sürü

Sens de "sürü" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 51 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	sürü	drove n.
A drove of sheep destroyed the crops. Bir koyun sürüsü ekinleri mahvetti. More Sentences
2	Common Usage	sürü	herd n.
A herd of sheep is passing by the lake. Bir koyun sürüsü gölün yanından geçiyor. More Sentences
3	Common Usage	sürü	flock n.
General
4	General	sürü	crowd n.
This extremely vague wording would open the asylum door to a whole crowd of new immigrants. Bu son derece muğlak ifade, sığınma kapısını bir sürü yeni göçmene açacaktır. More Sentences
5	General	sürü	regiment n.
The regiment of seagulls was flying around in circles. Martı sürüsü daireler çizerek uçuyordu. More Sentences
6	General	sürü	herd n.
The noise makes it difficult for the whales to orient themselves, form herds, mate and find food. Gürültü, balinaların yönlerini bulmalarını, sürü oluşturmalarını, çiftleşmelerini ve yiyecek bulmalarını zorlaştırır. More Sentences
7	General	sürü	horde n.
The police struggled to hold a horde of ranging men out of range. Polis, menzile girmeye çalışan adam sürüsünü uzak tutmak için mücadele etti. More Sentences
8	General	sürü	swarm n.
He started immediately to run when he saw the swarm of bees. Arı sürüsünü görünce hemen koşmaya başladı. More Sentences
9	General	sürü	train n.
A long train of camels was moving to the west. Uzun bir deve sürüsü batıya doğru ilerliyordu. More Sentences
10	General	sürü	community n.
We are studying fish communities in human-made lakes. İnsan yapımı göllerdeki balık sürülerini inceliyoruz. More Sentences
11	General	sürü	pride n.
We saw a pride of lions during our safari tour. Safari turumuz esnasında bir aslan sürüsü gördük. More Sentences
Marine Biology
12	Marine Biology	sürü	pod n.
Mostly, a pod contains two to thirty dolphins. Bir sürüde genellikle iki ila otuz arasında yunus bulunur. More Sentences
13	Marine Biology	sürü	shoal n.
A shoal of fish was swimming in the river. Nehirde bir balık sürüsü yüzüyordu. More Sentences
Apiculture
14	Apiculture	sürü	swarm n.
Unlike swarm or modular robots, each component is simple and has no individual address or identity. Sürü veya modüler robotların aksine, her bir bileşen basittir ve bireysel bir adrese veya kimliğe sahip değildir. More Sentences
Archaic
15	Archaic	sürü	sort n.
In this attic there are all sorts of books, waiting to be read. Bu tavan arasında okunmayı bekleyen bir sürü kitap var. More Sentences
General
16	General	sürü	flock n.
17	General	sürü	pack n.
18	General	sürü	covey n.
19	General	sürü	gang n.
20	General	sürü	fold n.
21	General	sürü	flight n.
22	General	sürü	crew n.
23	General	sürü	cartload n.
24	General	sürü	run n.
25	General	sürü	cloud n.
26	General	sürü	troop n.
27	General	sürü	band n.
28	General	sürü	batch n.
29	General	sürü	deluge n.
30	General	sürü	battery (of) n.
31	General	sürü	host n.
32	General	sürü	squadron n.
33	General	sürü	rabble n.
34	General	sürü	rake n.
35	General	sürü	army n.
36	General	sürü	meine n.
37	General	sürü	rout n.
38	General	sürü	drift [dialect] n.
39	General	sürü	droves n.
40	General	sürü	inundation n.
41	General	sürü	flotilla n.
42	General	sürü	swad n.
43	General	sürü	heaps of adj.
Marine Biology
44	Marine Biology	sürü	fush n.
45	Marine Biology	sürü	school n.
Archaic
46	Archaic	sürü	turb n.
47	Archaic	sürü	rout n.
48	Archaic	sürü	smytrie [scotland] n.
49	Archaic	sürü	fry n.
Ornithology
50	Ornithology	sürü	flaught n.
Star Wars
51	Star Wars	sürü	the covey n.

Sens de "sürü" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 353 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	bir sürü	lots of adj.
