eşi - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

eşi



"eşi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eşi like i.
Idioms
eşi your other half i.
eşi your better half i.
eşi your significant other i.

"eşi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 202 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kocanın eşi wife i.
General
devlet başkanın eşi first lady i.
ruh eşi soulmate i.
ruh eşi soul mate i.
alman prensin eşi landgravine i.
eşi benzeri olmayan nonesuch i.
eşi benzeri olmayan nonsuch i.
hz. musa'nın eşi tzipora i.
hz. musa'nın eşi sephora i.
hz. musa'nın eşi safrawa i.
hz. musa'nın eşi safura i.
valinin eşi governor's wife i.
önceki karısı/eşi ex wife i.
baronun eşi baroness i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca stay at home father i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca house dad i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca house husband i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca stay-at-home dad i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca househusband i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca house-spouse i.
eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca sahd i.
başkan karısı/eşi first lady i.
devlet başkanı karısı/eşi first lady i.
eşi benzeri olmayan lezzetler unique tastes i.
eşi benzeri olmayan tatlar unique tastes i.
yöneticinin eşi rectoress i.
yöneticinin dul eşi rectoress i.
rektörün eşi rectoress i.
rektör eşi rectoress i.
yöneticinin eşi rectress [obsolete] i.
yöneticinin dul eşi rectress [obsolete] i.
rektörün eşi rectress [obsolete] i.
ölen baronun dul eşi baroness i.
(hanedan armasında) baronun eşi veya dul eşi baronne i.
aynı anda dört eşi olan kimse quadrigamist i.
piskoposun eşi bishopess i.
birden fazla eşi olan adam bluebeard i.
(papazkaçtıda) eşi olmayan kart old maid i.
alman kontunun eşi palsgravine i.
birden fazla eşi olan kadın polyandrist i.
ölen asilzadenin dul eşi peeress i.
kadın devlet başkanının eşi first gentleman i.
tahtta bulunan kraliçenin eşi king consort i.
bir toprak soylusunun eşi squiress i.
(dansta) eşi ile uyumlu hareket etmek balance f.
(birinin) eşi olmak wive f.
eşi görülmemiş unexampled s.
eşi olmayan unpaired s.
eşi benzeri yok unique s.
eşi bulunmaz unparalleled s.
eşi görülmemiş unprecedented s.
eşi/nişanlısı olmayan unattached s.
eşi olmayan partnerless s.
eşi benzeri olmayan matchless s.
eşi görülmemiş without example s.
eşi bulunmaz unequaled s.
eşi benzeri görülmemiş unprecedented s.
eşi benzeri yok extraordinary s.
eşi yok odd s.
eşi benzeri olmayan unprecedented s.
eşi benzeri olmayan one of a kind s.
eşi benzeri olmayan novel s.
eşi menendi olmayan unprecedented s.
eşi ve benzeri olmayan unique s.
eşi ve benzeri olmayan matchless s.
eşi bulunmaz unequalled s.
eşi benzeri olmayan ultrarare s.
eşi bulunmayan unapproached s.
eşi bulunmaz unheard-of s.
eşi olmayan (çift, çorap) unmated s.
eşi benzeri görülmemiş unparagoned s.
eşi olmayan unpeerable s.
eşi bulunmaz unpeered s.
eşi benzeri olmayan unpeered s.
eşi olmayan exclusive s.
eşi aldatma içeren extramarital s.
eşi olmayan lonely s.
uygunsuz eşi olan mismated s.
eşi bulunmaz imparalleled [obsolete] s.
eşi bulunmaz incompared [obsolete] s.
eşi benzeri görülmemiş bir şekilde unprecedentedly zf.
eşi görülmemiş bir şekilde unprecedentedly zf.
eşi benzeri olmayarak unprecedentedly zf.
eşi benzeri görülmemiş derecede sky-high zf.
Phrasals
birbirinin eşi olmak take after f.
Phrases
eşi bulunmaz without compare s.
eşi benzeri olmayan bir şey/biri he/she/it is something else expr.
Proverb
kadın için iyi olan eşi için de iyidir what's sauce for the goose is sauce for the gander
kadın için iyi olan eşi için de iyidir what's good for the goose is good for the gander
önde gelen birinin eşi güven vermelidir/kuşku yaratmamalıdır caesar's wife must be above suspicion.
Colloquial
eşi benzeri olmayan a one-off [brit] i.
eşi benzeri olmayan a one-off [brit] i.
birinin eşi one's better part i.
(birinin) sevgilisi/eşi the man/woman in (one's) life i.
eşi spor ya da hobi nedeniyle sık sık bir yere giden kadın widow i.
dünyada eşi benzeri yok like nothing on earth expr.
eşi benzeri olmayan bir şey/biri he/she/it is something else expr.
Idioms
eşi bulunmaz şey the only thing for i.
eşi bulunmaz insan the only person for i.
bir adamın eşi one's ball and chain i.
(birisinin) eşi one's better half i.
(birisinin) eşi one's other half i.
birinin eşi hanımefendi the little lady i.
(birinin) efendisi (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
(birinin) patronu (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
(birinin) majesteleri (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
(birinin) sahibi (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
(birinin) beyi (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
(birinin) sultanı/padişahı (genelde eşi kastetmek için kullanılan mizahi ve abartılı bir ifade) (one's) lord and master i.
birinin eşi (mizahi bir söylem) a ball and chain [uk] i.
eşi benzeri az bulunur bir tip/şey a rare bird i.
eşi benzeri olmamak be one of a kind f.
eşi benzeri olmamak be without equal f.
eşi benzeri olmamak have no equal f.
eşi benzeri yok without compare s.
eşi benzeri bulunmaz in a class by oneself s.
dünyada eşi benzeri olmayacak kadar ilginç like nothing on earth expr.
eşi menendi olmayan in a million expr.
eşi bulunmaz a sharp old bird expr.
eşi menendi olmayan (bir şey) (something) in a million expr.
eşi menendi olmayan (biri) (someone) in a million expr.
eşi menendi olmayan bir ... a … in a million expr.
eşi bulunmaz beyond/without compare expr.
önde gelen birinin eşi güven vermelidir/kuşku yaratmamalıdır caesar's wife expr.
ve eşi et con. (and husband) kısalt.
Speaking
eşi hayattadır; ardında dört çocuk bırakmıştır he is survived by his wife and four children expr.
eşi benzeri olmayan they broke the mould when they made somebody expr.
eşi benzeri olmayan they broke the mould when they made something expr.
o ve eşi he and his better half expr.
o ve eşi she and her better half expr.
Law
evlilik sırasında taraflardan ikisinin de eşi ile sahip olduğu gizli içerikli iletişimi saklı tutma hakkı marital communications privilege i.
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi conjugal visitation i.
mahkumun eşi ile ilişkiye girebilmesini sağlayan eş görüşmesi conjugal visitation right i.
Politics
racanın eşi ranee i.
racanın eşi rani i.
belediye meclisi üyesinin eşi aldermaness i.
ihtiyar heyeti üyesinin eşi aldermaness i.
arşidükün eşi archduchess i.
arşidükün dul eşi archduchess i.
markinin karısı veya dul kalan eşi marquise i.
grand dükün dul eşi grand duchess i.
ispanya prensinin eşi infanta i.
portekiz prensinin eşi infanta i.
hükümdar eşi consort i.
birleşik devletler başkanının eşi flotus (first lady of the united states) kısalt.
Technical
kum kalıp eşi sand match i.
pompa eşi koruması pump coupling guard i.
pompa eşi pump companion i.
kalıp eşi counter i.
eşi bulunmayan unpaired s.
Anatomy
bebeğin eşi placenta i.
Biology
döl eşi placenta i.
sinaptik eşi olmayan kromozom univalent i.
sinaptik eşi olmayan kromozom monosome i.
eşi bulunmayan genlere sahip olan hemizygous s.
eşi bulunmayan genlerle karakterize olan hemizygous s.
belirli sayı veya türde erkek eşi olan anlamındaki son ek -androus snk.
belirli sayı veya türde erkek eşi/erkeklik organı olma anlamındaki son ek -andry snk.
Biochemistry
eşi olan sister s.
Marine Biology
eşi olmayan yüzgeç unpaired fins i.
Social Sciences
eşi ölen ya da kısır olan erkeğin baldızıyla evlenmesi sororate i.
History
çarın en büyük oğlunun eşi tsesarevna i.
çarın varisinin eşi tsesarevna i.
anglo-sakson ingiltere'sinde yüksek rütbeli otoritenin eşi aldermaness i.
anglo-sakson ingiltere'sinde bir idari bölge yöneticisinin eşi aldermaness i.
alman prensin eşi landgravine i.
genel vali eşi vicereine i.
alman prensin dul kalan eşi landgravine i.
alman prensinin eşi landgravine i.
baronetin eşi baronetess i.
bir baronun eşi veya dul eşi baronne i.
Religious
haham eşi rebbetzin i.
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice khadijah bint khuwaylid i.
hazreti muhammed'in ilk eşi olan hazreti hatice khadija i.
hz. musa'nın eşi zipporah i.
pers kralı ahasuerus'un eşi vashti i.
papaz yardımcısının eşi vicaress i.
piskopos vekilinin eşi vicaress i.
incil'de yakup'un ilk eşi leah i.
hezekiya'nın eşi ve menaşe'nin annesi hephzibah i.
rahibin nikahsız eşi presbyteress [obsolete] i.
(hinduizmde kadınlık ölçütü olarak görülen) rama'nın eşi sita i.
Card
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart kicker i.
remide eşi olmayan kartlar deadwood i.
Theatre
(italyan tiyatrosunda) soytarının eşi columbine i.
Mythology
yunan mitolojisinde tachis kentinin ölümlü kralı ve alycone'un eşi ceyx i.
şiva'nın eşi olan on kollu tanrıça doorga i.
(odysseus'un eşi) penelope gibi davranmak penelopize f.
(odysseus'un eşi) penelope gibi davranmak penelopise f.
Archaic
yöneticinin eşi rectrix i.
yöneticinin dul eşi rectrix i.
rektörün eşi rectrix i.
şövalye veya baronetin dul eşi dame i.
din adamının eşi clergywoman i.
piskopos eşi prelatess i.
eşi bulunmaz uncompanioned s.
eşi benzeri olmayan makeless s.
eşi olmayan makeless s.
Slang
(eşi/sevgilisi uzakta iken) kadının birlikte olduğu tip sport coat i.
(eşi/sevgilisi uzakta iken) kadının birlikte olduğu tip sport's coat i.
eşi tarafından aldatılmış kadın cuckquean i.
British Slang
futbolcu eşi ve kız arkadası wag i.