Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
measure
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"measure"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 126 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
measure
i.
ölçü
2
Yaygın Kullanım
measure
i.
önlem
3
Yaygın Kullanım
measure
i.
tedbir
4
Yaygın Kullanım
measure
f.
ölçmek
General
5
Genel
measure
i.
tedbir
6
Genel
measure
i.
miktar
7
Genel
measure
i.
mevzun
8
Genel
measure
i.
derece
9
Genel
measure
i.
şiir ölçüsü
10
Genel
measure
i.
yol
11
Genel
measure
i.
had
12
Genel
measure
i.
vezin
13
Genel
measure
i.
endaze
14
Genel
measure
i.
hudut
15
Genel
measure
i.
oran
16
Genel
measure
i.
kriter
17
Genel
measure
i.
kanun
18
Genel
measure
i.
mertebe
19
Genel
measure
i.
ölçü
20
Genel
measure
i.
önlem
21
Genel
measure
i.
ölçme birimi
22
Genel
measure
i.
sınır
23
Genel
measure
i.
hudut
24
Genel
measure
i.
limit
25
Genel
measure
i.
ağır tempoda dans
26
Genel
measure
i.
yeterli veya uygun miktar
27
Genel
measure
i.
yeterli veya uygun derece
28
Genel
measure
i.
verilen miktar veya derece
29
Genel
measure
i.
orantılı pay
30
Genel
measure
i.
uygun pay
31
Genel
measure
i.
kontenjan
32
Genel
measure
i.
aşırı olmayan kapsam veya derece
33
Genel
measure
i.
yersiz olmayan pay
34
Genel
measure
i.
oran gözetme yetkisi
35
Genel
measure
i.
kendini zapt etme yetisi
36
Genel
measure
i.
ılımlılık
37
Genel
measure
i.
aşırıya gitmeme
38
Genel
measure
i.
gözlem veya muhakeme sonucu bir kimseye veya bir şeye atfedilen karakter, beceri veya büyüklük
39
Genel
measure
i.
(bir kimseden veya durumdan) beklenilen şey
40
Genel
measure
i.
dağıtılan tedavi miktarı ve türü
41
Genel
measure
i.
doğrudan ölçülemeyen, gözlemlenemeyen veya temsil edilemeyen bir şeyi ölçme veya belirtme aracı
42
Genel
measure
i.
adım
43
Genel
measure
i.
önerilen yasama işlemi
44
Genel
measure
i.
ölçüm sistemi
45
Genel
measure
i.
ölçüsü alınmış belirli miktar
46
Genel
measure
i.
iki cisim veya nokta arasındaki kesin mesafe
47
Genel
measure
i.
cetvel
48
Genel
measure
i.
ölçü çubuğu
49
Genel
measure
i.
taktik
50
Genel
measure
i.
strateji
51
Genel
measure
i.
gösterge
52
Genel
measure
i.
mülkün değerini tayin etmek için kullanılan şey
53
Genel
measure
i.
metre
54
Genel
measure
i.
(müzik) ölçü
55
Genel
measure
f.
ölçüsünü almak
56
Genel
measure
f.
ölçüleri ... olmak
57
Genel
measure
f.
uydurmak
58
Genel
measure
f.
süzmek
59
Genel
measure
f.
tartmak
60
Genel
measure
f.
endazeye vurmak
61
Genel
measure
f.
karşılaştırmak
62
Genel
measure
f.
endazelemek
63
Genel
measure
f.
dikkatle bakmak
64
Genel
measure
f.
ayarlamak
65
Genel
measure
f.
ölçmek
66
Genel
measure
f.
ölçüm yapmak
67
Genel
measure
f.
ölçümden geçirmek
68
Genel
measure
f.
ölçüsünde olmak
69
Genel
measure
f.
ölçüm almak
70
Genel
measure
f.
belirli bir ölçüde olmak
71
Genel
measure
f.
belirli bir ebatta olmak
72
Genel
measure
f.
ölçüsünü almak
73
Genel
measure
f.
(değer) takdir etmek
74
Genel
measure
f.
kıyaslamak
75
Genel
measure
f.
mukayese etmek
76
Genel
measure
f.
bir kurala veya standarda göre düzenlemek
77
Genel
measure
f.
yönetmek
78
Genel
measure
f.
ölçme aracı olmak
79
Genel
measure
f.
bir şeyin ölçüsü olmak
80
Genel
measure
f.
göstergesi olmak
81
Genel
measure
f.
ölçüyle paylaştırmak veya dağıtmak
82
Genel
measure
f.
yaklaşık tahminde bulunmak
83
Genel
measure
f.
dikkatle düşünmek
84
Genel
measure
f.
dikkatle seçmek
85
Genel
measure
f.
düşünüp taşınmak
86
Genel
measure
f.
kestirmek
87
Genel
measure
f.
tahmin etmek
88
Genel
measure
f.
saptamak
89
Genel
measure
f.
belirlemek
90
Genel
measure
f.
yarıştırmak
91
Genel
measure
f.
çatıştırmak
92
Genel
measure
f.
ölçüme olanak vermek
93
Genel
measure
f.
ölçerek işaretlemek
94
Genel
measure
f.
ölçerek almak
95
Genel
measure
f.
bir şeyin birim büyüklüğünü tahmin etmek
96
Genel
measure
f.