They gave him a lot of medicine. Ona bir sürü ilaç verdiler. More Sentences
General
2	General	sürü (balık/balina vb için)	school n.
The school of dolphins was along behind the boat. Yunus sürüsü teknenin arkasından geliyordu. More Sentences
3	General	bir sürü yalan	pack of lies n.
That story is a pack of lies. Bu hikaye bir sürü yalandan ibaret. More Sentences
4	General	bir sürü	lots n.
Tom gave us lots to eat. Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi. More Sentences
5	General	bir sürü	mass n.
I got masses of presents for my birthday. Doğum günümde bir sürü hediye aldım. More Sentences
6	General	sürü halinde yaşamayı seven	gregarious adj.
Dogs are gregarious animals. Köpekler sürü halinde yaşamayı seven hayvanlardır. More Sentences
7	General	bir sürü	heaps of adj.
Tom's got heaps of friends. Tom'un bir sürü arkadaşı var. More Sentences
8	General	bir sürü	loads of adj.
There are loads of platforms that offer these small microloans. Bu küçük mikro kredileri sunan bir sürü platform var. More Sentences
9	General	bir sürü	lots and lots adj.
There are lots and lots of people who speak Spanish, but not as many who speak Esperanto. İspanyolca konuşan bir sürü insan var ama Esperanto konuşan o kadar çok insan yok. More Sentences
10	General	bir sürü	many adj.
I had so many plans for the weekend. Hafta sonu için bir sürü planım vardı. More Sentences
11	General	bir sürü	plenty pron.
Why don't you join us; we have plenty of food. Neden bize katılmıyorsun? Bir sürü yemeğimiz var. More Sentences
Colloquial
12	Colloquial	bir sürü (bir şey)	plenty of (something) adj.
There are plenty of arguments. Bir sürü argüman var. More Sentences
13	Colloquial	bir sürü	a good many expr.
There were a good many people on the platform. Platformda bir sürü insan vardı. More Sentences
14	Colloquial	bir sürü	a great many expr.
It has a great many words borrowed from foreign languages. İçinde yabancı dillerden alınmış bir sürü kelime var. More Sentences
15	Colloquial	bir sürü (bir şey)	a load of (something) expr.
The truck carried a load of furniture. Kamyon, bir sürü mobilya taşıyordu. More Sentences
Slang
16	Slang	bir sürü	a shitload expr.
They say the best fertilizer is manure, so I bought a shitload of it. En iyi gübrenin dışkı gübresi olduğunu söylüyorlar, bu yüzden ondan bir sürü satın aldım. More Sentences
General
17	General	bir sürü	quiverful n.
18	General	(köpek, kurt) sürü	pack n.
19	General	bir sürü yalan	a pack of lies n.
20	General	karışık ve sık bir sürü	huddle n.
21	General	toplanmış sürü	roundup n.
22	General	sürü (büyükbaş)	herd n.
23	General	sürü (kuş)	covey n.
24	General	karmakarışık bir sürü (şey)	welter n.
25	General	bir sürü yalan dolan	bag of tricks n.
26	General	bir sürü yalan	a tissue of lies n.
27	General	sürü içgüdüsü	herd instinct n.
28	General	bir sürü	heap n.
29	General	bir sürü	reams of letters n.
30	General	sürü psikolojisi	herd psychology n.
31	General	sürü psikolojisi	herd mentality n.
32	General	sürü zekası	swarm intelligence n.
33	General	sürü psikolojisi	mob mentality n.
34	General	(özellikle yabani hindi vb.) sürü	rafter n.
35	General	bir sürü	reams n.
36	General	sürü psikolojisi	bandwagon n.
37	General	sürü koruma köpeği	leading dog [new zealand] n.
38	General	kırk geyikten oluşan sürü	middle bevy n.
39	General	on karacadan oluşan sürü	middle bevy n.
40	General	sürü veya kalabalığın yaptığı rastgele hareket	milling n.
41	General	sürü veya kalabalığın yaptığı dönme hareketi	milling n.
42	General	bir sürü şey	mobs n.
43	General	yirmi geyiklik bir sürü	little herd n.
44	General	bir sürü şey	muchwhat [obsolete] n.
45	General	sürü (tavus kuşu)	muster n.
46	General	sürü halinde yaşama	gregariousness n.
47	General	sürü halinde yaşama	gregarianism n.
48	General	bir sürü şey	grundle n.
49	General	vahşi sürü hayvanı	pack animal n.
50	General	(hayvan) sürü oluşturma	packing n.
51	General	büyük sürü	school n.
52	General	sürü (çok anlamında)	multiplicity n.
53	General	(sürü) toplanmak	flock v.
54	General	sürü halinde toplanmak	flock v.
55	General	sürü halinde hareket etmek	flock v.
56	General	sürü olmak	shoal v.
57	General	sürü halinde gitmek	run v.
58	General	sürü halinde gitmek	herd v.
59	General	sürü gibi toplanmak	huddle v.
60	General	sürü halinde yüzmek (balık)	school v.
61	General	bir sürü bira içmek	beer up v.
62	General	bir sürü borcu olmak	owe a lot of money v.
63	General	bir sürü hap almak	take too many pills v.
64	General	bir sürü el hareketi yapmak	make a lot of hand gestures v.
65	General	bir sürü iltifat almak	get a lot of compliments v.
66	General	sürü olarak saldırmak	rabble v.
67	General	aynı sürü içerisinde üremek	breed in and in v.
68	General	sürü oluşturmak	horde v.
69	General	sürü gibi toplanmak	ruck [dialect] [obsolete] [uk] v.
70	General	(sürü, ırk) dış soylara kapatmak	close v.
71	General	bir sürü	a raft of adj.
72	General	sürü halinde yaşayan	gregarious adj.
73	General	bir sürü	a spate of adj.
74	General	bir sürü	a wodge of adj.
75	General	bir sürü	a great number of adj.
76	General	bir sürü	a host of adj.
77	General	sürü halinde	gregarious adj.
78	General	birbirini takip eden bir sürü (kimse)	succession of adj.
79	General	bir sürü olan (çok)	abounding adj.
80	General	sürü olmuş toplanmış	shoaled adj.
81	General	bir sürü	reams of adj.
82	General	bir sürü	row upon row adj.
83	General	bir sürü	thousand adj.
84	General	bir sürü	trunkful adj.
85	General	bir sürü	many an adj.
86	General	bir sürü	many another adj.
87	General	bir sürü	many a adj.
88	General	sürü gibi	herdlike adj.
89	General	bir sürü	overnumerous adj.
90	General	bir sürü	routhie [scotland] adj.
91	General	bir sürü	routh [scotland] adj.
92	General	bir sürü	fele [dialect] adj.
93	General	bir sürü	beaucoup adj.
94	General	sürü halinde	gregatim adv.
95	General	bir sürü	a swarm of expr.
Phrasals
96	Phrasals	sürü/grup halinde toplamak	herd someone together v.
97	Phrasals	bir dolu/sürü (parası/arkadaşı vb) olmak	lousy with someone or something v.
98	Phrasals	birine (bir sürü) bir şeyler vermek	ply somebody with something v.
99	Phrasals	sürü/kalabalık halinde bir yere girmek	throng into something v.
100	Phrasals	sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak	throng out of something v.
101	Phrasals	(bir şey) aracılığıyla bir sürü insanı doluşturmak	pump through (something) v.
102	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye) girmek	troop in (something) v.
103	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek	troop into (something or some place) v.
104	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye) girmek	troop into (something) v.
105	Phrasals	grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek	troop in (something or some place) v.
106	Phrasals	bir yerden sürü halinde geçmek	troop across someone or something v.
107	Phrasals	bir şeyden sürü halinde çıkmak	swarm out of something v.
108	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürü halinde çıkmak	swarm out (of something or some place) v.
109	Phrasals	bir şeyden sürü halinde geçmek	swarm through something v.
110	Phrasals	(bir şeyden/yerden) sürü halinde geçmek	swarm through (something or some place) v.
111	Phrasals	bir sürü kişiyle yatıp kalkmak	cat around v.
112	Phrasals	sürü gibi bir araya getirmek	crowd up v.
113	Phrasals	birilerini/bir şeyleri sürü/grup halinde toplamak	herd someone or something together v.
114	Phrasals	bir sürü zahmete girmek	lay (oneself) out v.
115	Phrasals	(birine) bir sürü (bir şey) vererek gözünü boyamak/kandırmak	ply (one) with (something) v.
116	Phrasals	(birine) bir sürü/çok miktarda (bir şey) vermek	ply (one) with (something) v.
117	Phrasals	aracılığıyla bir sürü insanı doluşturmak	pump through v.
118	Phrasals	-den sürü halinde çıkmak	swarm out of v.
Phrases
119	Phrases	bir sürü	a whole bunch of expr.
120	Phrases	bir sürü	sheer amount expr.
Proverb
121	Proverb	denizde daha bir sürü balık var	there are plenty more pebbles on the beach
122	Proverb	denizde daha bir sürü balık var	there are other pebbles on the beach
123	Proverb	denizde daha bir sürü balık var	there are plenty of (other) pebbles on the beach
Colloquial
124	Colloquial	bir sürü angarya iş	too many chores n.
125	Colloquial	bir sürü yalan dolan	a lot of baloney n.
126	Colloquial	teknik dilde bir sürü anlaşılmaz şey/saçmalık	gobbledygook n.
127	Colloquial	resmi dilde bir sürü laf salatası	gobbledygook n.
128	Colloquial	bir sürü şey	haul n.
129	Colloquial	on iki karacalık sürü	great bevy n.
130	Colloquial	bir sürü soru sormak	ask a lot of questions v.
131	Colloquial	bir sürü	bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) adv.
132	Colloquial	bir sürü	boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) adv.
133	Colloquial	bir sürü	like heck expr.
134	Colloquial	bir sürü	like hell expr.
135	Colloquial	bir dolu/sürü	a mess of (something) expr.
136	Colloquial	bir sürü	in droves expr.
137	Colloquial	bir sürü	boatload expr.
138	Colloquial	bir sürü	lotta (lot of) expr.
139	Colloquial	bir sürü (şey)	a million and one (something) expr.
140	Colloquial	bir sürü	a basinful of expr.
141	Colloquial	bir sürü yalan dolan	a lot of hooey expr.
142	Colloquial	bir sürü zırva	a lot of hooey expr.
143	Colloquial	bir sürü	a whole heap expr.
144	Colloquial	bir sürü farklı iş, görev	(what with) one thing and another expr.
145	Colloquial	bir sürü iş/uğraş	one thing and another expr.
146	Colloquial	bir sürü farklı şey/iş	one thing and another expr.
147	Colloquial	bir sürü iş/uğraş	(what with) one thing and another expr.
148	Colloquial	ve daha bir sürü şey	and this and that expr.
149	Colloquial	ve bunun/onun gibi bir sürü şey	and (all) the rest (of it) expr.
150	Colloquial	ve bunun/onun gibi bir sürü şey	and whatnot expr.
151	Colloquial	bir sürü (bir şey)	hell of a lot of (something) expr.
152	Colloquial	bir sürü (bir şey)	loads (of something) expr.
153	Colloquial	bir sürü	mess of expr.
154	Colloquial	oradan buradan bir sürü şey	this, that, and the other thing expr.
155	Colloquial	ondan bundan bir sürü şey	this, that, and the other thing expr.
Idioms
156	Idioms	sürü sepet	the whole shooting match n.
157	Idioms	bir sürü sorun	a ton of trouble n.
158	Idioms	bir sürü insan	the world and his wife n.
159	Idioms	bir sürü insan	all the world and his wife n.
160	Idioms	(bir sürü sembol ve kısaltma içeren) anlaşılması zor dil	alphabet soup n.
161	Idioms	bir dolu/sürü/yığın çöp	a load of rubbish n.
162	Idioms	bir sürü saçmalık/ıvır zıvır	a load of rubbish n.
163	Idioms	bir sürü/çok	wealth of something n.
164	Idioms	bir sürü kişi	every man and his dog n.
165	Idioms	bir sürü	slews n.
166	Idioms	saçma sapan bir sürü şey	a lot of bunk [uk] n.
167	Idioms	bir sürü (bir şey)	slews of (something) n.
168	Idioms	bir sürü (bir şey)	slues of (something) n.
169	Idioms	bir sürü bela/sorun	a hornets' nest n.
170	Idioms	bir sürü sorun	a hornet’s nest n.
171	Idioms	bir sürü iş	a lot on (one's) plate n.
172	Idioms	bir sürü suç/günah	a multitude of sins n.
173	Idioms	bir sürü kusur	a multitude of sins n.
174	Idioms	bir sürü (bir şey)	a slew of (something) n.
175	Idioms	bir sürü şikayet	an earful n.
176	Idioms	bir sürü dedikodu	an earful n.
177	Idioms	bir sürü eleştiri	an earful n.
178	Idioms	bir sürü dedikodu	an earful n.
179	Idioms	bir sürü eleştiri	an earful n.
180	Idioms	bir sürü şikayet	an earful n.
181	Idioms	bir sürü kişi	everybody and their brother n.
182	Idioms	bir sürü kişi	everyone and their uncle n.
183	Idioms	aynı anda bir sürü işle uğraşma	finger in every pie n.
184	Idioms	aynı anda bir sürü değişik işle uğraşmak	have many irons in the fire v.
185	Idioms	aynı anda bir sürü planı olmak	have many irons in the fire v.
186	Idioms	aynı anda bir sürü işle uğraşmak	have a finger in every pie v.
187	Idioms	karşı cinsten bir sürü arkadaşı olmak	play the field v.
188	Idioms	bir sürü çocukları olmak	keep the stork busy v.
189	Idioms	bir sürü çocukları olmak	keep the stork flying v.
190	Idioms	kafasında bir sürü sorun olmak	have a lot on one's mind v.
191	Idioms	bir sürü hap almak	pop pills v.
192	Idioms	bir sürü yemeği marifetle yapabilmek	cook up a storm v.
193	Idioms	denizde daha bir sürü balık olmak	not be the only pebble on the beach v.
194	Idioms	bir şeyden zibil gibi/bir sürü olmak	have something coming out of your ears v.
195	Idioms	sürü halinde hücum etmek	come thick and fast v.
196	Idioms	bir şey için bir sürü para harcamak	dig deep v.
197	Idioms	bir sürü (bir şeyi) olmak	have (something) up the wazoo v.
198	Idioms	insanları/hayvanları sürü halinde bir araya getirmek	bring someone or something out in droves v.
199	Idioms	kafasında bir sürü sorun olmak	have a lot on mind v.
200	Idioms	(birinden bir sürü) azar işitmek	take (a lot of) stick (from someone) v.
201	Idioms	bir sürü	a (whole) host of (something) adj.
202	Idioms	bir sürü	a (whole) raft of (something) adj.
203	Idioms	bir sürü	a whole raft of adj.
