|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
(yasa vb) uygulamaya koymak |
impose f.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
geçersiz yasa |
dead letter i.
|
|
3 |
Genel |
çiğneyen (kural/yasa) |
infringer i.
|
|
4 |
Genel |
yasa konusu |
the subject of legislation i.
|
|
5 |
Genel |
yasa dışı sozleşmeler |
illegal contracts i.
|
|
6 |
Genel |
bozma (yasa/yargı/sözleşme vb'ni) |
annulment i.
|
|
7 |
Genel |
amaç (yasa) |
purview i.
|
|
8 |
Genel |
yasa gücünde kararname |
statutory decree i.
|
|
9 |
Genel |
temel yasa |
basic law i.
|
|
10 |
Genel |
yasa ve düzen |
law and order i.
|
|
11 |
Genel |
yasa tasarısı başlığı |
rubric i.
|
|
12 |
Genel |
yasa kitabı |
code i.
|
|
|
13 |
Genel |
yasa dışı eylem |
malpractice i.
|
|
14 |
Genel |
antitröst yasa |
antitrust law i.
|
|
15 |
Genel |
yasa tasarısı |
resolution i.
|
|
16 |
Genel |
yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı |
illicit traffic i.
|
|
17 |
Genel |
bağlayıcı yasa |
binding law i.
|
|
18 |
Genel |
yasa yapan kimse |
lawgiver i.
|
|
19 |
Genel |
yasa dışı hareket |
outrage i.
|
|
20 |
Genel |
cezai nitelikte yasa hükmü |
penal provision i.
|
|
21 |
Genel |
yasa boşluğu |
loophole in the law i.
|
|
22 |
Genel |
ulusal yasa |
national law i.
|
|
23 |
Genel |
yasa bilimi uzmanı |
nomologist i.
|
|
24 |
Genel |
yasa bilim |
nomology i.
|
|
25 |
Genel |
kilit yasa |
key law i.
|
|
26 |
Genel |
yasa dışı silah transferi |
illegal arms transfers i.
|
|
27 |
Genel |
federal yasa |
federal law i.
|
|
28 |
Genel |
yürürlükteki yasa |
current law i.
|
|
29 |
Genel |
yürürlükteki yasa |
the law in force i.
|
|
30 |
Genel |
yürürlükteki yasa |
the applicable law i.
|
|
31 |
Genel |
fiziksel yasa |
physical law i.
|
|
32 |
Genel |
yerel yasa |
bylaw i.
|
|
33 |
Genel |
yasa tasarısı |
resolution i.
|
|
34 |
Genel |
sigara karşıtı yasa |
anti-smoking legislation i.
|
|
35 |
Genel |
ilgili yasa |
applicable law i.
|
|
36 |
Genel |
yasa dışı avlanma |
poaching i.
|
|
37 |
Genel |
yasa dışı avlanma |
illegal hunting i.
|
|
38 |
Genel |
yürürlükteki yasa |
the law in effect i.
|
|
39 |
Genel |
geçerli yasa |
applicable law i.
|
|
40 |
Genel |
görüşülmekte olan yasa tasarısı |
draft law currently/presently under discussion/consideration i.
|
|
41 |
Genel |
yasa dışı ilan etme |
banning i.
|
|
42 |
Genel |
yasa değişikliği |
amendment i.
|
|
43 |
Genel |
yasa dışı çöp boşaltma |
fly-tipping i.
|
|
44 |
Genel |
yasa dışı çöp boşaltma |
fly dumping i.
|
|
45 |
Genel |
yasa dışı çöp boşaltma |
illegal dumping i.
|
|
46 |
Genel |
yasa dışı çöp boşaltma |
tipping (uk) i.
|
|
47 |
Genel |
yasa dışı eylem |
malpractise i.
|
|
48 |
Genel |
yasa dışı gösteri |
illegal demonstration i.
|
|
49 |
Genel |
yasa dışı çöp boşaltan kimse |
fly-tipper i.
|
|
50 |
Genel |
adaletli yasa |
just law i.
|
|
51 |
Genel |
düzenleme gücüne sahip ilke, yasa, vb. |
regulative i.
|
|
52 |
Genel |
yasa dışı amaçlarla bıçak taşıyan kimse |
knifeman i.
|
|
|
53 |
Genel |
yasa dışı pazarlık |
chievance i.
|
|
54 |
Genel |
(yasa, kural) çiğneme |
evildoing i.
|
|
55 |
Genel |
yasa dışı durum |
hankey-pankey i.
|
|
56 |
Genel |
yasa dışı ilaç kaçakçısı |
mule i.
|
|
57 |
Genel |
yasa dışı ilaç dağıtımı yapan kimse |
mule i.
|
|
58 |
Genel |
yasa dışı uyuşturucu kaçakçısı |
mule i.
|
|
59 |
Genel |
yasa dışı uyuşturucu dağıtımı yapan kimse |
mule i.
|
|
60 |
Genel |
nüfusun sadece bir bölümünün faydalanabildiği yasa |
giveaway i.
|
|
61 |
Genel |
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse |
claim jumper i.
|
|
62 |
Genel |
yasa dışı iş |
operation i.
|
|
63 |
Genel |
feodal yasa uyarınca doğrudan lord veya vasallık |
immediacy i.
|
|
64 |
Genel |
(suç örgütü, çete) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan yasa |
omerta i.
|
|
65 |
Genel |
gizli veya yasa dışı evlilik düzenleyen kimse |
couple-beggar [obsolete] i.
|
|
66 |
Genel |
yasa dışı madde kaçakçısı |
courier i.
|
|
67 |
Genel |
yasa dışı uygulamalar |
cross i.
|
|
68 |
Genel |
yasa dışı kürtaj |
feticide i.
|
|
69 |
Genel |
yasa dışı mekanda yakalanan kimse |
found-in [canada] i.
|
|
70 |
Genel |
yasa dışı kimlik kopyalama işlemi |
skimming i.
|
|
71 |
Genel |
sahipsiz mülkiyette yasa dışı hak iddia etme |
squatterism i.
|
|
72 |
Genel |
yasa dışı madde |
street name i.
|
|
73 |
Genel |
yasa dışı madde |
substance i.
|
|
74 |
Genel |
yasa önerisi |
initiative i.
|
|
75 |
Genel |
bir yasa tasarısını meclisten geçirmek |
put something through f.
|
|
76 |
Genel |
yasa yapmak |
legislate f.
|
|
77 |
Genel |
çıkarmak (yasa) |
enact f.
|
|
78 |
Genel |
yasa çıkarmak |
legislate f.
|
|
79 |
Genel |
yasa dışı olduğunu beyan etmek |
criminalize f.
|
|
80 |
Genel |
geçerlilik kazanmak (yasa vb) |
enter into force f.
|
|
81 |
Genel |
ülkeye gizlice ve yasa dışı yollarla mal sokmak |
smuggle f.
|
|
82 |
Genel |
sunmak (yasa vb) |
report f.
|
|
83 |
Genel |
iptal etmek (yasa/anlaşma vb'ni) |
rescind f.
|
|
84 |
Genel |
yürürlüğe koymak (yasa, karar vb'ni) |
implement f.
|
|
85 |
Genel |
muaf tutmak (birini kural/yasa vb'nden) |
waive f.
|
|
86 |
Genel |
yasa yapmak |
legislate for something f.
|
|
87 |
Genel |
yasa yapmak |
legislate against something f.
|
|
88 |
Genel |
belirli bir durumda yetkisini kullanarak kural veya yasa uygulatmamak |
waive f.
|
|
89 |
Genel |
tabi tutmamak (bir kimseyi kura/yasa vb'ne) |
waive f.
|
|
90 |
Genel |
yasa tasarısını reddetmek |
defeat the bill f.
|
|
91 |
Genel |
yasa tasarısını kabul etmek |
pass a bill f.
|
|
92 |
Genel |
yasa tasarısını reddetmek |
throw out the bill f.
|
|
93 |
Genel |
yasa uygulamak |
enforce a law f.
|
|
94 |
Genel |
çiğnemek (yasa vb) |
transgress f.
|
|
95 |
Genel |
yasa olmak |
become law f.
|
|
96 |
Genel |
yasa tanımamak |
flout the law f.
|
|
97 |
Genel |
yasa çiğnemek |
flout the law f.
|
|
98 |
Genel |
yasa çiğnemek |
violate the law f.
|
|
99 |
Genel |
yasa çıkartmak |
enact a law f.
|
|
100 |
Genel |
yasa düzenlemek |
prepare a law f.
|
|
101 |
Genel |
yasa çiğnemek |
break the law f.
|
|
102 |
Genel |
yasa geçirmek |
pass law f.
|
|
103 |
Genel |
yasa düzenlemek |
enact a law f.
|
|
104 |
Genel |
yasa çıkartmak |
pass a law f.
|
|
105 |
Genel |
yasa çıkmak |
(a law) be enacted f.
|
|
106 |
Genel |
(yasa) çıkarmak |
enact f.
|
|
107 |
Genel |
yasa hazırlamak |
prepare a law f.
|
|
108 |
Genel |
(yasa) çıkarmak |
establish f.
|
|
109 |
Genel |
yasa boğulmak |
deplore f.
|
|
110 |
Genel |
yasa çıkarmak |
enact f.
|
|
111 |
Genel |
yasa tasarısını kabul etmemek |
reject the bill f.
|
|
112 |
Genel |
yasa değiştirmek |
amend the law f.
|
|
113 |
Genel |
silahların sınırdan yasa dışı yollarla kaçırılmasını engellemek |
prevent weapons from being illegally smuggled across the border f.
|
|
114 |
Genel |
yasa dışı olduğunu beyan etmek |
criminalise f.
|
|
115 |
Genel |
internetten yasa dışı yoldan şarkı indirmek |
download songs illegally from the internet f.
|
|
116 |
Genel |
yasa boğmak |
deeply sadden somebody f.
|
|
117 |
Genel |
yasa boğmak |
grieve f.
|
|
118 |
Genel |
yasa kodu |
legal code f.
|
|
119 |
Genel |
yasa dışı ekonomik çıkar sağlamak |
gain illegal economic profit/advantage f.
|
|
120 |
Genel |
yasa dışı yöntemlere başvurmak |
tamper f.
|
|
121 |
Genel |
yasa dışı amaçlar uğruna hile yapmak |
jigger f.
|
|
122 |
Genel |
yasa dışı bir şekilde el koymak |
jump f.
|
|
123 |
Genel |
yasa uyarınca gerekli olmak |
must f.
|
|
124 |
Genel |
(yasa) uygulamaya koymak |
clamp f.
|
|
125 |
Genel |
yasa dışı bırakmak |
deregulate f.
|
|
126 |
Genel |
yasa dışılaştırmak |
illegitimate f.
|
|
127 |
Genel |
yasa dışı olduğunu kanıtlamak |
illegitimate f.
|
|
128 |
Genel |
yasa dışı saymak |
illegitimate f.
|
|
129 |
Genel |
ülkeye gizlice ve yasa dışı yollarla mal sokmak |
contraband f.
|
|
130 |
Genel |
(yasa dışı madde) enjekte etmek |
shoot f.
|
|
131 |
Genel |
yasa dışı şekilde göndermek |
siphon f.
|
|
132 |
Genel |
yasa dışı avlanmak |
poach f.
|
|
133 |
Genel |
(yasa) zorla geçirmek |
push through f.
|
|
134 |
Genel |
(fahişe) bir erkeğe yasa dışı seks teklif etmek |
solicit f.
|
|
135 |
Genel |
yabancı düşmanlığı güden (yazı, yasa vb) |
xenophobic s.
|
|
136 |
Genel |
yasa dışı |
illegal s.
|
|
137 |
Genel |
yasa bilimiyle ilgili |
nomological s.
|
|
138 |
Genel |
henüz karar verilmemiş (yasa maddesi vb) |
prejudical s.
|
|
139 |
Genel |
yasa boğulmamış |
undeplored s.
|
|
140 |
Genel |
açıklanmamış (yasa) |
unposted s.
|
|
141 |
Genel |
duyurulmamış (yasa) |
unposted s.
|
|
142 |
Genel |
bildirilmemiş (yasa) |
unposted s.
|
|
143 |
Genel |
yasa yapan |
legislative s.
|
|
144 |
Genel |
yasa, kural ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı kalan (kimse) |
observant s.
|
|
145 |
Genel |
yasa dışı şekilde elde edilmiş |
ill-got s.
|
|
146 |
Genel |
yasa dışı |
illicitous [obsolete] s.
|
|
147 |
Genel |
yasa dışı |
suppositious s.
|
|
148 |
Genel |
yasa dışı |
supposititious s.
|
|
149 |
Genel |
bu yasa uyarınca |
thereunder zf.
|
|
150 |
Genel |
yasa gereği |
by law zf.
|
|
151 |
Genel |
yasa gereği |
as required by law zf.
|
|
152 |
Genel |
yasa dışı olarak |
lawlessly zf.
|
|
153 |
Genel |
yasa dışı olarak |
illegally zf.
|
|
154 |
Genel |
yasa dışı olarak |
in an illegal way zf.
|
|
155 |
Genel |
yasa dışı bir şekilde |
illegally zf.
|
|
156 |
Genel |
yasa dışı bir şekilde |
in an illegal way zf.
|
|
157 |
Genel |
yasa dışı bir şekilde |
lawlessly zf.
|
|
158 |
Genel |
yasa dışı olarak |
illicitly zf.
|
|
159 |
Genel |
yasa dışı bir şekilde |
illicitly zf.
|
|
160 |
Genel |
yasa dışı |
outside the law zf.
|
|
161 |
Genel |
yasa gereği |
prescribed by law zf.
|
|
Phrasals |
|
162 |
Öbek Fiiller |
bir şeye (kural/yasa) uymak |
hew to something f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(birini suçlamak amacıyla) evine/odasına/valizine vb. (uyuşturucu/yasa dışı materyal) yerleştirmek |
plant something on someone f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye karşı) yasa/kanun yapmak |
legislate against something f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
yasa dışı yollarla engellemek |
get to (someone or something) f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (yasa, teklif, öneri) bir kuruldan geçirmeye çalışmak |
work something through (something) f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin (yasa, teklif, öneri) bir kuruldan geçmesine öncülük etmek |
work something through (something) f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi (yasa, teklif, öneri) ne yapıp edip bir kuruldan geçirmek |
work something through (something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
zaman, bütçe, yasa kapsamını/sınırını aşmamak |
keep within (something) f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
(birinin) yasa dışı/pis işlerini örtmek |
sweep up after (someone) f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek |
break in (to something or some place) f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
yasa dışı faaliyetlerden temizlemek |
clean up f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
yasa dışı faaliyetlere son vermek |
clean up f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) yasa dışı bir eylemini/suçunu örtbas etmek |
clean up after (someone or something) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(yasa dışı veya gizli bir şeyden) haberdar olmak |
get onto f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
-e (kural, yasa) uymak |
hew to f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
yasa yapmak |
legislate against f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
'-e karşı yasa/kanun yapmak |
legislate against f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
yasa yapmak |
legislate for f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
için yasa/kanun yapmak |
legislate for f.
|
|
Phrases |
|
181 |
İfadeler |
bu yasa kapsamında |
within the scope of this law expr.
|
|
182 |
İfadeler |
yasa gereği |
according to the law expr.
|
|
183 |
İfadeler |
yasa dışı şekilde |
through the back door expr.
|
|
Proverb |
|
184 |
Atasözü |
zorunluluk hiçbir yasa tanımaz |
necessity knows no law
|
|
Colloquial |
|
185 |
Konuşma Dili |
yasa dışı yollarla ülkeye/eyalete sigara sokma |
buttlegging i.
|
|
186 |
Konuşma Dili |
yasa dışı içki |
jake i.
|
|
187 |
Konuşma Dili |
yasa dışı alkol |
moonlight i.
|
|
188 |
Konuşma Dili |
yasa dışı/ev yapımı/kaçak içki ticareti yapmak |
moonlight i.
|
|
189 |
Konuşma Dili |
yasa dışı işlerle uğraşan/işlere bulaşan kimse |
bagman i.
|
|
190 |
Konuşma Dili |
yasa dışı faaliyet |
game i.
|
|
191 |
Konuşma Dili |
yasa dışı işler sırasında gözcülük yapan kimse |
cockatoo [australia] i.
|
|
192 |
Konuşma Dili |
(yasa vb) yürürlüğe girmeden önce bir süre için askıya alınmak |
go into abeyance f.
|
|
193 |
Konuşma Dili |
bir yasa altında sunmak |
serve under (one) f.
|
|
194 |
Konuşma Dili |
bir yasa/kanun uyarınca sunmak |
serve under (one) f.
|
|
195 |
Konuşma Dili |
yasa dışı versiyonunu yapmak |
phony up f.
|
|
196 |
Konuşma Dili |
yasa dışı |
backstreet s.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
yasa dışı |
under-the-counter s.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
yasa dışı uyuşturucular |
amped-up s.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
üzerinde yasa dışı bir şey taşımayan/olmayan |
clean s.
|
|
Idioms |
|
200 |
Deyim |
yılbaşı ağacı yasa tasarısı |
christmas tree bill i.
|
|
201 |
Deyim |
küçük yasa değişikleri içeren yasa tasarısı |
christmas tree bill i.
|
|
202 |
Deyim |
torba yasa |
christmas tree bill i.
|
|
203 |
Deyim |
yılbaşı ağacı yasa taslağı |
christmas tree bill [us/south africa] i.
|
|
204 |
Deyim |
küçük yasa değişikleri içeren yasa tasarısı |
christmas tree bill [us/south africa] i.
|
|
205 |
Deyim |
torba yasa |
christmas tree bill [us/south africa] i.
|
|
206 |
Deyim |
yasa dışı alışveriş/ticaret |
dirty work at the crossroads i.
|
|
207 |
Deyim |
yasa dışı iş |
dirty work at the crossroads i.
|
|
208 |
Deyim |
yüksek faizle yasa dışı borç verme |
juice racket i.
|
|
209 |
Deyim |
yasa dışı/kanunsuz yollardan kazanılan para |
the mammon of unrighteousness i.
|
|
210 |
Deyim |
yasa dışı/kanunsuz kazanç |
the mammon of unrighteousness i.
|
|
211 |
Deyim |
yasa dışı/kanunsuz yollardan elde edilen zenginlik |
the mammon of unrighteousness i.
|
|
212 |
Deyim |
yasa dışı şekilde ağrı kesici ilaç dağıtan ağrı tedavisi kliniği |
pill mill i.
|
|
213 |
Deyim |
gizli tutulan yasa dışı bir şey |
something nasty in the woodshed i.
|
|
214 |
Deyim |
kötü/yasa dışı/ahlaksız işlere bulaşan insan grubu |
bad bunch i.
|
|
215 |
Deyim |
yasa dışı faaliyet |
funny stuff i.
|
|
216 |
Deyim |
yasa dışı geçmiş |
shady past i.
|
|
217 |
Deyim |
yasa dışı grup |
vice ring i.
|
|
218 |
Deyim |
yasa dışı örgüt |
vice ring i.
|
|
219 |
Deyim |
kısa yoldan (özellikle yasa dışı biçimde) zengin olmak |
make a quick buck f.
|
|
220 |
Deyim |
kısa yoldan (özellikle yasa dışı biçimde) zengin olmak |
make a fast buck f.
|
|
221 |
Deyim |
(yasa dışı bir şeye) karışmak |
be/get mixed up in f.
|
|
222 |
Deyim |
(yasa/kanun olması için) oylamak |
vote something into law f.
|
|
223 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazandığı paradan memnun olmak |
laugh all the way to the bank f.
|
|
224 |
Deyim |
(yasa/kanun olması için) oylamak |
vote something in f.
|
|
225 |
Deyim |
yasa dışı işlere bulaşmak |
be/get mixed up in f.
|
|
226 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanmak |
fall off the back of a lorry f.
|
|
227 |
Deyim |
yasa dışı işlere karışmak |
be/get mixed up in f.
|
|
228 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanmak |
fall off the back of a truck f.
|
|
229 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanılmak |
fall off the back of a lorry f.
|
|
230 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanılmak |
fall off the back of a truck f.
|
|
231 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanılmak |
fall off a lorry f.
|
|
232 |
Deyim |
yasa dışı yollarla kazanılmak |
fall off a truck f.
|
|
233 |
Deyim |
(yasa/kanun olması için) oylamak |
vote into law f.
|
|
Formal |
|
234 |
Resmi |
(yasa, gelenek) uymama |
unobservance i.
|
|
235 |
Resmi |
(yasa, gelenek) gözetmeme |
unobservance i.
|
|
236 |
Resmi |
(yasa, gelenek) çiğneme |
unobservance i.
|
|
Speaking |
|
237 |
Konuşma |
bir yasa çıkarttılar |
they passed a law expr.
|
|
Trade/Economic |
|
238 |
Ticaret/Ekonomi |
antitrust yasa |
antitrust law i.
|
|
239 |
Ticaret/Ekonomi |
bağlayıcı yasa |
binding law i.
|
|
240 |
Ticaret/Ekonomi |
bir grup yatırımcının aynı anda bir hisse senedine yasa dışı olarak oynamaları |
painting the tape i.
|
|
241 |
Ticaret/Ekonomi |
devri yasa veya yönetmelik hükümlerine bağlanmış hisse senedi |
tied share i.
|
|
242 |
Ticaret/Ekonomi |
gatt'ın tokyo görüşmeleri sırasında kabul edilen ve damping yapan üyelere karşı nasıl bir anti-damping vergisi konulacağını belirten temel yasa |
anti-dumping code i.
|
|
243 |
Ticaret/Ekonomi |
geçici yasa |
emergency decree i.
|
|
244 |
Ticaret/Ekonomi |
ilave yasa layihası |
rider i.
|
|
245 |
Ticaret/Ekonomi |
mali yasa |
fiscal law i.
|
|
246 |
Ticaret/Ekonomi |
tröstlere karşı yasa |
antitrust law i.
|
|
247 |
Ticaret/Ekonomi |
uzmanlarca yapılan yasa dışı işlem |
trading ahead i.
|
|
248 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi yasa tasarısı |
tax bill i.
|
|
249 |
Ticaret/Ekonomi |
uygulanabilir yasa |
applicable law i.
|
|
250 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı gelir |
illegal income i.
|
|
251 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı ticari faaliyet konulan |
illegal bargaining subjects i.
|
|
252 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa koyma gücü |
legislative power i.
|
|
253 |
Ticaret/Ekonomi |
yatırımcıları değersiz menkul kıymet alımında koruyan yasa |
blue sky law i.
|
|
254 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa gereği rehinin paraya çevrilmesi |
statutory foreclosure i.
|
|
255 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa taslağı |
law draft i.
|
|
256 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı yabancılar |
illegal aliens i.
|
|
257 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı faiz |
anatocism i.
|
|
258 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı satış yapma |
bootlegging i.
|
|
259 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa taslağı |
draft i.
|
|
260 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı ticaret |
illicit trade i.
|
|
261 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa ile konan gümrük vergisi |
statutory customs duty i.
|
|
262 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa ile finansal i̇stikrar gözetim kurumu |
financial stability oversight board i.
|
|
263 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı olarak yapılan alım satım işlemleri |
black market i.
|
|
264 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa taslağı |
draught i.
|
|
265 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa hükmü |
statutory provision i.
|
|
266 |
Ticaret/Ekonomi |
karar ya da yasa çıkartmak |
adopt a resolution f.
|
|
267 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa tasarısını kabul etmek |
adopt a bill f.
|
|
268 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı faiz koymak |
usure f.
|
|
269 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa koyma ile ilgili |
legislative s.
|
|
270 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa ile konan |
statutory s.
|
|
271 |
Ticaret/Ekonomi |
yasa dışı |
illegal s.
|
|
272 |
Ticaret/Ekonomi |
pareto tarafından gelirin toplumdaki sıklık dağılımını ifade etmek için kullanılan yasa veya matematiksel formüle dair |
pareto s.
|
|
Law |
|
273 |
Hukuk |
tecavüz mağdurunun olaydan önceki cinsel yaşamına ilişkin detayların delil olarak kullanımını yasaklayan veya sınırlandıran yasa |
rape shield law i.
|
|
274 |
Hukuk |
derebeylik mülkünün kullanımında mutasarrıfın haklarını koruyan yasa |
recto i.
|
|
275 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine geri iadesini sağlayan yasa |
recto i.
|
|
276 |
Hukuk |
derebeylik mülkünün kullanımında mutasarrıfın haklarını koruyan yasa |
writ of right i.
|
|
277 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine geri iadesini sağlayan yasa |
writ of right i.
|
|
278 |
Hukuk |
yeniden yasa çıkarma |
reenaction i.
|
|
279 |
Hukuk |
hiçbir eyaletin kişiyi cinsiyetine bağlı olarak oy kullanma hakkından mahrum bırakamayacağını garanti eden yasa |
nineteenth amendment i.
|
|
280 |
Hukuk |
(roma hukukunda) ek yasa |
novel i.
|
|
281 |
Hukuk |
abd'de üretim hatasına sahip arabaların geri iade edilmesini sağlayan yasa |
lemon law i.
|
|
282 |
Hukuk |
abd'de 2010 senesinde yürürlüğe giren ve herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşan hesaplı sağlık hizmetleri yasası olarak bilinen yasa |
obamacare i.
|
|
283 |
Hukuk |
adil yasa |
fair law i.
|
|
284 |
Hukuk |
antitröst yasa |
antitrust law i.
|
|
285 |
Hukuk |
bağlayıcı hükümleri olmayan yasa |
directory statute i.
|
|
286 |
Hukuk |
bekleyen yasa |
pending law i.
|
|
287 |
Hukuk |
birkaç yasayı tek bir yasa halinde birleştirmek amacıyla hazırlanan kanun tasarısı |
omnibus bill i.
|
|
288 |
Hukuk |
bir hakkı iptal eden yasa |
disabling statute i.
|
|
289 |
Hukuk |
çocuklara ilişkin yasa |
children act i.
|
|
290 |
Hukuk |
davalık sübvansiyon (yasa dışı sübvansiyon) |
actionable subsidy i.
|
|
291 |
Hukuk |
emlak yasa tasarısı |
housing bill i.
|
|
292 |
Hukuk |
hakkında yasa tasarısı |
draft law on i.
|
|
293 |
Hukuk |
ihmal edilebilir aykırılık (yasa) |
immaterial irregularity i.
|
|
294 |
Hukuk |
kanlı yasa |
bloody code i.
|
|
295 |
Hukuk |
kısmi doğum kürtajını yasaklayan yasa |
partial-birth abortion ban act i.
|
|
296 |
Hukuk |
muaf tutma (kural yasa vb'nden) |
waiver of i.
|
|
297 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
sarbanes–oxley Act of 2002 i.
|
|
298 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
sarbanes–oxley i.
|
|
299 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
corporate and auditing accountability/responsibility and transparency act i.
|
|
300 |
Hukuk |
menkul kıymet kanunları uyarınca yapılan kurumsal açıklamaların doğruluğunu ve güvenilirliğini artırarak yatırımcıları korumak amacıyla çıkarılmış yasa |
public company accounting reform and investor protection act i.
|
|
301 |
Hukuk |
memurun muhakematı hakkındaki yasa |
law on prosecution of civil cervants i.
|
|
302 |
Hukuk |
memurun muhakematı hakkındaki yasa |
law on prosecution of public cervants i.
|
|
303 |
Hukuk |
önceyi kapsayan yasa |
ex-post facto law i.
|
|
304 |
Hukuk |
önceyi kapsayan yasa |
retrospective law i.
|
|
305 |
Hukuk |
özel çoğunlukla kabul edilen federal yasa |
special majority federal law i.
|
|
306 |
Hukuk |
paralı asker karşıtı yasa |
anti-mercenary law i.
|
|
307 |
Hukuk |
sadece yürürlük tarihi sonrasındaki olaylara uygulanan yasa |
prospective statute i.
|
|
308 |
Hukuk |
sayılı yasa |
the law no. i.
|
|
309 |
Hukuk |
şehirlerin merkezden banliyölere ve ötesine doğru genişlemelerini önleyici yasa |
anti-sprawl law i.
|
|
310 |
Hukuk |
tröstü engelleyici yasa |
antitrust law i.
|
|
311 |
Hukuk |
tütün yasa tasarısı |
tobacco regulation bill i.
|
|
312 |
Hukuk |
torba yasa |
omnibus bill i.
|
|
313 |
Hukuk |
torba yasa |
bag bill i.
|
|
314 |
Hukuk |
uyulması zorunlu yasa |
imperative statute i.
|
|
315 |
Hukuk |
yeni kabul edilmiş/uygulamaya konulmuş mevzuat/yasa |
newly adopted legislation i.
|
|
316 |
Hukuk |
yasa tasarısı |
law draft i.
|
|
317 |
Hukuk |
yasa dışı madde |
illegal substance i.
|
|
318 |
Hukuk |
yasa tasarısı |
bill i.
|
|
319 |
Hukuk |
yasa yapıcı |
law-maker i.
|
|
320 |
Hukuk |
yasa önünde eşitlik |
equality under the law i.
|
|
321 |
Hukuk |
yasa dışı telefon dinlemesi |
illegal wiretapping i.
|
|
322 |
Hukuk |
yasa dışı toplantı |
unlawful assembly i.
|
|
323 |
Hukuk |
yasa teklifi |
legislative proposal i.
|
|
324 |
Hukuk |
yasa koyucu |
law-maker i.
|
|
325 |
Hukuk |
yasa dışı ilan etme |
illegitimation i.
|
|
326 |
Hukuk |
yasa maddeleri |
articles of law i.
|
|
327 |
Hukuk |
yasa ve yönetmelik |
laws and regulations i.
|
|
328 |
Hukuk |
yasa düzen tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi |
vigilantism i.
|
|
329 |
Hukuk |
yasa uygulaması |
practice of law i.
|
|
330 |
Hukuk |
yasa uygulayıcı |
legislation officer i.
|
|
331 |
Hukuk |
yasa önünde eşitlik |
equality before the law i.
|
|
332 |
Hukuk |
yasa koyucu |
legislator i.
|
|
333 |
Hukuk |
yasa dışı telefon dinlemesi |
warrantless eavesdropping i.
|
|
334 |
Hukuk |
yasa dışı dinleme |
warrantless wiretapping i.
|
|
335 |
Hukuk |
yasa dışı telefon dinlemesi |
warrantless wiretapping i.
|
|
336 |
Hukuk |
yasa dışı kanun infazcısı |
vigilante i.
|
|
337 |
Hukuk |
yasa dışı dinleme |
warrantless eavesdropping i.
|
|
338 |
Hukuk |
yasa dışı telefon dinlemesi |
unlawful eavesdropping i.
|
|
339 |
Hukuk |
yasa dışı dinleme |
illegal wiretapping i.
|
|
340 |
Hukuk |
yasa boşluğu |
loophole i.
|
|
341 |
Hukuk |
yasa değişikliği |
law amendment i.
|
|
342 |
Hukuk |
yasa önünde eşitlik |
legal egalitarianism i.
|
|
343 |
Hukuk |
yasa paketi |
law package i.
|
|
344 |
Hukuk |
yasa uygulayıcıları |
law enforcement personnel i.
|
|
345 |
Hukuk |
yasa dışı dinleme |
unlawful eavesdropping i.
|
|
346 |
Hukuk |
yasa dışı yollar |
unlawful means i.
|
|
347 |
Hukuk |
yasa teklifi |
law proposal i.
|
|
348 |
Hukuk |
yasa dışı faaliyetler |
illegal activities i.
|
|
349 |
Hukuk |
yetkisini kullanarak kural veya yasa uygulatmama |
waiver of i.
|
|
350 |
Hukuk |
yürürlükteki yasa |
the law in effect i.
|
|
351 |
Hukuk |
uyuşturucu karşıtı yasa |
anti-drug law i.
|
|
352 |
Hukuk |
sert yaptırım ve cezalar vasıtasıyla organize suçla mücadeleyi amaçlayan yasa |
anti-racketeering law i.
|
|
353 |
Hukuk |
sert yaptırım ve cezalar vasıtasıyla organize suçla mücadeleyi amaçlayan yasa |
rico i.
|
|
354 |
Hukuk |
sert yaptırım ve cezalar vasıtasıyla organize suçla mücadeleyi amaçlayan yasa |
racketeer influenced and corrupt organizations act i.
|
|
355 |
Hukuk |
sert yaptırım ve cezalar vasıtasıyla organize suçla mücadeleyi amaçlayan yasa |
rico act i.
|
|
356 |
Hukuk |
torba yasa tasarısı |
omnibus i.
|
|
357 |
Hukuk |
hazırlanmış yasa tasarısı |
engrossed bill i.
|
|
358 |
Hukuk |
yasa yapma |
lawmaking i.
|
|
359 |
Hukuk |
yasa dışı anlaşma |
chevisance [obsolete] i.
|
|
360 |
Hukuk |
yasa dışı pakt |
chevisance [obsolete] i.
|
|
361 |
Hukuk |
yasa dışı işlem |
chevisance i.
|
|
362 |
Hukuk |
birleşik krallıkta çıkarılan bir yasa |
vag i.
|
|
363 |
Hukuk |
çiftçiler tarafından yapılan yasa |
birlaw i.
|
|
364 |
Hukuk |
yerel yasa |
birlaw i.
|
|
365 |
Hukuk |
eskiden ingiltere'de yüzünü siyaha boyayarak avlanan bir kaçak avcı grubuna karşı çıkarılmış bir yasa |
black act i.
|
|
366 |
Hukuk |
yasa uygulaması |
law practice i.
|
|
367 |
Hukuk |
haksız yere alıkonmuş mülkün sahibine iadesini sağlayan yasa |
mise i.
|
|
368 |
Hukuk |
daha önceki bir yasayı fesheden yasa |
repealer i.
|
|
369 |
Hukuk |
yılın sonuna yakın değerlendirmeye alınan yasa önerisi |
christmas tree i.
|
|
370 |
Hukuk |
noel dönemi yasa tasarısı |
christmas tree i.
|
|
371 |
Hukuk |
açıklayıcı yasa |
declaratory act i.
|
|
372 |
Hukuk |
(yasa yürütücüsü) bağışlama |
grace i.
|
|
373 |
Hukuk |
devlet toplantılarını halka açık hale getiren yasa |
open meeting law i.
|
|
374 |
Hukuk |
eski roma'da valinin halkın onayına sunduğu yasa tasarısı |
rogation i.
|
|
375 |
Hukuk |
yasa koruma, güvenlik polisi |
le (law enforcement) i.
|
|
376 |
Hukuk |
yasa dışı eylem |
illegality i.
|
|
377 |
Hukuk |
yasa dışı prosedür |
illegality i.
|
|
378 |
Hukuk |
yasa dışılık |
illegalness i.
|
|
379 |
Hukuk |
görevi bitmiş yönetimin halefi gelmeden önce apar topar çıkardığı yasa |
midnight regulation i.
|
|
380 |
Hukuk |
fiziksel durumu ağır olan yabancılara yardım edenleri mesuliyetten muaf tutan bir tür yasa |
good samaritan law i.
|
|
381 |
Hukuk |
(eskiden) vatandaşlık hakkını kaybetmiş kimseyi belirli haklardan mahrum eden yasa |
corruption of blood i.
|
|
382 |
Hukuk |
iş güvenliği ve sağlığı idaresini kuran bir yasa |
federal job safety law i.
|
|
383 |
Hukuk |
çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa |
fellow-servant rule i.
|
|
384 |
Hukuk |
müdahale gerektiren sivil faaliyetlerine doğrudan kara ve hava kuvveti katılımını yasaklayan federal yasa |
posse comitatus i.
|
|
385 |
Hukuk |
(kent ve londra'da) kiranın tahsili için devreye giren, arazi kullanımıyla ilgili eski bir yasa |
gavelet [obsolete] [uk] i.
|
|
386 |
Hukuk |
yasa dışı işler yapma |
outlawry i.
|
|
387 |
Hukuk |
özel yasa |
private act i.
|
|
388 |
Hukuk |
sadece bir veya birkaç kişiyi etkileyen yasa |
private law i.
|
|
389 |
Hukuk |
1719'da yürürlüğe giren ve tüm öğretmenleri ingiltere kilisesi'ne tabi kılan yasa |
schism act i.
|
|
390 |
Hukuk |
mülkiyete yasa dışı yolla çökme |
squatting i.
|
|
391 |
Hukuk |
yeniden yasa çıkarmak |
reenact f.
|
|
392 |
Hukuk |
yeniden yasa çıkarmak |
re-enact f.
|
|
393 |
Hukuk |
(yasa, denetim, vb.) yeniden yürürlüğe koymak |
reimpose f.
|
|
394 |
Hukuk |
değişiklik yapmak (yasa tasarısı vb) |
amend f.
|
|
395 |
Hukuk |
silahların sınırdan yasa-dışı yollarla alınması/kaçırılmasını engellemek |
prevent weapons from being illegally smuggled across the border f.
|
|
396 |
Hukuk |
yasa çıkarmak |
enact f.
|
|
397 |
Hukuk |
yasa yayımlamak |
promulgate f.
|
|
398 |
Hukuk |
yasa tasarısını veto etmek |
veto the bill f.
|
|
399 |
Hukuk |
yasa koymak |
legislate f.
|
|
400 |
Hukuk |
yasa koymak |
make a law f.
|
|
401 |
Hukuk |
yasa tasarısı sunmak |
introduce a bill f.
|
|
402 |
Hukuk |
yasa tasarısını reddetmek |
reject the bill f.
|
|
403 |
Hukuk |
yasa koymak |
enact a law f.
|
|
404 |
Hukuk |
yasa yapmak |
make law f.
|
|
405 |
Hukuk |
yasa çıkarmak |
make law f.
|
|
406 |
Hukuk |
yasa koymak |
lay down a law f.
|
|
407 |
Hukuk |
yasa yapmak |
legislate f.
|
|
408 |
Hukuk |
yasa tasarısını onaylamak |
approve the bill f.
|
|
409 |
Hukuk |
yasa maddesini değiştirmek |
amend f.
|
|
410 |
Hukuk |
(bir fikir, ülkü veya felsefeyi) yasa ile güvence altına almak |
enshrine f.
|
|
411 |
Hukuk |
yasa ile zorunlu kılmak |
legislate f.
|
|
412 |
Hukuk |
yasa gereği yakalamak |
excuss f.
|
|
413 |
Hukuk |
(kanun teklifi, yasa tasarısı) tek bir pakette toplamak |
omnibus f.
|
|
414 |
Hukuk |
yasa veya sorumlulukla ilgili özel muafiyet tanımak |
dispense (with) f.
|
|
415 |
Hukuk |
yasa yazmak |
draft f.
|
|
416 |
Hukuk |
(rehin, senet, ipotek) yasa gereğince uygulamak |
foreclose f.
|
|
417 |
Hukuk |
yasa ile ilgisi olmayan |
nonlegal s.
|
|
418 |
Hukuk |
geçmişi kapsayan (yasa) |
retroactive s.
|
|
419 |
Hukuk |
yasa dışı |
outlawed s.
|
|
420 |
Hukuk |
yürürlüğe girmemiş (yasa, ceza) |
uninvoked s.
|
|
421 |
Hukuk |
mülk sahibinin mülkü sadece konut olarak kullanan kiracısından aldığı kira bedelini kontrol eden ve mülk sahibinin kiracıyı evden çıkarma hakkını garanti altına alan (yasa) |
rent-controlled s.
|
|
422 |
Hukuk |
alkol satan işletmeleri sarhoş müşterilerinin verdiği hasardan sorumlu tutan (yasa) |
dramshop s.
|
|
423 |
Hukuk |
yasa gereği |
per se zf.
|
|
424 |
Hukuk |
sayılı yasa uyarınca |
according to the law number xxxx expr.
|
|
425 |
Hukuk |
(yasa tasarısı, önerge) komite tarafından incelenmekte |
in committee expr.
|
|
426 |
Hukuk |
organize suç, dolandırıcılık ve şantajı cezalandıran yasa |
rico (racketeer influenced and corrupt organizations) kısalt.
|
|
Politics |
|
427 |
Siyasal |
yasama organı tarafından değerlendirilmeden önce yasa tasarılarının konulduğu kutu |
the hopper i.
|
|
428 |
Siyasal |
yasa tasarısı üzerine hazırlanan komite raporunun görüşülmesi süreci |
third reading [brit] i.
|
|
429 |
Siyasal |
abd başkanı'nın bir yasa tasarısının imzalanması sonrası verdiği yazılı beyan |
signing statement i.
|
|
430 |
Siyasal |
çerçeve yasa |
framework law i.
|
|
431 |
Siyasal |
devletin yasa yapma ve koyduğu yasaları tatbik gücü |
state police power i.
|
|
432 |
Siyasal |
herhangi bir yasa maddesindeki değişikliğin parlamentodan geçmesi |
pass the amendment i.
|
|
433 |
Siyasal |
teslim yasa tasarısı |
surrender bill i.
|
|
434 |
Siyasal |
torba yasa |
bag law i.
|
|
435 |
Siyasal |
yasa koyucu |
legislator i.
|
|
436 |
Siyasal |
yasa tasarlama süreci |
legislative drafting i.
|
|
437 |
Siyasal |
yasa koruma |
law enforcement i.
|
|
438 |
Siyasal |
yasa egemenliği |
rule of law i.
|
|
439 |
Siyasal |
yazılı yasa |
statute law i.
|
|
440 |
Siyasal |
yasa dışı mal ticareti |
traffic i.
|
|
441 |
Siyasal |
yasa dışı göç |
illegal migration i.
|
|
442 |
Siyasal |
yasa önergesi |
bill i.
|
|
443 |
Siyasal |
yasa tasarısı sunan |
sponsor of a bill i.
|
|
444 |
Siyasal |
yasa tasarısı |
draught i.
|
|
445 |
Siyasal |
yasa tasarısı |
proposed law i.
|
|
446 |
Siyasal |
yasa tasarısı |
draft i.
|
|
447 |
Siyasal |
yasa dışı sınır geçişi |
illegal border cross i.
|
|
448 |
Siyasal |
meclis yasa tasarısı |
assembly bill i.
|
|
449 |
Siyasal |
müzakere edilecek yasa değişikliklerinin sınırlandırılması |
kangaroo closure i.
|
|
450 |
Siyasal |
yasama organına resmi olarak sunulmayı bekleyen bir yasa tasarısının konduğu kutu |
hopper i.
|
|
451 |
Siyasal |
yasa tasarısının parlamentodan geçmesi sürecinde tasarının üçüncü kez beyan edilmesinden önce yer alan ve üzerinde çalışan komisyona geri bildirimde bulunulan evre |
report stage i.
|
|
452 |
Siyasal |
karma yasa tasarısı |
hybrid bill i.
|
|
453 |
Siyasal |
genel nitelikte olup bazı özel çıkarları da etkileyen bir yasa tasarısı |
hybrid bill i.
|
|
454 |
Siyasal |
abd'de herkesin sağlık sigortasına sahip olmasını şart koşup hesaplı sağlık hizmetleri olarak bilinen bir federal yasa |
obamacare i.
|
|
455 |
Siyasal |
(abd'de) işçilerin istihdam sırasında yaralanmalarını veya hastalanmalarını önlemek için iş güvenliği ve sağlığı idaresi'ni kuran yasa |
occupational safety and health act i.
|
|
456 |
Siyasal |
tek bir yumruk dahi olsa tüm saldırılar için cezai yaptırım uygulayan yasa |
one-punch law [australia] i.
|
|
457 |
Siyasal |
kamu görevlilerini maruz kalabilecekleri teknik cezalardan muaf tutan yasa |
indemnity i.
|
|
458 |
Siyasal |
ingiltere ve galler'deki polis memurlarına yönelik bir yasa |
pace (police and criminal evidence act) i.
|
|
459 |
Siyasal |
savunma bakanlığı'nın yasa dışı uyuşturucu üretimi, ticareti ve kullanımını tespit ve takip etmek ve bunları engellemek için kolluk kuvvetlerine sağladığı destek |
dod support to counterdrug operations i.
|
|
460 |
Siyasal |
(abd'de) dış istihbarat gözetim yetkisi talep eden prosedürleri oluşturmak ve dış istihbarat gözetim mahkemesini kurmak için oluşturulan yasa |
foreign intelligence surveillance act i.
|
|
461 |
Siyasal |
yasa tasarısını değiştirmek |
amend a bill f.
|
|
462 |
Siyasal |
yasa tasarısını komiteye tevdi etmek |
commit a bill f.
|
|
463 |
Siyasal |
yasa tasarısını komiteye sevk etmek |
commit a bill f.
|
|
464 |
Siyasal |
yasa tasarısı sunmak |
bring in a bill f.
|
|
465 |
Siyasal |
yasa maddesi değiştirmek |
amend f.
|
|
466 |
Siyasal |
yasa tasarısını onaylamak |
pass a bill f.
|
|
467 |
Siyasal |
yasa çıkarmak |
enact f.
|
|
468 |
Siyasal |
(önerge, yasa tasarısı) geçmesini durdurmak |
block f.
|
|
469 |
Siyasal |
(yasa) yeniden geçirmek |
repass f.
|
|
470 |
Siyasal |
yasa ile yetki verilmiş |
authorized by law s.
|
|
471 |
Siyasal |
(yasa, düzenleme) gereğinden fazla detaylandırılmış |
gold-plated s.
|
|
Institutes |
|
472 |
Kurum/Kuruluş |
1990'da birleşik krallık parlamentosu tarafından çıkarılan bir yasa ile embriyoların kontrolü ve incelenmesi için kurulan bir kuruluş |
human fertilization and embryology authority i.
|
|
Technical |
|
473 |
Teknik |
eşsürel yasa |
periodic law i.
|
|
474 |
Teknik |
iç yasa |
by-law i.
|
|
475 |
Teknik |
peryodik yasa |
periodic law i.
|
|
476 |
Teknik |
tümleyen yasa |
complement law i.
|
|
477 |
Teknik |
yasa dışı |
illicit s.
|
|
Computer |
|
478 |
Bilgisayar |
insanların gerçek sanarak şifre/kredi kartı numarası girdikleri yasa dışı olarak kopyalanmış bir internet oturum açma sayfası |
evil twin i.
|
|
479 |
Bilgisayar |
gizlice ve yasa dışı amaçlar için kullanmak üzere bir bilgisayarın kontrolünü ele geçirmek |
zombify f.
|
|
Informatics |
|
480 |
Bilişim |
yasa dışı engelleme |
unlawful restraint i.
|
|
Telecom |
|
481 |
Telekom |
eskiden ücretsiz ve yasa dışı telefon araması yapmak için kullanılan bir elektronik cihaz |
blue box i.
|
|
Aeronautic |
|
482 |
Havacılık |
yasa dışı uyuşturucu ve komploların tespiti için havayolu şirketleri arasındaki anlaşma |
air carrier initiative program i.
|
|
Marine |
|
483 |
Denizcilik |
deniz kirlenmesi ve deniz kazalarının önlenmesi ile ilgili yasa |
law concerning marine pollution and prevention of marine act i.
|
|
Medical |
|
484 |
Medikal |
anne sütü yerine geçen ürünlerin pazarlanması ile ilgili uluslararası yasa |
international code for marketing of breast-milk substitutes i.
|
|
Pharmaceutics |
|
485 |
Eczacılık |
uyuşturucu olarak veya anestezide kullanılabilen ve abd'de kullanımı yasa dışı olan güçlü bir sakinleştirici |
flunitrazepam i.
|
|
Math |
|
486 |
Matematik |
temel yasa |
constitutive law i.
|
|
Logic |
|
487 |
Mantık |
genel yasa |
generality i.
|
|
Statistics |
|
488 |
İstatistik |
genelleştirilmiş kararlı yasa |
generalised stable law i.
|
|
489 |
İstatistik |
kararlı yasa |
stable law i.
|
|
490 |
İstatistik |
yarı-sabit dengeli yasa |
semi-stable law i.
|
|
Physics |
|
491 |
Fizik |
dönemsel yasa |
periodic law i.
|
|
492 |
Fizik |
politropik yasa |
polytropic law i.
|
|
493 |
Fizik |
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa |
ohm’s law i.
|
|
494 |
Fizik |
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa |
ohm's law i.
|
|
495 |
Fizik |
etkileşim veya işlem sonucu bazı niceliklerin veya niteliklerin sabit kaldığını belirten yasa |
conservation law i.
|
|
Chemistry |
|
496 |
Kimya |
bir ideal gazın sabit sıcaklıktaki basıncının hacim ile ters orantılı olduğunu ifade eden yasa |
mariotte's law i.
|
|
497 |
Kimya |
elementlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin, atom ağırlıklarının periyodik fonksiyonları olduğunu ileri süren yasa |
mendeléeff's law i.
|
|
498 |
Kimya |
morfinden elde edilen yasa dışı bir yarı sentetik opioid |
desomorphine i.
|
|
Biology |
|
499 |
Biyoloji |
doğal yasa |
natural law i.
|
|
500 |
Biyoloji |
biyogenetik yasa |
biogenetic law i.
|
|