Verlauf

give to

Bedeutungen, die der Begriff "give to" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	give one's arm to somebody v.	koluna girmek
2	General	give a fillip to v.	harekete geçirmek
3	General	not to give back v.	üstüne yatmak
4	General	give ear to v.	dinlemek
5	General	give no leg to stand on v.	tutunacak bir dal bırakmamak
6	General	give voice to v.	söylemek
7	General	give weight to v.	ehemmiyet vermek
8	General	give birth to v.	doğurmak (bebek vb)
9	General	give heed to v.	dikkatli olmak
10	General	give rein to v.	kapılmak
11	General	give place to v.	yerini bırakmak
12	General	give countenance to v.	onaylamak
13	General	give a good beating to v.	pestilini çıkarmak
14	General	agree to give in marriage v.	söz kesmek
15	General	not to give a shit v.	sikine takmamak
16	General	give place to v.	yer vermek
17	General	give thought to v.	düşünmek
18	General	not to give any food to v.	aç bırakmak
19	General	give weight to v.	önem vermek
20	General	give rise to thought v.	düşündürmek
21	General	give heed to v.	dikkat etmek
22	General	give shape to v.	şekil vermek
23	General	give marks to v.	not vermek
24	General	give rise to v.	meydana getirmek
25	General	give no chance to recover v.	göz açtırmamak
26	General	give advice to v.	akıl öğretmek
27	General	give no respite to v.	göz açtırmamak
28	General	give advice to v.	akıl vermek
29	General	give complete authority to someone v.	açık kart vermek
30	General	give countenance to v.	desteklemek
31	General	give a reward to somebody v.	mükafatlandırmak
32	General	give one's kind regards to v.	selam söylemek
33	General	give way to despair v.	ümitsizliğe kapılmak
34	General	give a wide berth to v.	kaçınmaya dikkat etmek
35	General	give an eye to v.	göz atmak
36	General	give countenance to v.	teşvik etmek
37	General	give rise to v.	sebep olmak
38	General	give close attention to v.	itina etmek
39	General	give new meaning to v.	anlam kazandırmak
40	General	give priority to v.	öncelik tanımak
41	General	give someone to understand something v.	birine bir şeyi ima etmek
42	General	give a wrench to v.	ters anlamak
43	General	give solace to v.	teselli etmek
44	General	give importance to v.	ilgi duymak
45	General	give vent to v.	göstermek
46	General	give a fresh impetus to v.	canlandırmak
47	General	give form to v.	şekil vermek
48	General	give an eye to v.	göz kulak olmak
49	General	give rein to v.	dizginini salıvermek
50	General	not to give a damn v.	iplememek
51	General	give birth to v.	doğurmak (çocuk/yavru)
52	General	give credence to something v.	inanmak
53	General	give an edge to v.	bilemek
54	General	give ear to v.	kulak vermek
55	General	give way to something v.	kapılmak
56	General	give a wide berth to v.	uzak durmak
57	General	give affront to v.	hakaret etmek
58	General	give vent to v.	açığa vurmak
59	General	give hope to v.	umutlandırmak
60	General	give voice to v.	dile getirmek
61	General	give the lie to v.	yalanlamak
62	General	not to give someone the time of day v.	muhatap olmamak
63	General	give a body to v.	şekil vermek
64	General	not to give a shit v.	siklememek
65	General	give a bias to v.	peşin hüküm vermek
66	General	give the lie to something v.	birşeyin doğru olmadığını ispatlamak
67	General	give preference to v.	tercih etmek
68	General	give up something to somebody v.	helal etmek
69	General	give shape to v.	şekillendirmek
70	General	give way to something v.	yerine bırakmak
71	General	give affront to v.	kızdırmak
72	General	give rise to v.	neden olmak
73	General	give explanations to v.	açıklamalarda bulunmak
74	General	give point to v.	vurgulamak
75	General	give weight to v.	büyük önem vermek
76	General	give a fillip to v.	teşvik etmek
77	General	give birth to v.	doğum yapmak
78	General	not to give a shit v.	birinin umurunda olmamak
79	General	give birth to a litter v.	yavrulamak
80	General	give heed to v.	kulak asmak
81	General	give rise to v.	yol açmak
82	General	give (someone) a chance (to do something) v.	meydan vermek
83	General	give birth to a child v.	çocuk doğurmak
84	General	give somebody in marriage to somebody v.	evermek
85	General	give an edge to v.	açmak (iştahı)
86	General	give an edge to v.	artırmak (keyif/öfke vb)
87	General	not to give a hoot v.	aldırış etmemek
88	General	give birth to v.	doğurmak
89	General	give to deal v.	indirmek
90	General	give hope to v.	umut vermek
91	General	give birth to v.	dünyaya getirmek
92	General	not to give even a smallest bit v.	zırnık bile koklatmamak
93	General	give shape to v.	biçimlendirmek
94	General	give credence to v.	inanmak
95	General	give to charity v.	bağışlamak
96	General	give affront to v.	küçük düşürmek
97	General	give affront to v.	gücendirmek
98	General	swear to give up v.	tövbe etmek
99	General	give thanks to v.	şükretmek
100	General	give free rein to somebody v.	başıboş bırakmak
101	General	give umbrage to v.	gücendirmek
102	General	not to give a smallest bit v.	zırnık koklatmamak
103	General	give birth to v.	meydana getirmek
104	General	give voice to v.	anlatmak
105	General	give rein to v.	başıboş bırakmak
106	General	give solace to v.	teselli vermek
107	General	give voice to v.	ifade etmek
108	General	give rise to v.	sebebiyet vermek
109	General	give floor to v.	sözü vermek
110	General	give credence to v.	güvenmek
111	General	give the lie to v.	yanlış olduğunu göstermek
112	General	give the lie to v.	yalancılıkla suçlamak
113	General	give somebody a knockdown to somebody v.	takdim etmek
114	General	give points to somebody v.	üstün olmak
115	General	give somebody a knockdown to somebody v.	tanıştırmak
116	General	give somebody to understand v.	çıtlatmak
117	General	give flavour to v.	lezzetlendirmek
118	General	not to give support v.	destek vermemek
119	General	give consultation to someone v.	danışmanlık etmek
120	General	not to give support v.	desteklememek
121	General	continue to give support v.	desteğini sürdürmek
122	General	continue to give support v.	destek vermeye devam etmek
123	General	give countenance to v.	desteğini esirgememek
124	General	give resistance to v.	direnç kazandırmak
125	General	be old enough to give birth to v.	doğum yapabilecek yaşta olmak
126	General	give food to a person or an animal by hand v.	elle beslemek
127	General	give food to a person or an animal by hand v.	eliyle beslemek
128	General	give a feeling to v.	duygu vermek
129	General	give to whim v.	kapris yapmak
130	General	give particular importance to something v.	çok önem vermek
131	General	give particular importance to something v.	özel önem vermek
132	General	swear to give up v.	bırakacağına yemin etmek
133	General	give particular importance to something v.	ön planda tutmak
134	General	give meaning to (someone) v.	anlam katmak
135	General	give rise to v.	mahal vermek
136	General	not give rise to v.	mahal vermemek
137	General	not give rise to v.	mahal olmamak
138	General	give one's daughter in marriage to v.	kızını vermek
139	General	give one's daughter in marriage to v.	kızlarını vermek
140	General	not to give rise to v.	mahal vermemek
141	General	give rein to v.	engel olmamak
142	General	give free rein to v.	engel olmamak
143	General	give rein to v.	dizginlerini vermek
144	General	give rein to v.	kaptırmak
145	General	give consequence to v.	adam yerine koymak
146	General	give consequence to v.	onore etmek
147	General	give consequence to v.	ilgi göstermek
148	General	give consequence to v.	önem vermek
149	General	give consequence to v.	sıraya katmak
150	General	give a novel touch to v.	renk katmak
151	General	give a novel touch to v.	renk vermek
152	General	give way to pessimism v.	karamsarlığa kapılmak
153	General	not to give a damn v.	dünya yıkılsa umurunda olmamak
154	General	give rise to disturbance v.	huzursuzluk çıkarmak
155	General	give birth to a baby v.	bebek dünyaya getirmek
156	General	give green light to v.	yeşil ışık yakmak
157	General	give birth to v.	çocuk dünyaya getirmek
158	General	give to in marriage v.	söz kesmek
159	General	come to ask a family to give their daughter v.	(kız) istemeye gelmek
160	General	give to in marriage v.	söz takmak
161	General	give to in marriage v.	sözlenmek
162	General	give an edge to one's appetite v.	iştahını açmak
163	General	give special interest to somebody v.	özel olarak ilgilenmek
164	General	give special attention to somebody v.	özel olarak ilgilenmek
165	General	give utterance to v.	dile getirmek
166	General	give a hand to v.	-e elini uzatmak
167	General	give a hand to v.	-e yardım etmek
168	General	give somebody a talking-to v.	azarlamak
169	General	give rein to v.	-in dizginini salıvermek
170	General	give rein to v.	-i başıboş bırakmak
171	General	give vent to v.	-i belli etmek
172	General	give somebody a talking-to v.	haşlamak
173	General	give inside information to v.	gammazlık etmek
174	General	give credence to v.	sözüne önem vermek
175	General	give credence to v.	prim vermek
176	General	give credence to v.	itimat etmek
177	General	give hostages to fortune v.	ödenecek bedeli göze almak
178	General	give hostages to fortune v.	ileride başına dert açma riskini göze almak
179	General	give away to despair v.	umutsuzluğa kapılmak
180	General	give an answer to v.	cevap vermek
181	General	give ghusl to the dead body v.	ölüye gusül abdesti aldırmak
182	General	give in to the pressures v.	baskılara boyun eğmek
183	General	give birth to her second child v.	ikinci çocuğunu dünyaya getirmek
184	General	give birth to her second child v.	ikinci çocuğunu doğurmak
185	General	give a promotion to v.	terfi vermek
186	General	not give passage to v.	geçit vermemek
187	General	give birth to a child v.	bebek doğurmak
188	General	give birth to a baby v.	bebek doğurmak
189	General	give close attention to v.	yakın ilgi göstermek
190	General	give a new image to v.	yeni bir imaj kazandırmak
191	General	give a new image to v.	yeni imaj kazandırmak
192	General	give priority to v.	öncelik vermek
193	General	give satisfaction to v.	memnuniyet vermek
194	General	give a treat to a dog v.	köpeğe ödül maması vermek
195	General	give someone the chance to do the right thing v.	birisine doğru şeyi yapması için bir şans vermek
196	General	give someone six months to live v.	birine altı ay ömür biçmek
197	General	give full attention/focus to something v.	tüm dikkatini vermek
198	General	give full attention/focus to something v.	bütün dikkatini vermek
199	General	give someone a ride to home v.	eve bırakmak
200	General	give somebody a lift to the airport v.	havaalanına bırakmak
201	General	give somebody a lift to hotel v.	otele bırakmak
202	General	give someone a ride to the airport v.	havaalanına bırakmak
203	General	give someone a ride to the hotel v.	otele bırakmak
204	General	give the job to someone v.	işi birine vermek
205	General	give the job to someone v.	birine işi vermek
206	General	give permission to build v.	imar/inşaat izni vermek
207	General	give it to charity v.	hayır kurumlarına bağışlamak
208	General	give birth to twins v.	ikiz doğurmak
209	General	give a lot of importance to v.	çok önem vermek
210	General	give access to v.	erişim vermek
211	General	give access to v.	erişim sağlamak
212	General	want to give a speech v.	konuşma yapmak istemek
213	General	give it to his/her v.	(çocukluğuna/tecrübesizliğine vb) vermek
214	General	give effect to v.	yürürlüğe koymak
215	General	give all her love to her child v.	tüm sevgisini çocuğuna vermek
216	General	give a new image to v.	yeni bir imaj vermek
217	General	give due importance to v.	gereken önemi vermek
218	General	give way to v.	şekline dönmek
219	General	give way to v.	değişmek
220	General	give way to v.	-a/e dönmek
221	General	give way to v.	dönüşmek
222	General	give wide publicity to v.	geniş yer vermek
223	General	give wide publicity to v.	geniş yer ayırmak
224	General	give wide coverage to v.	geniş yer vermek
225	General	give wide coverage to v.	geniş yer ayırmak
226	General	give up your seat to elderly v.	yaşlılara yer vermek
227	General	give up seat to elderly on bus v.	otobüste yaşlılara yer vermek
228	General	give someone pleasure to help v.	yardım etme zevkini vermek
229	General	give initiative to someone v.	birisine inisiyatif vermek
230	General	give initiative to someone v.	birisinin inisiyatifine bırakmak
231	General	give mouth-to-mouth resuscitation v.	suni teneffüs yapmak
232	General	give mouth-to-mouth resuscitation v.	yapay solunum yapmak
233	General	give due consideration to something v.	bir şeye gereken önemi vermek
234	General	ask someone on the bus to give (up) their seat for v.	otobüste yer istemek
235	General	give voice to v.	söz hakkı tanımak
236	General	give a piece of one's mind to v.	açıkça konuşmak
237	General	give a piece of one's mind to v.	dobra dobra konuşmak
238	General	give a piece of one's mind to v.	bir çift söz etmek
239	General	give birth to v.	başlatmak
240	General	give birth to v.	yaratmak
241	General	give voice (to) v.	karşı çıkmak
242	General	give voice (to) v.	hoşnutsuzluk hislerini ifade etmek
243	General	give harm to v.	zarar vermek
Phrasals
244	Phrasals	give in to v.	boyun eğmek
245	Phrasals	give way to v.	boyun eğmek
246	Phrasals	give over to v.	bırakmak
247	Phrasals	give up to v.	bir şeye bırakmak
248	Phrasals	give over to v.	bırakıp çekilmek
249	Phrasals	give something to someone v.	bir şeyi birine vermek
250	Phrasals	give up to v.	birine bırakmak
251	Phrasals	give up to v.	ellerine bırakmak
252	Phrasals	give up to v.	kendini tümüyle vermek
253	Phrasals	give chase to someone or something v.	kovalamak
254	Phrasals	give way to v.	kafasından atmak
255	Phrasals	give way to v.	kabullenmek
256	Phrasals	give up to v.	kullanıma bırakmak
257	Phrasals	give way to v.	kendini kaptırmak
258	Phrasals	give way to v.	olmasına izin vermek
259	Phrasals	give up to v.	kendini (bir şeye) adamak
260	Phrasals	give voice to v.	sesini yükseltmek
261	Phrasals	give chase to someone or something v.	peşine düşmek
262	Phrasals	give over to v.	terk etmek
263	Phrasals	give chase to someone or something v.	takip etmek
264	Phrasals	give up to v.	teslim etmek
265	Phrasals	give on to v.	-e dönük olmak
266	Phrasals	give way to v.	(biri ya da bir şeyle) yer değiştirmek
267	Phrasals	give way to v.	(düşünceleri vb) üzerinden atmak
268	Phrasals	give way to v.	yolunu açmak
269	Phrasals	give in to v.	-e teslim etmek
270	Phrasals	give on to v.	(bir yöne) bakmak
271	Phrasals	give a gift of something to someone v.	(bir kimseye birşey(i)) hediye etmek
272	Phrasals	give way to v.	(trafikte) yol vermek
273	Phrasals	give way to v.	yerini bırakmak
274	Phrasals	give (something) to (someone) v.	(birine bir şeyi) vermek
275	Phrasals	give (something) to (someone) v.	(birine bir şeyi) iletmek
276	Phrasals	give (something) to (someone) v.	(birine bir şeyi) teslim etmek
277	Phrasals	give (something) to (someone) v.	(birine bir şeyi) hediye etmek
278	Phrasals	give (something) to (someone) v.	(birine bir şeyi) hediye olarak vermek
279	Phrasals	give it to someone (straight) v.	birine karşı dürüst olmak
280	Phrasals	give it to someone (straight) v.	biriyle açık açık konuşmak
281	Phrasals	give it to someone (straight) v.	lafı dolandırmamak
282	Phrasals	give it to someone (straight) v.	direkt/doğrudan söylemek
283	Phrasals	give someone or something back (to someone or something) v.	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) geri vermek
284	Phrasals	give someone or something back (to someone or something) v.	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) iade etmek
285	Phrasals	give in to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) boyun eğmek
286	Phrasals	give in to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) teslim olmak
287	Phrasals	give in to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kabul etmek
288	Phrasals	give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.	(biri/bir şey) hakkında (birine) şikayet etmek
289	Phrasals	give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.	(biri/bir şey) hakkında (birine) yakınmak
290	Phrasals	give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.	(biri/bir şey) hakkında (birine) söylenmek
291	Phrasals	give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.	(biri/bir şey) hakkında (birini) azarlamak
292	Phrasals	give out (to one) about (someone or something) [ireland] v.	(biri/bir şey) hakkında (birini) paylamak
293	Phrasals	give something over (to someone or something) v.	bir şeyi (birine/bir şeye) vermek
294	Phrasals	give something over (to someone or something) v.	bir şeyi (birine/bir şeye) teslim etmek
295	Phrasals	give someone or something up (to someone) v.	birini/bir şeyi (birine) teslim etmek
296	Phrasals	give someone or something up (to someone) v.	birini/bir şeyi (birine) bırakmak
Phrases
297	Phrases	give place to someone v.	(birine) yer açmak
298	Phrases	give place to someone v.	yerini başkasına bırakmak
299	Phrases	to give an example expr.	bir örnek verecek olursak
300	Phrases	give up your seat to pregnant women and elderly expr.	hamilelere ve yaşlılara yer veriniz
301	Phrases	to give an example expr.	örnek verecek olursak
302	Phrases	please give your seat to an elderly or disabled person expr.	lütfen yaşlı ve sakatlara yer veriniz
303	Phrases	to give an example expr.	örnek vermek gerekirse
304	Phrases	to give an example expr.	örnek vermemiz gerekirse
305	Phrases	give my best regards to expr.	(eşinize) hürmetlerimi iletin
306	Phrases	please give your seat to an elderly or disabled person expr.	yaşlılara ve sakatlara yer veriniz
307	Phrases	give my warm regards to expr.	(eşinize) hürmetlerimi iletin
308	Phrases	give my sincere regards to expr.	(eşinize) hürmetlerimi iletin
309	Phrases	give my warm regards to expr.	(eşinize) sevgilerimi iletin
310	Phrases	give my best regards to expr.	(eşinize) sevgilerimi iletin
311	Phrases	give my sincere regards to expr.	(eşinize) sevgilerimi iletin
Proverb
312	Proverb	it is better to give than to receive	vermek almaktan daha kutsaldır
313	Proverb	it is more blessed to give than to receive	vermek almaktan daha iyidir
314	Proverb	it is better to give than to receive	vermek almaktan daha iyidir
315	Proverb	it is more blessed to give than to receive	vermek almaktan daha kutsaldır
316	Proverb	give them enough rope to hang themselves	sen eline ipi ver o kendini asar
317	Proverb	give them enough rope to hang themselves	bırak kendi kuyusunu kazsın
318	Proverb	give somebody enough rope to hang themselves	bırak kendi kuyusunu kazsın
319	Proverb	don't give me the fish but teach me to fish	bana balık verme balık tutmayı öğret
320	Proverb	give a beggar a horse, and he'll ride it to death	çingeneye beylik vermişler önce babasını asmış
321	Proverb	it is better to give than to receive	veren el alan elden üstündür
Colloquial
322	Colloquial	something's got to give n.	bir çıngar çıkacak (gibi)
323	Colloquial	something to give meaning to my life n.	hayatıma anlam katacak bir şey
324	Colloquial	give someone a chance to get to know someone v.	daha iyi tanıma fırsatı vermek
325	Colloquial	not to give a hoot v.	istifini bozmamak
326	Colloquial	give credit to v.	övmek
327	Colloquial	give a place to stay v.	kalacak yer vermek
328	Colloquial	give credit to v.	prim vermek
329	Colloquial	give full marks to v.	tam not vermek
330	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birini sert/ağır bir şekilde cezalandırmak
331	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birine gününü göstermek
332	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birini çok fena azarlamak/paylamak
333	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birinin çok fena canına okumak
334	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birine çok fena giydirmek
335	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birine çok fena fırça çekmek
336	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birini çok fena haşlamak
337	Colloquial	give it to somebody [uk] v.	birine çok fena çıkışmak
338	Colloquial	give it to v.	sert biçimde cezalandırmak
339	Colloquial	give it to v.	sert bir şekilde azarlamak
340	Colloquial	give it to v.	çok fena fırça çekmek
341	Colloquial	give it to (one) straight v.	(birine) karşı dürüst olmak
342	Colloquial	give it to (one) straight v.	(biriyle) açık açık konuşmak
343	Colloquial	give it to (one) straight v.	lafı dolandırmamak
344	Colloquial	give it to (one) straight v.	(birine) direkt/doğrudan söylemek
345	Colloquial	give it to someone v.	birini azarlamak
346	Colloquial	give it to someone v.	birine cezasını vermek
347	Colloquial	give it to someone v.	birini fırçalamak
348	Colloquial	give it to someone v.	birinin ağzının payını vermek
349	Colloquial	give it to someone v.	birini haşlamak
350	Colloquial	something's got to give expr.	birisi patlayacak
351	Colloquial	some people just don't know when to give up expr.	bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
352	Colloquial	something's got to give expr.	birisi dayanamayacak
353	Colloquial	give it to me expr.	ver onu bana
354	Colloquial	give my best to expr.	-e sevgilerimi ilet/iletin
355	Colloquial	give my best to expr.	'-e hürmetlerimi ilet/iletin
356	Colloquial	give my best to expr.	'-e iyi dileklerimi ilet/iletin
357	Colloquial	give my best to expr.	'-e selam söyle/söyleyin
358	Colloquial	give my best to expr.	'-e benden selam söyle/söyleyin
359	Colloquial	give my best to expr.	'-e saygılarımı ilet/iletin
360	Colloquial	got to give expr.	çıngar çıkacak (gibi)
361	Colloquial	got to give expr.	(biri) patlayacak
362	Colloquial	got to give expr.	(biri) dayanamayacak
Idioms
363	Idioms	give full rein to v.	başıboş bırakmak
364	Idioms	give full rein to v.	engel olmamak
365	Idioms	give full rein to v.	dizginleri gevşemek
366	Idioms	give full rein to v.	ipini gevşetmek
367	Idioms	give full rein to v.	serbest bırakmak
368	Idioms	give full rein to v.	özgür kılmak
369	Idioms	give one to understand v.	anlatmak
370	Idioms	give the mitten to v.	aşkını reddetmek
371	Idioms	give the sack to v.	işten atmak
372	Idioms	give to the dogs v.	işe yaramaz olduğundan atmak
373	Idioms	give to wife v.	evlilikle (bir kadını) almak
374	Idioms	give the mitten to v.	çıkma teklifini reddetmek
375	Idioms	give to wife v.	evlilikle (bir kadını) vermek
376	Idioms	give one to understand v.	göstermek
377	Idioms	give the sack to v.	terk etmek
378	Idioms	give the sack to v.	evlenmekten vazgeçmek
379	Idioms	give the sack to v.	sepetlemek
380	Idioms	give witness to (something) v.	varlığı/olması (bir şeyin) kanıtı/işareti olmak
381	Idioms	give witness to (something) v.	varlığı/olması/bulunması (bir şeyi) kanıtlamak
382	Idioms	give (one) to believe v.	inandıracak bir şey yapmak/söylemek
383	Idioms	give (one) to believe v.	düşüncesini/duygusunu sezdirmek/belli etmek
384	Idioms	give (one) to believe v.	inanmasını/anlamasını sağlamak
385	Idioms	give somebody to believe/understand (that) v.	inandıracak bir şey yapmak/söylemek
386	Idioms	give somebody to believe/understand (that) v.	düşüncesini/duygusunu sezdirmek/belli etmek
387	Idioms	give somebody to believe/understand (that) v.	inanmasını/anlamasını sağlamak
388	Idioms	give (one) something to think about v.	haddini bildirmek
389	Idioms	give (one) something to think about v.	ağzının payını vermek
390	Idioms	give (one) something to think about v.	dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
391	Idioms	give vent to v.	açığa vurmak
392	Idioms	to give a square deal v.	adil davranmak
393	Idioms	give weight to v.	ağırlık kazandırmak
394	Idioms	give weight to v.	ağırlık vermek
395	Idioms	give a lot of importance to something v.	aşırı önem vermek
396	Idioms	give some thought to something v.	bir şeye kafa yormak
397	Idioms	give pause to somebody v.	birini düşündürmek
398	Idioms	give an ear to someone v.	birisine kulak vermek
399	Idioms	give/hand something to somebody on a silver platter v.	birine bir şeyi altın tepside sunmak
400	Idioms	give/hand something to somebody on a plate v.	birine bir şeyi altın tepside sunmak
401	Idioms	give a blank check to someone v.	bir kimseye istediği gibi davranma yetkisi vermek
402	Idioms	give one's ear to someone v.	birisine kulak vermek
403	Idioms	give ear to someone v.	birisine kulak vermek
404	Idioms	give teeth to something v.	bir şeyi kuvvetlendirmek
405	Idioms	not to give somebody the time of day v.	birisine soğuk davranmak
406	Idioms	give you the baby to hold v.	başın beladayken birinin seni bırakıp kaçması
407	Idioms	give pause to somebody v.	birinin düşünmesine yol açmak
408	Idioms	give to on a plate v.	birinin birşeyi fazla çaba harcamadan kolaylıkla elde etmesini sağlamak
409	Idioms	give a blank check to someone v.	birisine açık çek vermek
410	Idioms	give it to somebody straight v.	birine karşı dürüst olmak
411	Idioms	give birth to v.	doğurmak
412	Idioms	give a lot of importance to something v.	çok önem vermek
413	Idioms	give teeth to something v.	desteklemek
414	Idioms	give free rein to someone v.	dizginleri gevşetmek
415	Idioms	give/pay lip service to something v.	destekler gibi görünmek
416	Idioms	give short shrift to somebody v.	çok az önem vermek
417	Idioms	give evidence to v.	delil göstermek
418	Idioms	give pause to somebody v.	durup düşünmesine neden olmak
419	Idioms	give thought (to) v.	derin derin düşünmek
420	Idioms	give back (to) v.	geri getirmek
421	Idioms	give vent to one's feelings v.	hislerini/duygularını açığa vurmak/serbest bırakmak
422	Idioms	give back to v.	geri vermek
423	Idioms	give oneself up to the disease v.	hastalığa teslim olmak
424	Idioms	give oneself up to the disease v.	hastalığa yenilmek
425	Idioms	give a lot of importance to something v.	fazlasıyla önemsemek
426	Idioms	give back (to) v.	geri vermek
427	Idioms	give teeth to something v.	güç vermek
428	Idioms	give way to despair v.	enseyi karartmak
429	Idioms	give full play to one's imagination v.	hayal ettiklerinin gerçekleşmesine olanak sağlamak
430	Idioms	give full play to one's imagination v.	hayal dünyasının gelişmesine izin vermek
431	Idioms	give a false colour to v.	haberi yanlış vermek
432	Idioms	give back to v.	iade etmek
433	Idioms	give voice to v.	ifade etmek
434	Idioms	give lip service to something v.	inanır gibi yapmak
435	Idioms	give ear to v.	kulağını vermek
436	Idioms	give thought (to) v.	kafa patlatmak
437	Idioms	give short shrift to somebody v.	neredeyse yok saymak
438	Idioms	give top billing to v.	öncelik vermek
439	Idioms	give oneself over to one's job/work v.	kendini işine adamak
440	Idioms	give one's mind to v.	kafasını bir şeye vermek
441	Idioms	give free rein to someone v.	özgür kılmak
442	Idioms	give oneself up to one's children v.	kendini çocuklarına adamak
443	Idioms	give some thought to something v.	konuya eğilmek
444	Idioms	give an ear to v.	kulak vermek
445	Idioms	give the cold shoulder to someone v.	omuz çevirmek
446	Idioms	not know when to give up v.	ne zaman duracağını bilmemek
447	Idioms	give thought (to) v.	kafasını vermek
448	Idioms	give the floor to somebody v.	sözü birine vermek
449	Idioms	give the cold shoulder to someone v.	sırt çevirmek
450	Idioms	give in to temptation v.	şeytana uymak
451	Idioms	give evidence to v.	şahit göstermek
452	Idioms	give homage to v.	saygı gösterisinde bulunmak
453	Idioms	give colour to v.	renklendirmek
454	Idioms	give oneself over to the police v.	polise teslim olmak
455	Idioms	give colour to v.	renk vermek
456	Idioms	give/lend color to v.	renk katmak
457	Idioms	give back to v.	sahibine geri vermek
458	Idioms	give evidence to v.	tanık göstermek
459	Idioms	give weight to v.	(düşünce) güçlendirmek
460	Idioms	give one's eyeteeth to v.	varını yoğunu vermek
461	Idioms	give tongue to v.	(düşüncelerini) açıkça söylemek
462	Idioms	give a false colour to v.	yanlış bilgi vermek
463	Idioms	give tongue to v.	yüksek sesle söylemek
464	Idioms	give a new impulse to v.	yeni bir soluk getirmek
465	Idioms	give way to v.	yolu açmak
466	Idioms	give a false colour to v.	yalan haber vermek
467	Idioms	give way to v.	yerini terk etmek
468	Idioms	not to give somebody the time of day v.	yüz vermemek
469	Idioms	give (full) vent to (something) v.	(bir şeyi tamamen) açığa vurmak/dışa vurmak
470	Idioms	give (full) vent to (something) v.	(bir şey) kusmak
471	Idioms	give (full) vent to (something) v.	öfke kusmak
472	Idioms	give (full) vent to (something) v.	öfkesini açığa vurmak
473	Idioms	give (full) vent to (something) v.	öfkesini dışa vurmak
474	Idioms	give (full) vent to (something) v.	(sinirle/sinirden) patlamak
475	Idioms	give (full) vent to (something) v.	sinirini boşaltmak
476	Idioms	give someone furiously to think v.	birini bir konuyu ciddiyetle düşünmeye teşvik etmek
477	Idioms	give someone furiously to think v.	birinin bir konuyu derinlemesine/yoğun bir şekilde düşünmesine neden olmak
478	Idioms	give someone furiously to think v.	bir şeye kafa yormasını sağlamak
479	Idioms	give someone furiously to think v.	bir konuyu ayrıntılı düşünmesini sağlamak
480	Idioms	give (one) (the right to) first refusal v.	(birine) ilk hakkı tanımak
481	Idioms	give (one) (the right to) first refusal v.	(birine) ilk şansı vermek
482	Idioms	give (one) (the right to) first refusal v.	(birine) bir şeyi ilk elde etme şansını vermek
483	Idioms	give oneself over to someone or something v.	birine/bir şeye teslim olmak
484	Idioms	give oneself over to someone or something v.	birine/bir şeye boyun eğmek
485	Idioms	give oneself over to someone or something v.	birine/bir şeye karşı pes etmek
486	Idioms	give oneself over to someone or something v.	kendini birine/bir şeye kaptırmak
487	Idioms	give oneself over to someone or something v.	birine/bir şeye odaklanmak
488	Idioms	give oneself over to someone or something v.	kendini birine/bir şeye tamamen vermek
489	Idioms	give a black eye to (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
490	Idioms	give a black eye to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kötü göstermek
491	Idioms	give a black eye to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) çamur atmak
492	Idioms	give a black eye to (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) adına leke sürmek
493	Idioms	give bad marks to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) olumsuz değerlendirmek
494	Idioms	give bad marks to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) olumsuz bakmak
495	Idioms	give bad marks to (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kötü bulmak
496	Idioms	give bad marks to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) geçer not vermemek
497	Idioms	give bad marks to (someone or something) v.	(birine/bir şeye) kötü not vermek
498	Idioms	give bad marks to v.	yetersiz olarak değerlendirmek
499	Idioms	give bad marks to v.	yetersiz bulmak
500	Idioms	give bad marks to v.	geçer not vermemek