suda - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

suda



"suda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
suda afloat s.
suda aqueously zf.

"suda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
suda oynamak dabble f.
suda boğulmak drown f.
General
suda eriyen madde wetting agent i.
suda işleyebilen kamyon duck i.
girdap (suda oluşan) whirlpool i.
çamurda ya da suda yuvarlanma wallowing i.
hem karada hem de suda işleyebilen taşıtlar amphibian i.
suda yaşayan memeli aquatic mammal i.
suda bitki yetiştirme hydroponics i.
suda yaşayan hayvan veya bitki aquatic i.
bir bardak suda fırtına a storm in a teacup i.
suda boğulmuş kimse drowner i.
suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki hydrophytic plant i.
türbülans (suda/havada) turbulence i.
suda yetişen bitkiler aquatic vegetation i.
suda yürüme wade i.
suda yaşayan bir tür keseli ve kemirgen hayvan yapok i.
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet oar i.
tuzlu suda su verme brine quenching i.
tatlı suda yaşayan bir tür ördek shoveller i.
suda çözünmeyen maddeler water insolubles i.
suda erir polimerler water-soluble polymers i.
suda bekletme soaking i.
tatlı suda yaşayan bir tür ördek shoveler i.
(meyve kabuğunu) yüksek sıcaklıkta sodalı suda soyma lye peeling i.
kuyruğunu suyun yüzünde tutarak sığ suda beslenen balık tailer i.
suda yaşayan büyük bir semender hellbender i.
açık suda yüzme bathe [uk] i.
açık suda kürek çekme bathe [uk] i.
suda bekleterek ince tozları ayırma levigation i.
(havada veya suda) ani ve yüksek bir ses whoosh i.
balinanın suda zıplaması breach i.
tadının çıkması için sıcak suda bekletmek brew i.
suda yürüme sesi clatch [scotland] i.
karada veya suda seyahat etmek için kullanılan hava yastıklı bir araç ground-effect machine i.
mikroskobik oluşumu suda canlı tutmaya yarayan bir cihaz growing cell i.
(bitkisel kaynaklı ilaçta) maddeyi suda bekletme infusion i.
suda boğulma drownage i.
suda boğma drownage i.
suda boğulan kimse drowner i.
ayaklarını suda oynatma paddle i.
(suda, havada) dalgalanma pirl [scotland] i.
denizaltı periskopunun suda bıraktığı iz feather i.
suda çözünür yapışkan maddelerle karıştırılmış pigment poster color [us] i.
suda çözünür yapışkan maddelerle karıştırılmış pigment poster colour [uk] i.
sıcak suda deri veya post yumuşatan kimse dampener i.
suda sürüklenme flotage i.
suda yürüme plodge i.
sığ suda oynama plodge i.
suda oynamak plowter i.
suda çalışmak plowter i.
suda oynamak plouter i.
suda çalışmak plouter i.
suda oynama plowter i.
suda çalışma plowter i.
suda oynama plouter i.
suda çalışma plouter i.
suda hızla hareket eden deniz taşıtının geride bıraktığı kavisli beyaz su ve püskürtme rooster tail i.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepawn [dialect] [us] i.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek sepon i.
suda büyüyen küçük ağaç dalı stickup i.
suya batıp çıkarak gerçekleştirilen bir suda sağ kalım yöntemi survival bobbing i.
suda boğmak drown f.
suda oynamak paddle f.
suda yürümek slop f.
suda boğulmak be drowned f.
oltayı suda sürükleyerek balık tutmak troll f.
çamurlu suda koşmak slop f.
boğulmak (suda) drown f.
suda yürümek slush f.
ayaklarını suda oynatmak paddle f.
sığ suda oynamak wade f.
yüzmek (suda) swim f.
suda boğulmak drown f.
sığ suda yürümek wade f.
suda tutmak soak f.
suda yürümek slosh f.
suda yürümek squelch f.
suda kalmak soak f.
suda bırakmak soak f.
suda bekletmek steep f.
yüzmek (suda vb) float f.
bol suda yıkamak sluice f.
suda oltayı çekerek balık tutmak troll f.
suda yürümek wade f.
sığ suda gezinmek paddle f.
(suda) boğulmak drown f.
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek poach f.
suda bırakmak steep f.
suda bekletmek soak f.
kaynar suda haşlamak poach f.
(suda) taş sektirmek skip a stone f.
(gemi) suda yavaşça ilerlemek float through something f.
(suda) taş kaydırmak skim stone f.
(suda) taş sektirmek skim stones f.
(suda) taş sektirmek skim stone f.
(suda) taş kaydırmak skim stones f.
çözünmek (suda) dissolve in water f.
suda yüzmek swim in the water f.
suda yaşamak live in water f.
kürekleri suda sabit tutmak hold water f.
suda bekleterek ince tozları ayırmak levigate f.
(suda) hareket ettirilmek waft f.
(suda) ilerlemek waft f.
şişirerek sızıntıyı önlemek için suda durmak binge [dialect] [uk] f.
(balina) suda zıplamak breach f.
küllü veya sabunlu suda ıslatmak veya kaynatmak buck [dialect] [uk] f.
(kıyafetleri) küllü veya sabunlu suda taşa vurarak yıkamak buck [dialect] [uk] f.
suda bekletmek insteep f.
suda tutmak insteep f.
(suda) boğulmak drenche f.
suda yüzen elmayı dişleriyle kapmaya çalışmak duck f.
(bir şeyi) suda yıkamak sapple f.
kaynamaya yakın suda pişirmek codle f.
sığ suda oynamak plotter [dialect] f.
suda oynamak plounce f.
sığ suda oynamak plouter [scotland] f.
önceden suda bekletme işlemi yapmak pre-soak f.
(kuyruğun yanal hareketi ile) suda ilerlemek skull f.
suda tutmak sowp [dialect] [obsolete] f.
suda boğmak stifle [obsolete] f.
(kıyafetleri) köpüklü suda yıkamak suds f.
suda yetişen water s.
suda yaşayan aquatic s.
tuzlu suda yaşayan saltwater s.
suda yaşar aquatic s.
suda ve karada yaşayabilen amphibian s.
tatlı suda yaşayıp denize yumurtlayan catadromous s.
tatlı suda yaşayan freshwater s.
suda çözülmeyen nonaqueous s.
suda yaşamayan nonaquatic s.
suda çözünmez water non­soluble s.
suda yetişen aquatic s.
suda eriyen water-soluble s.
suda yüzen waterborne s.
suda yaşayan nautique (fr) s.
karada ve suda çalışabilen amphibian s.
suda yüzen awash s.
suda çözünür olmayan non-water-soluble s.
suda çözünmeyen non-water-soluble s.
suda yüzen aslosh s.
köpüklü suda gerçekleşen white-water s.
tuzlu suda geçen saltwater s.
tuzlu suda olan saltwater s.
suda batan dead s.
tatlı suda meydana gelen freshwater s.
suda yaşayarak aquatically zf.
karada ve suda yaşayabilir halde amphibiously zf.
kaynayan suda in boiling water zf.
suda yüzer şekilde aslosh zf.
bodoslama bölümü suda kalarak by the stern zf.
Phrasals
suda boğulmaktan kurtarmak pick up f.
suda oynamak swim around f.
suda/suyla oynamak splash about f.
suda/suyla oynamak splash around f.
suda oynamak splash about f.
suda oynamak splash around f.
birisini suda boğarak öldürmek drown someone in something f.
suda sürüklenmek drift back f.
bir sıvıda/suda boğmak drown in (something) f.
suda haşlamak boil up f.
(suda, denizde, okyanusta) seyretmeye başlamak launch out on (something) f.
(suda, denizde, okyanusta) seyre çıkmak launch out on (something) f.
suda küçük dalgalar yaratarak ilerlemek ripple through (something) f.
Colloquial
dizine kadar suda olan donanma knee-deep navy [us] i.
Idioms
bir bardak suda fırtına koparma a storm in a teakettle i.
bir bardak suda fırtına koparma a storm in a teapot i.
bir bardak suda koparılan fırtına a tempest in a teakettle i.
bir bardak suda koparılan fırtına tempest in a teapot i.
bir bardak suda koparılan fırtına tempest in a teacup i.
bir bardak suda fırtına tempest in a teacup i.
bir bardak suda koparılan fırtına storm in a teacup i.
bir bardak suda fırtına tempest in a teapot i.
bir bardak suda fırtına a tempest in a teacup i.
bir bardak suda kopan fırtına a tempest in a teacup i.
çayda/bir kaşık suda boğulup denizi görememek trade off the orchard for an apple f.
bir bardak suda fırtına koparmak much ado about nothing f.
bir bardak suda fırtına yaratmak make heavy weather of f.
bir kaşık suda fırtına koparmak storm in a tea cup f.
bir bardak suda fırtına koparmak have a storm in a teacup f.
bulanık suda balık avlamak fish in troubled waters f.
bir kaşık suda fırtına koparmak tempest in a teapot f.
bir bardak suda fırtına koparmak storm in a tea cup f.
bir bardak suda fırtına koparmak tempest in a teapot f.
kendini suda boğmak make a hole in the water f.
kendini suda boğarak öldürmek make a hole in the water f.
suda intihar etmek make a hole in the water f.
suda olmak be in the drink f.
denizde, havuzda, suda olmak be in the drink f.
(suda) sürüklenmek run adrift f.
başıboş şekilde yüzmek/suda sürüklenmek run adrift f.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the bottom f.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the ground f.
bir bardak suda fırtına much ado about nothing expr.
durgun suda in smooth waters expr.
çarşaf gibi suda in smooth waters expr.
sakin suda in smooth waters expr.
dalgasız suda in smooth waters expr.
durgun suda in smooth water expr.
çarşaf gibi suda in smooth water expr.
sakin suda in smooth water expr.
dalgasız suda in smooth water expr.
boyunu aşan suda beyond (one's) depth expr.
boyunu aşan suda in over one's head expr.
derin suda in over one's head expr.
suda/suya in the drink expr.
Speaking
(suda, nehirde) akıntı var mı? are there currents? expr.
Trade/Economic
suda nakliyat water transport i.
Technical
doğrudan suda suverme direct water quenching i.
hareket eden bir gemi tarafından suda bırakılan iz wake i.
kaynar suda çözünebilir madde matter soluble in boiling water i.
kayıp kaçak (suda) seepage loss i.
suda ayrışan madde hydrolyte i.
soğuk suda havuzlama cold water retting i.
sıcak suda çözünen madde hot water soluble material i.
soğuk suda çözünen madde cold water soluble material i.
soğuk suda çözünürlük cold water solubility i.
sert suda kararlılık stability in hard water i.
soğuk suda çalkalama cold water rinsing i.
suda kaynatma boiling in water i.
suda çözünebilen madde water-soluble matter i.
suda dağılmaya karşı dayanıklılık deneyi slake-durability test i.
suda çözünen madde water soluble material i.
suda çözünebilir magnezyum tuzu water-soluble magnesium salt i.
suda çözünebilen eser derişimdeki klorür ve sodyum iyonlarının tayini determination of trace quantities of water soluble chloride and sodium ions i.
suda sertleştirilmiş çelik water hardened steel i.
suda altın kaplama water gilding i.
suda suverme tankı water quenching tank i.
suda çözünen çoğuz water-soluble polymer i.
suda serleşen takım çelikleri water-hardening tool steels i.
suda çözünebilen tuzların iletkenliği conductivity of water-soluble salts i.
suda çözünebilen aşındırıcı iyonların belirlenmesi determination of the water-soluble corrosive ions i.
suda çözünebilen klorür ve nitratların tayini determination of water-soluble chlorides and nitrates i.
suda eriyen klorür water-soluble chloride i.
suda sertleştirme quenching i.
suda çözünen kül water soluble ash i.
suda çözünür klorür water-soluble chloride i.
suda çözünen klorürün titrimetrik tayini titrimetric determination of water-soluble chloride i.
suda çözünür besin maddeleri water-soluble nutrients i.
suda dağılabilen granül water dispersible granule i.
suda sertleşen takım çeliği water hardening tool steel i.
suda çözünen sarı bir boya maddesi anthoxanthin i.
suda soğutma metodu water quenching method i.
suda çözünmeyen kül water insoluble ash i.
suda çözünmeyen yağ asitleri water-insoluble fatty acids i.
suda suverilmiş çelik water quenched steel i.
suda çözünenleri ayırma yıkaması leaching i.
suda çözünebilen çok yüksek molekül ağırlıklı organik polimerler kullanılarak taneciklerin bir araya getirilmesi işlemi flocculation i.
suda çözünebilir boyaların çözelti kararlılığı solution stability of water-soluble dyes i.
suda sertleşen çelikler water-hardening steels i.
suda çözünür tuzların toplam yüzey yoğunluğu total surface density of water soluble salts i.
suda soğutma water cooling i.
suda çözünen yapıştırıcı resorcinol adhesive i.
suda suverme water quenching i.
suda çözünen sülfatlar water-soluble sulfates i.
suda suverme teknesi water quenching tank i.
suda suverme işlemi water quenching operation i.
suda çözünerek renksiz bir sıvı oluşturan sodyum silikat water glass i.
suda çözünmeyen katı maddeler water insoluble solids i.
suda sertleşme water-hardening i.
suda çözünenleri ayırma yıkaması lixiviation i.
suda çözünebilen nitratlar water-soluble nitrates i.
suda sertleştirme water-hardening i.
suda sertleşme water hardening i.
suda çözünebilir boyaların uygulama çözünürlüğü application solubility of water-soluble dyes i.
suda sertleştirme water hardening i.
suda saydam hydrophane i.
suda çözünür kirletici water-soluble contaminant i.
tuzlu suda özütleme brine leaching i.
tuzlu suda su verme brine quenching i.
tuzlu suda suverme brine quenching i.
tuzlu suda soğutma brine cooling i.
suda, eğimli düzlemlerde veya demiryollarında kullanılan bir tür tekerlekli tekne wheel boat i.
(basarak) suda giden kütüğün dönmesini sağlama logrolling i.
(suda) taş sektirmede kullanılan düz bir taş drakestone i.
bir tekne veya gemiyle suda hareket etmek sail f.
suda nemlendirmek ret f.
belirli koşullarda suda çözünen soluble in water under specified conditions s.
suda suverilmiş water quenched s.
suda yüzen natant s.
suda çözünen water-soluble s.
suda şişen water-swellable s.
suda yüzen water-borne s.
suda çözünür water-soluble s.
suda çözünmez insoluble in water s.
suda seyreltilmiş diluted in water s.
suda çözünmeyen water-insoluble s.
suda çözünebilir water-soluble s.
suda sertleştirilmiş water hardened s.
suda erir water-soluble s.
suda soğutulmuş water-cooled s.
suda çözülmez water insoluble s.
tatlı suda yaşayan fresh-water s.
suda çözünür ws (water-soluble) kısalt.
suda eriyen ws (water-soluble) kısalt.
suda erir ws (water-soluble) kısalt.
Mechanic
suda su verme water queching i.
Textile
soğuk suda havuzlama cold water retting i.
soğuk suda çalkalama cold water rinsing i.
sıcak suda havuzlama hot-water retting i.
suda ıslatma soaking in water i.
suda havuzlama water retting i.
suda nemlendirmek rot f.
Dyeing
boyarmaddelerin yapımında kullanılan suda çözünebilen kristalli sarı bir keton kinone i.
pamuk boyamak için kullanılan suda çözünmeyen bir boya vat color i.
demir mavisinin sodyum ferrosiyanür veya oksalik asit ile tepkimesinden elde edilen ve suda dağılabilen bir pigment water blue i.
kızılağaç dallarını suda bekleterek kızıl kahveye boyama riming [ireland] i.
Automotive
suda kayma aquaplaning i.
suda yol tutmamak aquaplane f.
suda kaymak aquaplane f.
Transportation
hem karada hem de suda gidebilen hafif bir taşıma aracı weasel i.
Aeronautic
suda ve havada gidebilen uçak aerohydroplane i.
hem karada hem de suda yürütülen operasyonlarda helikopter grubu/birlik komutanı için birincil doğrudan kontrol kuruluşu helicopter direction center i.
deniz uçağının suda yüzmesini sağlayan bölümü hool [scotland] i.
Marine
batan bir geminin suda yüzen enkazı flotsam i.
bir geminin sığ suda zemine saplanması aground i.
demir atmadan veya palamara bağlanmadan geminin suda hareketsiz durması heave to i.
korunaklı suda fırtına storm mooring on berth i.
küpeştesi suda on her beam ends i.
küpeştesi suda beam ends i.
sığ suda yüzey dalgaları surface waves in shallow sea i.
suda yaşayan organizmalar aquatic organism i.
suda taşımacılık water transport i.
suda derinlik ölçüsü fathom i.
(özel isim) hem karada hem suda hareket edebilen üç tekerlekli amfibiyen araç land shark i.
esasen tatlı suda yaşayan bir ilkel kabuklu takımı arthropomata i.
(yelken ömrünü uzatmak için) suda haşlanmış catechu sakızından elde edilen bir koruyucu cutch i.
suda görülen kabarma floodtide i.
(deniz uçağı) hidrostatik kuvvet yerine hidrodinamik ve aerodinamik kuvvetle suda ilerlemek plane f.
kuyruk sallayarak suda ilerlemek scull f.
kuyruk hareketiyle suda gitmek scull f.
kollarla kürek çekerek suda gitmek scull f.
kuyruk sallayarak suda ilerlemek skull f.
kuyruk hareketiyle suda gitmek skull f.
kollarla kürek çekerek suda gitmek skull f.
(gemi) sığ suda seyir yapmak squat f.
suda sürüklenen adrift s.
yalnızca tatlı suda seyretmeye alışkın freshwater s.
Mining
altını toprak ve diğer metallerden ayırmak suda yüzdürmek wash gold f.
(toprak, çakıllı kum) akan suda yıkanmak stream f.
Medical
suda boğulma drowning in water i.
suda tedavi hydrotherapy i.
suda çözünen kül water soluble ash i.
suda çözünen vitamin water soluble vitamin i.
suda doğum water birth i.
suda yaşanan sakatlıklar water-related injuries i.
suda çözünen ekstraktlar water soluble extractives i.
suda doğum havuzu birthing pool i.
Physiology
suda kaynayınca jelatin veren gelatiniferous s.
Pharmaceutics
birçok bitkide meydana gelen, beyaz renkli, kristalimsi, suda az miktarda çözünen bir alkaloit theobromine i.
efervesan tablet şeklinde olup suda çözünen ve aspirin içeren bir antiasit alka-seltzer® i.
özellikle siyah kaşu ağacından olmak üzere bazı tropik bitkilerden elde edilen, kanama durdurucu, suda çözünür reçineli bir madde catechu i.
özellikle siyah kaşu ağacından olmak üzere bazı tropik bitkilerden elde edilen, kanama durdurucu, suda çözünür reçineli bir madde cutch i.
Food Engineering
suda çözünen besin maddesi water-soluble nutrient i.
suda çözünmeyen katı maddeler water-insoluble solids i.
suda çözünür kuru madde brix i.
suda çözünür sarımsak ekstresi water soluble garlic extract i.
özellikle maltlı içki yapımında kullanmak üzere, çimlendirilmiş ve kavrulmuş hububatı maltını özütlemek için sıcak suda bekletmek mash f.
Gastronomy
sıcak suda çözünen modifiye nişasta thin-boiling starch i.
sıcak suda çözünen modifiye nişasta soluble starch i.
sirkeli sıcak suda pişirilmiş yumurta poached eggs i.
suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek hasty pudding i.
kara ladini suda kaynatarak yapılan bir likör chowder beer i.
sirkeli sıcak suda pişirilmiş yumurta dropped egg i.
süt, et suyu veya suda kaynatılmış ekmek panada i.
süt, et suyu veya suda kaynatılmış ekmek panade i.
ağır ateşte, az kabarcıklı suda kaynatmak simmer f.
suda eritmek dissolve f.
suda pişirmek poach f.
sıcak suda pişirmek poach f.
suda bırakarak yumuşatmak macerate f.
suda çalkalamak rinse f.
suda bekletmek soak f.
suda % 50 pişirmek parboil f.
tuzlu suda turşusunu kurmak brine f.
tuzlu suda muhafaza etmek brine f.
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek drop f.
(tahıl ve su karışımını) suda haşlamak scald f.
Chemistry
bazı madenlere nitrik asit eklenmesiyle ortaya çıkan renksiz ve suda az eriyen bir gaz nitric oxide i.
bazı madenlere nitrik asit eklenmesiyle ortaya çıkan renksiz ve suda az eriyen bir gaz nitrogen monoxide i.
polyester reçinelerin yapımında kullanılan, suda çözünmeyen, beyaz kristalimsi bir karboksilik asit terephthalic acid i.
renksiz veya hafif sarımsı, suda çözünmeyen katı bir kristalin toluylene i.
renksiz veya hafif sarımsı, suda çözünmeyen katı bir kristalin stilbene i.
suda çözünebilir karbonhidrat water-soluble carbohydrate i.
suda çözünebilen klorür water-soluble chloride i.
suda çözünen klorür water-soluble chloride i.
suda çözünebilen potasyum water-soluble potassium i.
suda çözünebilirlik solubility in water i.
suda çözünürlük water solubility i.
esasen boya imalatında kullanılan, sarı renkli ve suda çözünmeyen kristalli bir toz anthraquinone i.
suda çözündüğünde elektrik akımı ileten kimyasallar electrolytes i.
koruyucu merhem yapımında ve kurşun karbonatın muadili bir boya olarak kullanılan suda çözünebilen beyaz toz şeklinde inorganik bir bileşik zinc oxide i.
koruyucu merhem yapımında ve kurşun karbonatın muadili bir boya olarak kullanılan suda çözünebilen beyaz toz şeklinde inorganik bir bileşik zinc white i.
koruyucu merhem yapımında ve kurşun karbonatın muadili bir boya olarak kullanılan suda çözünebilen beyaz toz şeklinde inorganik bir bileşik philosopher's wool i.
koruyucu merhem yapımında ve kurşun karbonatın muadili bir boya olarak kullanılan suda çözünebilen beyaz toz şeklinde inorganik bir bileşik chinese white i.
koruyucu merhem yapımında ve kurşun karbonatın muadili bir boya olarak kullanılan suda çözünebilen beyaz toz şeklinde inorganik bir bileşik flowers of zinc i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal white copperas i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal white vitriol i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal zinc vitriol i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal zinc sulfate i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal zinc vitriol (vitriolum zinci) i.
tozlaşan, suda çözünebilen, renksiz, acı bir tür kristal zinc sulphate i.
suda çözünmeyen mineral asitlerinde çözünebilen zehirli beyaz bir toz zirconia i.
suda çözünmeyen mineral asitlerinde çözünebilen zehirli beyaz bir toz zirconic anhydride i.
suda çözünmeyen veratrum türlerinden elde edilen zehirli beyaz bir alkaloit jervine i.
anilinden elde edilen sarı kristalli, suda çözünür doymamış bir keton cyclohexadiene-1,4-quinone i.
suda çözünmeyip sirke gibi asitlerde çözünebilen mavimsi yeşil bir madde verdet i.
organik sentezde kullanılan renksiz, kristalli yapıda ve suda çözünmeyen bir karboksilik asit heptadecanoic acid i.
demir mavisinin sodyum ferrosiyanür veya oksalik asit ile tepkimesinden elde edilen ve suda dağılabilen bir pigment soluble blue i.
suda çözünür renksiz bir bileşik hydrastinine i.
genellikle suda solüsyon olarak hazırlanan keskin ve renksiz bir gaz hydriodic i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glaubers salt i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glauber's salt i.
sodyum sülfatın suda çözünebilir katı bir formu glauber's salts i.
benzidin tabanlı boyaların elde edildiği, suda çözünmeyen toz halindeki madde diphenyl i.
suda çözünmeyen, kristalli bir keton diphenylketone i.
molekülünde bulunan iki hidrojen atomu suda açığa çıkabilen veya iyonlaşabilen asit diprotic acid i.
suda çözünen kimyasallar runoff i.
kireçli suda kullanılan sabunun çökeltisi curd i.
sıcak suda çözünebilen sarımsı kırmızı bir kristal bileşik isatine i.
acı tadı olan ve suda çözünen kristalli beyaz bir madde pentylenetetrazol i.
suda çözünebilir antioksidan bileşiklerinden oluşan geniş bir grup flavonoid i.
suda çözünebilir kötü kokulu bir gaz silane i.
suda çözünebilir kötü kokulu bir gaz silicon tetrahydride i.
farklı hallerde elde edilebilen suda çözünür bir madde sodium silicate i.
tekli yağ asidinin suda çözünen tuzu soap i.
boya kurutucu olarak kullanılabilen ve genellikle suda çözünebilen metal tuzu soap i.
suda çözünen fosforik asit soluble phosphoric acid i.
sarımsı veya kahverengimsi suda çözünmez bir toz türü stannic sulfide i.
suda çözündüğünde iyonlaşmayan nonpolar s.
suda çözünmeyen water insoluble s.
suda çözünen water soluble s.
suda eriyen water soluble s.
suda çözünen aqueous s.
Biology
suda yaşayan bazı böcek larvalarının solungaç benzeri solunum organları tracheobranchia i.
siyanobakterilerdeki suda eriyen pigment-protein kompleksleri biliprotein i.
suda veya yosunda bulunan mikroskopik canlı tardigrade i.
tuzlu ve tatlı suda oluşabilen ve içme sularının kirlenmesine sebep olan tek hücreli mavimsi yeşil su yosunu schizophyceous i.
kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan suda çözünen k vitamini antihemorrhagic factor i.
kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan suda çözünen k vitamini vitamin k i.
tatlı suda yaşayıp denize yumurtlayan katadromous i.
suda yaşayan karındanbacaklıların üzerinde üç sıra diş bulunan geri çekilebilir dile sahip olan türlerini kapsayan bölümü rhachiglossa i.
akan suda yaşamayı seven organizma rheophile i.
suda yaşam biliminde uzman kimse hydrobiologist i.
suda mevcut yaşamı inceleyen biyoloji dalı hydrobiology i.
çoğunluğu suda yaşayan mantarlardan oluşan bir takım saprolegniales i.
çoğunluğu suda yaşayan mantarlardan oluşan bir takım order saprolegniales i.
hem karada hem suda yaşayabilen amphibian s.
durgu suda yaşayan lentic s.
Biochemistry
nişasta parçacıklarının suda çözünen kısmı amylogen i.
nişasta parçacıklarının suda çözünen kısmı amylose i.
kolajen veya jelatinin uzun süre suda kaynatılmasıyla oluşup alkolde çözünmeyen pepton benzeri bir madde hemicollin i.
bitki ve hayvan dokularında bulunan, suda çözünebilir kristalli ve alkalin bir madde guanidin i.
bitki ve hayvan dokularında bulunan, suda çözünebilir kristalli ve alkalin bir madde iminourea i.
suda köpürmeleri ile karakterize edilen bitki glikoziti sabun otundan elde edilen ve toz halindeyken hapşırmaya sebep olan sarımsı beyaz bir madde saponin i.
(kolajen veya jelatinin suda kaynatılması ile elde edilen) peptona benzer bir madde türü semiglutin i.
Marine Biology
sırtında dikenler olan ve soğuk suda yaşayan bir tür dip balığı thorny skate (raja radiata) i.
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lamprel (petromyzon marinus) i.
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lampron i.
naidina kabilesindeki küçük, tüylü, tatlı suda yaşayan halkalı solucan naid i.
tatlı suda yaşayan deniz tarağı niggerhead [usa] i.
suda yaşayan çok hücreli ufak organizmanın sefalik diski trochal disk i.
suda yaşayan çok hücreli ufak organizma rotifer i.
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan, suda serbest yüzen siliat larvası trochophore i.
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan, suda serbest yüzen siliat larvası trochosphere i.
çeşitli omurgasız gruplarında bulunan suda serbest yüzen siliat larvası trochophora i.
genellikle deniz kenarında bulunan, zaman zaman tuzlu veya tatlı suda da görülebilen bir salyangoz cinsi truncatella i.
karada ve suda yaşama yeteneği amphibious i.
suda doğal olarak bulunan inorganik maddeler mineral i.
suda çözülmüş olarak bulunan kalsiyum hidroksit kalkwasser i.
yemek borusunu balığın suda kalmasını sağlayan hava dolu organa bağlayan tüp dustus pneumaticus i.
tatlı suda yaşayıp denize yumurtlayan sarı veya yeşilimsi kahverengi bir yılan balığı american eel (anguilla rostrata) i.
afrika ve güney asya'da tatlı suda bulunan küçük ve dikenli yüzgeçli bir balık familyası anabantidae i.
afrika ve güney asya'da tatlı suda bulunan küçük ve dikenli yüzgeçli bir balık familyası family anabantidae i.
tatlı suda yaşayıp yumurtlamak için denize giden bir yılan balığı familyası anguillidae i.
tatlı suda yaşayıp yumurtlamak için denize giden bir yılan balığı familyası family anguillidae i.
eklemlerinde dişleri olmayan, tatlı suda bulunan bir çift kabuklu cinsi anodon i.
esasen tatlı suda yaşayan ilkel bir kabuklu sınıfı branchiopoda i.
esasen tatlı suda yaşayan ilkel bir kabuklu sınıfı subclass branchiopoda i.
kuzey amerika'ya özgü, tatlı suda yaşayan noturus cinsi çeşitli yayınbalıklarına verilen ad madtom i.
suda yaşayan çeşitli büyük karındanbacaklı türlerini içeren bir hayvan cinsi vasum i.
abd'ye özgü hem tatlı su hem de tuzlu suda bulunan çeşitli hamsi türlerinden biri whitebait i.
yuvarlak ağızlılar sınıfına mensup suda yaşayan primitif ve çenesiz omurgalılar marsipobranch i.
yuvarlak emici bir ağzı ve keseye benzer solungaçları bulunan yuvarlak ağızlılar sınıfına mensup suda yaşayan, bufa balığı ve balık asalağı gibi primitif ve çenesiz omurgalılara verilen ad cyclostome i.
rotifera şubesine mensup suda yaşayan çok hücreli ufak organizmaların genellikle örs ve çekiçten oluşan ve çeşitli boynuzsu yapılar bulunduran yutağı mastax i.
tüm yaşamlarını suda geçiren organizmalardan oluşan plankton holoplankton i.
tatlı ve tuzlu suda yaşayıp akvaryum balığı olarak kullanılan çeşitli küçük ve parlak renkli tropikal balıklara verilen ad mollie i.
tatlı ve tuzlu suda yaşayıp akvaryum balığı olarak kullanılan çeşitli küçük ve parlak renkli tropikal balıklara verilen ad molly i.
kretas döneminden olan büyük, nesli tükenmiş, suda yaşayan ve balık yiyen bir kertenkele cinsi mosasaurus i.
suda yaşayan deniz anasına benzer canlı hydromedusoid i.
suda yaşayan memeliler cinsinde yer alan nesli tükenmiş bir hayvan rhytina i.
suda yaşayan memeliler cinsinde yer alan nesli tükenmiş bir hayvan steller's sea cow i.
suda yaşayan küçük halka solucanlarını içeren, naididae familyasına mensup bir cins dero i.
tatlı suda yaşayan thymallus cinsi av balığı grayling i.
kuzey amerika’daki akarsu ve göllere özgü suda yaşayan sosyal bir hayvan river otter i.
batı afrika’ya özgü, şekil ve boyut itibariyle gelinciğe benzeyip suda yaşayan bir böcekçil hayvan river shrew (potamogale velox) i.
tatlı suda yaşayan istavritgillerden bir balık pompano i.
tatlı suda yaşayan istavritgillerden bir balık pampano i.
tatlı suda yaşayan bir yosun hayvancıkları takımı pterobranchia i.
tatlı suda yaşayan bir yosun hayvancıkları takımı podostomata i.