hang® - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

hang®



Sens de "hang®" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Music
hang® n. panart hangbau ag tarafından yaratılmış bir müzik enstrümanının markası

Sens de "hang®" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
hang v. asmak
General
hang n. anlam
hang n. sarkma
hang n. asılış
hang n. döküm
hang n. kullanılış tarzı
hang n. mana
hang n. duruş
hang-man n. adamasmaca
hang-glider n. planörle uçan kimse
hang-up n. takıntı
lever hang n. halkalarla yapılan vücudun yatay pozisyonda olduğu bir hareket
hang n. iğrenme ifadesi
hang n. aşağı doğru meyil
hang n. bir şeyin asılma şekli
hang n. gevşeme
hang n. asılı bırakma
hang n. aşağı doğru kıvrıklık
hang n. aşağı doğru düşüş
hang-on n. bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan şey
hang-up n. duygusal problem
hang-up n. psikolojik sorun
hang-up n. kaygı
hang-up n. kesilirken bir ağaca takılıp kalmış ağaç
hang-up n. yolda bulunan (ağaç kütüğü gibi) engel
hang-up n. engel
hang-up n. mani
hang-up n. armatür
hang-up n. bir yere takılabilen dekor
hang-up n. (duvar, tavan gibi) bir yere tutturulabilen şey
hang-up n. engel
hang-up n. gelişimi sekteye uğratan şey
hang-by n. asalak
hang-by n. beleşçi
reverse hang n. ters asılma
hang n. yanıt vermemeye başlama
hang n. asılı kalma
hang n. kilitlenme
hang n. donma
hang up v. elbise asmak
hang about v. beklemek
hang v. sarkıtmak
hang about v. aylak aylak dolaşmak
hang on v. germek
hang up v. çamaşır asmak
hang someone in effigy v. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını asmak
hang v. eğilmek
hang up on someone v. telefonu yüzüne kapatmak
hang up v. telefonu kapatmak
hang back v. sakınmak
hang in the air v. havada asılı kalmak
hang back v. gönülsüz olmak
hang on v. asmak
hang up on someone v. telefonu suratına kapatmak
hang up v. asmak
hang down v. ağmak
hang on v. sallanmak
hang in the balance v. karara bağlanmamış olmak
hang up v. telefonu kapamak
hang v. bağlanmak
hang in the balance v. nazik bir durumda olmak
hang down v. sallanmak
hang v. ertelemek
hang over v. sürmek
hang up v. için yanıp tutuşmak
hang back v. tereddüt etmek
hang on v. sarılmak
hang fire v. geri kalmak
hang on to v. sıkı tutunmak
hang v. yapışmak
get the hang of v. usulünü öğrenmek
hang v. takmak
hang on somebody's words v. ağzının içine bakmak
hang on v. takmak
hang v. dayanmak
hang out v. çamaşır asmak
hang together v. birlikte takılmak
hang on v. sıkı tutmak
hang back v. duraksamak
hang on to v. yapışmak
hang v. idam etmek
hang v. eğmek (başını)
get the hang of v. esasını kavramak
hang about v. sallanmak
hang v. sallandırmak
hang on v. bağlı olmak
hang v. asılı durmak
hang v. duvar kağıdı kaplamak
hang over v. devam etmek
hang up in someone's ear v. telefonu yüzüne kapatmak
hang around v. beklemek
hang oneself v. kendini asmak
hang v. yapıştırmak
hang out v. oturmak
hang around v. aylak aylak dolaşmak
hang up v. kapamak
hang on v. dayanmak
hang by a thread v. risk altında olmak
hang v. sarkmak
hang down v. sarkıtmak
hang out v. sürtmek
hang behind v. geri kalmak
hang about v. gezinmek
hang over v. üstüne gelmek
hang on somebody's lips v. ağzının içine bakmak
hang over v. abanmak
hang poster v. poster asmak
hang out v. asmak
hang back v. geri kalmak
hang on v. tutunmak
get the hang of v. havasına girmek
hang back v. çekinmek
hang on v. ısrar etmek
hang out v. sarkmak
hang onto v. tutmaya çalışmak
hang on v. asılmak
hang on v. katlanmak
hang about v. dolanmak
hang around v. oyalanmak
hang about v. oyalanmak
hang v. asmak
get the hang of v. anlamak
hang in the balance v. tehlikede olmak
hang out v. oyalanmak
hang down v. asılmak
let something hang down v. sarkıtmak
hang v. sallanmak
hang around v. sallanmak
hang v. adam asmak
hang back v. geri durmak
hang up in someone's ear v. telefonu suratına kapatmak
hang v. kaplamak
hang down v. sarkmak
hang around v. gezinmek
hang on v. asılı durmak
hang up v. sermek
hang v. asılı olmak
hang v. batmak
hang v. bağlı olmak
hang over v. eğilmek
hang on somebody's words v. ağzı açık dinlemek
hang v. ipe çekmek
get the hang of v. kavramak
hang out v. vakit öldürmek
hang out the laundry v. çamaşır asmak
hang in the balance v. muallakta olmak
hang out v. takılmak
let it all hang out v. boşlamak
let it all hang out v. koyvermek
let it all hang out v. kendini koyvermek
let it all hang out v. gevşemek
let it all hang out v. rahatlamak
hang on somebody's lips v. can kulağıyla dinlemek
hang on someone's every word v. can kulağıyla dinlemek
hang up v. ertelemek
hang out of (a window/balcony) v. dışarı sarkmak
hang on the wall v. duvara asmak
hang up high v. yükseğe asmak
hang from the ceiling v. tavandan sarkmak (lamba/ampul vb)
hang one's head v. başını eğmek
hang one's head v. başını öne eğmek
hang out a sign v. tabela asmak
hang banner v. pankart asmak
get the hang of v. -i anlamak
hang up v. -e kafasını takmak
hang up v. -i çok beğenmek
hang up v. -e bayılmak
get the hang of v. -i kavramak
get the hang of v. -in esasını kavramak
get the hang of v. -in havasına girmek
get the hang of v. -in usulünü öğrenmek
hang up v. -e tutulmak
hang v. asarak idam etmek
hang around v. sürtmek
hang about v. sürtmek
hang v. eğmek
hang on v. tutmak
hang v. asılmak
hang on v. yapışmak
hang on v. beklemek
hang around v. başıboş gezerek oyalanmak
hang about v. başıboş gezerek oyalanmak
get the hang of v. nasıl yapıldığını öğrenmek
get into the hang of v. alışmak
get into the hang of v. alışkanlık kazanmak
get into the hang of v. yapma alışkanlığı kazanmak
get the hang of v. işi kavramak
get the hang of v. nasıl yapılacağını öğrenmek
get the hang of v. püf noktasını öğrenmek
let it all hang out v. kafa dağıtmak
hang up v. meşgule almak
hang out laundry v. çamaşır asmak
hang a picture on a wall v. duvara tablo asmak
hang a painting on a wall v. duvara tablo asmak
hang clothes v. çamaşır asmak
(one's belly) hang over one's trousers v. göbeği pantolonundan sarkmak
hang off v. beklemek
hang a notice v. ilan asmak
hang on tight v. sıkıca tutunmak
hang down from something v. bir şeyden sarkmak
hang someone for something v. birini bir şey için asmak
hang out of the window v. pencereden sarkmak
hang a banner v. afiş asmak
hang with the wrong people v. yanlış insanlarla takılmak
hang the laundry v. çamaşırları asmak
hang up v. telefon kapatmak
hang up v. telefon kapamak
hang curtains v. perde asmak
hang a picture v. resim asmak
hang a painting v. tablo asmak
hang v. tutturmak
hang around at home on sunday v. pazar günü evde takılmak
hang out together v. birlikte gezmek
hang out together v. birlikte takılmak
hang out a sign v. tabela asmak
hang up the phone v. telefonu kapatmak
hang in doubt v. tereddüt etmek
hang in the hedge v. durma noktasına gelmek
hang together v. birlik olmak
hang together v. kendi içinde tutarlı olmak
hang together v. anlamlı bir bütün oluşturmak
hang v. adalete teslim etmek
hang v. ceza olarak kötü eylemlere maruz bırakmak
hang v. serbestçe hareket edecek şekilde bir yere sabitlemek
hang v. oltayla balık tutmak
hang v. yumruk atmak
hang v. tamamen boşlamak
hang v. sallanarak durmak
hang v. düşecekmiş gibi durmak
hang v. asılı, ekli veya eğimli şeyleri desteklemek
hang v. destek almak için tutunmak
hang v. takip etmek
hang v. külfetli olmak
hang v. ağırlığıyla ezmek
hang v. kararsız olmak
hang v. emin olmamak
hang v. muallakta kalmak
hang v. gecikmek
hang v. iki şeyin arasında kalmak
hang v. dikkat kesilmek
hang v. boş gezmek
hang v. oyalanmak
hang v. sallanmak
hang v. yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak
hang v. (top) beklenmedik şekilde geri tepmek
hang v. (atılan top) istendiği gibi düşmemek
hang v. (yarış atı) maksimum hızının altında koşmak
hang v. (birileriyle) takılmak
hang v. yetişmek
hang v. (oyun, yarış) berabere kalmak
hang v. etrafına bir şeyler asarak dekore etmek
hang v. asılarak ölmek
hang v. sımsıkı tutunmak
hang v. düşmek
hang v. inmek
hang v. düşürmek
hang v. yavaşça geçmek
hang v. kalmak
hang v. ısrar etmek
hang v. sergilenmek
hang v. yapışmak
hang v. sıkıca tutmak
hang v. adalete teslim etmek
hang v. cezalandırmak için kötülük yapmak
hang v. yaftalamak
hang v. hücum etmek
hang v. ikinci dereceden alakalı olmak
hang v. devam ettirmek
hang v. sürdürmek
hang v. sürüncemede kalmak
hang v. (oyunda veya yarışta) yakalamak
hang v. durumu eşitlemek
hang v. yavaşça infilak etmek
hang v. duvara (duvar kağıdı) yapıştırmak
hang v. askıda bırakmak
hang v. sebat etmek
hang v. (vücuda) uymak
hang v. tam oturmak
hang glide v. planör ile uçmak
hang glide v. planör uçurmak
hang out [obsolete] v. aşağı doğru çıkıntı yapmak
hang out v. sergilemek amacıyla dışarı asmak
hang together v. münasebette bulunmak
hang together v. hemfikir olmak
hang up v. tökezletmek
hang up v. engellemek
hang up v. muallakta bırakmak
hang up v. (bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak
hang up v. başarmak
hang up v. sıkışmak
hang up v. geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek
hang up [australia] v. (atı) direğe bağlamak
hang-glide v. planör ile uçmak
hang-glide v. planör uçurmak
hang v. beyzbol topuna düzgün falso verememek
hang v. (arabayla, bisikletle) dönmek
hang v. (zihinde, akılda) takılı kalmak
hang v. ortalıkta öylece durmak
hang-on adj. bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan bir şey ile ilgili
hang in there! interj. dişini sık
hang about interj. biraz bekle!
hang about interj. dur!
Irregular Verb
hang v. hung - hung
hang v. hanged/hung - hanged/hung
hang a horseshoe on the door v. kapıya at nalı asmak
Phrasals
hang around v. boş boş dolaşmak
hang back v. isteksiz olmak
hang down v. alçalmak
hang on v. (hastalık) bünyeye yapışıp kalmak
hang out v. yansıtmak
hang out [obsolete] v. aşağı doğru çıkıntı yapmak
hang over v. tepeye yansıtmak
hang to v. tutunmak
hang upon v. tutkuyla hürmet etmek
hang on v. (ses) duyulmaya devam etmek
hang out v. ayak diremek
hang down v. öne eğilmek
hang over v. üstünde asılı olmak
hang down v. (boynunu) bükmek
hang on v. (telefonda) hatta kalmak
hang over v. henüz tamamlanmamış olmak
hang out v. sallanmak
hang out v. boş boş gezmek
hang over v. yapılmaya devam ediyor olmak
hang out v. ikamet etmek
hang out v. (bir yerde) yaşamak
hang out v. sergilemek amacıyla asmak
hang back v. ağır olmak
hang around v. amaçsızca ortalarda dolanmak
hang about v. amaçsızca ortalarda dolanmak
hang back v. askıya almak
hang up v. beklemeye almak (telefonda)
hang out v. bir ortama takılmak
hang from something v. bir şeyden/yerden sarkmak
hang on v. beklemeye almak (telefonda)
hang out with v. biriyle takılmak
hang on v. dişini sıkmak
hang around v. çevresine asmak
hang back v. geri durmak/beklemek
hang up v. hatta kalmak
hang back v. geciktirmek
hang back v. ilerleyememek
hang back v. oyalanmak
hang around v. oyalanmak
hang about v. oyalanmak
hang on to v. sıkıca tutmak
hang about v. sağda solda oyalanmak
hang around v. sağda solda oyalanmak
hang out v. sürekli bir yere takılmak
hang on to v. sımsıkı tutmak
hang up on someone v. telefonu yüze kapamak
hang up on someone v. telefonu yüzüne kapamak
hang together v. (elbise/kıyafet) dağılmamak
hang together v. (elbise/kıyafet) parçalanmamak
hang up v. .... için can atmak
hang off v. bir şey yapmadan beklemek
hang in v. direnmek
hang in v. sebat etmek
hang in v. yapışmak
hang about v. boşa vakit harcamak
hang about v. aylaklık etmek
hang about v. (birinin) kapısını aşındırmak
hang about v. vakit öldürmek
hang around v. boşa vakit harcamak
hang around v. aylaklık etmek
hang around v. (birinin) kapısını aşındırmak
hang around v. vakit öldürmek
hang back v. bocalamak
hang back v. sendelemek
hang behind v. geç çıkmak
hang on v. vazgeçmemek
hang on v. ısrarcı olmak
hang on v. sımsıkı sarılmak
hang on v. durmak
hang on v. kalmak
hang on v. takılıp kalmak
hang up [australia] v. (atı) direğe bağlamak
hang up v. (bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak
hang up v. başarmak
hang up v. sıkışmak
hang up v. geceyi geçirmek için yolculuğa ara vermek
hang something on someone or something v. birine/bir şeye bir şey asmak
hang something on someone or something v. birine/bir şeye bir şey takmak
hang something on someone or something v. birine/bir şeye bir şey tutturmak
hang on v. dikkatlice dinlemek
hang behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) gerisinde kalmak
hang behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) arkasında kalmak
hang by v. sallantıda bırakılmak
hang by v. ile sarkıtılmak
hang by v. ile sallandırılmak
hang by v. '-den asılmak
hang by v. ile asılmak
hang by something v. bir şeyin ucunda sallantıda bırakılmak
hang by something v. bir şeyle sallandırılmak
hang by something v. bir şeyle sarkıtılmak
hang by something v. bir şeyle asılmak
hang by something v. bir şeyden/bir yerden/bir yerinden asılmak
hang by something v. bir uzvundan/bir uzvuyla asılmak
hang down from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) sarkmak
hang for v. için asmak
hang from v. -den sarkmak
hang from v. '-den sarkıtmak
hang from v. '-e asmak
hang someone or something from something v. birini/bir şeyi bir yerden sarkıtmak
hang someone or something from something v. birini/bir şeyi bir yere asmak
hang in (something) v. (bir şeyde) direnmek
hang in (something) v. (bir şeyde) sebat etmek
hang in (something) v. (bir şeye) yapışmak
hang on to (someone or something) v. (birine/bir şeye) yapışmak
hang on to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıkı tutunmak
hang on to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıkıca tutmak
hang on to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sımsıkı tutmak
hang on to (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutunmak
hang onto (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tutmaya çalışmak
hang onto (someone or something) v. (birini/bir şeyi) elde tutmak
hang onto (someone or something) v. (birini/bir şeyi) muhafaza etmek
hang onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) tutunmak
hang onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) yapışmak
hang (something) out (of something) v. (bir şeyi bir şeyden) dışarı sarkıtmak
hang (something) out (of something) v. (bir şeyi bir şeyden) dışarı sallandırmak
hang out with (one) v. (biriyle) takılmak
hang out with (one) v. (biriyle) vakit geçirmek
hang something over someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne asmak
hang something over someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tepesine asmak
hang something over someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden/tepesinden sallandırmak
hang over someone or something v. birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde asılı olmak
hang over someone or something v. birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde asılı kalmak
hang over someone or something v. birinin/bir şeyin üstünde/tepesinde uçmak
hang something on someone v. bir şeyi birinin üstüne atmak
hang something on someone v. birini suçlamak
hang something on someone v. birinin üstüne bir şeyin suçunu atmak
hang something on someone v. birine bir şeyle iftira atmak
hang something on someone v. bir suçu birinin üstüne atmak
hang something up v. telefonu kapatmak
hang someone or something with something v. birini/bir şeyi bir şeyle asmak
hang with (one) v. (biriyle) takılmak
hang with (one) v. (biriyle) vakit geçirmek
hang with someone v. biriyle takılmak
hang with someone v. biriyle vakit geçirmek
Proverb
give him enough rope and he'll hang himself bırak kendi kuyusunu kazsın
give them enough rope to hang themselves bırak kendi kuyusunu kazsın
give him enough rope and he'll hang himself sen eline ipi ver o kendini asar
give them enough rope to hang themselves sen eline ipi ver o kendini asar
give someone enough rope and he'll hang himself bırak kendi kuyusunu kazsın
give somebody enough rope to hang themselves bırak kendi kuyusunu kazsın
give a dog a bad name and hang him adımız çıkmış dokuza inmez sekize
give a dog a bad name and hang him adımız çıkmış bir kere ne yapsak nafile
home is where you hang your hat ev, kişiyi ve sahip olduklarını barındıran yerdir
home is where you hang your hat kişi nerede yaşıyorsa orası evidir
give a man enough rope and he will hang himself sen eline ipi ver o kendini asar
give a man enough rope and he will hang himself bırak kendi kuyusunu kazsın
Colloquial
hang of a (someone or something) n. çok iyi (biri/bir şey)
hang of a (someone or something) n. çok heyecan verici (biri/bir şey)
hang of a (someone or something) n. çok ilginç (biri/bir şey)
hang of a (someone or something) n. harika (biri/bir şey)
hang n. yapış biçimi
hang n. kullanma yöntemi
hang n. önem
hang n. değer
hang n. asgari düzeyde ilgi
hang n. kavrama
hang n. kavrayış
hang [ireland] n. ucuz domuz jambonu
hang time n. havada kalma süresi
hang around v. bir yerde takılmak
hang around v. biriyle takılmak
hang around v. maça asılmak
hang out at the mall v. alışveriş merkezinde takılmak
hang out with friends v. arkadaşlarla takılmak
hang around with friends v. arkadaşlarla takılmak
hang on (to) like grim death v. asılmak
hang onto v. elde tutmak
hang up one's boots v. emekli olmak
hang up one's boots v. işten ayrılmak
hang onto v. muhafaza etmek
hang one on v. kafa çekmek
let it all hang out v. keyfine bak
hang one on v. sarhoş olmak
hang on (to) like grim death v. sıkıca elinden tutmak
hang up one's boots v. ununu eleyip eleğini asmak
hang paper v. karşılıksız çek yazmak
hang out with girls v. kızlarla takılmak
hang v. bir yere dönüş yapmak
hang v. birine lakap takmak
hang v. birisinin düşüncesine takılıp kalmak
hang out [us] v. ağzına geleni söylemek
hang out [us] v. pervasızca konuşmak
hang up v. duygusal sorunlara sebep olmak
hang up v. duygusal sorunları olmak
hang a left/right [us] v. sola/sağa dönmek
hang something [uk] v. bir şeye aldırmamak
hang something [uk] v. bir şeyi takmamak
hang something [uk] v. bir şeyi önemsememek
hang something [uk] v. bir şeyi umursamamak
hang something [uk] v. bir şeyi tınmamak
hang something [uk] v. bir şeyi iplememek
hang something [uk] v. bir şeyi sallamamak
hang something [uk] v. bir şeyi kale almamak
hang something [uk] v. bir şeyi kafaya takmamak
hang up adj. kafasını takmış