uygulamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

uygulamak



"uygulamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 69 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
uygulamak implement f.
uygulamak apply f.
uygulamak perform f.
uygulamak carry out f.
uygulamak practice f.
uygulamak practise f.
uygulamak administer f.
General
uygulamak enforce f.
uygulamak turn f.
uygulamak operate in practice f.
uygulamak complete f.
uygulamak put into effect f.
uygulamak realize f.
uygulamak deploy f.
uygulamak fulfill f.
uygulamak fulfil f.
uygulamak put into practice f.
uygulamak carry out f.
uygulamak designate f.
uygulamak impart f.
uygulamak practise f.
uygulamak practice f.
uygulamak apply f.
uygulamak transfer into practice f.
uygulamak exert f.
uygulamak put to use f.
uygulamak introduce f.
uygulamak impose f.
uygulamak exercise f.
uygulamak execute f.
uygulamak conform f.
uygulamak realise f.
uygulamak adhibit f.
uygulamak turn f.
uygulamak applicate f.
uygulamak ure f.
uygulamak haunt [dialect] [uk/scotland] f.
uygulamak deport f.
uygulamak offer f.
uygulamak impute f.
uygulamak follow f.
uygulamak bear f.
uygulamak sue [obsolete] f.
uygulamak treat f.
Phrasals
uygulamak deal in f.
uygulamak dish out f.
uygulamak cut up f.
uygulamak conduct out f.
Colloquial
uygulamak pull f.
Idioms
uygulamak carry into practice f.
uygulamak bring to bear f.
uygulamak carry into action f.
uygulamak carry into execution f.
uygulamak take action f.
uygulamak bring (something) out of mothballs f.
Trade/Economic
uygulamak adhibit f.
uygulamak apply f.
uygulamak perform f.
Law
uygulamak implement f.
uygulamak carry into effect f.
uygulamak clap (on) f.
uygulamak clap (upon) f.
uygulamak fease f.
Technical
uygulamak exercise f.
uygulamak execute f.
uygulamak exert f.
uygulamak put on f.
uygulamak apply f.
Archaic
uygulamak minister f.

"uygulamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
aşırı vergi uygulamak overtax f.
radyoterapi uygulamak radio f.
basınç uygulamak pressure f.
sansür uygulamak precensor f.
sansür uygulamak bowdlerize f.
şiddet uygulamak use violence f.
psikanaliz tedavisi uygulamak analyse f.
psikanaliz tedavisi uygulamak psychoanalyse f.
faiz uygulamak cause somebody to repay with interest f.
sansür uygulamak censor f.
parafin uygulamak paraffin f.
özel işlem uygulamak process f.
elektroşok uygulamak shock f.
değişik fazlar uygulamak phase f.
elektroliz uygulamak electrolyse f.
test uygulamak test f.
şiddet uygulamak resort to violence f.
elektroliz uygulamak electrolyze f.
cezai işlem uygulamak take criminal action against f.
basınç uygulamak exert pressure f.
basınç uygulamak pressurize f.
yanlış uygulamak misapply f.
yasa uygulamak enforce a law f.
yaptırım uygulamak impose sanction f.
yaptırım uygulamak apply sanction f.
emirleri uygulamak enforce the orders f.
iskonto uygulamak give discount f.
iskonto uygulamak discount f.
deney uygulamak experiment f.
müeyyide uygulamak impose sanction f.
vergi istisnası uygulamak apply on tax exemption f.
indirim uygulamak make a discount f.
güç uygulamak use force f.
ameliyat uygulamak perform an operation f.
yöntem uygulamak adopt a method f.
anket uygulamak carry out a poll f.
ameliyat uygulamak carry out an operation f.
yöntem uygulamak employ a method f.
anket uygulamak take a poll f.
anket uygulamak conduct a poll f.
denetim uygulamak conduct an inspection f.
denetim uygulamak make an inspection f.
denetim uygulamak carry out an inspection f.
kuralları uygulamak apply the rules f.
test uygulamak test out f.
tedavi uygulamak administer treatment f.
kanun uygulamak uphold law f.
karar uygulamak perform the decision f.
kanun uygulamak enforce law f.
karar uygulamak implement the decision f.
kanunu uygulamak uphold the law f.
kanunu uygulamak enforce the law f.
kararı uygulamak implement the decision f.
kararı uygulamak perform the decision f.
şiddet uygulamak engage in violence f.
şiddet uygulamak turn to violence f.
hakimiyet uygulamak exercise sovereignty f.
şiddet uygulamak perpetrate violence f.
şiddet uygulamak inflict violence f.
şiddet uygulamak commit violence f.
prosedür uygulamak adopt a procedure f.
prosedür uygulamak apply a procedure f.
baskı uygulamak oppress f.
ceza uygulamak impose punishment f.
ceza uygulamak carry out sentence f.
ceza uygulamak impose penalty f.
ceza uygulamak inflict punishment f.
kuvvet uygulamak use force f.
kuvvet uygulamak apply force f.
ücret uygulamak charge a fee f.
kuvvet uygulamak bear f.
öngerilme uygulamak pretension f.
ısı uygulamak heat-treat f.
-e uygulamak superimpose on f.
-e uygulamak superimpose over f.
ceza uygulamak punish f.
çifte standart uygulamak apply double standard f.
çifte standart uygulamak practice double standard f.
pratikte uygulamak apply in practice f.
kuralı uygulamak enforce the rule f.
kuralı uygulamak apply the rule f.
kuralı uygulamak apply a rule f.
kuralı uygulamak enforce a rule f.
anket uygulamak conduct a questionnaire f.
planı uygulamak execute the plan f.
planı uygulamak implement the plan f.
politika uygulamak implement a policy f.
politika uygulamak carry out a policy f.
baskı uygulamak apply pressure f.
ile uygulamak apply with f.
hayat öpücüğü uygulamak give somebody the kiss of life f.
prosedürü uygulamak implement the procedure f.
ilaç tedavisi uygulamak administer medication f.
ilaç tedavisi uygulamak give medication f.
emirleri uygulamak follow orders f.
yüksek proteinli bir diyet uygulamak follow a high-protein diet f.
soğuk kompres uygulamak apply a cool compress f.
soğuk kompres uygulamak apply a cold compress f.
farklı bir yöntem uygulamak apply a different method f.
diplomasi uygulamak diplomatise f.
diplomasi uygulamak diplomatize f.
psikanaliz tedavisi uygulamak psychoanalyze f.
psikanaliz tedavisi uygulamak analyze f.
basınç uygulamak pressurise f.
sansür uygulamak bowdlerise f.
proje uygulamak conduct a project f.
proje uygulamak apply a project f.
buz uygulamak apply ice f.
gümrük tarifesi uygulamak slap a tariff on f.
kuralları uygulamak employ the rules f.
uygulamak (kanun/anlaşma) police f.
kafur uygulamak (ağrılı bölgeye) camphorate f.
birlikte basınç uygulamak adpress f.
sıkı kontrol uygulamak ramrod f.
sansür uygulamak castrate f.
yeniden uygulamak reapply f.
yeniden uygulamak reenforce [obsolete] f.
yeniden uygulamak reinforce [obsolete] f.
üçüncü kez uygulamak tertiate [obsolete] f.
dna testi uygulamak run dna test f.
(ilacı, kremi) nazikçe uygulamak touch f.
yanlış uygulamak transpose [obsolete] f.
tam kapasiteyle uygulamak extend f.
ovarak uygulamak wipe f.
tedavi uygulamak heal f.
(malzeme) süpürgeyle uygulamak broom f.
yoğun ve kuvvetle uygulamak buckle f.
paspasla (sıvı) uygulamak mop f.
(saça) köpük uygulamak mousse f.
tekrar basınç uygulamak repressurize f.
tekrar basınç uygulamak repressurise f.
(bir şeye) kayganlaştırıcı uygulamak lubricitate f.
(bir şeye) yağlayıcı madde uygulamak lubricitate f.
ceza uygulamak give f.
serbestçe uygulamak give f.
tümüyle uygulamak give f.
tam olarak uygulamak give f.
serbestçe uygulamak give f.
(baskı yüzeyine) mürekkep uygulamak dab f.
kısıtlama kaldırımı uygulamak deregulate f.
denetim serbestliği uygulamak deregulate f.
tutkallı alçı uygulamak gesso f.
gunit karışımı uygulamak gunite f.
yoğun ısı uygulamak ignite f.
(amaç için) gerekenden fazlasını uygulamak overkill f.
aşırı işlem uygulamak overprocess f.
mekanik kuvvet uygulamak overstress f.
baskı uygulamak overstress f.
fazla işlem uygulamak overtreat f.
aşırı tedavi uygulamak overtreat f.
(hastaya) gereksiz cerrahi müdahale uygulamak overtreat f.
baskı uygulamak overweigh f.
güç uygulamak overwhelm f.
baskı silindiri ile mürekkep uygulamak roll f.
reçine uygulamak roset [scotland] f.
allık uygulamak rouge f.
kuvvet uygulamak rough (up) f.
kızıl kahve boya uygulamak russet f.
implantasyon uygulamak implant f.
hareket uygulamak impress f.
baskı uygulamak impress (on) f.
(yola kaldırım taşı hariç) yüzey malzemesi uygulamak improve f.
ceza uygulamak impute f.
yaptırım uygulamak impute f.
(damar yolu ile) ilaç uygulamak infuse f.
(damar yolu ile) tedavi uygulamak infuse f.
standart artışta sermaye uygulamak dose f.
(bir şeye) yapıştırıcı uygulamak goo f.
(birine veya bir şeye) kozmetik bakım uygulamak cosmeticize [us] f.
(birine veya bir şeye) kozmetik bakım uygulamak cosmeticise [uk] f.
(bir şeye) karşı kuvvetle baskı uygulamak drive f.
kayak mumu uygulamak dope f.
tamir macunu uygulamak dope f.
yabancı madde ile işlem uygulamak dope f.
ağırlık ile kuvvet uygulamak drag factor f.
(deri olarak işlenecek posta) kanatlı çarklı boya teknesinde işlem uygulamak paddle f.
pipetle uygulamak pipet f.
sopa ile işlem uygulamak pole f.
(düşman kuvvetini) çevreleme ve kısıtlama politikasını başarıyla uygulamak contain f.
yanlış uygulamak crook [obsolete] f.
(verilere, raporlara) çapraz kontrol uygulamak cross-check f.
karartma uygulamak curfew f.
seramiğe hafif fırçalamayla astar tekniği uygulamak feather f.
kuvvet uygulamak peise [dialect] [uk] f.
(yaraya) ilaç kalemi uygulamak pencil f.
potas ile işlem uygulamak potash f.
potasyum karbonat ile işlem uygulamak potash f.
yara lapası uygulamak poultice f.
yara lapası uygulamak poultice f.
yüzeyi patlatmak için toprakla kaplı patlayıcı yükü uygulamak poultice f.
(şapkaya) düz apre uygulamak pounce f.
(şapkaya) düz bitim işlemi uygulamak pounce f.
bolca uygulamak pour f.
uymayana yaptırım uygulamak sanction f.
müeyyide uygulamak sanction f.
pres filtre ile işlem uygulamak filter-press f.
sprey halinde uygulamak fog f.
belli belirsiz uygulamak fog f.
belirli bir vakaya uygulamak particularize f.
(şikayet, ceza) birine karşı uygulamak prefer f.
baskı uygulamak pregravate [obsolete] f.
önceden uygulamak preimpose f.
(sünger) dağıtıcı ile uygulamak puff f.
(pudrayı) sünger ile uygulamak puff f.
üzerinde bilimsel yöntem uygulamak scientize f.
üzerinde bilimsel yöntem uygulamak scientise f.
yüzeysel işlem uygulamak scratch f.
baskı uygulamak screw f.
baskı uygulamak sink f.
apre uygulamak size f.
skeptisizmi uygulamak skepticize f.
skeptisizmi uygulamak skepticise f.
distilasyon uygulamak skim f.
renk bozucu madde uygulamak smirch f.
hamle uygulamak smite f.
baskı uygulamak smother f.
hafif darbe uygulamak snap f.
çözelti uygulamak solution f.
soykırım uygulamak pogrom f.
çözüm uygulamak solution f.
sprey boya uygulamak spray-paint f.
bükerek uygulamak spring f.
(boyalı yüzeye) sünger ile tampon uygulamak spunge f.
darbe uygulamak strike f.
yavaş yavaş uygulamak subintroduce f.
senkretizm uygulamak syncretise f.
senkretizm uygulamak syncretize f.
sonlandırma uygulamak guillotine f.
Phrasals
indirim uygulamak draw back f.
yüzeye uygulamak lay on f.
(bir şeye) bir işlem uygulamak submit to f.
(bir canlıya bir şey) uygulamak administer something to someone (or an animal) f.
dikkatli dokunuşlarla uygulamak dab on f.
(birine bir şeyi) dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce (something) on (one) f.
birinin üzerinde bir kanunu/yasayı uygulamak enforce something on someone f.
bir kanunu birine uygulamak enforce something on someone f.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute something over something f.
bir şeyi bir alana eşit olarak uygulamak distribute something over something f.
bir şeyi bir alanın her yerine uygulamak/dağıtmak distribute something over something f.
şiddet uygulamak knock about f.
şiddet uygulamak knock around f.
sürekli baskı uygulamak push up against f.
ruloyla (birine/bir şeye) bir şey uygulamak roll onto (someone or something) f.
bir şeye ruloyla bir şey uygulamak roll something onto something f.
aceleyle uygulamak slap on f.
aceleyle uygulamak slap on f.
yasal bir zorunluluk uygulamak/koymak (vergi, ceza) slap on f.
aceleyle uygulamak slap onto f.
bir şifreyi daha güvenli hale getirmek için rastgele veri katmanı uygulamak salt (something) with (something) f.
daha az baskı uygulamak let up f.
bir şeyi bir şeye/bir şey üzerine uygulamak apply something to something f.
bir şey üzerinde güç uygulamak, çaba sarf etmek apply something to something f.
kısmi karartma uygulamak brown out f.
(birine/bir şeye) baskı uygulamak clamp down on (someone or something) f.
(biri/bir şey) üzerinde baskı uygulamak clamp down on (someone or something) f.
(biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak crack down (on someone or something) f.
(bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak crack down on (something) f.
üstüne uygulamak daub on f.
-e uygulamak daub with f.
bir şeyin üstüne bir şey uygulamak daub something with something f.
-in üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute over f.
bir alana eşit olarak uygulamak distribute over f.
bir alanın her yerine uygulamak/dağıtmak distribute over f.
üzerinde bir kanunu/yasayı uygulamak enforce on f.
-i dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce on f.
yüzeyine/yüzüne (bir şey) uygulamak face with (something) f.
bir şeyin yüzeyine/yüzüne bir şey uygulamak face something with something f.
kolayca uygulamak rip off f.
test uygulamak run off f.
(bir şeyi) uygulamak keep to (something) f.
(birinin/bir şeyin) üzerinde (bir şey) uygulamak perform (something) on (someone or something) f.
üzerinde (bir şey) uygulamak perform on f.
aşama aşama uygulamak phase in f.
yavaş yavaş uygulamak phase in f.
aşamalı olarak uygulamak/yürütmek phase in f.
-e ovarak sürmek/uygulamak rub into f.
(bir taktik/plan) uygulamak seize onto (something) f.
(bir taktik/plan) uygulamak seize on (something) f.
(bir taktik/plan) uygulamak seize upon (something) f.
(bir şeyi farklı bir sanat dalına) aktarmak/uygulamak translate (something) to (something) f.
üzerine/yüzeyine uygulamak wipe over f.
üst üste uygulamak feed in f.
(sözlü veya fiziksel) şiddet uygulamak set about f.
dikkatsizce uygulamak slam on f.
Colloquial
sözlü baskı uygulamak jaw f.
sözlü baskı uygulamak jawbone f.
buz uygulamak ice down f.
gelişigüzel uygulamak slapdash f.
Idioms
planını uygulamak play one's cards f.
mesleğini işi dışında (da) uygulamak wear (one's particular profession's) hat f.
güç uygulamak bring (something) to bear f.
ambargo uygulamak lay an embargo on f.
ambargo uygulamak place an embargo on f.
aşama aşama uygulamak phase something in f.
aşama aşama uygulamak phase in something f.
ayakta tedavi etmek/uygulamak patch someone up f.
farklı bir yöntem uygulamak change tack f.
farklı bir yöntem uygulamak try a different tack f.
yavaş yavaş uygulamak phase in something f.
üzerine baskı uygulamak put strain on f.
yavaş yavaş uygulamak phase something in f.
daha düşük kademede/pozisyonda olanlara psikolojik şiddet uygulamak eat (one's) young f.
birine şiddet uygulamak give someone the works f.
bekle gör politikası uygulamak play a waiting game f.
kuralları normalinden daha abartılı uygulamak be more catholic than the pope (himself) f.
biraz fiziksel güç uygulamak use (a little) (bit of) elbow grease f.
(birine) aşırı baskı uygulamak turn the screws (on someone) f.
(birine) aşırı baskı uygulamak turn the screw (on someone) f.
birine aşırı baskı uygulamak turn the screw on someone f.
birine aşırı baskı uygulamak tighten the screw on someone f.
planı uygulamak go with the plan f.
çifte standart uygulamak make chalk of one and cheese of the other f.
çifte standart uygulamak make fish of one and flesh of another f.
bir kararı uygulamak abide by a decision f.
orantısız güç uygulamak be breaking a butterfly on a wheel f.
ezici güç uygulamak be breaking a butterfly on a wheel f.
orantısız güç kullanmak/uygulamak break a butterfly on a wheel f.
bir şeyi (bir şey) üzerinde uygulamak bring something to bear (on something) f.
bir şeyi uygulamak bring/put something into effect f.
fiziksel güç uygulamak use elbow grease f.
(birine) hayat öpücüğü uygulamak give (one) the kiss of life f.
(birine bir ceza) uygulamak give (something) against (one) f.
doğru prosedürü kullanmak/uygulamak go through channels f.
orantısız güç uygulamak kill a fly with an elephant gun f.
verdiği nasihati uygulamak practice what (one) preaches f.
verdiği öğüdü uygulamak practice what (one) preaches f.
verdiği tavsiyeleri/söylediklerini yapmak/uygulamak practice what (one) preaches f.
aşırı baskı uygulamak tighten the screw f.
aşırı baskı uygulamak tighten the screws f.
tam işlem uygulamak cut fine f.
titizlikle işlem uygulamak cut fine f.
zor beğenerek uygulamak cut fine f.
kaba kuvvet uygulamak beat up on f.
Trade/Economic
birkaç büyük firmanın rekabeti sınırlandırmak ve yüksek fiyat uygulamak üzere bir araya gelip oluşturdukları birlik business trust i.
üst yönetimin planlarını uygulamak üzere ayrıntılı plan ve süreçler geliştiren yöneticiler middle management i.
(borç, vergi) indirim uygulamak release f.
aşırı vergi uygulamak overtax f.
gecikme faizi uygulamak apply a late fee charge f.
gecikme faizi uygulamak apply default interest f.
gecikme faizi uygulamak charge a late fee f.
faiz uygulamak charge interest f.
gecikme zammı uygulamak impose a late fee f.
gecikme faizi uygulamak levy interest for delay f.
dolarizasyon uygulamak dollarize [us] f.
dolarizasyon uygulamak dollarise [uk] f.
Law
yargılama yetkisine sahip kimsenin uygulamak zorunda olduğu kural ve usuller natural justice i.
(iskoçya) görevi mahkemece alınan kararları uygulamak olan mahkeme görevlisi macer i.
emir ve kuralları uygulamak üzere yasama organlarına, siyasi veya kanuni toplantılara katılan yetkili sergeant at arms i.
kuralı uygulamak apply the rule f.
kural uygulamak apply a rule f.
sokağa çıkma yasağı uygulamak impose a curfew f.
yaptırım uygulamak enforce f.
(mahkeme kaydı özetini ilgili otoriteye göndererek kefalet için) yaptırım uygulamak estreat f.
haciz uygulamak impress f.
ceza uygulamak infect f.
(rehin, senet, ipotek) yasa gereğince uygulamak foreclose f.
Politics
hükümetin engellilere karşı ayrımcılıkla mücadele yasasını uygulamak üzere atadığı bir organ disability rights commission [uk] i.
bütünü ile uygulamak apply in its entirety f.
indirim uygulamak grant a remission f.
indirim uygulamak apply a reduction f.
indirim uygulamak make a reduction f.
kıyas yolu ile uygulamak apply mutatis mutandis f.
yaptırım uygulamak impose sanctions f.
i̇dari işlem uygulamak take administrative action f.
vize uygulamak require a visa f.
yaptırım uygulamak place sanctions on f.
yaptırım uygulamak impose sanction f.
yaptırım uygulamak place sanctions f.
baskı uygulamak depress [obsolete] f.
Industry
shrink ambalaj uygulamak shrinkwrap f.
Advertising
satış promosyonu uygulamak merchandize f.
satış promosyonu uygulamak merchandise f.
Technical
uzun süre yüksek sıcaklığa maruz bırakarak ısıl yaşlandırma uygulamak suretiyle suni yaşlandırma ageing by the use of thermal ageing by long term exposure in a ventilated oven at elevated temperature i.
diyaliz uygulamak dialyse f.
diyaliz uygulamak dialyze f.
kireç uygulamak lime f.
sızdırmazlığın sağlanması amacı ile tapa gibi maddeler uygulamak blank off f.
vakum uygulamak apply vacuum to f.
(motorlu taşıtlarda) hızlanmak için son kuvvetle itmek veya hızlanmak için itme gücü uygulamak firewall f.
elektroforez uygulamak electrophorese f.
lazer uygulamak laser f.
(bir şeye) zorlamalı çekiş uygulamak blast f.
(yarı sıvı formdaki lehimi) lehimlenecek parça üzerine deri veya bez ile yayarak uygulamak wipe f.
sönmemiş kireç uygulamak quicklime f.
kayganlaştırıcı uygulamak lubricate f.
yağlayıcı madde uygulamak lubricate f.
(parlaklık kazandırmak için) yüzeye işlem uygulamak luster f.
(parlaklık kazandırmak için) yüzeye işlem uygulamak lustre f.
çukurluk oluşturmak veya gidermek için metal saca basınç uygulamak bump f.
rotoskop tekniği uygulamak rotoscope f.
işlem uygulamak run f.
sıvı şekilde uygulamak run f.
dökerek uygulamak run f.
pas önleyici uygulamak rustproof f.
siyanit ile işlem uygulamak cyanide f.
siyanür ile işlem uygulamak cyanide f.
(demir veya çeliğe) eriyik siyanite daldırarak işlem uygulamak cyanide f.
(uçak veya balon tekstil malzemesine) lak uygulamak dope f.
parafin ile işlem uygulamak paraffin f.
(bir şeye) parafin uygulamak paraffin f.
zıt yönde baskı uygulamak counterpressure f.
(eriyik metale) kimyasal işlem uygulamak inoculate f.
vücuda elektrik şoku uygulamak shock f.
renkli cam tabakası kaplaması uygulamak flash f.
(viskoza) selüloz çökeltisi yaratacak şekilde işlem uygulamak set f.
(işlenen kağıda) baskı silindiri ile normalden fazla basınç uygulamak crush f.
son sıva tabakası uygulamak skim f.
(yapışkanlı yüzeye) eşit miktarda yapıştırıcı uygulamak skin f.
kalın katmanlar halinde uygulamak slab f.
kaba işlem uygulamak stock f.
Computer
biçim uygulamak apply format f.
biçem uygulamak apply a style f.
bilgisayara veya hesap makinesine doğrudan bağlı mantık devresiyle (işlemi) uygulamak wire f.
mantık devresiyle kalıcı olarak bilgisayara bağlayarak (güç) uygulamak hardwire f.
(program veya talimat) uygulamak run f.
foil algoritmasını uygulamak foil f.
(verilere) rutin bakım uygulamak scrub f.
Telecom
düzenlemeleri uygulamak implement regulations f.
Electric
geri besleme uygulamak regenerate f.
(iletim şebekesine) düşük voltaj uygulamak bias f.
levha akımını sıfıra indirmek için vakumlu tüp ızgarasına yüksek negatif öngerilim uygulamak block f.
(devreye harici kaynaktan) elektromotif kuvvet uygulamak impress f.
(devreye harici kaynaktan) gerilim uygulamak impress f.
Textile
(deriye) maroken uygulamak levant f.
(sentetik kumaşa) işlem uygulamak set f.
(yün dokumaya) kırışma karşıtı kimyasal işlem uygulamak sironize f.
(yün dokumaya) kırışma karşıtı kimyasal işlem uygulamak sironise f.
Construction
(öngerilmeli beton yapıda donatı çeliklerine) beton kuruduktan sonra germe uygulamak posttension f.
dolgu macunu uygulamak spackle f.
Dyeing
(pigment) yoğun şekilde uygulamak load f.
sıva uygulamak (duvara) prick up f.
Aeronautic
uzay aracını yavaşlatmak için atmosfer direnci uygulamak aerobrake f.
Medical
fizik tedavide kullanılan çeşitli aktörleri uygulamak için kullanılan bir aparat modality i.
tedavi uygulamak administer f.
psikolojik tedavi uygulamak therapize f.
hipofizektomi uygulamak hypophysectomise f.
füzyon uygulamak perform fussion f.
gonadektomi uygulamak gonadectomise f.
hipofizektomi uygulamak hypophysectomize f.
iridektomi uygulamak iridectomise f.
kan uygulamak apply blood f.
trakeatomi ameliyatı uygulamak tracheotomise f.
tiroidektomi uygulamak thyroidectomise f.
tiroidektomi uygulamak thyroidectomize f.
trakeatomi ameliyatı uygulamak tracheotomize f.
tedavi uygulamak operate f.
gereksiz ilaç tedavisi uygulamak overmedicate f.
aşırı ilaç tedavisi uygulamak overmedicate f.
(gerekmediği halde) ameliyat uygulamak overoperate f.
gereksizce operasyon uygulamak overoperate f.
bronkoskopi uygulamak bronchoscope f.
akciğerlere ventilasyon uygulamak ventilate f.
tıbbi diseksiyon uygulamak dissect f.
litotomi uygulamak cut f.
cerrahi işlem uygulamak cut f.
pinealektomi uygulamak pinealectomize [us] f.
pinealektomi uygulamak pinealectomise [uk] f.
önleyici ilaç uygulamak premedicate f.
hazırlayıcı ilaç uygulamak premedicate f.
greft uygulamak skin graft f.
greft deri uygulamak skin graft f.
(penisin alt bölümüne) insizyon uygulamak subincise f.
Psychology
katılımcıların çatışmaları çözmek, çeşitli durumlar için uygun davranışları uygulamak için rolleri üstlendikleri ve canlandırdıkları bir eğitim veya psikoterapi tekniği role-playing i.
psikanaliz tedavisi uygulamak psychoanalyze f.
psikanaliz tedavisi uygulamak psychoanalyse f.
otomatik hale gelene kadar sürekli uygulamak overlearn f.
Dentistry
(diş üzerinde) dental profilaksi uygulamak clean f.
Printing
ofset taş baskı sanatında baskı üzerine hassas kaplama uygulamak için kullanılan bir makine whirler i.
matbaa harfine mürekkep uygulamak için kullanılan küre biçimli alet pompet i.
daha fazla kesim yapabilmek için baskı plakasına yeniden asit uygulamak rebite f.
(kağıdın) yüzeyine bir haşıl maddesi uygulamak top-size f.
(kağıdın) yüzeyine bir haşıl maddesi uygulamak surface-size f.
parlatmak için ince metal tozu uygulamak bronze f.
opaklığı artırmak için ince metal tozu uygulamak bronze f.
mürekkebin çöküntü tabanı ve kenarlarında biriktiği bir baskı işlemi uygulamak spanish f.
Food Engineering
(gıda ürünlerine) gamma ile işlem uygulamak picowave f.
Geometry
(çizgi veya yüzey) diğerine kaymadan uygulamak roll f.
Logic
hatalı mantık uygulamak logic f.
ölçüsüz mantık uygulamak logic f.
Physics
izafiyet kuramını uygulamak relativize f.
görelilik kuramını uygulamak relativize f.
izafiyet kuramını uygulamak relativise f.
görelilik kuramını uygulamak relativise f.
(sıvıya) basınç uygulamak supercharge f.
Chemistry
fenol uygulamak carbolize f.
fenol uygulamak phenolate f.
terebentin yağı uygulamak turpentine f.
vitriyol uygulamak vitriolate f.
kromat ile işlem uygulamak chromate f.
potasyum dikromat ile işlem uygulamak chromate f.
oksalat ile işlem uygulamak oxalate f.
ozon ile işlem uygulamak ozonate f.
(sodyum nitrata) sülfürik asitle işlem uygulamak pot f.
(dokuya) tespit işlemi uygulamak fix f.
Biology
her biri farklı bir dokuyu boyayan birden fazla boyayı (numuneye) sırayla uygulamak counterstain f.
(boya serisini) incelenecek numuneye uygulamak counterstain f.
iki fiksatiften birincisine uygulamak prefix f.
(mikroskopik örneğe) reaktif/boya ile işlem uygulamak stain f.
Biochemistry
uht işlemi uygulamak ultraheat f.
Tobacco
yüksek voltaj uygulamak suretiyle sigara dumanında bulunan partiküllerin çöktürülmesi electrostatic precipitation i.