passing - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

passing

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"passing" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 25 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
passing i. geçiş
passing i. geçme
General
passing i. geçirme
passing i. intikal
passing i. ölüm
passing i. göçme
passing i. ölme
passing i. gitme
passing i. vefat
passing i. geçit
passing i. cep
passing i. geçme yeri
passing s. rastgele
passing s. gelip geçici
passing s. geçen
passing s. tesadüfi
passing s. geçici
passing s. geçer
passing s. kısa süren
passing s. ilerleyen
Technical
passing i. geçme (taşıt)
passing i. sollama
Automotive
passing i. sollama
Traffic
passing i. araç geçme
Volleyball
passing i. aktarma

"passing" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 153 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
passing over i. aşma
General
passing grade i. geçer not
passing away i. irtihal
passing over i. aşırma
passing away i. ölüm
passing period i. intikal devresi
passing from hand to hand i. alavere
passing events i. güncel olaylar
passing fancy i. geçici sevgi
a passing fancy i. geçici heves
passing days i. geçen günler
passing love i. gelip geçici aşk
improperly passing i. hatalı sollama
passing place i. yol cebi
passing of years i. yıllar geçmesi
passing of years i. yılların geçmesi
passing grade i. ders geçme notu
passing mark i. ders geçme notu
passing of time i. zaman geçmesi
passing phase i. geçiş aşaması
passing phase i. geçiş evresi
passing phase i. geçiş fazı
no-passing zone i. geçilmez bölge
passing water i. idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük
passing water i. su dökme
hear the sound of music coming from a passing car f. yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak
increasing with each passing day s. gün geçtikçe artan
in passing zf. geçerken
in passing zf. tesadüfen
every passing day zf. her geçen gün
each passing day zf. her geçen gün
with every passing hour zf. her geçen saat
once per several passing days zf. birkaç günde bir
with the passing of time zf. zaman geçtikçe
with the passing of time zf. zaman ilerledikçe
every passing minute zf. her geçen dakika
every passing second zf. her geçen saniye
every passing hour zf. her geçen saat
in passing zf. laf arasında
in passing zf. şans eseri
in passing zf. bu arada
in passing zf. aklıma gelmişken
every passing year zf. her geçen yıl
every passing year zf. her geçen sene
in passing zf. düşünmeksizin
in passing zf. öylesine
Phrases
with the years passing expr. yıllar geçtikçe
with the passing years expr. yıllar geçtikçe
Colloquial
passing fad i. gelip geçici heves
a passing car i. yoldan geçen bir araba
buck-passing i. sorumluluğu başkasına yükleme
buck-passing i. suçu başkasına yükleme
in passing expr. geçerken
just passing through expr. sadece geçiyordum
just passing through expr. sadece geçiyorduk
time is passing expr. zaman geçiyor
Idioms
a passing appearance i. kısa/anlık görünme
buck passing i. sorumluluğu başkasına yükleme
passing the buck i. sorumluluğu başkasına yükleme
a passing acquaintance with (someone or something) i. (birini/bir şeyi) az tanıma
a passing acquaintance with (someone or something) i. (birini/bir şeyi) çok az tanıma
a passing acquaintance with (someone or something) i. (birini/bir şeyi) pek tanımama
a passing acquaintance with (someone or something) i. (biri/bir şey) hakkında pek bir şey bilmeme
a passing acquaintance with (someone or something) i. (biriyle/bir şeyle) sadece merhabası olma
a passing acquaintance with (someone or something) i. (birini/bir şeyi) uzaktan tanıma
a passing acquaintance with (someone or something) i. (birine/bir şeye) uzaktan aşina olma
a passing acquaintance with someone i. birini az tanıma
a passing acquaintance with someone i. birini çok az tanıma
a passing acquaintance with someone i. birini pek tanımama
a passing acquaintance with someone i. biriyle sadece merhabası olma
a passing acquaintance with someone i. birini uzaktan tanıma
a passing acquaintance with someone i. birine uzaktan aşina olma
a passing acquaintance with someone i. birini pek bilmeme
a passing acquaintance with someone i. biriyle ilgili pek bilgisi olmama
a passing acquaintance with someone i. biriyle ilgili çok az bilgisi olma
a passing acquaintance with something i. bir şeyi az tanıma
a passing acquaintance with something i. bir şeyi çok az tanıma
a passing acquaintance with something i. bir şeyi pek tanımama
a passing acquaintance with something i. bir şeye uzaktan aşina olma
a passing acquaintance with something i. bir şeyi pek bilmeme
a passing acquaintance with something i. bir şeyle ilgili pek bilgisi olmama
a passing acquaintance with something i. bir şeyle ilgili çok az bilgisi olma
passing bell i. biri öldüğünde çalınan çan
passing bell i. ölüm çanı
passing bell i. birinin öldüğünü bildirmek için çalınan çan
passing bell i. (bir şeyin) sonu
passing bell i. (bir şeyin) sonunun geldiğinin işareti
passing bell i. (bir şeyin) son bulduğuna işaret
have a passing acquaintance with someone f. az biraz tanımak
have a passing acquaintance with something f. çok az bilgi sahibi olmak
have a passing acquaintance with someone f. uzaktan tanışıklığı olmak
have a passing acquaintance with something f. konuya pek hakim olmamak
have a passing acquaintance with someone f. merhabası olmak
have a passing acquaintance with someone f. göz aşinalığı olmak
mention someone in passing f. arada birinden bahsetmek
mention someone in passing f. arada birine değinmek
mention someone in passing f. laf arasında bahsetmek/değinmek
mention (something) in passing f. arada (bir şeyden) bahsetmek
mention (something) in passing f. arada (bir şeyin) sözünü geçirmek
mention (something) in passing f. arada (bir şeye) değinmek
mention (something) in passing f. laf arasında (bir şeyden) bahsetmek
mention (something) in passing f. laf arasında (bir şeye) değinmek
mention in passing f. arada bahsetmek
mention in passing f. arada sözünü geçirmek
mention in passing f. arada değinmek
mention in passing f. laf arasında bahsetmek
mention in passing f. laf arasında değinmek
Speaking
with each passing day expr. her geçen gün
with each passing day expr. gün geçtikçe
just passing through? expr. öylesine mi geçiyordun buralardan?
I was just passing the time waiting on you expr. seni beklerken zaman öldürüyordum
Trade/Economic
passing off i. marka/isim taklitçiliği
passing of a dividend i. temettünün ödenmemesi
Law
passing judgment i. karar verme
passing judgement i. karar verme
Technical
token passing i. andaç geçirme
daylight passing through the glass i. camdan geçen gün ışığı
passing place i. geçiş yeri
passing sight distance i. geçme görüş uzaklığı
passing the sieve s. elekten geçen
Computer
parameter passing to macro i. makroya parametre iletimi
parameter passing i. parametre geçişi
Informatics
token passing i. andaç geçirme
Telecom
message passing i. mesaj aktarma
token passing bus local area network i. paket anahtarlamalı devrelerde kullanılan özel işaretli yerel alan şebekesi
Construction
passing ability i. geçiş kabiliyeti
Automotive
motor vehicle headlamps emitting an asymmetrical passing beam or driving beam or both i. asimetrik kısa huzme veya uzun hüzme veya ikisini birden yayan motorlu taşıt farları
passing light i. geçiş farı
passing lane i. sollama şeridi
passing gear i. sollama vitesi
Traffic
passing sight distance i. geçiş görüş mesafesi
passing lane i. geçiş şeridi
passing lane i. transit geçiş şeridi
the vehicles passing by i. yoldan geçen araçlar
passing vehicles i. yoldan geçen araçlar
Railway
passing track i. barınma yolu
passing loop i. geçit mesafesi
Aeronautic
passing flight i. uçağın yandan görünüşü
Medical
passing mucus plug i. nişan gelmesi (gebelikte)
Psychology
passing stranger effect i. geçip giden yabancı etkisi
Education
minimum passing score i. baraj puanı
minimum passing score i. minimum geçme puanı
regulations for passing a grade level i. sınıf geçme yönetmeliği
get the passing grade f. barajı geçmek
Meteorology
passing shower i. kararsızlık yağışı
Military
controlled passing i. kontrollü geçiş
passing order i. sevkiyat çevirme emri
passing flight side view i. yandan görünüş
Sport
underhand passing i. manşetle pas verme
passing zone i. yarışta bayrak değiştirme noktası
Tennis
passing shot i. fileciyi geçme vuruşu
passing shot i. geçme vuruşu
Music
passing note i. geçit notası