yielded - Turco Inglés Diccionario

yielded

Significados de "yielded" en diccionario turco inglés : 113 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
yield n. getiri
In any case, it is worth pointing out that it would be absolutely impossible to survive on the yield from these bonds.
Her halükarda, bu tahvillerden elde edilen getiriyle hayatta kalmanın kesinlikle imkansız olacağını belirtmek gerekir.

More Sentences
yield n. verim
The average harvest yield per hectare has doubled.
Hektar başına ortalama hasat verimi iki katına çıkmıştır.

More Sentences
yield v. teslim olmak
The war ended because our country decided to yield.
Savaş sona erdi çünkü ülkemiz teslim olmaya karar verdi.

More Sentences
yield v. kazanç sağlamak
The investment now yields him 6%.
Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.

More Sentences
yield v. ürün vermek
Another example is the person in charge in Ghana, who told me that women yield more than tomatoes.
Bir başka örnek de Gana'daki sorumlu kişi, bana kadınların domatesten daha fazla ürün verdiğini söyledi.

More Sentences
General
yield v. getirmek
Do the advocates of a weak policy believe that such a flood will yield more fish?
Yetersiz bir politikayı savunanlar böyle bir sel baskınının daha fazla balık getireceğine mi inanıyor?

More Sentences
yield v. sağlamak
The autopsy yielded little information about the cause of death.
Otopsi ölüm nedeni hakkında çok az bilgi sağlamıştır.

More Sentences
yield v. kabul etmek (bir şeyin doğru olduğunu)
The EU will then have to yield to the terms imposed by Poland, the last country to resist acceptance.
Bu durumda AB, kabul etmemekte direnen son ülke olan Polonya'nın dayattığı şartlara boyun eğmek zorunda kalacaktır.

More Sentences
yield v. vermek (ürün/vergi/sonuç)
Will the Cotonou Agreement yield more results than its Lomé predecessors?
Cotonou Anlaşması Lomé'deki öncüllerinden daha fazla sonuç verecek mi?

More Sentences
yield v. ürün vermek
Rich soil yields good crops.
Zengin toprak iyi ürün verir.

More Sentences
yield v. eğilmek
Over time, front doors will yield because of constant blows of strong winds and heavy rains.
Ön kapılar güçlü rüzgarların ve şiddetli yağmurların sürekli darbeleri nedeniyle zamanla eğilecektir.

More Sentences
yield v. boyun eğmek
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.

More Sentences
yield v. yol vermek
The left turn must yield to the other when it's green.
Yeşil yandığında sola dönüş yapan diğerine yol vermelidir.

More Sentences
yield v. mahsul vermek
This land yields a good crop of rice.
Bu topraklar iyi pirinç mahsulü verir.

More Sentences
yield v. sonuç vermek
Their study has begun to yield positive results.
Araştırmalarımız daha yeni yeni önemli sonuçlar vermeye başladı.

More Sentences
yield v. getiri sağlamak
Our investments should yield a high return.
Yatırımlarımız yüksek getiri sağlamalıdır.

More Sentences
yield v. uymak
The robbers refuse to yield to demands to release the hostages.
Soyguncular rehineleri serbest bırakma taleplerine uymayı reddediyorlar.

More Sentences
Trade/Economic
yield n. getiri
Falling yields have, I believe, helped us to recognise the huge challenges.
Düşen getirilerin, büyük zorlukların farkına varmamıza yardımcı olduğuna inanıyorum.

More Sentences
yield n. verim
Furthermore, as the coffee is being produced at too high a yield, its very quality is declining.
Dahası, kahve çok yüksek verimle üretildiği için kalitesi de düşüyor.

More Sentences
yield v. teslim olmak
That was something on which we did not yield.
Bu bizim teslim olmadığımız bir şeydi.

More Sentences
Technical
yield n. getiri
Secondly, the environmental yield is not always obvious.
İkinci olarak, çevresel getiri her zaman açık değildir.

More Sentences
yield n. verim
The new production process achieves a high yield.
Yeni üretim süreci, yüksek verim elde eder.

More Sentences
yield v. ürün vermek
These lands yield little.
Bu topraklar az ürün verir.

