yakalanmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

yakalanmak

Bedeutungen von dem Begriff "yakalanmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yakalanmak come down with v.
The twins have come down with measles.
İkizler kızamığa yakalandı.

More Sentences
yakalanmak be caught v.
Tom was caught buying cocaine.
Tom kokain satın alırken yakalandı.

More Sentences
yakalanmak contract v.
However, 6% of people who contract SARS will die.
Ancak SARS'a yakalanan insanların %6'sı hayatını kaybedecektir.

More Sentences
yakalanmak be arrested v.
Layla was arrested in Cairo.
Leyla, Kahire'de yakalandı.

More Sentences
yakalanmak attack v.
He was suddenly attacked by a mysterious disease.
Aniden gizemli bir hastalığa yakalandı.

More Sentences
yakalanmak catch v.
For three days, she refused to work with him for fear of catching his cold.
Üç gün boyunca, soğuk algınlığına yakalanma korkusuyla onunla çalışmayı reddetti.

More Sentences
yakalanmak get caught v.
Leakers in the supply chain are getting caught, too.
Tedarik zincirindeki sızıntılar da yakalanıyor.

More Sentences
yakalanmak be captured v.
I've been captured.
Ben yakalandım.

More Sentences
Colloquial
yakalanmak be busted v.
But that's not the only reason he was busted.
Fakat yakalanmasının tek sebebi bu değil.

More Sentences
Slang
yakalanmak get busted v.
Tom got busted.
Tom yakalandı.

More Sentences
General
yakalanmak catch an infection v.
yakalanmak be smitten with v.
yakalanmak hitch v.
yakalanmak smite v.
yakalanmak go down with something v.
yakalanmak succumb v.
yakalanmak attaint v.
yakalanmak incur v.
yakalanmak be seized v.
yakalanmak fixate v.
Phrasals
yakalanmak come over v.
Colloquial
yakalanmak get burned (by someone) v.
yakalanmak be busted v.
Idioms
yakalanmak be had up (for something) v.
yakalanmak get burned (by someone) v.
yakalanmak have (one's) collar felt v.

Bedeutungen, die der Begriff "yakalanmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 193 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
(hastalığa) yakalanmak contract v.
General
yakalanmak (hastalığa) get v.
In autumn, your chances of getting the flu are higher.
Sonbaharda gribe yakalanma olasılığınız daha yüksektir.

More Sentences
suçüstü yakalanmak be caught red-handed v.
They were caught red-handed.
Onlar suçüstünde yakalandılar.

More Sentences
bir hastalığa yakalanmak contract a disease v.
To contract a disease is already a problem.
Bir hastalığa yakalanmak zaten bir sorundur.

More Sentences
bir hastalığa yakalanmak get a disease v.
In rare cases, children and adults infected with Zika may get a disease called Guillain-Barré syndrome (GBS).
Nadir durumlarda, Zika ile enfekte olan çocuklar ve yetişkinler Guillain-Barré sendromu (GBS) adı verilen bir hastalığa yakalanabilir.

More Sentences
kansere yakalanmak get cancer v.
Why Huntington's patients do not get Cancer?
Huntington hastaları neden kansere yakalanmıyor?

More Sentences
soğuk algınlığına yakalanmak catch a cold v.
Athletes who take vitamin C regularly are half as likely to catch a cold as athletes who don't.
Düzenli olarak C vitamini alan sporcuların soğuk algınlığına yakalanma olasılığı, almayan sporcuların yarısı kadardır.

More Sentences
sıtmaya yakalanmak contract malaria v.
He contracted malaria while living in the jungle.
Ormanda yaşarken sıtmaya yakalanmış.

More Sentences
Automotive
hız yaparken yakalanmak get caught speeding v.
Tom got caught speeding.
Tom hız yaparken yakalandı.

More Sentences
Pathology
(hastalığa) yakalanmak develop v.
Adults over 50 years of age are more likely to develop this disease.
50 yaşın üzerindeki yetişkinlerin bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir.

More Sentences
General
pamukçuğa yakalanmak canker v.
hastalığa yakalanmak catch an illness v.
hastalığa yakalanmak fall ill v.
hastalığa yakalanmak come down with v.
yakalanmak (suçlu) be busted v.
fırtınaya yakalanmak be caught in a storm v.
hazırlıksız yakalanmak be caught off one's guard v.
hazırlıksız yakalanmak be blindsided v.
iş üstünde yakalanmak be caught in the act v.
gribe yakalanmak catch flu v.
hırsızlık yaparken yakalanmak be caught in the act of burglary v.
uygunsuz vaziyette yakalanmak (cinsel ilişki vb) be caught in flagrante v.
yakalanmak (bir hastalığa) catch v.
(hastalığa) yakalanmak become infected v.
yağmura yakalanmak be caught in the rain v.
hazırlıksız yakalanmak be caught unprepared v.
(hastalık) yakalanmak catch v.
kameralara yakalanmak be caught on camera v.
kameraya yakalanmak be caught on camera v.
hastalığa yakalanmak get sick v.
hastalığa yakalanmak get ill v.
ciddi bir hastalığa yakalanmak contract a serious illness v.
ciddi bir hastalığa yakalanmak contract a serious disease v.
zatürreeye yakalanmak contract pneumonia v.
zatürreeye yakalanmak develop pneumonia v.
zatürreeye yakalanmak catch pneumonia v.
hastalığa yakalanmak become sick v.
hazırlıksız yakalanmak be taken unawares v.
(hastalığa) yakalanmak get v.
kıskıvrak yakalanmak be caught in an impossible-to-escape situation v.
yağmura yakalanmak be rained on v.
bir hastalığa yakalanmak be stricken with an ailment v.
bir hastalığa yakalanmak be infected with a disease v.
bir hastalığa yakalanmak catch a disease v.
radara yakalanmak get caught by a speed gun v.
radara yakalanmak get caught by a radar gun v.
radara yakalanmak be caught by the radar v.
hastalığa yakalanmak catch disease v.
prostat kanserine yakalanmak contract prostate cancer v.
prostat kanserine yakalanmak develop prostate cancer v.
prostat kanserine yakalanmak get prostate cancer v.
kızamığa yakalanmak contract measles v.
kızamığa yakalanmak get measles v.
kızamığa yakalanmak catch measles v.
fırtınaya yakalanmak be caught by the storm v.
güvenlik kamerasına yakalanmak be spotted on a security camera v.
bir silahla yakalanmak get caught with a gun v.
kansere yakalanmak contract cancer v.
krek çekerken yakalanmak be caught smoking crack pipe v.
taş kokain çekerken yakalanmak be caught smoking crack pipe v.
bir hastalığa yakalanmak develop a disease v.
hız sınırını aşarak (polis tarafından) yakalanmak get done for speeding v.
yatakta sigara içerken yakalanmak be caught smoking in bed v.
sele yakalanmak get caught in a flash flood v.
kabakulağa yakalanmak contract mumps v.
hastalığa yakalanmak contract an illness v.
hastalığa yakalanmak contract a disease v.
suçiçeği hastalığına yakalanmak catch chickenpox v.
çiçek hastalığına yakalanmak contract smallpox v.
birisine yakalanmak get caught by someone v.
birine yakalanmak get caught by someone v.
suçüstü yakalanmak be taken in the manner v.
sarılığa yakalanmak jaundice v.
soğuk algınlığına yakalanmak enrheum [obsolete] v.
ağa yakalanmak web v.
ağlara takılmışçasına yakalanmak mesh v.
(ağlara) yakalanmak mesh v.
tedbirsiz yakalanmak feel v.
hazırlıksız yakalanmak snap v.
Phrasals
hastalığa yakalanmak be down with v.
(ağlara vb) yakalanmak be entangled in v.
hazırlıksız yakalanmak catch out v.
-e yakalanmak strike with v.
birden bir hastalığa yakalanmak strike (someone or something) with (something) v.
(bir hastalığa) yakalanmak come down with (something) v.
uçakla (bir hava durumuna) yakalanmak/girmek fly into (something or some place) v.
uçakta bir hava koşuluna/durumuna yakalanmak fly into something v.
uçakta bir hava koşuluna/durumuna yakalanmak fly into (something or some place) v.
Phrases
uygunsuz durumda yakalanmak be caught in a compromising position expr.
uygunsuz pozisyonda yakalanmak be caught in a compromising position expr.
Colloquial
bakışını yakalanmak catch someone's eye v.
öldürücü derecede soğuk algınlığına yakalanmak catch one's death (of cold) v.
suç işleyip yakalanmak fall v.
(nezleye, hastalığa) yakalanmak be down with (something) v.
suçüstü yakalanmak be busted v.
hazırlıksız yakalanmak be caught flat-footed v.
habersiz yakalanmak be caught flat-footed v.
ölümcül bir hastalığa yakalanmak be dying of (something) v.
uyurken yakalanmak be caught napping v.
Idioms
hazırlıksız yakalanmak off one's guard v.
tuzağa yakalanmak fall into a trap v.
hazırlıksız yakalanmak be asleep at the switch v.
suçüstü yakalanmak be caught with one's fingers in the cookie jar v.
suçüstü yakalanmak be caught with one's hand in the cookie jar v.
rezil bir durumda yakalanmak be caught with one's pants down v.
rezil bir durumda yakalanmak be caught with one's trousers down v.
hazırlıksız yakalanmak be caught napping v.
savunmasız yakalanmak be caught with one's trousers down v.
savunmasız yakalanmak be caught with one's pants down v.
hazırlıksız yakalanmak be caught with one's pants down v.
hazırlıksız yakalanmak be caught with one's trousers down v.
duran trafiğe yakalanmak hit a parking lot on v.
yağmura yakalanmak get rained out v.
uygunsuz durumda (seks yaparken) yakalanmak be caught in a compromising position v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught flat-footed v.
hazırlıksız yakalanmak be caught flat-footed v.
bir hastalığa yakalanmak be down with (something) v.
habersiz yakalanmak be caught flat-footed v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught flat-footed v.
(bir hastalığa) yakalanmak down with v.
(paraca) sıkışık durumda yakalanmak be caught in the crunch v.
eli darda yakalanmak be caught in the crunch v.
hastalığa yakalanmak drop like ninepins v.
kitleler halinde bir şeye yakalanmak die like flies v.
aradan sıyrılırken yakalanmak be caught in the middle v.
hazırlıksız yakalanmak be thrown off balance v.
(bir şey yapmaktan) yakalanmak get done for (something) v.
(bir şeyden, suçtan, hatadan) dolayı yakalanmak get done for (something) v.
(bir şeyden, suçtan, hatadan) yakalanmak get done for (something) v.
(bir şey, suç, hata yaptığı/işlediği) için yakalanmak get done for (something) v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught on the hop v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught on the hop v.
habersiz yakalanmak be caught on the hop v.
habersiz yakalanmak be caught on the wrong foot v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught on the wrong foot v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught on the wrong foot v.
hazırlıksız yakalanmak be caught on the hop v.
hazırlıksız yakalanmak be caught on the wrong foot v.
ölümcül bir hastalığa yakalanmak be on the danger list v.
yatakta yakalanmak/basılmak be caught with your trousers down [uk] v.
uygunsuz bir halde yakalanmak/basılmak be caught with your trousers down [uk] v.
yatakta yakalanmak/basılmak be caught with your pants down v.
hazırlıksız yakalanmak be caught with your trousers down [uk] v.
uygunsuz bir halde yakalanmak/basılmak be caught with your pants down v.
savunmasız yakalanmak be caught with your trousers down [uk] v.
rezil bir durumda yakalanmak be caught with your pants down v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught off (one's) guard v.
hazırlıksız yakalanmak be caught with your pants down v.
rezil bir durumda yakalanmak be caught with your trousers down [uk] v.
savunmasız yakalanmak be caught off (one's) guard v.
dikkatsiz/savunmasız bir anında yakalanmak be caught off (one's) guard v.
savunmasız yakalanmak be caught with your pants down v.
hazırlıksız yakalanmak be off your guard v.
hazırlıksız yakalanmak be taken by surprise v.
savunmasız yakalanmak be taken by surprise v.
hastalığa yakalanmak catch (one's) death v.
öldürücü derecede soğuk algınlığına yakalanmak catch one's death (of a cold) v.
hastalığa yakalanmak catch death v.
uygunsuz bir biçimde yakalanmak be caught with one's pants down v.
ölümcül derecede soğuk algınlığına yakalanmak catch your death v.
kötü yakalanmak be caught with one's pants down v.
ölümcül derecede soğuk algınlığına yakalanmak catch your death (of cold) v.
utanç verici bir halde yakalanmak be caught with one's pants down v.
donsuz yakalanmak be caught with one's pants down v.
rezil bir durumda/halde yakalanmak be caught with one's pants down v.
savunmasız yakalanmak be caught with one's pants down v.
suçüstü yakalamak/yakalanmak have dead to rights v.
iş üstünde yakalamak/yakalanmak have dead to rights v.
yakalanmak/ele geçirilmek üzere within grasp expr.
Law
suç üstünde yakalanmak be caught on the very act v.
cürmü meşhut halinde yakalanmak be caught red-handed v.
Traffic
trafiğe yakalanmak be caught in a traffic jam v.
trafiğe yakalanmak be stuck in traffic jam v.
trafiğe yakalanmak get caught in traffic jam v.
Medical
apopleksiye yakalanmak apoplex v.
Pathology
tüberküloza yakalanmak tuberculise v.
tüberküloza yakalanmak tuberculize v.
Botanic
pamukçuğa yakalanmak canker v.
pas hastalığına yakalanmak rust v.
genç filizleri öldüren gövde hastalığına yakalanmak dieback v.
Fishery
balık ağına yakalanmak gill v.
Military
polisle karşı karşıyayken yakalanmak istemeyen birinin kalkan olarak kullandığı kimse human shield n.
Football
ofsayta yakalanmak be offside v.
Slang
suçüstü yakalanmak sprung v.
paparazzilere yakalanmak be papped v.
paparazzilere yakalanmak get papped v.
gazetecilere yakalanmak be papped v.
gazetecilere yakalanmak get papped v.
on kilo ile yakalanmak get busted with ten kilos v.
mastürbasyon yaparken yakalanmak be caught masturbating v.
polis tarafından yakalanmak drop v.
hazırlıksız yakalanmak be caught short v.
suç üstü yakalanmak get caught in 4k v.