uçak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

uçak



Sens de "uçak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 31 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
uçak aeroplane n.
uçak airplane n.
uçak plane n.
uçak aircraft n.
General
uçak aero n.
uçak ship n.
uçak craft n.
uçak plane n.
uçak crafts n.
uçak flyer n.
Colloquial
uçak bird n.
uçak gashawk n.
Technical
uçak air-ship n.
uçak aircraft n.
uçak airship n.
uçak airbus n.
uçak flying machine n.
Aeronautic
uçak aeronef n.
uçak air-ship n.
uçak aeroplane n.
uçak airbus n.
uçak aircraft n.
uçak air carrier n.
uçak plane n.
uçak airship n.
uçak airplane n.
uçak avion n.
Military
uçak air n.
uçak airplane n.
uçak aerial adj.
Slang
uçak kite [uk] n.

Sens de "uçak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
(uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak hold v.
General
uçak motorunun ürettiği güç thrust n.
uçak ya da geminin rotadan çıkması yaw n.
uçak pisti landing field n.
tek kanatlı uçak monoplane n.
uçak yolculuğu hop n.
uçak mühendisi aircraft engineer n.
pervaneli uçak propeller plane n.
çok kanatlı uçak multiplane n.
uçak kaçırma skyjacking n.
uçak yolculuğu sonrası sersemlik jet lag n.
tepkili uçak jet plane n.
uçak izi vapor trail n.
uçak endüstrisi aircraft industry n.
kanat (kuş/uçak/bina/ordu/futbol veya siyasi partiye ait) wing n.
uçak kazası crash n.
kiralık uçak taxiplane n.
uçak pisti airfield n.
uçak kaçırma hijacking n.
alçak kanatlı uçak low wing plane n.
uçak hostesi steward n.
uçak izi vapour trail n.
uçak iskeleti fuselage n.
pilotsuz uçak drone n.
uçak korsanı skyjacker n.
uçak personelinden biri flyboy n.
uçak kazalarında sorumluluk liability for aircraft accidents n.
kısa uçak yolculuğu flip n.
muhasebeci (gemi, uçak) purser n.
uçak kazası airplane crash n.
uçak bileti flight ticket n.
dış kaplama (gemi, uçak) shell n.
uçak bakım endüstrisi aircraft supplies industry n.
uçak pervanesi prop n.
dönerken yan yatma (uçak) banking n.
uçak bileti ücreti airfare n.
uçak korsanı hijacker n.
üst üste üç kanatlı uçak triplane n.
uçak şirketi airways corporation n.
uzaktan kumandalı uçak drone n.
döne döne düşme (uçak) tailspin n.
uçak mürettebatı aircrew n.
uçak kaçırma hijack n.
külüstür uçak jalopy n.
uçak kanadı airfoil n.
gemi, uçak gibi bir araçta çalışanlar crew n.
uçak mektubu airmail letter n.
yolculuk (uçak, gemi) passage n.
uçak şirketi aircraft company n.
direkt uçak through plane n.
uçak izi wash n.
uçak yakıtı aviation fuel n.
uçak kazası air crash n.
uzun bir uçak yolculuğundan sonra zaman farkından doğan uyku düzensizliği, yorgunluk vb jet lag n.
uçak pisti runway n.
uçak sanayii aircraft industry n.
uçak sigortası aviation insurance n.
uçak tutması airsickness n.
suya inebilen uçak hydroplane n.
kaplama uçak fairing n.
uçak motoru aircraft engine n.
model uçak model airplane n.
kanat uçak fin n.
tek düzlemli uçak monoplane n.
külüstür uçak flivver n.
katapült uçak catapult n.
uçak yakıtı aircraft fuel n.
çift kanatlı uçak biplane n.
kiralanmış ucuz tarifeli uçak charter plane n.
uçak şirketi aviation company n.
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan erkek görevli steward n.
yokuş (uçak) pitch n.
orta menzilli uçak medium range aircraft n.
uçak sigortası aircraft insurance n.
süpersonik uçak supersonic n.
uçak iniş sinyali wave off n.
gövde uçak former n.
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde) layover n.
herhangi bir gemi veya uçak craft n.
uçak mühendisliği aircraft engineering n.
tek kişilik uçak single seater n.
uçak filosu squadron n.
kanatçık uçak aileron n.
uçak pisti airstrip n.
uçak pilotu airplane pilot n.
uçak kaçırma highjacking n.
kayaklı uçak skiplane n.
uçak ile havada yazı yazma skywriting n.
kayakları olan uçak skiplane n.
uçak bileti aeroplane ticket n.
uçak kazası aviation accident n.
hafif uçak light plane n.
kanatçık (uçak) flap n.
kısa uçak stubby airplane n.
uçak kullanma aviating n.
uçak gövdesi airframe n.
uçak kargosu plane cargo n.
uçak kargosu aircraft cargo n.
uçak seferi flight n.
uçak mutfağı galley n.
(gemi/uçak vb) seyir defteri log n.
(uçak) iniş landing n.
büyük uçak liner n.
uçak postası air mail n.
uçak gövdesi air-frame n.
uçak gaz türbinleri aircraft gas-turbines n.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak all-weather aircraft n.
iki kişilik uçak two-seater n.
(uçak) yere çakılma smash-up n.
külüstür uçak crate n.
uçak ile havada yazı yazan skywriter n.
kanat (uçak) fin n.
uçak terminali airport terminal n.
uçak veya kanat şeklinin iki boyutlu kuş bakışı görünüşü planform n.
uçak tutması aerial sickness n.
uçak bileti air ticket n.
uçak düşmesi plane crash n.
müsait/kalkacak olan ilk uçak first plane available n.
bulduğum ilk uçak first plane available n.
küçük bir uçak a small plane n.
kanatsız bir uçak an airplane without wings n.
kağıttan uçak paper airplane n.
kağıt uçak paper aeroplane n.
kağıt uçak paper plane n.
kağıttan uçak paper aeroplane n.
kağıt uçak paper airplane n.
kağıttan uçak paper plane n.
uçak rezervasyonu flight reservation n.
yolculuk parası ve uçak bileti travel cash and airline ticket n.
uçak kazası plane crash n.
uçak pilotu aircraft pilot n.
uçak yükü air freight n.
uçak makinisti air mechanic n.
uçak cambazlığı aerobatics n.
uçak koruması air cover n.
çiftkanatlı uçak biplane n.
kliper tipi uçak clipper n.
(uçak) yere çakılma smashup n.
(uçak) seyahat dergisi in-flight magazine n.
uçak yolculuğu air travel n.
uçak yolculuğu aircraft travel n.
kaçırılmış uçak hijacked plane n.
kaçırılan uçak hijacked plane n.
uçak enkazı wrecked plane n.
uçak teknolojisi aircraft technology n.
yürüyen uçak walking plane n.
havalimanlarında uçak karşılamaları sırasında yapılan bir tür selamlama water salute n.
suya inebilen uçak aerohydroplane n.
maket uçak yapıp uçurma aeromodelling n.
uçak motoru aeromotor n.
uçak postası pulları koleksiyonculuğu aerophilately n.
uçak yolcusu air traveler n.
uçak yolcusu air traveller n.
uçak yükü airfreight n.
uçak yükü air-freight n.
sık sık uçak seyahati yapan kimse frequent-flier n.
uçak eğim ölçerlerini dolduran ve test eden işçi filler n.
çok hızlı uçak hotshot n.
alıcıya veya postaneye, belirli bir saatte ve belirli bir tren, uçak veya gemi ile sevk edilen posta mail n.
(gemi, uçak, uzay aracı) kumanda merkezi brain n.
başka hava aracını taşıyan, havalanmasını sağlayan veya kumanda eden uçak mother plane n.
uçak terminali depot n.
tek kanatlı küçük uçak parasolette n.
uçak kaçırma piracy n.
uçak kanat paneli panel n.
uçak kanat kaplaması panel n.
hobi olarak uçak gözlemciliği ve fotoğrafçılığı yapan kimse plane spotter n.
uçak konumu fix n.
hasta veya yaralı kimseleri hastaneye götürmek için kullanılan uçak flying ambulance n.
gökyüzüne uçak dumanıyla yazılmış yazı skywriting n.
uçak kanadının bir ucundan diğerine uzanan geçit slot n.
duman çıkaran uçak smoker n.
prototip uçak prototype n.
uçak kanat yüzeyi surface n.
uçak kanadı surface n.
(uçak) hücum sortie n.
inmek (uçak) put down in v.
uçak kaçırmak skyjack v.
uçak bileti ayırtmak book a flight v.
kiralamak (uçak/gemi vb'ni) charter v.
gövde üzerine inmek (uçak) pancake v.
pistte ilerlemek (uçak) taxi v.
uçak kullanmak pilot v.
uçak tutmak be airsick v.
kullanmak (uçak) pilot v.
uçak kullanmak aviate v.
alçalmak (kuş/uçak vb) descend v.
havalanmak (uçak) get off the ground v.
inmek (uçak) put down on v.
kaçırmak (uçak, gemi) hijack v.
uçak basıncını ayarlamak pressurize v.
uçamamak (uçak hava koşullarından dolayı) ground v.
inmek (uçak) put down at v.
ayrılmak (uçak vb) depart v.
kaçırmak (uçak/gemi) hijack v.
uçak ile havada yazı yazmak skywrite v.
havaalanında uçak defterine kaydolmak check in at the airport v.
uçak kiralamak charter v.
(uçak) gürültü ile dikine yükselmek zoom v.
(uçak) inmek ground v.
kaçırmak (uçak vb) hijack v.
(uçak vb) havalanmak lift off v.
(uçak) yalpa vurmak yaw v.
(uçak) havalanmak take off v.
(uçak) yere inmek touch down v.
uçak maketi yapmak build a model plane v.
maket uçak yapmak build a model plane v.
uçak bileti rezervasyonu yapmak book a flight v.
uçak kaçırmak miss a plane v.
(gemi/uçak) enkazı temizlemek clear the wreckage v.
uçak seyahati yapmak take a plane trip v.
(kazazedeler için kullanılır) bir uçak tarafından fark edilmek be spotted by a plane v.
uçak kazasından sağ kurtulmak survive the plane crash v.
bir uçak almak buy a plane v.
uçak kazasında ölmek die in a plane crash v.
uçak postasıyla göndermek airmail v.
hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek peel v.
uçak basıncını ayarlamak pressurise v.
(uçak) kalkmak/havalanmak left the ground v.
uçak uçurmak fly a plane v.
sallanmak (uçak vb) give a lurch v.
sarsılmak (uçak vb) give a lurch v.
tahliye etmek (gemi/uçak vb) disembark v.
uçak uçurmak fly a plane v.
uçak kullanmak fly a plane v.
uçak veya helikopter ile hastaneye taşımak medevac v.
(uçak) pist üzerinde ilerlemek taxi v.
uçak yolculuğu yapmak take a flight v.
(uçak) kaçırmak highjack v.
(uçak) kontroller etkisiz bir şekilde yarı arızalı uçmak mush v.
tekrar binmek (gemi, uçak) reboard v.
uçak pervanesini ayarlamak feather v.
(uçak veya yüzey aracı) geçmek porpoise v.
(uçak veya yüzey aracı) yüzeyi yarmak porpoise v.
uçak kazası geçirmek prang v.
(uçak) erken indirmek preboard v.
(uçak) erken iniş yaptırmak preboard v.
(uçak) yere indirmek ground v.
(uçak vb.) inmek land v.
havaalanına giren (uçak) inbound adj.
atlantik okyanusu'nu aşan (gemi veya uçak) transatlantic adj.
kaçırılmış uçak skyjacked adj.
uçak ile havada yazılmış skywritten adj.
tepkili (uçak) jet-propelled adj.
uçak cambazlığı aerobatic adj.
uçak tutmuş air sick adj.
maket uçak yapıp uçurma ile ilgili aeromodelling adj.
uçak postası pulları ile ilgili aerophilatelic adj.
uçak (hava yolu) air adj.
uçak tutmuş airsick adj.
uçak yolculuğu için tasarlanmış flyaway adj.
uçak işletmesine ait flying adj.
uçak işletmesi ile ilişkili flying adj.
(uçak kanadı) düz üst yüzeyli supercritical adj.
(uçak kanadı) üst yüzeyi düz, arka tarafı kavisli olan supercritical adj.
içine (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
içinde (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
böyle bir uçak kazasından sonra after a plane crash like this adv.
uçak postası aracılığıyla airmail adv.
içinde (gemi, uçak, tren) onboard prep.
içine (gemi, uçak, tren) onboard prep.
Phrasals
binmek (otobüs/tren/uçak) get on v.
test, kontrol veya ısıtma amacıyla (uçak motorunu) yüksek hızda çalıştırmak run up v.
(uçak) alçalmak let down v.
(uçak) havada dönüp durmak circle around v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out of something v.
uçak indirmek put down v.
birini silah atışıyla/uçak gösterisiyle veya geçidiyle selamlamak salute someone with something v.
birini silah atışıyla/uçak gösterisiyle veya geçidiyle onurlandırmak salute someone with something v.
birini silah atışıyla/uçak gösterisiyle veya geçidiyle karşılamak salute someone with something v.
(kuş, sinek, uçak) uçmak fly across (something) v.
(kuş, sinek, uçak) uçup geçmek fly across (something) v.
(kuş, sinek, uçak) uçmak fly across something v.
(kuş, sinek, uçak) uçup geçmek fly across something v.
(uçak ve arabalarda) kat edilen mesafeyi kaydetmek log up v.
(uçak ve arabalarda) kat edilen mesafeyi kaydetmek clock up v.
Colloquial
gece yapılan uçak seyahati a red eye n.
istanbul’a giden uçak plane to istanbul n.
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu cattle class n.
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu cuddle class n.
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu sardine class n.
uçak kazası prang n.
uçak hostesi hostie [australia] n.
külüstür uçak bus n.
çok hızlı uçak hot-shot n.
fazladan rezervasyon nedeniyle (birinin) uçak biletini açığa almak bump v.
(uçak vb) kontrolden çıkmak go into a spin v.
gizli uçak kamerasına ait spy-in-the-sky adj.
gizli uçak kamerası ile ilgili spy-in-the-sky adj.
görünürde bir uçak yok (askeri havacılık) no joy expr.
Idioms
küçük uçak grasshopper n.
uçak pervanesi anlamına gelen bir takma isim people processor n.
(uçak veya araç için) düştü düşecek/her an parçalarına ayrılacakmış gibi gelmek come in on a wing and a prayer v.
(uçak veya araç için) düştü düşecek/her an parçalarına ayrılacakmış gibi gelmek arrive on a wing and a prayer v.
(uçak) yere çakılmak go down in flames v.
(uçak) alev alıp düşmek go down in flames v.
(uçak) havalanmak/havalandırmak take something aloft v.
gemi, tren, uçak gibi bir yolcu aracına binmek come on board v.
(uçak) bir radyo sinyalini takip ederek on the beam adv.
Speaking
biz oraya uçak ile gittik we went there by plane expr.
uçak henüz inmedi mi? has the plane landed yet? expr.
Trade/Economic
uçak navlunu airfreight n.
uçak navlunu air-freight n.
ayrılma hakkı (uçak/gemi) clearance n.
bir hat üzerinde düzenli sefer yapan uçak veya yolcu gemisi liner n.
direkt uçak through plane n.
sefer tarifesi (tren, vapur, uçak vb) time table n.
ticari uçak commercial air flight n.
uçak postası air mail n.
uçak sanayii aircraft industry n.
uçak seyahati air travel n.
uçak rizikosu air risk n.
uçak taşıma senedi ya da konşimentosu air consignment note n.
uçak postası airmail n.
uçak sanayisi aircraft industry n.
uçak navlunu air freight n.
uçak sanayii aeronautical industry n.
uçak konşimentosu air bill of lading n.
uçak endüstrisi aircraft industry n.
uçak manifestosu aircraft manifest n.
uçak postası air post n.
Law
uçak kaçırma hijacking n.
uçak kaçırma hijacking n.
uçak korsanı hijacker n.
uçak kaçırma aircraft hijacking n.
uçak kaçıran kimse hijacker n.
uçak güvenlik görevlisi sky marshal n.
uçak kaçırmak hijack v.
Politics
abd başkanı’nın seyahat ettiği uçak air force one n.
uçak ya da başka bir taşıtı silah zoruyla kaçırmak hijack v.
gemi, uçak gibi araçların kaçırılmasını engelleyen/çözen antihijack adj.
Institutes
uçak dairesi department of airplane/aircraft n.
Industry
uçak parçalarının yapımında kullanılan ahşap aletleri, formları, şablonları ve kalıpları yapan işçi woodworker n.
uçak veya paraşütlerin montajı ve hizalanmasında çalışan kimse rigger n.
fransız uçak üreticisi airbus n.
amerikalı uçak üreticisi boeing n.
Insurance
uçak veya deniz taşıtlarının hasarı hull damage n.
uçak sigortası aeroplane insurance n.
uçak hasarı dgeaircraft damage n.
uçak yolcu sigortası aircraft passenger insurance n.
yerdeki uçak aircraft on ground n.
Tourism
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan bayan görevli stewardess n.
kiralık uçak charter n.
uçak kiralama anlaşması chartering agreement n.
yolcunun uçak değiştirmesini gerektirmeyen sefer through service n.
sık uçak seyahati yapan kimse frequent flyer n.
sık uçak seyahati yapan kimse frequent-flyer n.
Technical
gemi , uçak vb. araçların hareket sınırı radius n.
gemi veya uçak gibi uzak nesnelerin radar tarafından algılanması radiolocation n.
uçak taksi airtaxi n.
uçak veya gemi inşası gibi işlerde düz orta hat elde etmek için kullanılan çizgi ramline n.
araba, uçak ve gemilerde yön ve konum bulmayı sağlayan aparat navigator n.
boyalı uçak benizi dyed aviation gasoline n.
çok büyük uçak gemisi supercarrier n.
döneçli pervaneli uçak rotodyne n.
dişli grubu ve üretici bölümü tek bir komponent içinde olan ve uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratör integrated drive generator n.
döner kanatlı uçak rotorcraft n.
fabrika uçak pisti factory aerodrome n.
havadan daha ağır olan uçak aerodyne n.
havadan hafif uçak aerostat n.
hücum eden gemi veya uçak radier n.
iten traktörle uçak arasındaki bağlantıyı sağlayan alet tow bar n.
iki kanatlı uçak biplane n.
kanatlarını sallayarak uçmak üzere tasarlanmış ancak uçuş denemeleri yapılmamış bir uçak orthopter n.
kiralık ucuz tarifeli uçak charter plane n.
kızaklı uçak skip plane n.
küçük uçak cub n.
pilotsuz uçak pilotless aircraft n.
sesüstü uçak hypersonic aircraft n.
süpersonik uçak supersonic aircraft n.
süpersonik uçak supersonic plane n.
tek motorlu uçak single engined aircraft n.
turbo motorlu uçak turbo propeller plane n.
telefon çağrılarının kaynağını gösteren elektrikli bir cihaz (gemi ve uçak) annunciator n.
uçak gemisi flattop n.
uçak kanadı wing n.
uçak çatkısı air frame n.
uçak motoru aeroplane engine n.
uçak motor kapağı cowling n.
uçak pervanesinin motor çalışmadan hava akışıyla dönmesi wind-milling n.
uçak ile mektup air letter n.
uçak makinelerinin supapları aero engine valves n.
uçak cilalaması için şeffaf malzemelerin deney yöntemleri test methods for transparent materials for aircraft glazing n.
uçak kuyruğu autorotation n.
uçak uçuş yolu traffic pattern n.
uçak hostesi air hostess n.
uçak tutması air sickness n.
uçak yapısını oluşturan yapısal elemanlardan birisi rib n.
uçak makinisti aeromechanic n.
uçak tip kursu type rating course n.
uçak tekerleğinde meydana gelen anı ve sert titreşim shimmy n.
uçak benzin ve yağları class 3 n.
üç kanatlı uçak tri-plane n.
uçak iniş pisti aerodrome n.
uçak sesi aircraft noise n.
uçak hangarı aircraft hanger n.
uzaktan kumandalı uçak remote controlled aircraft n.
uçak mürettebatı air crew n.
uçak camlarında kullanılan plastik madde plexiglass n.
uçak yapma ve uçurma sanatı aeronautics n.
uçak motorları aircraft engines n.
uçak merdivenin alt tarafındaki platform landing n.
uçak taksi air taxi n.
uçak kanadının ana yapısal elemanı spar n.
uçak postası air mail n.
uçak terminali air terminal n.
uçak bakım teknisyeni aircraft maintenance mechanic n.
uçak aydınlatması aircraft lighting n.
uçak gövdesi fuselage n.
uzaktan kumandalı pilotsuz uçak drone n.
uçak jeneratörünün devrini sabit tutan cihaz constant speed drive n.
uçak taşıyıcı aircraft carrier n.
uçak benzini aviation gasoline n.
uçak yapısında kullanılan bir yapısal eleman stringer n.
uçak gövdesi statik girişi static port n.
uçak bakım ve onarımı ile görevli bir grup insan ground crew n.
uçak çekim ölçmesi photogrammetric survey n.
uçak pervanesinin göbeğine konulan kapak spinner n.
uçak benzini aviation spirit n.
uçak yolcusu boarder n.
(asfalt) uçak pisti tarmac n.
yerde uçak motorunun çalıştırılması start up n.
uçak veya gemilerdeki video kamera sistemlerinin kaydettiği görüntüler weapon system video n.
özellikle uçak montajında kullanılan büyük bir alet buck n.
(uçak yüzeyi veya gemi gövdesine uygulanan) mikroskopik oluk dizisi riblet n.
uçak gövdesinde bir uçtan diğer uca uzanan yapı longitudinal n.
da vinci'nin tasarladığı kanat çırparak uçan bir uçak omithopter n.
uçak kazası kurtarma kamyonu crash truck n.
uçak kazası kurtarma kamyonu crash tender n.
uçak kazası kurtarma kamyonu crash wagon n.
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse doper n.
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse dopeman n.
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse dopemen n.
(uçak veya gemi) dış kaplama skin n.
pervanesi kanadın arkasında olan uçak pusher n.
pist üzerinde ilerlemek (uçak) taxi v.
uçak çalıştırmak aviate v.
uçak havalanmak take off v.
uçak kaçırmak hijack v.
(uçak veya balon tekstil malzemesine) lak uygulamak dope v.
kötü hava nedeniyle rötar yapmış (gemi veya uçak) weather-bound adj.
savaşa hazır (gemi/uçak) effective adj.
uçak veya uçan bir şeye ait aero adj.
Computer
güdümlü uçak füzesi guided aircraft missile n.
uçak-uydu radyo kanalı aircraft-satellite link channel n.
uçak sihirbazı airplane wizard n.
(hastane muayenesi, uçak bileti için) internetten rezervasyon yaptırmak e-book v.
Informatics
uçak-uydu bağlantı kanalı aircraft-satellite link channel n.
Telecom
uçak kolisi air parcel n.
uçak ile by airmail adv.
uçak ile par avion adv.
Electric
uçak elektrik sistemleri aircraft electrical systems n.
Mechanic
(uçak pervanesi, türbin rotoru) hava akımı kuvvetiyle dönmek windmill v.
Textile
uçak keteni aeroplane linen n.
Construction
bir ressamın gemi veya uçak için yarattığı tasarımı yeniden üretip bir yapının zeminine resmeden kimse loftsman n.
Automotive
uçak benzini avgas n.
uçak çekme aracı aircraft tow tractor n.
uçak pervanesi ile çalışan düz tabanlı bir tür tekne swamp glider n.
(gemi, uçak) birbirine ters yönde dönen iki pervaneden her biri contrapropeller n.
Transportation
posta taşıyan tren, gemi veya uçak mail n.
(uçak, tren) taşıttaki en ucuz oturma sınıfı oeconomy n.
büyük boyutundan dolayı askeri uçak veya kara taşımacılığı gerektiren kargo outsized cargo n.
(kuzey varış noktalı) uçak sevkiyatı stage n.
(uçak, otobüs) arasında kesintisiz hizmet sağlayacak şekilde tarifelendirilmek connect v.
yönetilebilir (gemi, uçak, vb.) navigable adj.
(gemi, uçak ile) geçilmemiş unnavigated adj.
(gemi, uçak ile) seyahat edilmemiş unnavigated adj.
Traffic
(uçak) seyir hızında uçurmak cruise v.
Aeronautic
pilotsuz uçak radio-controlled aircraft n.
pilotsuz uçak pilotless aircraft n.
uzaktan kontrollü pilotsuz uçak radio-controlled aircraft n.
uzaktan kontrollü pilotsuz uçak pilotless aircraft n.
uçak akrobatı aerobat n.
uçak uçurma aerodromics n.
uçak mektubu aerogramme n.
suda ve havada gidebilen uçak aerohydroplane n.
uçak gövdesi ve kanatları için kullanılan sağlam bir tür kumaş aeroplane cloth n.
uçak cambazı aerobat n.
yatay stabilizenin önde ana taşıyıcı kanatların arkada olduğu uçak tipi canard n.
kanart tipi uçak canard n.
uçak kullanma becerisi veya pratiği air travel n.
uçak gövdesi ve kanatları için kullanılan sağlam bir tür kumaş aircraft cloth n.
uçak mektubu airmail letter n.
uçak kullanma becerisi veya pratiği airmanship n.
uçak manevrası airplane maneuver n.
uçak makinistliği airplane mechanics n.
uçak mekanikerliği airplane mechanics n.
uçak terminali airport terminal n.
uçak hangarı airshed n.
havadan hafif uçak air-ship n.
güzergah dışı uçuşlar için tutulabilen küçük uçak airtaxi n.
ramjet motorlu uçak ramjet n.
sıkıştırılmış havayla karışan yakıtı ateşleyerek uçağı ilerleten jet motoruna sahip uçak ramjet n.
acil durumlarda mürettebatla birlikte fırlatılan uçak kokpiti capsule n.
uçak pilotu captain n.
birbirine çok yakın ikişer veya daha fazla kanat kümesine sahip uçak tandem n.
yangınları söndürmek için taşıdığı kimyasalları riskli alanlara dökmek üzere tasarlanmış uçak tanker plane n.
uçak pervanesinin arkaya püskürttüğü hava backwash n.
uçak ve uçak bileşenleri üzerinde bulunan, oksijen, hava, hidrolik sıvı vb. takviyesi yapmaya yarayan bağlantı charging point n.