ölçülerinde olmak
Law
97
Hukuk
measure
i.
yasa
98
Hukuk
measure
i.
tüzük
99
Hukuk
measure
i.
nizam
100
Hukuk
measure
i.
kanun
101
Hukuk
measure
i.
karar
Technical
102
Teknik
measure
i.
ölçü
103
Teknik
measure
i.
ölçü aleti
104
Teknik
measure
f.
ölçmek
Textile
105
Tekstil
measure
f.
ölçmek
Construction
106
İnşaat
measure
i.
ölçüm
107
İnşaat
measure
i.
ölçüt
Math
108
Matematik
measure
i.
bir sayının tam böleni
109
Matematik
measure
i.
mukayese dayanağı
110
Matematik
measure
i.
payda
111
Matematik
measure
i.
matematiksel kurallara uygun bir kümeye negatif olmayan bir sayı atayan fonksiyon
Chemistry
112
Kimya
measure
i.
ölçme
Biochemistry
113
Biyokimya
measure
i.
ölçek
Geology
114
Jeoloji
measure
i.
damar
115
Jeoloji
measure
i.
katman
116
Jeoloji
measure
i.
birbiriyle ilişkili katmanlar
Sport
117
Spor
measure
i.
bir eskrimcinin atağa geçerek rakibine ulaşabileceği mesafe sınırı
Music
118
Müzik
measure
i.
ölçü
119
Müzik
measure
i.
iki ölçü çizgisi arasında yapılan müzik
120
Müzik
measure
i.
ölçü çizgisi
121
Müzik
measure
i.
ezgi
122
Müzik
measure
i.
melodi
Printery
123
Matbaa
measure
i.
sayfa genişliği
124
Matbaa
measure
i.
yazı sütunu
Archaic
125
Eski Kullanım
measure
f.
kat etmek
126
Eski Kullanım
measure
f.
bir yandan öbür yana geçmek
"measure"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
tape measure
i.
şerit metre
2
Yaygın Kullanım
beyond measure
zf.
ölçüsüz
General
3
Genel
half measure
i.
uzlaşma
4
Genel
tape measure
i.
çelik metre
5
Genel
positive measure
i.
pozitif ölçüt
6
Genel
steel tape measure
i.
çelik metre
7
Genel
short measure
i.
eksik ölçü
8
Genel
land measure
i.
kara ölçüsü
9
Genel
made to measure
i.
ısmarlama yapılmış elbise
10
Genel
log measure
i.
tomruk ölçeği
11
Genel
liquid measure
i.
sıvı oylum ölçüsü
12
Genel
linear measure
i.
uzunluk ölçüsü
13
Genel
measure space
i.
ölçüm uzayı
14
Genel
measure theory
i.
ölçüm kuramı
15
Genel
gender empowerment measure
i.
cinsiyeti güçlendirme ölçüsü
16
Genel
tape measure
i.
mezura
17
Genel
safety measure
i.
emniyet tedbiri
18
Genel
a land measure of about 920 square metres
i.
dönüm
19
Genel
liquid measure
i.
sıvı ölçeği
20
Genel
full measure
i.
tam ölçü
21
Genel
liquid measure
i.
sıvı ölçüsü
22
Genel
tape measure
i.
mezür
23
Genel
square measure
i.
yüzölçümü
24
Genel
security measure
i.
emniyet tedbiri
25
Genel
unit of measure
i.
ölçü birimi
26
Genel
counter measure
i.
karşı önlem
27
Genel
outcome measure
i.
sonuç ölçümü (istatistik)
28
Genel
measure taken
i.
alınan tedbir
29
Genel
land measure
i.
arazi ölçüm
30
Genel
last measure
i.
son ölçüm
31
Genel
additional measure
i.
ilave tedbir
32
Genel
legal measure
i.
yasal tedbir
33
Genel
contingency measure
i.
beklenmedik durum önlemi
34
Genel
tape measure
i.
şeritmetre
35
Genel
performance measure
i.
performans ölçümü
36
Genel
made-to-measure
i.
(giysi) ısmarlama
37
Genel
measure of safety
i.
güvenlik önlemi
38
Genel
measure of safety
i.
emniyet tedbiri
39
Genel
yard measure
i.
bir yardalık ölçü
40
Genel
safety measure
i.
güvenlik önlemi
41
Genel
apothecary's measure
i.
eczacı ölçüsü
42
Genel
taking measure
i.
önlem alma
43
Genel
desperate measure
i.
aşırı önlem
44
Genel
defensive measure
i.
savunma önlemi
45
Genel
measure of the last resort
i.
başvurulacak en son çare
46
Genel
preventive measure
i.
önleyici tedbir
47
Genel
remedial measure
i.
iyileştirici önlem
48
Genel
conditional measure
i.
koşullu önlem
49
Genel
half measure
i.
yarım yamalak
50
Genel
response measure
i.
mukabil tedbir
51
Genel
corrective measure
i.
