a head - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

a head

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"a head" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
a head zf. kişi başına

"a head" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
head of a boil i. çıban başı
head official of a district i. kaymakam
a roof over one's head i. başını sokacak bir yer
office of a head clerk i. başkatiplik
razor with a movable (shaving) head i. oynar başlıklı
a roof over one's head i. başını sokacak bir dam
a head-on collision i. kafa kafaya çarpışma
a buck of the first head i. olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
head on a spike i. kazığa oturtulmuş kelle
head on a spike i. kazığa oturtulmuş kafa
put a price on somebody's head f. başına ödül koymak
come to a head f. dönüm noktasına varmak
come to a head f. sona ermek
bring matters to a head f. çıbanın başını koparmak
have a good head on one's shoulders f. sağduyu sahibi olmak
have a swollen head f. burnu büyümek
not to touch a hair of someone's head f. kılına dokunmamak
come to a head f. son noktaya varmak
have a good head on one's shoulders f. aklı başında biri olmak
come to a head f. doruğa ulaşmak
set a price on someone's head f. aranılan bir kimsenin kellesine fiyat biçmek
come to a head f. çıkmak
come to a head f. baş vermek
bring to a head f. karar noktasına getirmek
have a good head on one's shoulders f. çok zeki olmak
suffer from a swollen head f. küçük dağları ben yarattım demek
give a head start f. avantaj vermek
win by a head f. bir baş farkıyla kazanmak
win by a head f. bir baş farkı ile kazanmak
come to a head f. son haddine varmak
come to a head f. doruk noktasına ulaşmak
(not) harm a hair of somebody's head f. birinin kılına bile dokunmamak
throw a hood over one’s head f. kafasına çuval geçirmek
throw a hood over one’s head f. başına çuval geçirmek
hold a gun against one's head f. birinin kafasına silah dayamak
reah a head f. iyice kızışmak
reah a head f. doruk noktasına gelmek/ulaşmak
be in a head-on collision f. bir araçla kafa kafaya çarpışmak
hold a gun to somebody's head f. birinin kafasına tabanca dayamak
put a gun to somebody's head f. birinin kafasına tabanca dayamak
go over the head of a person f. üst makamdan birine itiraz etmek
wearing a head scarf s. başörtülü
having a round head s. toplu
Proverb
he wears a ten dollar hat on a five cent head eşeğe altın semer vursan yine eşektir
he wears a ten dollar hat on a five cent head kel başa şimşir tarak
better be the head of a dog than the tail of a lion ata kuyruk olmaktansa fareye baş olmak yeğdir
uneasy lies the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
still tongue makes a wise head az konuş öz konuş
still tongue makes a wise head söz gümüşse sükut altındır
a fish rots from the head down balık baştan kokar
heavy hangs the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
better be the head of a dog than the tail of a lion öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir
better be the head of a dog than the tail of a lion bir boğanın kuyruğu olmaktansa bir tavuğun başı ol
better be the head of a dog than the tail of a lion daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir
you can't put a wise head on young shoulders genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin
you can't put a wise head on young shoulders genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin
you can't put a wise head on young shoulders genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin
a still tongue makes a wise head az konuş öz konuş
a still tongue makes a wise head söz gümüşse sükut altındır
a fish stinks from the head down balık baştan kokar
he wears a $10 hat on a five-cent head kel başa şimşir tarak
he wears a $10 hat on a five-cent head eşeğe altın semer vursan yine eşektir
uneasy is the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
Colloquial
a bone in your leg (or head) i. uydurma gerekçe
a bone in your leg (or head) i. bahane
a bone in your leg (or head) i. uydurma mazeret
a swelled head i. burnu büyümüş
a swelled head i. burnu büyük
a head start i. diğerlerinden daha iyi başlama
a head start i. daha avantajlı başlama
a swelled head i. kibirli
a big head i. havalara girmiş
a big head i. götü kalkmış
a big head i. kendini bir şey sanan
a big head i. burnu havada
a big head i. kibirli
a big head i. burnu büyük
a head start f. avantajlı başlamak
give someone a big head f. birinin havalarına girmesine neden olmak
give someone a big head f. birini aşırı şekilde havalara sokmak
give someone a big head f. birine aşırı biçimde yalakalık yapmak
give someone a big head f. birinin götünü kaldırmak
a head start f. bir sıfır önde başlamak
keep a level head f. mantıklı kararlar vermek
keep a level head f. mantıklı olmak
keep a level head f. ne yapacağını bilmek
keep a level head f. sakin olmak
keep a level head f. soğukkanlılığını muhafaza etmek
keep a level head f. soğukkanlı olmak
like a bear with a sore head expr. aksi
keep your head on a swivel expr. gözünü dört aç
like a bear with a sore head expr. huzursuz
like a bear with a sore head expr. huysuz
like a bear with a sore head expr. sol tarafından kalkmış
like a bear with a sore head expr. sinirli
Idioms
a bean head i. mankafa
a bone in your leg (or head) i. üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
a light bulb goes off in (one's) head i. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) head i. kafada şimşek çakması
a sore head i. (özellikle akşamdan kalmalık yüzünden hissedilen) baş ağrısı
a bean head i. budala
a bone in your leg (or head) i. uydurma mazeret
a light bulb goes off in (one's) head i. aklına birden fikir gelmesi
a light bulb goes on in (one's) head i. aklına birden fikir gelmesi
a sore head i. kafası nal gibi olma
a bean head i. ahmak
a sore head i. başının içinde fillerin tepişmesi
a bean head i. kalın kafalı
a sore head i. humar
a bean head i. hapçı
a bean head i. müptezel
a roof over your head i. başını sokacak bir ev
a sword of damocles hangs over somebody's head i. başının üstünde demokles'in kılıcının sallanması
a big-head i. bilmiş
a rush of blood to the head i. beyne kan sıçraması
a sudden rush of blood to the head i. beyne kan sıçraması
a head of steam i. iş yapma arzusu veya hevesi
a bald head and boxwood comb do not go together i. kel başa şimşir tarak
a cool head i. sakin kafa
a cool head i. soğunkanlılık
a big-head i. ukala
a head of steam i. (bir işin yapılması için gerekli olan) enerji
a hard head i. inatçı kimse
a hard head i. esnek olmayan kimse
a hard head i. söz dinlemeyen kimse
a hard head i. kafasının dikine giden kimse
a (sudden) rush of blood (to the head) i. (bir anda) tepesi atma
a (sudden) rush of blood (to the head) i. (bir anda) sigortaları atma
a head start (on something) i. (bir şeye) önceden başlama
a head start (on something) i. (bir şeye) diğerlerinden önce başlama
a head start (on something) i. (bir şeye) erken başlama
a head start (on something) i. (bir şeye) diğerlerinden erken başlama
a head start (on/over somebody) i. (birine karşı) bir sıfır önde başlama
a head start (on/over somebody) i. (birine karşı) avantajlı başlama
a head-scratcher i. muamma
a head-scratcher i. kafa karıştırıcı şey
a head-scratcher i. çok karmaşık şey
a head-scratcher i. zor bir sorun/bulmaca/bilmece/gizem
a price on (one's) head i. (birinin) başına koyulan ödül
a price on (one's) head i. (birinin) kellesine biçilen fiyat
a price on head i. başına koyulan ödül
a price on head i. kellesine biçilen fiyat
a price on someone's head i. birinin başına koyulan ödül
a price on someone's head i. birinin kellesine biçilen fiyat
a roof over your head i. başını sokacak bir yer
a roof over your head i. başını sokacak bir dam/çatı
a roof over your head i. barınabilecek bir yer
a rush of blood to the head i. galeyana gelme
a rush of blood to the head i. gaza gelme
a thick head i. başı ağrıma
a thick head i. kafası taş gibi olma
a thick head i. başında/kafasında bir ağırlık olma
a thick head i. kafası sersem gibi olma
a thick head i. akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrıma/sersem gibi olma
draw to a head f. olgunlaştırmak
have a bee in the head f. sinirli olmak
have a long head f. akıllı olmak
have a bee in the head f. aceleci olmak
have a long head f. mantıklı olmak
draw to a head f. olgunlaşmak
have a bee in the head f. hafif deli olmak
draw to a head f. kemale ermek
draw to a head f. zirveye ulaşmak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
have a big head f. burnu havada olmak
have a big head f. küstah olmak
have a big head f. kibirli olmak
have a big head f. övüngen olmak
have a big head f. yaptıklarını abartmak
be/stay one jump a head (of somebody/something) f. (hep) bir adım önünde/ilerisinde olmak
be/stay one jump a head (of somebody/something) f. (hep) bir basamak üstünde olmak
be/stay one jump a head (of somebody/something) f. avantajlı durumda olmak
be/stay one jump a head (of somebody/something) f. avantajlı durumunu korumak
a light bulb goes on in (one's) head f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) head f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
a light bulb goes off in (one's) head f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes off in (one's) head f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go off (in (one's) head) f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go off (in (one's) head) f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
win by a short head f. kıl payı kazanmak
win by a short head f. burun farkıyla/ucu ucuna kazanmak
win by a short head f. küçük bir farkla/az bir farkla kazanmak
lose by a short head f. kıl payı kaybetmek
lose by a short head f. burun farkıyla/ucu ucuna kaybetmek
lose by a short head f. küçük bir farkla/az bir farkla kaybetmek
have a clear head f. aklı başında olmak
have a clear head f. sağlıklı düşünebiliyor olmak
have a clear head f. açık seçik görüyor olmak
have a clear head f. net düşünebilmek
keep a clear head f. aklı başında olmak
keep a clear head f. sağlıklı düşünebiliyor olmak
keep a clear head f. açık seçik görüyor olmak
keep a clear head f. net düşünebilmek
a light bulb goes on in someone's head f. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes on in someone's head f. aklına parlak bir fikir gelmek
a light bulb goes off in someone's head f. kafasında ampul yanmak
a light bulb goes off in someone's head f. aklına parlak bir fikir gelmek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head f. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
have a head on one's shoulders f. akıllı olmak
have a good head on one's shoulders f. akıllı olmak
bang one's head against a (brick) wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
beat one's head against a brick wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
bang one's head against a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
beat one's head against a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
bang one's head against a (brick) wall f. akıntıya kürek çekmek
have a (big) head f. akşamdan kalmak
get a (big) head f. akşamdan kalmak
have a head start f. avantajlı olmak
have a head start on something f. bir şeye avantajlı başlamak
be banging one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
run one's head against or into a brick wall f. boş yere çabalamak
run one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
knock one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
knock one's head against a brick wall f. boşa yorulmak
have a good head on one's shoulders f. becerikli olmak
get a head start on something f. bir şeye avantajlı başlamak
get a head start on something f. bir şeye önde başlamak
like a sword of damocles hanging over the head f. başında demokles'in kılıcı gibi sallanmak
have a head on one's shoulders f. becerikli olmak
have a roof over one's head f. başını sokacak bir evi olmak
have a head start on something f. bir şeye önde başlamak
hit one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
bang one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
run one's head against a brick wall f. boşuna uğraşmak
run around like a chicken with its head cut off f. başı kesik tavuk gibi etrafta dolanmak
be hitting one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
bash one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
want somebody's head on a plate f. birinin cezalandırılmasını istemek
bang one's head against a brick wall f. boşuna uğraşmak
bang one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
place a price on someone's head f. başına ödül koymak
be hitting one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
run one's head against a brick wall f. boş yere çabalamak
have a head for f. bir alanda yeteneği olmak
get a price on one's head f. başına ödül konmuş olmak
have a price on one's head f. başına ödül konmuş olmak
set a price on someone's head f. birinin başına ödül koymak
put a price on someone's head f. birinin başına ödül koymak
knock one's head against a brick wall f. boşa uğraşmak
bang one's head against a brick wall f. boş yere çabalamak
hit one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
want somebody's head on a platter f. birinin cezalandırılmasını istemek
be banging one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
want somebody's head on a platter f. birinin kellesini istemek
run one's head against or into a brick wall f. boşuna uğraşmak
put a price on someone's head f. başına ödül koymak
have a head start on f. bir adım daha yakın olmak
want somebody's head on a plate f. birinin kellesini istemek
hold a gun to someone's head f. birine baskı yaptırmak
hold a gun to someone's head f. birini bir şey yapmaya zorlamak
have a head for f. bir alanda beceresi olmak
bang one's head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
bash one's head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
run one's head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
hit one's head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
come to a head f. doruğa ulaşmak
a sword of damocles hangs over somebody's head f. demokles'in kılıcı gibi sallanmak
knock one's head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
run around like a chicken with its head cut off f. deli dana gibi dolanmak
come to a head f. dananın kuyruğunu koparmak
have a wise head on young shoulders f. çok görüp geçirmek
have a wise head on young shoulders f. çok deneyimli olmak
have a head for f. çok iyi bilmek
be hitting one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
come to a head f. en yüksek noktaya gelmek
come to a head f. en üst noktaya ulaşmak
have a wise head on young shoulders f. genç yaşına rağmen yılların birikimine sahip olmak
hit one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
get up a full head of steam f. güç kazanmak
be banging one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
bang one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
run one's head against or into a brick wall f. havanda su dövmek
get up a full head of steam f. harekete hazır hale gelmek
have a wise head on young shoulders f. görmüş geçirmiş olmak
need like a hole in the head f. hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
bang one's head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
bash one's head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
hit one's head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
get up a full head of steam f. ısınmak
knock one's head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
run one's head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
have a head for f. kafası çalışmak
get up a full head of steam f. kendini/enerjisini toplamak
work up a head of steam f. kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
have a head start f. önde başlamak
be like a bear with a sore head f. küplere binmek
have a head on one's shoulders f. kafası çalışmak
build up a head of steam f. kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
keep a cool head f. kontrolünü kaybetmemek
run around like a chicken with its head cut off f. ne yapacağını bilmez şekilde bir oraya bir buraya koşuşturmak
have a good head on one's shoulders f. kültürlü olmak
hold a gun to somebody's head f. kafasına silah dayamak
get a swelled head f. ne oldum delisi olmak
run around like a chicken with its head cut off f. ne yapacağını bilmez şekilde dolanmak
not harm a hair on somebody's head f. kılına zarar vermemek
put a gun to somebody's head f. kafasına silah dayamak
suffer from a swollen head f. küçük dağları ben yarattım demek
would not harm a hair on somebody's head f. kılına bile zarar vermemek
have a thick head f. kalın kafalı olmak
would not harm a hair on somebody's head f. kılına zarar vermemek
come to a head f. olgunlaşmak
not harm a hair on somebody's head f. kılına bile zarar vermemek
have a level head f. mantıklı kararlar vermek
have a head for f. kafası olmak
have a good head on one's shoulders f. kafası çalışmak
get a swelled head f. kendini bir şey sanmak
get up a head of steam f. kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak
get up a full head of steam f. kendine gelmek
have a level head f. mantıklı olmak
keep a civil tongue in one's head f. kibar davranmak
put one's head in a noose f. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
place one's head in a noose f. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
place one's head in a noose f. kendi sonunu hazırlamak
put one's head in a noose f. kendi sonunu hazırlamak
stick one's head in a noose f. kendini tehlikeli bir duruma sokmak
stick one's head in a noose f. kendi sonunu hazırlamak
have a level head f. ne yapacağını bilmek
wouldn't harm a hair on somebody's head f. kılına bile zarar vermemek
wouldn't harm a hair on somebody's head f. kılına zarar vermemek
keep a civil tongue in one's head f. kibar konuşmak
hold a gun to someone's head f. silah zoruyla yaptırmak
have a level head f. soğukkanlılığını muhafaza etmek
have a level head f. sakin olmak
keep a cool head f. sakin olmak
keep a cool head f. sakin kalmak
have a level head f. soğukkanlı olmak
have a good head on one's shoulders f. sağduyu sahibi olmak
be like a bear with a sore head f. sinirlenmek
keep a cool head f. panik yapmamak
get up a full head of steam f. toparlanmak
get up a full head of steam f. tam formuna gelmek
have a wise head on young shoulders f. yılların birikimine sahip olmak
build up a head of steam f. (bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
have a head on one's shoulders f. yetenekli olmak
come to a head f. zirveye ulaşmak
work up a head of steam f. (bir işi/görevi yapmak için) enerjisi/isteği/arzusu olmak
have a good head on one's shoulders f. yetenekli olmak
have a head for figures f. sayısal zekası yüksek olmak
have a head for figures f. matematik zekası/yeteneği yüksek olmak
have a head for figures f. istisnai bir sayısal zekaya sahip olmak
have a head for figures f. olağanüstü bir matematik zekasına sahip olmak
have a head for figures f. sayılarla arası çok iyi olmak
have a head for figures f. sayılara kafası çok iyi basmak
have a head for heights f. yükseklik korkusu olmamak
have a head for heights f. yükseklikten rahatsızlık duymamak
have a head for heights f. yüksekte kendini rahat hissetmek
have a head for heights f. yükseklikle arası iyi olmak
have a (good) head for figures f. hesap yapmakta iyi olmak
have a (good) head for figures f. hesap yapmayla arası iyi olmak
have a (good) head for figures f. sayılarla arası iyi olmak
have a (good) head for figures f. sayısal zekası iyi olmak
have a (good) head for figures f. kafası hesap işlerine basmak
have a (good) head for heights f. yükseklik korkusu olmamak
have a (good) head for heights f. yükseklikten rahatsızlık duymamak
have a (good) head for heights f. yüksekte kendini rahat hissetmek
have a (good) head for heights f. yükseklikle arası iyi olmak
have a (good) head for heights f. yükseklikle ilgili bir problemi olmamak
have a (good) head for heights f. yükseklikten etkilenmemek
have a gun to (one's) head f. (birinin) kafasına silah dayamak
have a gun to (one's) head f. (birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
have a gun to (one's) head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
have a gun to (one's) head f. (birine) bir şey yapması için baskı yapmak
have a gun to your head f. istemediğin bir şeyi yapmaya zorlanmak
have a gun to your head f. kafasına silah dayalı olmak
hold a pistol to (one's) head f. (birinin) kafasına silah dayamak
hold a pistol to (one's) head f. (birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
hold a pistol to (one's) head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a pistol to (one's) head f. (birine) bir şey yapması için baskı yapmak
put a pistol to (one's) head f. (birinin) kafasına silah dayamak
put a pistol to (one's) head f. (birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
put a pistol to (one's) head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
put a pistol to (one's) head f. (birine) bir şey yapması için baskı yapmak
have a hard head f. inatçı olmak
have a hard head f. esnek olmamak
have a hard head f. söz dinlemez olmak
have a hard head f. kafasının dikine gitmek
have a hard head f. objektif olmak
have a hard head f. gerçekçi olmak
have a hard head f. akıllı olmak
have a hard head f. işini bilmek
have a hard head f. zeki olmak
have a hard head f. gözü açık olmak
have a hard head f. duygulardan etkilenmemek
have a hard head f. duygusal karar vermemek
have a hard head f. beyinsiz olmak
have a hard head f. salak olmak
have a hard head f. alık olmak
have a hard head f. kalın kafalı olmak
have a hard head f. yavaş öğrenen biri olmak
have a hard head f. kafası/kafa tası sağlam olmak
keep a clear head f. kafası ayık olmak
keep a clear head f. alkollü olmamak
keep a clear head f. mantıklı düşünebiliyor olmak
have a swelled head f. ne oldum delisi olmak
have a swelled head f. kendini bir şey sanmak
have a swelled head f. burnu büyük olmak
have a swelled head f. kendini beğenmiş olmak
have a swelled head f. burnu havada olmak
have a swelled head f. kibirli olmak
have a swelled head f. küstah olmak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeyi) zerre kadar istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeye) karşı hiç istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şeyi) hiç ama hiç istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head f. (bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
have a head for f. tolere edebilmek
have a head for f. dayanıklılık göstermek
have a head for f. '-e karşı dayanıklı olmak
have a head for f. kafası basmak
have a good head for f. tolere edebilmek
have a good head for f. dayanıklılık göstermek
have a good head for f. '-e karşı dayanıklı olmak
have a good head for f. kafası basmak
have a strong head for f. tolere edebilmek
have a strong head for f. dayanıklılık göstermek
have a strong head for f. '-e karşı dayanıklı olmak
have a strong head for f. kafası basmak
have a thick head f. beyinsiz olmak
have a thick head f. geç öğrenmek
have a thick head f. geç algılamak
have a thick head f. alık olmak
have a thick head f. inatçı olmak
have a thick head f. katı olmak
have a thick head f. dik kafalı olmak
have a thick head f. laf anlamaz olmak
have a thick head f. başına buyruk olmak
have a thick head f. kafa tası güçlü olmak
have a thick head f. kafası taş gibi olmak
have a thick head [uk] f. başı çok ağrımak
have a thick head [uk] f. başında bir ağırlık olmak
have a thick head [uk] f. kafası sersem gibi olmak
have a thick head [uk] f. akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak
be one jump a head (of somebody/something) f. (birinin ya da bir şeyin) önüne geçmek
be one jump a head (of somebody/something) f. (birini ya da bir şeyi) geride bırakmak
be one jump a head (of somebody/something) f. (birini) geçmek
stay one jump a head (of somebody/something) f. (birinin ya da bir şeyin) önüne geçmek
stay one jump a head (of somebody/something) f. (birini ya da bir şeyi) geride bırakmak
stay one jump a head (of somebody/something) f. (birini) geçmek
a sword of damocles hangs over (one's) head f. (birinin) başının üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
bang your head against a brick wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
bang your head against a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
bang your head against a brick wall f. boş yere çabalamak
bang your head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
bang your head against a brick wall f. boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
bang your head against a brick wall f. havanda su dövmek
bang your head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
knock your head against a brick wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
knock your head against a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
knock your head against a brick wall f. boş yere çabalamak
knock your head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
knock your head against a brick wall f. boşuna uğraşmak
knock your head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
knock your head against a brick wall f. havanda su dövmek
knock your head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
bang (one's) head against a wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
bang (one's) head against a wall f. akıntıya kürek çekmek
bang (one's) head against a wall f. boş yere çabalamak
bang (one's) head against a wall f. boşa kürek sallamak
bang (one's) head against a wall f. boşuna uğraşmak
bang (one's) head against a wall f. deveye hendek atlatmak
bang (one's) head against a wall f. havanda su dövmek
bang (one's) head against a wall f. iğneyle kuyu kazmak
bang (one's) head into a brick wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
bang (one's) head into a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
bang (one's) head into a brick wall f. boş yere çabalamak
bang (one's) head into a brick wall f. boşa kürek sallamak
bang (one's) head into a brick wall f. boşuna uğraşmak
bang (one's) head into a brick wall f. deveye hendek atlatmak
bang (one's) head into a brick wall f. havanda su dövmek
bang (one's) head into a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
bang your head against a brick wall f. akıntıya karşı kürek çekmek
bang your head against a brick wall f. akıntıya kürek çekmek
bang your head against a brick wall f. boş yere çabalamak
bang your head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
bang your head against a brick wall f. boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall f. deveye hendek atlatmak
bang your head against a brick wall f. havanda su dövmek
bang your head against a brick wall f. iğneyle kuyu kazmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. boş yere çabalamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşa kürek sallamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşuna uğraşmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. havanda su dövmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. iğneyle kuyu kazmak
be banging your head against a wall [us] f. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] f. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] f. boş yere çabalamak