Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
a head
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"a head"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
a head
zf.
kişi başına
"a head"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
head of a boil
i.
çıban başı
2
Genel
head official of a district
i.
kaymakam
3
Genel
a roof over one's head
i.
başını sokacak bir yer
4
Genel
office of a head clerk
i.
başkatiplik
5
Genel
razor with a movable (shaving) head
i.
oynar başlıklı
6
Genel
a roof over one's head
i.
başını sokacak bir dam
7
Genel
a head-on collision
i.
kafa kafaya çarpışma
8
Genel
a buck of the first head
i.
olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
9
Genel
head on a spike
i.
kazığa oturtulmuş kelle
10
Genel
head on a spike
i.
kazığa oturtulmuş kafa
11
Genel
put a price on somebody's head
f.
başına ödül koymak
12
Genel
come to a head
f.
dönüm noktasına varmak
13
Genel
come to a head
f.
sona ermek
14
Genel
bring matters to a head
f.
çıbanın başını koparmak
15
Genel
have a good head on one's shoulders
f.
sağduyu sahibi olmak
16
Genel
have a swollen head
f.
burnu büyümek
17
Genel
not to touch a hair of someone's head
f.
kılına dokunmamak
18
Genel
come to a head
f.
son noktaya varmak
19
Genel
have a good head on one's shoulders
f.
aklı başında biri olmak
20
Genel
come to a head
f.
doruğa ulaşmak
21
Genel
set a price on someone's head
f.
aranılan bir kimsenin kellesine fiyat biçmek
22
Genel
come to a head
f.
çıkmak
23
Genel
come to a head
f.
baş vermek
24
Genel
bring to a head
f.
karar noktasına getirmek
25
Genel
have a good head on one's shoulders
f.
çok zeki olmak
26
Genel
suffer from a swollen head
f.
küçük dağları ben yarattım demek
27
Genel
give a head start
f.
avantaj vermek
28
Genel
win by a head
f.
bir baş farkıyla kazanmak
29
Genel
win by a head
f.
bir baş farkı ile kazanmak
30
Genel
come to a head
f.
son haddine varmak
31
Genel
come to a head
f.
doruk noktasına ulaşmak
32
Genel
(not) harm a hair of somebody's head
f.
birinin kılına bile dokunmamak
33
Genel
throw a hood over one’s head
f.
kafasına çuval geçirmek
34
Genel
throw a hood over one’s head
f.
başına çuval geçirmek
35
Genel
hold a gun against one's head
f.
birinin kafasına silah dayamak
36
Genel
reah a head
f.
iyice kızışmak
37
Genel
reah a head
f.
doruk noktasına gelmek/ulaşmak
38
Genel
be in a head-on collision
f.
bir araçla kafa kafaya çarpışmak
39
Genel
hold a gun to somebody's head
f.
birinin kafasına tabanca dayamak
40
Genel
put a gun to somebody's head
f.
birinin kafasına tabanca dayamak
41
Genel
go over the head of a person
f.
üst makamdan birine itiraz etmek
42
Genel
wearing a head scarf
s.
başörtülü
43
Genel
having a round head
s.
toplu
Proverb
44
Atasözü
he wears a ten dollar hat on a five cent head
eşeğe altın semer vursan yine eşektir
45
Atasözü
he wears a ten dollar hat on a five cent head
kel başa şimşir tarak
46
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
ata kuyruk olmaktansa fareye baş olmak yeğdir
47
Atasözü
uneasy lies the head that wears a crown
büyük başın derdi büyük olur
48
Atasözü
still tongue makes a wise head
az konuş öz konuş
49
Atasözü
still tongue makes a wise head
söz gümüşse sükut altındır
50
Atasözü
a fish rots from the head down
balık baştan kokar
51
Atasözü
heavy hangs the head that wears a crown
büyük başın derdi büyük olur
52
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir
53
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
bir boğanın kuyruğu olmaktansa bir tavuğun başı ol
54
Atasözü
better be the head of a dog than the tail of a lion
daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir
55
Atasözü
you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
56
Atasözü
you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
57
Atasözü
you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
58
Atasözü
a still tongue makes a wise head
az konuş öz konuş
59
Atasözü
a still tongue makes a wise head
söz gümüşse sükut altındır
60
Atasözü
a fish stinks from the head down
balık baştan kokar
61
Atasözü
he wears a $10 hat on a five-cent head
kel başa şimşir tarak
62
Atasözü
he wears a $10 hat on a five-cent head
eşeğe altın semer vursan yine eşektir
63
Atasözü
uneasy is the head that wears a crown
büyük başın derdi büyük olur
Colloquial
64
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma gerekçe
65
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
bahane
66
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
67
Konuşma Dili
a swelled head
i.
burnu büyümüş
68
Konuşma Dili
a swelled head
i.
burnu büyük
69
Konuşma Dili
a head start
i.
diğerlerinden daha iyi başlama
70
Konuşma Dili
a head start
i.
daha avantajlı başlama
71
Konuşma Dili
a swelled head
i.
kibirli
72
Konuşma Dili
a big head
i.
havalara girmiş
73
Konuşma Dili
a big head
i.
götü kalkmış
74
Konuşma Dili
a big head
i.
kendini bir şey sanan
75
Konuşma Dili
a big head
i.
burnu havada
76
Konuşma Dili
a big head
i.
kibirli
77
Konuşma Dili
a big head
i.
burnu büyük
78
Konuşma Dili
a head start
f.
avantajlı başlamak
79
Konuşma Dili
give someone a big head
f.
birinin havalarına girmesine neden olmak
80
Konuşma Dili
give someone a big head
f.
birini aşırı şekilde havalara sokmak
81
Konuşma Dili
give someone a big head
f.
birine aşırı biçimde yalakalık yapmak
82
Konuşma Dili
give someone a big head
f.
birinin götünü kaldırmak
83
Konuşma Dili
a head start
f.
bir sıfır önde başlamak
84
Konuşma Dili
keep a level head
f.
mantıklı kararlar vermek
85
Konuşma Dili
keep a level head
f.
mantıklı olmak
86
Konuşma Dili
keep a level head
f.
ne yapacağını bilmek
87
Konuşma Dili
keep a level head
f.
sakin olmak
88
Konuşma Dili
keep a level head
f.
soğukkanlılığını muhafaza etmek
89
Konuşma Dili
keep a level head
f.
soğukkanlı olmak
90
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
aksi
91
Konuşma Dili
keep your head on a swivel
expr.
gözünü dört aç
92
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
huzursuz
93
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
huysuz
94
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
sol tarafından kalkmış
95
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
sinirli
Idioms
96
Deyim
a bean head
i.
mankafa
97
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
98
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
i.
kafada şimşek çakması
99
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
i.
kafada şimşek çakması
100
Deyim
a sore head
i.
(özellikle akşamdan kalmalık yüzünden hissedilen) baş ağrısı
101
Deyim
a bean head
i.
budala
102
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
103
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
i.
aklına birden fikir gelmesi
104
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
i.
aklına birden fikir gelmesi
105
Deyim
a sore head
i.
kafası nal gibi olma
106
Deyim
a bean head
i.
ahmak
107
Deyim
a sore head
i.
başının içinde fillerin tepişmesi
108
Deyim
a bean head
i.
kalın kafalı
109
Deyim
a sore head
i.
humar
110
Deyim
a bean head
i.
hapçı
111
Deyim
a bean head
i.
müptezel
112
Deyim
a roof over your head
i.
başını sokacak bir ev
113
Deyim
a sword of damocles hangs over somebody's head
i.
başının üstünde demokles'in kılıcının sallanması
114
Deyim
a big-head
i.
bilmiş
115
Deyim
a rush of blood to the head
i.
beyne kan sıçraması
116
Deyim
a sudden rush of blood to the head
i.
beyne kan sıçraması
117
Deyim
a head of steam
i.
iş yapma arzusu veya hevesi
118
Deyim
a bald head and boxwood comb do not go together
i.
kel başa şimşir tarak
119
Deyim
a cool head
i.
sakin kafa
120
Deyim
a cool head
i.
soğunkanlılık
121
Deyim
a big-head
i.
ukala
122
Deyim
a head of steam
i.
