Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
skin
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"skin"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 144 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
skin
n.
ten
2
Common Usage
skin
n.
cilt
3
Common Usage
skin
n.
deri
4
Common Usage
skin
v.
soymak
General
5
General
skin
n.
gön
6
General
skin
n.
gömlek
7
General
skin
n.
kaplama
8
General
skin
n.
dazlak
9
General
skin
n.
zar
10
General
skin
n.
kabuk
11
General
skin
n.
post
12
General
skin
n.
cimri
13
General
skin
n.
pösteki
14
General
skin
n.
cilt
15
General
skin
n.
deri
16
General
skin
n.
tulum
17
General
skin
n.
gıda üzerinde oluşan kaymak
18
General
skin
n.
hayvan derisi
19
General
skin
n.
parşömen
20
General
skin
n.
vellum kağıt
21
General
skin
n.
hayvan derisinden yapılmış şişe
22
General
skin
n.
(çanta görevi üstlenen) deri tulum
23
General
skin
n.
(kayak tabanında kullanılan) fok derisi
24
General
skin
n.
kayak peluşu
25
General
skin
n.
yüzeyde oluşan ince tabaka
26
General
skin
n.
zar yapılı film
27
General
skin
n.
zar yapılı köpük
28
General
skin
n.
ince buz örtüsü
29
General
skin
n.
ince buz tabakası
30
General
skin
n.
yaşam
31
General
skin
n.
hayat
32
General
skin
n.
sağlık
33
General
skin
n.
genel iyilik hali
34
General
skin
n.
cüzdan
35
General
skin
n.
rezil kimse
36
General
skin
n.
alçak
37
General
skin
n.
düzenbaz
38
General
skin
n.
dolandırıcı
39
General
skin
n.
üçkağıtçı
40
General
skin
n.
bir kunduz derisine denk eski bir değer birimi
41
General
skin
n.
çak yapma
42
General
skin
n.
tokalaşma
43
General
skin
v.
yüzmek
44
General
skin
v.
dövmek
45
General
skin
v.
çıkarmak
46
General
skin
v.
cezalandırmak
47
General
skin
v.
soymak (kabuğunu/dış zarını)
48
General
skin
v.
soymak
49
General
skin
v.
kazıklamak
50
General
skin
v.
sıyırıp çıkarmak
51
General
skin
v.
derisini yüzmek
52
General
skin
v.
sıyırmak
53
General
skin
v.
kabuğunu soymak
54
General
skin
v.
derisini soymak
55
General
skin
v.
deri yüzmek
56
General
skin
v.
kabuk tutarak iyileştirmek
57
General
skin
v.
kesmek
58
General
skin
v.
zarar vermek
59
General
skin
v.
dilmek
60
General
skin
v.
(yarışta) yenmek
61
General
skin
v.
(yarışta) arayı açmak
62
General
skin
v.
(yarışta) fark atmak
63
General
skin
v.
tüketmek
64
General
skin
v.
verimini düşürmek
65
General
skin
v.
yağmalamak
66
General
skin
v.
canına okumak
67
General
skin
v.
(koşum hayvanını) sürmek
68
General
skin
v.
(katerpilar traktör) kullanmak
69
General
skin
v.
katerpilar traktör operatörlüğü yapmak
70
General
skin
v.
inmek
71
General
skin
v.
alçalmak
72
General
skin
v.
aşağı inmek
73
General
skin
v.
iniş yapmak
74
General
skin
v.
dar açıklıktan geçmek
75
General
skin
v.
kıl payı kazanmak
76
General
skin
v.
az farkla başarmak
77
General
skin
v.
koşuşturmak
78
General
skin
v.
acele etmek
79
General
skin
v.
hızla kaçmak
80
General
skin
adj.
çıplaklık içeren
81
General
skin
adj.
çıplaklık gösteren
82
General
skin
adj.
çıplaklığı yansıtan
83
General
skin
adv.
ancak
Colloquial
84
Colloquial
skin
v.
çok azarlamak
85
Colloquial
skin
v.
dövmek
86
Colloquial
skin
v.
dolandırmak
87
Colloquial
skin
v.
cezalandırmak
88
Colloquial
skin
v.
haşlamak
89
Colloquial
skin
v.
kazıklamak
90
Colloquial
skin
v.
çak yapmak
91
Colloquial
skin
v.
(el ile) çakmak
Industry
92
Industry
skin
n.
işlenmemiş elmasın en dış katmanı
Technical
93
Technical
skin
n.
cilt
94
Technical
skin
n.
dış katman
95
Technical
skin
n.
deri
96
Technical
skin
n.
pösteki
97
Technical
skin
n.
post
98
Technical
skin
n.
(uçak veya gemi) dış kaplama
99
Technical
skin
n.
inciyi oluşturan sedefli maddeyi örten zar yapı
100
Technical
skin
n.
bitümlü membran
101
Technical
skin
n.
bitümlü yol yüzeyi
102
Technical
skin
n.
membran yalıtım örtüsü
103
Technical
skin
v.
(resimden) patina çıkarmak
104
Technical
skin
v.
(yapışkanlı yüzeye) eşit miktarda yapıştırıcı uygulamak
Computer
105
Computer
skin
n.
dış görünüm
106
Computer
skin
n.
(program, uygulama, internet sitesi görünümünü değiştiren) grafiksel kullanıcı arayüzü
107
Computer
skin
n.
(video oyununda) ses dosyası
108
Computer
skin
v.
(bilgisayar programına) grafiksel kullanıcı arayüzü eklemek
Construction
109
Construction
skin
n.
dış duvar
110
Construction
skin
n.
duvar paneli
111
Construction
skin
n.
giydirme cephe inşasında kullanılan dayanıklı metal
Automotive
112
Automotive
skin
n.
deri
Marine
113
Marine
skin
n.
sarılı yelkende dış tabaka
Medical
114
Medical
skin
n.
cilt testi
Gastronomy
115
Gastronomy
skin
n.
kabuk
116
Gastronomy
skin
n.
soymak deri
117
Gastronomy
skin
n.
sosis derisi
118
Gastronomy
skin
n.
sosis zarı
119
Gastronomy
skin
n.
jambon kabuğu
120
Gastronomy
skin
n.
pastırmanın kenar kısmı
121
Gastronomy
skin
v.
derisini soymak
122
Gastronomy
skin
v.
derisini yüzmek
123
Gastronomy
skin
v.
derisini sıyırmak
Zoology
124
Zoology
skin
n.
omurgalıların vücudunu kaplayan deri
125
Zoology
skin
n.
(omurgalıda) alt deri/yağ tabakası
Botanic
126
Botanic
skin
n.
deri
Football
127
Football
skin
v.
plase yapmak
Card
128
Card
skin
n.
firavuna benzer bir kart oyunu
129
Card
skin
v.
tek bir kart çekmek
130
Card
skin
v.
(kartı) tek tek çekmek
Slang
131
Slang
skin
n.
davul
132
Slang
skin
n.
dolar
133
Slang
skin
n.
at
134
Slang
skin
n.
kınama
135
Slang
skin
n.
paylama
136
Slang
skin
n.
şikayet
137
Slang
skin
n.
azarlama
138
Slang
skin
n.
fırçalama
139
Slang
skin
n.
kondom
140
Slang
skin
n.
prezervatif
141
Slang
skin
n.
sigara sarma kağıdı
142
Slang
skin
n.
sigara kağıdı
143
Slang
skin
n.
dekolte
144
Slang
skin
n.
meme dekoltesi
Bedeutungen, die der Begriff
"skin"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
skin color
n.
ten rengi
General
2
General
goose skin
n.
kaz derisi
3
General
goat's milk cheese made in a skin
n.
tulumpeyniri
4
General
skin colour
n.
cilt rengi
5
General
skin game
n.
dolandırıcılık
6
General
skin game
n.
üçkağıt
7
General
skin disease
n.
deri hastalığı
8
General
skin diving
n.
aletsiz dalış
9
General
skin diving
n.
aletsiz dalış
10
General
banana skin
n.
muz kabuğu
11
General
skin color
n.
cilt rengi
12
General
skin resurfacing
n.
cilt yenileme
13
General
skin cream
n.
cilt kremi
14
General
skin and bones
n.
bir deri bir kemik
15
General
skin resurfacing
n.
yeniden modelleme
16
General
lamb skin
n.
kuzu postu
17
General
skin of an onion
n.
soğan zarı
18
General
skin powder
n.
cilt pudrası
19
General
skin plate
n.
deri kaplama
20
General
skin eruption
n.
geceyanığı
21
General
thick skin
n.
kalın cilt
22
General
skin made into a bag
n.
tulum
23
General
animal skin
n.
hayvan derisi
24
General
sable skin coat
n.
samur kürk
25
General
thin skin
n.
alıngan
26
General
skin diver
n.
balıkadam
27
General
skin diver
n.
aletsiz dalgıç
28
General
skin care
n.
cilt bakımı
29
General
tanned skin
n.
bronz ten
30
General
bronzed skin
n.
bronz ten
31
General
oily skin
n.
yağlı cilt
32
General
skin problems
n.
cilt problemleri
33
General
allergic skin
n.
alerjik cilt
34
General
skin texture
n.
cilt dokusu
35
General
external skin
n.
dış kabuk
36
General
skin-diver
n.
aletsiz dalan dalgıç
37
General
skin dryness
n.
deri kuruluğu
38
General
skin waste
n.
deri kırpıntısı
39
General
dark skin
n.
koyu ten
40
General
crocodile skin bag
n.
timsah derisi çanta
41
General
pale skin
n.
beyaz deri
42
General
pale skin
n.
solgun deri
43
General
pale skin
n.
soluk beniz
44
General
pale skin
n.
soluk deri
45
General
skin blemishes
n.
cilt lekeleri
46
General
apple skin
n.
elma kabuğu
47
General
light skin
n.
açık ten
48
General
fair skin
n.
açık ten
49
General
rabbit skin
n.
tavşan postu
50
General
skin wettedness
n.
cilt ıslaklığı
51
General
goose skin
n.
tüylerin ürpermesi
52
General
skin formation
n.
deri oluşumu
53
General
onion skin
n.
soğan zarı
54
General
skin colour
n.
ten rengi
55
General
grape skin
n.
üzüm kabuğu
56
General
smooth skin
n.
pürüzsüz cilt
57
General
all skin and bones
n.
bir deri bir kemik
58
General
skin tone
n.
cilt tonu
59
General
skin tone
n.
ten rengi
60
General
skin tone
n.
cilt rengi
61
General
appliances for skin or hair care
n.
deri veya saç bakım cihazları
62
General
tiger skin
n.
kaplan postu
63
General
tan skin
n.
yanık ten
64
General
olive skin
n.
yanık ten
65
General
skin blemish
n.
cilt lekesi
66
General
skin spot
n.
cilt lekesi
67
General
intact skin
n.
sağlıklı cilt
68
General
healthy skin
n.
sağlıklı cilt
69
General
skin care products
n.
cilt bakım ürünleri
70
General
skin-tight garments
n.
daracık kıyafetler
71
General
skin-tight clothes
n.
daracık elbiseler
72
General
skin-tight clothes
n.
daracık kıyafetler
73
General
skin-tight garments
n.
daracık elbiseler
74
General
skin care cream
n.
cilt bakım kremi
75
General
skin rash
n.
cilt kızarması
76
General
skin tag
n.
et beni
77
General
skin and fur
n.
deri ve kürk
78
General
tomato skin
n.
domates kabuğu
79
General
dry skin
n.
kuru cilt
80
General
pale skin
n.
soluk ten
81
General
skin problems
n.
cilt problemleri
82
General
fish skin
n.
balık derisi
83
General
sheep skin
n.
koyun postu
84
General
fruit skin
n.
meyve kabuğu
85
General
saggy skin
n.
sarkık cilt
86
General
firm skin
n.
sıkı cilt
87
General
dry skin cream
n.
kuru cilt kremi
88
General
drum skin
n.
davul zarı
89
General
wine skin
n.
şarap tulumu
90
General
wine skin
n.
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir şişe
91
General
wine skin
n.
şarap taşımak için kullanılan deriden yapılma bir çanta
92
General
dragon's skin
n.
yaprak izleri sürüngen pullarına benzeyen bir bitki fosili
93
General
pony skin
n.
midilli postu
94
General
chicken skin
n.
tüyleri diken diken olmuş deri
95
General
skin [australia]
n.
bir avustralya aborjinleri alt grubu
96
General
skin and bones
n.
aşırı zayıflık
97
General
skin and bones
n.
anoreksik olma
98
General
skin color
n.
etnisite
99
General
skin color
n.
etnik köken
100
General
skin color
n.
ırk
101
General
skin sensation
n.
tensel his
102
General
skin sensation
n.
cilt hassasiyeti
103
General
skin sensation
n.
tensel hissiyat
104
General
skin-pop
n.
deri altı uyuşturucu enjeksiyonu
105
General
be all skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
106
General
save one's skin
v.
paçayı kurtarmak
107
General
irritate the skin
v.
pişirmek
108
General
skin an animal
v.
tulum çıkarmak
109
General
skin out
v.
kabuğunu soymak
110
General
skin out
v.
sıvışmak
111
General
skin through
v.
zar zor başarmak
112
General
save one's skin
v.
postu kurtarmak
113
General
save one's skin
v.
başını kurtarmak
114
General
get under one's skin
v.
sinir etmek
115
General
skin over
v.
kabuk bağlamak
116
General
save one's skin
v.
sağ kurtulmak
117
General
be soaked to the skin
v.
sırsıklam olmak
118
General
skin down
v.
inmek (ağaç/direk vb'nden)
119
General
remove the skin
v.
kabuğunu soymak
120
General
be soaked to the skin
v.
iliklerine kadar ıslanmak
121
General
become skin and bones
v.
iğne ipliğe dönmek
122
General
skin out
v.
derisini yüzmek
123
General
skin up
v.
tırmanmak (ağaç/direk vb'ne)
124
General
skin through
v.
güçbela becermek
125
General
get under one's skin
v.
kızdırmak
126
General
be all skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
127
General
skin down
v.
inmek (ağaç/direk)
128
General
skin up
v.
tırmanmak
129
General
skin through
v.
ancak geçmek (dar bir yerden)
130
General
skin through
v.
güçbela geçmek (dar bir yerden)
131
General
skin up
v.
tırmanarak çıkmak
132
General
skin through
v.
becerebilmek
133
General
skin through
v.
güçbela başarmak
134
General
strip the skin from (a body or carcass)
v.
deri yüzmek
135
General
protect skin
v.
teni korumak
136
General
be all skin and bones
v.
kadidi çıkmak
137
General
be all skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
138
General
skin-pop
v.
deri altına uyuşturucu enjekte etmek
139
General
get under one's skin
v.
birini rahatsız etmek
140
General
get under one's skin
v.
tedirginlik vermek
141
General
get under one's skin
v.
rahatsızlık vermek
142
General
rub the cream into one's skin
v.
kremi vücuduna sürmek
143
General
shed skin
v.
