|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
verimli toprak |
loam i.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
verimli arazi |
fruitful land i.
|
|
3 |
Genel |
verimli toprak |
rich soil i.
|
|
4 |
Genel |
verimli olma durumu |
yieldingness i.
|
|
5 |
Genel |
hayatın en verimli dönemi |
the prime of life i.
|
|
6 |
Genel |
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi |
oasis i.
|
|
7 |
Genel |
verimli hale getirme |
improvement i.
|
|
8 |
Genel |
hızlı ve verimli çalışma |
efficiency i.
|
|
9 |
Genel |
verimli arazi |
fertile land i.
|
|
10 |
Genel |
verimli hale gelme |
fertilization i.
|
|
11 |
Genel |
verimli kullanım |
productive usage i.
|
|
12 |
Genel |
verimli kullanım |
productive use i.
|
|
13 |
Genel |
verimli hizmet |
fruitful service i.
|
|
14 |
Genel |
verimli hizmet |
productive service i.
|
|
15 |
Genel |
verimli hizmet |
efficient service i.
|
|
16 |
Genel |
verimli toprak |
fertile soil i.
|
|
17 |
Genel |
verimli döngü |
virtuous circle i.
|
|
18 |
Genel |
verimli sonuçlar |
fruitful results i.
|
|
19 |
Genel |
verimli sonuçlar |
productive results i.
|
|
20 |
Genel |
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük |
gameplay i.
|
|
21 |
Genel |
verimli bir toplantı |
a fruitful meeting i.
|
|
22 |
Genel |
verimli hale gelme |
fertilisation i.
|
|
23 |
Genel |
verimli olma |
teemingness i.
|
|
24 |
Genel |
verimli toprak |
fertile soil i.
|
|
25 |
Genel |
makine gibi verimli, sert veya itaatkar kimse |
machine i.
|
|
26 |
Genel |
grubun veya organizasyonun verimli üyeleri |
young blood i.
|
|
27 |
Genel |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood i.
|
|
28 |
Genel |
grubun veya organizasyonun verimli üyeleri |
new blood i.
|
|
29 |
Genel |
verimli kullanım |
oeconomy i.
|
|
30 |
Genel |
daha verimli kullanılabilecek kaynakları boşa kullanan yenilikçi fikir |
drainchild i.
|
|
|
31 |
Genel |
bir şeyi verimli gerçekleştirmeye yarayan prosedür |
drill i.
|
|
32 |
Genel |
verimli kılan şey |
fatness i.
|
|
33 |
Genel |
verimli yaşam biçimi |
dodge i.
|
|
34 |
Genel |
en verimli dönem |
flower i.
|
|
35 |
Genel |
verimli kılmak |
fertilize f.
|
|
36 |
Genel |
verimli olmak |
increase f.
|
|
37 |
Genel |
verimli hale getirmek |
make productive f.
|
|
38 |
Genel |
verimli çalışmak |
work effectively f.
|
|
39 |
Genel |
verimli çalışmak |
work efficiently f.
|
|
40 |
Genel |
verimli çalışmak |
work productively f.
|
|
41 |
Genel |
verimli hale gelmek |
become efficient f.
|
|
42 |
Genel |
verimli yapmak |
fecundate f.
|
|
43 |
Genel |
verimli kılmak |
fertilise f.
|
|
44 |
Genel |
verimli kullanmak |
use productively f.
|
|
45 |
Genel |
verimli kullanmak |
use efficiently f.
|
|
46 |
Genel |
verimli geçmek |
be fruitful/productive f.
|
|
47 |
Genel |
toplantı verimli geçti |
the meeting was fruitful f.
|
|
48 |
Genel |
verimli olmak |
be efficient f.
|
|
49 |
Genel |
daha verimli hale getirmek |
rev f.
|
|
50 |
Genel |
verimli hale getirmek |
impregn [obsolete] f.
|
|
51 |
Genel |
verimli hale getirmek |
plough f.
|
|
52 |
Genel |
verimli hale getirmek |
plow f.
|
|
53 |
Genel |
yeterince verimli |
fertile enough s.
|
|
54 |
Genel |
verimli biçimde sarfedilmemiş |
tost s.
|
|
55 |
Genel |
hızlı ve verimli çalışan |
efficient s.
|
|
56 |
Genel |
verimli kılınmış |
fertilized s.
|
|
57 |
Genel |
yüksek verimli |
efficient s.
|
|
58 |
Genel |
yüksek verimli |
highly productive s.
|
|
59 |
Genel |
çok verimli |
enormously productive s.
|
|
60 |
Genel |
(bitki) verimli |
lush s.
|
|
61 |
Genel |
etkili ve verimli |
efficient and productive s.
|
|
62 |
Genel |
süper verimli |
uber-efficient s.
|
|
63 |
Genel |
en üst derecede verimli/faydalı |
uber-efficient s.
|
|
64 |
Genel |
verimli kılınmış |
fertilised s.
|
|
65 |
Genel |
kaynağında verimli |
resource-efficient s.
|
|
66 |
Genel |
gözle görülür düzeyde etkili/verimli |
transeunt s.
|
|
67 |
Genel |
gözle görülür düzeyde etkili/verimli |
transient s.
|
|
68 |
Genel |
aşırı verimli |
ultraefficient s.
|
|
69 |
Genel |
en verimli |
the most efficacious s.
|
|
70 |
Genel |
verimli (yazar) |
voluminous s.
|
|
71 |
Genel |
normalden verimli |
hyperefficient s.
|
|
72 |
Genel |
mit yaratma konusunda verimli olan |
mythopoetic s.
|
|
73 |
Genel |
verimli ve metodolojik |
businesslike s.
|
|
74 |
Genel |
verimli ama gayri kişisel |
businesslike s.
|
|
75 |
Genel |
aşırı verimli |
overbattle s.
|
|
76 |
Genel |
son derece verimli |
overfruitful s.
|
|
77 |
Genel |
aşırı verimli |
overlush s.
|
|
78 |
Genel |
(arazi) verimli hale getirilmiş |
improved s.
|
|
79 |
Genel |
elmas açısından verimli |
diamondiferous s.
|
|
80 |
Genel |
çok verimli |
superefficient s.
|
|
81 |
Genel |
verimli bir şekilde |
plentifully zf.
|
|
82 |
Genel |
verimli bir şekilde |
exuberantly zf.
|
|
83 |
Genel |
verimli biçimde |
efficiently zf.
|
|
84 |
Genel |
verimli bir şekilde |
efficiently zf.
|
|
85 |
Genel |
verimli bir biçimde |
voluminously zf.
|
|
86 |
Genel |
işte verimli çalışmaya uygun olarak |
ergonomically zf.
|
|
87 |
Genel |
verimli bir biçimde |
thriftily zf.
|
|
88 |
Genel |
verimli bir şekilde |
fertilely zf.
|
|
89 |
Genel |
verimli bir şekilde |
productively zf.
|
|
90 |
Genel |
daha verimli |
more productive zf.
|
|
91 |
Genel |
verimli bir şekilde |
temporizingly zf.
|
|
92 |
Genel |
verimli bir şekilde |
temporisingly zf.
|
|
93 |
Genel |
verimli bir biçimde |
luxuriantly zf.
|
|
94 |
Genel |
verimli bir şekilde |
fatly zf.
|
|
95 |
Genel |
verimli bir şekilde |
fertilely zf.
|
|
96 |
Genel |
verimli bir şekilde |
pregnantly zf.
|
|
Phrasals |
|
97 |
Öbek Fiiller |
verimli ürün vermek |
come in f.
|
|
Phrases |
|
98 |
İfadeler |
daha çok değil daha verimli çalış |
work smarter, not harder expr.
|
|
99 |
İfadeler |
çok çalışmaktansa verimli çalışmak yeğdir |
work smarter, not harder expr.
|
|
Colloquial |
|
100 |
Konuşma Dili |
bilhassa talihli/kazançlı ya da verimli yıl |
big year i.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
enerji tasarruflu olduğu halde daha basit teknoloji kadar verimli olmayan alet |
eco-bling i.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
gündüzleri daha verimli olan kimse |
day person i.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
daha verimli çalışmak |
step it up f.
|
|
Idioms |
|
104 |
Deyim |
iyi yönetilen ve verimli iş |
tight ship i.
|
|
105 |
Deyim |
iyi yönetilen ve verimli organizasyon |
tight ship i.
|
|
106 |
Deyim |
verimli bir dönem |
a good spell i.
|
|
107 |
Deyim |
ingilizlerin yeterince üretken/verimli olamamalarına yönelik bir ifade |
the british disease i.
|
|
108 |
Deyim |
verimli ve sorunsuz çalışan kimse veya şey |
a well-oiled machine i.
|
|
109 |
Deyim |
verimli ürün |
corn in egypt i.
|
|
110 |
Deyim |
düzenli ve verimli işleyen grup/yer/kuruluş |
a tight ship i.
|
|
111 |
Deyim |
(bir şeyde) çok iyi/verimli bir alet, kimse |
lean, mean (something) machine i.
|
|
112 |
Deyim |
verimli bir şekilde çalışmak |
run lean and mean f.
|
|
113 |
Deyim |
(etkili/verimli olarak) çalışmaya başlamak |
get into gear f.
|
|
114 |
Deyim |
(etkili/verimli olarak) çalışmaya başlamak |
get in gear f.
|
|
115 |
Deyim |
birinin en verimli olduğu anda kariyerini/yaşamını bitirmek |
cut someone off in their prime f.
|
|
116 |
Deyim |
birinin en verimli olduğu anda kariyerini/yaşamını bitirmek |
cut someone down in their prime f.
|
|
117 |
Deyim |
verimli çalışmak |
be in a groove f.
|
|
118 |
Deyim |
verimli çalışmak |
be in the groove f.
|
|
119 |
Deyim |
verimli hale getirmek |
clean house f.
|
|
120 |
Deyim |
(bir şeyi) verimli bir şekilde kullanmak |
put (something) to good account f.
|
|
121 |
Deyim |
olabildiğince verimli ve rahat çalışmak |
hit on all six f.
|
|
122 |
Deyim |
olabildiğince verimli ve iyi çalışmak/işlemek |
hit on all cylinders f.
|
|
123 |
Deyim |
(birinin) en verimli döneminde |
in (one's) heyday expr.
|
|
124 |
Deyim |
en verimli/üretken döneminde |
in (one's) pomp [uk] expr.
|
|
125 |
Deyim |
en verimli/üretken döneminde |
in your pomp expr.
|
|
126 |
Deyim |
son derece verimli |
up to speed expr.
|
|
127 |
Deyim |
en verimli düzeye/düzeyde |
up to speed expr.
|
|
128 |
Deyim |
verimli bir çalışma dönemine |
into overdrive expr.
|
|
Trade/Economic |
|
129 |
Ticaret/Ekonomi |
kaynakların verimli kullanımı |
efficient use of the sources i.
|
|
130 |
Ticaret/Ekonomi |
verimli şekilde kullanma |
efficient utilization i.
|
|
131 |
Ticaret/Ekonomi |
verimli iş tecrübesi |
productive work experience i.
|
|
132 |
Ticaret/Ekonomi |
verimli şekilde işletme |
efficient utilization i.
|
|
133 |
Ticaret/Ekonomi |
verimli işbirliği |
productive cooperation i.
|
|
134 |
Ticaret/Ekonomi |
görevi karı maksimize etmek ve işletmeyi daha verimli hale getirmek olan kimse |
optimizer i.
|
|
135 |
Ticaret/Ekonomi |
analitik yöntemler kullanarak işletmeyi ekonomik açıdan en verimli hale getirmek |
optimalise f.
|
|
136 |
Ticaret/Ekonomi |
analitik yöntemler kullanarak sanayi tesisi gibi bir işletmeyi ekonomik olarak en verimli hale getirmek |
optimalize f.
|
|
Industry |
|
137 |
Sanayi |
bir işi yapmanın en verimli yöntemini bulma yollarının incelenmesi |
work-study i.
|
|
138 |
Sanayi |
karı maksimize etmek ve işletmeyi daha verimli hale getirmekle görevli kimse |
optimizer i.
|
|
139 |
Sanayi |
karı maksimize etmek ve işletmeyi daha verimli hale getirmekle görevli kimse |
optimiser i.
|
|
Technical |
|
140 |
Teknik |
en verimli güç |
maximum economic rating i.
|
|
141 |
Teknik |
en verimli yük |
optimum load i.
|
|
142 |
Teknik |
verimli toprak |
fertile land i.
|
|
143 |
Teknik |
verimli olma durumu |
fertility i.
|
|
144 |
Teknik |
verimli toprak |
productive soil i.
|
|
145 |
Teknik |
verimli yöntemler |
efficient techniques i.
|
|
146 |
Teknik |
yakıt verimli fırın |
fuel-efficient furnace i.
|
|
147 |
Teknik |
yüksek verimli kabakütük döküm makinesi |
high performance bloom caster i.
|
|
148 |
Teknik |
yüksek verimli hava filtresi |
high efficiency air filter i.
|
|
149 |
Teknik |
yüksek verimli partikül hava filtresi |
high efficiency particulate air filter i.
|
|
150 |
Teknik |
yüksek verimli filtre |
high efficiency filter i.
|
|
151 |
Teknik |
yakıt verimli |
fuel-efficient s.
|
|
152 |
Teknik |
yüksek verimli partikül hava filtresi |
hepa (high-efficiency particulate air) kısalt.
|
|
153 |
Teknik |
yüksek verimli partikül tutucu |
hepa (high-efficiency particulate arresting) kısalt.
|
|
Telecom |
|
154 |
Telekom |
yüksek verimli haberleşme |
high efficiency communication i.
|
|
Automotive |
|
155 |
Otomotiv |
enerji verimli sürüş |
eco-driving i.
|
|
156 |
Otomotiv |
enerji verimli sürüş |
ecodriving i.
|
|
157 |
Otomotiv |
verimli dinamikler |
efficient dynamics i.
|
|
158 |
Otomotiv |
verimli besleme |
efficiency-booster i.
|
|
159 |
Otomotiv |
verimli çift kavrama |
efficient dual clutch i.
|
|
160 |
Otomotiv |
yüksek verimli partikül hava filtresi |
high efficiency particulate air filter i.
|
|
161 |
Otomotiv |
yüksek verimli motor |
high efficiency engine i.
|
|
162 |
Otomotiv |
yüksek verimli radyatör peteği |
high efficiency cooling fin i.
|
|
163 |
Otomotiv |
yüksek verimli yakıt |
high energy fuel i.
|
|
164 |
Otomotiv |
yüksek verimli soğutma kanadı |
high efficiency cooling fin i.
|
|
165 |
Otomotiv |
yüksek verimli soğutma peteği |
high efficiency cooling fin i.
|
|
166 |
Otomotiv |
verimli devirde |
on the cam expr.
|
|
Aeronautic |
|
167 |
Havacılık |
jet motorunun daha verimli çalışması için ısı geri kazanımı sağlayan cihaz |
reheat i.
|
|
168 |
Havacılık |
pervanenin en verimli olduğu hız |
optimum speed of a propeller i.
|
|
Marine |
|
169 |
Denizcilik |
verimli iş günleri |
effective working days i.
|
|
170 |
Denizcilik |
verimli çalışma günleri oranı |
rate of effective working days i.
|
|
Petrol |
|
171 |
Petrol |
verimli oluşumlarda petrol veya gazın üstünde yer alan su tabakası |
top water i.
|
|
Mining |
|
172 |
Maden |
madencilerin aralarında kura çekerek verimli kömür bölgelerini bölüşmesi |
cavel i.
|
|
173 |
Maden |
verimli cevher damarı |
quick vein i.
|
|
174 |
Maden |
verimli maden damarı ortaya çıkarmak için altını patlatmak |
salt f.
|
|
175 |
Maden |
(maden) çok verimli ve kazançlı |
in bonanza zf.
|
|
Medical |
|
176 |
Medikal |
erken ölümden dolayı kaybedilen potansiyel yaşam yılı ile maluliyetten dolayı kaybedilen verimli yılları birleştirerek bir hastalığın yarattığı toplam yük |
disability-adjusted life year i.
|
|
177 |
Medikal |
elde tutulan elektronik cihazların daha verimli kullanılmasını sağlamak için başparmak ve diğer parmakların cerrahi yolla değiştirilmesi |
whittling i.
|
|
Biology |
|
178 |
Biyoloji |
biyolojik olarak en verimli olunan zaman |
biological prime time i.
|
|
Marine Biology |
|
179 |
Deniz Biyolojisi |
yüksek verimli floresan ışığı |
vho lighting i.
|
|
180 |
Deniz Biyolojisi |
yüksek verimli floresan lamba |
ho lighting i.
|
|
Botanic |
|
181 |
Botanik |
kerestesi için yetiştirilen hızlı büyüyen verimli bir kavak |
necklace poplar (populus deltoides) i.
|
|
182 |
Botanik |
kerestesi için yetiştirilen hızlı büyüyen verimli bir kavak |
eastern cottonwood i.
|
|
183 |
Botanik |
kendine verimli |
self-pollinating s.
|
|
Agriculture |
|
184 |
Tarım |
buğday ve çavdarın yüksek verimli bir melezi |
triticale i.
|
|
185 |
Tarım |
buğday ve çavdarın yüksek verimli melezinin taneleri |
triticale i.
|
|
186 |
Tarım |
verimli toprak kaybı |
fertile soil loss i.
|
|
187 |
Tarım |
verimli toprak |
fertile soil i.
|
|
188 |
Tarım |
bahçe için uygun verimli ve yumuşak toprak |
garden mold i.
|
|
189 |
Tarım |
verimli hale getirmek |
battel f.
|
|
190 |
Tarım |
(toprak) verimli hale getirmek |
batten f.
|
|
191 |
Tarım |
(toprak) verimli hale getirmek |
battle [dialect] [uk/scotland] f.
|
|
192 |
Tarım |
(toprak) verimli hale getirmek |
impregnate f.
|
|
193 |
Tarım |
verimli olmayan |
unprolific s.
|
|
194 |
Tarım |
hala verimli olan (arazi) |
fresh s.
|
|
Breeding |
|
195 |
Hayvancılık |
hampshire domuzu ile danimarka landrace domuzunun çiftleşmesi ile elde edilen verimli bir domuz ırkı |
montana i.
|
|
196 |
Hayvancılık |
hampshire domuzu ile danimarka landrace domuzunun çiftleşmesi ile elde edilen verimli bir domuz ırkı |
hamprace i.
|
|
197 |
Hayvancılık |
hampshire domuzu ile danimarka landrace domuzunun çiftleşmesi ile elde edilen, verimli bir domuz ırkı |
montana number one i.
|
|
198 |
Hayvancılık |
hampshire domuzu ile danimarka landrace domuzunun çiftleşmesi ile elde edilen, verimli bir domuz ırkı |
hamprace i.
|
|
199 |
Hayvancılık |
(otlak) verimli |
battle [scotland] s.
|
|
200 |
Hayvancılık |
(otlak) verimli |
baittle [scotland] s.
|
|
Religious |
|
201 |
Dini |
verimli arazi |
charmel [obsolete] i.
|
|
Environment |
|
202 |
Çevre |
verimli toprak |
loam i.
|
|
203 |
Çevre |
verimli çim şeridi |
gair i.
|
|
204 |
Çevre |
doğal ürünün verimli ve akıllıca kullanımı |
conservation i.
|
|
Geography |
|
205 |
Coğrafya |
verimli hilal |
fertile crescent i.
|
|
206 |
Coğrafya |
abd'de çok sayıda siyahinin yaşadığı ve aynı zamanda verimli siyah toprağıyla ünlü bir bölge |
black belt i.
|
|
207 |
Coğrafya |
teksas'ta verimli topraklı bir bölge |
blacklands i.
|
|
208 |
Coğrafya |
güneydoğu iskoçya'da, tweed'in kuzeyinde yer alan verimli bir ova |
merse i.
|
|
209 |
Coğrafya |
nehir veya deniz kıyısında yer alan, genellikle alüvyonlu ve verimli olan düz arazi |
merse i.
|
|
210 |
Coğrafya |
çölde verimli araziyle çevrili tatlı su kaynağı |
oasis i.
|
|
211 |
Coğrafya |
verimli pirinç bölgesi |
rice bowl i.
|
|
212 |
Coğrafya |
güneydoğu avustralya'da verimli bir bölge |
gippsland i.
|
|
213 |
Coğrafya |
kaliforniya'nın güneydoğusunda verimli bir bölge |
imperial valley i.
|
|
214 |
Coğrafya |
vaşington'un doğusunda ve idaho'nun kuzeybatısında bulunan verimli tepelik bir bölge |
the palouse i.
|
|
215 |
Coğrafya |
vaşington'un doğusunda ve idaho'nun kuzeybatısında bulunan verimli tepelik bir bölge |
palouse hills i.
|
|
216 |
Coğrafya |
güney kaliforniya verimli bir vadi |
san fernando valley i.
|
|
Geology |
|
217 |
Jeoloji |
hindistan'da bulunan verimli, siyah toprak |
regur i.
|
|
218 |
Jeoloji |
hindistan'da bulunan verimli, siyah toprak |
regur soil i.
|
|
219 |
Jeoloji |
rusya'nın zengin ve verimli toprağı |
chernozemic soil i.
|
|
220 |
Jeoloji |
verimli siyah topraklardan oluşan bir bölge |
black belt i.
|
|
221 |
Jeoloji |
(toprak, kayaç) verimli |
rotten s.
|
|
Archaic |
|
222 |
Eski Kullanım |
verimli hale getirmek |
hearten f.
|
|
223 |
Eski Kullanım |
verimli kılmak |
fecundify f.
|
|
224 |
Eski Kullanım |
verimli (toprak) |
gleby s.
|
|
Slang |
|
225 |
Argo |
verimli çalışan |
in the groove s.
|
|