tackled - Türkçe İngilizce Sözlük

tackled

"tackled" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 73 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
tackle f. ele almak (bir problemi)
We had to find a way to tackle the issue.
Sorunu ele almanın bir yolunu bulmalıydık.

More Sentences
tackle f. mücadele etmek
Fighting the root cause of terrorism is the most effective way of tackling this phenomenon's breeding ground.
Terörizmin temel nedenleriyle mücadele etmek, bu fenomenin üreme alanıyla mücadele etmenin en etkili yoludur.

More Sentences
General
tackle i. takım
I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
Tom ve Mary'yi oltalarını ve takım kutularını taşırken gördüm.

More Sentences
tackle i. makara
The tackles were stuck.
Makaralar sıkışmıştı.

More Sentences
tackle i. topu alma
His opponent wasn't expecting his tackle.
Rakibi onun topu almasını beklemiyordu.

More Sentences
tackle f. uğraşmak
In 500 days Russia was to do what China had been tackling for 25 years.
500 gün içinde Rusya, Çin'in 25 yıldır uğraştığı şeyi yapacaktı.

More Sentences
tackle f. yakalamak
The police tackled the burglar.
Polis hırsızı yakaladı.

More Sentences
tackle f. üstesinden gelmek
Europe is apparently the crowbar used to tackle problems in some countries.
Görünüşe göre Avrupa, bazı ülkelerdeki sorunların üstesinden gelmek için kullanılan bir levye.

More Sentences
tackle f. çözmeye çalışmak (bir problemi)
We negotiated this in Johannesburg and we are now trying to tackle the problem.
Bu konuyu Johannesburg'da müzakere ettik ve şimdi sorunu çözmeye çalışıyoruz.

More Sentences
tackle f. üstesinden gelmek
We have been able to tackle a number of points ourselves by improving the internal work of Parliament itself.
Parlamento'nun kendi iç işleyişini iyileştirmek suretiyle bazı hususların üstesinden gelebildik.

More Sentences
tackle f. başa çıkmak
Even so, we have already tackled them.
Öyle olsa bile, onlarla zaten başa çıktık.

More Sentences
tackle f. halletmek
I decided to tackle my biggest task first, before anything else.
Her şeyden önce en büyük görevimi halletmeye karar verdim.

More Sentences
tackle f. topu kaptırmak
He was tackled before he had a chance to score.
Gol atmaya fırsat bulamadan topu kaptırdı.

More Sentences
tackle f. (birini bir konuda) sıkıştırmak
I told them I broke the window when they tackled me about it.
Beni bu konuda sıkıştırdıklarında camı kırdığımı söyledim.

More Sentences
Common Usage
tackle i. avadanlık
tackle i. halat takımı
tackle i. (olta vb) takım
General
tackle i. durdurma
tackle i. sıkıca yakalama
tackle i. koşum takımı
tackle i. donanım
tackle i. palanga
tackle i. palanga takımı
tackle i. donatı
tackle i. olta takımı
tackle f. topu ayağından almak
tackle f. topu karşısındakinin ayağından almak
tackle f. becermek
tackle f. koyulmak
tackle f. sıkıca yakalamak
tackle f. çözmeye çalışmak
tackle f. sıkıca tutmak
tackle f. tutmak
tackle f. girişmek
tackle f. başarmak
tackle f. önünü almak
tackle f. ele almak
tackle f. soyunmak (girişmek anlamında)
tackle f. baş etmek
tackle f. alt etmek
tackle f. icabına bakmak
tackle f. alt etmek
tackle f. çaresine bakmak
tackle f. hakkından gelmek
tackle f. zaptetmek
tackle f. önlemek
tackle f. engellemek
tackle f. önceden çözüm bulmak
tackle f. önünü almak
tackle f. binek hayvanına koşum takımı takmak
tackle f. (ata) dizgin vurmak
tackle f. oyuncuyu durdurmak
tackle f. oyuncuya müdahale etmek
tackle f. atak yapan oyuncuyu durdurmak
tackle f. atak yapan oyuncuya müdahale etmek
Phrasals
tackle i. takım
tackle i. tutma
tackle i. yakalama
Technical
tackle i. avadanlık
tackle i. cihaz
tackle i. donanım
tackle i. halat takımı
tackle i. palanga
tackle i. takım
tackle i. tutma
tackle i. yelken makara düzeneği
tackle i. zapt etme
tackle i. zaptetme
Marine
tackle i. halat takımı
tackle i. palanga
Sport
tackle i. ofansif orta çizgi oyuncusu (amerikan futbolu)
Football
tackle i. ikili mücadele
tackle f. top çalmak

"tackled" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
tackle with f. ele almak
A reform of this calibre cannot be tackled with incomplete studies of the extent of the dependency of the regions.
Bu çapta bir reform, bölgelerin bağımlılık derecesine ilişkin eksik çalışmalarla ele alınamaz.

More Sentences
General
fishing tackle i. olta takımı
block and tackle i. palanga takımı
fishing tackle i. balıkçı takımı
ground tackle i. tonoz
fishing tackle i. balık avı malzemesi
fishing tackle i. balık avlama malzemesi
fishing tackle i. balıkçı malzemesi
tackle store i. balık avı araç gereçlerinin satıldığı dükkan
tackle board i. iplerin bükülerek tutturulduğu halat yapım yerinin ucundaki çerçeve
tackle an issue f. sorunu ele almak
tackle a problem f. problemi/sorunu ele almak
tackle a blaze f. yangınla mücadele etmek
tackle crime f. suçla mücadele etmek
Idioms
tackle head on f. kafa tutmak
Trade/Economic
tackle the corruption f. yolsuzlukla mücadele etmek
Insurance
insurance of fishing tackle i. balık avlanma malzemesi sigortası
fishing tackle insurance i. balık avlanma malzemesi sigortası
Technical
double tackle i. çift makaralı palanga
ship's tackle i. gemi yük donanımı
rope tackle i. halatlı palanga
rope tackle i. halatlı makara
gun tackle i. iki makaralı palanga
block and tackle i. kaldırma indirme palangası
lifting tackle i. kaldırma takımı
tackle hoist i. makaralı palanga
block and tackle i. makara takımı
pulley tackle i. palanga
tackle-block i. palanga makarası
block and tackle i. palanga
pulley or tackle i. palanga
block and tackle i. palanga takımı
box for tackle i. sinyal malzemesi sandığı
triple tackle block i. üç dilli makaralı palanga
chain tackle i. zincirli palanga
Automotive
engine lifting tackle i. motor kaldırma krikosu
Marine
reef tackle i. camadan palangası
relieving tackle i. geminin dümenine takılan halat
top-tackle i. gabya direğinin kaldırılmasında ve indirilmesinde kullanılan halat takımı
train tackle i. gemideki silahları içeri veya dışarı hareket ettirmeye yarayan donanım
twofold tackle i. teknenin iki palanga ile çekilmesi
main tackle i. ana istralya palangası
tack tackle i. ana yelkendeki yakaları bağlamaya yarayan halat
tackle fall i. bir halatın ya da palanganın vira edilen, tutularak çekilen kısmı
runner and tackle i. çifte tirfil palangası
ground tackle i. gemi demirleme malzemesi
ground tackle i. gömene-zincir ve lenger takımı
tackle to tackle i. gemiye yükün yüklendiği an ile gemiden yükün boşaltıldığı an arasında geçen dönem
gun tackle i. kabasorta
clothsline tackle i. kasavele palangası
gin tackle i. manişka
boom-guy tackle i. orsa pupa palangaları
rolling tackle i. palanga rule
tackle fall i. palanga tirentisi
winding tackle i. ağır nesneleri geminin içine veya dışına taşımak için kullanılan makaralı halat takımı
luff tackle i. (çift veya tek bloklu) palanga
luff tackle i. orsa palangası
luff tackle i. top palangası
gun tackle purchase i. kabasorta palanga
fish-tackle i. çapa tırnağını kaldırmada kullanılan halat takımı
stock tackle i. çapa palangası
overhaul a tackle f. palangayı elden geçirmek
underrun a tackle f. palangayı parçalarına ayırıp düzenlemek
fleet a tackle f. palangayı tiramola etmek
under tackle s. supalan
Marine Biology
fish tackle i. palanga
Fishery
ledger tackle i. su dibinde duran olta takımı
Military
training tackle i. geçmişte kullanılan, gemideki silahları içeri veya dışarı hareket ettirmeye yarayan donanım
Sport
defensive tackle i. orta çizgi savunmacısı (amerikan futbolu)
gang-tackle (american football) f. topu taşıyan oyuncuyu bir kaç müdahale ile yere indirmek
tackle someone to the ground f. rakibe müdahale ederek onu yere düşürmek
Football
nose tackle i. amerikan futbolunda genellikle üç oyuncudan oluşan defans hattı
nose tackle i. amerikan futbolunda arka üçlü
touch-tackle i. amerikan futbolunun gayri resmi versiyonu
sliding tackle i. kayarak müdahale
sliding tackle i. topa kayarak vurma
slide tackle i. topa kayarak gerçekleştirilen müdahale
do two-footed tackle f. çifte dalmak
lt (left tackle) kısalt. savunma hattının solunda yer alan oyuncu
lt (left tackle) kısalt. sol bek
Slang
wedding tackle i. erkeklik organı