204	Idioms	bir sürü	number of things or people adj.
205	Idioms	bir sürü	a slue of (something) adj.
206	Idioms	bir sürü	coming out of ears adj.
207	Idioms	bir sürü	too many to count adv.
208	Idioms	bir sürü/bir dolu/dünya kadar/çok sayıda	all over the board adv.
209	Idioms	bir sürü/dünya kadar/çok sayıda	all over the board adv.
210	Idioms	bir sürü kişi	everybody and his dog pron.
211	Idioms	bir sürü kişi	everyone and his mum pron.
212	Idioms	bir sürü kişi	everyone and their mum pron.
213	Idioms	bir sürü kişi	everyone and his dog pron.
214	Idioms	bir sürü kişi	everyone and his uncle pron.
215	Idioms	bir sürü kişi	everyone and his cousin pron.
216	Idioms	bir sürü kişi	everybody and his mother pron.
217	Idioms	bir sürü kişi	everyone and their brother pron.
218	Idioms	bir sürü kişi	everybody and his mum pron.
219	Idioms	bir sürü kişi	everybody and their dog pron.
220	Idioms	bir sürü kişi	everyone and their mother pron.
221	Idioms	bir sürü kişi	everyone and his mother pron.
222	Idioms	bir sürü kişi	everyone and their dog pron.
223	Idioms	bir sürü kişi	everybody and their mother pron.
224	Idioms	bir sürü kişi	everybody and their mum pron.
225	Idioms	bir sürü	a hell of a lot expr.
226	Idioms	bir sürü	a hundred and one expr.
227	Idioms	bir sürü	oceans of someone or something expr.
228	Idioms	bir sürü	an ocean of someone or something expr.
229	Idioms	ve bunun gibi bir sürü saçma şey	and all that jazz expr.
230	Idioms	bir sürü	coming out of one's ears expr.
231	Idioms	bir sürü	out in droves expr.
232	Idioms	bir sürü	out in large numbers expr.
233	Idioms	bir sürü	whole mess of someone or something expr.
234	Idioms	sürü(sü)yle	by the bucketload expr.
235	Idioms	bir sürü	out the wazoo expr.
236	Idioms	bir sürü	up the wazoo expr.
237	Idioms	bir sürü değişik şey	everything and the kitchen sink expr.
238	Idioms	daha bir sürü	a whole lot more expr.
239	Idioms	bir sürü (bir şey)	a wealth of (something) expr.
240	Idioms	bir sürü (bir şey)	a whole lot of (something) expr.
241	Idioms	bir sürü (insan/şey)	a ton of (people or things) expr.
242	Idioms	bir sürü (bir şey)	an ocean of (something) expr.
243	Idioms	bir sürü bir şey	an ocean of something [uk] expr.
244	Idioms	bir sürü bir şey	an ocean of something [uk] expr.
245	Idioms	bir sürü (bir şey)	an ocean of (something) expr.
246	Idioms	ve daha bir sürü şey	continued (on) page 94 expr.
247	Idioms	bir sürü zırva	a bunch of hooey [us] expr.
248	Idioms	bir sürü yalan dolan	a bunch of hooey [us] expr.
249	Idioms	bir sürü	oceans of expr.
250	Idioms	bir sürü yer	the whole wide world expr.
251	Idioms	bir sürü bir şey	tons of something expr.
252	Idioms	bir sürü (kişi/şey)	tons of (people or things) expr.
Speaking
253	Speaking	orada başka bir sürü insan olabilir	there could be lots of other people expr.
254	Speaking	arabama bir sürü insan doldurma	don't load down my car with too many people expr.
255	Speaking	arabamı bir sürü insanla doldurma	don't load down my car with too many people expr.
256	Speaking	birlikte bir sürü para kazanacağız	we're going to make a lot of money together expr.
257	Speaking	bir sürü yiyeceğimiz var	we've got lots of food expr.
258	Speaking	bir sürü telefon aldım	I got a lot of calls expr.
259	Speaking	geldiği yerde bundan bir sürü daha var	there will be plenty more where that came from expr.
260	Speaking	yapacak bir sürü işim var	I have scores of things to do expr.
261	Speaking	şansıma bir sürü otobüs vardı	luckily there were plenty of buses expr.
262	Speaking	orada bir sürü fotoğraf çek	take a lot of photos there expr.
263	Speaking	bir sürü balık gördüm	I saw many fish expr.
264	Speaking	okulda bir sürü arkadaşım var	I have a lot of friends at school expr.
Trade/Economic
265	Trade/Economic	sürü psikolojisi	bandwagon effect n.
Law
266	Law	sürü halinde hayvan çalan kimse	abactor n.
Informatics
267	Informatics	parçacık sürü optimizasyonu	particle swarm optimization n.
Automotive
268	Automotive	eko-sürüş	ecodriving n.
269	Automotive	eko-sürüş	eco-driving n.
Medical
270	Medical	sürü bağışıklığı	herd immunity n.
271	Medical	sürü bağışıklığı	population immunity n.
Psychology
272	Psychology	sürü davranışı	herd behaviour n.
273	Psychology	sürü davranışı	herding behaviour n.
274	Psychology	sürü davranışı	herd behavior n.
275	Psychology	sürü davranışı	herd instinct n.
276	Psychology	sürü psikolojisi	herd instinct n.
Biology
277	Biology	sürü halinde yüzmek	swarm v.
278	Biology	sürü halinde hareket etmek	swarm v.
Marine Biology
279	Marine Biology	homotipik sürü	homotypic school n.
280	Marine Biology	heterotip sürü	heterotypic school n.
281	Marine Biology	heterotipik sürü	heterotypic school n.
282	Marine Biology	sürü balığı	schoolfish n.
283	Marine Biology	atlantik’in sığ sularında sürü halinde yüzen tehlikeli bir köpekbalığı	lemon shark (negaprion brevirostris) n.
284	Marine Biology	sürü lideri	schoolmaster n.
285	Marine Biology	sürü ile yüzen yavru balık	schoolie n.
286	Marine Biology	çoğu türü hint ve pasifik okyanuslarında görülen sürü halinde hareket eden balıklara verilen ad	sea chub n.
287	Marine Biology	sürü halinde yüzen ufak balıklar	fry n.
Zoology
288	Zoology	genellikle karasal veya su kuşlarından oluşan büyük sürü	herd n.
289	Zoology	orta asya, tibet ve çin'e özgü sürü halinde yaşayan açık kahverengi renkli ve siyah kuyruklu bir ceylan	dzerin n.
290	Zoology	orta asya, tibet ve çin'e özgü sürü halinde yaşayan açık kahverengi renkli ve siyah kuyruklu bir ceylan	dzeron n.
291	Zoology	orta asya, tibet ve çin'e özgü sürü halinde yaşayan açık kahverengi renkli ve siyah kuyruklu bir ceylan	dzeren n.
292	Zoology	beraberce uçan küçük canlılardan oluşan sürü	cloud n.
293	Zoology	(kuş) sürü	fleet [dialect] n.
294	Zoology	sürü halinde avlanma	pack hunting n.
295	Zoology	iz sürerken sürü halinde ses çıkarmak	score v.
296	Zoology	sürü halinde yaşamayan	ungregarious adj.
297	Zoology	sürü halinde yaşamayı sevmeyen	ungregarious adj.
298	Zoology	sürü avcısı	pack hunter adj.
299	Zoology	sürü halinde avlanan	pack hunter adj.
Agriculture
300	Agriculture	sürü ıslahı	stock breeding n.
301	Agriculture	(sürü köpeği) topuklarını ısırarak sığırları gütmek	heel [new zealand] v.
302	Agriculture	(sürü) tek bir soydan yetiştirilmiş	closed adj.
Breeding
303	Breeding	koyun sürülerinde çiftleşme isteği gösteren (kızgın) koyunların sürü içerisinde belirlenmesini sağlayan koç	teaser ram n.
304	Breeding	sürü yönetim sistemi	herd management system n.
305	Breeding	sürü idare sistemi	herd management system n.
306	Breeding	tekrar sayılmasını önlemek için kuyruğu kısa kesilmiş büyükbaş hayvanlardan oluşan sürü	bangtail muster [australia] n.
307	Breeding	kırma av köpeklerinden oluşan sürü	bobbery pack n.
308	Breeding	kırma av köpeklerinden oluşan sürü	bobbery n.
309	Breeding	damgasız sığırları toplayarak sürü sahibi olan sahtekar sığır yetiştiricilerinin uydurduğu damgalar	maverick brand n.
310	Breeding	sürü haline getirmek	herd v.
Apiculture
311	Apiculture	kovan üzerindeki sürü tuzağı	swarm trap on the hive n.
312	Apiculture	sürü kontrolü	swarm control n.
313	Apiculture	sürü yakalayıcı	swarm catcher n.
314	Apiculture	sürü üyesi	swarmer n.
315	Apiculture	sürü halinde gezen canlı	swarmer n.
316	Apiculture	sürü halinde kaçmak	swarm v.
Environment
317	Environment	geyiklerin kışın sürü halinde beslenip korunmak için ormanda durdukları yer	moose yard n.
Hunting
318	Hunting	sürü haline getirilmemiş (av köpekleri)	unentered adj.
Mythology
319	Mythology	sürü ve tarlaların koruyucusu olan apollo'nun oğlu	aristaeus n.
Archaic
320	Archaic	(mecaz) bir sürü	cartload n.
Ornithology
321	Ornithology	(ispinoz için) sürü	charm n.
322	Ornithology	(papağan) sürü	psittosis n.
Entomology
323	Entomology	sürü sivrisineği	black fly n.
324	Entomology	sürü sivrisineği	buffalo gnat n.
Slang
325	Slang	bir sürü zırva	a load of (old) cobblers' awls n.
326	Slang	bir sürü yalan dolan	a load of (old) cobblers' awls n.
327	Slang	bir sürü para	an arm and a leg n.
328	Slang	bir sürü para	an arm and a leg n.
329	Slang	bir sürü	loads [uk] n.
330	Slang	bir sürü	mondo adj.
331	Slang	bir sürü	dickload of expr.
332	Slang	bir sürü	shitload expr.
333	Slang	bir sürü	out the gazoo expr.
334	Slang	bir sürü	hecka expr.
335	Slang	bir sürü	hella expr.
336	Slang	bir sürü	metric shitload expr.
337	Slang	bir sürü	a metric shit ton expr.
338	Slang	bir sürü	a metric shitload expr.
339	Slang	bir sürü abuk sabuk şey	a load of (old) cobblers [uk] expr.
340	Slang	bir sürü yalan dolan	a load of (old) cobblers [uk] expr.
341	Slang	bir sürü zırva	a load of (old) cobblers [uk] expr.
342	Slang	bir sürü	a shit ton expr.
343	Slang	ve bunun gibi bir sürü bok püsür	and shit expr.
344	Slang	bir sürü	lorra [uk] expr.
British Slang
345	British Slang	bir sürü	mob-handed n.
346	British Slang	bir sürü	arse load expr.
347	British Slang	bir sürü	hunners expr.
348	British Slang	bir sürü	shit load of expr.
349	British Slang	bir sürü	telephone numbers expr.
Modern Slang
350	Modern Slang	bir sürü değersiz eşyası olan kimse	acrapulator n.
351	Modern Slang	bunun gibi bir sürü bok püsür	all that crap expr.
352	Modern Slang	ve bunun gibi bir sürü saçma şey	and all that jizz expr.
Star Wars
353	Star Wars	uğultulu sürü	thundering herd n.