More Sentences
Food Engineering
yield n. verim
The bad weather will affect the yield.
Kötü hava verimi etkileyecek.

More Sentences
Chemistry
yield n. verim
We had extremely good yields this year.
Bu yıl son derece iyi verim aldık.

More Sentences
Common Usage
yield n. randıman
General
yield n. işsiz
yield n. gelir
yield n. miktar
yield n. rekolte
yield n. mahsul
yield n. tükenme
yield n. sünme
yield n. randıman
yield n. ürün
yield n. üretim
yield v. yerini bırakmak
yield v. esnemek
yield v. ödemek
yield v. teslim bayrağı çekmek
yield v. açığa vurmak
yield v. karşı koyamamak
yield v. getirmek (kar/kazanç)
yield v. bel vermek
yield v. uyum sağlamak
yield v. tahta vb eğilmek
yield v. ram olmak
yield v. çökmek
yield v. geri çekilmek
yield v. vermek
yield v. kazanç getirmek
yield v. baş eğmek
yield v. belvermek
yield v. sebep olmak
yield v. (trafikte) yol vermek
yield v. bahşetmek
yield v. üretmek
yield v. kendini kaptırmak
yield v. (heyecanlı bir şeye) kapılmak
yield v. razı olmak
yield v. razı gelmek
yield v. güce dayanamamak
yield v. (bir şeye) yenilmek
yield v. feragat etmek
yield v. vazgeçmek
yield v. ölmek
yield v. tükenmek
Trade/Economic
yield n. çeşitli fiyat seviyelerinden sunulan bir alanın kontrolünden elde edilen gelir
yield n. hasılat
yield n. hasıla
yield n. kar
yield n. kazanç
yield n. randıman
yield n. (borsada) yatırımın getirdiği ve genellikle maliyetinin veya mevcut değerinin yüzdesi şeklinde ifade edilen yıllık gelir
Law
yield v. kazanç getirmek
Politics
yield v. parlamentodan feragat etmek
yield v. parlamentoyu başkasına bırakmak
Insurance
yield n. bir yatırım üzerinde elde edilen gelir
Technical
yield n. akma
yield n. debi
yield n. gelir
yield n. hasılat
yield n. kazanç
yield n. randıman
yield n. ürün
yield v. bel vermek
yield v. çökmek
yield v. eğilmek
yield v. meyve vermek
yield v. kabul etmek
yield v. kar getirmek
yield v. teslim etmek
yield v. vermek
Construction
yield n. akma
Woodworking
yield n. gerçek kereste ürünü
yield n. normal kereste ürünü
Automotive
yield expr. yol ver
Traffic
yield expr. yol ver
Food Engineering
yield n. damıtma işleminde bir kile tahıldan elde edilen alkol galonu sayısı
Physics
yield n. atom bombasının patlama gücü
Marine Biology
yield n. hasat
Environment
yield n. tazmin
Military
yield v. geri çekilmek
Baseball
yield v. (koşudan veya vuruştan) vazgeçmek
Archaic
yield v. ödüllendirmek
yield v. mükafatlandırmak
yield v. eline vermek
yield v. ulaştırmak
yield v. sunmak
yield v. arz etmek
yield v. dönmek
yield v. geri dönmek
yield v. iade etmek

Significados de "yielded" con otros términos en diccionario inglés turco: 365 resultado(s)

Inglés Turco
General
yield to v. vermek (başkasına)
You had better yield to your teacher's advice.
Öğretmeninizin tavsiyelerine kulak verseniz iyi olur.

More Sentences
yield fruit v. meyve vermek
The European Budget and its effects demonstrate that our support for cohesion policy is yielding fruit.
Avrupa Bütçesi ve bunun etkileri, uyum politikasına verdiğimiz desteğin meyvelerini verdiğini göstermektedir.

More Sentences
Idioms
yield to pressure v. baskıya boyun eğmek
We cannot, nor do we wish to, yield to pressure from the United States.
ABD'den gelen baskılara boyun eğemeyiz, eğmek de istemiyoruz.

More Sentences
Trade/Economic
negative yield n. negatif getiri
Since the bursting of the speculative bubble, most pension funds have shown negative yields.
Spekülatif balonun patlamasından bu yana, çoğu emeklilik fonu negatif getiri göstermiştir.

More Sentences
Agriculture
crop yield n. mahsul verimi
Pollution has further economic consequences, by reducing crop yields and damaging trees.
Kirlilik, mahsul verimini düşürerek ve ağaçlara zarar vererek daha fazla ekonomik sonuçlara yol açmaktadır.

More Sentences
General
rate of yield n. verimlilik oranı
fission yield n. fisyon ürünü
minimum yield n. asgari verim
yield curve n. randıman eğrisi
hydrodynamic yield measurement n. hidrodinamik kazanç ölçümü
milk yield n. süt verimi
interest yield n. faiz getirisi
average yield n. ortalama verim
yield loss n. verim düşüklüğü
yield loss n. verim kaybı
safe yield n. emniyetli verim
yield income v. irat getirmek
give a yield v. ürün vermek
yield to v. bırakmak
yield interest v. faiz getirmek
yield to temptation v. şeytana uymak
yield the right of way v. trafikte yol vermek
yield to flesh v. nefsine uymak
yield results v. sonuç vermek
yield profit v. kar doğurmak
not yield profit v. kar etmemek
yield a profit v. kar getirmek
yield a profit v. kar bırakmak
yield return v. getirisi olmak
yield profit v. getirisi olmak
provide yield v. getirisi olmak
yield no result v. sonuç vermemek
yield the right-of-way v. yol vermek
yield money v. para getirmek
yield profit v. kar getirmek
yield money v. gelir getirmek
yield the floor for someone v. sözü birine devretmek
yield to v. -e cevap vermek
yield [obsolete] v. ödemek
yield [obsolete] v. karşılığını vermek
yield [obsolete] v. geri vermek
Phrasals
yield up v. teslim etmek/vermek
yield up v. teslim olmak
yield up v. vermek zorunda kalmak
yield to (someone or something) yol vermek
yield to (someone or something) pes etmek
yield to (someone or something) kendini kaptırmak
yield to (someone or something) kendini teslim etmek
Colloquial
yield to despair v. çaresizliğe boyun eğmek
Idioms
yield the breath v. ölmek
yield the breath v. gebermek
yield the breath v. sona ermek
yield the breath v. bitmek
yield to one's pride v. gururuna kapılmak
yield the ghost v. ölmek
yield the ghost v. ruhunu teslim etmek
yield to pressure v. baskıya yenik düşmek
yield to pressure v. baskıya teslim olmak
yield to pressure v. baskıyı istemeyerek kabul etmek
Trade/Economic
minimum yield n. asgari verim
diminishing yield n. azalan verim
expected yield n. beklenen verim
gilt-equity yield ratio n. birinci sınıf özkaynak getiri oranı
yield to call n. bir tahvilin, (tahvili çıkaran tarafından) bedelinin geri ödenmek üzere istenmesine (yani geri çağrılmasına) kadar geçen süredeki getirisi
basic yield n. bir yatırımın getirdiği yıllık kazanç
gross yield n. brüt verim
gross yield n. brüt getıri
current yield n. cari hasıla
current yield n. cari verim
current yield n. cari getiri
variable-yield security n. değişken getirili menkul kıymet
flat yield n. düz verim
flat yield n. düz getiri
low yield n. düşük verim
poor yield n. düşük verim
economic yield n. ekonomik verim
holding period yield n. elde tutma dönemi kazancı
interest yield n. faiz geliri
average yield n. geliri
yield management n. gelir yönetimi
yield compression n. gelir daralması
effective yield n. etkin getiri
gross yield n. gayrisafi verim
interest yield n. faiz getirişi
yield ratio n. getiri oranı
yield spread n. getiri farkı
effective yield n. gerçek verim
realized compound yield n. gerçekleşen bileşik getiri
yield curve n. getiri eğrisi
yield capacity n. getiri kapasitesi
yield management n. getiri yönetimi
stock yield n. hisse senedi getirişi
yield management n. hasılat yönetimi
yield on common stock n. hisse senedi getirisi
basic yield n. hazine bonosu faizi
yield per share n. hisse başına verim
stock yield n. hisse senedi getirisi
stock yield n. hisse senedi verimi
redemption yield n. itfa verimi
nominal yield n. itibari verim
nominal yield n. itibari kar
nominal yield n. itibari gelir
operating yield coefficient n. işletme randıman oranı
discount yield n. ıskonto getirişi
redemption yield n. itfa getirişi
profit-sharing yield n. kar payı getirisi
earnings yield n. kazanç verimi
earnings yield n. kazanç getirişi
yield improvement plan n. kazanç geliştirme planı
yield of maturity n. net getiri
nominal yield n. nominal verim
average yield n. ortalama verim
nominal yield n. nominal değere göre verim
average yield n. ortalama randıman
office yield n. offis satışlarından elde edilen gelir
net yield n. net getiri
net yield n. net gelir
yield to maturity n. net hasılat
net yield n. net verim
nominal yield n. nominal getiri
specific yield n. özgül verim
market yield n. pazar verimi
actual interest yield n. reel faiz getirisi
fixed yield security n. sabit getirili menkul kıymet
basic yield n. risksiz bir yatırımın getirdiği yıllık kazanç
actual interest yield n. reel faiz kazancı
net yield n. safi verim
coefficient of capital yield n. sermaye randıman katsayısı
capital yield coefficient n. sermaye randıman katsayısı
dividend yield n. temettü geliri
bond yield n. tahvil geliri
bond yield n. tahvilden elde edilen gelir
dividend yield n. temettü getirişi
yield to call n. tahvil getirişi
bond-yield table n. tahvil-getiri tablosu
reverse yield gap n. ters getiri farkı
dividend yield n. temettü getirisi
bond equivalent yield n. tahville eşdeğer getiri
bond yield n. tahvil getirişi
dividend yield n. temettü verimi
rolled throughput yield (rty) n. toplam süreç verimliliği (tsv)
bond yield n. tahvil faizi
bond equivalent yield n. tahvil eşit verim
bond yield n. tahvil verim haddi
bond yield n. tahvil faizi ve verim oranı
inverted yield curve n. ters getiri eğrisi
inverted yield curve n. ters verim eğrisi
bond yield n. tahvil verimi
convenience yield n. uygunluk getirisi
yield curve n. verim eğrisi
yield variance n. verim sapması
tax yield n. vergi geliri
service yield basis n. üretime göre amortisman
yield to maturity n. vade sonu getirisi
yield curve n. verim eğrisi
yield to maturity n. vade sonu getirisi
yield ratio n. verim oranı
yield to maturity n. vadeye kadarki verim haddi
yield to maturity n. vadeye kadar olan verim
yield value n. verim değeri
yield increase n. verim artışı
convenience yield n. uygunluk verimi
investment yield n. yatırım randımanı
annual percentage yield n. yıllık faiz getirisi
annual yield n. yıllık getiri
annualized yield to maturity n. yıllık vadeye kadar getiri
high yield n. yüksek getirili
high-yield bond n. kredi notu bb veya daha düşük olan (spekülatif) tahvil
yield management n. ürünün fiyatını çeşitli piyasa etkenlerine göre düzenleme
maximizing yield v. getiriyi olabilen en yüksek noktaya çıkartmak
yield benefit v. kazanç getirmek
yield as net profit v. net kar olarak ödemek
yield a benefit v. kazanç getirmek
yield a profit v. kazanç getirmek
guaranteed yield adj. getiri garantili
high-yield adj. yüksek getirili
Politics
variable yield security n. değişken getirili menkul kıymet
ground water yield n. yeraltı suyu verimi
Insurance
gross yield n. brüt hasilat
Tourism
yield management n. doluluk oranını artırma
Technical
yield criterion n. akma kıstası
yield drop n. akma düşmesi
yield ratio n. akma oranı
elongation at yield n. akma sınırındaki uzama
lower yield point n. alt akma noktası
yield point strain n. akma uzaması
yield stress n. akma gerilmesi
yield strain n. akma uzaması
yield strength n. akma mukavemeti
yield strength n. akma mukavemeti
yield point elongation n. akma sınırı uzaması
yield point n. akma noktası
yield point elongation n. akma noktası uzaması
yield point elongation n. akma uzaması
yield strength n. akma dayancı
yield strength n. akma dayanıklığı
yield strength n. akma dayanımı
yield strain n. akma gerinimi
yield point phenomenon n. akma noktası olgusu
yield point n. akma sınırı
yield point strain n. akma sınırı deformasyonu
tensile strength at yield n. akma sınırındaki gerilme direnci
tensile elongation at yield n. akma sınırındaki uzama gerilimi
lower yield stress n. alt akma gerilimi
compressive yield strength n. basmadaki akma dayanımı sınırı
dye yield n. boya verimi
yield concrete n. betonda randıman
primary fission yield n. birincil fisyon verimi
double yield point n. çift akma sınırı
casting yield n. döküm verimi
cold-reduced steel sheet of low yield point n. düşük akma noktalı soğuk haddelenmiş çelik sac
elastic yield n. esneme sünüşü
minimum yield strength n. en küçük akma mukavemeti
high-yield steel n. esnek çelik
yield point n. elastik sınır
yield point n. esneklik sınırı
elastic yield n. esnek sünme
safe yield n. emniyetli randıman
minimum yield strength n. en düşük akma mukavemeti
photoelectric yield n. fotoelektrik verim
fluorescence yield n. flüorışıma verimi
gas yield n. gaz ürünü
safe yield n. güvenli verim
volume yield n. hacimsel verim
photoelectric yield n. ışıelektrik verim
yield or proof stress of carbon and low alloy steel products n. karbonlu ve düşük alaşımlı çelik mamüllerin akma veya kalıcı uzama gerilmesi
die yield n. kalıp verimi
yield of lime n. kireç randımanı
well yield n. kuyu randımanı
coke yield n. kok verimi
well yield n. kuyu verimi
maximum yield of a well n. maksimum kuyu randımanı
quantum yield n. nicem verimliliği
offset yield strength n. ötelemeli akma dayancı
specific yield n. özgül randıman
offset yield n. ötelemeli akma
plastic yield n. plastik akma
amount of yield n. randıman miktarı
yield curve n. randıman eğrisi
colour yield n. renk verimi
annual yield n. senelik randıman
sediment yield n. sediment randımanı
steel with higher yield strength for cold forming n. soğuk şekillendirme için yüksek akma dayanımlı çelik
catchment area yield n. su toplama alanı verimi
yield stress n. sünme gerilmesi
yield strength n. sünme dayanımı
water yield n. su verimi
water yield n. su randımanı
yield strength n. verim gücü
percentage of yield n. verim yüzdesi
amount of yield n. verim niceliği
yield curve n. verim eğrisi
upper yield point n. üst akma noktası
upper yield stress n. üst akma gerilimi
lateral yield n. yanal göçme
lateral yield n. yanal şişme
amount of yield n. yenilme niceliği
lateral yield n. yanal yenilme
groundwater yield n. yeraltı suyu verimi
percentage of yield n. yüzde verim
high yield strength steel n. yüksek akma dayanımlı çelik
annual yield n. yıllık verim
high yield strength steels n. yüksek dayanımlı çelikler
Computer
quantum yield n. kuvantum verimi
Electric
photoelectric yield n. fotoelektrik verim
photoelectric yield n. ışılelektrik verim
Mechanic
yield point n. akma dayanımı
Textile
dye yield n. boya verimi
Construction
yield point n. akma noktası
yield strength n. akma mukavemeti
yield strength n. akma dayanımı
yield of concrete n. betonun randımanı
yield point n. koyuverme noktası
high yield strength structural steels n. yüksek akma dayanımlı yapı çelikleri
Lighting
photoluminescence quantum yield n. ışıksal ışılışıma kuantasal verimi
photoluminescence radiant yield n. ışıksal ışılışıma erkesel verimi
Woodworking
lumber yield n. kereste verimi
Automotive
yield point n. elastik sınır
torque-to-yield n. elastik sınır torku
yield strength n. esneme dayanımı
torque-to-yield bolt n. tork ayarlı cıvata
Traffic
yield sign n. karşıdan gelene yol ver levhası
yield sign n. karşıdan gelene yol ver işareti
failure to obey yield sign v. geçiş önceliğine uymamak
failure to yield right of way v. geçiş önceliğine uymamak
failure to yield v. geçiş önceliğine uymamak
fail to obey yield sign v. geçiş önceliğine uymamak
yield right of way v. öncelik hakkını başkasına vermek
yield to pedestrian expr. yayaya yol ver
Aeronautic
yield management n. uçak ve diğer ulaştırma araçlarında alan kullanımının kontrolü
Marine
sediment yield n. içeriği
sediment yield n. katı madde randımanı
Food Engineering
yield stress n. akma gerilimi
yield stress n. akma sınırı
yield point n. akma sınırı
true growth yield n. gerçek büyüme verimi
yield point n. kalıcı değişim noktası
yield of sugar n. şeker randımanı
milk yield n. süt üretimi
yield coefficient n. verim katsayısı
Gastronomy
yield of sugar n. şeker randımanı
Physics
fission yield n. bölünüm verimi
fission yield n. fisyon verimi
fluorescence yield n. flüoresans verimi
quantum yield n. kuvantum verimi
quantum yield n. nicem verimi
fission to yield ratio n. nükleer fizyondan elde edilen ürünlerin genel ürünlere oranı
Chemistry
acetic acid yield n. asetik asit verimi
destillation yield n. damıtma verimi
distillation yield n. damıtma verimi
quantum yield n. kuantum verimi
high yield and mild reaction conditions n. yüksek verim ve ılımlı reaksiyon koşulları
Biology
maximum sustainable yield n. sürdürülebilir maksimum kazanım
Marine Biology
sustainable yield n. artan üretim
equilibrium yield n. denge ürünü
yield isopleth n. eşdeğer ürün
maximum constant yield n. en yüksek sabit ürün
optimum yield n. en iyi ürün
maximum potential yield n. en yüksek potansiyel ürün
maximum sustainable yield n. en yüksek denge avı
yield isopleth diagram n. eşdeğer ürün çizelgesi
optimum sustainable yield n. en iyi ürün
current potential yield n. güncel potensiyel ürün
current annual yield n. güncel yıllık ürün
yield-per-recruit analysis n. içgöçer başına düşen ürün çözümlemesi
yield-per-recruit n. içgöçer başına düşen ürün
maximum constant yield n. maksimum sabit ürün
maximum potential yield n. maksimum potansiyel ürün
maximum sustainable yield n. maksimum denge avı
optimum yield n. optimum ürün
optimum sustainable yield n. optimum ürün
potential yield n. potansiyel ürün
long-term potential yield n. sürdürülebilir potansiyel ürün
sustainable yield n. sürdürülebilir ürün
maximum sustainable yield n. sürekli en yüksek ürün
sustainable yield n. sürdürlebilir hasat
maximum sustainable yield n. sürdürülebilir en yüksek ürün
long-term potential yield n. uzun süreçli potansiyer ürün
yield curve n. ürün eğrisi
replacement yield n. yenilenme ürünü
Agriculture
yield per hectare n. hektar verimi
yield per hectare n. hektar randımanı
milk yield n. süt verimi
crop yield n. tarımsal üretim
yield from the land n. tarladan alınan verim
yield penalty n. ürün kaybı
yield loss n. ürün kaybı
oil yield n. yağ verimi
get the maximum yield from the land v. tarladan maksimum verimi almak
high-yield adj. çok miktarda tarımsal üretim veren
Breeding
milk yield n. süt verimi
Apiculture
honey yield n. bal ürünü
Environment
yield point n. bel verme noktası
yield load n. çökme yükü
yield stress n. çökme stresi
blast yield n. darbeyi yaratan silahın gücü
energy yield n. enerji salınımı
nuclear yield n. nükleer enerji miktar
sustainable yield n. sürdürülebilir verim (yeraltı suyunda)
thermal yield n. termal tazmin
thermal energy yield n. termal enerji verimi
Geography
yield of drainage basin n. havza randımanı
catchment area yield n. su toplama alanı verimi
Military
nuclear yield n. nükleer kudret
nuclear yield n. nükleer güç