ileride - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ileride



"ileride" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ileride in the future zf.
General
ileride awa' [scottish] s.
ileride fast s.
ileride in after days zf.
ileride ahead zf.
ileride on zf.
ileride in future zf.
ileride in the long term zf.
ileride later on zf.
ileride in days to come zf.
ileride off zf.
ileride onward zf.
ileride hereafter zf.
ileride in advance zf.
ileride further zf.
ileride further on zf.
ileride onwards zf.
ileride aff zf.
ileride ulteriorly zf.
ileride moving forward zf.
ileride poi zf.
ileride syne [scotland] zf.
ileride ahead of ed.
ileride up ed.
Idioms
ileride further down the road zf.
ileride down the track expr.
ileride down the pike expr.
ileride further along the road expr.
ileride further along/down the road expr.
Trade/Economic
ileride on a going-forward basis expr.
Law
ileride infra zf.
Art
ileride en avant zf.
Archaic
ileride hereafter s.
ileride hereafterward zf.

"ileride" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 139 sonuç

Türkçe İngilizce
General
daha ileride olma eldership i.
ileride bulunma lead i.
ileride kullanılmak üzere hazır olan miktar supply i.
ileride olma ledger i.
bir canlıyı dondurup ileride yeniden dünyaya getirmek amacıyla yapılan işlemler bütünü cryonics i.
ileride kullanılmak üzere tutulan bilgi, anı hoard i.
aşırı ileride olma overforwardness i.
ileride kullanmak üzere tutmak keep for future use f.
henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak sell short f.
(ileride kullanmak üzere) bırakmak reposit f.
ileride kullanmak üzere tutmak kept for future use f.
ileride başına dert açma riskini göze almak give hostages to fortune f.
ileride başvurmak üzere for future reference f.
henüz gerçekleşmemiş ama ileride gerçekleşebilecek eylem have yet to (do something) f.
ileride olmak lead f.
sabit bir fiyatla ileride satın alma hakkını göz önünde bulundurmak buy the refusal f.
ileride kullanmak üzere ayırmak commit f.
ileride sorun yaratacak bir hata yapmak fat finger f.
(ileride kullanmak için) bastırmak preprint f.
(ileride kullanmak için) çıktısını almak preprint f.
ileride olan forward s.
ileride bulunan advance s.
kültür veya tarz olarak ileride avant s.
ileride peşin olarak in advance zf.
ileride birgün sometime or other zf.
ileride anlamına gelen bir ön ek infra- ök.
Phrasals
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak hive away f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak stash away f.
ileride kullanmak için saklamak stash away f.
ileride kullanmak için saklamak store something away f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak salt away f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak stack away f.
ileride kullanmak için saklamak lay in f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak lay in f.
ileride kullanmak için saklamak store away f.
ileride kullanmak için saklamak salt away f.
ileride kullanmak için saklamak stack away f.
ileride kullanmak için saklamak hive away f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak/kaldırmak set something aside for future use f.
ileride/gelecekte olacakları göstermek (kitap, tv programı, film) flash forward f.
ileride kullanmak üzere saklamak hive up f.
ileride/gelecekte olacakları tahmin etmek see ahead f.
Phrases
ileride olmak istediğim meslek my future occupation i.
ileride yapmak istediğim meslek my future occupation i.
ileride olmak istediğim meslek my future profession i.
ileride yapmak istediğim meslek my future profession i.
(birinden/bir şeyden) ileride ahead (of someone or something) ed.
(birinden/bir şeyden) ileride ahead (of someone or something) ed.
ileride kötü şeylerin olacağını belirtmekte kullanılan deyim beware the ides of march expr.
ileride değiştirme şartıyla subject to review expr.
kollar düz gözler ileride arms straight eyes forward expr.
bir yarışta/yarışmada ileride out front expr.
Proverb
önemsizken çözülmeyen bir problem ileride büyük felaketlere yol açabilir an ant may well destroy a whole dam
önemsizken çözülmeyen bir problem ileride büyük felaketlere yol açabilir an ant may well destroy a whole dam
ucuza kaçmak ileride daha fazla para kaybetmeye sebep olur cheapest is dearest
Colloquial
gelecekte/ileride pişman olmak live to regret it f.
biraz ileride olmak be down f.
kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz come back to bite you/someone expr.
Idioms
ileride kullanılmak üzere hazır tutulan mukabele planı a rod in pickle [obsolete] i.
ileride büyük sorun yaratacak hareket a hostage to fortune [uk] i.
ileride çok kazandırması umulan şey a pot of gold [us] i.
ileride çok kazandırması umulan şey a crock of gold [uk] i.
ileride olacakların göstergesi a sign of things to come [cliché] i.
ileride neyin popüler olacağına dair bir işaret a sign of things to come [cliché] i.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak stay one jump ahead f.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak be one jump ahead f.
bulunduğu çağdan daha ileride olmak be in advance of (someone or something's) time f.
bulunduğu zamandan daha ileride olmak be in advance of (someone or something's) time f.
bulunduğu dönemden daha ileride olmak be in advance of (someone or something's) time f.
bir adım ileride olmak stay one step ahead f.
bir adım ileride olmak keep one step ahead of f.
bir adım ileride olmak stay one step ahead of f.
bir adım ileride olmak keep one step ahead f.
bir adım ileride olmak be one step ahead f.
(ileride) faydalı olmak come in useful f.
(ileride) faydalı olmak come in handy f.
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak have something on file f.
ileride olmak have the legs of f.
ileride gelişebilecek bir şeyin temelini atmak plant a seed f.
ileride büyüyecek bir şeyin tohumlarını/tohumunu atmak plant a seed f.
bir adım ileride olmak keep one jump ahead f.
bulunduğu çağdan daha ileride olmak be in advance of (someone's or something's) time f.
(birinden/bir şeyden) çok ileride olmak be streets ahead (of somebody/something) [uk] f.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak be one jump ahead f.
hep bir adım ileride/ilerisinde olmak stay one jump ahead f.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak be one jump ahead (of somebody/something) f.
(birinden/bir şeyden) hep bir adım ileride olmak stay one jump ahead (of somebody/something) f.
(birinden) bir adım ileride olmak do (one) one better f.
ileride başına dert açma riskini göze almak give hostage to fortune f.
(ileride kullanmak amacıyla) bir kenarda kayıtlı tutmak have on file f.
(birinin ileride) işine yaramak hold (someone) in good stead f.
(birinden/bir şeyden sürekli) bir adım ileride/önde olmak keep one step ahead (of someone or something) f.
ileride/gelecekte (birini) beklemek lie in store f.
ileride problem yaratacak/başını ağrıtacak bir şey yapmak make a rod for your own back [uk] f.
ileride canını sıkacak bir şey yapmak make a rod for your own back [uk] f.
(birinden/bir şeyden) bir adım ileride olmak stay one step ahead (of someone or something) f.
ileride tartışılacak on the table zf.
ileride bir vakit further down the road zf.
olur da ileride (...olur diye) on the off chance expr.
ileride ödemek şartıyla on the slate [old-fashioned] [uk] expr.
ileride ödemek şartıyla on the slate [uk] expr.
ileride ödemek şartıyla on your slate [uk] expr.
ileride bir vakit further along the road expr.
ileride bir vakit further along/down the road expr.
bir adım ileride a step ahead expr.
bir adım ileride one step ahead expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler an apple a day [cliché] expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler an apple a day [cliché] expr.
sağlıklı alışkanlıklar ileride yaşanacak sağlık problemlerini önler apple a day expr.
bir adım ileride one jump ahead expr.
Speaking
evladım ileride ne olacaksın? what will you be, my son? expr.
ileride başkalarından duyacağına şimdi benden duyman daha iyi you'd better you hear it from me now than from somebody else later expr.
Trade/Economic
bir banka tarafından ileride ödenmek üzere çıkarılan banknot post note i.
fiyatların ileride yükseleceği düşüncesı ile yatırım yapma speculation i.
ileride teslim şartlı sözleşme forward contract i.
ileride teslim edilmek üzere henüz elde bulunmayan malın satışı forward i.
ileride doğabilecek borç indirect liability i.
ileride vücut bulacak borç future debt i.
ileride teslim edilmek üzere henüz elde bulunmayan malın satışı time bargain i.
ileride teslim kaydıyla satım forward sale i.
ileride teslim kaydıyla satım akdi forward sale i.
şirkete ileride yönetici olması amacıyla yetiştirilmek üzere alınmış yönetici adayı trainee manager i.
ileride incelenmek şartıyla subject to review expr.
Law
ileride hüküm ifade etmek üzere bağışlanan mallardan yararlanma hakkı executory interest i.
tarafların, kendi aralarında yaptıkları sözleşme ile ileride doğacak anlaşmazlıkları, mahkemeye götürmek yerine hakem aracılığı ile çözmeyi taahhüt etmeleri binding arbitration i.
Technical
güç faktörünün ileride olması leading power factor i.
daha ileride beyond ed.
Computer
alan adının bir başkası tarafından alınması veya ileride satılmak amacıyla kötü niyetli kişilerin benzer alan adlarını tescil etmesi cybersquatting i.
Traffic
ileride sola mecburi yön left only ahead expr.
Mining
maden çalışmasında normalden küçük ve daha ileride yapılan kazı sump i.
Zoology
(at) vücut ağırlığından kurtulmak için ön ayağı ileride tutmak point f.
alt çenesi üst çenesinden ileride olan hypognathous s.
alt çenesi üst çenesinden ileride olan hypognatous s.
Apiculture
bal karıncaları kolonilerinde görülen, üyelerin ileride kullanabilmesi için şişebilen karnında yiyecek depolayan özelleşmiş işçi karınca replete i.
Religious
kişinin hataları sonucu ileride başına gelecek karşılık retribution i.
Printery
ileride kullanılmak üzere saklanabilen ayar holdover i.
ileride kullanılmak üzere saklanabilen ayar holdover i.
Archaic
ileride bir gün once zf.
Slang
ileride lazım olursa diye bulundurulan nakit rezervi dry powder i.