(yılan) kabuk değiştirmek
144
General
one's skin to dry out
v.
cildi kurumak
145
General
one's skin to peel
v.
derisi soyulmak
146
General
cut the skin off
v.
kabuğunu kesmek
147
General
be soaked to the skin
v.
sırılsıklam olmak
148
General
skin pop
v.
(deri altına) ilaç enjekte etmek
149
General
skin-dive
v.
serbest dalış yapmak
150
General
mere skin and bone
adj.
bir deri bir kemik
151
General
wet to the skin
adj.
iliklerine kadar ıslanmış
152
General
nothing but skin and bones
adj.
bir deri bir kemik
153
General
having skin
adj.
kabuklu
154
General
thick skin
adj.
duyarsız
155
General
without skin
adj.
kabuksuz
156
General
skin and bone
adj.
bir deri bir kemik
157
General
skin-deep
adj.
yüzeysel
158
General
skin-deep
adj.
üstünkörü
159
General
skin-deep
adj.
sathi
160
General
skin-deep
adj.
derine gitmeyen
161
General
skin-laminated
adj.
deri lamineli
162
General
skin-tight
adj.
deriye oturan
163
General
skin-tight
adj.
dapdar
164
General
skin-tight
adj.
daracık
165
General
next to one's skin
adv.
tenine
166
General
below the skin
adv.
derinin altında
167
General
in a whole skin
adv.
burnu bile kanamadan
168
General
in a whole skin
adv.
sıyrık bile almadan
169
General
skin-deep
adv.
yüzeysel olarak
170
General
skin-deep
adv.
üstünkörü
171
General
skin-deep
adv.
yalapşap
Phrasals
172
Phrasals
skin up
v.
derisini yüzmek
173
Phrasals
skin up
v.
derisi kalkmak
174
Phrasals
skin up
v.
sıyırmak
175
Phrasals
skin up
v.
derisini/yüzeyini yaralamak
176
Phrasals
skin up
v.
yüzeyini/derisini kesmek
177
Phrasals
skin up
v.
yüzeyini/derisini zedelemek
178
Phrasals
skin up
v.
derisini/yüzeyini sıyırmak
179
Phrasals
run out of (one's) skin
v.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
180
Phrasals
run out of (one's) skin
v.
kıçını yırtmak
181
Phrasals
run out of (one's) skin
v.
büyük çaba gösterip başarılı olmak
182
Phrasals
skin back
v.
derisini yüzmek
183
Phrasals
skin back
v.
derisini geriye doğru çekmek
Phrases
184
Phrases
skin of the teeth
n.
hiç
185
Phrases
skin of the teeth
n.
koca bir hiç
186
Phrases
skin of the teeth
n.
son şans
187
Phrases
skin of the teeth
n.
en düşük olasılık
188
Phrases
under the skin
expr.
aslında
189
Phrases
with a whole skin
expr.
burnu bile kanamadan
190
Phrases
beauty is only skin deep
expr.
güzellik sadece dıştadır
191
Phrases
with a whole skin
expr.
sıyrık bile almadan
192
Phrases
with a whole skin
expr.
sapasağlam
193
Phrases
under the skin
expr.
temelinde
Proverb
194
Proverb
beauty is only skin-deep
asıl güzellik yürektedir
195
Proverb
beauty is only skin-deep
iç güzelliği önemlidir
196
Proverb
beauty is only skin-deep
fiziksel güzellik yüzeyseldir
197
Proverb
beauty is only skin deep
güzellik yalnızca dış görünüştedir
198
Proverb
beauty is only skin deep
güzellik geçici karakter kalıcıdır
199
Proverb
beauty is only skin deep
güzelliğe kapılma kişiliğe bak
200
Proverb
let every man skin his own skunk
kendi işini kendin hallet
201
Proverb
there is more than one way to skin a cat
bir şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır
202
Proverb
beauty is only skin deep
önemli olan ruh güzelliği
203
Proverb
beauty is only skin deep
mühim olan ruh güzelliği
204
Proverb
let every man skin his own skunk
her koyun kendi bacağından asılır
205
Proverb
beauty is more than skin deep
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a
206
Proverb
beauty is more than skin deep
dış güzelliğe aldanma kişiliğe bak
207
Proverb
beauty is more than skin deep
mühim olan dış güzellik değil ruh güzelliği
208
Proverb
beauty is more than skin deep
asıl güzellik yürektedir
209
Proverb
beauty is more than skin deep
güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir
210
Proverb
beauty is more than skin deep
sadece dış görünüşle güzel/iyi insan olunmaz
211
Proverb
beauty is only skin deep
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a
212
Proverb
beauty is only skin deep
dış güzelliğe aldanma kişiliğe bak
213
Proverb
beauty is only skin deep
güzel/iyi olmak için dış güzellikten fazlası gerekir
214
Proverb
beauty is only skin deep
sadece dış görünüşle güzel/iyi insan olunmaz
Colloquial
215
Colloquial
banana skin
n.
bariz bir hataya neden olan öngörülemeyen şey
216
Colloquial
banana skin
n.
yerdeki muz kabuğu gibi başa dert olan şey
217
Colloquial
save someone's skin
v.
birinin kıçını kurtarmak
218
Colloquial
give someone some skin
v.
beşlik çakmak
219
Colloquial
save someone's skin
v.
imdadına yetişmek
220
Colloquial
save someone's skin
v.
yardımına yetişmek
221
Colloquial
save someone's skin
v.
yardımına koşmak
222
Colloquial
save someone's skin
v.
yardım etmek
223
Colloquial
slip on a banana skin
v.
gülünç bir duruma düşmek
224
Colloquial
slip on a banana skin
v.
aptal durumuna düşmek
225
Colloquial
slip on a banana skin
v.
aptalca bir hata yapmak
226
Colloquial
slip on a banana skin
v.
utanç verici bir hata yapmak
227
Colloquial
slip me some skin!
expr.
çak bi beşlik
228
Colloquial
knock me some skin!
expr.
çak bakalım!
229
Colloquial
skin me!
expr.
çak bir beşlik
230
Colloquial
give me some skin!
expr.
çak!
231
Colloquial
give me skin!
expr.
çak!
232
Colloquial
give me skin!
expr.
çak bi beşlik!
233
Colloquial
skin me!
expr.
çak!
234
Colloquial
give me some skin!
expr.
çak bir beşlik!
235
Colloquial
I am soaked to the skin
expr.
donuma kadar ıslandım
236
Colloquial
give me some skin!
expr.
çak bi beşlik!
237
Colloquial
slip me some skin!
expr.
çak!
238
Colloquial
knock me some skin!
expr.
çak bir beşlik!
239
Colloquial
slip me some skin!
expr.
çak bir beşlik
240
Colloquial
give me skin!
expr.
çak bir beşlik!
241
Colloquial
skin me!
expr.
çak bi beşlik
242
Colloquial
I am soaked to the skin
expr.
iliklerime kadar ıslandım
243
Colloquial
I am soaked to the skin
expr.
(yağmur vb yüzünden) sırılsıklam oldum
244
Colloquial
it's no skin off my nose
expr.
beni ırgalamaz
245
Colloquial
it's no skin off my nose
expr.
beni ırgalamaz
Idioms
246
Idioms
ass in a lion's skin
n.
aslan kılığına/postuna girmiş/bürünmüş eşek
247
Idioms
ass in a lion's skin
n.
palavracı ahmak
248
Idioms
ass in a lion's skin
n.
martavalcı
249
Idioms
ass in a lion's skin
n.
kurusıkı atıcı
250
Idioms
a thin skin
n.
alıngan tip
251
Idioms
skin and bone
n.
bir deri bir kemik
252
Idioms
skin deep
n.
dış görünüş
253
Idioms
a banana skin for the government
n.
hükümetin bir ayıbı
254
Idioms
a thin skin
n.
kolay alınan kimse
255
Idioms
a banana skin
n.
gülünç bir durum
256
Idioms
a banana skin
n.
utanç verici bir durum/hata
257
Idioms
a banana skin
n.
aptalca bir hata
258
Idioms
a thick skin
n.
vurdumduymaz kimse
259
Idioms
a thick skin
n.
eleştirilere kulak asmayan kimse
260
Idioms
a thick skin
n.
kolay alınmayan/kırılmayan kimse
261
Idioms
a thick skin
n.
vurdumduymaz/alıngan tip
262
Idioms
a thick skin
n.
kolay alınmayan kimse
263
Idioms
a thin skin
n.
kolay alınan kimse
264
Idioms
skin a flint
v.
para için her yola başvurmak
265
Idioms
skin a flint
v.
sineğin yağını çıkarmak
266
Idioms
skin the bear at once
v.
doğrudan/bir an önce konuya girmek
267
Idioms
skin the bear at once
v.
bir an önce işe girişmek/başlamak
268
Idioms
skin the bear at once
v.
konuya kafadan/bodoslama girmek
269
Idioms
be (all) brothers/sisters under the skin
v.
özünde/temelde benzer olmak
270
Idioms
be (all) brothers/sisters under the skin
v.
özünde/temelde birbirine benzemek
271
Idioms
be (all) brothers/sisters under the skin
v.
özünde/temelde aynı duyguları paylaşmak
272
Idioms
skin an eel by the tail
v.
tedbirsiz/ihtiyatsız/akılsızca iş yapmak
273
Idioms
skin someone alive
v.
ağzının payını vermek
274
Idioms
nearly jump out of one's skin
v.
aklı başından gitmek
275
Idioms
almost jump out of one's skin
v.
aklı başından gitmek
276
Idioms
jump out of one's skin
v.
aklı başından gitmek
277
Idioms
leap out of one's skin
v.
aklı başından gitmek
278
Idioms
skin someone alive
v.
birisini azarlamak
279
Idioms
skin someone alive
v.
birisine çok sinirlenmek
280
Idioms
be all skin and bone
v.
bir deri bir kemik kalmak
281
Idioms
no skin off someone's teeth
v.
birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
282
Idioms
save somebody's skin
v.
birinin kıçını kurtarmak
283
Idioms
no skin off someone's teeth
v.
birisinin derdi olmamak
284
Idioms
get under someone's skin
v.
birini uyuz etmek
285
Idioms
skin in the game
v.
bir hedefi gerçekleştirmek uğruna maddi riske girmek
286
Idioms
no skin off someone's nose
v.
birisinin derdi olmamak
287
Idioms
be skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak/kalmak
288
Idioms
be no skin off someone's nose
v.
birisinin umurunda olmamak
289
Idioms
be all skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
290
Idioms
be skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak/kalmak
291
Idioms
no skin off someone's back
v.
birisinin derdi olmamak
292
Idioms
be no skin off someone's teeth
v.
birisinin umurunda olmamak
293
Idioms
get under someone's skin
v.
birinin sinirine dokunmak
294
Idioms
no skin off someone's back
v.
birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
295
Idioms
no skin off someone's nose
v.
birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
296
Idioms
be all skin and bone
v.
çok zayıflamak
297
Idioms
catch one's bear before one sells its skin
v.
dereyi görmeden paçaları sıvamak
298
Idioms
skin someone alive
v.
çiğ çiğ yemek (birini)
299
Idioms
be all skin and bone
v.
çöpe dönmek
300
Idioms
catch one's bear before one sells its skin
v.
doğmamış çocuğa kaftan biçmek
301
Idioms
get under (one's) skin
v.
haz etmemek
302
Idioms
get under (one's) skin
v.
hoşlanmamak
303
Idioms
have a thick skin
v.
eleştirilere kulak asmayan biri olmak
304
Idioms
be soaked to the skin
v.
iliklerine kadar ıslanmak
305
Idioms
get wet to the skin
v.
iliklerine kadar ıslanmak
306
Idioms
become skin and bones
v.
iğne ipliğe dönmek
307
Idioms
almost jump out of one's skin
v.
ödü kopmak
308
Idioms
make someone's skin crawl
v.
korkmak
309
Idioms
get under (one's) skin
v.
nefret etmek
310
Idioms
be secure in one's skin
v.
kendinden emin olmak
311
Idioms
comfortable in one's skin
v.
kendinden emin olmak
312
Idioms
jump out of one's skin
v.
korkuyla yerinden sıçramak
313
Idioms
nearly jump out of one's skin
v.
ödü kopmak
314
Idioms
nearly jump out of one's skin
v.
ödü patlamak
315
Idioms
be comfortable in one's skin
v.
kendinden memnun olmak
316
Idioms
be scared out of one's skin
v.
ödü kopmak
317
Idioms
save your own skin
v.
kendi kıçını kurtarmak
318
Idioms
be scared out of one's skin
v.
ödü patlamak
319
Idioms
be comfortable in one's skin
v.
kendiyle barışık olmak
320
Idioms
save one's own skin
v.
kendi postunu kurtarmak
321
Idioms
be uncomfortable in one's own skin
v.
kendine yabancılaşmak
322
Idioms
almost jump out of one's skin
v.
ödü patlamak
323
Idioms
be soaked to the skin
v.
sucuk gibi ıslanmak
324
Idioms
get soaked to the skin
v.
sırılsıklam ıslanmak
325
Idioms
be soaked to the skin
v.
sırsıklam olmak
326
Idioms
get under (one's) skin
v.
rahatsızlık vermek
327
Idioms
save one's skin
v.
postu kurtarmak
328
Idioms
make someone's skin crawl
v.
tüylerini diken diken etmek
329
Idioms
make someone's skin crawl
v.
tüylerini ürpertmek
330
Idioms
run out of your skin
v.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
331
Idioms
play out of your skin
v.
tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
332
Idioms
be no skin off someone's nose
v.
umurunda olmamak
333
Idioms
nearly jump out of one's skin
v.
yüreği ağzına gelmek
334
Idioms
have a thick skin
v.
vurdumduymaz olmak
335
Idioms
almost jump out of one's skin
v.
yüreği ağzına gelmek
336
Idioms
soak someone to the skin
v.
(yağmur vb) birini sırılsıklam ıslatmak
337
Idioms
have skin in the game
v.
bir amaçta/başarıda katkısı olmak
338
Idioms
have skin in the game
v.
bir amaçta/başarıda parasal desteği olmak
339
Idioms
have skin in the game
v.
çorbada tuzu olmak
340
Idioms
have skin in the game
v.
çorbada tuzu bulunmak
341
Idioms
have/put skin in the game [us]
v.
bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında katkısı olmak
342
Idioms
have/put skin in the game [us]
v.
bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında payı olmak
343
Idioms
have/put skin in the game [us]
v.
pay sahibi olmak
344
Idioms
get under (one's) skin
v.
(birinin) sinirini oynatmak
345
Idioms
get under (one's) skin
v.
(birini) rahatsız etmek
346
Idioms
get under (one's) skin
v.
(birini) irite etmek
347
Idioms
get under (one's) skin
v.
obsesyon yaratmak
348
Idioms
get under (one's) skin
v.
takıntı olmak
349
Idioms
get under (one's) skin
v.
saplantı olmak
350
Idioms
get under (one's) skin
v.
aklına takılmak
351
Idioms
get under (one's) skin
v.
birini çok iyi anlamak/tanımak
352
Idioms
get under (one's) skin
v.
birinin ciğerini bilmek
353
Idioms
get under someone's skin
v.
birini derinlemesine anlamaya çalışmak
354
Idioms
get under someone's skin
v.
birinin ne hissettiğini anlamaya çalışmak
355
Idioms
get under someone's skin
v.
birinin içini görmek
356
Idioms
get under someone's skin
v.
birinin içine bakmak
357
Idioms
get under your skin
v.
sinir etmek
358
Idioms
get under your skin
v.
uyuz etmek
359
Idioms
get under your skin
v.
sinirine dokunmak
360
Idioms
get under your skin
v.
sinirini bozmak
361
Idioms
get under your skin
v.
içine işlemek
362
Idioms
get under your skin
v.
merak uyandırmak
363
Idioms
get under your skin
v.
kanına girmek
364
Idioms
get under your skin
v.
birini çok kızdırmak
365
Idioms
get under your skin
v.
birinin çok fena sinirini bozmak
366
Idioms
get under your skin
v.
birini tahrik etmek
367
Idioms
get under your skin
v.
birini gıcık etmek
368
Idioms
get under your skin
v.
birinin zihnini sürekli meşgul etmek
369
Idioms
get under your skin
v.
birinin zihnini zorlamak
370
Idioms
get under your skin
v.
birini çok iyi anlamak/tanımak
371
Idioms
get under your skin
v.
birinin ciğerini bilmek/içini görmek
372
Idioms
slip on a banana skin
v.
gülünç bir duruma düşmek
373
Idioms
slip on a banana skin
v.
aptal durumuna düşmek
374
Idioms
slip on a banana skin
v.
aptalca bir hata yapmak
375
Idioms
slip on a banana skin
v.
utanç verici bir hata yapmak
376
Idioms
be (all) brothers/sisters under the skin
v.
birbirine benzemek
377
Idioms
skin a goat [obsolete] [uk]
v.
kusmak
378
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
başkalarından gelen sözlü saldırı ve eleştirileri göz ardı edebilmek
379
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
sözlü saldırı ve eleştirileri kaldırabilmek
380
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
dayanıklı olmak
381
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
kolayca kırılmamak
382
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
eleştiri kaldırabilmek
383
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
eleştiriden korkmamak
384
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
vurdumduymaz olmak
385
Idioms
have a skin like a rhinoceros
v.
derisi kalın olmak
386
Idioms
have a thin skin
v.
kolayca kırılan biri olmak
387
Idioms
have a thin skin
v.
söylenenlere hemen üzülmek
388
Idioms
have a thin skin
v.
çok duyarlı olmak
389
Idioms
have a thin skin
v.
alıngan olmak
390
Idioms
have a thin skin
v.
kolay alınan biri olmak
391
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birini/kendini tehlikeden kurtarmak
392
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birini/kendini felaketten kurtarmak
393
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birine/kendine kötü bir şey olmasını engellemek
394
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birini/kendini kötü bir durumdan kurtarmak
395
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birini/kendini kurtarmak
396
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birinin/kendinin paçasını kurtarmak
397
Idioms
save somebody’s (own) skin
v.
birinin/kendinin götünü kurtarmak
398
Idioms
jump in (one's) skin
v.
irkilmek
399
Idioms
jump in (one's) skin
v.
ürkmek
400
Idioms
jump in (one's) skin
v.
yerinden sıçramak
401
Idioms
jump in (one's) skin
v.
korkmak
402
Idioms
have a thick skin
v.
kolay alınmayan biri olmak
403
Idioms
have a thin skin
v.
kolay alınan biri olmak
404
Idioms
be all skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
405
Idioms
be all skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
406
Idioms
be all skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
407
Idioms
be all skin and bone
v.
kemik torbası olmak
408
Idioms
be all skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
409
Idioms
be all skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
410
Idioms
be all skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
411
Idioms
be all skin and bones
v.
kemik torbası olmak
412
Idioms
be just skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
413
Idioms
be just skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
414
Idioms
be just skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
415
Idioms
be just skin and bone
v.
kemik torbası olmak
416
Idioms
be just skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
417
Idioms
be just skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
418
Idioms
be just skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
419
Idioms
be just skin and bones
v.
kemik torbası olmak
420
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
421
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
422
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
423
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kemik torbası olmak
424
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
425
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
426
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
427
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kemik torbası olmak
428
Idioms
be no skin off (one's) back
v.
(birinin) derdi olmamak
429
Idioms
be no skin off (one's) back
v.
(birini) ilgilendirmemek
430
Idioms
be no skin off (one's) back
v.
(birinin) umurunda olmamak
431
Idioms
be no skin off (one's) back
v.
(birine) göre hava hoş olmak
432
Idioms
be no skin off (one's) back
v.
(birini) alakadar etmemek
433
Idioms
be no skin off (one's) nose
v.
(birinin) derdi olmamak
434
Idioms
be no skin off (one's) nose
v.
(birini) ilgilendirmemek
435
Idioms
be no skin off (one's) nose
v.
(birinin) umurunda olmamak
436
Idioms
be no skin off (one's) nose
v.
(birine) göre hava hoş olmak
437
Idioms
be no skin off (one's) nose
v.
(birini) alakadar etmemek
438
Idioms
be no skin off (one's) teeth
v.
(birinin) derdi olmamak
439
Idioms
be no skin off (one's) teeth
v.
(birini) ilgilendirmemek
440
Idioms
be no skin off (one's) teeth
v.
(birinin) umurunda olmamak
441
Idioms
be no skin off (one's) teeth
v.
(birine) göre hava hoş olmak
442
Idioms
be no skin off (one's) teeth
v.
(birini) alakadar etmemek
443
Idioms
be all skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
444
Idioms
be all skin and bone
v.
aşırı zayıf olmak
445
Idioms
be all skin and bone
v.
bir deri bir kemik kalmak
446
Idioms
be all skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
447
Idioms
be all skin and bone
v.
çöpe dönmek
448
Idioms
be all skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
449
Idioms
be all skin and bone
v.
kemik torbası olmak
450
Idioms
be just skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
451
Idioms
be just skin and bone
v.
aşırı zayıf olmak
452
Idioms
be just skin and bone
v.
bir deri bir kemik kalmak
453
Idioms
be just skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
454
Idioms
be just skin and bone
v.
çöpe dönmek
455
Idioms
be just skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
456
Idioms
be just skin and bone
v.
kemik torbası olmak
457
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
bir deri bir kemik olmak
458
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
aşırı zayıf olmak
459
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
bir deri bir kemik kalmak
460
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kemikleri sayılmak
461
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
çöpe dönmek
462
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kaburgaları çıkmak
463
Idioms
be nothing but skin and bone
v.
kemik torbası olmak
464
Idioms
be all skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
465
Idioms
be all skin and bones
v.
aşırı zayıf olmak
466
Idioms
be all skin and bones
v.
bir deri bir kemik kalmak
467
Idioms
be all skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
468
Idioms
be all skin and bones
v.
çöpe dönmek
469
Idioms
be all skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
470
Idioms
be all skin and bones
v.
kemik torbası olmak
471
Idioms
be just skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
472
Idioms
be just skin and bones
v.
aşırı zayıf olmak
473
Idioms
be just skin and bones
v.
bir deri bir kemik kalmak
474
Idioms
be just skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
475
Idioms
be just skin and bones
v.
çöpe dönmek
476
Idioms
be just skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
477
Idioms
be just skin and bones
v.
kemik torbası olmak
478
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
bir deri bir kemik olmak
479
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
aşırı zayıf olmak
480
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
bir deri bir kemik kalmak
481
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kemikleri sayılmak
482
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
çöpe dönmek
483
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kaburgaları çıkmak
484
Idioms
be nothing but skin and bones
v.
kemik torbası olmak
485
Idioms
be soaked to the skin
v.
sırılsıklam olmak
486
Idioms
be soaked to the skin
v.
çok ıslanmak
487
Idioms
be soaked to the skin
v.
donuna kadar ıslanmak
488
Idioms
be soaked to the skin
v.
iliklerine kadar ıslanmak
489
Idioms
get soaked to the skin
v.
sırılsıklam olmak
490
Idioms
get soaked to the skin
v.
çok ıslanmak
491
Idioms
get soaked to the skin
v.
donuna kadar ıslanmak
492
Idioms
get soaked to the skin
v.
iliklerine kadar ıslanmak
493
Idioms
do something by the skin of your teeth
v.
bir şeyi kıl payı yapmak
494
Idioms
do something by the skin of your teeth
v.
bir şeyi çok küçük/ufak bir farkla yapmak
495
Idioms
do something by the skin of your teeth
v.
bir şeyi ucu ucuna yapmak
496
Idioms
do something by the skin of your teeth
v.
bir şeyi son anda yapmak
497
Idioms
do something by the skin of your teeth
v.
bir şeyi güç bela yapmak
498
Idioms
get under skin
v.
sinirini oynatmak
499
Idioms
get under skin
v.
rahatsız etmek
500
Idioms
get under skin
v.
irite etmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of skin
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy