Geçmiş

mutlu

"mutlu" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	mutlu	happy s.
General
2	Genel	mutlu	delighted s.
3	Genel	mutlu	merry s.
4	Genel	mutlu	palmy s.
5	Genel	mutlu	joyful s.
6	Genel	mutlu	blissful s.
7	Genel	mutlu	gay s.
8	Genel	mutlu	blessed s.
9	Genel	mutlu	felicitous s.
10	Genel	mutlu	glad s.
11	Genel	mutlu	bright s.
12	Genel	mutlu	elated s.
13	Genel	mutlu	chuffed s.
14	Genel	mutlu	blithe s.
15	Genel	mutlu	happier s.
16	Genel	mutlu	contented s.
17	Genel	mutlu	happy s.
18	Genel	mutlu	gleesome s.
19	Genel	mutlu	delighted at s.
20	Genel	mutlu	exultant s.
21	Genel	mutlu	jolly s.
22	Genel	mutlu	blithesome s.
23	Genel	mutlu	uplifted s.
24	Genel	mutlu	rejoiceful s.
25	Genel	mutlu	tickled s.
26	Genel	mutlu	amused s.
27	Genel	mutlu	jolly s.
28	Genel	mutlu	kedgy [dialect] s.
29	Genel	mutlu	vogie [scotland] s.
30	Genel	mutlu	wealful [obsolete] s.
31	Genel	mutlu	halcyon s.
32	Genel	mutlu	high-flushed s.
33	Genel	mutlu	lusty s.
34	Genel	mutlu	rident [rare] s.
35	Genel	mutlu	gracious [obsolete] s.
36	Genel	mutlu	chuff [dialect] s.
37	Genel	mutlu	disposed [obsolete] s.
38	Genel	mutlu	fawe [obsolete] s.
39	Genel	mutlu	felicitate [obsolete] s.
40	Genel	mutlu	prideful s.
41	Genel	mutlu	smiley s.
42	Genel	mutlu	sorrowless s.
43	Genel	mutlu	sportful s.
44	Genel	mutlu	sublime [obsolete] s.
45	Genel	mutlu	sunshiny s.
Colloquial
46	Konuşma Dili	mutlu	twinkly-eyed s.
47	Konuşma Dili	mutlu	gruntled s.
48	Konuşma Dili	mutlu	in good heart expr.
Idioms
49	Deyim	mutlu	light heart s.
50	Deyim	mutlu	in fine fettle expr.
51	Deyim	mutlu	in merry pin expr.
Speaking
52	Konuşma	mutlu	all right expr.
Psychology
53	Psikoloji	mutlu	erect s.
Archaic
54	Eski Kullanım	mutlu	bonnie s.
55	Eski Kullanım	mutlu	bonny s.
56	Eski Kullanım	mutlu	fain s.
57	Eski Kullanım	mutlu	gladly s.
58	Eski Kullanım	mutlu	sely s.
Slang
59	Argo	mutlu	aight exclam.
60	Argo	mutlu	aight exclam.
British Slang
61	İngiliz Argosu	mutlu	made up s.

"mutlu" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	mutlu etmek	make happy f.
