|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
inşa etmek |
build v.
|
|
We must never forget that our task here is to build, all together, a Europe based on the freedom of the citizens.
Buradaki görevimizin, hep birlikte, vatandaşların özgürlüğüne dayalı bir Avrupa inşa etmek olduğunu asla unutmamalıyız.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
inşa etmek |
construct v.
|
|
Well, political Europe will be constructed without them, in the same way as monetary union was.
Tıpkı parasal birlik gibi siyasi Avrupa da onlar olmadan inşa edilecektir.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
yeniden inşa etmek |
rebuild v.
|
|
It is now perfectly clear that we must rebuild a European agricultural model.
Avrupa tarım modelini yeniden inşa etmemiz gerektiği artık çok açık.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
inşa etme |
building n.
|
|
The law forbids the building of any skyscraper on this land.
Yasalar bu araziye gökdelen inşa edilmesini yasaklıyor.
More Sentences
|
5 |
General |
inşa etme |
construction n.
|
|
Our construction of Europe is based on right, rather than might.
Avrupa'yı inşa ederken gücümüzü değil hakkımızı esas alıyoruz.
More Sentences
|
6 |
General |
yeniden inşa |
reconstruction n.
|
|
We must determinedly press on with the social, cultural and economic reconstruction that has only just started.
Henüz yeni başlamış olan sosyal, kültürel ve ekonomik yeniden inşaya kararlılıkla devam etmeliyiz.
More Sentences
|
7 |
General |
inşa etmek |
make v.
|
|
There used to be a village here before the dam was made.
Baraj inşa edilmeden önce burada bir köy vardı.
More Sentences
|
8 |
General |
inşa etmek |
build v.
|
|
This revision builds on this success.
Bu revizyon bu başarının üzerine inşa edilmiştir.
More Sentences
|
9 |
General |
inşa etmek |
erect v.
|
|
We must not erect further new barriers.
Daha fazla yeni bariyer inşa etmemeliyiz.
More Sentences
|
10 |
General |
yeniden inşa etmek |
rebuild v.
|
|
We must try to rebuild this relationship as a matter of urgency.
Acil olarak bu ilişkiyi yeniden inşa etmeye çalışmalıyız.
More Sentences
|
11 |
General |
yeniden inşa etmek |
reconstruct v.
|
|
However, we must seek to reconstruct confidence in a law-based world order.
Bununla birlikte, hukuk temelli bir dünya düzenine olan güveni yeniden inşa etmeye çalışmalıyız.
More Sentences
|
12 |
General |
köprü inşa etmek |
build bridge v.
|
|
I like to build bridges.
Köprü inşa etmeyi seviyorum.
More Sentences
|
13 |
General |
hastane inşa etmek |
build a hospital v.
|
|
Some aid may have built a hospital, fed a hungry village.
Bazı yardımlar bir hastane inşa etmiş, aç bir köyü doyurmuş olabilir.
More Sentences
|
|
14 |
General |
gemi inşa etmek |
build a ship v.
|
|
Tom built a ship inside a bottle.
Tom bir şişenin içinde bir gemi inşa etti.
More Sentences
|
15 |
General |
yeniden inşa edilmek |
be rebuilt v.
|
|
The city was rebuilt after the war.
Bu şehir savaştan sonra yeniden inşa edildi.
More Sentences
|
16 |
General |
inşa etmek |
construct v.
|
|
This is an incredible success and we must rapidly construct the political Europe that they lack.
Bu inanılmaz bir başarıdır ve eksikliğini duydukları siyasi Avrupa'yı hızla inşa etmeliyiz.
More Sentences
|
17 |
General |
ev inşa etmek |
build a house v.
|
|
It is not very prudent to begin building a house from the roof.
Bir evi inşa etmeye çatıdan başlamak pek akıllıca değildir.
More Sentences
|
18 |
General |
robot inşa etmek |
build a robot v.
|
|
Tom built a robot.
Tom bir robot inşa etti.
More Sentences
|
19 |
General |
bina inşa etmek |
build a building v.
|
|
It takes many people to build a building.
Bir binayı inşa etmek için birçok insan gerekir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
20 |
Trade/Economic |
yeniden inşa |
reconstruction n.
|
|
Then the support for the reconstruction of Iraq.
Ardından Irak'ın yeniden inşası için destek.
More Sentences
|
21 |
Trade/Economic |
yeniden inşa etmek |
rebuild v.
|
|
We are looking to rebuild people's confidence in our institutions.
İnsanların kurumlarımıza olan güvenini yeniden inşa etmeye çalışıyoruz.
More Sentences
|
Law |
|
22 |
Law |
inşa etmek |
construct v.
|
|
Europe is constructed on the basis of agreements and consensus.
Avrupa, anlaşmalar ve uzlaşmalar temelinde inşa edilmiştir.
More Sentences
|
Technical |
|
23 |
Technical |
inşa etme |
constructing n.
|
|
This report thus creates the possibility for constructing a multilayer structure.
Dolayısıyla bu rapor çok katmanlı bir yapının inşa edilmesi için imkan yaratmaktadır.
More Sentences
|
24 |
Technical |
inşa etmek |
build v.
|
|
This does not mean structures of aggression, but structures which actively build peace.
Bu, saldırgan yapılar değil, aktif olarak barışı inşa eden yapılar anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
25 |
Technical |
inşa etmek |
construct v.
|
|
We shall construct the new Europe together.
Yeni Avrupa'yı birlikte inşa edeceğiz.
More Sentences
|
26 |
Technical |
inşa edilmiş |
built adj.
|
|
Millions of euros have been invested by four European countries and the weapons systems built around it.
Dört Avrupa ülkesi tarafından milyonlarca Euro yatırım yapılmış ve silah sistemleri bunun üzerine inşa edilmiştir.
More Sentences
|
Construction |
|
27 |
Construction |
yeniden inşa etme |
rebuilding n.
|
|
The Commission is committed to supporting and rebuilding these structures.
Komisyon bu yapıları desteklemeye ve yeniden inşa etmeye kararlıdır.
More Sentences
|
28 |
Construction |
inşa etmek |
construct v.
|
|
In this parliamentary term, the Europe of rights is being constructed.
Bu parlamento döneminde haklar Avrupası inşa ediliyor.
More Sentences
|
29 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
rebuild v.
|
|
We must not just create visible bridges but rebuild those which have been destroyed as well.
Sadece görünür köprüler yaratmakla kalmamalı, aynı zamanda yıkılmış olanları da yeniden inşa etmeliyiz.
More Sentences
|
30 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
reconstruct v.
|
|
In view of the upcoming elections on 15 September, I am still not sure that we have reconstructed enough houses there.
Yaklaşan 15 Eylül seçimleri göz önüne alındığında, orada yeterince evi yeniden inşa ettiğimizden hala emin değilim.
More Sentences
|
31 |
Construction |
inşa edilmiş |
built adj.
|
|
The European Union was built up over time and through various trials.
Avrupa Birliği zaman içerisinde ve çeşitli denemelerden geçerek inşa edilmiştir.
More Sentences
|
General |
|
32 |
General |
yok etme ve tekrar inşa |
destruction and reconstruction n.
|
|
33 |
General |
gemi inşa mühendisi |
shipbuilder n.
|
|
|
34 |
General |
inşa etme |
erection n.
|
|
35 |
General |
geride inşa etme |
setback n.
|
|
36 |
General |
tekrar inşa |
reconstruction n.
|
|
37 |
General |
onarım ve yeniden inşa |
repair and reconstruction n.
|
|
38 |
General |
kalelerde dışarıya doğru üçgen oluşturacak şekilde inşa edilen siperler |
ravelin n.
|
|
39 |
General |
doğuya doğru inşa etme |
orientation n.
|
|
40 |
General |
inşa eden |
erecter n.
|
|
41 |
General |
portekiz'de yerel üslupla inşa edilmiş ve devletin sahibi olduğu otel |
pousada n.
|
|
42 |
General |
oluklu sactan inşa edilmiş prefabrik baraka |
nissen hut n.
|
|
43 |
General |
inşa merkezi |
construction centre n.
|
|
44 |
General |
yeniden inşa masrafları |
reconstruction expenses n.
|
|
45 |
General |
ev inşa alanı |
homesite n.
|
|
46 |
General |
yeniden inşa etme |
reconstructing n.
|
|
47 |
General |
içeri hizada inşa etme |
setback n.
|
|
48 |
General |
yeniden inşa etme |
reconstruction n.
|
|
49 |
General |
senaryo inşa etme |
scenario building n.
|
|
50 |
General |
yeniden inşa edilen şehir |
rebuilt city n.
|
|
51 |
General |
yeniden inşa edilmiş şehir |
rebuilt city n.
|
|
52 |
General |
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet |
privy n.
|
|
53 |
General |
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet |
jakes n.
|
|
54 |
General |
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet |
earth-closet n.
|
|
55 |
General |
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet |
outhouse n.
|
|
56 |
General |
geri dönüştürülen malzemeler kullanılarak inşa edilen çevre dostu ev |
earthship n.
|
|
57 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
spring house n.
|
|
58 |
General |
eskiden (buzdolabının icadından önce) derelerin üstüne inşa edilen yapı |
springhouse n.
|
|
59 |
General |
inşa edilmiş çevre |
built environment n.
|
|
60 |
General |
oluklu sactan inşa edilmiş prefabrik baraka |
quonset hut n.
|
|
61 |
General |
inşa yılı |
year of built n.
|
|
62 |
General |
güven inşa etme |
trust building n.
|
|
63 |
General |
toplumsal olarak inşa edilmiş davranış |
socially constructed behavior n.
|
|
64 |
General |
topluluk inşa etme |
building community n.
|
|
65 |
General |
eski bir binanın inşa edilme amacından farklı bir amaçla kullanılması |
adaptive reuse n.
|
|
66 |
General |
antik iskoçya ve irlanda'da yapay olarak inşa edilmiş ev veya yerleşim bölgesi |
crannog n.
|
|
67 |
General |
antik iskoçya ve İrlanda'da bir gölde ya da bataklıkta inşa edilmiş müstahkem yapı |
crannog n.
|
|
68 |
General |
binayı inşa etmek |
build n.
|
|
69 |
General |
yerine başka bir yapı inşa edilmesi amacıyla yıkılan bina |
teardown n.
|
|
70 |
General |
inşa için topluca hareket etme |
raising bee n.
|
|
71 |
General |
inşa için topluca hareket etme |
barn raising n.
|
|
72 |
General |
yeniden inşa eden kimse |
rebuilder n.
|
|
73 |
General |
kale biçiminde inşa etme |
castellation n.
|
|
|
74 |
General |
kale benzeri inşa edilmiş yapı |
castellation n.
|
|
75 |
General |
inşa eden |
rearer n.
|
|
76 |
General |
yeniden inşa etme |
refoundation n.
|
|
77 |
General |
yeniden inşa eden kimse |
refounder n.
|
|
78 |
General |
evin dışına inşa edilmiş tuvalet |
netty [dialect] n.
|
|
79 |
General |
yamaç başına inşa edilmiş sokak |
terrasse n.
|
|
80 |
General |
afrika'nın bazı bölgelerinde savunma için kullanılan, dikenli çalılardan inşa edilmiş yapı |
zeriba n.
|
|
81 |
General |
inşa etme |
fabric n.
|
|
82 |
General |
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri |
villa home [australia] n.
|
|
83 |
General |
antik roma'nın üzerine inşa edildiği yedi tepeden biri |
viminal n.
|
|
84 |
General |
bir bölgede çok fazla alışveriş merkezi inşa edilmesi |
malling n.
|
|
85 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello tower n.
|
|
86 |
General |
avrupa'da kıyı savunması için inşa edilmiş, genellikle taş malzemeden yapılmış alçak ve yuvarlak kule |
martello n.
|
|
87 |
General |
(orta doğu'da) ev veya dükkan gibi yapıların duvarlarına taştan inşa edilen geniş oturma sırası |
mastaba n.
|
|
88 |
General |
karmaşık inşa edilen yapı |
web n.
|
|
89 |
General |
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt |
medicine-wheel n.
|
|
90 |
General |
erkek bir çardak kuşunun dişiye kur yapmak için inşa ettiği yuva |
bower n.
|
|
91 |
General |
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar |
bratticings [obsolete] n.
|
|
92 |
General |
hobi olarak inşa edilen minyatür demiryolu |
model-railway n.
|
|
93 |
General |
model inşa eden kimse |
modellist n.
|
|
94 |
General |
model inşa eden kimse |
modelist n.
|
|
95 |
General |
kendi kendine yeten birimlerle veya bölümlerle inşa edilmiş şey |
modular n.
|
|
96 |
General |
çevredeki kırsal bölgeye hakim bir nokta elde etmek için bahçeye inşa edilen yüksek alan |
mount [obsolete] n.
|
|
97 |
General |
yeniden inşa edilmiş şey |
rework n.
|
|
98 |
General |
ırak'ta bataklık arazilere inşa edilen sazdan kulübe |
mudhif n.
|
|
99 |
General |
alınan ödülün sergilenmesi için zafer sahibi zengin kimsenin inşa ettiği bina veya kolon |
choragic monument n.
|
|
100 |
General |
çocukların oynamak, saklanmak veya barınmak için inşa ettikleri küçük yapı |
den n.
|
|
101 |
General |
eskiden kent surlarının inşa veya onarımından sorumlu kimse |
murenger n.
|
|
102 |
General |
nehir boyunca inşa edilen yol |
riverwalk n.
|
|
103 |
General |
yol inşa ekibi |
road gang n.
|
|
104 |
General |
(hindistan'da) genellikle dini amaçla inşa edilen konukevi |
dharmsala n.
|
|
105 |
General |
(hindistan'da) genellikle dini amaçla inşa edilen konukevi |
dharmshala n.
|
|
106 |
General |
(önceden saint petersburg'un inşa edildiği yerde yaşayan) batı fin halkı üyesi |
inger n.
|
|
107 |
General |
su borularını inşa eden kimse |
drainlayer [new zealand] n.
|
|
108 |
General |
izcilikte çıta ve iple yapılar inşa etme becerisi |
pioneering n.
|
|
109 |
General |
benzer tasarımda inşa edilmiş toplu konutlar |
development n.
|
|
110 |
General |
kentin veya kalenin girişi üzerine inşa edilmiş müstahkem yapı |
gatehouse n.
|
|
111 |
General |
taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü |
gather n.
|
|
112 |
General |
tahkimli bölgenin dışına inşa edilmiş küçük savunma alanı |
outwork n.
|
|
113 |
General |
kendi evini inşa etme |
self-build n.
|
|
114 |
General |
(birinin) kendisi tarafından inşa edilen ev |
self-build n.
|
|
115 |
General |
kunduz yuvası olarak inşa edilen yer |
beavery n.
|
|
116 |
General |
binanın çelik yapısını inşa eden kimse |
spiderman n.
|
|
117 |
General |
inşa etmek |
put up v.
|
|
118 |
General |
inşa etmek |
raise v.
|
|
119 |
General |
inşa etmek |
rear v.
|
|
120 |
General |
aceleyle inşa etmek |
throw up v.
|
|
121 |
General |
baraj inşa etmek |
build a dam v.
|
|
122 |
General |
baraj inşa etmek |
construct a dam v.
|
|
123 |
General |
tekrar inşa edilmek |
be rebuilt v.
|
|
124 |
General |
inşa etmek |
found v.
|
|
125 |
General |
dayanaksız ucuz evler inşa etmek |
jerry-build v.
|
|
126 |
General |
köy biçimi inşa etmek |
rusticate v.
|
|
127 |
General |
şehir inşa etmek |
build a city v.
|
|
128 |
General |
kent inşa etmek |
build a city v.
|
|
129 |
General |
içine inşa edilmek |
be built into v.
|
|
130 |
General |
hayal inşa etmek |
imagineer v.
|
|
131 |
General |
önceden inşa etmek |
prebuild v.
|
|
132 |
General |
beraber inşa etmek |
co-construct v.
|
|
133 |
General |
önemseyen/ilgi/şefkat gösteren bir toplum oluşturmak/inşa etmek |
build a caring society v.
|
|
134 |
General |
duyarlı bir toplum yaratmak/inşa etmek |
build a caring society v.
|
|
135 |
General |
yeniden inşa etmek yıllar almak |
take years to rebuild v.
|
|
136 |
General |
uzlaşı inşa etmek |
build consensus v.
|
|
137 |
General |
marka inşa etmek |
build a brand v.
|
|
138 |
General |
imparatorluk inşa etmek |
build an empire v.
|
|
139 |
General |
evi inşa ettirmek |
get the house built v.
|
|
140 |
General |
evi inşa ettirmek |
have the house built v.
|
|
141 |
General |
yeniden inşa etmek |
rewamp v.
|
|
142 |
General |
kuş kulübesi inşa etmek |
build a birdhouse v.
|
|
143 |
General |
kuş kulübesi inşa etmek |
build a bird house v.
|
|
144 |
General |
inşa etmek |
carve v.
|
|
145 |
General |
yeniden inşa etmek |
reerect v.
|
|
146 |
General |
yeniden inşa etmek |
re-erect v.
|
|
147 |
General |
yeniden inşa etmek |
refound v.
|
|
148 |
General |
bina inşa etmek |
construct a building v.
|
|
149 |
General |
tapınak inşa etmek |
temple v.
|
|
150 |
General |
sıraevler inşa etmek |
terrace v.
|
|
151 |
General |
inşa etmek |
edify v.
|
|
152 |
General |
inşa etmek |
uprear v.
|
|
153 |
General |
inşa etmek |
extruct v.
|
|
154 |
General |
inşa etmek |
fabric [obsolete] v.
|
|
155 |
General |
inşa etmek |
mak [scotland] v.
|
|
156 |
General |
inşa etmek |
make up [obsolete] v.
|
|
157 |
General |
inşa etmek |
big [dialect] [uk] v.
|
|
158 |
General |
inşa etmek |
bigg [dialect] [uk] v.
|
|
159 |
General |
(bir şehrin) görünümünü yüksek ve dip dibe binalar inşa ederek dönüştürmek |
manhattanize v.
|
|
160 |
General |
kötü şekilde inşa etmek |
misbuild v.
|
|
161 |
General |
yanlış şekilde inşa etmek |
misbuild v.
|
|
162 |
General |
kötü şekilde inşa etmek |
misconstruct v.
|
|
163 |
General |
inşa etmeye yardımcı olmak |
mould [obsolete] v.
|
|
164 |
General |
inşa etmeyi sağlamak |
mould [obsolete] v.
|
|
165 |
General |
(bir şeyin) üzerine höyük inşa etmek |
mound over v.
|
|
166 |
General |
yeniden inşa etmek |
rework v.
|
|
167 |
General |
galeri inşa etmek |
gallery v.
|
|
168 |
General |
tavan arası inşa etmek |
loft [obsolete] v.
|
|
169 |
General |
çatı katı inşa etmek |
loft [obsolete] v.
|
|
170 |
General |
mahmuzlarla inşa etmek |
groin v.
|
|
171 |
General |
üzerine inşa etmek |
overbuild v.
|
|
172 |
General |
tepesine inşa etmek |
overbuild v.
|
|
173 |
General |
aşırı yoğun şekilde inşa etmek |
overconstruct v.
|
|
174 |
General |
külbütör gibi bombeli inşa etmek |
rocker v.
|
|
175 |
General |
mühendislikle tasarlayıp inşa etmek |
drive v.
|
|
176 |
General |
(hendek, duvar) uzunlamasına inşa etmek |
draw [obsolete] v.
|
|
177 |
General |
alelacele inşa etmek |
paper v.
|
|
178 |
General |
boru hattı inşa etmek |
pipeline v.
|
|
179 |
General |
çit inşa etmek |
fence v.
|
|
180 |
General |
kütükleri yan yana dizerek (yol) inşa etmek |
corduroy v.
|
|
181 |
General |
su yolu inşa etmek |
flume v.
|
|
182 |
General |
önceden inşa etmek |
preerect v.
|
|
183 |
General |
(evi) inşa edilmeden satmak |
presell v.
|
|
184 |
General |
(avantaj) üzerine inşa etmek |
press home v.
|
|
185 |
General |
(ev) kendisi için inşa etmek |
self-build v.
|
|
186 |
General |
temel inşa etmek |
fortify v.
|
|
187 |
General |
destek inşa etmek |
fortify v.
|
|
188 |
General |
ilk kez inşa etmek |
foundation v.
|
|
189 |
General |
inşa çalışmalarına başlamak |
foundation v.
|
|
190 |
General |
piramit biçiminde inşa etmek |
pyramid v.
|
|
191 |
General |
altına destek inşa etmek |
substruct v.
|
|
192 |
General |
inşa edilebilen |
erectable adj.
|
|
193 |
General |
inşa halinde |
in process of construction adj.
|
|
194 |
General |
inşa edilmemiş |
unbuilt adj.
|
|
195 |
General |
yeni inşa edilmiş |
newly-built adj.
|
|
196 |
General |
inşa edilmemiş |
unconstructed adj.
|
|
197 |
General |
önceden hazırlanmış/inşa edilmiş |
prebuilt adj.
|
|
198 |
General |
eğimli inşa edilen |
raked adj.
|
|
199 |
General |
yeniden inşa edilmiş |
reconstructed adj.
|
|
200 |
General |
ustalıkla inşa edilmiş |
well-wrought adj.
|
|
201 |
General |
inşa eden |
edificant adj.
|
|
202 |
General |
inşa etme veya işletmede başarılı olan |
whizzy adj.
|
|
203 |
General |
gerçek boyutunun milyonda bir ölçeğinde inşa edilmiş |
millionth adj.
|
|
204 |
General |
inşa edilmiş anlamı veren kombinasyon |
-built adj.
|
|
205 |
General |
evde inşa edilmiş |
home-built adj.
|
|
206 |
General |
kötü inşa edilmiş |
loose-jointed adj.
|
|
207 |
General |
durumun gerektirdiği şekilde kullanılmak üzere inşa edilen |
occasional adj.
|
|
208 |
General |
inşa edilmeden önce planlarına göre değerlendirilen (yeni bina) |
off-plan adj.
|
|
209 |
General |
belirli bir alan inşa eden |
domanial adj.
|
|
210 |
General |
yığınlar üzerine inşa edilmiş |
piled adj.
|
|
211 |
General |
dikkatli bir şekilde inşa edilmiş |
clever adj.
|
|
212 |
General |
yer içine inşa edilen |
inground adj.
|
|
213 |
General |
zeminin içine inşa edilen |
inground adj.
|
|
214 |
General |
enine dizili odundan inşa edilen |
corduroy adj.
|
|
215 |
General |
prefabrik bölümlerden inşa edilen |
preengineered adj.
|
|
216 |
General |
ölçeğe uygun inşa edilmiş |
scale adj.
|
|
217 |
General |
denizde inşa edilmiş |
sea-built adj.
|
|
218 |
General |
deniz kenarında inşa edilmiş |
sea-built adj.
|
|
219 |
General |
bir yerin sakini tarafından inşa edilmiş |
self-build adj.
|
|
220 |
General |
yüksek platform üzerinde inşa edilen |
superelevated adj.
|
|
221 |
General |
tümsek üzerine inşa edilen |
superelevated adj.
|
|
222 |
General |
toprak yığını üzerine inşa edilen |
superelevated adj.
|
|
Phrasals |
|
223 |
Phrasals |
alelacele inşa etmek |
throw up v.
|
|
224 |
Phrasals |
inşa etmek |
carry up v.
|
|
225 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
226 |
Phrasals |
(birinin veya bir fikrin) etrafında inşa etmek |
build around v.
|
|
227 |
Phrasals |
çevresine (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
228 |
Phrasals |
çevresine (bir şey) inşa etmek |
build around v.
|
|
229 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
230 |
Phrasals |
etrafına (bir şey) inşa etmek |
build around v.
|
|
231 |
Phrasals |
inşa edilmek |
go up v.
|
|
232 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) out over (something) v.
|
|
233 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) out over something v.
|
|
234 |
Phrasals |
(bir yerin) üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde (bir yapı) inşa etmek |
build (something) over something v.
|
|
235 |
Phrasals |
(bir yerin) etrafına/çevresine (bir yapı/şey) inşa etmek |
build around (someone or something) v.
|
|
236 |
Phrasals |
(bir yapıyı/şeyi bir yerin) etrafına/çevresine inşa etmek |
build around v.
|
|
237 |
Phrasals |
(bir yapıyı/şeyi bir yeri) çevreleyecek şekilde/etrafını saracak biçimde inşa etmek |
build around v.
|
|
238 |
Phrasals |
(bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek |
build out of (something) v.
|
|
239 |
Phrasals |
(bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek |
build something out of something v.
|
|
240 |
Phrasals |
bir şeyi (ağaç/taş vb'den) inşa etmek |
construct something out of something v.
|
|
241 |
Phrasals |
bir şeyin üzerine çatı inşa etmek |
roof something over v.
|
|
242 |
Phrasals |
bir şeyi (ağaç/taş vb'den) inşa etmek |
construct something from something v.
|
|
243 |
Phrasals |
kabaca yapmak/döşemek/inşa etmek |
rough in something v.
|
|
244 |
Phrasals |
kabaca yapmak/döşemek/inşa etmek |
rough something in v.
|
|
245 |
Phrasals |
-den inşa etmek |
construct something out of something v.
|
|
246 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar inşa etmek/şekillendirmek |
reconstruct (something) from (something else) v.
|
|
247 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyden yeniden kurmak/inşa etmek |
reconstruct something from something v.
|
|
248 |
Phrasals |
ir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden kurmak/inşa etmek |
reconstruct something from something v.
|
|
249 |
Phrasals |
bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek |
found on v.
|
|
250 |
Phrasals |
bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek |
found on v.
|
|
251 |
Phrasals |
bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek |
found upon v.
|
|
252 |
Phrasals |
bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek |
found upon v.
|
|
253 |
Phrasals |
bir temelin üstüne inşa etmek |
found something on something v.
|
|
254 |
Phrasals |
bir temelin üstüne inşa etmek |
found something on something v.
|
|
255 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek |
found on v.
|
|
256 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek |
found upon v.
|
|
257 |
Phrasals |
(belli bir yere) inşa edilmek |
sit at (something) v.
|
|
258 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne (bir şey) inşa etmek |
build (something) over (something) v.
|
|
259 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne doğru inşa etmek |
build (something) over (something) v.
|
|
260 |
Phrasals |
(bir şey) üzerine inşa etmek |
build upon (something) v.
|
|
261 |
Phrasals |
(bir temel) üzerine inşa etmek |
build upon (something) v.
|
|
262 |
Phrasals |
(bir şey) üzerine inşa etmek |
build on (something) v.
|
|
263 |
Phrasals |
(bir temel) üzerine inşa etmek |
build on (something) v.
|
|
264 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek |
build something upon something v.
|
|
265 |
Phrasals |
bir şeyi bir temel üzerine inşa etmek |
build something upon something v.
|
|
266 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek |
build something on something v.
|
|
267 |
Phrasals |
bir şeyi bir temel üzerine inşa etmek |
build something on something v.
|
|
268 |
Phrasals |
(belli bir) kalite üzerine kurmak/inşa etmek/imal etmek |
build something into something v.
|
|
269 |
Phrasals |
(bir şeyin) içine inşa etmek/kurmak |
build into (something) v.
|
|
270 |
Phrasals |
üstüne inşa etmek |
build on v.
|
|
271 |
Phrasals |
üstüne inşa etmek |
build upon v.
|
|
272 |
Phrasals |
bir şeye ek bir şey inşa etmek |
build something on something v.
|
|
273 |
Phrasals |
bir yapıya ek bir şey inşa etmek |
build something on something v.
|
|
274 |
Phrasals |
bir yapıya ilave bir şey inşa etmek/yapmak |
build something on something v.
|
|
275 |
Phrasals |
bir yapıyı ek bir şey inşa ederek genişletmek/uzatmak/büyütmek |
build something on something v.
|
|
276 |
Phrasals |
bir şeye ek bir şey inşa etmek |
build something onto something v.
|
|
277 |
Phrasals |
bir yapıya ek bir şey inşa etmek |
build something onto something v.
|
|
278 |
Phrasals |
bir yapıya ilave bir şey inşa etmek/yapmak |
build something onto something v.
|
|
279 |
Phrasals |
bir yapıyı ek bir şey inşa ederek genişletmek/uzatmak/büyütmek |
build something onto something v.
|
|
280 |
Phrasals |
(bir şeyin) üzerine inşa etmek/kurmak/yapmak |
build on (something) v.
|
|
281 |
Phrasals |
(bir şeye) ek inşa etmek |
build onto (something) v.
|
|
282 |
Phrasals |
(bir yapıya) ek inşa etmek |
build onto (something) v.
|
|
283 |
Phrasals |
(bir yapıyı) ek inşa ederek genişletmek/uzatmak/büyütmek |
build onto (something) v.
|
|
284 |
Phrasals |
-den inşa etmek |
build out of v.
|
|
285 |
Phrasals |
ile inşa etmek |
build out of v.
|
|
286 |
Phrasals |
-in üstüne doğru/üstüne gelecek şekilde inşa etmek |
build out over v.
|
|
287 |
Phrasals |
inşa ederek önünü kapatmak |
build up v.
|
|
288 |
Phrasals |
maketini inşa etmek |
mock up v.
|
|
289 |
Phrasals |
-den inşa etmek |
construct from v.
|
|
290 |
Phrasals |
(geçici önlem olarak) inşa etmek |
rig up v.
|
|
291 |
Phrasals |
bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek |
found something upon something v.
|
|
292 |
Phrasals |
bir şeyi bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek |
found something upon something v.
|
|
293 |
Phrasals |
bir şeyi bir temelin, fikrin, prensibin üstüne inşa etmek |
found something on something v.
|
|
294 |
Phrasals |
bir şeyi bir temele, fikre, prensibe dayandırarak kurmak/inşa etmek |
found something on something v.
|
|
295 |
Phrasals |
kabasını inşa etmek |
frame out v.
|
|
296 |
Phrasals |
iskeletini inşa etmek |
frame out v.
|
|
297 |
Phrasals |
temel yapısını inşa etmek |
frame out v.
|
|
298 |
Phrasals |
kabasını inşa etmek |
frame up v.
|
|
299 |
Phrasals |
iskeletini inşa etmek |
frame up v.
|
|
300 |
Phrasals |
temel yapısını inşa etmek |
frame up v.
|
|
301 |
Phrasals |
alelacele inşa etmek |
lash up v.
|
|
302 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek |
predicate (something) on (something else) v.
|
|
303 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek |
predicate (something) upon (something else) v.
|
|
304 |
Phrasals |
-den tekrar inşa etmek/şekillendirmek |
reconstruct from v.
|
|
305 |
Phrasals |
üzerine çatı inşa etmek |
roof over v.
|
|
306 |
Phrasals |
(bir şey) inşa etmek |
set (something) up v.
|
|
Phrases |
|
307 |
Phrases |
inşa ediliyor |
work in progress expr.
|
|
Proverb |
|
308 |
Proverb |
ustanın, inşa ettiği evde oturmaya gücü yetmez |
fools build houses and wise men live in them
|
|
309 |
Proverb |
usta, inşa ettiği evde oturamazmış |
fools build houses and wise men live in them
|
|
Colloquial |
|
310 |
Colloquial |
çernobil reaktörünün sızıntısını engellemek için etrafına inşa edilmiş çimento ve çelikten yapı |
sarcophagus n.
|
|
311 |
Colloquial |
derme çatma inşa etmek |
slapdash v.
|
|
312 |
Colloquial |
ucuza inşa edilmiş |
ticky-tacky adj.
|
|
313 |
Colloquial |
ucuza inşa edilmiş |
ticky–tack adj.
|
|
Idioms |
|
314 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) inşa eden şey olmak |
be the making of (someone or something) v.
|
|
315 |
Idioms |
birini/bir şeyi inşa eden şey olmak |
be the making of somebody/something v.
|
|
316 |
Idioms |
birini/bir şeyi inşa eden şey olmak |
be the making of someone/something v.
|
|
317 |
Idioms |
(bir şeyi) zayıf bir temel üzerine kurmak/inşa etmek |
build (something) on sand v.
|
|
318 |
Idioms |
kale gibi sağlam inşa edilmiş |
built like a brick outhouse expr.
|
|
319 |
Idioms |
kale gibi sağlam inşa edilmiş |
built like a brick shithouse expr.
|
|
320 |
Idioms |
sapasağlam inşa edilmiş |
built like a brick outhouse expr.
|
|
321 |
Idioms |
sapasağlam inşa edilmiş |
built like a brick shithouse expr.
|
|
Speaking |
|
322 |
Speaking |
bu ev çocuklar da hesaba katılarak inşa edildi |
this house was built with children in mind expr.
|
|
323 |
Speaking |
bu okulu ne zamandır/süredir inşa ediyorsunuz? |
how long have you been building this school? expr.
|
|
324 |
Speaking |
bu evi kim inşa etti? |
who built this house? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
325 |
Trade/Economic |
edinilen veya yeniden satış için inşa edilen gayrimenkuller |
immovable property acquired or constructed for resale n.
|
|
326 |
Trade/Economic |
gemi inşa eden |
ship builder n.
|
|
327 |
Trade/Economic |
işletmece inşa edilen varlık |
self constructed asset n.
|
|
328 |
Trade/Economic |
inşa halinde üretim |
under construction manufacturing n.
|
|
329 |
Trade/Economic |
inşa halindeki yatırımlar |
construction in progress n.
|
|
330 |
Trade/Economic |
inşa müteahhidi |
building contractor n.
|
|
331 |
Trade/Economic |
işletmece inşa edilen varlık |
self-constructed asset n.
|
|
332 |
Trade/Economic |
satılmak üzere inşa edilen gayrimenkuller |
immovable property constructed for resale n.
|
|
333 |
Trade/Economic |
satın alınan, imal veya inşa edilen maddi duran varlıkların maliyeti |
cost of fixed assets purchased, produced or constructed n.
|
|
334 |
Trade/Economic |
yeniden inşa edilmiş |
rebuilt adj.
|
|
Law |
|
335 |
Law |
bir başkasının belirli bir sınırdan daha yüksek bina inşa etmesini sınırlama hakkı |
altius non tollendi n.
|
|
336 |
Law |
inşa edilen bina üzerindeki rüçhanlı takip hakkı |
building lien n.
|
|
337 |
Law |
şehrin veya kasabanın savunulması için kale veya duvarların inşa edilmesine yapılan katkı |
burghbote n.
|
|
Politics |
|
338 |
Politics |
birleşmiş milletler barışı inşa komisyonu |
united nations peace building comission n.
|
|
339 |
Politics |
yeniden inşa etme |
reconstruction n.
|
|
340 |
Politics |
zihinsel inşa |
construction n.
|
|
341 |
Politics |
marksizm'de yasal, sosyal ve siyasi ilişkilerin üzerinde inşa edildiği ekonomik faktörler |
base n.
|
|
342 |
Politics |
barışı inşa etmek |
build the peace v.
|
|
343 |
Politics |
komünist yerleşim inşa eden |
icarian adj.
|
|
Industry |
|
344 |
Industry |
değirmenlerin planını yapıp inşa eden veya düzeneklerini kuran kimse |
millwright n.
|
|
345 |
Industry |
şaft inşa eden, düzenekleri taşıyan ve mekanik ekipmanın bakımını yapan işçi |
millwright n.
|
|
Insurance |
|
346 |
Insurance |
gemi inşa poliçesi |
ship builder’s policy n.
|
|
Tourism |
|
347 |
Tourism |
çölde inşa edilmiş tatil yeri |
desert resort n.
|
|
348 |
Tourism |
su üzerine inşa edilmiş bungalov |
overwater bungalow n.
|
|
Technical |
|
349 |
Technical |
yüzey drenajı için teraslar veya geniş kanallar inşa etmek için kullanılan bir makine |
terracer n.
|
|
350 |
Technical |
okyanus tabanına batırılmış, denizin altına inşa edilen su geçirmez mahfazaların üzerinde duran radar donanımlı platform |
texas tower n.
|
|
351 |
Technical |
nehir veya gelgit akışını sınırlamak ve yönlendirmek üzere inşa edilmiş duvar, set veya dalgakıran |
training wall n.
|
|
352 |
Technical |
nehir veya gelgit akışını sınırlamak ve yönlendirmek üzere inşa edilmiş duvar, set veya dalgakıran |
training bank n.
|
|
353 |
Technical |
çöp dökme ve depolama sahalarının en altına inşa edilen sızdırmaz katman |
bottom liner system n.
|
|
354 |
Technical |
diğerinin üstünde inşa edilen yapı |
superstructure n.
|
|
355 |
Technical |
gemi inşa ederken kullanılan bir tür civata |
dumb n.
|
|
356 |
Technical |
inşa etme |
fabricating n.
|
|
357 |
Technical |
oluşturma/inşa düzlemi |
construction plane n.
|
|
358 |
Technical |
santral inşa termini |
power station construction schedule n.
|
|
359 |
Technical |
santral inşa programı |
power station construction schedule n.
|
|
360 |
Technical |
yapan ya da inşa eden kimse |
fabricant n.
|
|
361 |
Technical |
yeniden inşa edilen şey |
reconstruction n.
|
|
362 |
Technical |
geminin üzerinde inşa edildiği ahşap yapı |
way n.
|
|
363 |
Technical |
ağaç yol inşa eden kimse |
poler n.
|
|
364 |
Technical |
makine dairesinde raylara çaprazlama inşa edilmiş çukur |
pit n.
|
|
365 |
Technical |
asma köprüyü kaldırıp indirmede kullanılan çapraz inşa edilmiş kütük destek |
plyer n.
|
|
366 |
Technical |
inşa etmek |
upbuild v.
|
|
367 |
Technical |
önceden inşa etmek |
prefabricate v.
|
|
368 |
Technical |
(yolu) çevreyoluna uygun şekilde inşa etmek |
contour v.
|
|
369 |
Technical |
(kiliseyi) nefi doğu-batı doğrultusunda olacak ve ana sunak doğuyu gösterecek şekilde inşa etmek |
orient v.
|
|
370 |
Technical |
bir kıyısından diğerine köprü inşa edilemeyecek durumda olan (nehir vb) |
unbridgeable adj.
|
|
371 |
Technical |
inşa edilemez |
unbuildable adj.
|
|
372 |
Technical |
köprü inşa edilemez |
unbridgeable adj.
|
|
373 |
Technical |
yeniden inşa eden |
reconstructive adj.
|
|
374 |
Technical |
burgulu kazık üzerine inşa edilen |
screw-pile adj.
|
|
375 |
Technical |
burgulu kazık üzerine inşa edilen |
screw-piled adj.
|
|
376 |
Technical |
inşa halinde |
under construction expr.
|
|
Telecom |
|
377 |
Telecom |
iletişim sistemleri tasarlama, inşa etme ve sürdürme |
communications technology n.
|
|
378 |
Telecom |
gereğinden fazla inşa edilmiş |
overbuilt adj.
|
|
Electric |
|
379 |
Electric |
elektrik güç iletimi kulelerini inşa edip bakımını yapan elektrikçi |
towerman n.
|
|
380 |
Electric |
(taşıt, santral) güç kaynağını veya motorunu yeniden inşa etmek |
repower v.
|
|
Mechanic |
|
381 |
Mechanic |
inşa etmek |
fabricating v.
|
|
Architecture |
|
382 |
Architecture |
tarih öncesi çağlarda göllerin sığ bölgelerinde kazıklar üzerine inşa edilmiş ev |
lacustrine dwellings n.
|
|
383 |
Architecture |
hindistan'ın haydarabad kentinde bulunan 16.yy'da inşa edilmiş 4 minareli anıt-cami |
charminar n.
|
|
384 |
Architecture |
kuzey fransa'da 13. yy'de inşa edilmiş gotik katedral |
chartres cathedral n.
|
|
385 |
Architecture |
ispanyol veya doğu stilinde inşa edilmiş evin düz çatısı |
terrace n.
|
|
386 |
Architecture |
yamaç tepesine inşa edilmiş sokak |
terrace n.
|
|
387 |
Architecture |
abd'nin new mexico eyaletindeki kızılderili ve ispanyolların bina inşa tekniklerinden esinlenilen bir mimari stil |
territorial style n.
|
|
388 |
Architecture |
mağribilerin ispanya'da inşa ettikleri saray ve kalelere verilen isim |
alkazar n.
|
|
389 |
Architecture |
kale girişini savunmak için kale geçidinin önüne inşa edilen kuleler ve yüksek duvarlar |
antemural n.
|
|
390 |
Architecture |
ışıklı dizim düzeninde inşa edilmiş bina |
araeostyle n.
|
|
391 |
Architecture |
ışıklı dizim düzeninde inşa edilmiş bina |
areostyle n.
|
|
392 |
Architecture |
herkes tarafından kolaylıkla kullanılabilecek yapılar inşa etme amacında olan mimari stil |
universal design n.
|
|
393 |
Architecture |
mimari bir süsleme olarak inşa edilen, yapından dışarıya doğru çıkma yapan küçük kemer dizisi |
machicolation n.
|
|
394 |
Architecture |
yerel evler inşa eden mimar |
vernacularist n.
|
|
395 |
Architecture |
queensland'e özgü mimari tarzda inşa edilmiş ev |
queenslander n.
|
|
396 |
Architecture |
eve bitişik olarak inşa edilmiş düz ve çatısız alan |
deck n.
|
|
397 |
Architecture |
neredeyse düz inşa edilmiş mansart veya kırık çatı üstü |
deck n.
|
|
398 |
Architecture |
genellikle mağara benzeri yapılarda inşa edilen bir meryem ana mabedi |
grotto n.
|
|
399 |
Architecture |
kagir kemerin üzerine inşa edildiği ahşap kemer kalıbı |
coom [scotland] n.
|
|
400 |
Architecture |
kagir kemerin üzerine inşa edildiği ahşap kemer kalıbı |
coomb [scotland] n.
|
|
401 |
Architecture |
duvara pencere pervazlarının seviyesinde inşa edilen yatay taş veya tuğla sırası |
sill course n.
|
|
402 |
Architecture |
binanın orta avlusunun üzerine inşa edilmiş köprü benzeri yaya yolu |
skybridge n.
|
|
403 |
Architecture |
merdiven kovasından farklı olarak döner merdivenlerin uç bölümlerinin içine inşa edildiği merdiven direği |
solid newel n.
|
|
404 |
Architecture |
kemer inşa etmek |
spring an arch v.
|
|
405 |
Architecture |
haussmann tarzında yeniden inşa etmek |
haussmannize v.
|
|
406 |
Architecture |
kısa stud çivileri ile inşa edilen |
low-studded adj.
|
|
407 |
Architecture |
kısa kesme çivisi ile inşa edilen |
low-studded adj.
|
|
408 |
Architecture |
kayma kaması ile inşa edilen |
low-studded adj.
|
|
409 |
Architecture |
ingiliz gotik mimarisinin ikinci aşamasında inşa edilmiş |
decorated adj.
|
|
410 |
Architecture |
romanesk tarzla inşa edilmiş |
romanesque adj.
|
|
411 |
Architecture |
romanesk mimariyle inşa edilmiş |
romanesque adj.
|
|
412 |
Architecture |
kısa kare biçimli inşa edilen amerikan konut mimarisi stiline ait |
foursquare adj.
|
|
413 |
Architecture |
sık kolonlu inşa edilmiş (bina) |
pycnostyle adj.
|
|
Construction |
|
414 |
Construction |
şehri çevreleyecek şekilde inşa edilmiş demiryolu |
ceinture n.
|
|
415 |
Construction |
yeniden inşa etme |
redevelopment n.
|
|
416 |
Construction |
binaların yıkılıp tekrar inşa edildiği kentsel alan |
redevelopment area n.
|
|
417 |
Construction |
yeniden inşa etme |
reedification n.
|
|
418 |
Construction |
duvara inşa edilen destek |
backup n.
|
|
419 |
Construction |
yeri değiştirilebilecek, parçalara ayrılabilecek, yeniden kullanılabilecek şekilde inşa edilmiş mobil bina |
relocatable building n.
|
|
420 |
Construction |
devletin bütünsel bir birim olarak planlanıp inşa ettirdiği, fazla nüfuslu bölgelere uygun şehir planı |
new town n.
|
|
421 |
Construction |
yorkshire'daki ripon yakınlarında, 1705 yılında inşa edilmiş bir konak |
newby hall n.
|
|
422 |
Construction |
inşa malzemesi |
tignum n.
|
|
423 |
Construction |
diğerine bitişik olarak inşa edilmiş bina |
to-fall [scottish] n.
|
|
424 |
Construction |
bir arazi üzerine inşa edilmiş birbirinin aynısı olan toplu konutlar |
tract housing n.
|
|
425 |
Construction |
çit örgü işiyle inşa edilmiş yapı |
trellis n.
|
|
426 |
Construction |
beşik çatının altına inşa edilmiş ters bir tepsi görünümündeki tavan |
tray ceiling n.
|
|
427 |
Construction |
gemi inşa ederken geminin kaymaması için kullanılan destek bloğu |
trigger [dialect] n.
|
|
428 |
Construction |
bir binanın üst katındaki kirişler arasına inşa edilen kemer |
trimmer arch n.
|
|
429 |
Construction |
bir arazi üzerine inşa edilmiş birbirinin aynı olan evler |
tract house n.
|
|
430 |
Construction |
inşa ve deney prensipleri |
principles of construction and testing n.
|
|
431 |
Construction |
inşa etme |
building n.
|
|
432 |
Construction |
inşa etmek |
raise a building n.
|
|
433 |
Construction |
inşa edilebilirlik |
constructibility n.
|
|
434 |
Construction |
inşa edilebilirlik incelemesi |
constructibility reviews n.
|
|
435 |
Construction |
pencere/vitrini yer seviyesinden yüksek tutmak amacıyla inşa edilmiş duvar |
stall riser n.
|
|
436 |
Construction |
pencere/vitrini yer seviyesinden yüksek tutmak amacıyla inşa edilmiş duvar |
undercill n.
|
|
437 |
Construction |
inşa etmeye yardım eden kimse |
underbuilder n.
|
|
438 |
Construction |
yamaca inşa edilmiş kot farkı bulunan ahır |
bank barn n.
|
|
439 |
Construction |
inşa etme |
fabricking n.
|
|
440 |
Construction |
sur duvarı planlama veya inşa etme süreci |
vallation n.
|
|
441 |
Construction |
direk olarak kullanılıp bağlarla sabitlenmiş kalaslarla dalgakıran veya yapay set inşa etme tekniği |
wharfing n.
|
|
442 |
Construction |
tahkimat tesisinin parçası olarak inşa edilen veya kullanılan yapı |
work n.
|
|
443 |
Construction |
(gemi inşa) dirsek |
bracket n.
|
|
444 |
Construction |
kendi evini inşa eden kimse |
homebuilder n.
|
|
445 |
Construction |
meslek olarak ev inşa eden kimse |
home-builder n.
|
|
446 |
Construction |
ağırlığa dayalı beton barajlar inşa etmekte kullanılan çok sayıdaki büyük blok kalıpları |
monolith n.
|
|
447 |
Construction |
(bir şeyi) inşa etmeye yardımcı olan şablon |
mould n.
|
|
448 |
Construction |
yeni zelanda’da kereste plakalarla inşa edilen bir prefabrik ev markası |
lockwood home® [new zealand] n.
|
|
449 |
Construction |
şöminenin inşa edildiği duvardaki yatay çıkıntı |
chimney-breast n.
|
|
450 |
Construction |
kireçtaşı gibi gri taşlardan inşa edilmiş yapı |
graystone n.
|
|
451 |
Construction |
denizin altına inşa edilen su geçirmez mahfaza |
batardeau n.
|
|
452 |
Construction |
çıkma destekleri üzerine inşa edilen beşik kemer |
bell arch n.
|
|
453 |
Construction |
sıra inşa ederken kullanılan taş |
courser n.
|
|
454 |
Construction |
bölgedeki gecekonduları yeni yapılar inşa etmek için ortadan kaldırma |
clearance n.
|
|
455 |
Construction |
koruma amaçlı inşa edilmiş siper |
crownwork n.
|
|
456 |
Construction |
(askeri ablukada) saldırganlarca kuşatılan tahkimatın etrafına düşman kalesine doğru inşa edilmiş tahkimat hattı |
contravallation n.
|
|
457 |
Construction |
kuşatma kuvvetlerinin inşa ettiği yapılar |
siegeworks n.
|
|
458 |
Construction |
bir diğerinin üzerine inşa etme |
superstruction n.
|
|
459 |
Construction |
bir temel üzerine inşa edilen yapı |
superstruction n.
|
|
460 |
Construction |
bina üzerine inşa faaliyeti yürüten kimse |
superstructor n.
|
|
461 |
Construction |
inşa hızının artırılması için prefabrik bileşenlerin kullanılması |
system building n.
|
|
462 |
Construction |
kemer yapmak için tonozları inşa etmek |
camerate v.
|
|
463 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
redevelop v.
|
|
464 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
reedify v.
|
|
465 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
re-edify v.
|
|
466 |
Construction |
(inşa edilmiş bir yapının) ayak/alt kısmını değiştirmek |
refoot v.
|
|
467 |
Construction |
inşa etmek |
throw v.
|
|
468 |
Construction |
keresteyle inşa etmek |
timber v.
|
|
469 |
Construction |
tünel inşa etmek |
construct a tunnel v.
|
|
470 |
Construction |
tünel inşa etmek |
build a tunnel v.
|
|
471 |
Construction |
yeniden inşa etmek |
build again v.
|
|
472 |
Construction |
altına destek inşa ederek güçlendirmek |
underbuild v.
|
|
473 |
Construction |
yukarı eğimli inşa etmek |
batter v.
|
|
474 |
Construction |
(çatıyı) kirişler görünecek şekilde inşa etmek |
beam v.
|
|
475 |
Construction |
duvar inşa etmek |
mason v.
|
|
476 |
Construction |
iskele gibi inşa edilmiş dayanıklı bir ahşap veya taş duvar ile korumak |
wharf [obsolete] v.
|
|
477 |
Construction |
iskele gibi inşa edilmiş dayanıklı bir ahşap veya taş duvar ile sağlamlaştırmak |
wharf [obsolete] v.
|
|
478 |
Construction |
(genellikle yeni bir yapı inşa etmek için) toprağı kazmak |
break ground v.
|
|
479 |
Construction |
baraj inşa etmek |
bund v.
|
|
480 |
Construction |
çamur bloklarla inşa etmek |
cob v.
|
|
481 |
Construction |
planlanan yol boyunca (otoyol, kanal, demir yolu) inşa etmek |
drive v.
|
|
482 |
Construction |
(duvarı veya tavanı) harçsız inşa etmek |
drywall v.
|
|
483 |
Construction |
(yapının) tavanını veya duvarını harçsız inşa etmek |
drywall v.
|
|
484 |
Construction |
harçsız olarak inşa etmek |
dry-wall v.
|
|
485 |
Construction |
önceden inşa etmek |
preconstruct v.
|
|
486 |
Construction |
(bina) önceden inşa etmek |
pre-erect v.
|
|
487 |
Construction |
bir şeyin üzerine inşa etmek |
found v.
|
|
488 |
Construction |
sağlam temele inşa etmek |
found v.
|
|
489 |
Construction |
bir diğerinin üzerine inşa etmek |
superstruct v.
|
|
490 |
Construction |
düzensiz inşa edilmiş |
random adj.
|
|
491 |
Construction |
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemine ait |
tilt-up adj.
|
|
492 |
Construction |
beton duvarların öncelikle yatay olarak inşa edilip daha sonra dikildiği inşa yöntemiyle ilgili |
tilt-up adj.
|
|
493 |
Construction |
keresteyle inşa edilmiş |
timbered adj.
|
|
494 |
Construction |
keresteyle inşa edilen |
timbered adj.
|
|
495 |
Construction |
yeniden inşa ile ilgili |
reconstructive adj.
|
|
496 |
Construction |
yeniden inşa edilen |
rebuilt adj.
|
|
497 |
Construction |
yeniden inşa edilmiş |
rebuilt adj.
|
|
498 |
Construction |
taştan inşa edilmiş |
masonried adj.
|
|
499 |
Construction |
yer seviyesinde inşa edilmiş |
grade-constructed adj.
|
|
500 |
Construction |
bir yapı üzerine inşa edilen |
superstructive adj.
|
|