasals |
help someone in to something v.
|
birinin bir yere girmesine yardım etmek |
|
| 159 |
Phrasals |
help someone off of something v.
|
birinin bir şeyden (at/araba vb) inmesine yardım etmek |
|
| 160 |
Phrasals |
help someone along v.
|
birinin ilerlemesine/hareket etmesine yardımcı olmak |
|
| 161 |
Phrasals |
help out v.
|
destek sağlamak |
|
| 162 |
Phrasals |
help off v.
|
zaman geçirmek |
|
| 163 |
Phrasals |
help on v.
|
ilerletmek |
|
| 164 |
Phrasals |
help forward v.
|
ilerlemesine yardımcı olmak |
|
| 165 |
Phrasals |
help on v.
|
yardımla teşvik etmek |
|
| 166 |
Phrasals |
help off v.
|
vakit geçirmeye yardım etmek |
|
| 167 |
Phrasals |
help out v.
|
tasarımın tamamlanmasında yardımcı olmak |
|
| 168 |
Phrasals |
help out v.
|
(başka biriyle) bir şeyin yükünü paylaşmak |
|
| 169 |
Phrasals |
help out v.
|
(birine) kısa süre için yardım etmek |
|
| 170 |
Phrasals |
help out v.
|
(başka biriyle) bir şeyin maliyetini paylaşmak |
|
| 171 |
Phrasals |
help off v.
|
inmesine yardım etmek |
|
| 172 |
Phrasals |
help (someone) off v.
|
(birinin bir şeyden) inmesine yardım etmek |
|
| 173 |
Phrasals |
help down v.
|
inmesine yardım etmek |
|
| 174 |
Phrasals |
help someone back (to something) v.
|
birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek |
|
| 175 |
Phrasals |
help (someone) get a foothold in (something) v.
|
(birinin bir şeydeki) yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek |
|
| 176 |
Phrasals |
help back v.
|
dönmesine yardım etmek |
|
| 177 |
Phrasals |
help someone back (to something) v.
|
birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek |
|
| 178 |
Phrasals |
help someone (or an animal) out (of something) v.
|
(birinin/bir hayvanın üstündeki bir şeyi) çıkarmasına yardım etmek |
|
| 179 |
Phrasals |
help out with v.
|
(bir şey) konusunda yardım etmek |
|
| 180 |
Phrasals |
help (someone) on v.
|
(birinin bir şeyi) giymesine yardım etmek |
|
| 181 |
Phrasals |
help (someone) back (to some place) v.
|
birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek |
|
| 182 |
Phrasals |
help (someone) get a foothold in (something) v.
|
(birinin bir yerde/şeyde) sağlam yer edinmesine yardım etmek |
|
| 183 |
Phrasals |
help out with v.
|
(bir şeyle) ilgili yardım etmek |
|
| 184 |
Phrasals |
help someone (or an animal) out (of something) v.
|
(birinin/bir hayvanın bir şeyden/yerden) çıkmasına yardım etmek |
|
| 185 |
Phrasals |
help (someone) up (from something) v.
|
(birinin bir şeyden) ayağa kalkması için yardım etmek |
|
| 186 |
Phrasals |
help off with v.
|
-i üstünden çıkarmasına yardım etmek |
|
| 187 |
Phrasals |
help (someone) into (something) v.
|
(birinin bir yere) girmesine yardım etmek |
|
| 188 |
Phrasals |
help in v.
|
girmesine yardım etmek |
|
| 189 |
Phrasals |
help someone (or an animal) out (of something) v.
|
(birinin/bir hayvanın zor bir durumdan) kurtulmasına yardım etmek |
|
| 190 |
Phrasals |
help on with v.
|
-i üstüne giymesine yardım etmek |
|
| 191 |
Phrasals |
help (someone) in v.
|
(birinin bir yere) girmesine yardım etmek |
|
| 192 |
Phrasals |
help back v.
|
geri dönmesine yardım etmek |
|
| 193 |
Phrasals |
help along v.
|
ilerlemesine/hareket etmesine yardımcı olmak |
|
| 194 |
Phrasals |
help someone (or an animal) out (of something) v.
|
(birinin/bir hayvanın) başını beladan kurtarmak |
|
| 195 |
Phrasals |
help (someone) get a foothold in (something) v.
|
(birinin bir şeyde) yer edinmesine yardım etmek |
|
| 196 |
Phrasals |
help (someone) back (to some place) v.
|
birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek |
|
| 197 |
Phrasals |
help (someone) up (from something) v.
|
(birinin bir şeyden) kalkmasına yardım etmek |
|
| 198 |
Phrasals |
help out (with something) v.
|
(bir ev işinde) yardım etmek |
|
| 199 |
Phrasals |
help up v.
|
kalkmasına yardım etmek |
|
| 200 |
Phrasals |
help with (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) sağlamak |
|
| 201 |
Phrasals |
help with v.
|
ile ilgili yardım etmek |
|
| 202 |
Phrasals |
help out with (someone or something) v.
|
(biri/bir şey) sağlamak |
|
| 203 |
Phrasals |
help up v.
|
çıkmasına yardım etmek |
|
| 204 |
Phrasals |
help out with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeyine) yardım etmek |
|
| 205 |
Phrasals |
help with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeyine) yardım etmek |
|
| 206 |
Phrasals |
help with v.
|
konusunda yardım etmek |
|
| Phrases |
|
| 207 |
Phrases |
can not help but expr.
|
yapmaktan başka çare yok |
|
| 208 |
Phrases |
there's no help for it expr.
|
onun çaresi yok |
|
| 209 |
Phrases |
without needing any help expr.
|
yardıma ihtiyaç duymadan |
|
| 210 |
Phrases |
help us help you expr.
|
size yardımcı olabilmemiz için bize yardım edin |
|
| 211 |
Phrases |
can't help noticing (that) (something) expr.
|
fark ettim ki … |
|
| Proverb |
|
| 212 |
Proverb |
heaven helps those who help themselves n.
|
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder |
|
| 213 |
Proverb |
heaven helps those who help themselves n.
|
tanrı çalışanı sever |
|
| 214 |
Proverb |
heaven helps those who help themselves n.
|
gayret edene tanrı da yardım eder |
|
| 215 |
Proverb |
god helps those who help themselves
|
kendi işi için gayret edene allah da yardım eder |
|
| 216 |
Proverb |
god helps those who help themselves
|
gayret edene allah da yardım eder |
|
| 217 |
Proverb |
god helps them that help themselves
|
gayret edene allah da yardım eder |
|
| 218 |
Proverb |
the lord helps those who help themselves
|
tanrı çalışanı sever |
|
| 219 |
Proverb |
the lord helps those who help themselves
|
kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder |
|
| 220 |
Proverb |
the lord helps those who help themselves
|
gayret edene tanrı da yardım eder |
|
| Colloquial |
|
| 221 |
Colloquial |
a plea for help n.
|
yardım yakarışı |
|
| 222 |
Colloquial |
first-help n.
|
ilk yardım |
|
| 223 |
Colloquial |
expect someone to help out with the rent v.
|
kiralarının ödenmesi için birisinden yardım beklemek |
|
| 224 |
Colloquial |
help someone out with the kids v.
|
çocuklara bakmak için birine yardımcı olmak |
|
| 225 |
Colloquial |
can't help v.
|
kendini tutamamak |
|
| 226 |
Colloquial |
can't help looking at v.
|
gözü takılmak |
|
| 227 |
Colloquial |
help (oneself) (to something) v.
|
(bir şey) buyurmak |
|
| 228 |
Colloquial |
help (oneself) (to something) v.
|
kendi kendine servis yaparak istediği kadar almak |
|
| 229 |
Colloquial |
help (oneself) (to something) v.
|
(bir şeyi) istediği gibi/istediği kadar almak |
|
| 230 |
Colloquial |
not able to help v.
|
kendini tutamamak |
|
| 231 |
Colloquial |
not able to help v.
|
elinde olmamak |
|
| 232 |
Colloquial |
by help of prep.
|
dolayı |
|
| 233 |
Colloquial |
so help me god! expr.
|
allah çarpsın ki! |
|
| 234 |
Colloquial |
only god can help us expr.
|
işimiz allah'a kaldı |
|
| 235 |
Colloquial |
beyond help expr.
|
yardım/tamir edilemez durumda |
|
| 236 |
Colloquial |
beyond help expr.
|
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde |
|
| 237 |
Colloquial |
somebody help me expr.
|
biri bana yardım etsin |
|
| 238 |
Colloquial |
somebody help me! expr.
|
biri bana yardım etsin! |
|
| 239 |
Colloquial |
with no help from me expr.
|
yardımım olmadan |
|
| 240 |
Colloquial |
go and get help expr.
|
gidip yardım getirin |
|
| 241 |
Colloquial |
glad to be of help expr.
|
yardımcı olabildiğime sevindim |
|
| 242 |
Colloquial |
god help him expr.
|
tanrım ona yardım et |
|
| 243 |
Colloquial |
everybody needs help expr.
|
herkes yardıma ihtiyaç duyar |
|
| 244 |
Colloquial |
doctor can't help him expr.
|
doktor ona yardım edemez |
|
| 245 |
Colloquial |
doctor can't help her expr.
|
doktor ona yardım edemez |
|
| 246 |
Colloquial |
so help me god expr.
|
tanrı şahidim olsun ki |
|
| 247 |
Colloquial |
so help me god expr.
|
tanrı şahidimdir ki |
|
| 248 |
Colloquial |
somebody get some help expr.
|
biri yardım getirsin |
|
| 249 |
Colloquial |
somebody get some help expr.
|
biri yardım çağırsın |
|
| 250 |
Colloquial |
by help of expr.
|
yüzünden |
|
| 251 |
Colloquial |
by help of expr.
|
sayesinde |
|
| 252 |
Colloquial |
by help of expr.
|
nedeniyle |
|
| 253 |
Colloquial |
(I) couldn't help it expr.
|
(kendimi) alamadım |
|
| 254 |
Colloquial |
(I) couldn't help it expr.
|
dayanamadım |
|
| 255 |
Colloquial |
(I) couldn't help it expr.
|
kendime engel olamadım |
|
| 256 |
Colloquial |
(I) couldn't help it expr.
|
engelleyemedim |
|
| 257 |
Colloquial |
heaven help (one) expr.
|
tanrı (birinin) yardımcısı olsun |
|
| 258 |
Colloquial |
heaven help (one) expr.
|
allah (birinin) yardımcısı olsun |
|
| 259 |
Colloquial |
if (one) can help it expr.
|
mecbur kalmadıkça/olmadıkça |
|
| 260 |
Colloquial |
so help you (god) expr.
|
tanrı yardımcın olsun |
|
| 261 |
Colloquial |
so help you (god) expr.
|
vay haline |
|
| 262 |
Colloquial |
so help you (god) expr.
|
seni elinden, elimden kimse alamaz |
|
| 263 |
Colloquial |
so help you (god) expr.
|
yandın demektir |
|
| 264 |
Colloquial |
how else may I help you? exclam.
|
başka bir isteğiniz/arzunuz var mı? |
|
| 265 |
Colloquial |
how else may I help you? exclam.
|
sizin için başka ne yapabilirim? |
|
| 266 |
Colloquial |
how else may I help you? exclam.
|
başka yardımcı olabileceğim bir şey var mı? |
|
| 267 |
Colloquial |
how else may I help you? exclam.
|
sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı? |
|
| Idioms |
|
| 268 |
Idioms |
a cry for help n.
|
yardım çığlığı |
|
| 269 |
Idioms |
a cry for help n.
|
imdat çağrısı |
|
| 270 |
Idioms |
a cry for help n.
|
yardım çığlığı |
|
| 271 |
Idioms |
a cry for help n.
|
yardım isteği |
|
| 272 |
Idioms |
a fat lot of good/help/use n.
|
gereksiz |
|
| 273 |
Idioms |
a fat lot of good/help/use n.
|
bir işe yaramaz |
|
| 274 |
Idioms |
a fat lot of good/help/use n.
|
uğraştığına/çabaladığına değmez |
|
| 275 |
Idioms |
a fat lot of good/help/use n.
|
yararsız |
|
| 276 |
Idioms |
help the orphan(s) v.
|
yetim başı okşamak |
|
| 277 |
Idioms |
can't help but do something v.
|
yapmaktan başka çaresi olmamak |
|
| 278 |
Idioms |
need professional help v.
|
profesyonel yardıma ihtiyacı olmak |
|
| 279 |
Idioms |
seek professional help v.
|
profesyonel yardım aramak/istemek |
|
| 280 |
Idioms |
pitch in and help with something v.
|
bir şeye katkıda bulunmak |
|
| 281 |
Idioms |
help someone through a difficult period v.
|
zor bir dönemden geçerken birine yardımcı olmak |
|
| 282 |
Idioms |
help someone through a difficult period v.
|
zor bir dönemden geçmesinde birine yardımcı olmak |
|
| 283 |
Idioms |
help a lame dog over a stile v.
|
zorda olan birine yardım etmek |
|
| 284 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
(bir şey) dikkatini çekmek |
|
| 285 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
söylemeden geçememek |
|
| 286 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
söylemeden geçememek |
|
| 287 |
Idioms |
can't help noticing (that) (something) v.
|
söylemeden geçememek |
|
| 288 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
fark etmeden yapamamak/geçememek |
|
| 289 |
Idioms |
can't help noticing (that) (something) v.
|
(bir şey) dikkatini çekmek |
|
| 290 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
(bir şey) dikkatini çekmek |
|
| 291 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
(aslında çok açık/belirgin olan bir şey için) fark etmek/gözüne çarpmak |
|
| 292 |
Idioms |
can't help noticing (that) (something) v.
|
fark etmeden yapamamak/geçememek |
|
| 293 |
Idioms |
can't help noticing (that) (something) v.
|
(aslında çok açık/belirgin olan bir şey için) fark etmek/gözüne çarpmak |
|
| 294 |
Idioms |
not able to help it v.
|
elinde olmamak |
|
| 295 |
Idioms |
not able to help it v.
|
kendini tutamamak |
|
| 296 |
Idioms |
not able to help something v.
|
elinde olmamak |
|
| 297 |
Idioms |
not able to help something v.
|
kendini tutamamak |
|
| 298 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
(bir şey) gözünden kaçmamak |
|
| 299 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
'-ni fark etmek |
|
| 300 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
dikkatini çekmek |
|
| 301 |
Idioms |
can't help but notice (that) (something) v.
|
dikkatinden kaçmamak |
|
| 302 |
Idioms |
help someone get a foothold v.
|
birinin sağlam yer edinmesine yardım etmek |
|
| 303 |
Idioms |
help someone get a foothold v.
|
birinin yer edinmesine yardım etmek |
|
| 304 |
Idioms |
help someone get a foothold v.
|
birinin yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek |
|
| 305 |
Idioms |
not lift a hand to help v.
|
kılını bile kıpırdatmamak |
|
| 306 |
Idioms |
not lift a hand to help v.
|
yardım eli uzatmamak |
|
| 307 |
Idioms |
not lift a hand to help v.
|
parmağını bile oynatmamak |
|
| 308 |
Idioms |
cannot help doing something v.
|
bir şey yapmaya engel olamamak |
|
| 309 |
Idioms |
cannot help doing something v.
|
bir şey yapmaktan kendini alamamak |
|
| 310 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmaktan) başka çare olmamak |
|
| 311 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmaktan) kendini alamamak |
|
| 312 |
Idioms |
can't help it v.
|
engelleyememek |
|
| 313 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmayı) engelleyememek |
|
| 314 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmak zorunda/mecburiyetinde kalmak |
|
| 315 |
Idioms |
can't help it v.
|
bir türlü engel olamamak |
|
| 316 |
Idioms |
can't help (doing) something v.
|
(yapmak) elinde olmamak |
|
| 317 |
Idioms |
can't help something v.
|
bir şey elinde olmamak |
|
| 318 |
Idioms |
can't help something v.
|
bir şeyi bir türlü yapamamak/başaramamak |
|
| 319 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmaktan) başka çare olmamak |
|
| 320 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmadan duramamak |
|
| 321 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmaktan başka çare olmamak |
|
| 322 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak |
|
| 323 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmayı engelleyememek |
|
| 324 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmayı) engelleyememek |
|
| 325 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmadan) duramamak |
|
| 326 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmadan) duramamak |
|
| 327 |
Idioms |
can't help (doing something) v.
|
(bir şey yapmak) elinde olmamak |
|
| 328 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmak) elinde olmamak |
|
| 329 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak |
|
| 330 |
Idioms |
can't help (doing) something v.
|
(yapmaya) engel olamamak |
|
| 331 |
Idioms |
can't help something v.
|
bir şeyi engelleyememek |
|
| 332 |
Idioms |
can't help (doing) something v.
|
(yapmayı) engelleyememek |
|
| 333 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmaktan kendini alamamak |
|
| 334 |
Idioms |
can't help but do v.
|
yapmak elinde olmamak |
|
| 335 |
Idioms |
can't help it v.
|
elinde olmamak |
|
| 336 |
Idioms |
can't help but (do something) v.
|
(bir şey yapmaktan) kendini alamamak |
|
| 337 |
Idioms |
couldn't help it v.
|
kendini alamamış olmak/alamamak |
|
| 338 |
Idioms |
couldn't help it v.
|
elinde olmamak |
|
| 339 |
Idioms |
couldn't help it v.
|
engelleyememiş olmak/engelleyememek |
|
| 340 |
Idioms |
help (someone) out of a fix v.
|
(birinin) zor/sıkıntılı bir durumdan kaçmasına/kurtulmasına yardım etmek |
|
| 341 |
Idioms |
help get a foothold v.
|
yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek |
|
| 342 |
Idioms |
help get a foothold v.
|
sağlam yer edinmesine yardım etmek |
|
| 343 |
Idioms |
help (someone) out of a fix v.
|
(birinin) çıkmazdan/güç bir durumdan çıkmasına yardım etmek |
|
| 344 |
Idioms |
help (someone) out of a fix v.
|
birinin başını beladan kurtarmak |
|
| 345 |
Idioms |
help get a foothold v.
|
yer edinmesine yardım etmek |
|
| 346 |
Idioms |
pitch in and help v.
|
katkıda bulunmak |
|
| 347 |
Idioms |
pitch in and help v.
|
el atmak |
|
| 348 |
Idioms |
pitch in and help v.
|
yardıma girişmek |
|
| 349 |
Idioms |
pitch in and help v.
|
yardıma soyunmak |
|
| 350 |
Idioms |
not if you can help it expr.
|
mecbur kalmadıkça/olmadıkça |
|
| 351 |
Idioms |
if you can help it expr.
|
mecbur kalmadıkça/olmadıkça |
|
| 352 |
Idioms |
just help yourselves! expr.
|
kendi evinmiş gibi davran! |
|
| 353 |
Idioms |
not if one can help it expr.
|
mecbur kalmadıkça/olmadıkça |
|
| 354 |
Idioms |
not if one can help it expr.
|
biri kabul etmedikçe |
|
| 355 |
Idioms |
there's no help for (something) expr.
|
(bir şey) önlenemez |
|
| 356 |
Idioms |
there's no help for (something) expr.
|
(bir şeyin) çaresi yok |
|
| 357 |
Idioms |
there's no help for (something) expr.
|
(bir şey) kaçınılmaz |
|
| 358 |
Idioms |
there's no help for (something) expr.
|
(bir şey) için yapabilecek/elden gelen bir şey yok |
|
| Speaking |
|
| 359 |
Speaking |
help me please interj.
|
bana yardım et lütfen |
|
| 360 |
Speaking |
please help me interj.
|
bana yardım et lütfen |
|
| 361 |
Speaking |
god help you interj.
|
allah yardımcın olsun |
|
| 362 |
Speaking |
heaven help you interj.
|
allah yardımcın olsun |
|
| 363 |
Speaking |
we couldn't help the plane being late! expr.
|
uçağın gecikmesi bizim kabahatimiz değildi! |
|
| 364 |
Speaking |
can you help me? expr.
|
bana yardım eder misiniz? |
|
| 365 |
Speaking |
I can't help thinking expr.
|
bence muhakkak |
|
| 366 |
Speaking |
not if I can help it expr.
|
elimden gelse yaptırmam |
|
| 367 |
Speaking |
I wish I could be of more help to you expr.
|
size daha fazla yardımcı olmak isterdim |
|
| 368 |
Speaking |
how can I help you? expr.
|
nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 369 |
Speaking |
there is no help for it expr.
|
yapılacak bir şey yoktur |
|
| 370 |
Speaking |
so help me expr.
|
yemin ediyorum |
|
| 371 |
Speaking |
can I help you? expr.
|
size yardım edebilir miyim? |
|
| 372 |
Speaking |
I can't help it expr.
|
elimde değil |
|
| 373 |
Speaking |
you’re a great help, I must say expr.
|
çok yardımcı oldun, sağol |
|
| 374 |
Speaking |
sorry I can't help you expr.
|
özür dilerim sana yardımcı olamayacağım |
|
| 375 |
Speaking |
sorry I can't help you expr.
|
özür dilerim size yardımcı olamayacağım |
|
| 376 |
Speaking |
sorry I can't help you expr.
|
kusura bakmayın size yardımcı olamayacağım |
|
| 377 |
Speaking |
I couldn't help smiling expr.
|
kendimi gülümsemekten alamadım |
|
| 378 |
Speaking |
how can I help you expr.
|
size nasıl yardım edebilirim |
|
| 379 |
Speaking |
how can I help you expr.
|
size nasıl yardımcı olabilirim |
|
| 380 |
Speaking |
how can I help you expr.
|
sana nasıl yardım edebilirim |
|
| 381 |
Speaking |
I need help expr.
|
yardıma ihtiyacım var |
|
| 382 |
Speaking |
how can I help you expr.
|
nasıl yardımcı olabilirim |
|
| 383 |
Speaking |
thanks for your help expr.
|
yardımlarınız için teşekkürler |
|
| 384 |
Speaking |
thanks for your help expr.
|
yardımınız için teşekkürler |
|
| 385 |
Speaking |
I hope I could help expr.
|
umarım yardımcı olabilmişimdir |
|
| 386 |
Speaking |
thank you for your help expr.
|
yardımlarınız için teşekkür ederim |
|
| 387 |
Speaking |
yes how can I help you expr.
|
buyrun nasıl yardımcı olabilirim |
|
| 388 |
Speaking |
I will help you expr.
|
ben sana yardım ederim |
|
| 389 |
Speaking |
I will help you expr.
|
sana yardım edeceğim |
|
| 390 |
Speaking |
thanks for your help expr.
|
yardımın için sağ ol |
|
| 391 |
Speaking |
thanks for your help expr.
|
yardımın için sağol |
|
| 392 |
Speaking |
I can't help saying expr.
|
söylemeden geçemeyeceğim |
|
| 393 |
Speaking |
I can't help asking expr.
|
sormadan geçemeyeceğim |
|
| 394 |
Speaking |
help me please expr.
|
lütfen bana yardım edin |
|
| 395 |
Speaking |
welcome how can I help you? expr.
|
hoş geldiniz size nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 396 |
Speaking |
could I help you? expr.
|
size yardım edebilir miyim? |
|
| 397 |
Speaking |
may I help you? expr.
|
size yardım edebilir miyim? |
|
| 398 |
Speaking |
can I help you? expr.
|
size yardım edebilir miyim? |
|
| 399 |
Speaking |
how may I help you? expr.
|
size nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 400 |
Speaking |
can anybody help? expr.
|
yardım edebilecek var mı? |
|
| 401 |
Speaking |
anything I can do to help? expr.
|
yapabileceğim bir şey var mı? |
|
| 402 |
Speaking |
you can't help it expr.
|
bunu engelleyemezsin |
|
| 403 |
Speaking |
I need your help expr.
|
yardımına ihtiyacım var |
|
| 404 |
Speaking |
I don't need any more help expr.
|
daha fazla yardıma ihtiyacım yok |
|
| 405 |
Speaking |
you just can't help yourself expr.
|
sen kendine bile yardım edemezsin |
|
| 406 |
Speaking |
what can I do to help? expr.
|
nasıl yardım edebilirim? |
|
| 407 |
Speaking |
I need your help expr.
|
yardımınıza ihtiyacım var |
|
| 408 |
Speaking |
I think I can help her expr.
|
sanırım ona yardımcı olabilirim |
|
| 409 |
Speaking |
we can get you help expr.
|
sana yardım bulabiliriz |
|
| 410 |
Speaking |
do you swear to tell the truth the whole truth nothing but the truth so help you god? expr.
|
tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? |
|
| 411 |
Speaking |
I'm not the one that can help you expr.
|
sana yardım edebilecek kişi ben değilim |
|
| 412 |
Speaking |
I'm trying to help expr.
|
yardımcı olmaya çalışıyorum |
|
| 413 |
Speaking |
you know what might help? expr.
|
ne yardımcı olurdu biliyor musun? |
|
| 414 |
Speaking |
I'm trying to help expr.
|
yardım etmeye çalışıyorum |
|
| 415 |
Speaking |
why don't you grab the other end of this thing and help me? expr.
|
neden şunun bir ucundan tutup bana yardım etmiyorsun? |
|
| 416 |
Speaking |
you need to ask for help expr.
|
yardım istemelisin |
|
| 417 |
Speaking |
I'm going to need your help with this expr.
|
bu işte yardımınıza ihtiyacım olacak |
|
| 418 |
Speaking |
why don't you help me? expr.
|
neden bana yardım etmiyorsun? |
|
| 419 |
Speaking |
I'm afraid I can't help you expr.
|
size yardımcı olamayacağım |
|
| 420 |
Speaking |
if you need help expr.
|
eğer yardıma ihtiyacın olursa |
|
| 421 |
Speaking |
please let me help you expr.
|
sana yardım etmeme izin ver lütfen |
|
| 422 |
Speaking |
please let me help you expr.
|
lütfen izin ver de yardım edeyim sana |
|
| 423 |
Speaking |
it might help expr.
|
yardımı dokunabilir |
|
| 424 |
Speaking |
you promised to help me expr.
|
yardım edeceğine söz vermiştin |
|
| 425 |
Speaking |
maybe I can help expr.
|
belki yardım edebilirim |
|
| 426 |
Speaking |
it would be helpful to you if you had somebody to help you expr.
|
sana yardım edecek birinin olması sana faydalı olur |
|
| 427 |
Speaking |
I couldn't help myself expr.
|
kendimi engelleyemedim |
|
| 428 |
Speaking |
if you don't know what to do i can't help you expr.
|
ne yapacağını bilmiyorsan sana yardımcı olamam |
|
| 429 |
Speaking |
I'm sorry we can't help you expr.
|
üzgünüm size yardımcı olamayız |
|
| 430 |
Speaking |
I'm sorry we can't help you expr.
|
kusura bakmayın size yardım edemeyiz |
|
| 431 |
Speaking |
help me out of here expr.
|
buradan çıkmama yardım et |
|
| 432 |
Speaking |
won't you help me? expr.
|
bana yardım etmeyecek misin? |
|
| 433 |
Speaking |
how can we help you? expr.
|
size nasıl yardım edebiliriz? |
|
| 434 |
Speaking |
we're just trying to help expr.
|
sadece yardım etmeye çalışıyoruz |
|
| 435 |
Speaking |
please help me expr.
|
lütfen bana yardımcı olun |
|
| 436 |
Speaking |
please help me expr.
|
lütfen bana yardım edin |
|
| 437 |
Speaking |
I'm here to help you expr.
|
burada sana yardım etmek için bulunuyorum |
|
| 438 |
Speaking |
may I help you? expr.
|
yardımcı olabilir miyim? |
|
| 439 |
Speaking |
I can't help her anymore expr.
|
artık ona yardım edemem |
|
| 440 |
Speaking |
you can't help her anymore expr.
|
ona artık yardım edemezsiniz |
|
| 441 |
Speaking |
heaven help him expr.
|
tanrım ona yardım et |
|
| 442 |
Speaking |
god help you expr.
|
tanrı yardımcın olsun |
|
| 443 |
Speaking |
heaven help you expr.
|
tanrı yardımcın olsun |
|
| 444 |
Speaking |
I don't need anybody's help expr.
|
kimsenin yardımına ihtiyacım yok |
|
| 445 |
Speaking |
I was just trying to help you expr.
|
sadece yardımcı olmaya çalışıyordum |
|
| 446 |
Speaking |
I will help you under two conditions expr.
|
sana iki şartla yardım ederim |
|
| 447 |
Speaking |
I had no one to help me expr.
|
bana yardım edecek hiç kimsem yoktu |
|
| 448 |
Speaking |
I had no one to help me expr.
|
bana yardım edecek kimse yoktu |
|
| 449 |
Speaking |
I gave her something that will help her sleep expr.
|
ona uyumasına yardımcı olacak bir şey verdim |
|
| 450 |
Speaking |
how can I help it? expr.
|
benim elimden ne gelir? |
|
| 451 |
Speaking |
I'm sorry I can't help it expr.
|
ne yapayım elimde değil |
|
| 452 |
Speaking |
thank you for agreeing to help me expr.
|
bana yardımcı olmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim |
|
| 453 |
Speaking |
how can I help you? expr.
|
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 454 |
Speaking |
may I help you? expr.
|
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 455 |
Speaking |
how may i help you? expr.
|
(garson vs) buyrun size nasıl yardımcı olabilirim? |
|
| 456 |
Speaking |
heaven help us expr.
|
tanrı yardımcımız olsun |
|
| 457 |
Speaking |
help me change my life expr.
|
hayatımı değiştirmeme yardım et |
|
| 458 |
Speaking |
I want to help you expr.
|
sana yardım etmek istiyorum |
|
| 459 |
Speaking |
help yourselves to drinks expr.
|
kendinize içki alın |
|
| 460 |
Speaking |
I had some help expr.
|
biraz yardım aldım |
|
| 461 |
Speaking |
we're here to help expr.
|
yardım etmek için buradayız |
|
| 462 |
Speaking |
I need your help on something expr.
|
bir konuda yardımın gerekiyor |
|
| 463 |
Speaking |
help us help you expr.
|
sen bize yardım et biz de sana yardım edelim |
|
| 464 |
Speaking |
I need your help on something expr.
|
bir konuda yardımınına ihtiyacım var |
|
| 465 |
Speaking |
we need your help on something expr.
|
bir konuda yardımın gerekiyor |
|
| 466 |
Speaking |
let me know if you need my help expr.
|
yardımıma ihtiyacın olursa haberim olsun/bana söyle |
|
| 467 |
Speaking |
can somebody help me? expr.
|
biri bana yardım edebilir mi? |
|
| 468 |
Speaking |
I cannot help you if I don't understand what you are talking about expr.
|
tam olarak neden bahsettiğini bilmeden sana yardım edemem |
|
| 469 |
Speaking |
I can't help you with that expr.
|
bu konuda sana yardımcı olamam |
|
| 470 |
Speaking |
let me help you expr.
|
bırak da sana yardım edeyim |
|
| 471 |
Speaking |
would you help me with my zipper? expr.
|
fermuarımı açmamda bana yardımcı olur musun? |
|
| 472 |
Speaking |
my mission in life is to help people expr.
|
hayattaki amacım insanlara yardım etmektir |
|
| 473 |
Speaking |
let me know if I can help expr.
|
bir şeye ihtiyacın olursa/ yardımcı olabileceğim bir şey varsa haber ver |
|
| 474 |
Speaking |
your help is priceless expr.
|
hakkın ödenmez |
|
| 475 |
Speaking |
may I help you? expr.
|
yardım edebilir miyim? |
|
| 476 |
Speaking |
can I help you? expr.
|
yardımcı olabilir miyim? |
|
| 477 |
Speaking |
could I help you? expr.
|
yardımcı olabilir miyim? |
|
| 478 |
Speaking |
could I help you? expr.
|
yardım edebilir miyim? |
|
| 479 |
Speaking |
can I help you? expr.
|
yardım edebilir miyim? |
|
| 480 |
Speaking |
I'll be glad if you help me expr.
|
yardım edersen sevinirim |
|
| 481 |
Speaking |
let me help you expr.
|
bırak sana yardım edeyim |
|
| 482 |
Speaking |
you gotta help me expr.
|
bana yardım etmelisin |
|
| 483 |
Speaking |
you have to help me expr.
|
bana yardım etmelisin |
|
| 484 |
Speaking |
I can't help you this time expr.
|
bu sefer sana yardımcı olamam |
|
| 485 |
Speaking |
I need your help on this one expr.
|
bu konuda yardımın gerek |
|
| 486 |
Speaking |
couldn't help but overhear expr.
|
istemeden kulak misafiri oldum |
|
| 487 |
Speaking |
I couldn't help but overhear expr.
|
istemeden kulak misafiri oldum |
|
| 488 |
Speaking |
I'm trying to help you expr.
|
sana yardım etmeye çalışıyorum |
|
| 489 |
Speaking |
I was wondering if you could help me? expr.
|
bana yardımcı olabilir misiniz acaba? |
|
| 490 |
Speaking |
is this something I can help you with? expr.
|
yardım edebileceğim bir şey mi? |
|
| 491 |
Speaking |
is this something I can help you with? expr.
|
yardımcı olabileceğim bir şey mi? |
|
| 492 |
Speaking |
why didn't you let me help you? expr.
|
neden yardım etmeme izin vermedin? |
|
| 493 |
Speaking |
they need your help expr.
|
yardımına ihtiyaçları var |
|
| 494 |
Speaking |
can someone help me out? expr.
|
birisi bana yardım edebilir mi? |
|
| 495 |
Speaking |
i need a little help expr.
|
biraz yardıma ihtiyacım var |
|
| 496 |
Speaking |
I need a bit of help expr.
|
biraz yardıma ihtiyacım var |
|
| 497 |
Speaking |
could you help me please? expr.
|
bana yardım eder misiniz? |
|
| 498 |
Speaking |
I'll help you get on your feet expr.
|
ayaklarının üzerinde durmana yardım edeceğim |
|
| 499 |
Speaking |
I can't help it expr.
|
elde değil |
|
| 500 |
Speaking |
I couldn't help overhearing expr.
|
istemeden kulak misafiri oldum |
|
