anlamında - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

anlamında



Sens de "anlamında" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
anlamında meaning adv.
Phrases
anlamında in the meaning of expr.
anlamında to the effect that expr.
anlamında to this/that effect expr.

Sens de "anlamında" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 306 résultat(s)

Turc Anglais
General
ingilizce'de bar veya pub anlamında argo sözcük watering hole n.
bazı çevrelerde hala kullanılan, otobüs anlamında bir sözcük charabanc n.
açık otlak ve arazi anlamında güney afrika terimi veldt/veld n.
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade clime n.
yolcular ya da konaklayanlar anlamında yaygın kısaltma pax n.
arka veya sırt anlamında önek dors n.
iskoçça'da denize çıkıntı yapan kara burnu anlamında sözcük mull n.
bir bölgenin en büyük kenti anlamında amerikan asıllı bir terim metropolis n.
ingilizce'de vergi veya geçiş ücreti anlamında sözcük levy n.
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırma shrug n.
(sheep ve people kelimeleri birleştirilerek türetilmiş) koyun anlamında insan sheeple n.
(kariyer anlamında) yükselmeye uygunluk/yükselebilirlik promotability n.
büyük (yetişkin anlamında) adult n.
māorilerde kabile ya da klan anlamında sözcük ngati [nz] n.
eski çince'den gelen ve yeryüzü, kasılma gücü anlamında sözcük yang n.
(kötüleme anlamında) genç kadın biddie n.
(kötüleme anlamında) genç kadın biddy n.
domuzların hasat edilmiş tahıl yerine doğrudan sapındaki ekinden beslenmesi anlamında kullanılan bir terim hogging down n.
soy isimlerinden önce "yaşlı bay" anlamında kullanılan bir ifade old man n.
yıl (yaş anlamında) season n.
(klişe anlamında) nağme song n.
(gecikme anlamında) bir yere takılma stick n.
(kötü at anlamında) eşek stiff n.
(dolandırma anlamında) çarpılmış kimse stiff n.
(teşvik anlamında) kıvılcım spark n.
anlamında olmak purport v.
şaşırmak (karıştırmak veya yanlış yapmak anlamında) make a mistake v.
soyunmak (girişmek anlamında) tackle v.
(bilmiyor veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak shrug one's shoulders v.
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak shrug v.
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırmak shrug off v.
başını evet anlamında sallamak nod one's head yes v.
evet anlamında başını sallamak nod one's head yes v.
(anlaşılmak anlamında) gün yüzü görmek see the light of day v.
evet anlamında başını sallamak nod v.
(yakışmak anlamında) -ile gitmek go with v.
anlamında olmak mean v.
would not (olmayacaktı anlamında olumsuzluk ifadesi) nould [obsolete] v.
(taciz anlamında) rahatsız etmek shag v.
(konuşma anlamında) dökülmek shoot v.
(istekli anlamında) er/ar will v.
az rüzgarlı veya rüzgarsız anlamında (havaya) calm adj.
gerçek anlamında literal adj.
(sağlıklı anlamında) al yanaklı rosier adj.
(sağlıklı anlamında) yüzü kanlı rosier adj.
anlamında efsun gizlenen runic adj.
(hız anlamında) kuş gibi uçan feathered adj.
(bozuk anlamında) geçmiş pecky adj.
(ilk mahkumiyet anlamında) yıldız işareti taşıyan star [uk] adj.
de (dahi anlamında) too adv.
de (dahi anlamında) so adv.
dahi anlamında de as well adv.
de (dahi anlamında) withal adv.
de (dahi anlamında) even adv.
sizde (ev anlamında) round adv.
arkasında (destekleme anlamında) behind prep.
arkasında (destekleme anlamında) ahind prep.
(biraz yemek, içki anlamında) bir şeyler something pron.
(tuhaflık anlamında) bir şeyler something pron.
tamam anlamında kısa ifade ok interj.
güçlü bir darbe veya çarpışma sesi anlamında kullanılan ünlem whammo interj.
sus anlamında bir ünlem wheesh interj.
sus anlamında bir ünlem wheesht interj.
yardım isteme anlamında kullanılan bir ünlem help interj.
beş anlamında bir önek penta pref.
elektronik anlamında önek e- pref.
üremenin önlenmesi veya durması anlamında önek stasis- pref.
akımın yavaşlaması veya durması anlamında önek stasis- pref.
hızlı anlamında ön ek tachy- pref.
keton anlamında bir ön ek keto- pref.
keton grubundan olan anlamında bir ön ek keto- pref.
ketonlara ait anlamında bir ön ek keto- pref.
kanal anlamında kullanılan ön ek vas- pref.
kanal anlamında kullanılan ön ek vaso- pref.
damar anlamında kullanılan bir ön ek ven- pref.
damar anlamında kullanılan bir ön ek veni- pref.
karın anlamında kullanılan ön ek ventr- pref.
iki kez meydana gelen anlamında ön ek bi- pref.
kinondan türeyen anlamında ön ek quin- pref.
kinondan türeyen anlamında ön ek quino- pref.
etile hidrojen eklenmiş vinil grubunun bulunduğu porfirin gibi pirol türevlerinin indirgenmesi sonucu oluşan ürün anlamında ön ek mes- pref.
etile hidrojen eklenmiş vinil grubunun bulunduğu porfirin gibi pirol türevlerinin indirgenmesi sonucu oluşan ürün anlamında ön ek meso- pref.
yağmur anlamında bir ön ek hyeto- pref.
aynı atoma bağlı benzer iki gruba sahip anlamında ön ek gem- pref.
oran anlamında kullanılan bir ön ek logo- pref.
uzun anlamında kullanılan bir ön ek longi pref.
pan anlamında kullanılan bir ön ek pam- pref.
(naftalinde) kaynaşmış iki 6 üyeli halkada 1 ve 8. pozisyonlarda ornatiği olan anlamında ön ek peri- pref.
yapan anlamında son ek -ant suf.
olan anlamında son ek -ant suf.
alan anlamında son ek -ant suf.
sıra, düzen anlamında sonek - taxy suf.
(bir şeye) değer anlamında kullanılan bir son ek worthy suf.
belirli şekle ya da yapıya sahip anlamında son ek -morphous suf.
idare anlamında kullanılan son ek -ric suf.
dominyon anlamında kullanılan son ek -ric suf.
yargı yetkisi anlamında kullanılan son ek -ric suf.
yetki alanı anlamında kullanılan son ek -ric suf.
ilişkili olan anlamında kullanılan bir son ek -logous suf.
tekabül eden anlamında kullanılan bir son ek -logous suf.
belirli bir dal veya alan anlamında kullanılan son ek -logy suf.
Phrasals
bir yerde olmak (varmak anlamında) appear at v.
birini (önem anlamında) başkasının üzerinde görmek/tutmak place someone before someone v.
birini (önem anlamında) başkasının üzerinde görmek/tutmak put someone before someone v.
manasında/anlamında olmak mean something as something v.
manasında/anlamında olmak mean as v.
Phrases
başına bir şey geldiğinde ne yapılacak (sorun nasıl çözülecek anlamında) what will become of (someone or something) expr.
lapa lapa kar yağmak anlamında alman mitolojisi kökenli bir ifade hulda is making her bed expr.
ilkin yahudiler sonra hıristiyanlar öldürülecek anlamında söz after saturday comes Sunday [rare] expr.
ne güzel sürpriz anlamında, beklenmedik birinin gelişiyle duyulan heyecanı anlatan bir söz If I knew you were coming, I'd have baked a cake expr.
kızıl/komünist olmaktansa ölürüm daha iyi anlamında bir soğuk savaş dönemi sloganı better dead than red expr.
Proverb
korkaklar asla hedefine ulaşamaz anlamında atasözü faint heart never won fair lady
tedbiri elden bırakma anlamında bir atasözü forewarned is forearmed
bu da geçer anlamında bir atasözü it is a long lane that has no turning
kadına yakışık olmaz anlamında atasözü a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
kadın yerini bilmeli anlamında atasözü a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
kadının yeri evidir anlamında atasözü a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
kadına yakışık olmaz anlamında atasözü whistling girls and crowing hens always come to some bad end
kadın yerini bilmeli anlamında atasözü whistling girls and crowing hens always come to some bad end
kadının yeri evidir anlamında atasözü whistling girls and crowing hens always come to some bad end
Colloquial
emanet (silah anlamında) chunk n.
ağlama efekti (işim gücüm yok buna mı üzüleceğim anlamında) boo hoo n.
bir yere kadar gidiyorum anlamında söylenen bir söz go to see a man about a dog n.
diğer milletlerin amerikalı anlamında kullandığı tabir yankee n.
diğer milletlerin amerikalı anlamında kullandığı tabir yankee-doodle n.
yakışıklı adam anlamında aktör baldwin kardeşlere bir gönderme baldwin n.
(zorluk anlamında) sancı birth pangs n.
(kadın eş anlamında) patron boss n.
başını hayır anlamında sallamak shake one's head v.
(iyi geçinmek anlamında) anlaşmak vibe off v.
(uyuşturucu madde kullanmamak anlamında) temiz clean adj.
(üzerinde silah/bıçak olmama anlamında) temiz clean adj.
içeride (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında) in the hole [uk] adj.
belirli bir miktar içeri girmiş (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında) in the hole [uk] adj.
iptal olmuş (kafa/sarhoşluk anlamında) plowed (under) adj.
alay veya küçümseme anlamında kullanılan evet yah interj.
onaylama anlamında kullanılan bir ünlem yo interj.
onay anlamında kullanılan bir ünleme super [uk] interj.
(kızlar arasında söylenen) görüşürüz anlamında bir söz peace out girl scout expr.
(izin vermeme anlamında) asla nothing doing expr.
tüm seçenekler berbat veya boktan anlamında bir kısaltma aos (all options stink) expr.
bu da soru mu tabi ki evet anlamında bir ifade is the pope catholic? expr.
ne yazık/tüh (anlamında trombon sesini taklit ederek yapılan ve hayal kırıklığı belirten bir ifade) womp womp expr.
tam adamına sordun (bilmiyorum anlamında) you ask me, I ask who? expr.
biri beni mi çağırdı? (tam benim yapacağım iş anlamında) you called? expr.
Idioms
birisi ayrılırken ona güle güle anlamında söylenen söz don't take any wooden nickels n.
(yeteneklerini gösterme anlamında) geç açılmış late bloomer n.
(kim olduğu söylenmeyen bir haberci anlamında) kuşlar a little bird n.
(karakter güçlülüğü anlamında) omurga gristle n.
(hoşnutsuzluk anlamında) omuzlarını kaldırmak square one's shoulders v.
atlamak (yapmamak anlamında) give something a miss v.
birine (eleştiri anlamında) savaş açmak declare open season on someone v.
(ölüm anlamında) sırası gelmek one's number is up v.
(görev anlamında) birinin yerine geçmek pick up the slack v.
(uyku anlamında) kestirmek grab forty winks v.
(görev anlamında) birinin yerine geçmek take up the slack v.
(fırsat anlamında) kapılar açılmak doors open up v.
(uyku anlamında) uyanık olmak be in the land of the living v.
(uyku anlamında) kestirmek grab 40 winks v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have one's wicked way with somebody v.
(iş/görev anlamında) birinin yerine geçmek step into someone's shoes v.
(gerçekleşme ihtimali anlamında) hiç şansı olmamak have no chance in hell v.
kafasını hayır anlamında sallamak shake (one's) head no v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your wicked way with somebody  [old-fashioned] [humorous] v.
(seks anlamında) birini götürmek have one's way with v.
(şaka yollu) (seks anlamında) birini götürmek have your (wicked) way with somebody [old-fashioned] [humorous] v.
başını hayır anlamında sallamak shake your head v.
(kafasına koymuş anlamında) kafasında on the brain adj.
kahvaltıda alışık olmadığımız, sağlıklı olmayan şeyler yeme veya içme anlamında alay yollu bir ifade breakfast of champions expr.
masanı topla (kovulmak anlamında) clear your desk expr.
eşyalarını topla (kovulmak anlamında) clear your desk expr.
bu da soru mu tabi ki evet anlamında bir ifade is the pope a catholic? expr.
benzer sorunların varken başkalarını eleştirme anlamında kullanılan bir deyim physician, heal thyself expr.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I must love you and leave you expr.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I'll love you and leave you expr.
(başarı anlamında) (bir listenin/oluşumun) en altında the bottom of the heap expr.
(başarı anlamında) (bir listenin/oluşumun) en altında the bottom of the pile expr.
gün batımında hava kızıllaşırsa ertesi günün güneşli olacağı anlamında bir söz red sky at night, shepherd's delight expr.
gün doğumunda hava kızıllaşırsa ertesi günün soğuk olacağı anlamında bir söz red sky in the morning, shepherd's warning expr.
tuhaf anlamında mı komik yoksa güldürücü anlamında mı komik? funny-peculiar or funny ha-ha? expr.
(birinin) kafasını kesme (kötü bir ceza verme anlamında) (one's) head on a plate/platter expr.
(birini) öldürme (kötü bir ceza verme anlamında) (one's) head on a plate/platter expr.
sevişme anlamında in the biblical sense expr.
Speaking
çok geç oldu gitmem lazım anlamında bir ifade I've got to go home and get my beauty sleep expr.
irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr.
naber/gördün mü? ( hava atmak/caka satmak anlamında) so there expr.
(bir hastalık anlamında) hastasıyım I'm a patient with/of expr.
Trade/Economic
azami iyi niyet anlamında sözleşmelerin uygulamasında kullanılan bir terim utmost good faith n.
beklenen anlamında sıfat ex ante n.
bsp uyarınca aşağıdakiler dahil, çeşitli işlevler görmesi amacıyla atanan banka veya başka bir kuruluş, anlamında iata terimi claring bank n.
diğer şeyler sabit kalmak koşuluyla anlamında bir varsayım other things being equal n.
gerçekleşen anlamında sıfat ex post n.
adı sanı ya da yaratıcısı bilinmeyen anlamında anonymous adj.
(borç anlamında) temize çıkan square adj.
piyasaya sürüldüğü ülkenin resmi para biriminden farklı anlamında ön ek euro pref.
Politics
piyasaya sürüldüğü ülkenin dışında depolanan anlamında ön ek euro pref.
Insurance
son derece iyi niyetle anlamında sigortacılık terimi uberrimae fidei n.
azami iyi niyet anlamında sigorta sözleşmelerinde kullanılan bir terim uberrima fides n.
Tourism
iata'nın genel müdürü veya onun yetkili temsilcisi anlamında iata terimi director general n.
Technical
akım anlamında önek rheo- n.
keskin anlamında bir önek oxy n.
oleyik veya yağ anlamında önek oleo n.
plazma anlamında bir önek plasmo- n.
sekiz anlamında önek octo n.
sekiz anlamında bir önek octa n.
sivri anlamında bir önek oxy n.
bileşen olarak arsenik kapsayan anlamında bir önek arseno- prep.
asit anlamında bir önek oxy pref.
dış anlamında kullanılan bir önek ecto- pref.
düzlem anlamında önek plani- pref.
düzlem anlamında önek piano- pref.
fosfor anlamında bir önek phospho- pref.
önce anlamında önek pre- pref.
kaya anlamında önek litho- pref.
taş anlamında önek litho- pref.
taşın kullanımında aşamalar anlamında bir sonek lithic suf.
Computer
şınav çeken panda ifadesi (ironi anlamında) panda doing push-ups emoticon n.
ben senin paylaşımını beğendim sen de karşılığında benimkini beğen anlamında bir ifade like back expr.
Radio
telsizle iletişimde teşekkür ederim anlamında kullanılan şifreli tabir tango yankee expr.
Aeronautic
resmi olarak 'sınırlı iade' anlamında havayolları kodu nonref n.
Marine
halat çekmeye başlama anlamında bir ünlem yo interj.
halat çekmeye başlama anlamında bir ünlem yeo interj.
Medical
vücut taşı anlamında önek litho- pref.
anormal fazlalık anlamında kullanılan bir ön ek hyper- pref.
damar anlamında kullanılan bir son ek -vene suf.
damarlı anlamında kullanılan bir son ek -vene suf.
Anatomy
sperm kanalı anlamında kullanılan ön ek vas- pref.
toplardamar anlamında kullanılan bir ön ek veno- pref.
karın anlamında kullanılan ön ek ventro- pref.
Pathology
kıl benzeri iplikleri olma hastalığı anlamında son ek -triches suf.
kıl benzeri iplikleri olma hastalığı anlamında son ek thrix suf.
Chemistry
dört bromür atomu içeren anlamında ön ek tetrabrom- pref.
dört atomlu klor içeren anlamında ön ek tetrachlor- pref.
dört azot atomu içeren (kimyasal bileşik) anlamında ön ek tetraz- pref.
dört azot atomu içeren (kimyasal bileşik) anlamında ön ek tetrazo- pref.
tiyosiyanojen (içeren) anlamında ön ek thiocyan- pref.
tiyosiyanojen (içeren) anlamında ön ek thiocyanato- pref.
oksijen ile birleşmiş tolil radikalinden oluşan tek değerli radikal anlamında ön ek toloxy- pref.
üç flor atomu içeren anlamında ön ek trifluor- pref.
üç flor atomu içeren anlamında ön ek trifluoro- pref.
keton anlamında bir ön ek ket- pref.
keton grubundan olan anlamında bir ön ek ket- pref.
ketonlara ait anlamında bir ön ek ket- pref.
iki nitrat grubu içeren anlamında ön ek dinitro- pref.
asit molekülündeki oksijen atomu yerine sülfür atomu içeren anlamında son ek -thioic suf.
keton anlamında bir sonek one suf.
Biology
çok yavru veren anlamında son ek -tokous suf.
sperme ait anlamında bir son ek -spermous suf.
Astronomy
ay anlamında kullanılan bir ön ek luni pref.
(belirli bir yerden gelen) meteor anlamında son ek -id suf.
Zoology
(memelilerin nispeten gelişmiş taksonlarının adlarında kullanılan) hayvan anlamında son ek -theria suf.
(nesli tükenmiş memeli isimlerinde kullanılan) hayvan anlamında son ek -therium suf.
Botanic
esnek dallı anlamında gelen bir ön ek witch- pref.
esnek dallı anlamında gelen bir ön ek wych- pref.
(belirli türde) lobları olan anlamında son ek -lobed suf.
(belirli sayıda) lobları olan anlamında son ek -lobed suf.
Literature
shakespeare'in 'bir yaz gecesi rüyası' eserinde 'yılan, sinsi' anlamında kullandığı ifade canker blossom n.
shakespeare'in panik, korku anlamında kullandığı bir kelime tirrit n.
shakespeare'in aşkın çabası boşuna eserinde "kinaye/ima" anlamında kullanılan bir sözcük pollusion n.
Linguistics
azot veya azotdioksit anlamında önek nitro- pref.
History
tanrı nelere kadir anlamında 24 mayıs 1844 tarihinde samuel morse tarafından çekilen ilk telgraf mesajı what hath god wrought? expr.
Religious
incil'de koruyucu baba anlamında kullanılan ifade nursing father n.
incil'de koruyucu anne anlamında kullanılan ifade nursing mother n.
Geography
(kanada'nın kuzeyinde buz kırılma mevsimi anlamında) ilkbahar breakup n.
Military
dost-düşman teşhis cihazını kapatın anlamında kod strangle parrot n.
hava önlemesinde 'ilerde sorun var' anlamında kod duck n.
Card
(kartları) pes etme anlamında masaya ters olarak koymak fold v.
Photography
olduğundan büyük görüntüler ortaya çıkaran anlamında ön ek macro- pref.
Latin
okurun dikkatine, okurun dikkatle okuması gerekebilir anlamında latince söz caveat lector expr.
Archaic
anlamında olmak bear v.
Slang
dağlı anlamında kullanılan aşağılayıcı ifade teuchter [brit] n.
gardiyan dinliyor anlamında bir uyarı phones off the hook n.
mazot (içki anlamında) oil (rap slang) n.
(cezaevinde) memur geliyor anlamında bir uyarı floor wet n.
(uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu) stuff n.
(uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu) gow n.
(uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu) hop n.
(uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu) scam n.
(ceza evi argosu) memur geliyor anlamında bir uyarı hot water n.
(uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu) chiva n.
mutinus caninus (köpek penisi anlamında) dog stinkhorn n.
(erkek çocuk, genç erkek anlamında) uşak boychick n.
(öldürmek anlamında) birini temizlemek rub someone out v.
(cesaret anlamında) yememek have no guts v.
(cesaret anlamında) yememek have no balls v.
(öldürmek anlamında) birini temizlemek rub out somebody v.
yıkılmak (muhteşem olmak anlamında) kick v.
çok/alabildiğine anlamında olup bir fiili pekiştiren/şiddetini artıran söz brains out adv.
parayı bulduk anlamında ünlem ka-ching interj.
onay verme anlamında kullanılan bir ünlem word interj.
olumlu yanıt verme anlamında kullanılan bir ünlem word interj.
siyah insanlarla cinsel ilişki kuranlar bundan o kadar keyif alırlar ki bir daha siyahlardan başka insanlarla cinsel ilişki kurmazlar anlamında deyim once you go black, you never go back expr.
piç, piç kurusu, kopil, velet anlamında aşağılayıcı bir terim busta expr.
neyse vazgeçtim/geri alıyorum/yok yok (vazgeçtim öteki olsun anlamında) scratch that expr.
(avustralya) genelde birini övmek için söylenen süper/on numara anlamında bir söz sick cunt expr.
British Slang
mastürbasyon anlamında elizabeth madam palm and her five daughters n.
mastürbasyon anlamında elizabeth madam palm and her five sisters n.
mastürbasyon anlamında elizabeth rosie palm and her five sisters n.
mastürbasyon anlamında elizabeth mary palm and her five sisters n.
piliç/yavru (kız anlamında) bird n.
(ereksiyon anlamında) çadırı kurmak pitch a tent v.
(bir şeyi istemek anlamında) kafayı yemiş mad for it adj.
iç çamaşırın görünüyor anlamında söylenen bir uyarı sözü charlie's dead! expr.
Modern Slang
git gel (seks yapma anlamında) a bit of the old n.
internet üzerinden bilgisayar oyunu oynayanlar arasında tamamen şans eseri kazandın anlamında kullanılan bir ifade alns (all luck no skill) expr.