(bir işin yapılması için gerekli olan) enerji
123
Deyim
a hard head
i.
inatçı kimse
124
Deyim
a hard head
i.
esnek olmayan kimse
125
Deyim
a hard head
i.
söz dinlemeyen kimse
126
Deyim
a hard head
i.
kafasının dikine giden kimse
127
Deyim
a (sudden) rush of blood (to the head)
i.
(bir anda) tepesi atma
128
Deyim
a (sudden) rush of blood (to the head)
i.
(bir anda) sigortaları atma
129
Deyim
a head start (on something)
i.
(bir şeye) önceden başlama
130
Deyim
a head start (on something)
i.
(bir şeye) diğerlerinden önce başlama
131
Deyim
a head start (on something)
i.
(bir şeye) erken başlama
132
Deyim
a head start (on something)
i.
(bir şeye) diğerlerinden erken başlama
133
Deyim
a head start (on/over somebody)
i.
(birine karşı) bir sıfır önde başlama
134
Deyim
a head start (on/over somebody)
i.
(birine karşı) avantajlı başlama
135
Deyim
a head-scratcher
i.
muamma
136
Deyim
a head-scratcher
i.
kafa karıştırıcı şey
137
Deyim
a head-scratcher
i.
çok karmaşık şey
138
Deyim
a head-scratcher
i.
zor bir sorun/bulmaca/bilmece/gizem
139
Deyim
a price on (one's) head
i.
(birinin) başına koyulan ödül
140
Deyim
a price on (one's) head
i.
(birinin) kellesine biçilen fiyat
141
Deyim
a price on head
i.
başına koyulan ödül
142
Deyim
a price on head
i.
kellesine biçilen fiyat
143
Deyim
a price on someone's head
i.
birinin başına koyulan ödül
144
Deyim
a price on someone's head
i.
birinin kellesine biçilen fiyat
145
Deyim
a roof over your head
i.
başını sokacak bir yer
146
Deyim
a roof over your head
i.
başını sokacak bir dam/çatı
147
Deyim
a roof over your head
i.
barınabilecek bir yer
148
Deyim
a rush of blood to the head
i.
galeyana gelme
149
Deyim
a rush of blood to the head
i.
gaza gelme
150
Deyim
a thick head
i.
başı ağrıma
151
Deyim
a thick head
i.
kafası taş gibi olma
152
Deyim
a thick head
i.
başında/kafasında bir ağırlık olma
153
Deyim
a thick head
i.
kafası sersem gibi olma
154
Deyim
a thick head
i.
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrıma/sersem gibi olma
155
Deyim
draw to a head
f.
olgunlaştırmak
156
Deyim
have a bee in the head
f.
sinirli olmak
157
Deyim
have a long head
f.
akıllı olmak
158
Deyim
have a bee in the head
f.
aceleci olmak
159
Deyim
have a long head
f.
mantıklı olmak
160
Deyim
draw to a head
f.
olgunlaşmak
161
Deyim
have a bee in the head
f.
hafif deli olmak
162
Deyim
draw to a head
f.
kemale ermek
163
Deyim
draw to a head
f.
zirveye ulaşmak
164
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiç ihtiyacı/gereği olmamak
165
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
166
Deyim
have a big head
f.
burnu havada olmak
167
Deyim
have a big head
f.
küstah olmak
168
Deyim
have a big head
f.
kibirli olmak
169
Deyim
have a big head
f.
övüngen olmak
170
Deyim
have a big head
f.
yaptıklarını abartmak
171
Deyim
be/stay one jump a head (of somebody/something)
f.
(hep) bir adım önünde/ilerisinde olmak
172
Deyim
be/stay one jump a head (of somebody/something)
f.
(hep) bir basamak üstünde olmak
173
Deyim
be/stay one jump a head (of somebody/something)
f.
avantajlı durumda olmak
174
Deyim
be/stay one jump a head (of somebody/something)
f.
avantajlı durumunu korumak
175
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
176
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
177
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
178
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
179
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
180
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
181
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
182
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
183
Deyim
win by a short head
f.
kıl payı kazanmak
184
Deyim
win by a short head
f.
burun farkıyla/ucu ucuna kazanmak
185
Deyim
win by a short head
f.
küçük bir farkla/az bir farkla kazanmak
186
Deyim
lose by a short head
f.
kıl payı kaybetmek
187
Deyim
lose by a short head
f.
burun farkıyla/ucu ucuna kaybetmek
188
Deyim
lose by a short head
f.
küçük bir farkla/az bir farkla kaybetmek
189
Deyim
have a clear head
f.
aklı başında olmak
190
Deyim
have a clear head
f.
sağlıklı düşünebiliyor olmak
191
Deyim
have a clear head
f.
açık seçik görüyor olmak
192
Deyim
have a clear head
f.
net düşünebilmek
193
Deyim
keep a clear head
f.
aklı başında olmak
194
Deyim
keep a clear head
f.
sağlıklı düşünebiliyor olmak
195
Deyim
keep a clear head
f.
açık seçik görüyor olmak
196
Deyim
keep a clear head
f.
net düşünebilmek
197
Deyim
a light bulb goes on in someone's head
f.
kafasında ampul yanmak
198
Deyim
a light bulb goes on in someone's head
f.
aklına parlak bir fikir gelmek
199
Deyim
a light bulb goes off in someone's head
f.
kafasında ampul yanmak
200
Deyim
a light bulb goes off in someone's head
f.
aklına parlak bir fikir gelmek
201
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
202
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
203
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
204
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
205
Deyim
have a head on one's shoulders
f.
akıllı olmak
206
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
akıllı olmak
207
Deyim
bang one's head against a (brick) wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
208
Deyim
beat one's head against a brick wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
209
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
210
Deyim
beat one's head against a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
211
Deyim
bang one's head against a (brick) wall
f.
akıntıya kürek çekmek
212
Deyim
have a (big) head
f.
akşamdan kalmak
213
Deyim
get a (big) head
f.
akşamdan kalmak
214
Deyim
have a head start
f.
avantajlı olmak
215
Deyim
have a head start on something
f.
bir şeye avantajlı başlamak
216
Deyim
be banging one's head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
217
Deyim
run one's head against or into a brick wall
f.
boş yere çabalamak
218
Deyim
run one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
219
Deyim
knock one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
220
Deyim
knock one's head against a brick wall
f.
boşa yorulmak
221
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
becerikli olmak
222
Deyim
get a head start on something
f.
bir şeye avantajlı başlamak
223
Deyim
get a head start on something
f.
bir şeye önde başlamak
224
Deyim
like a sword of damocles hanging over the head
f.
başında demokles'in kılıcı gibi sallanmak
225
Deyim
have a head on one's shoulders
f.
becerikli olmak
226
Deyim
have a roof over one's head
f.
başını sokacak bir evi olmak
227
Deyim
have a head start on something
f.
bir şeye önde başlamak
228
Deyim
hit one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
229
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
230
Deyim
run one's head against a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
231
Deyim
run around like a chicken with its head cut off
f.
başı kesik tavuk gibi etrafta dolanmak
232
Deyim
be hitting one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
233
Deyim
bash one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
234
Deyim
want somebody's head on a plate
f.
birinin cezalandırılmasını istemek
235
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
236
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
237
Deyim
place a price on someone's head
f.
başına ödül koymak
238
Deyim
be hitting one's head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
239
Deyim
run one's head against a brick wall
f.
boş yere çabalamak
240
Deyim
have a head for
f.
bir alanda yeteneği olmak
241
Deyim
get a price on one's head
f.
başına ödül konmuş olmak
242
Deyim
have a price on one's head
f.
başına ödül konmuş olmak
243
Deyim
set a price on someone's head
f.
birinin başına ödül koymak
244
Deyim
put a price on someone's head
f.
birinin başına ödül koymak
245
Deyim
knock one's head against a brick wall
f.
boşa uğraşmak
246
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
boş yere çabalamak
247
Deyim
hit one's head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
248
Deyim
want somebody's head on a platter
f.
birinin cezalandırılmasını istemek
249
Deyim
be banging one's head against a brick wall
f.
boşa kürek çekmek
250
Deyim
want somebody's head on a platter
f.
birinin kellesini istemek
251
Deyim
run one's head against or into a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
252
Deyim
put a price on someone's head
f.
başına ödül koymak
253
Deyim
have a head start on
f.
bir adım daha yakın olmak
254
Deyim
want somebody's head on a plate
f.
birinin kellesini istemek
255
Deyim
hold a gun to someone's head
f.
birine baskı yaptırmak
256
Deyim
hold a gun to someone's head
f.
birini bir şey yapmaya zorlamak
257
Deyim
have a head for
f.
bir alanda beceresi olmak
258
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
259
Deyim
bash one's head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
260
Deyim
run one's head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
261
Deyim
hit one's head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
262
Deyim
come to a head
f.
doruğa ulaşmak
263
Deyim
a sword of damocles hangs over somebody's head
f.
demokles'in kılıcı gibi sallanmak
264
Deyim
knock one's head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
265
Deyim
run around like a chicken with its head cut off
f.
deli dana gibi dolanmak
266
Deyim
come to a head
f.
dananın kuyruğunu koparmak
267
Deyim
have a wise head on young shoulders
f.
çok görüp geçirmek
268
Deyim
have a wise head on young shoulders
f.
çok deneyimli olmak
269
Deyim
have a head for
f.
çok iyi bilmek
270
Deyim
be hitting one's head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
271
Deyim
come to a head
f.
en yüksek noktaya gelmek
272
Deyim
come to a head
f.
en üst noktaya ulaşmak
273
Deyim
have a wise head on young shoulders
f.
genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
274
Deyim
hit one's head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
275
Deyim
get up a full head of steam
f.
güç kazanmak
276
Deyim
be banging one's head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
277
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
278
Deyim
run one's head against or into a brick wall
f.
havanda su dövmek
279
Deyim
get up a full head of steam
f.
harekete hazır hale gelmek
280
Deyim
have a wise head on young shoulders
f.
görmüş geçirmiş olmak
281
Deyim
need like a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
282
Deyim
bang one's head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
283
Deyim
bash one's head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
284
Deyim
hit one's head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
285
Deyim
get up a full head of steam
f.
ısınmak
286
Deyim
knock one's head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
287
Deyim
run one's head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
288
Deyim
have a head for
f.
kafası çalışmak
289
Deyim
get up a full head of steam
f.
kendini/enerjisini toplamak
290
Deyim
work up a head of steam
f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
291
Deyim
have a head start
f.
önde başlamak
292
Deyim
be like a bear with a sore head
f.
küplere binmek
293
Deyim
have a head on one's shoulders
f.
kafası çalışmak
294
Deyim
build up a head of steam
f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
295
Deyim
keep a cool head
f.
kontrolünü kaybetmemek
296
Deyim
run around like a chicken with its head cut off
f.
ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya koşuşturmak
297
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
kültürlü olmak
298
Deyim
hold a gun to somebody's head
f.
kafasına silah dayamak
299
Deyim
get a swelled head
f.
ne oldum delisi olmak
300
Deyim
run around like a chicken with its head cut off
f.
ne yapacağını bilmez şekilde dolanmak
301
Deyim
not harm a hair on somebody's head
f.
kılına zarar vermemek
302
Deyim
put a gun to somebody's head
f.
kafasına silah dayamak
303
Deyim
suffer from a swollen head
f.
küçük dağları ben yarattım demek
304
Deyim
would not harm a hair on somebody's head
f.
kılına bile zarar vermemek
305
Deyim
have a thick head
f.
kalın kafalı olmak
306
Deyim
would not harm a hair on somebody's head
f.
kılına zarar vermemek
307
Deyim
come to a head
f.
olgunlaşmak
308
Deyim
not harm a hair on somebody's head
f.
kılına bile zarar vermemek
309
Deyim
have a level head
f.
mantıklı kararlar vermek
310
Deyim
have a head for
f.
kafası olmak
311
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
kafası çalışmak
312
Deyim
get a swelled head
f.
kendini bir şey sanmak
313
Deyim
get up a head of steam
f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
314
Deyim
get up a full head of steam
f.
kendine gelmek
315
Deyim
have a level head
f.
mantıklı olmak
316
Deyim
keep a civil tongue in one's head
f.
kibar davranmak
317
Deyim
put one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
318
Deyim
place one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
319
Deyim
place one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
320
Deyim
put one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
321
Deyim
stick one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
322
Deyim
stick one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
323
Deyim
have a level head
f.
ne yapacağını bilmek
324
Deyim
wouldn't harm a hair on somebody's head
f.
kılına bile zarar vermemek
325
Deyim
wouldn't harm a hair on somebody's head
f.
kılına zarar vermemek
326
Deyim
keep a civil tongue in one's head
f.
kibar konuşmak
327
Deyim
hold a gun to someone's head
f.
silah zoruyla yaptırmak
328
Deyim
have a level head
f.
soğukkanlılığını muhafaza etmek
329
Deyim
have a level head
f.
sakin olmak
330
Deyim
keep a cool head
f.
sakin olmak
331
Deyim
keep a cool head
f.
sakin kalmak
332
Deyim
have a level head
f.
soğukkanlı olmak
333
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
sağduyu sahibi olmak
334
Deyim
be like a bear with a sore head
f.
sinirlenmek
335
Deyim
keep a cool head
f.
panik yapmamak
336
Deyim
get up a full head of steam
f.
toparlanmak
337
Deyim
get up a full head of steam
f.
tam formuna gelmek
338
Deyim
have a wise head on young shoulders
f.
yılların birikimine sahip olmak
339
Deyim
build up a head of steam
f.
(bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
340
Deyim
have a head on one's shoulders
f.
yetenekli olmak
341
Deyim
come to a head
f.
zirveye ulaşmak
342
Deyim
work up a head of steam
f.
(bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
343
Deyim
have a good head on one's shoulders
f.
yetenekli olmak
344
Deyim
have a head for figures
f.
sayısal zekası yüksek olmak
345
Deyim
have a head for figures
f.
matematik zekası/yeteneği yüksek olmak
346
Deyim
have a head for figures
f.
istisnai bir sayısal zekaya sahip olmak
347
Deyim
have a head for figures
f.
olağanüstü bir matematik zekasına sahip olmak
348
Deyim
have a head for figures
f.
sayılarla arası çok iyi olmak
349
Deyim
have a head for figures
f.
sayılara kafası çok iyi basmak
350
Deyim
have a head for heights
f.
yükseklik korkusu olmamak
351
Deyim
have a head for heights
f.
yükseklikten rahatsızlık duymamak
352
Deyim
have a head for heights
f.
yüksekte kendini rahat hissetmek
353
Deyim
have a head for heights
f.
yükseklikle arası iyi olmak
354
Deyim
have a (good) head for figures
f.
hesap yapmakta iyi olmak
355
Deyim
have a (good) head for figures
f.
hesap yapmayla arası iyi olmak
356
Deyim
have a (good) head for figures
f.
sayılarla arası iyi olmak
357
Deyim
have a (good) head for figures
f.
sayısal zekası iyi olmak
358
Deyim
have a (good) head for figures
f.
kafası hesap işlerine basmak
359
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yükseklik korkusu olmamak
360
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yükseklikten rahatsızlık duymamak
361
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yüksekte kendini rahat hissetmek
362
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yükseklikle arası iyi olmak
363
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yükseklikle ilgili bir problemi olmamak
364
Deyim
have a (good) head for heights
f.
yükseklikten etkilenmemek
365
Deyim
have a gun to (one's) head
f.
(birinin) kafasına silah dayamak
366
Deyim
have a gun to (one's) head
f.
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
367
Deyim
have a gun to (one's) head
f.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
368
Deyim
have a gun to (one's) head
f.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
369
Deyim
have a gun to your head
f.
istemediğin bir şeyi yapmaya zorlanmak
370
Deyim
have a gun to your head
f.
kafasına silah dayalı olmak
371
Deyim
hold a pistol to (one's) head
f.
(birinin) kafasına silah dayamak
372
Deyim
hold a pistol to (one's) head
f.
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
373
Deyim
hold a pistol to (one's) head
f.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
374
Deyim
hold a pistol to (one's) head
f.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
375
Deyim
put a pistol to (one's) head
f.
(birinin) kafasına silah dayamak
376
Deyim
put a pistol to (one's) head
f.
(birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
377
Deyim
put a pistol to (one's) head
f.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak
378
Deyim
put a pistol to (one's) head
f.
(birine) bir şey yapması için baskı yapmak
379
Deyim
have a hard head
f.
inatçı olmak
380
Deyim
have a hard head
f.
esnek olmamak
381
Deyim
have a hard head
f.
söz dinlemez olmak
382
Deyim
have a hard head
f.
kafasının dikine gitmek
383
Deyim
have a hard head
f.
objektif olmak
384
Deyim
have a hard head
f.
gerçekçi olmak
385
Deyim
have a hard head
f.
akıllı olmak
386
Deyim
have a hard head
f.
işini bilmek
387
Deyim
have a hard head
f.
zeki olmak
388
Deyim
have a hard head
f.
gözü açık olmak
389
Deyim
have a hard head
f.
duygulardan etkilenmemek
390
Deyim
have a hard head
f.
duygusal karar vermemek
391
Deyim
have a hard head
f.
beyinsiz olmak
392
Deyim
have a hard head
f.
salak olmak
393
Deyim
have a hard head
f.
alık olmak
394
Deyim
have a hard head
f.
kalın kafalı olmak
395
Deyim
have a hard head
f.
yavaş öğrenen biri olmak
396
Deyim
have a hard head
f.
kafası/kafa tası sağlam olmak
397
Deyim
keep a clear head
f.
kafası ayık olmak
398
Deyim
keep a clear head
f.
alkollü olmamak
399
Deyim
keep a clear head
f.
mantıklı düşünebiliyor olmak
400
Deyim
have a swelled head
f.
ne oldum delisi olmak
401
Deyim
have a swelled head
f.
kendini bir şey sanmak
402
Deyim
have a swelled head
f.
burnu büyük olmak
403
Deyim
have a swelled head
f.
kendini beğenmiş olmak
404
Deyim
have a swelled head
f.
burnu havada olmak
405
Deyim
have a swelled head
f.
kibirli olmak
406
Deyim
have a swelled head
f.
küstah olmak
407
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
408
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
409
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) zerre kadar istememek
410
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
411
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
412
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
413
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) karşı hiç istek duymamak
414
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) hiç ama hiç istememek
415
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
416
Deyim
have a head for
f.
tolere edebilmek
417
Deyim
have a head for
f.
dayanıklılık göstermek
418
Deyim
have a head for
f.
'-e karşı dayanıklı olmak
419
Deyim
have a head for
f.
kafası basmak
420
Deyim
have a good head for
f.
tolere edebilmek
421
Deyim
have a good head for
f.
dayanıklılık göstermek
422
Deyim
have a good head for
f.
'-e karşı dayanıklı olmak
423
Deyim
have a good head for
f.
kafası basmak
424
Deyim
have a strong head for
f.
tolere edebilmek
425
Deyim
have a strong head for
f.
dayanıklılık göstermek
426
Deyim
have a strong head for
f.
'-e karşı dayanıklı olmak
427
Deyim
have a strong head for
f.
kafası basmak
428
Deyim
have a thick head
f.
beyinsiz olmak
429
Deyim
have a thick head
f.
geç öğrenmek
430
Deyim
have a thick head
f.
geç algılamak
431
Deyim
have a thick head
f.
alık olmak
432
Deyim
have a thick head
f.
inatçı olmak
433
Deyim
have a thick head
f.
katı olmak
434
Deyim
have a thick head
f.
dik kafalı olmak
435
Deyim
have a thick head
f.
laf anlamaz olmak
436
Deyim
have a thick head
f.
başına buyruk olmak
437
Deyim
have a thick head
f.
kafa tası güçlü olmak
438
Deyim
have a thick head
f.
kafası taş gibi olmak
439
Deyim
have a thick head [uk]
f.
başı çok ağrımak
440
Deyim
have a thick head [uk]
f.
başında bir ağırlık olmak
441
Deyim
have a thick head [uk]
f.
kafası sersem gibi olmak
442
Deyim
have a thick head [uk]
f.
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak
443
Deyim
be one jump a head (of somebody/something)
f.
(birinin ya da bir şeyin) önüne geçmek
444
Deyim
be one jump a head (of somebody/something)
f.
(birini ya da bir şeyi) geride bırakmak
445
Deyim
be one jump a head (of somebody/something)
f.
(birini) geçmek
446
Deyim
stay one jump a head (of somebody/something)
f.
(birinin ya da bir şeyin) önüne geçmek
447
Deyim
stay one jump a head (of somebody/something)
f.
(birini ya da bir şeyi) geride bırakmak
448
Deyim
stay one jump a head (of somebody/something)
f.
(birini) geçmek
449
Deyim
a sword of damocles hangs over (one's) head
f.
(birinin) başının üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
450
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
451
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
452
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boş yere çabalamak
453
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
454
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
455
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
456
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
457
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
458
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
459
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
460
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
boş yere çabalamak
461
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
462
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
463
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
464
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
465
Deyim
knock your head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
466
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
467
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
akıntıya kürek çekmek
468
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
boş yere çabalamak
469
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
boşa kürek sallamak
470
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
boşuna uğraşmak
471
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
deveye hendek atlatmak
472
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
havanda su dövmek
473
Deyim
bang (one's) head against a wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
474
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
475
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
476
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
boş yere çabalamak
477
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
478
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
479
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
480
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
havanda su dövmek
481
Deyim
bang (one's) head into a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
482
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
483
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
akıntıya kürek çekmek
484
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boş yere çabalamak
485
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boşa kürek sallamak
486
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
boşuna uğraşmak
487
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
deveye hendek atlatmak
488
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
havanda su dövmek
489
Deyim
bang your head against a brick wall
f.
iğneyle kuyu kazmak
490
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
491
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
akıntıya kürek çekmek
492
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
boş yere çabalamak
493
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
boşa kürek sallamak
494
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
boşuna uğraşmak
495
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
deveye hendek atlatmak
496
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
havanda su dövmek
497
Deyim
be banging your head against a brick wall [uk]
f.
iğneyle kuyu kazmak
498
Deyim
be banging your head against a wall [us]
f.
akıntıya karşı kürek çekmek
499
Deyim
be banging your head against a wall [us]
f.
akıntıya kürek çekmek
500
Deyim
be banging your head against a wall [us]
f.
boş yere çabalamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a head
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy