Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
durmadan
"durmadan"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 39 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
durmadan
continual
s.
2
Genel
durmadan
steady
s.
3
Genel
durmadan
rapid-fire
s.
4
Genel
durmadan
on and on
zf.
5
Genel
durmadan
away
zf.
6
Genel
durmadan
for ever and ever
zf.
7
Genel
durmadan
without stopping
zf.
8
Genel
durmadan
ever
zf.
9
Genel
durmadan
night and day
zf.
10
Genel
durmadan
continually
zf.
11
Genel
durmadan
repeatedly
zf.
12
Genel
durmadan
steadily
zf.
13
Genel
durmadan
continuously
zf.
14
Genel
durmadan
on
zf.
15
Genel
durmadan
endlessly
zf.
16
Genel
durmadan
forever
zf.
17
Genel
durmadan
all the time
zf.
18
Genel
durmadan
without interruption
zf.
19
Genel
durmadan
ceaselessly
zf.
20
Genel
durmadan
nonstop
zf.
21
Genel
durmadan
without ceasing
zf.
22
Genel
durmadan
at a stretch
zf.
23
Genel
durmadan
consistently
zf.
24
Genel
durmadan
non-stop
zf.
25
Genel
durmadan
and
zf.
26
Genel
durmadan
alday
zf.
27
Genel
durmadan
unremittedly
zf.
28
Genel
durmadan
ever is one
zf.
29
Genel
durmadan
oftentimes
zf.
Phrases
30
İfadeler
durmadan
without cease
expr.
31
İfadeler
durmadan
on end
expr.
Colloquial
32
Konuşma Dili
durmadan
twenty-four/seven
expr.
Idioms
33
Deyim
durmadan
twenty-four seven
expr.
34
Deyim
durmadan
in the devil
expr.
35
Deyim
durmadan
without letup
expr.
Literature
36
Edebiyat
durmadan
unbreathing
s.
Archaic
37
Eski Kullanım
durmadan
still
zf.
Slang
38
Argo
durmadan
the pants off
expr.
Modern Slang
39
Modern Argo
durmadan
all days of week
expr.
"durmadan"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 150 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
durmadan konuşan kimse
tonguester
i.
2
Genel
durmadan dedikodu yapan kimse
tonguester
i.
3
Genel
durmadan dönen şey
dervish
i.
4
Genel
durmadan kımıldayan kimse
fidgeter
i.
5
Genel
durmadan vermek
ply
f.
6
Genel
durmadan konuşmak
rattle on
f.
7
Genel
aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak
constantly make something the main topic of conversation
f.
8
Genel
durmadan konuşmak
talk away
f.
9
Genel
hafif bir hırıltıyla durmadan işlemek (makine)
throb
f.
10
Genel
üstünde durmadan geçivermek
slur over
f.
11
Genel
durmadan doğurmak
spawn
f.
12
Genel
durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden)
go through
f.
13
Genel
durmadan kımıldamak
fidget
f.
14
Genel
birini bir şey ile durmadan tehdit etmek
hold a thing over someone
f.
15
Genel
durmadan azarlamak
nag
f.
16
Genel
birine durmadan içki içirmek
ply someone with liquor
f.
17
Genel
durmadan çalışmak
hammer away
f.
18
Genel
durmadan konuşmak
yammer
f.
19
Genel
durmadan yükselmek
rise steadily
f.
20
Genel
durmadan şikayet etmek
nag
f.
21
Genel
üzerinde durmadan ulaşmak
underplay
f.
22
Genel
hızla ve durmadan ciyaklamak (hayvan)
yicker
f.
23
Genel
hızla ve durmadan cırlamak (hayvan)
yicker
f.
24
Genel
hızla ve durmadan ötmek (kuş)
yicker
f.
25
Genel
hızla ve durmadan ciyaklamak (hayvan)
yikker
f.
26
Genel
hızla ve durmadan cırlamak (hayvan)
yikker
f.
27
Genel
hızla ve durmadan ötmek (kuş)
yikker
f.
28
Genel
durmadan fırça çekmek
dingdong
f.
29
Genel
durmadan fırça çekmek
ding-dong
f.
30
Genel
durmadan vurmak
drum
f.
31
Genel
durmadan ilerlemek
feed
f.
32
Genel
durmadan kımıldamak
fidge
f.
33
Genel
durmadan kımıldamak
fike
f.
34
Genel
(uzaklaşan bir cismi) durmadan izlemek
follow
f.
35
Genel
durmadan şikayet etmek
snag [dialect]
f.
36
Genel
durmadan devam eden
unremitting
s.
37
Genel
durmadan sızlanan
growly
s.
38
Genel
durmadan aynı şekilde akan (su)
steady
s.
39
Genel
durmadan yön değiştiren
choppy
s.
40
Genel
durmadan işleyen
ever active
s.
41
Genel
durmadan azalan
ever-decreasing
s.
42
Genel
durmadan değişen
varying
s.
43
Genel
durmadan değişen
ever-changing
s.
44
Genel
durmadan gelişen
ever-growing
s.
45
Genel
durmadan büyüyen
ever-growing
s.
46
Genel
durmadan dile getiren
on [uk]
s.
47
Genel
durmadan yürüyen
sure-footed
s.
48
Genel
hiç durmadan
continually
zf.
49
Genel
hiç durmadan
day and night
zf.
50
Genel
hiç durmadan
at a stretch
zf.
51
Genel
hiç durmadan
night and day
zf.
52
Genel
hiç durmadan
constantly
zf.
53
Genel
hiç durmadan
alday
zf.
Phrasals
54
Öbek Fiiller
hiç durmadan konuşmak
run on
f.
55
Öbek Fiiller
durmadan çalışmak
peg away at
f.
56
Öbek Fiiller
hakkında durmadan konuşmak
rattle on about
f.
57
Öbek Fiiller
(bir şeyi) durmadan yalamak
lick at (something)
f.
58
Öbek Fiiller
durmadan konuşmak
jaw away
f.
59
Öbek Fiiller
durmadan şikayet etmek
grind away
f.
60
Öbek Fiiller
(birini) durmadan şikayet etmek
grind away at (someone or something)
f.
61
Öbek Fiiller
durmadan, bıktırıcı şekilde konuşmak
yack away
f.
62
Öbek Fiiller
önemsiz veya anlamsız şeyler hakkında bıktırıcı şekilde durmadan konuşmak
yak at (one)
f.
63
Öbek Fiiller
durmadan ya da uzun uzadıya konuşmak
yak it up
f.
64
Öbek Fiiller
durmadan bir şeyle oynamak
fidget with something
f.
65
Öbek Fiiller
durmadan konuşmak
natter on
f.
66
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) durmadan vurmak
wail on (someone or something)
f.
67
Öbek Fiiller
durmadan düşmek
fall about the place
f.
68
Öbek Fiiller
hiç durmadan/oyalanmadan içinden geçmek
breeze through
f.
69
Öbek Fiiller
durmadan bir şeyle oynamak
fidget with
f.
70
Öbek Fiiller
durmadan okumak
run through
f.
71
Öbek Fiiller
(bir iş) üzerinde durmadan uğraşmak
hammer at (something)
f.
72
Öbek Fiiller
birinden/bir şeyden durmadan yakınmak
harp on someone or something
f.
73
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) durmadan yakınmak
harp on about (someone or something)
f.
74
Öbek Fiiller
'-i durmadan yalamak
lick at
f.
75
Öbek Fiiller
(bir şey) üzerinde aralıksız/durmadan çalışmak
toil over (something)
f.
Phrases
76
İfadeler
üstüste durmadan
on end
expr.
Colloquial
77
Konuşma Dili
durmadan konuşan geveze tip
talking head
i.
78
Konuşma Dili
durmadan saate bakan çalışan/öğrenci
clock watcher
i.
79
Konuşma Dili
durmadan konuşmak
talk one's head off
f.
80
Konuşma Dili
zor bir görev üzerinde durmadan çalışmak
grind it out
f.
81
Konuşma Dili
durmadan konuşmak
talk (one's) pants off
f.
82
Konuşma Dili
durmadan konuşmak/anlatmak
pour it on
f.
83
Konuşma Dili
durmadan/boyuna konuşmak
yak up
f.
84
Konuşma Dili
durmadan konuşmak
go on and on
f.
85
Konuşma Dili
durmadan yazmak
write on and on
f.
86
Konuşma Dili
(trafik lambasında, dur işaretinde) durmadan geçmek
blow
f.
87
Konuşma Dili
bu konu üzerinde (çok/gereğinden) fazla durmadan
without putting too fine a point on it
expr.
88
Konuşma Dili
gece gündüz durmadan
around-the-clock
expr.
89
Konuşma Dili
hiç durmadan
nineteen to the dozen
expr.
90
Konuşma Dili
gece gündüz durmadan
non-stop
expr.
91
Konuşma Dili
gece gündüz durmadan
nonstop
expr.
92
Konuşma Dili
gece gündüz durmadan
round the clock
expr.
93
Konuşma Dili
hiç durmadan
twenty four hours a day
expr.
94
Konuşma Dili
gece gündüz durmadan
day-and-night
expr.
95
Konuşma Dili
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
96
Konuşma Dili
dur durak bilmeden/durmadan (konuşmak, bağırmak, gülmek)
(one's) head off
expr.
97
Konuşma Dili
azimle/durmadan yapan
at it
expr.
Idioms
98
Deyim
zamanın durmadan ilerleyişi/akışı
the march of time
i.
99
Deyim
durmadan başa saran iş/şey
penelope's web
i.
100
Deyim
durmadan yorulmadan çalışmak
answer the bell
f.
101
Deyim
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
keep (going) on about someone or something
f.
102
Deyim
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
keep (going) on about (something)
f.
103
Deyim
(biri ve bir şey hakkında) hiç durmadan konuşmak
keep (going) on about (someone or something)
f.
104
Deyim
durmadan çalışmak
keep one's shoulder to the wheel
f.
105
Deyim
durmadan çalışmak
keep one's nose to the grindstone
f.
106
Deyim
(birini) durmadan çalıştırmak
get run off (one's) feet
f.
107
Deyim
(birini) durmadan çalıştırmak
get rushed off (one's) feet
f.
108
Deyim
hızını durmadan artırmak
move through the gears
f.
109
Deyim
(bir iş) üzerinde durmadan uğraşmak
hammer away at (something)
f.
110
Deyim
(birinden veya bir şeyden) durmadan yakınmak/şikayet etmek
harp away at (someone or something)
f.
111
Deyim
durmadan çalışmak
have one's nose to the grindstone
f.
112
Deyim
durmadan ip atlamak
jump rope
f.
113
Deyim
durmadan/çok fazla çalıştırılmak
be run off (one's) feet
f.
114
Deyim
durmadan/çok fazla çalıştırılmak
be run off your feet
f.
115
Deyim
durmadan/çok fazla çalıştırılmak
be rushed off your feet
f.
116
Deyim
durmadan çalışmak
all work and no play
f.
117
Deyim
durmadan çalışmak
all work and no play
f.
118
Deyim
(telefon) durmadan çalmak
be ringing off the hook
f.
119
Deyim
durmadan çalışmak
be rushed off (one's) feet
f.
120
Deyim
durmadan çalışmak
be rushed off your feet
f.
121
Deyim
durmadan çalışmak
get rushed off your feet
f.
122
Deyim
durmadan çalışmak
run off your feet
f.
123
Deyim
(birini) durmadan aramak
blow up (one's) phone
f.
124
Deyim
(birine) durmadan mesaj göndermek
blow up (one's) phone
f.
125
Deyim
durmadan çalışmak
keep nose to the grindstone
f.
126
Deyim
durmadan çalışmak
keep your nose to the grindstone
f.
127
Deyim
(birini) durmadan çalıştırmak
run (one) off (one's) feet
f.
128
Deyim
(birini) durmadan çalıştırmak
run (one's) feet off
f.
129
Deyim
durmadan çalıştırmak
run feet off
f.
130
Deyim
trafik ışıklarında durmadan geçmek
shoot the lights
f.
131
Deyim
durmadan konuşmak
talk your head off
f.
132
Deyim
durmadan çalışan
rushed off your feet [uk]
s.
133
Deyim
hiç durmadan
without breaking (one's) stride
zf.
134
Deyim
hiç durmadan
without breaking stride [us]
zf.
135
Deyim
durmadan (konuşmak)
with every (other) breath
expr.
136
Deyim
telefonun durmadan çalması
ring off the hook
expr.
137
Deyim
önemsiz şeyler hakkında hiç durmadan konuşma
yap, yap, yapping all day long
expr.
138
Deyim
durmadan (konuşmak)
with every breath
expr.
139
Deyim
hiç durmadan
without breaking stride [us]
expr.
Speaking
140
Konuşma
böyle durmadan kendini cezalandıramazsın
you can't keep punishing yourself
expr.
Trade/Economic
141
Ticaret/Ekonomi
ülke topraklarından geçiş sırasında hiç durmadan başka bir ülkeye geçen mallar için gümrüksüz geçme
transit
i.
Technical
142
Teknik
uçağın tamamen durmadan kalkış yapması
touch and go
i.
Music
143
Müzik
durmadan çalmak
play on
f.
Archaic
144
Eski Kullanım
durmadan ilerleyerek
still
zf.
Slang
145
Argo
durmadan sıçan kimse/hayvan
poop factory
i.
146
Argo
durmadan zıkkımlanma
bender
i.
147
Argo
durmadan yanıp yakılmak/ağlayıp sızlanmak
pitch a bitch (about someone or something)
f.
148
Argo
yüksek sesle, durmadan ve genelde önemsiz şeylerden konuşmak
yak
f.
149
Argo
durmadan (bir şeyden) bahsetmek
balls on about (something) [uk]
f.
Modern Slang
150
Modern Argo
bir arkadaş grubunda herkesi durmadan içirip sarhoş etmeye çalışan kimse
alcohol pusher
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of durmadan
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy