spell - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

spell

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "spell" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
spell n. büyü
spell v. hecelemek
General
spell n. büyüleme
spell n. kısa mesafe
spell n. dönem
spell n. çekicilik
spell n. bağı
spell n. müddet
spell n. nöbet
spell n. süre
spell n. sihir
spell n. büyülenme
spell n. çalışma sırası
spell n. vardiya
spell n. alımlılık
spell n. tılsım
spell n. efsun
spell n. afsun
spell n. sıra
spell n. cincilik
spell n. kısa süre
spell n. (kısa/belirsiz) an/dönem
spell v. anlamına gelmek
spell v. diye okunmak
spell v. harflerini söylemek (kelimenin)
spell v. doğru yazmak (imla kurallarına göre kelimeyi)
spell v. yerine çalışmak
spell v. kendisiyle nöbet değiştirerek (birini) serbest bırakmak
spell v. büyülemek
spell v. imlasını yazmak
spell v. nöbetini devretmek
spell v. belirtmek
spell v. söylemek
spell v. sökmek
spell v. harflerini söylemek
spell v. harf harf kodlamak
Irregular Verb
spell v. spelled/spelt - spelled/spelt
Linguistics
spell v. hecelemek
Meteorology
spell n. dönem

Bedeutungen, die der Begriff "spell" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 210 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
cast a spell over v. büyü yapmak
General
spell check n. sözcük kontrolü
casting a spell n. büyüleme
breathing spell n. dinlenme
coughing spell n. öksürük nöbeti
hot spell n. sıcak hava
magic spell n. büyü
dizzy spell n. ani baş dönmesi
finger-spell n. jestlerle yapılan iletişim
spell making n. büyü yapma
ague spell n. sıtma büyüsü
ague spell n. sıtma tedavisi büyüsü
magical spell n. büyü gücü olduğuna inanılan formülize edilmiş söz veya sözler
by-spell n. atasözü
sinking spell n. (sağlıkta) geçici bozulma
sinking spell n. geçici azalma
sinking spell n. geçici değer kaybı
break a spell v. büyüyü bozmak
be under a spell v. afsunlanmak
spell out v. hecelemek
put a spell v. büyü yapmak
cast a spell on v. büyülemek
cast a spell over v. büyülemek
cast a spell over v. büyü yapmak
spell backward v. ters anlamak
put a spell on v. büyü yapmak
cast a spell on v. büyü yapmak
spell something out v. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
spell something out for v. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
cast a spell upon v. büyü yapmak
cast a spell v. büyü yapmak
cast a spell over v. aklını almak
break the spell v. tılsımı bozmak
be under a spell v. büyülenmek
cast a spell on v. -i büyülemek
break the spell v. büyü bozmak
reverse a spell v. büyü bozmak
cast a spell v. sihir yapmak
spell one's name v. (ismini) şehir kodlaması yapmak
make a spell v. büyü yapmak
finger-spell v. parmak işaretleriyle hecelemek
finger-spell v. belirli el hareketleri ile iletişim kurmak
for a spell adv. kısa süreliğine
Phrasals
spell someone down v. heceleme yarışmasında birini yenmek
spell (something) for (someone or something) v. (biri/bir şey) için (bir şeyin) işareti olmak
spell (something) for (someone or something) v. (biri/bir şey) için (bir şeyin) göstergesi olmak
spell (something) for (someone) v. (bir kelimeyi birinin doğru anlaması için) harf harf söylemek
spell (something) for (someone) v. (bir kelimeyi birinin doğru anlaması için) harflerine ayırmak
spell (something) for (someone) v. (bir kelimeyi biri) için hecelemek
spell down v. heceleme yarışmasında galip gelmek
spell for v. -e ayrıntılarıyla açıklamak
spell for v. için hecelemek
spell off v. ayrıntılarıyla anlatmak
spell off v. ayrıntılı bir şekilde üzerinden geçmek
spell off v. yerine geçmek
spell off v. yerini almak
spell off v. dinlenmesi için yerine bakmak/işini üstlenmek
spell off v. heceleme yarışmasına girmek/katılmak
Phrases
after a spell of expr. bir ... geçişinden sonra
the spell is broken expr. büyü bozuldu
after a spell of expr. kısa bir .... süresinden sonra
Colloquial
dry spell n. kuraklık dönemi
dry spell n. durgun dönem
dry spell n. kesat dönem
spell-off n. heceleme yarışması
cast a spell over v. büyü yapmak
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamam gerekiyor mu?
do I have to spell it out? expr. bunu açıklamalı mıyım?
do I have to spell it out? expr. bunu anlatmak için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out? expr. hecelerine mi ayırayım?
do I have to spell it out (for you) expr. bunu sana açıklamam mı gerekiyor mu?
Idioms
a good spell n. verimli bir dönem
a good spell n. randımanlı bir süreç
a good spell n. karlı bir dönem
a good spell n. bereketli bir dönem
a good spell n. uzun bir süreç
death by spell check n. imla hatası nedeniyle reddedilme
death by spell check n. yazım yanlışlarından ötürü geri çevrilme
death by spell check n. cv'lerdeki yazım hatası kaynaklı olumsuz izlenim
death by spell check n. yazım denetimi tarafından ölüm
death by spell check n. yazım denetimi mağduru
dry spell n. çorak dönem
dry spell n. çorak geçen dönem
dry spell n. yağmursuz dönem
dry spell n. yağışsız dönem
breathing spell n. mola
breathing spell n. nefes alacak/soluklanacak bir vakit
breathing spell n. durup dinlenme/düşünme
breathing spell n. soluklanma
cast a spell over someone v. birine büyü yapmak
break the spell v. büyüyü bozmak
fall under someone's spell v. birisinin büyüsüne kapılmak
have someone in one's spell v. birini etkisi altına almak
have someone in one's spell v. birini büyülemek
put someone under a spell v. büyülemek
spell out v. bir bir anlatmak
spell the death of v. bir şeyin sonunu getirmek
spell someone (at something) v. birine bir konuda (bir görevde vb) nefes aldırmak
break one's spell v. büyüsünü bozmak
have someone under a spell v. büyülemek
cast a spell on somebody v. birinin üzerinde etki bırakmak
have someone under one's spell v. birini etkisi altına almak
spell disaster v. bir şeyin felaketle sonuçlanacağına işaret etmek
have someone under one's spell v. birini çekim alanına almak
have someone under one's spell v. birini çok etkilemek
spell trouble v. bela/felaket manasına/anlamına gelmek
have someone in one's spell v. birini çok etkilemek
have someone under one's spell v. birini büyülemek
have someone in one's spell v. birini çekim alanına almak
spell trouble v. felakete yol açmak/götürmek
spell out v. en anlaşılır veya ayrıntılı biçimde açıklamak
spell trouble v. felaket/bela/musibet getirmek
spell disaster v. felaket tellallığı yapmak
break the spell v. ortamın havasını/büyüsünü bozmak
spell someone at the wheel v. (birine) nefes aldırmak/ara verdirmek
weave a spell (over somebody) [uk] v. (birine karşı) yeteneğini/becerisini sergilemek
weave a spell (over somebody) [uk] v. (birini) büyülemek
be under the spell of (someone) v. (birinin) etkisinde olmak
be under the spell of (someone) v. (birinin) kontrolü altında olmak
be under the spell of (someone) v. (birinin) etkisi altında olmak
be under the spell of (someone) v. (birinden) etkilenmiş olmak
be under (someone's) spell v. (birinin) büyüsüne kapılmak
be under (someone's) spell v. (birinin) etkisi altına girmek
break a/the spell v. büyü bozmak
break a/the spell v. laneti bozmak
break a/the spell v. büyüyü bozmak
break a/the spell v. büyüsünü kaçırmak
cast a spell on (someone or something) v. (birine/bir şeye) büyü yapmak
cast a spell on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) büyülemek
cast a spell on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) gönlünü çelmek
fall under spell v. büyüsüne kapılmak
fall under spell v. etkisinde kalmak
fall under the spell of (someone) v. (birinin) etkisinde kalmak
fall under the spell of (someone) v. (birinin) büyüsüne kapılmak
fall under the spell of (someone) v. (birinin) etkisi altında olmak/kalmak
fall under the spell of (someone) v. (birinin) etkisine, büyüleyiciliğine kapılmak
have in spell v. çok etkilemek
have in spell v. etkisi altına almak
have in spell v. büyülemek
have in spell v. çekim alanına almak
set a spell v. oturmak
set a spell v. oturup dinlenmek
set a spell v. oturup sosyalleşmek
sit for a spell v. oturmak
sit for a spell v. oturup dinlenmek
sit for a spell v. oturup sosyalleşmek
sit a spell v. oturmak
sit a spell v. oturup dinlenmek
sit a spell v. oturup sosyalleşmek
spell disaster v. bir şeyin felaketle sonuçlanacağına işaret etmek
spell disaster v. felaket tellallığı yapmak
weave a spell (over somebody) [uk] v. yeteneğini/becerisini konuşturmak
come in and sit a spell expr. buyrun (gelin oturun)
come in and set a spell expr. buyrun (gelin oturun)
under (one's) spell expr. (birinin) etkisi altında
under (one's) spell expr. (birinin) çekim alanında
under (one's) spell expr. (birinin) büyüsü altında
under a spell expr. efsunlanmış
under a spell expr. büyü yapılmış
under a spell expr. büyü altında
under a spell expr. büyülenmiş
under the spell of (someone) expr. (birinin) etkisinde
under the spell of (someone) expr. (birinin) kontrolü altında
under the spell of (someone) expr. (birinin) etkisi altında
under the spell of (someone) expr. (birinden) etkilenmiş
under the spell of (someone) expr. (birinin) etkisinde kalmış
under the spell of (someone) expr. (birinin) büyüsüne kapılmış
you can't spell (something) without (something else) expr. (bir şeysiz bir şey) olmaz
you can't spell (something) without (something else) expr. (bir şey olmadan bir şey) olmaz
you can't spell (something) without (something else) expr. (bir şey) diye yazılır, (bir şey) diye okunur
Speaking
spell your name expr. adını hecele
how do you spell your name? expr. adını nasıl heceliyorsun?
can you spell that for me? expr. benim için heceler misin?
do I have to spell it out (for you)? expr. bunu anlaman için daha ne yapmalıyım (resim mi çizeyim/tek tek heceleyeyim mi)?
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamalı mıyım?
would you please spell it for me? expr. benim için heceler misin?
can you spell it? expr. heceler misin?
can you spell it? expr. heceleyebilir misin?
spell your name expr. ismini hecele
spell it again expr. tekrar söyle
do I have to spell it out for you? expr. bunu sana açıklamam gerekiyor mu?
Technical
spell checking n. yazım denetimi
Computer
automatic spell checking n. otomatik yazım denetimi
spell checking n. yazım kontrolü
spell checker n. yazım denetleyicisi
spell check n. yazım kılavuzu
spell dictionary n. yazım sözlüğü
spell aid n. yazım yardımı
spell checker n. yazım denetimcisi
spell check n. yazım denetimi
spell completed expr. yazım denetimi tamamlandı
Informatics
spell checking n. yazım denetimi
spell checking n. yazım düzeltme
spell checking n. yazım harf denetleme
spell aid n. yazım düzeltmeni
Medical
fainting spell n. baygınlık
fainting spell n. bayılma nöbeti
breath holding spell n. katılma nöbeti
Psychology
spell of anxiety n. kaygı nöbeti
Linguistics
spell out v. heceleyerek okumak
Environment
dry spell n. kurak dönem
Meteorology
dry spell n. kurak dönem
wet spell n. nemli dönem
cold spell n. soğuk hava dalgası
cold spell n. soğuk dönem
rain spell n. yağmurlu dönem
Military
end spell expr. kod grubu bitti
Slang
dry spell n. cinsel ilişkisiz geçen dönem
dry spell n. bir süredir tık olmayan dönem
British Slang
spell (yorkshire use/dialect) n. kıymık