yüzey - Turco Inglés Diccionario
Historia

yüzey



Significados de "yüzey" en diccionario inglés turco : 20 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yüzey surface n.
General
yüzey facet n.
yüzey surface n.
yüzey level n.
yüzey face n.
yüzey area n.
yüzey bed n.
yüzey (the) bare n.
yüzey exteriority n.
yüzey overside n.
yüzey precinct n.
yüzey superfice [obsolete] n.
yüzey surface adj.
Technical
yüzey area n.
yüzey face n.
yüzey surface n.
yüzey superficies n.
Computer
yüzey mesh (autocad) n.
Construction
yüzey plane n.
Food Engineering
yüzey surface n.

Significados de "yüzey" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yüzey toprağı topsoil n.
General
yüzey işlemleri surface engineering n.
içbükey yüzey concave n.
ıslak yüzey wet surface n.
yatay yüzey horizontal surface n.
yanal yüzey lateral surface n.
bir yüzey ölçü birimi dessiatine n.
ortak yüzey interface n.
hareket nedeniyle hava akımı oluşan yüzey periptery n.
meyilli yüzey slant n.
buharlaşan yüzey evaporative surface n.
sert yüzey (kağıt) tooth n.
alt yüzey soffit n.
üst yüzey top n.
dış yüzey exterior surface n.
pürüzlü yüzey rough surface n.
aşınma ve yüzey işlemleri wear and surface processing n.
eğimli yüzey incline n.
geometrik yüzey geometrical surface n.
yüzey alanı surface n.
düz yüzey flat n.
dik yüzey vertical surface n.
hareketli bir cismin çevresinde oluşan yüzey periptery n.
dış yüzey facing n.
büzülmüş yüzey contracted surface n.
yüzey düzgünlüğü levelness n.
dış yüzey rind n.
yüzey balığı topminnow n.
eğimli yüzey escarpment n.
yüzey eğrileri curves on surfaces n.
yüzey durumu condition of surface n.
asfaltla kaplı yüzey paved surface n.
eğri yüzey incline n.
eğri yüzey inclined plane n.
iç yüzey inner surface n.
eğik yüzey slant plane n.
yüzey kaplama surface coating n.
yüzey kaplama surface plating n.
mobilya yüzey işlemleri furniture finishing n.
yüzey gölgeleme surface shading n.
yüzey teknolojisi surface technology n.
yüzey araştırması surface research n.
yüzey araştırması surface analysis n.
yüzey araştırması surface survey n.
pürüzlü yüzey asperity n.
arka yüzey back surface n.
yeniden yüzey kaplama resurfacing n.
yüzey dokusu surface texture n.
yüzey düzleme dubbing n.
donuk yüzey dull surface n.
kaygan yüzey slippery surface n.
yüzey sulaması surface irrigation n.
yüzey düzleme floating n.
omuzlu alt yüzey haunched soffit n.
yüzey aktivitesi surface activity n.
yuvarlak yüzey disc n.
asfaltla kaplı yüzey skidpan n.
yatay yüzey level n.
metal yüzey küfü patina n.
cilalı yüzey polish n.
eğik yüzey ramp n.
pürüzlü yüzey uneven surface n.
çalılık yüzey scrubbing surface n.
fundalık yüzey scrubbing surface n.
dalgalı yüzey undulating surface n.
engebeli yüzey undulating surface n.
bir yüzey ölçüsü rood n.
yüzey suları surface waters n.
yüzey suyu surface water n.
genel yüzey temizlik ürünleri general surface cleaning products n.
toprak zemin/yüzey dirt surface n.
sağlam yer/yüzey sound surface n.
elektrikli yüzey ısıtma electric surface heating n.
elektrikli yüzey ısıtma electric trace heating n.
elektrikli yüzey ısıtma electric heat tracing n.
yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) surface interval n.
yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) surface interval n.
yüzey sanatları surface arts n.
akan,toprak tarafından emilmemiş yüzey suyu runoff n.
konik yüzey conoid n.
içbükey yüzey concavity n.
parlak yüzey shiny surface n.
buzlu yüzey icy surface n.
kirli yüzey dirty surface n.
ana yüzey main surface n.
yüzey plakası surface plate n.
hayali yüzey imaginery surface n.
kızıl yüzey red surface n.
kırmızı yüzey red surface n.
mücevherdeki düz üst yüzey table n.
aşınmış yüzey/kısım abrasion n.
kaya oluşumunda veya nehir sisteminde bir yüzey düzensizliği accident n.
değerli taş kesiminde üstteki düz yüzey table n.
eğik yüzey cant n.
yüzey tamlığı surface integrity n.
yüzey bütünlüğü surface integrity n.
düz yüzey flat n.
yüzey çıkıntısı jog n.
düz yüzey level n.
çıkıntılı yüzey belly n.
şişik yüzey belly n.
kabarık yüzey belly n.
dış yüzey external n.
kolonun olukları arasındaki yükseltilmiş yüzey facette n.
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge facette n.
kumaş, yün, yüzey işaretlemek için kullanılan beyaz bir tür tebeşir venetian chalk n.
bitişik yüzeylerle dik açı oluşturmayan yüzey bevel n.
suyun, suyu önleyici bir yapının altına girmesi nedeniyle toprakta yüzey toprağında oluşan bozulma bile [dialect] n.
(yemek) kızarmış yüzey birsle n.
parıltısız ve donuk yüzey yaratmaya yarayan araç mat n.
mermersi yüzey marbleization n.
mermersi yüzey marbleisation n.
mermersi yüzey marbleizing n.
mermersi yüzey marbleising n.
üzerinde insanların kellesinin uçurulduğu sert bir yüzey block n.
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi midair n.
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi mid-air n.
el işleri için desteklenmiş bir yüzey sağlayan bir yatay panel workboard n.
el işleri için desteklenmiş bir yüzey sağlayan bir yatay panel work-board n.
100 ar veya 10.000 metrekareye eşit olan bir yüzey veya alan ölçüsü birimi hektare n.
içbükey yüzey holler n.
nükleer patlama merkezinin hemen altındaki yüzey konumu hypocenter n.
üzerinde ışık ve gölge oyunuyla dekoratif etki oluşturulan dar kontürlü yüzey molding n.
renkli benekleri, lekeleri veya puslanması olan yüzey mottle n.
renkli benekleri, lekeleri veya puslanması olan yüzey mottling n.
düz yüzey li bella n.
yansıtıcı yüzey looking glass n.
düz (yüzey) plane n.
(mekanik parça, kristal) yüzey şekli geometry n.
parlak buzdan yüzey glare n.
düz ve parlak yüzey glaze n.
süslü yüzey gilding n.
(okyanusta) dalgalı yüzey chop n.
oyuk yüzey depression n.
yüzey çöküntüsü dinge n.
işlenmiş veya parlatılmış çelik yüzey üzerindeki sertleştirilmiş malzeme bölgesini gösteren açık renkli şerit ghost n.
granüllü görünüm vermek için yapay olarak işlenmiş yüzey grain n.
yüzey üzerinde ızgaralanmış veya kabartılmış bir dizi işaret grill n.
yüzey sınır tabakası ground layer n.
yüzey araştırmalarında referans olarak kullanılan ve kuzey-güney doğrultusunda ilerleyen, anıtlarla işaretlenmiş hat guide meridian n.
buzlu yüzey ice n.
yanardöner yüzey opaline n.
kibriti sürtünme ile tutuşturan yüzey rubber n.
girintili yüzey görüntüsü rubbing n.
dokulu yüzey görüntüsü rubbing n.
kıvrımlı yüzeyin bir diğer yüzey ile birleşimi runout n.
eğimli yüzey inclination n.
yatay yüzey birimi başına düşen tüm doğrudan güneş enerjisi oranı insolation n.
metalik yüzey efektli kağıt metallic paper n.
yüzey-taban arası su yüksekliği mid-water n.
fosilleşmiş kopal sebebiyle çukurcuklanmış yüzey gooseskin n.
işaretleme kalemiyle yazılabilen pürüzsüz beyaz yüzey dry-erase board n.
yerdeki yüzey dust n.
vurma veya bastırma yoluyla oluşan ufak yüzey çöküntüsü indenture n.
yüzey kusuru irregularity n.
kağıt yüzey paper n.
paralel yüzey parallel n.
polikrom yüzey polychromy n.
çok renkli yüzey polychromy n.
(değerli taşlarda) tüy şekilli yüzey kusuru feather n.
iç yüzey inside n.
yatay beton yüzey pad n.
(deride) pürtüklü yüzey pebble n.
(deride) pütürlü yüzey pebble n.
alt yüzey plancher n.
üstü tuzdan kabuk tutmuş yüzey salina n.
yüzey zımparalayan kimse sandman n.
konveks yüzey convex n.
alt yüzey flet [dialect] n.
yünlü yüzey flocking n.
kabartmalı yüzey flocking n.
metalik yüzey efektli kağıt foil n.
portakal kabuğuna benzeyen pürüzlü yüzey orange peel n.
şaftın iki oluğu arasındaki pürüzsüz yüzey orlo n.
triglifin iki oluğu arasındaki yüzey orlo n.
mühürlü yüzey seal n.
maden işletmeciliğinde faydalanılan neredeyse yatay olan düz yüzey seat n.
üzerinden ayrılmaksızın bir noktasından diğerine geçilemeyen yüzey sheet n.
eğimli yüzey shelving n.
(dekor amaçlı) oyuk yüzey sinkage n.
(dekor amaçlı) çukur yüzey sinkage n.
tanımlanamayan yüzey hedefi skunk n.
yüzey düzeltme aleti slickener n.
düz yüzey slob n.
kuru yüzey çöküntüsünde bataklık alan slue n.
sınırsız yüzey stretch n.
devamlı yüzey alanı stretch n.
yüzey düzeltme çubuğu strickle n.
sığ yüzey superficies n.
derinlikten yoksun yüzey superficies n.
yüzey üzerinde birbiriyle bağlantılı unsurlar superficies n.
engebeli yüzey surge n.
dalgalı yüzey surge n.
yüzey eskimesi patina n.
kararmak (madeni bir yüzey) tarnish v.
ufki bir yüzey sağlamak level v.
yatay bir yüzey sağlamak level v.
yüzey pürüzlendirmek roughen v.
(ahşap/boyalı yüzey) çatlamak check v.
iki yüzey arasında sıkıştırmak nip v.
(yüzey) süpürgeyle bitirmek broom v.
(yola kaldırım taşı hariç) yüzey malzemesi uygulamak improve v.
(şeffaf yüzey) leke veya çizgi ile dolmak cloud v.
(yüzey, gelen ışığı) yansımayla kırıp dağıtmak diffuse v.
(yüzey veya zemin) kaplamak inlay v.
(yüzey veya zemin) süslemek inlay v.
(yüzey veya zemin) donatmak inlay v.
dış yüzey iç yüzey haline gelecek şekilde katlamak invaginate v.
(konteyner, kutu) düz yüzey yaratmak panel v.
(uçak veya yüzey aracı) geçmek porpoise v.
(uçak veya yüzey aracı) yüzeyi yarmak porpoise v.
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak shape v.
yüzey düzeltme çubuğu ile fazlasını almak strickle v.
(yüzey üzerinde) süzülmek supernate v.
(yüzey üzerinde) akıp gitmek supernate v.
dik (yüzey vb) steeper adj.
yüzey ile ilgili surficial adj.
taranmış (yüzey) hachured adj.
sıyrıklı yüzey scored adj.
engebeli/düz olmayan (yüzey) ragged adj.
yüzey ile ilgili acrotic adj.
yüzey ile ilgili epipolic adj.
belirgin bir yüzey konveksine sahip (çekiç) bell-faced adj.
uç veya kenarlardan başlayarak yüzey altında kıvrılan revolute adj.
(yüzey) sert irregular adj.
(ince kumaş) kağıt dokulu pürüzsüz yüzey ile tamamlanan paper adj.
(yüzey) pütürlü pebbled adj.
(yüzey) kırışık pebbled adj.
(yüzey) pürüzlü pebbly adj.
(yüzey) düzensiz pebbly adj.
(yüzey) taneli pebbly adj.
kademeli yüzey titreşimlerine sahip olan rolling adj.
kademeli yüzey dalgalanmalarına sahip olan rolling adj.
yüzey altında görülen subjacent adj.
yüzey oluşumlarına ait superficial adj.
yüzey oluşumları ile ilgili superficial adj.
yüzey oluşumlarını var eden superficial adj.
yüzey ile ilgili superficiary adj.
yüzey ile sınırlı superficiary adj.
yüzey ile ilgili surface adj.
yüzey üzerinde olan surface adj.
cümlenin yüzey yapısına ait veya ilgili surface adj.
düz yüzey anlamına gelen ön ek pedi- pref.
düz yüzey anlamına gelen ön ek pedio- pref.
Phrasals
sert bir yüzey üzerindeki pürüzleri düzlemek/almak buff out v.
Trade/Economic
yüzey havuzu surface impoundment n.
yüzey görünümüne göre sınıflandırma classification by surface appearance n.
Industry
düz ve pürüzsüz yüzey elde etmede kullanılan sert çelik keski flat chisel n.
yüzey sıyırma aleti skimmer n.
Technical
bombeli yüzey camber n.
elyafa talaş ilavesiyle kaba bir yüzey verilen bir tür duvar kağıdı oatmeal paper n.
yüzey parlaklığı reflet n.
üzerindeki dikey ve ufak silikon bıçaklar yardımıyla sıvılarla etkileşime girebilen, ticari uygulamalarda kullanılan sentetik bir yüzey nanograss n.
yüzey drenajı için teraslar veya geniş kanallar inşa etmek için kullanılan bir makine terracer n.
tekrarlayan zımparalama işlemiyle üretilmiş test amaçlı metal yüzey true plane n.
ara yüzey kesme bölgesi interfacial shear zone n.
asgari yüzey sıcaklıkları minimum surface temperatures n.
akustik yüzey dalgası acoustic surface wave n.
aşındırıcı ile yüzey temizleme scouring n.
ayrımlı yüzey kırılımölçeri differential surface refractometer n.
anyonik yüzey aktif madde anlonic surface active agent n.
alifatik iyonik olmayan yüzey aktif madde aliphatic non-ionic surface active agent n.
anyonik yüzey aktif madde anionic surface active agent n.
açık yüzey apparent surface n.
açıkta kalan yüzey exposed finish n.
açılabilir yüzey developable surface n.
açılı son yüzey konektörü angled end-face connector n.
aktif yüzey active surface n.
alçılı yüzey plaster base finish n.
alkalin yüzey hot surface n.
alüminyum emdirilmiş yüzey calorized surface n.
anodik oksit kaplamaların yüzey yoğunluğu surface density of anodic oxidation coatings n.
aplanatik yüzey aplanatic surface n.
ara yüzey gerilimi interfacial tension n.
aşındırıcı yüzey abrasive surface n.
aşınık yüzey abraded surface n.
aşırı parlatılmış yüzey overpolished surface n.
ateşe dayanıklı yüzey refractory surface n.
ayna gibi yüzey mirror finish n.
aynamsı yüzey butter finish n.
basınçlı kumla yüzey temizleme sand blasting n.
bendtsen cihazı kullanılarak kağıt ve karton yüzey pürüzlülüğünün belirlenmesi determination of the roughness of paper and board using bendtsen apparatus n.
bakır kaplı yüzey copper plated surface n.
beslemeli yüzey taşlama infeed surface grinding n.
benek yüzey işleme spotfacing n.
büyük yüzey alanlı düz deney numunesi flat specimen with large test surface area n.
bulaşık yüzey contaminated surface n.
bozuk yüzey disturbed metal n.
boyuna yüzey çatlağı longitudinal facial crack n.
büyütülmüş yüzey extended surface n.
buharlaştırıcı yüzey alanı coil face area n.
büzülmüş yüzey contracted surface n.
blum yüzey kaplama bloom n.
büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas n.
bilya püskürtme ile toklaştırma veya yüzey işleme peening n.
çizik yüzey abraded surface n.
camda pütürlü yüzey orange peel n.
çalışan yüzey working face n.
çok emici yüzey hot surface n.
çift eğrilikli yüzey surface of double curvature n.
cama benzer bir yüzey glare n.
çevresel gerilim yüzey çatlatması environmental stress crazing n.
çok ince yüzey işlemesi surface micromachining n.
çarpma etkisini azaltan yüzey impact-absorbing surface n.
çıkıntı kusurlu yüzey liquidated surface n.
çukur yüzey hollow surface n.
dış yüzey periphery n.
destek yüzey supporting surface n.
damarlanma (yüzey) bloating n.
dışbükey yüzey convex surface n.
derin dağlanmış yüzey deep etched surface n.
dahili yüzey sıcaklığı internal surface temperature n.
dış yüzey exterior surface n.
dış yüzey boyası exterior paint n.
çukurcuklanmış yüzey pitted surface n.
dış metal yüzey outer metal surface n.
dairesel yüzey circular surface n.
dokunulabilir sıcak yüzey touchable hot surface n.
dinamik yüzey gerilimi dynamic surface tension n.
düşük sıcaklıkta yeniden kullanılabilir yüzey yalıtımı low-temperature reusable surface insulation n.
dikey yüzey taşlama vertical surface grinding n.
düzlem yüzey plane surface n.
dişli yüzey sandpaper surface n.
düzlemsel yüzey planar face n.
doygun yüzey kuru ağırlığı saturated surface dry weight n.
düzleştirilmiş yüzey flattened surface n.
dokulu yüzey textured surface n.
düzlenmiş yüzey rubbed surface n.
düz yüzey pane n.
donuk yüzey dull surface n.
düz yüzey surface plate n.
düzgün yüzey plane surface n.
dikdörtgen veya kare şekilde dökme demir yüzey plakaları rectangular or square cast iron surface plates n.
dönel yüzey surface of revolution n.
dokunulabilen yüzey sıcaklığı temperature of touchable surface n.
düz yüzey level surface n.
eğmeçli yüzey curved surface n.
enine kök, yüzey ve kenar eğme deneyi transverse root, face and side bend test n.
emdirilmiş yüzey impregnated surface n.
eğimli yüzey inclined surface n.
emprenye yüzey impregnated surface n.
eğri yüzey curved surface n.
eğik bir yüzeyde ölçülen bir açının yatay bir yüzey üzerindeki izdüşümünü almakta kullanılan alet angulator n.
epoksi cam kumaş yüzey epoxy glass cloth surface n.
elle şalomalı yüzey temizleme hand scarfing n.
emdirik yüzey impregnated surface n.
eloksallı yüzey anodized surface n.
eloksal kaplanmış yüksek parlaklı alüminyum yüzey high-gloss anodised aluminum surface n.
eksenel yüzey contası axial face seal n.
eşit potansiyelli yüzey equipotential surface n.
elektrik yüzey yoğunluğu electric surface density n.
elektriksel levha ve şeritin yüzey izolasyon direncinin belirlenmesi determination of surface insulation resistance of electrical sheet and strip n.
eğri yüzey akış deneyi inclined plane flow test n.
etkin yüzey basıncı active soil pressure n.
etkin yüzey direnci effective surface resistance n.
gazlı yüzey gassy surface n.
fonksiyonel yüzey functional surface n.
etkin yüzey active surface n.
ferrit çekirdeklerinin yüzey düzensizliğinin sınırları limits of surface irregularities of ferrite cores n.
frezelenmiş yüzey durumu milling surface finish n.
gözenekli yüzey porous surface n.
gözenekli yüzey screen n.
hacim-yüzey ilişkisi volume-surface relation n.
genişletilmiş yüzey finned surface n.
görünür yüzey apparent surface n.
geniş yüzey baskısı blotch print n.
gözeneksiz yüzey non-porous surface n.
girintiler (yüzey) pop-ins n.
girinti (yüzey) intrusion n.
genişletilmiş yüzey extended surface n.
havayla yayılan gürültünün yüzey kaplama metodu ile ölçülmesi measurement of airborne noise by the enveloping surface method n.
hava akışının yüzey ve şekille sürtünmesinden doğan geri sürüklenme parasite drag n.
hassas yüzey elde etme superfinishing n.
ışınlı yüzey radiant surface n.
ıslanmaz yüzey nonwettable surface n.
iyonik olmayan yüzey aktif maddeler non-ionic surface active agents n.
ıslak yüzey wet surface n.
iş parçaları yüzey karakteristikleri work pieces surface characteristics n.
iyonik olmayan yüzey aktif madde non-ionic surface active agent n.
ızgara yüzey alanı grate area n.
iç yüzey interior surface n.
izobar yüzey isobar surface n.
ince dikey yüzey çizgisi cat scratch n.
iç yüzey internal surface n.
içdağlanmış yüzey microetched surface n.
ince dikey yüzey çizikleri drag marks n.
ilk yüzey emmesi initial surface absorption n.
ısı dönüştürücü yüzey heat exchange surface n.
iç yüzey inner surface n.
ince yüzey kaynama film boiling n.
ısıyayan yüzey radiant surface n.
iş parçasının yüzey kalitesi workpiece surface quality n.
kadifemsi yüzey yapma flock spraying n.
kaburgalı yüzey ribbed surface n.
karincalanmış yüzey pitted surface n.
kanatçıklı yüzey finned surface n.
kaba yüzey rough surface n.
kanal yüzey alanı ductwork surface area n.
kapalı yüzey Gaussian surface n.
kaplanmış cam yüzey coated glass surface n.
karbonlanmış yüzey carburized surface n.
kanal yüzey alanı duct surface area n.
kalkmış yüzey double skin n.
kanal yüzey alanının ölçülmesi measurement of ductwork surface area n.
karbonsuzlaşmış yüzey decarburized surface n.
kaba dış yüzey teması rough macroscopic contact n.
kapalı-özgül yüzey alanı değeri value of the envolope-specific surface area n.
karayolu ve hava alanı yüzey özellikleri road and airfield surface characteristics n.
kapalı yüzey closed surface n.
kalkan yüzey ascending surface n.
keserek yüzey temizleme scalping n.
kırık yüzey fracture surface n.
kimyasal veya elektrolitik yüzey işlemleri chemical or electrolytic surface treatments n.
katı yüzeyin kritik yüzey gerilimi critical surface tension of solid surface n.
kiremit döşenmiş yüzey tiling n.
keserek yüzey temizleme overhauling n.
kazınık yüzey abraded surface n.
kılcal yüzey çatlakları checks n.
kızgın yüzey hot surface n.
kaymaz yüzey antiskidding surface n.
katyonik yüzey etkin madde cationic surface active agent n.
kırık yüzey fotoğrafı fractograph n.
kazınma (yüzey) abrasion n.
kazıma (yüzey) scratching n.
kızgın bir metalin katlanması nedeniyle oluşan yüzey bozukluğu lap n.
kılcal yüzey çatlakları cheques n.
kaydırmaz yüzey nonskid surface n.
kumlanarak temizlenmiş çelik taban malzemelerin yüzey pürüzlülük karakteristikleri surface roughness characteristics of blast-cleaned steel substrates n.
kontamine yüzey contaminated surface n.
kumlu yüzey sand finish n.
konik yüzey conical surface n.
kritik yüzey gerilimi critical surface tension n.
kritik yüzey critical surface n.
konik yüzey   conical surface n.
krom kaplı yüzey chromium-plated surface n.
kristal yüzey facet n.
makinede işlenmiş yüzey machined surface n.
lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzey undertread interface n.
mala perdahlı yüzey trowelled surface n.
küçük ölçekli mekanik yüzey özellikleri surface micromechanical properties n.
küçük ölçekli biyolojik yüzey özellikleri surface microbiological properties n.
küçük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi coaxial double ring test on flat specimens with small test surface areas n.
küçük yüzey çöküntüsü deep-optic n.
manifold yüzey sıcaklığı manifold surface temperature n.
lekeli yüzey tarnish n.
makine ile elin temas ettiği yüzey machine-hand contact surface n.
mat yüzey dull surface n.
malzeme ve cismin yüzey admitansı surface admittance of material and object n.
küçük yüzey alanlı düz deney numunesi flat specimen with small test surface area n.
lekeli yüzey tarnished surface n.
metal yüzey metal surface n.
metal kaplı yüzey metallized surface n.
mukabil-yüzey kuvveti counter-surface force n.
molar yüzey molar surface n.
metalik malzemelerin yüzey işlemi surface treatment of metals n.
metallenmiş yüzey metallized surface n.
metalik ve diğer inorganik kaplamaların yüzey işlemleri surface treatment of metallic and other inorganic coatings n.
metal yüzey kaplama metal surface plating n.
mermersi yüzey marbleized finish n.
oksitlenmiş yüzey oxidized surface n.
ortalama yüzey sürtünme faktörü average skin friction factor n.
niteliği değerlendirilmiş yüzey akustik dalga süzgeci surface acoustic wave filter of assessed quality n.
nicel gözeneksiz yüzey deneyi quantitative non-porous surface test n.
orta yüzey median surface n.
negatif yüzey sürtünmesi negative skin friction n.
noktasal yüzey temizleme spot scarfing n.
niteliği tayin edilmiş yüzey akustik dalga süzgeci surface acoustic wave filter of assessed quality n.
örtülü yüzey coated surface n.
örümceksi yüzey izi oil crizzle n.
örülmüş yüzey braided surface n.
öntemizleme (yüzey) scalping n.
özgül yüzey alanı specific surface area n.
özgül yüzey specific surface n.
portakal kabuğu (yüzey kusuru) orange peel n.
parlatılmış yüzey polished surface n.
paslanmış çelik yüzey rusted steel surface n.
pis yüzey contaminated surface n.
parlak yüzey satin finish n.
perdahlı yüzey even surface n.
piyezometrik yüzey piezometric surface n.
payandalı yüzey stayed surface n.
paslanmaz çelikte yüzey düzgünleştirme ve pasifleştirme smoothing and passivating stainless steel n.
parlak yüzey incandescent surface n.
patlama yüzey gerilimi bursting distension n.
refrakter yüzey refractory surface n.
pürüzü giderilmiş yüzey machined surface n.
pürüzsüz yüzey rubbed surface n.
rockwell yüzey sertliği ölçümü rockwell superficial hardness measurement n.
rockwell yüzey sertliği sayısı rockwell superficial hardness number n.
rüzgar akışının oluşturduğu yüzey ısı alışverişi wind-induced surface heat exchange (wishe) n.
püskürtme yüzey sprayed surface n.
pürüzlü yüzey pebbling n.
pürüzlü yüzey rough surface n.
rezervuarın yüzey alanı surface area of reservoir n.
rockwell yüzey sertliği deneyi rockwell superficial hardness test n.
sabit düşük güçlü tel sargı yüzey montaj direnci fixed low power wire wound surface mounting resistor n.
püskürtmeyle temizleme yoluyla uygulanan yüzey hazırlama metotu blast cleaning surface preparation method n.
saten yüzey satin finish n.
rockwell yüzey sertliği deneyi rockwell superficial test n.
silindirik yüzey cylindrical surface n.