Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
way!
"way!"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Slang
1
Argo
way!
exclam.
evet!
2
Argo
way!
exclam.
doğru!
3
Argo
way!
exclam.
gerçek!
"way!"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
way out
i.
çıkar yol
2
Yaygın Kullanım
way
i.
yol
3
Yaygın Kullanım
half-way line
i.
santra çizgisi
4
Yaygın Kullanım
half-way line
i.
orta saha çizgisi
5
Yaygın Kullanım
way
i.
yapılış şekli
6
Yaygın Kullanım
way
i.
yön
7
Yaygın Kullanım
way
i.
gidişat
8
Yaygın Kullanım
way
i.
taraf
9
Yaygın Kullanım
way
i.
tarz
10
Yaygın Kullanım
way
i.
usul
11
Yaygın Kullanım
way
i.
yöntem
12
Yaygın Kullanım
by the way
zf.
bu arada
13
Yaygın Kullanım
all the way
zf.
sonuna kadar
14
Yaygın Kullanım
in a messy way
zf.
dağınıkça
15
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
aracılığıyla
16
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
yolu ile
17
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
vasıtası ile
18
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
kanalıyla
19
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
vasıtasıyla
20
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
üzerinden
General
21
Genel
way of life
i.
yaşam biçimi
22
Genel
way
i.
husus
23
Genel
way
i.
halet
24
Genel
way
i.
yordam
25
Genel
three way anova
i.
üç yollu anova
26
Genel
way
i.
davranış tarzı
27
Genel
way
i.
durum
28
Genel
way
i.
hal
29
Genel
the right way
i.
hak yolu
30
Genel
way
i.
çare
31
Genel
way
i.
yapılış şekli
32
Genel
right of way
i.
otoyol hakkı
33
Genel
right of way
i.
geçiş üstünlüğü
34
Genel
a good way
i.
çok uzak
35
Genel
way
i.
gidiş
36
Genel
way of using
i.
kullanış
37
Genel
way
i.
kayıp
38
Genel
way
i.
yer
39
Genel
way in
i.
giriş
40
Genel
carriage way
i.
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı
41
Genel
right of way
i.
mürur hakkı
42
Genel
the wrong way round
i.
ters
43
Genel
way
i.
tarik
44
Genel
way
i.
yan
45
Genel
the right way
i.
doğru yol
46
Genel
milky way
i.
gökdere
47
Genel
single way anova
i.
tek yollu anova
48
Genel
right of way
i.
geçiş hakkı
49
Genel
way of living
i.
yaşayış
50
Genel
way
i.
gelenek
51
Genel
carriage way
i.
araba yolu
52
Genel
a way out
i.
çözüm yolu
53
Genel
way
i.
tarz
54
Genel
state/way of being made
i.
yapılış
55
Genel
way
i.
adap
56
Genel
taxi way
i.
taksi yolu
57
Genel
common way
i.
orta yol (anlaşma vb)
58
Genel
way of thinking
i.
düşünce biçimi
59
Genel
way
i.
ilerleme
60
Genel
way
i.
gidişat
61
Genel
way
i.
davranış
62
Genel
way back
i.
dönüş
63
Genel
way
i.
yöntem
64
Genel
way of sitting
i.
oturuş
65
Genel
way of speaking
i.
söyleyiş
66
Genel
way
i.
erkan
67
Genel
way
i.
cihet
68
Genel
the way
i.
yapma şekli
69
Genel
right of way
i.
trafik geçiş hakkı
70
Genel
way
i.
itiyat
71
Genel
way
i.
biçim
72
Genel
a long way to hoe
i.
zahmetli iş
73
Genel
way
i.
suret
74
Genel
way out
i.
çözüm
75
Genel
way
i.
şekil
76
Genel
way of life
i.
yaşam tarzı
77
Genel
way
i.
uzaklık
78
Genel
way
i.
iş alanı
79
Genel
pedestrian way
i.
yaya kaldırımı
80
Genel
way
i.
minval
81
Genel
way
i.
çığır
82
Genel
way of thinking
i.
düşünüş
83
Genel
way of reading
i.
okunuş
84
Genel
way
i.
usul
85
Genel
way
i.
racon
86
Genel
way of seizing
i.
kapış
87
Genel
milky way
i.
samanyolu
88
Genel
way
i.
zagon
89
Genel
way in
i.
girilecek yol
90
Genel
way
i.
huy
91
Genel
roundabout way
i.
dolambaçlı yol
92
Genel
way
i.
vasıta
93
Genel
way of behaviour
i.
davranış biçimi
94
Genel
way of life
i.
gidiş
95
Genel
way
i.
adet
96
Genel
way of searching
i.
arayış
97
Genel
the way
i.
yapılış şekli
98
Genel
way out
i.
çıkış yolu
99
Genel
the way
i.
yöntem
100
Genel
right of way
i.
yol geçen arazi parçası
101
Genel
way
i.
bakım
102
Genel
way out
i.
çıkış
103
Genel
water way
i.
nehir yolu
104
Genel
way
i.
yön
105
Genel
way
i.
yol
106
Genel
the right way do (something)
i.
yol yordam
107
Genel
the right way do (something)
i.
yol yöntem
108
Genel
right of way
i.
geçit hakkı
109
Genel
right of way
i.
irtifak hakkı
110
Genel
the milky way
i.
kehkeşan
111
Genel
way of thinking
i.
düşünme tarzı
112
Genel
jewish way of life
i.
yahudi yaşam tarzı
113
Genel
way
i.
civar
114
Genel
way
i.
taraf
115
Genel
way home
i.
evin yolu
116
Genel
right-of-way fight
i.
yol verme kavgası
117
Genel
the way of work
i.
çalışma şekli
118
Genel
middle way
i.
ikisinin ortası
119
Genel
middle way
i.
ikisi ortası
120
Genel
way of dressing
i.
giyim tarzı
121
Genel
way of behaviour
i.
davranış şekli
122
Genel
way of behaving
i.
yol
123
Genel
the right way to do (something)
i.
yol erkan
124
Genel
searching for the right way
i.
hidayet
125
Genel
the way of thinking
i.
düşünme şekli
126
Genel
cart way
i.
araba yolu
127
Genel
covered way
i.
örtülü yol
128
Genel
by-way
i.
gizli yol
129
Genel
by-way
i.
karanlık yol
130
Genel
half-way house
i.
uzlaşma
131
Genel
by-way
i.
dolaşık yol
132
Genel
half-way house
i.
aşama
133
Genel
by-way
i.
yan yol
134
Genel
four-way
i.
dört yönde geçit veren
135
Genel
one-way ticket
i.
tek gidiş bileti
136
Genel
one-way rental
i.
tek yönlü kiralama
137
Genel
one-way ticket
i.
gidiş bileti
138
Genel
one-way street
i.
tekyönlü yol
139
Genel
one-way ticket
i.
dönüş bileti
140
Genel
two-way radio
i.
alıcı verici
141
Genel
one-way traffic
i.
tek yönlü trafik
142
Genel
one-way slope
i.
tek yönlü eğim
143
Genel
two-way communication
i.
ikili iletişim
144
Genel
two-way communication
i.
çift yönlü iletişim
145
Genel
way heave
i.
geçit hakkı
146
Genel
underground way
i.
tünel
147
Genel
a good way
i.
hayli mesafe
148
Genel
water way
i.
su yolu
149
Genel
way in
i.
yol girişi
150
Genel
way out
i.
yol çıkışı
151
Genel
the way of dressing
i.
giyim şekli
152
Genel
escape way
i.
çıkış yolu
153
Genel
easy way of doing something
i.
bir işi yapmanın kolay yolu
154
Genel
way station
i.
ara durak
155
Genel
way station
i.
ara istasyon
156
Genel
islamic way of life
i.
islami hayat tarzı
157
Genel
islamic way of life
i.
islami hayat biçimi
158
Genel
the only way to escape
i.
kurtulmanın tek yolu
159
Genel
way
i.
yol yordam
160
Genel
the easiest way
i.
en kolay yol
161
Genel
milky way galaxy
i.
samanyolu galaksisi
162
Genel
way of communication
i.
iletişim biçimi
163
Genel
way of learning
i.
öğrenme şekli
164
Genel
way of addressing
i.
hitap terimi
165
Genel
way of addressing
i.
hitap şekli
166
Genel
way
i.
mesafe
167
Genel
the best way to learn language
i.
dil öğrenmenin en iyi yolu
168
Genel
the right way
i.
hidayet
169
Genel
outdated way
i.
çağdışı yöntem/yol
170
Genel
convenient way
i.
uygun yol
171
Genel
bike way
i.
bisiklet yolu
172
Genel
way of thinking
i.
düşünme biçimi
173
Genel
way of thinking
i.
düşünce tarzı
174
Genel
the worst way to die
i.
en kötü ölüm şekli
175
Genel
particular way
i.
belli bir yol/biçim
176
Genel
third way
i.
üçüncü yol
177
Genel
public way
i.
halka açık yol
178
Genel
traditional way
i.
geleneksel yol
179
Genel
race way
i.
su yatağı
180
Genel
race way
i.
su kanalı
181
Genel
race way
i.
su oluğu
182
Genel
race way
i.
kanal
183
Genel
race way
i.
su arkı
184
Genel
different way of saying
i.
başka bir şekilde söyleniş
185
Genel
the hard way
i.
zor yoldan
186
Genel
the entire way
i.
bütün yol boyunca
187
Genel
the whole way
i.
bütün yol boyunca
188
Genel
two-way street
i.
karşılıklı özveri gerektiren ilişki
189
Genel
american way
i.
amerikan tarzı
190
Genel
the american way
i.
amerikan tarzı
191
Genel
asking the way
i.
yol tarifi isteme
192
Genel
each way
i.
at yarışında bahisçinin oynadığı at birinci, ikinci veya üçüncü olursa para kazandığı bahis
193
Genel
best way possible
i.
en iyi yöntem
194
Genel
way
i.
bir şeyi istediği gibi yapabilme
195
Genel
way
i.
canı istediği gibi hareket etme
196
Genel
way
i.
olasılık
197
Genel
way
i.
olası karar
198
Genel
way
i.
olası hareket
199
Genel
way
i.
olası sonuç
200
Genel
way
i.
iyi geçinebilme
201
Genel
way
i.
(bir şeyi) iyi yapabilme
202
Genel
way
i.
katılımcı
203
Genel
way
i.
hareket özgürlüğü
204
Genel
way
i.
fırsat, şans
205
Genel
way
i.
yer
206
Genel
right–of–way
i.
öncelik hakkı
207
Genel
way [dialect]
i.
sebep
208
Genel
way [dialect]
i.
neden
209
Genel
way
i.
küçük ve dar sokak
210
Genel
way
i.
gemi kızağı
211
Genel
way
i.
kılavuz
212
Genel
way-out [uk]
i.
çıkış
213
Genel
half-way house
i.
yarıyol hanı
214
Genel
half-way house
i.
orta nokta
215
Genel
half-way house
i.
uyum evi
216
Genel
(the) right of way
i.
trafik geçiş hakkı
217
Genel
(the) right of way
i.
geçiş izni
218
Genel
(the) right of way
i.
geçiş üstünlüğü
219
Genel
(the) right of way
i.
yol hakkı
220
Genel
(the) right of way
i.
geçme hakkı
221
Genel
(the) right of way
i.
öncelik hakkı
222
Genel
harm's way
i.
tehlike
223
Genel
harm's way
i.
riskli durum
224
Genel
bridle way
i.
at yolu
225
Genel
right of way
i.
kamu yoluyla kaplı arazi
226
Genel
right of way
i.
üzerinden kamu yolu geçen arazi
227
Genel
right of way
i.
yollarla kaplı arazi
228
Genel
great white way
i.
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
229
Genel
one-way street
i.
tek taraflı etkileşim
230
Genel
one-way ticket
i.
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
231
Genel
private way
i.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı
232
Genel
private way
i.
özel mal sahipleri tarafından düzenlenen ve masraflar bizzat üstlenerek sürdürülen hak
233
Genel
private way
i.
özel mülk sahibinin talep ve masrafları ile sürdürülen geçiş hakkı
234
Genel
find an easy way
f.
kolayını bulmak
235
Genel
stand in someone's way
f.
birini engellemek
236
Genel
get in somebody's way
f.
ayak altında dolaşmak
237
Genel
react in a usual way
f.
doğal karşılamak
238
Genel
yield the right of way
f.
trafikte yol vermek
239
Genel
work one's way up
f.
terfi etmek
240
Genel
go one's own way
f.
bildiğinden şaşmamak
241
Genel
behave in an inexperienced way
f.
acemilik etmek
242
Genel
rub somebody the wrong way
f.
bamteline basmak
243
Genel
go one's way
f.
bildiğini okumak
244
Genel
give the right of way
f.
yol vermek
245
Genel
get one's way
f.
kendi istediğini yaptırmak
246
Genel
have one's own way
f.
kendi bildiğini okumak
247
Genel
go one's way
f.
kendi yoluna gitmek
248
Genel
give way at the knees
f.
dizlerinin bağı çözülmek
249
Genel
be out of the way
f.
sapa düşmek
250
Genel
go the long way around
f.
dolaşmak
251
Genel
find a way to
f.
formül bulmak
252
Genel
do something the hard way
f.
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
253
Genel
get out of the way
f.
kenara çekilmek
254
Genel
go all the way
f.
son haddine varmak
255
Genel
way
f.
başarmak
256
Genel
make way for
f.
yol vermek
257
Genel
pave the way for
f.
yolunu açmak
258
Genel
feel one's way
f.
el yordamıyla ilerlemek
259
Genel
go a long way towards
f.
bir şeye çok katkıda bulunmak
260
Genel
work one's way
f.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite)
261
Genel
lead the way
f.
rehberlik etmek
262
Genel
ignore the right of way
f.
geçiş hakkına uymamak
263
Genel
rub somebody up the wrong way
f.
sinir etmek
264
Genel
lie one's way out of something
f.
yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
265
Genel
have a way with
f.
ikna etmek
266
Genel
get something out of the way
f.
bir şeyi bitirmek
267
Genel
make way for
f.
yol açmak
268
Genel
be way out in left field
f.
ıskalamak
269
Genel
be in the way
f.
engel olmak
270
Genel
show the way
f.
yol göstermek
271
Genel
take one's own way
f.
bildiğini okumak
272
Genel
go one's way
f.
kafasının dikine gitmek
273
Genel
go the way of all flesh
f.
ölmek
274
Genel
give way
f.
yıkılmak
275
Genel
find a way out
f.
yolunu bulmak
276
Genel
make one's way
f.
yolunu tutmak
277
Genel
find a way to do something
f.
bir şeye çare bulmak
278
Genel
get one's way
f.
istediğini yaptırmak
279
Genel
rough the wrong way
f.
sinirlendirmek
280
Genel
feel one's way
f.
çok ihtiyatlı davranmak
281
Genel
be on its way out
f.
devri kapanmak üzere olmak
282
Genel
give way
f.
dayanamamak
283
Genel
be in a bad way
f.
çok zor bir durumda olmak
284
Genel
be way out in left field
f.
fena halde yanılmak
285
Genel
pay one's way
f.
kendi masraflarını kendi ödemek
286
Genel
give way
f.
yol vermek
287
Genel
wheedle one's way into
f.
yaltaklanarak bir yere girmek
288
Genel
do something in a haphazard way
f.
ezbere hareket etmek
289
Genel
ask somebody the way
f.
yol sormak
290
Genel
rub somebody up the wrong way
f.
gıcık etmek
291
Genel
go all the way with
f.
tamamıyla hemfikir olmak
292
Genel
work one’s way up
f.
düzenlemek
293
Genel
do something the right way
f.
bir şeyi usulüne göre yapmak
294
Genel
find a way to (do something)
f.
çare aramak
295
Genel
find no way out
f.
çaresiz kalmak
296
Genel
stand in someone's way
f.
birine mani olmak
297
Genel
wend one's way
f.
yönelmek
298
Genel
be on one's way out
f.
çıkmak
299
Genel
lose one's way
f.
yolunu şaşırmak
300
Genel
find a way out
f.
çözüm bulmak
301
Genel
see one's way
f.
çaresini bulmak
302
Genel
lead the way
f.
kılavuzluk etmek
303
Genel
go one's own way
f.
bildiğini okumak
304
Genel
worm one's way through
f.
kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
305
Genel
be in the way
f.
kalabalık etmek
306
Genel
find a way
f.
yolunu bulmak
307
Genel
get under way
f.
demir almak
308
Genel
look for a way to do something
f.
bir şeyin çaresine bakmak
309
Genel
lead the way
f.
yol göstermek
310
Genel
take one's way
f.
gitmek
311
Genel
make one's way
f.
başarılı olmak
312
Genel
get a small job out of the way
f.
aradan çıkarmak
313
Genel
observe the right of way
f.
geçiş hakkına uymak
314
Genel
get under way
f.
yola çıkmak
315
Genel
pick one's way through
f.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
316
Genel
wend one's way
f.
gitmek
317
Genel
make one's way
f.
ilerlemek
318
Genel
go down the wrong way
f.
genize kaçmak
319
Genel
walk a long way
f.
taban tepmek
320
Genel
pave the way for
f.
zemin hazırlamak
321
Genel
light the way
f.
ışık tutmak
322
Genel
get out of the way
f.
savulmak
323
Genel
smooth the way for somebody
f.
kıyak geçmek
324
Genel
go a long way towards
f.
çok yararlı olmak
325
Genel
smooth the way
f.
kolaylaştırmak
326
Genel
get something out of the way
f.
bir şeyi kenara çekmek
327
Genel
meet half way
f.
uzlaşmak
328
Genel
pave the way for
f.
kolaylaştırmak
329
Genel
walk a long way
f.
taban patlatmak
330
Genel
get one's own way
f.
kendi bildiğini okumak
331
Genel
make way
f.
yol vermek
332
Genel
have the right of way
f.
geçiş hakkına sahip olmak
333
Genel
lose one's way
f.
şaşmak
334
Genel
look the other way
f.
görmezlikten gelmek
335
Genel
get someone out of the way
f.
etkisiz hale getirmek
336
Genel
show the right way
f.
doğru yolu göstermek
337
Genel
give way to something
f.
yerine bırakmak
338
Genel
find a way
f.
çare bulmak
339
Genel
get under way
f.
yelken açmak
340
Genel
make one's way
f.
ileri gitmek
341
Genel
find a way
f.
formül bulmak
342
Genel
have one's way
f.
kendi istediğini yaptırmak
343
Genel
walk in a sexy way
f.
kıvırmak
344
Genel
rub somebody the right way
f.
suyuna gitmek
345
Genel
get someone out of the way
f.
birini devredışı etmek
346
Genel
lead the way
f.
önayak olmak
347
Genel
lead the way
f.
öne düşmek
348
Genel
get one's way
f.
istediğini elde etmek
349
Genel
wend one's way
f.
yol almak
350
Genel
light the way for
f.
ışık tutmak
351
Genel
be in a bad way
f.
ağır hasta olmak
352
Genel
fight one's way
f.
çırpınıp durmak
353
Genel
look for a way to solve (a problem)
f.
çare aramak
354
Genel
rough the wrong way
f.
kızdırmak
355
Genel
give way to something
f.
kapılmak
356
Genel
lose one's way
f.
yolunu kaybetmek
357
Genel
get someone out of the way
f.
birini kenara çekmek
358
Genel
know the way
f.
işi bilmek
359
Genel
stand in someone's way
f.
birinin yolunu kapamak
360
Genel
go all the way with
f.
sevişmek
361
Genel
go all the way
f.
her naneyi yemek
362
Genel
show someone the way to do something
f.
birine bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek
363
Genel
stand in someone's way
f.
birine engel olmak
364
Genel
go all the way with
f.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek
365
Genel
be in the way
f.
ayak altında olmak
366
Genel
proceed on one's way
f.
yoluna devam etmek
367
Genel
pave the way
f.
kolaylaştırmak
368
Genel
give way to despair
f.
ümitsizliğe kapılmak
369
Genel
give way
f.
kapılmak
370
Genel
give way
f.
boyun eğmek
371
Genel
make way
f.
yol açmak
372
Genel
try every cunning way
f.
allem etmek kullem etmek
373
Genel
give way
f.
çökmek
374
Genel
rough the wrong way
f.
tahrik etmek
375
Genel
look for a way to do
f.
çaresine bakmak
376
Genel
push one's way into
f.
araya sıkışmak
377
Genel
worm one's way
f.
sokulmak
378
Genel
worm one's way
f.
hile ile sokulmak
379
Genel
worm one's way
f.
kendine yol açmak
380
Genel
rub the wrong way
f.
bamteline basmak
381
Genel
act in a warm way
f.
yakın davranmak
382
Genel
do something in a haphazard way
f.
ezbere iş görmek
383
Genel
blow the opposite way
f.
tersten esmek
384
Genel
make a living the hard way
f.
ekmeğini taştan çıkarmak
385
Genel
pave the way
f.
yol açmak
386
Genel
treat (somebody) in a way that's intended
f.
nabzına göre (şerbet vermek)
387
Genel
be in a bad way
f.
meydanda kalmak
388
Genel
seek a way to solve (a problem)
f.
çare aramak
389
Genel
find the right way
f.
doğru yolu bulmak
390
Genel
stand in one's way
f.
gölge etmek
391
Genel
take the easy way out
f.
kolaya kaçmak
392
Genel
take the easy way out
f.
zahmete girmemek
393
Genel
take the easy way out
f.
kolay yolu tercih etmek
394
Genel
lead the way
f.
bir ilke imza atmak
395
Genel
pave the way
f.
kaldırım döşemek
396
Genel
pave the way for
f.
önünü açmak
397
Genel
pave the way for
f.
imkan vermek
398
Genel
give way to pessimism
f.
karamsarlığa kapılmak
399
Genel
find a way to make (something illegal) look legal
f.
kitabına uydurmak
400
Genel
take the chance that comes one's way
f.
fırsat ayağına gelmek
401
Genel
look for a way (to solve a problem)
f.
çıkar yol aramak
402
Genel
find the way to do (something)
f.
yolunu bulmak
403
Genel
look for a way (to solve a problem)
f.
yol aramak
404
Genel
pave the way for
f.
yol açmak
405
Genel
find the way to get (something) done
f.
yolunu bulmak
406
Genel
walk a long way
f.
yol tepmek
407
Genel
live in (a certain) way
f.
yol tutmak
408
Genel
wend one's way
f.
yola koyulmak
409
Genel
begin to live in (a certain) way
f.
yol tutmak
410
Genel
take one's way
f.
yola koyulmak
411
Genel
represent his/her country in the best possible way in the international arena
f.
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
412
Genel
come a long way
f.
büyük mesafe katetmek
413
Genel
come a long way
f.
gelişme kaydetmek
414
Genel
come a long way
f.
gelişme göstermek
415
Genel
(for food or liquid) go down the wrong way
f.
genze kaçmak
416
Genel
(for food or liquid) go down the wrong way
f.
genzine kaçmak
417
Genel
go down the wrong way
f.
genzine kaçmak
418
Genel
go down the wrong way
f.
genzine kaçırmak
419
Genel
have one's way
f.
kafasına göre takılmak
420
Genel
have one's way
f.
aklına eseni yapmak
421
Genel
have one's way
f.
başına buyruk olmak
422
Genel
have one's way
f.
istediğini yapmak
423
Genel
find a way (out)
f.
çözüm üretmek
424
Genel
wait to see which way the cat will jump
f.
yaş tahtaya basmamak
425
Genel
give way
f.
kopmak
426
Genel
give way
f.
kırılmak
427
Genel
pave the way for
f.
-e zemin hazırlamak
428
Genel
pave the way for
f.
-in yolunu açmak
429
Genel
pave the way for
f.
-i kolaylastirmak
430
Genel
yield the right-of-way
f.
yol vermek
431
Genel
worm one's way into
f.
-e sinsice girmek
432
Genel
worm one's way into
f.
-e kurnazlıkla girmek
433
Genel
get into the way of
f.
yolunu yordamını öğrenmek
434
Genel
get out of one's way
f.
(birinin) yolundan çekilmek
435
Genel
get out of one's way
f.
yolunun üzerinde durmamak
436
Genel
get out of one's way
f.
yolunu kapatmamak
437
Genel
have one's head screwed on the right way
f.
aklı başında biri olmak
438
Genel
work one's way into
f.
yavaş yavaş bir yere girmek
439
Genel
work one's way up
f.
çalışmalarıyla kendini ispatlayarak derece derece terfi etmek
440
Genel
(one's) knees give way
f.
dizleri çözülmek
441
Genel
put on the way
f.
yola koymak
442
Genel
see about the way
f.
hal çaresi aramak
443
Genel
see about the way
f.
formül aramak
444
Genel
see about the way
f.
çözüm yolu aramak
445
Genel
find a way round
f.
hal yoluna koymak
446
Genel
keep someone out of harm's way
f.
kötülüklerden uzak tutmak
447
Genel
push one's way through
f.
kalabalığı yararak ilerlemek
448
Genel
fight one's way through the crowd
f.
kalabalıkta zorlukla hareket etmek
449
Genel
fight one's way through the crowd
f.
kalabalığı yararak ilerlemek
450
Genel
fight one's way through the crowd
f.
itiş kakış ilerlemek
451
Genel
worm one's way into
f.
sinsice girmeye çalışmak
452
Genel
worm one's way into
f.
sinsice gözüne girmeye çalışmak
453
Genel
worm one's way into
f.
sinsice sızmaya çalışmak
454
Genel
worm one's way into
f.
sinsice tavlamaya çalışmak
455
Genel
make money for oneself in a dishonest way
f.
dürüst olmayan yollarla para kazanmak
456
Genel
go long way back
f.
eskiye dayanmak
457
Genel
do in certain way
f.
belirli bir düzen içinde yapmak
458
Genel
goes a long way
f.
geniş bir alanı kapsamak
459
Genel
be in no way connected to
f.
uzaktan yakından ilgisi olmamak
460
Genel
behave in a mature way
f.
olgun davranmak
461
Genel
go a long way
f.
etkisi uzun sürmek
462
Genel
talk in a bossy way
f.
emir verir gibi konuşmak
463
Genel
pave the way for
f.
zemini hazırlamak
464
Genel
get in the way
f.
araya girmek
465
Genel
get in the way
f.
ayağına dolanmak
466
Genel
go long way back
f.
geçmişe dayanmak
467
Genel
pave the way for
f.
bir şeye zemin hazırlamak
468
Genel
pave the way for a social disaster
f.
sosyal bir felakete zemin hazırlamak
469
Genel
pave the way for
f.
ortam hazırlamak
470
Genel
think in the same way
f.
aynı düşünmek
471
Genel
affect in a negative way
f.
olumsuz etkilemek
472
Genel
affect in a negative way
f.
olumsuz yönde etkilemek
473
Genel
find out some way
f.
bir çaresini bulmak
474
Genel
find out some way
f.
bir yolunu bulmak
475
Genel
support someone in every way
f.
her konuda destek olmak
476
Genel
be on one's way
f.
yolu üzerinde bulunmak
477
Genel
be on the way from
f.
-den geliyor/dönüyor olmak
478
Genel
find a way out
f.
bir yolunu bulmak
479
Genel
argue one's way out
f.
tartışarak kendini aklamak
480
Genel
argue one's way out
f.
sorunu tartışarak çözmek
481
Genel
argue one's way out of something
f.
sorunu tartışarak çözmek
482
Genel
argue one's way out of something
f.
tartışarak kendini aklamak
483
Genel
turn back half-way
f.
yarı yoldan dönmek
484
Genel
pave the way
f.
yolunu yapmak
485
Genel
go a long way toward doing something
f.
çok yararlı olmak
486
Genel
go a long way in doing something
f.
çok yararlı olmak
487
Genel
go a long way toward doing something
f.
bir şeye çok katkıda bulunmak
488
Genel
close all the way
f.
tam kapanmak
489
Genel
hack one's way through something
f.
(ormandan) (ağaçları vb keserek) ilerlemek
490
Genel
make a decision one way or the other
f.
öyle ya da böyle bir karara varmak
491
Genel
deal with the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
492
Genel
handle the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
493
Genel
deal with the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
494
Genel
handle the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
495
Genel
stand in someone's way
f.
birinin önünde/geçiş yolunda durmak
496
Genel
turn the four-way flashers on
f.
dörtlüleri yakmak
497
Genel
find a middle way
f.
orta yol bulmak
498
Genel
extend all the way to
f.
-e kadar ulaşmak
499
Genel
be on one's way home from one's shift
f.
vardiyasından evine dönüyor olmak
500
Genel
go the wrong way
f.
yanlış yöne gitmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of way!
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy