yasak - Turco Inglés Diccionario
Historia

yasak



Significados de "yasak" en diccionario inglés turco : 42 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yasak ban n.
yasak prohibition n.
yasak forbidden adj.
General
yasak tabu n.
yasak interdiction n.
yasak veto n.
yasak prohibition n.
yasak taboo n.
yasak interdict n.
yasak inhibition n.
yasak restriction n.
yasak ban n.
yasak lid n.
yasak illegal adj.
yasak impermissible adj.
yasak restricted adj.
yasak out of bounds adj.
yasak proscriptive adj.
yasak no adj.
yasak illicit adj.
yasak prohibited adj.
yasak forbidden adj.
yasak unauthorized adj.
yasak unauthorised adj.
yasak unallowed adj.
Phrases
yasak under a ban expr.
Colloquial
yasak baggage n.
Idioms
yasak closed door n.
yasak out-of-bounds adj.
Trade/Economic
yasak ban n.
yasak prevention n.
Law
yasak interdictum n.
yasak ban n.
yasak inter-dictum n.
yasak prohibition n.
yasak interdiction n.
yasak non licet adj.
yasak forbidden adj.
yasak illicite adj.
Computer
yasak illegal adj.
Military
yasak inhibition n.
Slang
yasak no-no n.

Significados de "yasak" con otros términos en diccionario inglés turco: 315 resultado(s)

Turco Inglés
General
yasak aşk liaison n.
yasak ilişki forbidden relation n.
yasak yere park eden araçların çekildiği otopark pound n.
yasak bölge forbidden zone n.
yasak bölge prohibited area n.
yasak yerde avlanan kişi poacher n.
(abd'de 1920-1933 arasında) alkollü içeceklerin üretiminin ve satışının yasak olduğu dönem prohibition era n.
kuşların avlanması yasak olan yer bird sanctuary n.
avlanmanın yasak olduğu mevsim closed season n.
yasak meyve forbidden fruit n.
yasak elma forbidden apple n.
yasak bölgeye giren kimse poacher n.
yasak etme enjoinder n.
yasak olmayan av fair game n.
yasak mallar prohibited goods n.
yasak bölge prohibited zone n.
yasak şeyler prohibited articles n.
yasak bölge restricted area n.
yasak alan confined space n.
yasak avlanma illegal hunting n.
yasak avcılık illegal hunting n.
yasak yapılaşma illegal housing n.
yasak alan closed area n.
yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan no-go area n.
yasak bölge forbidden ground n.
yasak aşk forbidden love n.
yasak/uygunsuz ilişki indiscreet affair n.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking area n.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking zone n.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking zone n.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking area n.
kanunen yasak forbidden by law n.
yasak şehir forbidden city n.
yüzmek yasak no swimming n.
yasak kararı ban n.
maorilerde dini yasak tapu n.
māori kültüründe yasak anlamındaki sözcük rahui [new zeland] n.
yasak olduğu halde yere çöp atma tipping n.
yasak aşk amour n.
yasak aşk involvement n.
yasak aşk intimacy n.
yasak aşk affair n.
yasak aşk affaire n.
yasak aşk yaşayan kadın amourette n.
erişilmesi ve fethi zor olduğu için yasak şehir olarak bilinen, tibet budizmi'nin kutsal kenti lassa n.
yasak olmayan av game n.
avlanması yasak olmayan balık game fish n.
barda kanunen yasak zamanda yapılan alkol satışı lock-in n.
yasak olma impermissibility n.
yasak saatlerde içki satan yer sly grog [dated] [australia] n.
yasak etmek put under a ban v.
yasak bölgeye girmek poach v.
yasak etmek prohibit v.
yasak bölgede avlanmak poach v.
yasak kitaplar listesine yazmak index v.
yasak etmek forbid v.
yasak etmek proscribe v.
yasak kaldırmak unban v.
yasak etmek clamp the lid on something v.
yasak olmak be forbidden v.
yasak koymak impose a ban v.
yasak koymak introduce a ban v.
yasak koymak place a ban v.
yasak getirmek impose ban v.
yasak getirmek introduce ban v.
yasak getirmek place ban v.
yasak getirmek put ban v.
yasak etmek interdict v.
yasak kaldırmak lift a ban v.
yasak kaldırmak remove a ban on v.
yasak etmek ban v.
geri çekmek (emir, yasak vb.) raise v.
dokunulması yasak untouchable adj.
yasak bölge off limits adj.
yasak bölge off-limit adj.
on sekiz yaşından küçüklerin seyretmesi yasak olan (film) x-rated adj.
kanunen yasak legally prohibited adj.
kanunen yasak illegal adj.
yasak (alm) verboten adj.
köleliğin yasak olduğu non-slave adj.
köleliğin yasak olduğu nonslaveholding adj.
yasak olmayan unforbidden adj.
yasak getiren deplorable adj.
girilmesi yasak off-limits adj.
kullanılması yasak (madde) off-limits adj.
tüketilmesi yasak (madde) off-limits adj.
(asker) bazı kişilerce kullanılması yasak olan off-limits adj.
(asker) bazı kişilerce himaye edilmesi yasak olan off-limits adj.
(asker) bazı kişilerce gidilmesi yasak olan off-limits adj.
kanunen yasak olan outlaw adj.
yasak bir şekilde impermissibly adv.
girmek yasak no trespassing interj.
geçmek yasak no trespassing interj.
Phrasals
birisine bir şeyi yasak etmek deny something to someone v.
(yasak bölgeyi) ihlal etmek trespass on (something) v.
(yasak bölgeyi) ihlal etmek trespass upon (something) v.
Phrases
burada sigara içmek yasak smoking is forbidden here expr.
yasak bölge out of bounds expr.
Proverb
bakan göze yasak olmaz a cat may look at a king
yasak olan güzeldir stolen fruit is sweetest
yasak olan güzeldir stolen pleasures are sweetest
göze yasak olmaz cat can look at a king
yasak olan çekicidir stolen fruit is sweetest
yasak olan cezbeder stolen fruit is sweetest
yasak olan cezbeder stolen pleasures are sweetest
yasak olan çekicidir stolen pleasures are sweetest
yasak olan daha caziptir forbidden fruit is the sweetest
yasak olan şeyler insanları çeker forbidden fruit is the sweetest
yasak olan şey daha ilgi çekicidir forbidden fruit is the sweetest
göze yasak olmaz a cat can look at a king
Colloquial
yasak zevk guilty pleasure n.
yasak aşk secret affair n.
kesinlikle yasak a no-no n.
kol hareketi yasak olan top atıcı chucker n.
köleliğin yasak olduğu eyalet free state n.
kesinlikle yasak olmak be a no-no v.
üzerinde yasak bir şey taşımayan clean adj.
yasak bölge off limits expr.
yasak tanımayan down and dirty expr.
(bir şey yapmak) yasak değil it's no crime to (do something) expr.
bir şeyi yapmak yasak there is no doing something expr.
paylaşılması yasak (devlet belgesi) nodis (no distribution) expr.
dağıtımı yasak (devlet belgesi) nodis (no distribution) expr.
yapmak yasak there is no doing expr.
Idioms
beğenilen yasak madde drug of choice n.
sahibinden başkasının girmesi yasak olan oda blue chamber n.
kirli/nahoş/hoşa gitmeyen/yasak söz veya kelime a dirty word n.
yasak meyve forbidden fruit n.
yasak bölge a no-go area n.
yetkili olmayanların girmesinin yasak olduğu bir bölge a no-go area n.
(yasak bir şey yaparken birine) yakalanmamak not let (someone) catch (one) (doing something) v.
(yasak bir şey yaparken birine) yakalanmamak not want to catch someone doing something v.
biriyle yasak/gizli/uygunsuz ilişki yaşamak have an affair (with someone) v.
el sürmek (yasak olan bir şeye) lay a hand on v.
yasak savmak make do with v.
(bir şey yapması) yasak olmak (not) be supposed to (do something) v.
yasak olmak be out of bounds v.
yasak olmak be out of the question v.
(yasak/izinsiz bir şey yaparken) yakalanmamak not let catch doing v.
(bir şey yapması) yasak olan not supposed to adj.
yasak bölge out-of-bounds adj.
yasak olan güzeldir stolen fruit is (the) sweetest expr.
yasak olan cezbeder stolen fruit is (the) sweetest expr.
yasak olan çekicidir stolen fruit is (the) sweetest expr.
yasak olan güzeldir stolen fruit is sweet expr.
yasak olan cezbeder stolen fruit is sweet expr.
yasak olan çekicidir stolen fruit is sweet expr.
yasak olan güzeldir stolen pleasures are (the) sweetest expr.
yasak olan cezbeder stolen pleasures are (the) sweetest expr.
yasak olan çekicidir stolen pleasures are (the) sweetest expr.
yasak değil ya there's no law against it expr.
Speaking
yasak değil ya there's no law against doing something expr.
yasak değil ya there's no law against something expr.
Trade/Economic
özellikle grevlerin yasak olduğu zamanlarda polislerin operasyonları kesintiye uğratmak için yakalandıklarını söyledikleri hayali/uydurma hastalık blue flu n.
ihracı kanunen yasak olan mallar prohibited goods n.
ithali yasak olan maddeler import-prohibited goods n.
ithali yasak olan ürünler import-prohibited goods n.
ticari yasak commercial prohibition n.
yasak ve olağanüstü ihtiyatlar reserve fund n.
yasak emri prohibition n.
yasak dönem blackout period n.
yasak tarifesi prohibitive tariff n.
yasak etme banning n.
sahibinin tasarrufundan çıkması yasak olan inalienable adj.
Law
yasak ilişki adulterous behavior n.
(amerika'da) alkol satışının yasak olduğu bölge dry county n.
kanuni yasak statutory prohibition n.
kanuni yasak legal prohibition n.
kazai yasak judicial prohibition n.
resmi yasak official ban n.
uçuşa yasak bölge no-fly zone n.
yasak hükmünü kapsayan kanun negative statute n.
yasak bölge forbidden zone n.
yasak emri prohibition n.
yasak gümrüğü prohibitive duty n.
yasak bir yere çöp dökme fly-tipping n.
yasak hareket ve fiiller illegal practices n.
yasak kararı prohibition n.
yasak bir yere çök dökme dumping on the fly n.
yasak eylem prohibited act or conduct n.
yasak bir yere çöp dökme sneaky dumping n.
yasak etme forbiding n.
yasak sistemi prohibitive system n.
yasak fiil prohibited act or conduct n.
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması body cavity search n.
(özellikle cezaevi ziyaretlerinde) ziyaretçilerin üzerinde silah/bıçak veya uyuşturucu gibi girişi yasak objelerin aranması cavity search n.
yasak olan bir yere çöp dökme fly-tipping n.
yasak olan bir yere çöp dökme sneaky dumping n.
yasak sorgu yöntemleri prohibited methods of interrogation n.
yayımlama öncesi yasak prior restraint n.
yasak işlem başlatmak bring suit v.
yasak etmek bar a claim v.
yasak etmek proscribe v.
yasak etmek forbid v.
yasak etmek prohibit v.
yasak eden proscriptive adj.
yasak kabilinden prohibitive adj.
yasak edilmiş prohibited adj.
yasak olmayan unprohibited adj.
ithal ve ihraç edilmesi yasak olan (mal) contraband adj.
Politics
gizli evrak içeren ve açılması kesinlikle yasak olan diplomatik çanta diplomatic bag n.
gizli evrak içeren ve açılması kesinlikle yasak olan diplomatik çanta valise diplomatique n.
siyasi yasak political ban n.
tarafsız ülkelerin savaş halindeki ülkelerin herhangi birisine yasak olan silah ve cephane gibi eşyaları taşıması contraband of war n.
yasak fiiller illegal practices n.
yasak hareketler illegal practices n.
yasak bölge denied territory n.
Tourism
sigara içmenin yasak olduğu alanlar nonsmoking areas n.
sigara içmenin yasak olduğu alanlar non-smoking areas n.
tren vb araçlarda sigara içmenin yasak olduğu kısımlar non-smoking n.
tren vb araçlarda sigara içmenin yasak olduğu kısımlar nonsmoking n.
Technical
kullanımı yasak sözcük reserved word n.
yasak karakter forbidden character n.
yasak erke düzeyi forbidden energy level n.
yasak katışım çeki forbidden-combination check n.
yasak liman closed harbor n.
yasak enerji düzeyi forbidden energy level n.
yasak karakter kodu forbidden-character code n.
yasak yüzey forbidden surface n.
Computer
kullanımı yasak sözcük reserved word n.
yasak karakter forbidden character n.
yasak işlem forbidden operation n.
yasak bant forbidden band n.
yasak komut illegal instruction n.
yasak katısını çeki forbidden-combination check n.
yasak damga illegal character n.
yasak geçiş forbidden transition n.
yasak işlem illegal operation n.
yasak kaldır unban expr.
Telecom
yasak maddeler listesi list of prohibited articles n.
Electric
yasak karakter kodu forbidden character code n.
Automotive
araç girişine yasak bölge car-free zone n.
materyaller ve yasak cisimler materials and restricted substances n.
yollarda kullanılması yasak olan araçlar off-highway vehicles n.
Traffic
yasak yere park ettiğinden çekilen araç towaway n.
park etmek yasak olan yer towaway zone n.
park etmenin yasak olduğu ve park eden araçların çekildiği yer tow–away zone n.
iki yolun kesişiminde araçların durmasının yasak olduğu kutu şeklinde alan box n.
yoldan geçişi yasak olan roadless adj.
Railway
sigara içmenin yasak olduğu tren vagonu nonsmoking car n.
Aeronautic
güvenlik yasak bölgesi security forbidden zone n.
uçuşa yasak bölge no-flight zone n.
uçuşa yasak bölge no-fly zone n.
yasak saha prohibited area n.
Psychology
yasak yerlerde bulunma korkusu claustrophobia n.
yasak yargısı judgment of condemnation n.
Physics
yasak geçiş forbidden transition n.
yasak kuşak forbidden band n.
yasak bant forbidden band n.
Marine Biology
alansal yasak spatial closure n.
yasak kuşak exclusion zone n.
yasak isim nomen vetitum n.
Tobacco
satışı ab'de yasak olan ancak norveç ve isveç'te kullanılan gittikçe popülaritesi abd'de artan ve sigara içimini azalttığı iddia edilen isveç menşeli nemli tütün tozu snus n.
History
köleliğin yasak olduğu bölge free soil n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yasak olduğu bölge free soil n.
(iç savaş öncesi) köleliğin yasak olduğu abd eyaleti free state n.
iç savaş öncesi köleliğin yasak olduğu abd eyaletleri free states n.
amerikan iç savaşı öncesinde köleliğin yasak olduğu abd toprağı free-soil n.
Religious
yahudilerin yemesi yasak olan hayvanların eti terefah n.
yahudilikte yenmesi yasak olan hayvanlar unclean animals n.
geleneksel hawaii inanç sisteminde yasak olan şey kapu n.
müslüman olmayanlara yasak olan kutsal yer harem n.
hamursuz bayramında yenmesi yasak olan mayalı yiyecek hametz n.
fransa'da protestanlığın yasak olması sebebiyle huguenotların 1715 ile 1802 yılları arasında gizlice ibadet etmek için kullandıkları gözlerden ırak mekan desert n.
dini açıdan pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyet servile work n.
kurban kesmenin yasak olduğu (dönem) aliturgical adj.
kurban kesmenin yasak olduğu günlerden aliturgic adj.
geleneksel hawaii inanç sisteminde yasak olan kapu adj.
pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetlere ait servile adj.
pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetler ile ilgili servile adj.
pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetleri oluşturan servile adj.
pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetleri ifade eden servile adj.
vaaz vermesi yasak olan (din adamı) silenced adj.
Environment
hayvanlara yasak bölge livestock exclusion zone n.
Military
ateş yasak bölgesi restricted fire area n.
araç ışığı yasak hattı no vehicle-light line n.
askeri yasak bölge prohibited military zone n.
askeri yasak bölge military forbidden zone n.
ateşin yasak olduğu bölge no-fire area n.
geçici yasak bölge temporary restricted area n.
gece trafik yasak hattı night traffic line n.
gündüz trafik yasak hattı daylight traffic line n.
hava savunma topçusu yasak bölgesi air defence artillery prohibited area n.
jammer ya da uluslar arası karıştırıcıların kullanımının yasak olduğu frekans taboo frequency n.
sürekli yasak bölge permanent restricted area n.
trafik yasak hattı traffic line n.
tahditli ve yasak bölgeler restricted and prohibited areas n.
yasak bölge izin belgesi safe-conduct n.
yasak bölge restricted area n.
yasak bölge forbidden zone n.
yasak saha prohibited zone n.
yasak hava sahası prohibited area n.
yasak olmayan bölgeler unrestricted areas n.
yasak bölge forbidden area n.
yasak hava sahası airspace prohibited area n.
yasak frekanslar taboo frequencies n.
yasak bölge off-limits area n.
yasak bölge prohibited zone n.
yasak askeri bölge closed military area n.
yasak bölge restricted zone n.
yasak hava sahası prohibited zone n.
yasak bölge military zone n.
yasak bölge forbidden district n.
yasak bölge exclusion zone n.
askeri hatlarda organize olup düşman eline geçmiş, düşmancıl veya yasak bölgelerde askeri ve yarı askeri harekatlar düzenleyen, genellikle yerlilerden oluşan düzensiz grup guerrilla force n.
savaş zamanında düşman kargosu taşısa bile zapt edilmesi yasak olan tarafsız ülke gemileri free ships n.
Cinema
yasak film banned film n.
Archaic
yasak olmayan unforbid adj.
Slang
girilmesi yasak yol way out of bounds n.
işleri hızlandırmak için devlet çalışanlarına verilen para/hediye (yasak olmayan ülkelerde) lubrication payment n.
Modern Slang
18 yaşından küçüklerin izlemesinin yasak olduğu cinsel içerikli film adult film n.
18 yaşından küçüklerin izlemesinin yasak olduğu cinsel içerikli filmler adult movies n.
Anthropology
(polinezya'da) aynı anda hem kutsal hem de yasak olan taboo adj.
(polinezya'da) aynı anda hem kutsal hem de yasak olan tabu adj.
Star Wars
imparatorluk donanması yasak bölgesi imperial navy exclusion zone n.