tane - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tane



"tane" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tane piece i.
tane grain i.
General
tane particle i.
tane seed i.
tane pip i.
tane copy i.
tane bead i.
tane legume i.
tane bean i.
tane unit size i.
tane flake i.
tane berry i.
tane corn i.
tane item i.
tane Count i.
tane shredding i.
Trade/Economic
tane pcs kısalt.
Technical
tane granule i.
Mechanic
tane grain i.
Construction
tane grain i.
tane granule i.
Automotive
tane bead i.
Food Engineering
tane kernel i.
tane aril i.
Gastronomy
tane kernel i.
Botanic
tane grain i.

"tane" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tane büyüklüğü analizi grain size analysis i.
General
tane büyüklüğü analizi grain size analysis i.
tane inceltilmesi grain refining i.
tane (arpa/buğday/mısır vb) grain i.
tane inceltmesi grain refining i.
iri tane coarse grain i.
tane mısır sweetcorn i.
ileriye doğru iki tane ucu olan ve kolu söküp takılabilen ütü sadiron i.
tane inceltme grain refining i.
küçük tane (bitkilerde) drupelet i.
küçük tane (bitkilerde) drupel i.
tane iriliği grain thickness i.
ostenit tane büyüklüğü austenite grain size i.
kaba tane coarse grain i.
tane boyutu dağılımı granulometry i.
iki tane two pieces i.
(bir paket veya kutu içindeki) adet ya da tane Count i.
biri yıkama diğeri kurutma işlevi gören iki tane döner tamburu olan çamaşır makinesi twin-tub i.
tane boyutu, doku gibi özellikleri sebebiyle tohum küspesine benzeyen ürün meal i.
tahıl bitkilerinin tane taşıyan bölümü icker i.
zilyon tane multitude i.
milyon tane eş parçadan biri one-millionth i.
katrilyon tane eş parçadan biri one-quadrillionth i.
(küçük parçalı tane içeren) mineral konsantrasyonu impregnation i.
küçük tane pearl i.
tane tane konuşmak speak distinctly f.
tane tane yağmak flake f.
tane tane konuşmak speak clearly f.
tane tane söylemek articulate f.
tane tane söylemek mouth f.
hecelerini karıştırmak (tane tane söyleyeceğine) slur f.
tane tane söylemek chop one's words f.
evin üzerinde üç tane ipotek olmak get three mortgages on the house f.
yedi tane olmaktan çıkarmak unseven f.
bir tane patlatmak wop f.
(yumruğu) bir tane çakmak pize [dialect] f.
bir tane one s.
tane biçiminde graniferous s.
bir iki tane one or two s.
tane tane söylenmiş articulate s.
birkaç tane one or two s.
tane veya tohum şeklinde graniform s.
on iki tane dozen s.
iki tane two s.
iki tane two piece of s.
bir iki (tane) a couple of s.
bir iki (tane) a couple of s.
on tane ten s.
on iki tane twelve s.
yirmi tane olan twenty s.
yirmi sekiz tane olan twenty-eight s.
yirmi beş tane olan twenty-five s.
yirmi bir tane olan twenty-one s.
yirmi yedi tane olan twenty-seven s.
yirmi altı tane olan twenty-six s.
yirmi üç tane olan twenty-three s.
yirmi iki tane olan twenty-two s.
zilyon tane zillion s.
zilyon tane millionfold s.
(armacılıkta) üç tane büyük girintisi olan dancetté s.
(armacılıkta) üç tane büyük girintisi olan dancy s.
aşırı derecede tane tane söylenmiş over-articulate s.
iki tane a couple s.
on altı tane olan sixteen s.
kırk tane forty s.
on dört tane fourteen s.
(roma rakamıyla) dokuz tane olan ix s.
(roma rakamıyla) doksan tane olan ixc s.
tane tane piece by piece zf.
tane hesabıyla by tale zf.
birkaç tane daha a few more zf.
tane ile parça başına yapılan iş miktarına göre by the piece zf.
tane ile by the piece zf.
günde bir tane one a day zf.
günde bir tane one piece a day zf.
günde bir tane one per day zf.
birer tane one for each zf.
bir tane daha one more zf.
bir tane daha another zm.
sadece bir tane ile sınırlı anlamı veren ön ek mon- ök.
tek seferde yalnızca bir tane anlamı veren ön ek mon- ök.
küçük tane anlamına gelen bir ön ek chondr- ök.
küçük tane anlamına gelen bir ön ek chondri- ök.
küçük tane anlamına gelen bir ön ek chondro- ök.
iki (tane) a brace of expr.
Phrasals
bir tane patlatmak için hedef almak strike at f.
(birine) bir tane geçirmek land (someone) one f.
(birine) bir tane patlatmak land (someone) one f.
(birine) bir tane yumruk atmak land (someone) one f.
(birine) bir tane indirmek land (someone) one f.
(birine/bir şeye) bir tane patlatmak için hedef almak strike at (someone or something) f.
Phrases
beş altı tane five or six i.
kim takar kaç kere/tane olmuş who’s counting? expr.
Proverb
on tane elim yok. her yere aynı anda koşamam/yetişemem one cannot be in two places at once
Colloquial
tek başına iki tane avantaja sahip olan kimse twofer i.
tek başına iki tane avantaja sahip olan şey twofer i.
bir iki tane one or two i.
iki tane uyku tulumu a couple of sleeping bags i.
yedi tane baker's half dozen i.
iki tane beşlik sıra halinde dizilmiş on şişe şaraptan oluşan paket decimal dozen i.
hızlı bir tane (yeme, içme) fast one i.
milyon tane skillion i.
zilyon tane skillion i.
zibilyon tane dozen i.
zibilyon tane gazillion i.
bir tane vurmak/çakmak/geçirmek paste one f.
(birine) bir tane geçirmek/patlatmak sock (someone) one f.
(birine) bir tane vurmak sock (someone) one f.
bir tane geçirmek swack f.
bir tane patlatmak swack f.
zilyon tane jiggered s.
buraya bir tane daha sedye one more stretcher over here expr.
bir tane daha doldur pour me another expr.
bir tane de benden/bizden and one more for luck expr.
bir tane de benden/bizden and one for luck expr.
herkese sadece bir tane one to a customer expr.
işte bir tane geliyor here comes one expr.
birkaç tane half a dozen expr.
(sana) her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to draw (you) a picture? expr.
(bir şeyden) bir tane daha ister misin/ister misiniz? care for another (something) expr.
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to draw a picture? expr.
her şeyi tane tane anlatmak mı gerekiyor? do I have to paint a picture? expr.
Idioms
bin bir tane a hundred and one i.
tamamı kaç tane just how many i.
herkese yalnızca bir tane one per customer i.
her müşteriye bir tane one per customer i.
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası one per customer i.
herkese yalnızca bir tane one to a customer i.
her müşteriye bir tane one to a customer i.
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası one to a customer i.
bir düzine ve bir tane de ekstra a baker's dozen i.
bir düzine ve bir tane de ekstra a long dozen i.
on tane eli olmamak (one's) only got one pair of hands f.
iki tane eli olmak (one's) only got one pair of hands f.
bir tane oturtmak/çakmak punch somebody's lights out f.
bir tane geçirmek land somebody one f.
bir tane indirmek sock somebody one f.
bir tane geçirmek sock somebody one f.
bir tane indirmek land somebody one f.
bir tane patlatmak land somebody one f.
bir tane patlatmak sock somebody one f.
bir tane yapıştırmak pin back (one's) ears f.
suratına bir tane yapıştırmak pin back (one's) ears f.
birine bir tane yapıştırmak pin someone's ears back f.
birinin suratına bir tane yapıştırmak pin someone's ears back f.
bir tane yapıştırmak pin someone’s ears back f.
suratına bir tane yapıştırmak pin someone’s ears back f.
on tane eli olmamak (one) only has one pair of hands f.
iki tane eli olmak (one) only has one pair of hands f.
(iki tane zil) yer değiştirmek make places f.
on tane eli olmamak can't be in two places at once f.
birine bir tane çakmak give somebody a thick ear f.
bir tane yapıştırmak pin ears back f.
bir tane oturtmak/çakmak punch lights out f.
(birine/bir şeye) bir tane patlatmak/geçirmek take a punch at (someone or something) f.
on tane elim yok I've only got one pair of hands expr.
on tane eli yok someone's only got one pair of hands expr.
on tane elim yok I’ve only got one pair of hands expr.
iki tane elim var I've only got one pair of hands expr.
iki tane elim var I’ve only got one pair of hands expr.
on tane elim yok I only have one pair of hands expr.
bir tane bile nary a [old-fashioned] expr.
on tane elim yok I have only got one pair of hands expr.
iki tane elim var I have only got one pair of hands expr.
bir tane (bir şey) gördün mü hepsini görmüş gibi olursun/oluyorsun when you've seen one (something), you've seen them all expr.
bir tane (bir şey) gördün mü, duydun mu hepsini görmüş, duymuş gibi olursun/oluyorsun when you've seen, heard one, you've seen heard them all expr.
Speaking
al bir tane here take one expr.
al şunlardan bir tane here take one expr.
benim iki tane kız kardeşim var I have two sisters expr.
benim 3 tane kız kardeşim var I have 3 sisters expr.
bir tane eleman lazım we need one employee expr.
bir tane eleman lazım we need an employee expr.
ben günde i̇ki̇ tane elma yeri̇m I eat two apples every day expr.
bir tane alabilir miyim? can I have one? expr.
bugün kaç tane sigara içtin? how many cigarettes have you smoked today? expr.
benim üç tane ablam var I have 3 sisters expr.
bir tane bile yok not a single one expr.
benim üç tane kız kardeşim var I have 3 sisters expr.
benim de birkaç tane olmuştu I've got a few of those myself expr.
benim 2 tane kız kardeşim var I have two sisters expr.
benim 3 tane ablam var I have 3 sisters expr.
bana başka bir tane ver give me another one expr.
elinde kaç tane var? how many you got? expr.
iki tane al take two expr.
kaç tane çocuğun var? how many children do you have? expr.
kaç tane kedin var? how many cats do you have? expr.
kaç tane çocuğunuz var? how many kids do you have? expr.
kaç tane oda istersiniz? how many rooms do you want? expr.
kaç tane kediniz var? how many cats do you have? expr.
kaç tane how many expr.
kaç tane? how many? expr.
kaç tane kitap okudun? how many books did you read? expr.
kaç tane çocuğunuz var? how many children do you have? expr.
kaç tane köpeğiniz var? how many dogs do you have? expr.
kaç tane köpeğin var? how many dogs do you have? expr.
kaç tane çocuğun var? how many kids do you have? expr.
orada bir tane var there's one over there expr.
kaç tane içtin? how many drinks did you have? expr.
kaç tane istiyorsun? how many do you want? expr.
kaç tane cep telefonu satın aldınız? how many mobile phones did you buy? expr.
kaç tane cep telefonu satın aldın? how many mobile phones did you buy? expr.
kaç tane arkadaşın var? how many friends do you have? expr.
kaç tane arkadaşınız var? how many friends do you have? expr.
sadece bir tane just one expr.
yanımda (hiçbir tane) yok I don't have one on me expr.
3 tane daha 3 more expr.
5 tane kitabım var I have 5 books expr.
merhaba benim 2 tane kardeşim var birisi kız birisi erkek I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr.
Trade/Economic
aynı anda birkaç tane küçük firmanın satın alınarak birleşmeye zorlanmalarına dayanan bir yatırım biçimi rollup i.
Politics
abdülmecid tarafından 1851'de verilmeye başlanan, madalyonunda yedişer tane gümüşten ışın ve hilal bulunan bir türk nişanı medjidie i.
Industry
deride suni tane oluşturma graining i.
(malt veya kömür ölçümünde) tane miktarı skip i.
Technical
astm tane büyüklüğü imleci astm grain size index i.
aşırı tane büyümesi exaggerated grain growth i.
astm östenit tane büyüklüğü astmaustenitic grain size i.
astm tane büyüklüğü astm grain size i.
astm tane büyüklüğü sayısı a.s.t.m. grain size number i.
astm tane büyüklüğü sayısı astm grain size number i.
aşındırıcı tane büyüklüğü abrasive grain size i.
aşırı ince toz numunelerin tane büyüklüğü dağılımı particle size distribution of ultra-fine powders i.
çokgenleşmiş tane polygonized grain i.
çok küçük tane büyüklüğü ultrafine-grain-size i.
dar açılı tane sınırı small angle grain boundary i.
dar açılı tane sınırı low angle grain boundary i.
demirdışı tane büyüklüğü standartları nonferrous grain size standards i.
direksi tane columnar grain i.
eşdeğer tane boyu equivalent grain size i.
elek analizi ile agregaların tane büyüklüğü dağılımının belirlenmesi determination of the particle size distribution of aggregates by sieving analysis i.
eş eksenli tane equiaxed grain i.
eleme ile tane boyutu analizi grain-size analysis by sieving i.
eş eksenli tane yapısı equiaxed grain structure i.
ferrit veya ostenitik tane büyüklüğünün mikrografik tayini micrographic determination of the ferrite or austenitic grain size i.
ferrit tane büyüklüğü ferrite grain size i.
geniş açılı tane sınırı large angle grain boundary i.
havuçsu tane büyümesi columnar growth i.
havuçsu tane columnar grain i.
havuçsu tane bölgesi columnar zone i.
ikizlenik tane twinned grain i.
iri tane coarse grains i.
iğnemsi tane acicular grain i.
iri tane coarser i.
jernkontoret tane büyüklüğü standartları jernkontoret grain size standards i.
ikili tane büyüklüğü duplex grain size i.
ince tane fine-grain i.
ince tane boyutu/boyu fine grain size i.
inceltilmiş tane refined grain i.
kaba tane coarse grain i.
karışık tane boyu mixed grain size i.
kesintisiz tane sınırı ağı continuous grain bounday network i.
kesintisiz tane sınırı çökeltisi continuous grain bounday precipitate i.
kesintisiz tane sınırı zarı continuous grain bounday film i.
kısa tane short grain i.
kesintili tane büyümesi discontinuous grain growth i.
kırılmada tane büyüklüğü fracture grain size i.
komşu tane adjacent grain i.
kristalleşmiş tane büyüklüğü recrystallized grain size i.
kuşatık tane encircled grain i.
kristalleşmiş tane recrystallized grain i.
kolon biçimli tane columnar grain i.
mcquaid-ehn tane büyüklüğü mcquaid-ehn grain size i.
küçük tane fine-grain i.
maksimum tane büyüklüğü maximum particle size i.
mineral topraklarda tane büyüklüğünün dağılımı particle size distribution in mineral soil material i.
ortalama tane büyüklüğü average grain size i.
olağandışı tane büyümesi abnormal grain growth i.
oksitlenmiş tane büyüklüğü oxidation grain size i.
ortalama tane büyüklüğü average particle size i.
ortalama tane çapı average grain diameter i.
n-tane komşuluk bölgesi n-neighborhood i.
ostenit tane büyümesi austenite grain growth i.
ostenit tane sınırı austenite grain boundary i.
ostenit tane büyüklüğü austenite grain size i.
önceki ostenit tane büyüklüğü prior austenite grain size i.
perlit tane büyüklüğü pearlite grain size i.
parabolik tane boyutu dağılımı parabolic grain-size distribution i.
rutubet ve tane büyüklüğü dağılımı analizi moisture and particle size analysis i.
standart tane büyüklüğü fotoğrafı standard grain-size micrograph i.
standart tane büyüklüğü standard grain-size i.
tane sınırı kayması grain boundary sliding i.
tane özelliği nature of particles i.
tane çapı grain diameter i.
tane büyüklüğü sayısı grain-size index i.
tane boyutlu dağılım eğrisi grain-size distribution curve i.
tane biçimi particle shape i.
tane büyüklüğü analizcisi particle size analyst i.
tane şekil faktörü grain shape factor i.
tane bozunumu grain deformation i.
tane büyüklüğü dağılımı grain size distribution i.
tane büyüklüğü analizi sonuçları results of particle size analysis i.
tane yapısı grain structure i.
tane büyüklüğü dağılımı particle-size distribution i.
tane büyüklüğü dağılımının kütleye göre tayini determination of the particle size distribution of fillers by mass i.
tane dağılımı eğrisi size distribution i.
tek tane üretimi yöntemleri single-crystal production methods i.
tane dağılımı uygunsuz kum badly graded sand i.
tane sınırı çatlaması intergranular cracking i.
tane merdanesi grain roll i.
tane büyüklüğü dağılımı deneyi grain size distribution test i.
tane sınırı yenimi grain boundary corrosion i.
tane uzaması grain elongation i.
tane içi çökelimi intragranular precipitation i.
tane dağılımı granulation i.
tane sınırı zarı grain boundary film i.
tane küçültme ısıl işlemi refining heat i.
tane düzeni grain size structure i.
toz tane büyüklüğü particle size of powder i.
tane konumlu yüksek silisyumlu çelikler grain oriented high silicon steels i.
tane boyutlu dağılım grain-size distribution i.
tane büyüklüğü sayısı grit number i.
tane sınırı çökelimi grain boundary precipitation i.
tane sınırı alanı grain boundary area i.
tane küçültücü öğe grain refining element i.
tane büyümesi grain growth i.
tane ezilmesi grain deformation i.
tane sınırı grain boundary i.
tane boyu sınıflandırması grain-size classification i.
tane boyutu grain size i.
tane cüruf granulated blast-furnace slag i.
tane küçültme grain refinement i.
tane küçültme grain refinement i.
tane yapısı grain size structure i.
tane sınırına saldırı grain boundary attack i.
tane konumlu sac çelik grain oriented sheet steel i.
tane yapısı nature of particles i.
tane konumu grain orientation i.
tane büyüklüğü denetimi grain size control i.
tane içi çatlaması intragranular cracking i.
tane ölçümsel çözümleme granulametric analysis i.
tane büyüklüğü sayısı mesh number i.
tane grubu range of grade i.
tane küçültücü densifier i.
tek tane single crystal i.
tane büyüklüğü dağılımı particle size distribution i.
tane yoğunluğu particle density i.
tane küçültücü grain refiner i.
tane şeklinin tayini determination of particle shape i.
tane zıtlığı grain contrast i.
tane sınırı çökelmesi grain boundary precipitation i.
tane içi çatlağı intragranular crack i.
tane yoğunluğu ve su emme oranı particle density and water absorption i.
tane yüzeyi surface of the grains i.
tane büyüklüğü ayırımı gap grading i.
tane zıtlık dağlaması grain contrast etching i.
tane sınırı sülfür çökelimi grain boundary sulphide precipitation i.
tane boyutu dağılışı eğrisi grading curve i.
tane büyüme hızı grain growth rate i.
tane akışı grain flow i.
tane büyüklüğü sertleşmesi grain-size strengthening i.
tane yığın yoğunluğu grain bulk density i.
tane boyutu diyagramı grain-size diagram i.
tane çıkarma grain pull out i.
tane irileşmesi grain coarsening i.
tane boyu ölçümü grain-size measurement i.
tane büyüklüğü sayısı grain size index i.
tane konumsuz trafo sacı nongrain-oriented electrical sheet i.
tane sınırı göçü grain boundary migration i.
tane dökme grain pull out i.
tane şekli tayini determination of particle shape i.
tane küçültme grain refining i.
tane sınırı sementiti grain boundary cementite i.
tek tane üretimi single-crystal production i.
tane sınırı yenimi intercrystalline corrosion i.
tane sınırı korozyonu intercrystalline corrosion i.
tane büyüklüğü particle size i.
tekçeşit tane boyutu uniform grain size i.
tane büyüklüğü bozulması grain-size degradation i.
tane büyüklüğü grain size i.
tane büyüklüğü ölçümü grain size measurement i.
tane sınırı aşınması intergranular corrosion i.
tane büyüklüğü dağılımının eleme ile tayini determination of particle size distribution by sieving i.
tane sınırı dağlaması grain boundary etching i.
tane çapı dağılımı eğrisi grading curve i.
tane sınırı çökeltisi grain boundary precipitate i.
tane büyüklüğü analizi particle-size analysis i.
tane sayacı particle counter i.
tane sınırı çekirdeklenmesi grain boundary nucleation i.
tane şekli grain shape i.
tane boyutlarının süreksizliği discontinuity of the grain sizes i.
tane boyu dağılım grain-size distribution i.
tane sınırı dislokasyonu grain boundary dislocation i.
tane inceliği sayısı grain fineness number i.
tane konumlama grain orienting i.
tane büyüklüğü değişimi grain-size variation i.
tane derecesi grain grade i.
tane sınırı birikimi grain boundary segregation i.
tane boyu analizi particle size analysis i.
tane sınırı birikintisi grain boundary segregate i.
tane biçimi grain shape i.
tane sınırı sıvılaşması grain boundary liquation i.
tane şekli shape of the grains i.
tane sınırı yayınımı grain boundary diffusion i.
tane içi çökeltisi intragranular precipitate i.
tane konumlu çelik sac grain oriented steel sheet i.
tane büyüklüğü analizi particle size analysis i.
uzamış tane elongated grain i.
üniform tane boyutu uniform grain size i.
üç boyutlu tane büyüklüğü spatial grain size i.
yan tane adjacent grain i.
yarı logaritmik tane boyutu eğrisi semi-logarithmic grain-size curve i.
zemin tane özellikleri soil grain properties i.
yuvarlak tane round grain i.
yuvarlak köşeli tane subangular grain i.
bir ucunda iki tane küçük diğer ucunda ise bir tane büyük bıçak bulunan kompakt ve katlanabilir bir bıçak whittler i.
kalıntı östenit tane büyüklüğü prior austenite grain size i.
tane yıkayan scourer s.
tane içine ilişkin transgranular s.
tane içine ilişkin intragranular s.
tane tane grainy s.
tane içine ilişkin intracrystalline s.
tane yapılı saccharoidal s.
tane konumlu grain oriented s.
Computer
n-tane komşuluk bölgesi n-neighborhood i.
Electric
(elektrik kablosu) iki tane yalıtımlı iletken bulunduran duplex s.
Mechanic
tane büyüklüğü grain size i.
Construction
agreganın en büyük tane büyüklüğü maximum aggregate size i.
agreganın maksimum tane boyutu maximum grain size of aggregate i.
aşındırıcı tane kesme eğimi rake angle i.
ikincil tane inclusion i.
ince tane fine grain i.
tane boyut dağılımı gradation i.
tane boyut dağılımı grading i.
tane büyüklüğü ve boyut dağılımının belirlenmesi determination of grain size and size distribution i.
tane boyutu grain size i.
tane yapısı grain structure i.
tane büyüklüğü particle size i.
tane sınırı grain boundary i.
tane sınırı grain boundry i.
tane boyutu tayini determination of grain size i.
Furniture
(ahşap, deri) tane dokusu graining i.
Automotive
tane büyüklüğü grain size i.
tane sınırı korozyonu intercrystallite corrosion i.
Marine
dolgu malzemesinin tane boyu grain size of fill material i.
ortalama tane boyu mean grain size i.
tane taşıyıcı grain carrier i.
tane boyu analizi grain size analysis i.
tane toplama yasası gravel collection law i.
tane boyu dağılımı grain size distribution i.
tane boyu birikim eğrisi grain size accumulation curve i.
tane boyu reynold sayısı grain size reynolds number i.
38 tane dolu mavna taşıyabilen gemi sea barge i.
geminin direğinin hangi türden veya kaç tane olduğunu ifade ederken kullanılan bir son ek -masted snk.
Mining
serbestleşme tane boyutu attenuation-grain size i.
tane büyüklüğü dağılımı particle size distribution i.
Psychology
karanlık üçlü (psikolojide üç tane kötücül kişilik özelliğini kapsayan grup) dark triad i.
Veterinary
damıtma-tane distillers' grain i.
Food Engineering
tane ufaltma size reduction i.
tane sertliği (buğday) kernel hardness i.
tane ağırlığı kernel weight i.
Gastronomy
çekilmemiş tane biber peppercorn i.
tane karabiber black peppercorn i.
tane mısır corn kernel i.
tane mısır corn i.
Math
cebirsel denklemde aynı kökten üç tane çıkması triple root i.
Logic
n tane sıralı öğeden oluşan n-tuple s.
Statistics
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı mathematical probability i.
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı classical probability [uk] i.
Chemistry
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon alkene i.
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon olefine i.
yapılarında en az bir tane karbon-karbon çift bağı içeren doymamış yağlı hidrokarbon olefin i.
tane büyüklüğü dağılımı particle size distribution i.
yalnızca bir tane asidik hidrojen atomu içeren asit monacid i.
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konuma ait meta s.
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili meta s.
bir tane değiştirilebilir atomu veya radikali olan monatomic s.
bir tane karbon atomuyla ayrılmış benzen halkasındaki iki konumla ilgili anlamı veren bir ön ek meta- ök.
Biology
dokuz tane üçlü tüpten oluşan ve mitoz esnasında asterleri oluşturan iki silindirik hücresel organelden her biri centriole i.
ipliksi bağdan oluşan doku çıkıntısı bir tane olan (nöron) unipolar s.
Marine Biology
parlak kırmızı renkte gövdesinde ikişer tane kırmızımsı sarı şerit olan bir balık red goatfish (mullus auratus) i.
Astronomy
iki tane olumsuzun yan yana gelerek olumlu hale geldiği argo ifade can't not (can not not) expr.
Botanic
çoğunlukla amerika'nın tropikal bölgelerinde yetişen beş tane erkeklik organı olan ot veya çalı familyası turneraceae i.
tane mısır sugar corn i.
tane mısır zea mays rugosa i.
tane mısır zea saccharata i.
tane mısır green corn i.
tane mısır sweet corn plant i.
tane mısır sweet corn i.
linne sistemine göre on iki tane boyuncuğu olan bir bitki takımı dodecagynia i.
üç tane dişicik başından oluşan tristigmatic s.
üç tane dişicik başı olan tristigmatic s.
tane şeklinde graniferous s.
Agriculture
boyunduruk üzerinde iki tane halkalı cıvata ve iki takviye plakasına bağlı büyük demir halka neck yoke attachment i.
tane kıran makine coarse-press i.
tane dökülmesi shelling i.
tane ezen makine smoothing machine i.
tane boyut dağılımı particle size distribution i.
tane sapı cap stem i.
tane büyüklüğü analizi grain size analysis i.
bin tane ağırlığı thousand-kernel weight i.
Forestry
kütüğü tek seferde kesen dört tane yuvarlak testereye sahip makine tie mill i.
Literature
beş tane üç mısralı kıta ve bir tane dörtlük içeren bir fransız şiiri villanelle i.
normal ölçüden bir tane daha fazla hece içeren dize hypermetrical verse i.
Linguistics
(bazı dillerde) bahsi geçen nesneden iki tane olduğunu ifade eden dilbilgisel yapı dual i.
en az bir tane bağımlı biçim içeren (kelime) complex s.
Religious
sadece bir tane maaşlı kilise makamına sahip olan papaz unalist i.
Environment
etkin tane büyüklüğü effective grain size i.
toprak tane büyüklüğü dağılımı grain size distribution of soil particles i.
Geology
udden-wentworth tane boyu sınıflamasına göre 2-4 mm büyüklükteki çakıl granular gravel i.
Military
24 tane gemisavar seyir füzesiyle teçhiz edilmiş nükleer güçle çalışan bir sovyet saldırı denizaltısını sınıfını tanımlayan bir nato terimi oscar i.
Wagering
10 tane zarı 13 defa atarak belirli bir sayıyı en az 26 kez denk getirme üzerine bir kumar oyunu twenty-six i.
Music
(ölçekli nota yazısında) iki tane birlik notanın çift bölünümü imperfection i.