2	Yaygın Kullanım	mutlu yıllar	happy new year ünl.
General
3	Genel	mutlu paskalyalar	happy easter i.
4	Genel	mutlu son	happy ending i.
5	Genel	mutlu azınlık	the privileged few i.
6	Genel	mutlu çift	the happy couple i.
7	Genel	mutlu aile tablosu	happy family portrait i.
8	Genel	mutlu yaşam	happy living/life i.
9	Genel	mutlu evlilik	happy marriage i.
10	Genel	sonu mutlu biten hikayeler	happy ending stories i.
11	Genel	(onlar erdi muradına) sonsuza dek mutlu yaşadılar	live happily ever after i.
12	Genel	mutlu kaza	serendipity i.
13	Genel	mutlu tesadüf	serendipity i.
14	Genel	mutlu ve huzurlu ortam	bed of roses i.
15	Genel	mutlu yuvalar	happy houses i.
16	Genel	en mutlu günüm	my happiest day i.
17	Genel	mutlu öğrenci	happy student i.
18	Genel	çocukları mutlu etmek için süslenme	babery i.
19	Genel	ilişkinin kavgasız ve mutlu geçen başlangıç dönemi	honeymoon i.
20	Genel	mutlu görünüm	rosiness i.
21	Genel	mutlu sonla biten ortaçağ dini piyesi	comedy [obsolete] i.
22	Genel	mutlu sonla biten ara oyunu	comedy [obsolete] i.
23	Genel	mutlu eden şey	felicity i.
24	Genel	mutlu kimse	sandboy i.
25	Genel	mutlu ve kutsal bölge	sphere i.
26	Genel	mutlu eden kimse	sporting man i.
27	Genel	mutlu eden şey	sugar candy i.
28	Genel	adına mutlu olmak	be happy for (someone) f.
29	Genel	mutlu olmak	become happy f.
30	Genel	mutlu olmak	be happy to f.
31	Genel	mutlu bir yaşam sürmek	lead a happy life f.
32	Genel	adına mutlu olmak	be happy for someone f.
33	Genel	mutlu olmak	brighten f.
34	Genel	mutlu etmek	please f.
35	Genel	çok mutlu olmak	overjoy f.
36	Genel	mutlu bir şekilde yaşamak	tick f.
37	Genel	mutlu etmek	warm the cockles of somebody's heart f.
38	Genel	mutlu etmek	gladden f.
39	Genel	sıçrayıp oynamak (mutlu bir şekilde)	frisk f.
40	Genel	mutlu etmek	gratify f.
41	Genel	mutlu etmek	warm the cockles f.
42	Genel	yüzünde mutlu bir ifade belirmek	brighten f.
43	Genel	mutlu bir şekilde yaşamak	tick along f.
44	Genel	mutlu etmek	content f.
45	Genel	mutlu etmek	gruntle f.
46	Genel	mutlu olmak	be in seventh heaven f.
47	Genel	çok mutlu olmak	be on a natural high f.
48	Genel	mutlu olmak	be on a natural high f.
49	Genel	çok mutlu olmak	be in seventh heaven f.
50	Genel	mutlu bir hayat sürmek	lead a happy life f.
51	Genel	mutlu olmak	enjoy oneself f.
52	Genel	kendini mutlu saymak	consider oneself happy f.
53	Genel	mutlu olmamak	be unhappy f.
54	Genel	mutlu bir yaşam sürmek	live a happy life f.
55	Genel	mutlu yaşamak	live happily f.
56	Genel	mutlu bir hayat sürmek	live a happy life f.
57	Genel	mutlu yaşamak	live a happy life f.
58	Genel	küçük şeylerle mutlu olmak	be happy with small things f.
59	Genel	mutlu bir evlilikleri olmak	be happily married f.
60	Genel	mutlu görünmek	seem happy f.
61	Genel	mutlu görünmek	look happy f.
62	Genel	biri için mutlu olmak	be pleased for someone f.
63	Genel	kendini mutlu saymak	account oneself happy f.
64	Genel	ayrı bir mutlu olmak	be more than happy f.
65	Genel	çok mutlu olmak	be very happy f.
66	Genel	mutlu olmak	enjoy one's self f.
67	Genel	mutlu olduğunu düşünmek	congratulate one's self f.
68	Genel	çok mutlu olmak	ecstacise f.
69	Genel	başkasının adına mutlu olmak	take a vicarious pleasure in f.
70	Genel	çok mutlu etmek	emparadise f.
71	Genel	mutlu etmek	happy [dialect] f.
72	Genel	mutlu olmak	chirk f.
73	Genel	mutlu etmek	chirk f.
74	Genel	kendini mutlu etmek	deliciate [obsolete] f.
75	Genel	aşırı mutlu etmek	overplease f.
76	Genel	mutlu etmek	paradise f.
77	Genel	mutlu etmek	felicify f.
78	Genel	mutlu hale getirmek	felicify f.
79	Genel	mutlu olmak	fly f.
80	Genel	mutlu olmak	shrove [obsolete] f.
81	Genel	mutlu etmek	fortunize [obsolete] f.
82	Genel	mutlu görünmek	smile f.
83	Genel	mutlu etmek	solace f.
84	Genel	mutlu etmek	strike f.
85	Genel	çok mutlu	blissful s.
86	Genel	kadar mutlu	as happy as s.
87	Genel	en mutlu	happiest s.
88	Genel	son derece mutlu	on cloud nine s.
89	Genel	çok mutlu	ecstatic s.
90	Genel	mutlu edici	elating s.
91	Genel	mutlu eden	beatific s.
92	Genel	daha mutlu	happier s.
93	Genel	çok mutlu	ecstatical s.
94	Genel	mutlu edici	ecstatic s.
95	Genel	mutlu olmamış	unelated s.
96	Genel	mutlu olmayan	unglad s.
97	Genel	mutlu ve gururlu	beaming s.
98	Genel	bulunduğu durumdan mutlu olan	blissful s.
99	Genel	çok mutlu	happy as a clam s.
100	Genel	mutlu etmesi zor	choosey s.
101	Genel	terhis edilme düşüncesiyle mutlu hisseden	demob-happy s.
102	Genel	sıkıntılı veya nahoş bir dönemin bitmesi beklentisiyle mutlu ve tasasız hisseden	demob-happy s.
103	Genel	fazlasıyla mutlu	overglad s.
104	Genel	aşırı mutlu	overhappy s.
105	Genel	aşırı mutlu	overmerry s.
106	Genel	mutlu, heyecanlı ve enerjik	in high spirits s.
107	Genel	mutlu eden	feelgood s.
108	Genel	mutlu eden	feel-good s.
109	Genel	mutlu eden	felicific s.
110	Genel	mutlu olmuş	felicitate [obsolete] s.
111	Genel	kendini mutlu eden	self-satisfying s.
112	Genel	mutlu eden	side-splitting s.
113	Genel	mutlu eden	fortunate s.
114	Genel	mutlu eden	beatifical s.
115	Genel	mutlu etmeyen	sportless s.
116	Genel	çok mutlu	on top of the world zf.
117	Genel	mutlu bir şekilde	contentedly zf.
118	Genel	çok mutlu şekilde	ecstatically zf.
119	Genel	mutlu bir şekilde	felicitously zf.
120	Genel	mutlu olarak	beatifically zf.
121	Genel	mutlu bir şekilde	blithely zf.
122	Genel	mutlu bir halde	delightedly zf.
123	Genel	mutlu bir şekilde	happily zf.
124	Genel	mutlu olarak	merrily zf.
125	Genel	mutlu bir şekilde	cheerily zf.
126	Genel	çok mutlu	in seventh heaven zf.
127	Genel	mutlu olsun diye	for her/his happiness zf.
128	Genel	mutlu bir şekilde	on a happy note zf.
129	Genel	mutlu bir şekilde	airily zf.
130	Genel	mutlu bir şekilde	buoyantly zf.
131	Genel	mutlu bir şekilde	feliciter zf.
132	Genel	nice mutlu senelere	many happy returns ünl.
Phrasals
133	Öbek Fiiller	mutlu mutlu yürümek	trip along f.
134	Öbek Fiiller	birini hoşnut/mutlu etmek	get to someone f.
135	Öbek Fiiller	(bir şey yaparak birini) mutlu etmek	satisfy (someone, something, or oneself) by (doing something) f.
136	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) mutlu etmek	satisfy (someone, something, or oneself) with (something) f.
137	Öbek Fiiller	(bir şey yaparak birini) mutlu etmek	delight (someone) by (doing something) f.
138	Öbek Fiiller	ile/yaparak mutlu etmek	delight by f.
139	Öbek Fiiller	ile/yaparak mutlu etmek	delight with f.
140	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) çok mutlu olmak	exult at (something) f.
141	Öbek Fiiller	(bir şeyden dolayı) çok mutlu olmak	exult in (something) f.
142	Öbek Fiiller	(bir şeyin/bir yerin içinde) mutlu bir şekilde hoplayıp zıplamak	romp through (something) f.
Phrases
143	İfadeler	ne mutlu o küçük sivri kafana	bless your pointy little head expr.
144	İfadeler	anne mutlu değilse, kimse mutlu olmaz	when mama ain't happy, ain't nobody happy expr.
145	İfadeler	herkese mutlu yıllar	happy new year to everyone expr.
146	İfadeler	ne mutlu sana	lucky you expr.
147	İfadeler	ne mutlu bana	lucky me expr.
148	İfadeler	mutlu pazarlar	have a happy sunday expr.
149	İfadeler	nice mutlu yıllara	many happy returns of the day expr.
150	İfadeler	mutlu yıl dönümleri	happy anniversary expr.
151	İfadeler	mutlu yıllar herkese	happy new year to everyone expr.
152	İfadeler	sana ve ailene mutlu yıllar	happy new year to you and your family expr.
153	İfadeler	sağlıklı ve mutlu bir yıl dileğiyle	wishing you a healthy and happy new year expr.
154	İfadeler	sana da mutlu yıllar	happy new year to you too expr.
155	İfadeler	size de mutlu yıllar	happy new year to you too expr.
156	İfadeler	sonsuza kadar mutlu	happly ever after expr.
157	İfadeler	sağlıklı dişler, mutlu gülüşler	healthy teeth, happy smile expr.
158	İfadeler	size ve ailenize mutlu yıllar	happy new year to you and your family expr.
159	İfadeler	(ve) ömürlerinin sonuna kadar mutlu oldular/yaşadılar	(and) they lived happily ever after expr.
160	İfadeler	ve sonsuza dek mutlu yaşadılar	and they lived happily ever after expr.
161	İfadeler	bir (mutlu, iyi, umutlu), bir (mutsuz, kötü, karamsar)	now (something), now (something else) expr.
162	İfadeler	bir gün (iyi, mutlu, umutlu), bir gün (kötü, mutsuz, karamsar)	now (something), now (something else) expr.
163	İfadeler	bir gün (iyi, mutlu, umutlu), ertesi gün (kötü, mutsuz, karamsar)	now (something), now (something else) expr.
164	İfadeler	mutlu ve aşık birini herkes/çoğu kişi sever	all the world loves a lover expr.
165	İfadeler	mutlu ve aşık birini görmek herkesi/çoğu kişiyi mutlu eder	all the world loves a lover expr.
166	İfadeler	mutlu ve aşık birini herkes/çoğu kişi sever	all the world loves a lover expr.
167	İfadeler	mutlu ve aşık birini görmek herkesi/çoğu kişiyi mutlu eder	all the world loves a lover expr.
Proverb
168	Atasözü	ne mutlu tarihi olmayan bir ülkeye	happy is the country which has no history
Colloquial
169	Konuşma Dili	büyük mutlu bir aile	one big happy family i.
170	Konuşma Dili	kocaman mutlu bir aile	one big happy family i.
171	Konuşma Dili	mutlu bir hayat	a happy life i.
172	Konuşma Dili	büyük/kocaman mutlu bir topluluk	one big happy family i.
173	Konuşma Dili	büyük/kocaman mutlu bir grup	one big happy family i.
174	Konuşma Dili	büyük/kocaman mutlu bir aile gibi	one big happy family i.
175	Konuşma Dili	domuzların çok mutlu olduğu yer	pig heaven i.
176	Konuşma Dili	son derece mutlu kimse	bliss ninny i.
177	Konuşma Dili	çok mutlu görünmek	look so happy f.
178	Konuşma Dili	küçük şeylerle mutlu olmak	be thankful for small mercies f.
179	Konuşma Dili	mutlu bunu tanımlamaya yetmemek	not the word for it f.
180	Konuşma Dili	mutlu olmak	kvell [us] f.
181	Konuşma Dili	(bir şeyi yapmaktan) mutlu olmak	be happy to (do something) f.
182	Konuşma Dili	'-den mutlu olmak	be happy to f.
183	Konuşma Dili	mutlu olmak	be laughing f.
184	Konuşma Dili	(bir şey yapmak) daha mutlu edici olmak	be better off (doing something) f.
185	Konuşma Dili	son derece mutlu	blissed s.
186	Konuşma Dili	son derece mutlu	blissed out s.
187	Konuşma Dili	evli ve mutlu	married and content s.
188	Konuşma Dili	evli ve mutlu	married and happy s.
189	Konuşma Dili	mutlu olmayan	unuplifted s.
190	Konuşma Dili	çok mutlu	high, wide, and handsome s.
191	Konuşma Dili	(biri) için mutlu	pleased for (one) s.
192	Konuşma Dili	(biri) için mutlu olmuş	pleased for (one) s.
193	Konuşma Dili	sonsuza dek mutlu bir şekilde	happily ever after zf.
194	Konuşma Dili	sonsuza kadar mutlu bir şekilde	happily ever after zf.
195	Konuşma Dili	daima mutlu bir şekilde	happily ever after zf.
196	Konuşma Dili	ömrünün sonuna kadar mutlu bir şekilde	happily ever after zf.
197	Konuşma Dili	sonsuza dek mutlu	happily ever after zf.
198	Konuşma Dili	sonsuza kadar mutlu	happily ever after zf.
199	Konuşma Dili	daima mutlu	happily ever after zf.
200	Konuşma Dili	ömrünün sonuna kadar mutlu	happily ever after zf.
201	Konuşma Dili	çok mutlu	over the moon expr.
202	Konuşma Dili	çok mutlu olmuş	chuffed to bits expr.
203	Konuşma Dili	hep mutlu ol	always be happy expr.
204	Konuşma Dili	mutlu paskalyalar	happy easter day expr.
205	Konuşma Dili	mutlu seneler	happy new year expr.
206	Konuşma Dili	mutlu ol	shake it off expr.
207	Konuşma Dili	hiç mutlu değil	none too happy expr.
208	Konuşma Dili	mutlu bir şekilde	with a light heart expr.
209	Konuşma Dili	beni mutlu ettin (eksik olma)	you've made my day expr.
210	Konuşma Dili	teşekkürler, beni mutlu ettin	you've made my day expr.
211	Konuşma Dili	teşekkürler, beni mutlu ettin	you made my day (ymmd) expr.
212	Konuşma Dili	bunu duyduğuma (çok) sevindim/mutlu oldum	(I'm) (so) glad to hear it/that expr.
213	Konuşma Dili	bunu duyduğuma sevindim/mutlu oldum	(I'm) glad to hear it expr.
214	Konuşma Dili	uğraman beni (çok) mutlu etti	(I'm) (so) glad you could drop by expr.
215	Konuşma Dili	sesini duyduğuma mutlu oldum	(it's) good to hear your voice expr.
216	Konuşma Dili	ziyaretin/gelmen mutlu etti	delighted to have you expr.
217	Konuşma Dili	ziyaretin/gelmen mutlu etti	delighted to have you here expr.
218	Konuşma Dili	bunu duyduğuma mutlu oldum	glad to hear it expr.
219	Konuşma Dili	sesini duyduğuma mutlu oldum	good to hear your voice expr.
220	Konuşma Dili	mutlu noeller	happy christmas expr.
221	Konuşma Dili	mutlu günler	happy days expr.
222	Konuşma Dili	-den mutlu	happy to expr.
223	Konuşma Dili	mutlu noeller	happy xmas expr.
224	Konuşma Dili	şimdi mutlu musun	I hope you're happy expr.
225	Konuşma Dili	mutlu oldun mu	I hope you're happy expr.
226	Konuşma Dili	mutlu musun	I hope you're happy expr.
227	Konuşma Dili	aşırı mutlu	in orbit expr.
228	Konuşma Dili	mutlu noeller ve mutlu yıllar	merry christmas and a happy new year expr.
229	Konuşma Dili	mutlu noeller	merry Xmas expr.
230	Konuşma Dili	mutlu günler sona erdi	the party is over expr.
231	Konuşma Dili	mutlu günler sona erdi	the party's over expr.
Idioms
232	Deyim	çok mutlu olma	a song in (one's) heart i.
233	Deyim	son derece mutlu olma	bliss ninny i.
234	Deyim	memnun/hoşnut/mutlu olma	happy bunny i.
235	Deyim	geçmişteki mutlu günler	the halcyon days i.
236	Deyim	kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem	one's finest hour i.
237	Deyim	mutlu gün	a red-letter day i.
238	Deyim	rahat ve mutlu bir yaşam	a bed of roses i.
239	Deyim	birini rahatsız eden ve onlarsız da gayet mutlu yaşanabileceği kişilerin yer aldığı hayali liste	drop-dead list i.
240	Deyim	hoş/mutlu zamanlar	elysian fields i.
241	Deyim	hoş/mutlu yerler	elysian fields i.
242	Deyim	hoş/mutlu diyarlar	elysian fields i.
243	Deyim	homeros'un tanımıyla, ölümden sonra kutsal/huzurlu ruhların yaşadığı mutlu diyar	the elysian fields i.
244	Deyim	hem mutlu hem mutsuz	mixed emotions i.
245	Deyim	hoş/mutlu zamanlar	the elysian fields i.
246	Deyim	hoş/mutlu yerler	the elysian fields i.
247	Deyim	hoş/mutlu diyarlar	the elysian fields i.
248	Deyim	daha mutlu, masum, dertsiz gösterme	lip gloss i.
249	Deyim	mutlu olmadığı halde gülümseme	plastic grin i.
250	Deyim	(birini) mutlu/memnun etmenin yolu	the way to (one's) heart i.
251	Deyim	bir erkeği mutlu/memnun etmenin yolu	the way to a man's heart i.
252	Deyim	son mutlu günler	indian summer i.
253	Deyim	çoğunluğu mutlu eden şey	the opium of the people i.
254	Deyim	çoğunluğu mutlu eden şey	the opium of the masses i.
255	Deyim	halinden memnun, mutlu kimse	a happy bunny i.
256	Deyim	halinden memnun, mutlu kimse	a happy camper i.
257	Deyim	hep mutlu kimse	a ray of sunshine i.
258	Deyim	çok mutlu olma	a song in your heart i.
259	Deyim	son mutlu günler	an indian summer i.
260	Deyim	son mutlu günler	an indian summer i.
261	Deyim	mutlu eden bir haber	music to ears i.
262	Deyim	en mutlu eden/iyi gelen şey	the best medicine i.
263	Deyim	birini mutlu/memnun etmenin yolu	the way to somebody's heart i.
264	Deyim	hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem	your finest hour i.
265	Deyim	tam bir mutlu kişi portresi/görüntüsü çizmek/vermek	be the picture of happiness f.
266	Deyim	bir fotoğrafta çok mutlu görünmek	be the picture of happiness f.
267	Deyim	mutlu evlilik yürütmek	trot in double harness f.
268	Deyim	(birini) mutlu etmek	brighten up (the) day f.
269	Deyim	mutlu olmak	brighten up f.
270	Deyim	sevinmek/mutlu olmak	be made up with (something) f.
271	Deyim	aşırı mutlu olmak	be on cloud nine f.
272	Deyim	birini mutlu etmek	make someone's day f.
273	Deyim	çok mutlu olmak	be as happy a sandboy (brit) f.
274	Deyim	çok mutlu görünmek	grin from ear to ear f.
275	Deyim	çok mutlu olmak	be as happy as a sandboy f.
276	Deyim	çok mutlu görünmek	be all smiles f.
277	Deyim	çok mutlu etmek	make one's heart sing f.
278	Deyim	çok mutlu olmak	be in a transport of delight f.
279	Deyim	çok mutlu olmak	be on top of the world f.
280	Deyim	çok mutlu olmak	be like a dog with two tails f.
281	Deyim	çok mutlu/başarılı/güzel olmak	be in all somebody's glory f.
282	Deyim	çok mutlu olmak	be walking on air f.
283	Deyim	çok mutlu olmak	be as happy as a clam (us) f.
284	Deyim	çok mutlu görünmek	smile from ear to ear f.
285	Deyim	çok mutlu olmak	be as happy as larry (brit) f.
286	Deyim	çok mutlu olmak	dance on air f.
287	Deyim	çok mutlu olmak	be floating on air f.
288	Deyim	çok mutlu olmak	be like a kid in a candy store f.
289	Deyim	çok mutlu olmak	be in a transport of joy f.
290	Deyim	çok mutlu olmak	be over the moon f.
291	Deyim	çok mutlu olmak	be as happy as a clam f.
292	Deyim	çok mutlu ve iyi hissetmek	be in one's glory f.
293	Deyim	çok mutlu olmak	be on cloud nine f.
294	Deyim	çok mutlu olmak	be sitting on top of the world f.
295	Deyim	çok mutlu olmak	be full of the joys of spring f.
296	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all men f.
297	Deyim	mutlu olmak	be on top of the world f.
298	Deyim	mutlu sonlandırmak	end on a high note f.
299	Deyim	mutlu olmak	be all smiles f.
300	Deyim	mutlu ve dertsiz olmak	be as happy as a sandboy f.
301	Deyim	mutlu anlar yaşamak	have one's moments f.
302	Deyim	mutlu ve başarılı bir konumda olmak	has the world by the tail f.
303	Deyim	mutlu ve dertsiz olmak	be as happy as a clam f.
304	Deyim	mutlu olmak	be on cloud nine f.
305	Deyim	kişinin mutlu olduğunu belli edecek davranışlarda bulunması	have a spring or a bounce in your step f.
306	Deyim	mutlu etmek	do someone's heart good f.
307	Deyim	mutlu olmak	have one's tail up f.
308	Deyim	olduğundan abartılı biçimde mutlu görünmek	be jolly hockey sticks f.
309	Deyim	mutlu ve başarılı bir konumda olmak	has the world by the tail with a downhill drag f.
310	Deyim	zamanında mutlu olmak	see better days f.
311	Deyim	çok mutlu olmak	be the picture of happiness f.
312	Deyim	mutlu ölmek	die laughing f.
313	Deyim	birini mutlu etmek	give someone a lift f.
314	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all people f.
315	Deyim	(bir şey için) çok mutlu olmak	be made up about (something) f.
316	Deyim	(bir şey için) çok mutlu olmak	be made up (about/with something) [uk] f.
317	Deyim	(bir şey için) çok mutlu olmak	be made up with (something) [uk] f.
318	Deyim	çok mutlu olmak	go into orbit f.
319	Deyim	mutlu olmak	have a light heart f.
320	Deyim	her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek	have the world on a string f.
321	Deyim	mutlu görünmek/davranmak	put (one's) tail up f.
322	Deyim	(birini) mutlu etmek	raise (one's) spirits f.
323	Deyim	birini mutlu etmek	raise somebody’s spirits f.
324	Deyim	mutlu sona ulaşmak	ride off into the sunset f.
325	Deyim	çok mutlu olmak	walk on sunshine f.
326	Deyim	(birini) çok mutlu etmek	tickle (one) to pieces f.
327	Deyim	çok mutlu olmak	be in (your) seventh heaven f.
328	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all men f.
329	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all people f.
330	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all men f.
331	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all people f.
332	Deyim	çok mutlu olmak	be (as) happy as a clam (at high tide) f.
333	Deyim	çok mutlu olmak	be (as) pleased as punch f.
334	Deyim	birinin mutlu olacağı yer olmak	be somebody's spiritual home f.
335	Deyim	görmekten mutlu olunan kimse/şey olmak	be a sight for sore eyes f.
336	Deyim	herkesi mutlu etmek	be all things to all men/people f.
337	Deyim	çok sevinçli/mutlu olmak	be as high as a kite f.
338	Deyim	çok mutlu olmak	be chuffed to bits f.
339	Deyim	çok mutlu görünmek	be grinning from ear to ear f.
340	Deyim	mutlu olmak	be in high spirits f.
341	Deyim	(birini) mutlu eden bir haber olmak	be music to (one's) ears f.
342	Deyim	mutlu eden bir haber olmak	be (like) music to your ears f.
343	Deyim	mutlu eden bir haber olmak	be music to your ears f.
344	Deyim	küçük şeylerle mutlu olmak	be thankful for small favors f.
345	Deyim	küçük şeylerle mutlu olmak	be thankful for small mercies f.
346	Deyim	küçük şeylerle mutlu olmak	be grateful for small mercies f.
347	Deyim	sağlıklı, mutlu bir tablo/resim çizmek	be the picture of health, happiness f.
348	Deyim	çok mutlu görünmek	smile from ear to ear f.
349	Deyim	çok mutlu görünmek	beam from ear to ear f.
350	Deyim	çok mutlu görünmek	grin from ear to ear f.
351	Deyim	(bir şeyi) mutlu sonlandırmak	end (something) on a high note f.
352	Deyim	mutlu anlar yaşamak	have its moments f.
353	Deyim	mutlu anlar yaşamak	have one's moments f.
354	Deyim	mutlu ve başarılı bir konumda olmak	have the world by the tail f.
355	Deyim	(birini) mutlu etmek	make (one's) toes curl f.
356	Deyim	mutlu etmek	make day f.
357	Deyim	(birini) mutlu eden bir haber	music to (one's) ears f.
358	Deyim	(birini) mutlu/memnun etmek	put a smile on (one's) face f.
359	Deyim	mutlu/memnun etmek	put a smile on face f.
360	Deyim	mutlu etmek	warm the cockles of your heart [old-fashioned] [uk] f.
361	Deyim	çok mutlu olmak	fly high f.
362	Deyim	çok mutlu	merry as a grig [old-fashioned] s.
363	Deyim	çok mutlu	on a cloud s.
364	Deyim	çok mutlu	rolling in clover s.
365	Deyim	mutlu değil	none too pleased s.
366	Deyim	çok mutlu olmuş/edilmiş	tickled to pieces s.
367	Deyim	bir şey için mutlu olmuş	(all) the better for something s.
368	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as a sandboy [old-fashioned] [uk] s.
369	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as larry [uk] s.
370	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as the day is long s.
371	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as a clam s.
372	Deyim	çok mutlu	merry as a cricket [old-fashioned] s.
373	Deyim	çok mutlu	merry as the day is long [old-fashioned] s.
374	Deyim	birini mutlu edecek şekilde	to someone's delight zf.
375	Deyim	birini mutlu edecek şekilde	to the satisfaction of someone zf.
376	Deyim	çok mutlu	like the cat that stole the cream zf.
377	Deyim	çok mutlu	like the cat that got the cream zf.
378	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a pig in shit expr.
379	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as larry expr.
380	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a clam expr.
381	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a pig in clover expr.
382	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as a pig in clover expr.
383	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a pig in muck expr.
384	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as a pig in muck expr.
385	Deyim	aşırı/çok mutlu	happy as the day is long expr.
386	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as the day is long expr.
387	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a sandboy expr.
388	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a lark expr.
389	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a dog with two tails expr.
390	Deyim	aşırı/çok mutlu	as happy as a sandbag expr.
391	Deyim	çok mutlu	happy as can be expr.
392	Deyim	çok mutlu	like a kid with a new toy expr.
393	Deyim	çok mutlu	as happy as lark expr.
394	Deyim	çok mutlu	as happy as a clam at high tide expr.
395	Deyim	çok mutlu	happy as a lark expr.
396	Deyim	çok mutlu	as merry as a cricket expr.
397	Deyim	çok mutlu	happy as a clam at high tide expr.
398	Deyim	çok mutlu	in heaven expr.
399	Deyim	çok mutlu	as happy as can be expr.
400	Deyim	çok mutlu	all smiles expr.
401	Deyim	çok mutlu	as happy as a lark expr.
402	Deyim	çok mutlu	as high as the sky expr.
403	Deyim	çok mutlu	happy as a clam in butter sauce expr.
404	Deyim	çok mutlu	as happy as a sand boy expr.
405	Deyim	çok mutlu	on cloud nine expr.
406	Deyim	çok mutlu	as happy as a clam in butter sauce expr.
407	Deyim	çok mutlu	as pleased as punch expr.
408	Deyim	cennete gideceğini öğrenmiş kadar mutlu	in seventh heaven expr.
409	Deyim	çok mutlu	as merry as the day is long expr.
410	Deyim	çok sevinçli veya mutlu	as high as a kite expr.
411	Deyim	çok mutlu	in hog heaven expr.
412	Deyim	işimiz bu! (görevimiz sizi mutlu etmek)	we aim to please expr.
413	Deyim	nasıl mutlu oluyorsan öyle yap	whatever humps your camel expr.
414	Deyim	nasıl mutlu oluyorsan öyle yap	whatever tickles your pickle expr.
415	Deyim	nasıl mutlu oluyorsan öyle yap	whatever floats your boat expr.
416	Deyim	seni ne mutlu edecekse	whatever floats your boat expr.
417	Deyim	sağlıklı ve mutlu	in fine/good fettle expr.
418	Deyim	mutlu bir şekilde	with your tail up expr.
419	Deyim	çok mutlu	like a kid in a candy store expr.
420	Deyim	çok mutlu	like a kid in a candy shop expr.
421	Deyim	aşırı/çok mutlu	(as) happy as a pig in mud expr.
422	Deyim	aşırı/çok mutlu	(as) happy as a pig in slop expr.
423	Deyim	pek mutlu değil	not a happy bunny [uk] expr.
424	Deyim	pek mutlu değil	not a happy camper [us] expr.
425	Deyim	çok mutlu	in (one's) glory expr.
426	Deyim	çok mutlu/sevinçli bir anında	in (one's) glory expr.
427	Deyim	çok mutlu	in one's glory expr.
428	Deyim	çok mutlu/sevinçli bir anında	in one's glory expr.
429	Deyim	en parlak/mutlu/başarılı evrede	in prime expr.
430	Deyim	çok mutlu	in your glory expr.
431	Deyim	çok mutlu/sevinçli bir anında	in your glory expr.
432	Deyim	çok mutlu	like a dog with two tails expr.
433	Deyim	çok mutlu	like the cat that's got the cream [uk] expr.
434	Deyim	çok mutlu	like the cat who's stolen the cream [uk] expr.
435	Deyim	teşekkürler, beni mutlu ettin	you've made my day expr.
436	Deyim	beni mutlu ettin, eksik olma	you've made my day expr.
437	Deyim	aşırı sevinmek/mutlu olmak	be thrilled to death
Speaking
438	Konuşma	hayatımın en mutlu anı	the happiest moment of my life i.
439	Konuşma	mutlu bir şekilde	elatedly zf.
440	Konuşma	mutlu musun?	are you happy? ünl.
441	Konuşma	mutlu olurum	I'll be happy ünl.
442	Konuşma	mutlu olurum	I'll be glad ünl.
443	Konuşma	beni çok mutlu ediyorsun	you make me so happy expr.
444	Konuşma	bu beni mutlu ediyor	it makes me happy expr.
445	Konuşma	beni mutlu et	make me happy expr.
446	Konuşma	beni mutlu et	make my day expr.
447	Konuşma	burada mutlu olacağına eminim	I'm sure you'll be happy here expr.
448	Konuşma	burada mutlu musun?	are you happy here? expr.
449	Konuşma	beni mutlu ediyorsun	you make me happy expr.
450	Konuşma	beni çok mutlu ettin	you made me so happy expr.
451	Konuşma	beni mutlu edecek şeyin parayla ilgisi yok	what would make me happy has nothing to do with money expr.
452	Konuşma	bugünlerde böyle mutlu bir çift görmek çok zor	it's rare to see such a happy couple nowadays expr.
453	Konuşma	bu, onları mutlu eder/edecektir/edecek	it will make them happy expr.
454	Konuşma	çok mutlu olurum	I will be so glad expr.
455	Konuşma	çok mutlu oluruz	we would be more than happy expr.
456	Konuşma	çok mutlu olurum	I would be so glad expr.
457	Konuşma	çok mutlu olurum	I will be so pleased expr.
458	Konuşma	daha mutlu olmazdım	I couldn't be more pleased expr.
459	Konuşma	çok mutlu olacaksın	you will be very happy expr.
460	Konuşma	çocuklar çok mutlu	the children are very happy expr.
461	Konuşma	çok mutlu olurum	I would be so pleased expr.
462	Konuşma	geçen sene mutlu değildim	I wasn't happy last year expr.
463	Konuşma	her zaman mutlu olamazsın	you can't be happy all the time expr.
464	Konuşma	geçen yıl mutlu değildim	I wasn't happy last year expr.
465	Konuşma	hayatımın en mutlu anıydı	it was the happiest moment of my life expr.
466	Konuşma	herkes mutlu	everyone is happy expr.
467	Konuşma	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim	let me just say how i am pleased expr.
468	Konuşma	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim	just let me say how i am pleased expr.
469	Konuşma	mutlu yıllar	happy new year expr.
470	Konuşma	mutlu yıllar	happy birthday to you expr.
471	Konuşma	mutlu mu olmak istiyorsun	do you want to be happy? expr.
472	Konuşma	mutlu hanukka bayramları	happy hanukkah expr.
473	Konuşma	mutlu yıllar	merry christmas expr.
474	Konuşma	mutlu yıllar	happy birthday expr.
475	Konuşma	mutlu olduğun için sevindim	I'm just glad you're happy expr.
476	Konuşma	mutlu noeller	merry christmas expr.
477	Konuşma	nice mutlu senelere	to many happy years expr.
478	Konuşma	ne mutlu türküm diyene	how happy is he/she who says i'm a turk expr.
479	Konuşma	nice nice mutlu yıllara	many happy returns of the day expr.
480	Konuşma	mutlu olmak istiyor musun?	do you want to be happy? expr.
481	Konuşma	mutlu görünüyorsun	you look happy expr.
482	Konuşma	ne mutlu türküm diyene	how happy is he who can say i am a turk expr.
483	Konuşma	mutlu değiliz	we are not happy expr.
484	Konuşma	mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şey şu an burada	we have everything we need right now to be completely happy expr.
485	Konuşma	ne mutlu türküm diyene	how happy is the one who says i'm a turk expr.
486	Konuşma	mutlu musun orada?	are you happy there? expr.
487	Konuşma	mutlu musun?	are you happy? expr.
488	Konuşma	nice mutlu yıllara	to many happy years expr.
489	Konuşma	mutlu yıllar sana	happy birthday to you expr.
490	Konuşma	sadece yeniden mutlu olmamızı istiyorum	I just want us to be happy again expr.
491	Konuşma	seni nasıl mutlu edeceğimi biliyorum	I know how to make you happy expr.
492	Konuşma	sadece mutlu olmasını istiyorum	I just want her to be happy expr.
493	Konuşma	senin adına çok mutlu oldum	I am so happy for you expr.
494	Konuşma	sana mutlu noeller diliyorum	I wish you a merry christmas expr.
495	Konuşma	sizi gördüğüme çok mutlu oldum	it's good to see you expr.
496	Konuşma	size mutlu noeller diliyorum	I wish you a merry christmas expr.
497	Konuşma	seni mutlu etmek istiyorum	I want to make you happy expr.
498	Konuşma	sizi gördüğüme mutlu oldum	it's good to see you expr.
499	Konuşma	senin için mutlu mu olmalıyım?	am I supposed to be happy for you? expr.
500	Konuşma	size mutlu noeller diliyoruz	we wish you a merry christmas expr.