ıslah edici önlem
52
Genel
administrative measure
i.
idari tedbir
53
Genel
mitigation measure
i.
azaltma önlemi
54
Genel
mitigation measure
i.
azaltma tedbiri
55
Genel
measure of trust
i.
güven ölçüsü
56
Genel
common measure
i.
dört dörtlük ölçü
57
Genel
lineal measure
i.
uzunluk ölçüsü
58
Genel
denial measure
i.
düşman engelleme yöntemi
59
Genel
denial measure
i.
düşman durdurucu tedbir
60
Genel
cloth measure
i.
kumaş ölçüsü
61
Genel
counter-measure
i.
karşı önlem
62
Genel
strict measure
i.
sıkı önlem
63
Genel
solid measure
i.
bir hacim birimi
64
Genel
measure by the span
f.
karışlamak
65
Genel
measure up to
f.
kadar iyi olmak
66
Genel
measure out
f.
ölçüp ayırmak
67
Genel
give somebody short measure
f.
eksik vermek
68
Genel
measure up
f.
istenilen ölçülere uygun olmak
69
Genel
measure a land
f.
arazi ölçmek
70
Genel
measure somebody's blood pressure
f.
tansiyonunu ölçmek
71
Genel
measure by the turkish yard
f.
arşınlamak
72
Genel
measure in fathoms
f.
kulaçlamak
73
Genel
measure up
f.
istenen ölçülerde olmak
74
Genel
take measure
f.
tedbir almak
75
Genel
measure up
f.
için yeterli nitelikte olmak
76
Genel
measure up
f.
istenene uygun olmak
77
Genel
measure the length (of something)
f.
boy ölçmek
78
Genel
measure the length (of something)
f.
boyunu ölçmek
79
Genel
measure up
f.
beklenen kriterlere uymak
80
Genel
take measure
f.
önlem almak
81
Genel
measure length
f.
uzunluk ölçmek
82
Genel
measure up
f.
-e yeterli olmak
83
Genel
make to measure
f.
ölçüye uygun dikmek
84
Genel
make to measure
f.
verilen ölçülerin aynısını dikmek
85
Genel
sell by measure
f.
ölçüyle satmak
86
Genel
measure the back length
f.
sırt ölçüsünü almak
87
Genel
measure the back length
f.
sırt uzunluğunu ölçmek
88
Genel
measure the performance
f.
performans ölçmek
89
Genel
measure the performance
f.
performansı ölçmek
90
Genel
measure a person's blood pressure
f.
tansiyonunu ölçmek
91
Genel
measure risk
f.
risk ölçmek
92
Genel
measure the size
f.
ölçü almak
93
Genel
measure the size of
f.
ölçüsünü almak
94
Genel
measure again
f.
tekrar ölçmek
95
Genel
have hard measure
f.
baskıyla üstesinden gelmek
96
Genel
take one's measure
f.
ölçüp tartmak
97
Genel
take one's measure
f.
bir kişinin karakterini tanımak
98
Genel
made-to-measure
s.
ısmarlama
99
Genel
made to measure
s.
tıpatıp uygun
100
Genel
made to measure
s.
ölçüsüne uygun
101
Genel
for good measure
zf.
fazladan
102
Genel
beyond measure
zf.
haddinden fazla
103
Genel
for good measure
zf.
ek olarak
104
Genel
beyond measure
zf.
çok fazla
105
Genel
beyond measure
zf.
son derece
106
Genel
beyond measure
zf.
sonsuz
107
Genel
in some measure
zf.
kısmen
108
Genel
beyond measure
zf.
hadden aşırı
109
Genel
in some measure
zf.
bir dereceye kadar
110
Genel
in a measure
zf.
bir dereceye kadar
111
Genel
beyond measure
zf.
hadsiz hesapsız
112
Genel
beyond measure
zf.
aşırı derecede
113
Genel
as a precautionary measure
zf.
tedbir amaçlı
114
Genel
in large measure
zf.
büyük ölçüde/oranda
115
Genel
in great measure
zf.
büyük ölçüde/çapta
116
Genel
in no small measure
zf.
büyük çapta
117
Genel
in no small measure
zf.
büyük oranda
118
Genel
in no small measure
zf.
büyük ölçüde
Phrasals
119
Öbek Fiiller
measure up to
f.
aynı düzeyde olmak
120
Öbek Fiiller
measure up to
f.
aynısı olmak
121
Öbek Fiiller
measure up to
f.
benzeri olmak
122
Öbek Fiiller
measure something off
f.
boyunu/uzunluğunu ölçmek
123
Öbek Fiiller
measure someone against someone else
f.
birbiriyle kıyaslamak/karşılaştırmak
124
Öbek Fiiller
measure up
f.
beklenen düzeye ulaşmak
125
Öbek Fiiller
measure up
f.
değerini kanıtlamak
126
Öbek Fiiller
measure up
f.
gerek duyulan niteliklere uygun olmak
127
Öbek Fiiller
measure up
f.
istenilen seviyeye gelmek
128
Öbek Fiiller
measure up
f.
istenilen ölçülere uygun olmak
129
Öbek Fiiller
measure someone up against someone
f.
mukayese etmek
130
Öbek Fiiller
measure out
f.
ölçüsünü almak
131
Öbek Fiiller
measure up
f.
kendini kanıtlamak
132
Öbek Fiiller
measure up
f.
istenen kriteri karşılamak
133
Öbek Fiiller
measure off
f.
sınırlarını belirlemek
134
Öbek Fiiller
measure off
f.
sınırlarını çizmek
135
Öbek Fiiller
measure off
f.
planını yapmak
136
Öbek Fiiller
measure out
f.
yönetmek
137
Öbek Fiiller
measure out
f.
paylaştırmak
138
Öbek Fiiller
measure out
f.
dağıtmak
139
Öbek Fiiller
measure up (to)
f.
kadar iyi olmak
140
Öbek Fiiller
measure up (to)
f.
aynı düzeyde olmak
141
Öbek Fiiller
measure up (to)
f.
aynısı olmak
142
Öbek Fiiller
measure up
f.
(bir şeyin) boyutunu ölçerek tespit etmek
143
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) kıyaslamak
144
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) karşılaştırmak
145
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) mukayese etmek
146
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birini/bir şeyi birbiriyle/bir şeyle) boy ölçüştürmek
147
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek
148
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
149
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) ölçüsünü karşılaştırmak
150
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birinin/bir şeyin) ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
151
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birinin/bir şeyin) ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
152
Öbek Fiiller
measure (someone or something) (up) against (someone or something else)
f.
(birine/bir şeye göre birinin/bir şeyin) boyunu/ölçülerini hesaplamak
153
Öbek Fiiller
measure (something) off
f.
(bir şeyin) ölçüsünü almak
154
Öbek Fiiller
measure (something) off
f.
(bir şeyin) çevresini/sınırlarını belirlemek
155
Öbek Fiiller
measure (something) off
f.
(bir şeyin) etrafını çevirmek
156
Öbek Fiiller
measure (something) off
f.
(bir şeyin) sınırını çizmek
157
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile kıyaslamak
158
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile karşılaştırmak
159
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile mukayese etmek
160
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile boy ölçüştürmek
161
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile boyunu ölçmek
162
Öbek Fiiller
measure against
f.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
163
Öbek Fiiller
measure against
f.
ile ölçüsünü karşılaştırmak
164
Öbek Fiiller
measure against
f.
ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
165
Öbek Fiiller
measure against
f.
ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
166
Öbek Fiiller
measure against
f.
'-e göre boyunu/ölçülerini hesaplamak
167
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) beklentisini karşılamak
168
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) isteklerini karşılamak
169
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) beklediği standartta/seviyede olmak
170
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) beklediği/istediği düzeyde olmak
171
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) istediği niteliklere uygun olmak
172
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) istediği kriterleri karşılamak
173
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde olmak
174
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(birine/bir şeye) denk olmak
175
Öbek Fiiller
measure up (to someone or something)
f.
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
176
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile kıyaslamak
177
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile karşılaştırmak
178
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile mukayese etmek
179
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile boy ölçüştürmek
180
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile boyunu ölçmek
181
Öbek Fiiller
measure up against
f.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak
182
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ile ölçüsünü karşılaştırmak
183
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ölçüsünü (biriyle/bir şeyle) kıyaslamak
184
Öbek Fiiller
measure up against
f.
ölçülerini (başka birine/bir şeye) kıyasla hesaplamak
185
Öbek Fiiller
measure up against
f.
'-e göre boyunu/ölçülerini hesaplamak
Phrases
186
İfadeler
beyond measure
expr.
dolu
187
İfadeler
beyond measure
expr.
çok sayıda
188
İfadeler
beyond measure
expr.
çok fazla
189
İfadeler
out of all measure
expr.
haddinden fazla
190
İfadeler
without measure
expr.
hadsiz
191
İfadeler
beyond measure
expr.
fazlasıyla
192
İfadeler
by any measure
expr.
her açıdan
193
İfadeler
if you can't measure it
expr.
ölçemiyorsan yönetemezsin
194
İfadeler
beyond measure
expr.
mebzul miktarda
195
İfadeler
out of all measure
expr.
ölçüsüz
196
İfadeler
beyond measure
expr.
sayılamayacak kadar çok
197
İfadeler
in full measure
expr.
tam manasıyla
198
İfadeler
in full measure
expr.
tam anlamıyla
199
İfadeler
beyond measure
expr.
ziyadesiyle
200
İfadeler
in equal measure(s)
expr.
aynı derecede
201
İfadeler
in equal measure(s)
expr.
aynı boyutlarda
202
İfadeler
in equal measure(s)
expr.
aynı miktarda
203
İfadeler
in equal measure(s)
expr.
aynı ölçüde
Proverb
204
Atasözü
measure twice, cut once
iki düşün, bir konuş
205
Atasözü
measure twice, cut once
iki düşün, bir söyle
206
Atasözü
measure twice, cut once
İki ölç, bir biç
Colloquial
207
Konuşma Dili
full measure
i.
tam karşılık
208
Konuşma Dili
full measure
i.
tam ölçü
209
Konuşma Dili
measure one's length
f.
boylu boyunca uzanmak
210
Konuşma Dili
measure one's length
f.
boylu boyunca yatmak
211
Konuşma Dili
measure one's length
f.
yere kapaklanmak
212
Konuşma Dili
for good measure
expr.
ekstra olarak
213
Konuşma Dili
for good measure
expr.
eklenti yapmak için
214
Konuşma Dili
for good measure
expr.
emin olmak için
215
Konuşma Dili
for good measure
expr.
garantiye almak için
216
Konuşma Dili
short measure
expr.
karşılığından az
217
Konuşma Dili
for good measure
expr.
perçinlemek için
218
Konuşma Dili
short measure
expr.
söz verilenden az
Idioms
219
Deyim
confidence-building measure
i.
güven arttırıcı önlem
220
Deyim
full measure
i.
tam ölçü
221
Deyim
full measure
i.
tam karşılık
222
Deyim
full measure
i.
söz verilen kadar
223
Deyim
short measure
i.
eksik ölçü
224
Deyim
short measure
i.
karşılığından az
225
Deyim
short measure
i.
söz verilenden az
226
Deyim
measure swords with one
f.
boy ölçüşmek
227
Deyim
tread a measure
f.
dans figürü yapmak
228
Deyim
measure for drapes
f.
doğmadık çocuğa don/kaftan biçmek
229
Deyim
measure for drapes
f.
seçimi kazanıp kazanmayacağı belli olmadan plan/hazırlık yapmaya başlamak
230
Deyim
measure for drapes
f.
seçimi kazanacağına aşırı güvenmek
231
Deyim
get the measure of someone
f.
artı ve eksileriyle birini tanımak
232
Deyim
measure out one's length
f.
boylu boyunca yere serilmek
233
Deyim
measure sword against
f.
boy ölçüşmek
234
Deyim
measure sword with
f.
boy ölçüşmek
235
Deyim
take one's measure
f.
boyunun ölçüsünü almak
236
Deyim
take the measure of somebody
f.
biri hakkında yargıya varmak
237
Deyim
measure one's strength with
f.
boy ölçüşmek
238
Deyim
take someone's measure
f.
birinin yeteneğini tartmak
239
Deyim
measure one's strength against
f.
boy ölçüşmek
240
Deyim
have the measure of someone
f.
birinin nasıl biri olduğunu anlamak ve onunla nasıl başa çıkacağını bilmek
241
Deyim
take the measure of somebody
f.
biri hakkında kanıya varmak
242
Deyim
take the measure of somebody
f.
biri hakkında fikir edinmek
243
Deyim
give full measure
f.
elinden geleni yapmak
244
Deyim
measure one's strength against
f.
gücünü tartmak
245
Deyim
measure one's strength with
f.
gücünü denemek
246
Deyim
measure one's strength with
f.
gücünü tartmak
247
Deyim
measure one's strength against
f.
gücünü denemek
248
Deyim
measure for drapes
f.
dereyi görmeden paçaları sıvamak (özellikle seçim zamanı)
249
Deyim
measure for drapes
f.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı)
250
Deyim
measure the drapes
f.
dereyi görmeden paçaları sıvamak (özellikle seçim zamanı)
251
Deyim
measure the drapes
f.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı)
252
Deyim
measure swords
f.
kılıçlı düello yapmak
253
Deyim
measure swords
f.
dövüşmek
254
Deyim
measure swords
f.
çarpışmak
255
Deyim
measure swords
f.
savaşmak
256
Deyim
get the measure of
f.
artı ve eksileriyle birini tanımak
257
Deyim
get the measure of
f.
'-i iyi tanımak
258
Deyim
get the measure of
f.
'-i iyi çözmek/anlamak
259
Deyim
get the measure of
f.
'-in hakkında fikir sahibi olmak
260
Deyim
get the measure of (someone or something)
f.
artı ve eksileriyle (birini/bir şeyi) tanımak
261
Deyim
get the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) iyi tanımak
262
Deyim
get the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) iyi çözmek/anlamak
263
Deyim
get the measure of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hakkında fikir sahibi olmak
264
Deyim
get/have/take the measure of somebody
f.
biri hakkında yargıya varmak
265
Deyim
get/have/take the measure of somebody
f.
biri hakkında fikir edinmek
266
Deyim
get/have/take the measure of somebody
f.
biri hakkında kanıya varmak
267
Deyim
get/have/take the measure of somebody
f.
birinin nasıl biri olduğunu anlamak ve onunla nasıl başa çıkacağını bilmek
268
Deyim
get/have/take the measure of somebody
f.
artı ve eksileriyle birini tanımak
269
Deyim
get/have/take somebody's measure
f.
biri hakkında yargıya varmak
270
Deyim
get/have/take somebody's measure
f.
biri hakkında fikir edinmek
271
Deyim
get/have/take somebody's measure
f.
biri hakkında kanıya varmak
272
Deyim
get/have/take somebody's measure
f.
birinin nasıl biri olduğunu anlamak ve onunla nasıl başa çıkacağını bilmek
273
Deyim
get/have/take somebody's measure
f.
artı ve eksileriyle birini tanımak
274
Deyim
have the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) anlamak ve onunla nasıl başa çıkacağını bilmek
275
Deyim
have the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) artı ve eksileriyle tanımak
276
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) verilen ölçülere göre dikmek
277
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) ölçüye uygun dikmek
278
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) birinin üzerine göre dikmek
279
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) birinin ölçülerine özel olarak dikmek
280
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) birine özel dikmek
281
Deyim
make (something) to measure
f.
(bir şeyi) birinin üstüne dikmek
282
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir giysiyi verilen ölçülere göre dikmek
283
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi ölçüye uygun dikmek
284
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi birinin üzerine göre dikmek
285
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi birinin ölçülerine göre dikmek
286
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi birinin üzerine dikmek
287
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi birine özel olarak dikmek
288
Deyim
make something to measure [uk]
f.
bir şeyi birinin ölçülerine özel dikmek
289
Deyim
measure up to (someone's) expectations
f.
(birinin) beklentilerini karşılamak
290
Deyim
measure up to (someone's) expectations
f.
(birinin) beklediği standartta/seviyede olmak
291
Deyim
measure up to (someone's) expectations
f.
(birinin) beklediği/istediği düzeyde olmak
292
Deyim
measure up to (someone's) expectations
f.
(birinin) beklediği kriterleri karşılamak
293
Deyim
measure up to (someone's) expectations
f.
(birinin) beklediği kadar başarılı olmak
294
Deyim
measure your length [obsolete]
f.
boylu boyunca yatmak
295
Deyim
measure your length [obsolete]
f.
boylu boyunca uzanmak
296
Deyim
measure your length [obsolete]
f.
yere kapaklanmak
297
Deyim
measure your length [obsolete]
f.
boylu boyunca yere serilmek
298
Deyim
measure your length [obsolete]
f.
iki seksen uzanmak
299
Deyim
measure swords
f.
kozlarını paylaşmak
300
Deyim
take the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) değerlendirmek
301
Deyim
take the measure of (someone or something)
f.
(biri/bir şey) hakkında fikir edinmek
302
Deyim
take the measure of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) özelliklerini değerlendirmek
303
Deyim
take the measure of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) ölçüp tartmak
304
Deyim
measure for measure
expr.
kısasa kısas
305
Deyim
(do something) for good measure
expr.
ek olarak (bir şey yapmak)
306
Deyim
(do something) for good measure
expr.
fazladan (bir şey yapmak)
307
Deyim
(do something) for good measure
expr.
garantiye/sağlama almak için (bir şey yapmak)
308
Deyim
(do something) for good measure
expr.
ekstra olarak (bir şey yapmak)
309
Deyim
(do something) for good measure
expr.
emin olmak için (bir şey yapmak)
310
Deyim
in some measure
expr.
bir dereceye kadar
311
Deyim
in equal measure
expr.
aynı derecede
312
Deyim
man is the measure of all things
expr.
her şeyin ölçüsü insandır
313
Deyim
man is the measure of all things
expr.
insan her şeyin öcüsüdür
314
Deyim
man is the measure of all things
expr.
en önemli/değerli şey insandır
315
Deyim
man is the measure of all things
expr.
insan her şeyden üstündür
316
Deyim
man is the measure of all things
expr.
insandan daha önemli/değerli/üstün bir şey yoktur
317
Deyim
measure twice and cut once
expr.
iki düşün, bir konuş
318
Deyim
measure twice and cut once
expr.
iki düşün, bir söyle
319
Deyim
measure twice and cut once
expr.
İki ölç, bir biç
320
Deyim
some measure
expr.
belli bir dereceye/boyuta kadar
321
Deyim
some measure
expr.
biraz
322
Deyim
some measure
expr.
kısmen
323
Deyim
some measure
expr.
az
324
Deyim
some measure
expr.
az miktarda
Trade/Economic
325
Ticaret/Ekonomi
interval measure
i.
ara ölçüsü
326
Ticaret/Ekonomi
corrective measure
i.
düzeltici önlem
327
Ticaret/Ekonomi
measure of safety
i.
emniyet tedbiri
328
Ticaret/Ekonomi
economical measure
i.
ekonomik önlem
329
Ticaret/Ekonomi
economy measure
i.
ekonomi önlemi
330
Ticaret/Ekonomi
economic policy measure
i.
ekonomik politika önlemi
331
Ticaret/Ekonomi
economic policy measure
i.
ekonomik politika tedbiri
332
Ticaret/Ekonomi
transitional measure
i.
geçici önlem
333
Ticaret/Ekonomi
measure of capacity
i.
istiap ölçüsü
334
Ticaret/Ekonomi
safeguard measure
i.
korunma önlemi (ithalat)
335
Ticaret/Ekonomi
bridging measure
i.
köprü önlem
336
Ticaret/Ekonomi
fiscal measure
i.
mali önlem
337
Ticaret/Ekonomi
cost-cutting measure
i.
maliyet düşürücü önlem
338
Ticaret/Ekonomi
material measure
i.
maddi ölçüt
339
Ticaret/Ekonomi
customer satisfaction measure
i.
müşteri memnuniyeti ölçütü
340
Ticaret/Ekonomi
unit of measure
i.
ölçü birimi
341
Ticaret/Ekonomi
performance measure
i.
performans ölçümü
342
Ticaret/Ekonomi
measure of capacity
i.
sığma ölçüsü
343
Ticaret/Ekonomi
measure of capacity
i.
sığdırma ölçüsü
344
Ticaret/Ekonomi
standard measure
i.
standart ölçü
345
Ticaret/Ekonomi
preferential tariff measure
i.
tercihli tarife önlemleri
346
Ticaret/Ekonomi
savings measure
i.
tasarruf tedbiri
347
Ticaret/Ekonomi
austerity measure
i.
tasarruf tedbiri
348
Ticaret/Ekonomi
preferential tariff measure
i.
tercihli tarife düzenlemesi
349
Ticaret/Ekonomi
full measure
i.
tam ölçü
350
Ticaret/Ekonomi
measure of length
i.
uzunluk ölçüsü
351
Ticaret/Ekonomi
half measure
i.
yetersiz önlemler
352
Ticaret/Ekonomi
repressive measure
i.
zorunlu tedbir
353
Ticaret/Ekonomi
sell by measure
f.
ölçü ile satmak
354
Ticaret/Ekonomi
sell by measure
f.
ölçüyle satmak
355
Ticaret/Ekonomi
made-to-measure
s.
ısmarlama
356
Ticaret/Ekonomi
made-to-measure
s.
sipariş üzerine yapılmış
Law
357
Hukuk
interim measure
i.
ara tedbir
358
Hukuk
judicial review measure
i.
adli kontrol tedbiri
359
Hukuk
punitive measure
i.
cezalandırıcı tedbir
360
Hukuk
safety measure
i.
emniyet tedbiri
361
Hukuk
unlawful measure
i.
gayrimeşru ölçü
362
Hukuk
interim measure
i.
geçici tedbir
363
Hukuk
interim measure
i.
ihtiyati tedbir
364
Hukuk
corrective measure
i.
ıslah edici tedbir
365
Hukuk
reformatory measure
i.
ıslah edici tedbir
366
Hukuk
restrictive measure
i.
kısıtlayıcı tedbir
367
Hukuk
necessary measure
i.
lüzumlu tedbir
368
Hukuk
measure of damages
i.
tazminatın miktarı
369
Hukuk
structural measure
i.
yapısal önlem
Politics
370
Siyasal
ballot measure
i.
halk oylaması
371
Siyasal
precautionary measure
i.
ihtiyati önlem
372
Siyasal
precautionary measure
i.
ihtiyati tedbir
373
Siyasal
protectionist measure
i.
korumacı önlem
374
Siyasal
collective protective measure
i.
kolektif koruyucu önlem
375
Siyasal
protection measure
i.
koruma tedbiri
376
Siyasal
scope of a measure
i.
önlemin kapsamı
377
Siyasal
proposed measure
i.
önerilen önlemler
378
Siyasal
preferential tariff measure
i.
tercihli tarife önlemleri
379
Siyasal
countervailing measure
i.
telafi edici önlem
380
Siyasal
countervailing measure
i.
telafi edici tedbir
381
Siyasal
stimulus measure
i.
uyarıcı önlem
382
Siyasal
stringent measure
i.
zecri tedbir
383
Siyasal
abstain from any measure
f.
her türlü tedbirden kaçınmak
Insurance
384
Sigortacılık
measure of indemnity
i.
sigortacının zararla ilgili sorumluluğunun kapsamı
Technical
385
Teknik
angular measure
i.
açısal ölçüm
386
Teknik
angular measure
i.
açısal ölçü
387
Teknik
square measure
i.
alan ölçüsü
388
Teknik
intake measure
i.
alış ölçüsü
389
Teknik
yard measure
i.
bir yardalık ölçü
390
Teknik
circular measure
i.
dairesel ölçü
391
Teknik
circular measure
i.
daireleri ölçmeye yarayan bir ölçüm
392
Teknik
proxy measure
i.
dolaylı ölçü
393
Teknik
greatest common measure
i.
en büyük ortak ölçüm
394
Teknik
complete measure
i.
eksiksiz ölçüm
395
Teknik
measure of effectiveness
i.
etkinlik ölçüsü
396
Teknik
capacity measure
i.
hacim ölçüsü
397
Teknik
dry measure
i.
hacim ölçü birimleri
398
Teknik
security measure
i.
güvenlik önlemi
399
Teknik
counter measure
i.
karşı tedbir
400
Teknik
complex measure
i.
karmaşık ölçüm
401
Teknik
bank measure
i.
kazıda ölçü
402
Teknik
dry measure
i.
kuru ölçek
403
Teknik
conical measure
i.
konik ölçü
404
Teknik
dry measure
i.
kuru maddeler hacim ölçeği
405
Teknik
dry measure
i.
kuru ölçü
406
Teknik
dry measure
i.
kuru hacim ölçüsü
407
Teknik
material measure
i.
maddi ölçü
408
Teknik
laplace measure of dispersion
i.
laplace dağılım ölçümü
409
Teknik
cubic measure
i.
kübik ölçü
410
Teknik
cubic measure
i.
kübik ölçüm
411
Teknik
lebesgue measure
i.
lebesgue ölçümü
412
Teknik
tape measure
i.
mezure
413
Teknik
metrical measure
i.
metrik ölçü
414
Teknik
tape measure
i.
mezür
415
Teknik
convergence in measure
i.
ölçümde yakınsaklık
416
Teknik
unit of measure (uom)
i.
ölçüm birimi
417
Teknik
measure current transformer
i.
ölçü akım trafosu
418
Teknik
liquid measure
i.
sıvı ölçüsü
419
Teknik
liquid measure
i.
sıvı ölçü birimi
420
Teknik
tape measure
i.
şerit metre
421
Teknik
tap measure
i.
şerit metre
422
Teknik
slope protection measure
i.
şev koruma tedbiri
423
Teknik
linear measure
i.
uzunluk ölçüsü
424
Teknik
linear measure
i.
uzunluk ölçme sistemi
425
Teknik
long measure
i.
uzunluk ölçüsü
426
Teknik
proxy measure
i.
yaklaşık ölçüm
427
Teknik
slope protection measure
i.
yamaç koruma önlemi
428
Teknik
software security measure
i.
yazılım güvenlik önlemleri
429
Teknik
circular measure
i.
yaysal ölçü
430
Teknik
yard measure
i.
yarda ölçüsü
431
Teknik
face measure
i.
yüzey ölçüsü
432
Teknik
yard measure
i.
yarda ölçeği
433
Teknik
wine measure
i.
şarapların ve diğer alkollü içkilerin satıldığı ölçü birimi
434
Teknik
solid measure
i.
bir hacim ölçüsü
435
Teknik
measure the noise
f.
gürültü ölçmek
436
Teknik
measure the noise
f.
gürültüyü ölçmek
437
Teknik
measure the attenuation of optical components
f.
optik bileşenlerdeki zayıflamayı ölçmek
438
Teknik
measure the surface imperfections
f.
yüzey kusurlarını ölçmek
Computer
439
Bilgisayar
contingency measure
i.
beklenmedik durum planı
440
Bilgisayar
measure in
i.
birimi
441
Bilgisayar
information measure
i.
bilgi ölçüsü
442
Bilgisayar
measure from
i.
ilgili uzaklık
443
Bilgisayar
material measure
i.
maddi ölçü
444
Bilgisayar
measure in
i.
ölçü birimi
445
Bilgisayar
point measure
i.
punto
Informatics
446
Bilişim
measure of performance
i.
başarım düzeyi
447
Bilişim
security measure
i.
güvenlik önlemi
448
Bilişim
software security measure
i.
yazılım güvenlik ölçütü
Electric
449
Elektrik
measure the voltage
f.
voltajı ölçmek
Textile
450
Tekstil
made to measure
s.
kişiye özel üretilmiş
Construction
451
İnşaat
unit weight measure
i.
birim ağırlık kapları
452
İnşaat
land measure
i.
kara ölçüsü
Woodworking
453
Ağaç İşleri
log measure
i.
tomruk ölçeği
Automotive
454
Otomotiv
connection or measure item
i.
bağlantı veya ölçme işlemi
Medical
455
Medikal
apothecaries measure
i.
eczacılıkta kullanılan sıvı ölçüm sistemi
456
Medikal
public health measure
i.
halk sağlığı tedbiri
457
Medikal
apothecaries measure
i.
sıvı ölçüm sistemi
458
Medikal
primary outcome measure
i.
birincil sonuç ölçümü
459
Medikal
measure blood pressure
f.
tansiyon ölçmek
Psychology
460
Psikoloji
measure of dispersion
i.
dağılma ölçüsü
461
Psikoloji
measure of association
i.
ilişki ölçüsü
462
Psikoloji
measure of central tendency
i.
merkezi eğilim ölçüsü
Food Engineering
463
Gıda
control measure
i.
kontrol önlemi
Math
464
Matematik
degree measure of an angle
i.
açının derece ölçüsü
465
Matematik
grade measure of an angle
i.
açının grad ölçüsü
466
Matematik
radian measure of an angle
i.
açının radyan ölçüsü
467
Matematik
borel measure
i.
borel ölçümü
468
Matematik
outer measure
i.
dış ölçüm
469
Matematik
complete measure
i.
eksiksiz ölçüm
470
Matematik
haar measure
i.
haar ölçümü
471
Matematik
complex measure
i.
karmaşık ölçüm
472
Matematik
lebesgue measure
i.
lebesgue ölçümü
473
Matematik
common measure
i.
ortak bölen
474
Matematik
convergence in measure
i.
ölçümde yaklaşım
475
Matematik
convergence in measure
i.
ölçümde yakınlık
476
Matematik
convergence in measure
i.
ölçümde yakınsaklık
477
Matematik
measure theory
i.
ölçüm kuramı
478
Matematik
measure space
i.
ölçüm uzayı
479
Matematik
radian measure
i.
radyan ölçümü
480
Matematik
finitely additive measure
i.
sonlu toplamsal ölçüm
481
Matematik
circular measure
i.
yaysal ölçü
Geometry
482
Geometri
arcual measure of an angle
i.
birim açısı dairenin yarıçapına eşit yay olan bir ölçü
Statistics
483
İstatistik
quartile measure of skewness
i.
çeyrek çarpıklık ölçüsü
484
İstatistik
fieller-hartley-pearson measure association
i.
fieller-hartley-pearson birliktelik ölçüsü
485
İstatistik
kayser-meyer-olkin measure sampling
i.
kayser-meyer-olkin örnekleme ölçüsü
486
İstatistik
measure of location
i.
konum ölçüsü
487
İstatistik
laplace's measure of dispersion
i.
laplace dağılım ölçüsü
488
İstatistik
absolute measure
i.
mutlak ölçü
489
İstatistik
convergence in measure
i.
ölçüde yakınsaklık
490
İstatistik
pearson measure of skewness
i.
pearson çarpıklık ölçüsü
491
İstatistik
standard measure
i.
standart ölçüm
492
İstatistik
measure of sampling adequacy
i.
örneklem uygunluk ölçüsü
Chemistry
493
Kimya
measure of association
i.
bağlılık ölçümü
494
Kimya
measure of dispersion
i.
dağılım ölçümü
495
Kimya
measure of central tendency
i.
merkezi gidiş ölçümü
496
Kimya
measure of central location
i.
merkezi yer ölçümü
Forestry
497
Ormancılık
board measure
i.
kereste ölçüsü
Social Sciences
498
Sosyal Bilimler
psychosocial measure
i.
psikososyal önlem
Literature
499
Edebiyat
long measure
i.
uzun ölçü
500
Edebiyat
common measure
i.
iki heceli vezin
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of measure
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy