|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kapı |
gateway n.
|
|
The gateways of the mansion are kept closed after midnight.
Konağın kapıları gece yarısından sonra kapalı tutulmaktadır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
kapı |
gate n.
|
|
The gatekeeper opened the gate and saluted the incomers.
Kapı görevlisi kapıyı açtı ve gelenleri selamladı.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
kapı |
door n.
|
|
It is this concept that the United States is now disregarding, thus opening the door to new acts of barbarism.
ABD'nin şu anda göz ardı ettiği bu kavram, yeni barbarlık eylemlerine kapı açmaktadır.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
kapı çalmak |
knock v.
|
|
Thanks to enlargement, we will be getting new neighbours, countries that are also knocking on the doors of the EU.
Genişleme sayesinde yeni komşularımız, AB'nin kapısını çalan ülkeler olacak.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
açık (kapı) |
open adj.
|
|
She was so sleepy she couldn’t keep her eyes open.
O kadar uykuluydu ki gözlerini açık tutamıyordu.
More Sentences
|
General |
|
6 |
General |
kapı tokmağı |
doorknob n.
|
|
She turned the doorknob to open the door.
Kapıyı açmak için kapı tokmağını çevirdi.
More Sentences
|
7 |
General |
kapı çalınması |
rap n.
|
|
There was a rap at the door.
Kapı çalındı.
More Sentences
|
8 |
General |
kapı kolu |
doorknob n.
|
|
Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
Tom sessizce kapı kolunu çevirdi ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
More Sentences
|
9 |
General |
kapı mandalı |
door latch n.
|
|
The door latch was broken off.
Kapının mandalı kırılmış.
More Sentences
|
10 |
General |
kapı çalınması |
knock n.
|
|
Wait for a knock, step through another door, and you're in.
Kapının çalınmasını bekleyin, başka bir kapıdan geçin ve işte içeridesiniz.
More Sentences
|
11 |
General |
kapı kolu |
door handle n.
|
|
Tom rattled the door handle.
Tom kapı kolunu zorladı.
More Sentences
|
12 |
General |
kapı kilidi |
door lock n.
|
|
How good is your office door lock?
Senin ofisinin kapı kilidi ne kadar iyi?
More Sentences
|
13 |
General |
kapı topuzu |
doorknob n.
|
|
Tom turned the doorknob slowly.
Tom yavaşça kapı topuzunu döndürdü.
More Sentences
|
14 |
General |
kapı komşu |
next door neighbor n.
|
|
Tom is our next door neighbor.
Tom bizim kapı komşumuz.
More Sentences
|
15 |
General |
kapı zili |
door bell n.
|
|
The door bell has rung.
Kapı zili çaldı.
More Sentences
|
16 |
General |
yan kapı |
side door n.
|
|
Not only did I say that but I also said that there are no back doors or side doors either.
Sadece bunu söylemekle kalmadım, aynı zamanda arka kapı ya da yan kapı olmadığını da söyledim.
More Sentences
|
17 |
General |
kapı komşu |
next door n.
|
|
The people next door asked us to be quieter.
Yan kapı komşumuz daha sessiz olmamızı istedi.
More Sentences
|
18 |
General |
arka kapı |
back door n.
|
|
The common European arrest warrant will entail harmonisation of maximum and minimum penalties by the back door.
Ortak Avrupa tutuklama emri, arka kapıdan azami ve asgari cezaların uyumlaştırılmasını gerektirecektir.
More Sentences
|
|
19 |
General |
kapı aralığı |
doorway n.
|
|
The thief hid in the dark doorway.
Hırsız karanlık kapı aralığında saklandı.
More Sentences
|
20 |
General |
kapı |
door n.
|
|
This is good because it was just going to leave the door open for multinational companies to use this as a way out.
Bu iyi bir şey çünkü çok uluslu şirketlerin bunu bir çıkış yolu olarak kullanması için kapıyı açık bırakacaktı.
More Sentences
|
21 |
General |
kapı |
portal n.
|
|
The portal is large.
Kapı çok büyük.
More Sentences
|
22 |
General |
kilitli kapı |
locked door n.
|
|
He angrily rattled the locked door.
Öfkeyle kilitli kapıyı zorladı.
More Sentences
|
23 |
General |
kapı zili |
doorbell n.
|
|
The doorbell just rang.
Az önce kapı zili çaldı.
More Sentences
|
24 |
General |
döner kapı |
revolving door n.
|
|
Tom walked through the revolving door into the hotel lobby.
Tom döner kapıdan geçip otelin lobisine girdi.
More Sentences
|
25 |
General |
kapı |
entry n.
|
|
The castle has 13 hidden entries.
Kalenin 13 gizli kapısı bulunmaktadır.
More Sentences
|
26 |
General |
açık kapı |
open door n.
|
|
Sensible texts on sexuality which should be so evident that one could almost describe them as open doors.
Cinsellik konusunda, neredeyse açık kapılar olarak tanımlanabilecek kadar açık olması gereken mantıklı metinler.
More Sentences
|
27 |
General |
kapı sürgüsü |
latch n.
|
|
Can you fix the latch on my front door?
Sokak kapımın sürgüsünü tamir edebilir misin?
More Sentences
|
28 |
General |
gizli kapı |
back door n.
|
|
That is why definitions must not be imposed through the back door.
Bu nedenle tanımlar gizli kapılar ardında dayatılmamalıdır.
More Sentences
|
29 |
General |
ön kapı |
front door n.
|
|
I saw three sets of footprints in the snow from the road up to my front door.
Ben karda yoldan ön kapıma kadar üç dizi ayak izi gördüm.
More Sentences
|
30 |
General |
cam kapı |
glass door n.
|
|
Tom is looking through the glass door.
Tom cam kapıdan bakıyor.
More Sentences
|
31 |
General |
metal kapı |
metal door n.
|
|
Sami has a really thick metal door.
Sami'nin gerçekten kalın bir metal kapısı var.
More Sentences
|
32 |
General |
kapı görevlisi |
doorman n.
|
|
The doorman greeted guests and opened the door.
Kapı görevlisi konukları karşıladı ve kapıyı açtı.
More Sentences
|
33 |
General |
sürgülü kapı |
sliding door n.
|
|
Tom opened the sliding door to let John and Mary in.
Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.
More Sentences
|
34 |
General |
kapı |
porch n.
|
|
I heard a noise from the porch.
Kapı önünden bir ses duydum.
More Sentences
|
35 |
General |
bakmak (kapı/telefon) |
answer v.
|
|
Could you answer the phone for me?
Telefona benim yerime bakabilir misin?
More Sentences
|
36 |
General |
dönmek (kapı/köprü vb bir eksen üzerinde) |
swing v.
|
|
The door suddenly swung open.
Kapı aniden dönerek açıldı.
More Sentences
|
37 |
General |
açmak (kapı, pencere) |
open v.
|
|
It took hours for workers to open the highway.
İşçilerin otoyolu açması saatler sürdü.
More Sentences
|
38 |
General |
kapı ziline basmak |
press the doorbell v.
|
|
Tom pressed the doorbell three more times.
Tom üç kez daha kapı ziline bastı.
More Sentences
|
|
39 |
General |
kapı kapı dolaşan |
door-to-door adj.
|
|
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Organizasyon her yıl kapı kapı dolaşıp Frizce kitaplar satan gönüllülerden oluşan bir dizi toplantı düzenliyor.
More Sentences
|
Idioms |
|
40 |
Idioms |
kapalı kapı |
closed door n.
|
|
What do they really discuss behind the closed doors of the Council?
Konsey'in kapalı kapıları ardında gerçekten neyi tartışıyorlar?
More Sentences
|
Common Usage |
|
41 |
Common Usage |
kapı mandalı |
latch n.
|
|
42 |
Common Usage |
açılmak (kapı) |
be opened v.
|
|
43 |
Common Usage |
eşik (kapı için) |
sill n.
|
|
General |
|
44 |
General |
kapı kanadı |
valve n.
|
|
45 |
General |
kapı kolu |
doorhandle n.
|
|
46 |
General |
ana kapı |
portal n.
|
|
47 |
General |
kapı |
outlet n.
|
|
48 |
General |
kapı (tavla) |
point n.
|
|
49 |
General |
açık kapı politikası |
open door policy n.
|
|
50 |
General |
güverteye açılan kapı ağzı ve koridor |
companionway n.
|
|
51 |
General |
arka kapı |
backdoor n.
|
|
52 |
General |
kasa (kapı, pencere) |
casing n.
|
|
53 |
General |
kapı |
possibility n.
|
|
54 |
General |
kapı çerçevesi |
doorframe n.
|
|
55 |
General |
kapı eşiği |
door sill n.
|
|
56 |
General |
kapı pencere yalıtımı |
weather stripping n.
|
|
57 |
General |
yarım kapı |
wicket n.
|
|
58 |
General |
kapı anahtarı |
latch key n.
|
|
59 |
General |
küçük kapı |
wicket n.
|
|
60 |
General |
kapı dikmesi |
gatepost n.
|
|
61 |
General |
kapı üstü yelpaze şeklinde pencere |
fanlight n.
|
|
62 |
General |
sürme kapı |
sliding door n.
|
|
63 |
General |
kapı aralığı |
gateway n.
|
|
64 |
General |
arka kapı |
postern door n.
|
|
65 |
General |
kapı veya pencerenin dik yanı veya kenar pervazı |
jamb n.
|
|
66 |
General |
kapı dikmesi |
doorpost n.
|
|
67 |
General |
kapı babası |
gate post n.
|
|
68 |
General |
yana kayarak açılan kapı |
sliding door n.
|
|
69 |
General |
kapı panosu |
door panel n.
|
|
70 |
General |
kapı tokmağı |
doorhandle n.
|
|
71 |
General |
kapı menteşesi |
door hinge n.
|
|
72 |
General |
kapı üstü penceresi |
transom n.
|
|
73 |
General |
kapı |
valve n.
|
|
74 |
General |
armonik kapı |
folding door n.
|
|
75 |
General |
kapı çevresindeki izleme |
portal perimeter monitoring n.
|
|
76 |
General |
giriş (kapı önündeki) |
porch n.
|
|
77 |
General |
kapı (kapı aralığını kapayan kanat) |
gate n.
|
|
78 |
General |
kapı |
point n.
|
|
|
79 |
General |
kapı dikmesi |
doorjamb n.
|
|
80 |
General |
kapı kapı dolaşarak sipariş toplama |
canvass door to door n.
|
|
81 |
General |
kapı tokmağı |
doorknocker n.
|
|
82 |
General |
çift kapı |
double door n.
|
|
83 |
General |
iki tarafa açılır kapı |
swing door n.
|
|
84 |
General |
iç kapı |
interior door n.
|
|
85 |
General |
çakma kapı |
batten door n.
|
|
86 |
General |
kapı topuzu |
door knob n.
|
|
87 |
General |
kapı komşu |
next door neighbour n.
|
|
88 |
General |
kapı mandalı ipi |
latchstring n.
|
|
89 |
General |
kapı |
opening n.
|
|
90 |
General |
açılır kapanır kapı |
folding door n.
|
|
91 |
General |
akordion kapı |
dutch door n.
|
|
92 |
General |
ahşaptan yapılmış kapı topuzu |
door knob n.
|
|
93 |
General |
ara kapı |
communicating door n.
|
|
94 |
General |
kapı kilidi |
door latch n.
|
|
95 |
General |
kapı çerçevesi |
doorcase n.
|
|
96 |
General |
sundurma (kapı önündeki yanları açık) |
porch n.
|
|
97 |
General |
kapı tokmağı |
knocker n.
|
|
98 |
General |
akordeon kapı |
folding door n.
|
|
99 |
General |
arka kapı |
postern n.
|
|
100 |
General |
kapı arası |
doorway n.
|
|
101 |
General |
kapı isim plakası |
doorplate n.
|
|
102 |
General |
japon stili beyaz kağıt ile kaplanmış geleneksel kapı |
fusuma n.
|
|
103 |
General |
kapak şeklinde kapı (tavanda/çatıda/yerde) |
trapdoor n.
|
|
104 |
General |
kapı tamponu |
doorstopper n.
|
|
105 |
General |
yağlı kapı |
rich employer n.
|
|
106 |
General |
asansör kapı açma magneti |
retiring cam n.
|
|
107 |
General |
kapı kapı dolaşarak oy toplama |
canvass door to door n.
|
|
108 |
General |
kapı (harcama) |
cause n.
|
|
109 |
General |
kapı üstü penceresi |
fanlight n.
|
|
110 |
General |
kapı sövesi |
gatepost n.
|
|
111 |
General |
kapı yeri |
doorway n.
|
|
112 |
General |
kapı |
head n.
|
|
113 |
General |
kapı hırsızı |
picklock n.
|
|
114 |
General |
kapı yüzü |
door face n.
|
|
115 |
General |
kapı mandalı |
fasteners n.
|
|
116 |
General |
kapı takımları |
doorsets n.
|
|
117 |
General |
kapı contası |
weatherstrip n.
|
|
118 |
General |
kapı paspası |
doormat n.
|
|
119 |
General |
kapı eşiği |
sill n.
|
|
120 |
General |
körüklü kapı |
folding door n.
|
|
121 |
General |
kapı tokmağı |
door handle n.
|
|
122 |
General |
katlanır kapı |
folding door n.
|
|
123 |
General |
dış kapı |
exterior door n.
|
|
124 |
General |
markiz (kapı önündeki) |
marquee n.
|
|
125 |
General |
kasa kapı veya pencere |
casing n.
|
|
126 |
General |
kapı basamağı |
doorstep n.
|
|
127 |
General |
iki tarafa açılır kapı |
bidirectional doors n.
|
|
128 |
General |
kapı sürgü |
staple n.
|
|
129 |
General |
kapı |
entrance n.
|
|
130 |
General |
çarpma kapı |
swinging door n.
|
|
131 |
General |
kapı pencere süngeri |
weather strip n.
|
|
132 |
General |
kapı anahtarı |
latchkey n.
|
|
133 |
General |
kapı veya pencerenin yana yatmış iç tarafı |
scuncheon n.
|
|
134 |
General |
hızla çarpan kimse (kapı vb) |
slammer n.
|
|
135 |
General |
sürgü (kapı, pencere) |
snib n.
|
|
136 |
General |
kapı kapı dolaşarak satış yapan pazarlamacı |
doorstep salesman n.
|
|
137 |
General |
kapı kapı satış işi |
doorstep trading n.
|
|
138 |
General |
kapı eşiği |
doorsill n.
|
|
139 |
General |
kapı kapı dolaşarak satış yapan kimse |
doorstep salesman n.
|
|
140 |
General |
kapı tamponu |
doorstop n.
|
|
141 |
General |
kapı dikmesi |
reveal n.
|
|
142 |
General |
kapı zili |
tintinabulum n.
|
|
143 |
General |
küçük kapı |
guichet n.
|
|
144 |
General |
yukarı kayar kapı |
overhead sectional door n.
|
|
145 |
General |
arka kapı (çıkış) |
rear exit n.
|
|
146 |
General |
kapı boşluğu |
opening n.
|
|
147 |
General |
kapı aynası |
panel n.
|
|
148 |
General |
kapı tutucusu |
catch n.
|
|
149 |
General |
kapı dürbünü |
peephole n.
|
|
150 |
General |
çift kanatlı sürme kapı |
biparting door n.
|
|
151 |
General |
yalancı kapı |
blank door n.
|
|
152 |
General |
kör kapı |
blank door n.
|
|
153 |
General |
kapı kontrol ünitesi |
door control unit n.
|
|
154 |
General |
kapı önü |
doorstep n.
|
|
155 |
General |
kapı açıklığı |
door aperture n.
|
|
156 |
General |
kapı eşik basamağı |
doorstep n.
|
|
157 |
General |
kapı yanı kulesi |
gate tower n.
|
|
158 |
General |
kapı kontrol yapısı |
gatehouse n.
|
|
159 |
General |
kapı kulesi |
gate tower n.
|
|
160 |
General |
büyük kapı |
gate n.
|
|
161 |
General |
yarım camlı kapı |
half-glass door n.
|
|
162 |
General |
yangına dayanır kapı |
fire-proof door n.
|
|
163 |
General |
ön kapı |
front-entrance door n.
|
|
164 |
General |
yüzdeki kapı tekniği adı verilen bir tür ikna etme yöntemi |
door-in-the-face technique n.
|
|
165 |
General |
kapı telefonu |
door-phone n.
|
|
166 |
General |
kapı telefonu |
entry-phone n.
|
|
167 |
General |
tel kafesli kapı |
removable wire-mesh frame n.
|
|
168 |
General |
sızdırmaz kapı |
infitting door n.
|
|
169 |
General |
kapı gıcırtısı |
door creaking/creak n.
|
|
170 |
General |
kapı boşluğu |
doorway n.
|
|
171 |
General |
binanın iç tarafındaki kapı ve pencere çerçeveleri |
woodwork n.
|
|
172 |
General |
kapı ya da pencere kilidi |
fastening n.
|
|
173 |
General |
sol kapı kilidi |
left-hand lock n.
|
|
174 |
General |
sol kapı |
left-hand door n.
|
|
175 |
General |
dış kapı |
outer door n.
|
|
176 |
General |
camlı kapı perde kornişi |
pelmet n.
|
|
177 |
General |
kapı |
port n.
|
|
178 |
General |
kapı tokmağı |
rapper n.
|
|
179 |
General |
kapı askısı |
runner bracket n.
|
|
180 |
General |
arka kapı |
rear door n.
|
|
181 |
General |
camlı kapı |
sash door n.
|
|
182 |
General |
kapı eşiği |
threshold n.
|
|
183 |
General |
kapı mandalı |
tumbler n.
|
|
184 |
General |
kapı aralığı |
vestibule n.
|
|
185 |
General |
kapı görevlisi |
porter n.
|
|
186 |
General |
kapı görevlisi |
doorkeeper n.
|
|
187 |
General |
kapı görevlisi |
ostiary n.
|
|
188 |
General |
otel kapı görevlisi |
hall porter n.
|
|
189 |
General |
kapı görevlisi |
door guard n.
|
|
190 |
General |
kapı görevlisi |
gatekeeper n.
|
|
191 |
General |
endüstriyel kapı |
industrial door n.
|
|
192 |
General |
çelik kapı |
steel door n.
|
|
193 |
General |
kapı numarası |
door number n.
|
|
194 |
General |
aslanlı kapı |
lion gate n.
|
|
195 |
General |
yanlara açılan kapı |
sliding door n.
|
|
196 |
General |
çift kanatlı kapı |
double door n.
|
|
197 |
General |
çift kanatlı kapı |
double-leaf door n.
|
|
198 |
General |
tek kanatlı kapı |
single door n.
|
|
199 |
General |
kapı zinciri |
door chain n.
|
|
200 |
General |
demir parmaklı kapı |
barred door n.
|
|
201 |
General |
kapı mili ve pimi |
door pivot and pin n.
|
|
202 |
General |
kapı genişliği |
door width n.
|
|
203 |
General |
kapı genişliği |
width of a door n.
|
|
204 |
General |
anahtar ve kapı |
key and door n.
|
|
205 |
General |
cadılar bayramında çocukların kapı kapı dolaşıp şeker veya para istemeleri |
trick-or-treating n.
|
|
206 |
General |
tek kanatlı kapı |
single-leaf door n.
|
|
207 |
General |
kapı arması/amblemi |
gate seal n.
|
|
208 |
General |
görüntülü kapı telefonu |
video door phone n.
|
|
209 |
General |
kapı gözü |
door viewer n.
|
|
210 |
General |
kapı kelepçesi |
door guard n.
|
|
211 |
General |
gizli kayar kapı |
pocket door n.
|
|
212 |
General |
(garaj/depo için) yukarı açılır-kapanır kapı |
up-and-over-door n.
|
|
213 |
General |
kapı standartı |
door standard n.
|
|
214 |
General |
sineklikli kapı |
screen door n.
|
|
215 |
General |
tel örgülü kapı |
screen door n.
|
|
216 |
General |
ipten kapı sapı |
rope handle n.
|
|
217 |
General |
ipten kapı/pencere sapı |
rope handle n.
|
|
218 |
General |
kapı kasası/çerçevesi |
door buck n.
|
|
219 |
General |
kapı güvenliği |
door safety n.
|
|
220 |
General |
masonlarda dış kapı gözcüsü |
tyler n.
|
|
221 |
General |
masonlarda dış kapı gözcüsü |
tiler n.
|
|
222 |
General |
sürgülü kapı |
slide gate n.
|
|
223 |
General |
tahta (çit) kapı |
fence gate n.
|
|
224 |
General |
tamamlayıcı kapı |
statement door n.
|
|
225 |
General |
tasarıma veya temaya uygun kapı |
statement door n.
|
|
226 |
General |
kapı gibi belge |
an undeniable/indisputable document n.
|
|
227 |
General |
kapı gibi belge |
an airtight document n.
|
|
228 |
General |
kapı gibi belge |
an irrefutable document n.
|
|
229 |
General |
kapı lastiği (buzdolabı vb) |
door liner n.
|
|
230 |
General |
kapı girişi |
door entrance n.
|
|
231 |
General |
kapı no |
door number n.
|
|
232 |
General |
kapı kamerası |
door cam n.
|
|
233 |
General |
kapı teslim |
door delivery n.
|
|
234 |
General |
demir kapı |
iron door n.
|
|
235 |
General |
yüzer kapı |
floating gate n.
|
|
236 |
General |
kapı deliği |
peephole n.
|
|
237 |
General |
kapı açma aparatı |
door opening tool n.
|
|
238 |
General |
kapı dili |
latch bolt n.
|
|
239 |
General |
kapı yüzeyi |
door surface n.
|
|
240 |
General |
pencere/kapı pervazı |
backband n.
|
|
241 |
General |
kapı tıklatma sesi |
rat-tat n.
|
|
242 |
General |
kapı tıklatma sesi |
rat-tat-tat n.
|
|
243 |
General |
kanatlı kapı |
swing door n.
|
|
244 |
General |
kapı görevlisi |
chaprassi [indian] n.
|
|
245 |
General |
kapı hidroliği |
door check n.
|
|
246 |
General |
brandalı kapı |
tarpaulin door n.
|
|
247 |
General |
çocukların kapı ya da pencereyi uzaktan çalarken kullandığı şaka aleti |
ticktack n.
|
|
248 |
General |
çocukların kapı ya da pencereyi uzaktan çalarken kullandığı şaka aleti |
tictac n.
|
|
249 |
General |
kapak biçiminde kapı |
trap n.
|
|
250 |
General |
kapı üstü penceresi |
transome n.
|
|
251 |
General |
(tavlada) her bir oyuncunun sahasındaki dıştan üçüncü kapı |
trois point n.
|
|
252 |
General |
döner kapı |
turnabout [obsolete] n.
|
|
253 |
General |
kapı süsü |
door ornament n.
|
|
254 |
General |
arkasında kapı bulunmayan yük vagonu |
blind baggage n.
|
|
255 |
General |
arkasında kapı bulunmayan posta arabası |
blind baggage n.
|
|
256 |
General |
kapı menteşesi |
band [obsolete] n.
|
|
257 |
General |
kapı demiri direği |
barpost n.
|
|
258 |
General |
bariyer kapı |
barrier gate n.
|
|
259 |
General |
kapı zili ipi |
bell pull n.
|
|
260 |
General |
kapı zili ipi |
bellpull n.
|
|
261 |
General |
eve caddeden veya sokaktan girişi sağlayan kapı |
maindoor n.
|
|
262 |
General |
kapı girişinde yer alan yükseltilmiş döşeme tahtası |
saddle n.
|
|
263 |
General |
zeminde bulunan küçük kapı |
trap door n.
|
|
264 |
General |
zeminde bulunan küçük kapı |
trapdoor n.
|
|
265 |
General |
kapı pervazı |
ledge n.
|
|
266 |
General |
yarım kapı |
half door n.
|
|
267 |
General |
kapı tokmağı |
hammer [obsolete] n.
|
|
268 |
General |
sürgülü kapı askısı |
hanger n.
|
|
269 |
General |
kapı kilidi |
hasp n.
|
|
270 |
General |
düğme, kapı kolu yapmada kullanılan, mineral veya bitkisel maddelerle karıştırılmış ve kandan yapılmış bir alaşım |
hemacite n.
|
|
271 |
General |
kapı mandalı |
hook n.
|
|
272 |
General |
kapı kapı dolaşarak satma |
huckstery n.
|
|
273 |
General |
döner kapı sistemi |
revolving door n.
|
|
274 |
General |
kilitlenebilir kapı |
lock-gate n.
|
|
275 |
General |
kilitlenebilir kapı |
lock gate n.
|
|
276 |
General |
kiler ve koridor arasındaki yarım kapı |
buttery hatch n.
|
|
277 |
General |
kapı görevlisi |
chokidar [india] n.
|
|
278 |
General |
kapı dikmesi |
dern n.
|
|
279 |
General |
kapı sövesi |
dern n.
|
|
280 |
General |
kamp veya ev girişindeki fırtınaya karşı konulmuş dış kapı |
dingle n.
|
|
281 |
General |
ızgaralı yatay kapı |
grind [scotland] n.
|
|
282 |
General |
noel zamanı kapı kapı dolaşan kostümlü amatör oyuncu |
guiser [scotland] n.
|
|
283 |
General |
iç kapı |
heck [dialect] [uk] n.
|
|
284 |
General |
yavru kapı |
loke [dialect] [uk] n.
|
|
285 |
General |
kapı aralığı |
door n.
|
|
286 |
General |
kapı zili sesi |
doorbell n.
|
|
287 |
General |
kapı pervazı |
doorcheek [dialect] [uk] n.
|
|
288 |
General |
kapı |
doorcheek [dialect] [uk] n.
|
|
289 |
General |
kapı aralığı |
doorcheek [dialect] [uk] n.
|
|
290 |
General |
kapı çerçevesi |
dooring [obsolete] n.
|
|
291 |
General |
kapı pervazı |
dooring [obsolete] n.
|
|
292 |
General |
kapı kasası |
dooring [obsolete] n.
|
|
293 |
General |
(kapı kapı dolaşılan) bağış kampanyası |
doorknock [australia] n.
|
|
294 |
General |
kapı kanadı |
doorplane n.
|
|
295 |
General |
kapı görevlisi |
doorsman [uk] n.
|
|
296 |
General |
kapı girişi |
doorstead n.
|
|
297 |
General |
kapı yeri |
doorstead n.
|
|
298 |
General |
(reklam veya mülakat için) kapı kapı dolaşan kimse |
doorstepper n.
|
|
299 |
General |
boşluktan hava girmemesi için kapı altına yerleştirilen esnek şerit |
draught excluder n.
|
|
300 |
General |
(tavanda, çatıda veya yerde) kapak şeklinde kapı |
drop n.
|
|
301 |
General |
çat kapı gelen kimse |
drop-in n.
|
|
302 |
General |
kapı sövesi |
durn [dialect] [uk] n.
|
|
303 |
General |
kapı çerçevesi |
durn [dialect] [uk] n.
|
|
304 |
General |
kapı mandalı |
pin n.
|
|
305 |
General |
kapı kolu |
pin n.
|
|
306 |
General |
kapı mandalı |
click [dialect] [uk] n.
|
|
307 |
General |
dış kapı anahtarı |
clicket [dialect] [uk] n.
|
|
308 |
General |
kapı tokmağı |
crow [obsolete] n.
|
|
309 |
General |
iç kapı kilidi |
inlock n.
|
|
310 |
General |
(kurgu) boyutlar arası geçiş sağlayan kapı |
portal n.
|
|
311 |
General |
kadın kapı görevlisi |
porteress n.
|
|
312 |
General |
kapı görevlisi kadın |
portress n.
|
|
313 |
General |
kapı ağzı |
salutatory [obsolete] n.
|
|
314 |
General |
kapı girişlerine asılan saçaklı bambu perde |
chick n.
|
|
315 |
General |
birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri |
folding door n.
|
|
316 |
General |
kapı ile kapatılabilen giriş veya yol |
gateway n.
|
|
317 |
General |
dış kapı |
outside door n.
|
|
318 |
General |
(özellikle pencere ve kapı camları için) koruyucu plastik örtü |
screen n.
|
|
319 |
General |
(özellikle pencere ve kapı camları için) koruyucu plastik örtü |
screening n.
|
|
320 |
General |
çat kapı yapan kimse |
showerer n.
|
|
321 |
General |
kapı |
shut n.
|
|
322 |
General |
(kapının üzerine kapandığı) kapı dikmesi |
shutting post n.
|
|
323 |
General |
kapı yanındaki ufak pencere |
sidelight n.
|
|
324 |
General |
kapı penceresi |
sidelight n.
|
|
325 |
General |
(kapı pervazında) yan direk |
sidepiece n.
|
|
326 |
General |
kapı dürbünü |
sight-hole n.
|
|
327 |
General |
siyah kapı |
black door n.
|
|
328 |
General |
kapı görevlisi |
key holder n.
|
|
329 |
General |
kapı zili |
sleigh bell n.
|
|
330 |
General |
kapı menteşe cıvatası |
slot [dialect] [uk] n.
|
|
331 |
General |
kapı sürgüsü |
slot [dialect] [uk] n.
|
|
332 |
General |
kapı sürgüsü |
snacket [dialect] [uk] n.
|
|
333 |
General |
kapı kilidi |
snacket [dialect] [uk] n.
|
|
334 |
General |
yaylı kapı mandalı |
snaphance [obsolete] n.
|
|
335 |
General |
yaylı kapı mandalı |
snaphaunce [obsolete] n.
|
|
336 |
General |
yaylı kapı mandalı |
snaphaan [obsolete] n.
|
|
337 |
General |
kapı sürgüsüne takılan ip |
sneck band n.
|
|
338 |
General |
kapı sürgüsünü taşıyan platform |
sneck drawing n.
|
|
339 |
General |
kapı sürgüsü |
snecket n.
|
|
340 |
General |
kapı mandalı |
snecket n.
|
|
341 |
General |
kapı pervazı |
sole n.
|
|
342 |
General |
kapı eşiği |
sole n.
|
|
343 |
General |
kapı kapı gezen pazarlamacı |
solicitor n.
|
|
344 |
General |
kapı kapı dolaşan işportacı |
solicitor n.
|
|
345 |
General |
ahşap kapı |
stick n.
|
|
346 |
General |
kapı lentosu |
supercilium n.
|
|
347 |
General |
açık kapı bırakmak |
leave with some room for choice v.
|
|
348 |
General |
çat kapı ziyaret etmek |
drop in v.
|
|
349 |
General |
birini kapı dışarı etmek |
kick someone out v.
|
|
350 |
General |
kapı dışarı etmek |
dismiss v.
|
|
351 |
General |
kapı kapı dolaşarak satmak |
peddle v.
|
|
352 |
General |
birini kapı dışarı etmek |
show someone the door v.
|
|
353 |
General |
açık kapı bırakmak |
leave someone some leeway v.
|
|
354 |
General |
kapı dışarı etmek |
throw out v.
|
|
355 |
General |
kapı kapı dolaşmak |
go from door door v.
|
|
356 |
General |
yanlış kapı çalmak |
bark up the wrong tree v.
|
|
357 |
General |
açık kapı bırakmak |
leave the door open v.
|
|
358 |
General |
çalmak (kapı) |
rap v.
|
|
359 |
General |
kapı ziline basmak |
ring the doorbell v.
|
|
360 |
General |
çalınmadık kapı bırakmamak |
leave no stone unturned v.
|
|
361 |
General |
kapı çalmak |
beat on the door v.
|
|
362 |
General |
kapı çalmak |
knock the door v.
|
|
363 |
General |
kapı çalmak |
beat at the door v.
|
|
364 |
General |
kapı kilitlemek |
lock the door v.
|
|
365 |
General |
çalmadık kapı bırakmamak |
move heaven and earth v.
|
|
366 |
General |
kapı dışarı etmek |
turf out v.
|
|
367 |
General |
kapı kapı dolaşmak |
go from door to door v.
|
|
368 |
General |
kapı kapı gezmek |
go from door to door v.
|
|
369 |
General |
karga tulumba kapı dışarı etmek |
toss someone out of the door v.
|
|
370 |
General |
(kapı vb) otomatik kapanmak |
swing shut v.
|
|
371 |
General |
çat kapı gelmek |
drop in unexpectedly v.
|
|
372 |
General |
çat kapı gelmek |
come by unexpectedly v.
|
|
373 |
General |
çat kapı gelmek |
drop by unexpectedly v.
|
|
374 |
General |
kapı komşusu olmak |
live next door to someone v.
|
|
375 |
General |
kapı dışarı edilmek |
be locked out v.
|
|
376 |
General |
kapı takmak |
install a door v.
|
|
377 |
General |
(kapı) hemen merdivene açılmak |
swing over stairs v.
|
|
378 |
General |
karga tulumba kapı dışarı etmek |
frogmarch v.
|
|
379 |
General |
(kapı) çalmak |
chap [scottish] v.
|
|
380 |
General |
(mason toplantısına) kapı gözcülüğü yapmak |
tile v.
|
|
381 |
General |
(mason toplantısına) kapı gözcülüğü yapmak |
tyle v.
|
|
382 |
General |
kapı mandalı veya pim ile tıkırtı sesi çıkarmak |
tirl [scottish] v.
|
|
383 |
General |
(kapı, pencere) kilitli olup olmadığına bakmak için açmayı denemek |
try v.
|
|
384 |
General |
(tavlada) kapı almak |
make v.
|
|
385 |
General |
kapı mandalını açmak |
unsneck [scotland] v.
|
|
386 |
General |
çat kapı gitmek |
horn v.
|
|
387 |
General |
(kapı) zorlayarak açmak |
burst v.
|
|
388 |
General |
(kapı) içeri açılmak |
open on to v.
|
|
389 |
General |
(kapı) kapamak |
condemn v.
|
|
390 |
General |
(aynı anda haber vermek için) çok sayıda kapı zilini çalmak |
doorbell v.
|
|
391 |
General |
(kapı kapı gezerek) reklam yapmak |
doorstep v.
|
|
392 |
General |
(kapı kapı dolaşarak) anket yapmak |
doorstep v.
|
|
393 |
General |
çat kapı gelmek |
plump v.
|
|
394 |
General |
(kapı sürgüsü) oynatmak |
shut [obsolete] v.
|
|
395 |
General |
sürgülemek (kapı) |
bolt v.
|
|
396 |
General |
kapı gibi |
big adj.
|
|
397 |
General |
az açık (kapı) |
ajar adj.
|
|
398 |
General |
kapı gibi |
colossal adj.
|
|
399 |
General |
kapı gibi |
husky adj.
|
|
400 |
General |
kapı gibi |
large adj.
|
|
401 |
General |
aralık (kapı) |
ajar adj.
|
|
402 |
General |
kapı (ile ilgili) |
portal adj.
|
|
403 |
General |
arka kapı |
backdoor adj.
|
|
404 |
General |
çapraz kirişli (kapı, pencere) |
transomed adj.
|
|
405 |
General |
kapı ile çevrelenen |
ported adj.
|
|
406 |
General |
kapak veya kapı ile kontrol edilen |
gated adj.
|
|
407 |
General |
(kapı, paravan) duman geçişini engelleyen |
smokeproof adj.
|
|
408 |
General |
(kapı) duman geçirmez |
smoketight adj.
|
|
409 |
General |
(kapı) dumanı tutan |
smoketight adj.
|
|
410 |
General |
(kapı) duman sızdırmaz |
smoketight adj.
|
|
411 |
General |
kapı kapı (dolaşma) |
from pillar to post adv.
|
|
412 |
General |
çat kapı |
knocking at the door unexpectedly adv.
|
|
413 |
General |
kapı kapı dolaşarak |
door-to-door adv.
|
|
414 |
General |
kapı işlevi görerek |
gatewise adv.
|
|
415 |
General |
kapı tıklatma sesi |
rat-a-tat interj.
|
|
416 |
General |
kapı tıklatma sesi |
rat-a-tat-tat interj.
|
|
417 |
General |
kapı kapanmıyor |
the door won't close expr.
|
|
418 |
General |
kapı kitlenmiyor |
the door won't lock expr.
|
|
419 |
General |
kapı açılmıyor |
the door won't open expr.
|
|
Phrasals |
|
420 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
cast by v.
|
|
421 |
Phrasals |
(kapı/pencere) çarpmak |
blow in v.
|
|
422 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
turf off [brit] v.
|
|
423 |
Phrasals |
çat kapı gitmek |
intrude oneself into v.
|
|
424 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
chuck out v.
|
|
425 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
chuck out of v.
|
|
426 |
Phrasals |
(kapı aralığı gibi bir yerden) bir gözünü kısmen kısarak bakmak |
squint out of something v.
|
|
427 |
Phrasals |
(kapı vb) birine çarpmak |
hit against v.
|
|
428 |
Phrasals |
bir şeyi aralık/hafif açık bırakmak (perde, kapı) |
draw something to v.
|
|
429 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
sling out v.
|
|
430 |
Phrasals |
çat kapı gelmek |
land in on v.
|
|
431 |
Phrasals |
(birini bir şeyden/yerden) kapı dışarı etmek |
put (one) out of (something or some place) v.
|
|
432 |
Phrasals |
(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek |
put (someone or an animal) out of something v.
|
|
433 |
Phrasals |
(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek |
put (someone or an animal) out v.
|
|
434 |
Phrasals |
(kapı vb.) çalmak |
beat on v.
|
|
435 |
Phrasals |
kapı dışarı etmek |
boot or an animal out v.
|
|
436 |
Phrasals |
birini/bir hayvanı kapı dışarı etmek |
boot someone or an animal out v.
|
|
437 |
Phrasals |
bir yerden kapı dışarı etmek |
chuck out of some place v.
|
|
438 |
Phrasals |
(birini) çat kapı ziyaret etmek |
drop in on (someone) v.
|
|
439 |
Phrasals |
(birinin evine/yaşadığı yere bir şey için) çat kapı gelmek |
invite (oneself) over (for something) v.
|
|
Phrases |
|
440 |
Phrases |
kapı ağzında |
on the doorstep adv.
|
|
441 |
Phrases |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
as one door closes, another (one) opens expr.
|
|
442 |
Phrases |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
as one door closes, another one opens expr.
|
|
443 |
Phrases |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
one door closes and another one opens expr.
|
|
444 |
Phrases |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
as one door closes, another opens expr.
|
|
445 |
Phrases |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
as one door closes, another (one) opens expr.
|
|
446 |
Phrases |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
as one door closes, another one opens expr.
|
|
447 |
Phrases |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
one door closes and another one opens expr.
|
|
448 |
Phrases |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
as one door closes, another opens expr.
|
|
449 |
Phrases |
bir kapı kapandığında, başka bir kapı açılır |
when one door closes, a window opens expr.
|
|
450 |
Phrases |
bir kapı kapanır diğeri açılır |
when one door closes, a window opens expr.
|
|
451 |
Phrases |
çat kapı |
out of the blue expr.
|
|
452 |
Phrases |
işte kapı işte sapı |
my way or the highway expr.
|
|
Proverb |
|
453 |
Proverb |
allah bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar |
when god closes a door, he opens a window n.
|
|
454 |
Proverb |
paranın açamayacağı kapı yoktur |
a golden key can open any door
|
|
455 |
Proverb |
bir kapı kapanır bir kapı açılır |
when one door shuts, another opens
|
|
456 |
Proverb |
bir kapı kapanır bir kapı açılır |
when one door shuts another opens
|
|
457 |
Proverb |
bir kapı kapanır bir diğeri açılır |
when one door shuts another opens
|
|
458 |
Proverb |
bir kapı kapanırken başka bir kapı açılır |
as one door closes, another opens
|
|
459 |
Proverb |
bir kapı ya açık durmalı ya kapalı |
a door must be either shut or open
|
|
460 |
Proverb |
bir kapı kapanır diğeri açılır |
as one door closes, another (one) opens
|
|
461 |
Proverb |
bir kapı kapanır diğeri açılır |
one door closes and another one opens
|
|
462 |
Proverb |
bir kapı kapanır, diğeri açılır |
one door closes, another opens
|
|
463 |
Proverb |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
one door closes, another opens
|
|
464 |
Proverb |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
one door closes, another opens
|
|
465 |
Proverb |
tanrı bir kapıyı kapatırsa başka bir kapı açar |
when god closes a door, he opens a window
|
|
466 |
Proverb |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
when one door closes, another (one/door) opens
|
|
467 |
Proverb |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
when one door closes, another (one/door) opens
|
|
468 |
Proverb |
bir kapı kapanır diğeri açılır |
when one door closes, another (one/door) opens
|
|
469 |
Proverb |
bir kapı kapanırsa diğeri açılır |
when one door shuts, another (one/door) opens
|
|
470 |
Proverb |
gümüş kapı kapanırsa altın kapı açılır |
when one door shuts, another (one/door) opens
|
|
471 |
Proverb |
bir kapı kapanır diğeri açılır |
when one door shuts, another (one/door) opens
|
|
Colloquial |
|
472 |
Colloquial |
kapı önüne koyma |
the heave-ho n.
|
|
473 |
Colloquial |
kapı önüne koyma |
the old heave-ho n.
|
|
474 |
Colloquial |
kapı kapı dolaşarak satış yapan kişi |
fuller brush man n.
|
|
475 |
Colloquial |
kapı kapı/ev ev dolaşan satıcı |
fuller brush man n.
|
|
476 |
Colloquial |
kapı önünde sigara içerken flört etme durumu |
smirting n.
|
|
477 |
Colloquial |
kapı komşusu |
one's next-door neighbor n.
|
|
478 |
Colloquial |
yağlı kapı |
milch n.
|
|
479 |
Colloquial |
cadılar bayramında kostümle kapı kapı dolaşıp şeker toplayan kimse/çocuk |
trick-or-treater n.
|
|
480 |
Colloquial |
kapı dışarı etmek |
give the boot v.
|
|
481 |
Colloquial |
kapı dışarı edilmek |
get the boot v.
|
|
482 |
Colloquial |
kapı dışarı etmek |
give the push v.
|
|
483 |
Colloquial |
kapı dışarı edilmek |
get the bullet v.
|
|
484 |
Colloquial |
kapı dışarı edilmek |
get turfed [uk] v.
|
|
485 |
Colloquial |
bir açık kapı bırakmak |
give (someone) an out v.
|
|
486 |
Colloquial |
bir adayın destekçilerini oy kullanmaya ikna etmek için seçim günü kapı kapı dolaşmak |
knock up [uk] v.
|
|
487 |
Colloquial |
kapı dışarı edilmek |
get turfed out v.
|
|
488 |
Colloquial |
kapı baca açık |
unprotected adj.
|
|
489 |
Colloquial |
kapı dışarı edilmeden çık git |
don't let the doorknob hit you where the dog should have bit you expr.
|
|
490 |
Colloquial |
kapı eşiğinde |
at doorstep expr.
|
|
Idioms |
|
491 |
Idioms |
kapı önüne konulma |
the business n.
|
|
492 |
Idioms |
kapalı kapı |
a closed door n.
|
|
493 |
Idioms |
yeni bir çağa açılan kapı |
the door to a new age n.
|
|
494 |
Idioms |
kapı gıcırtısı gibi ses |
a good voice to beg bacon n.
|
|
495 |
Idioms |
kapı gıcırtısı gibi ses |
a good voice to beg bacon n.
|
|
496 |
Idioms |
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı |
a foot in the door n.
|
|
497 |
Idioms |
yağlı kapı |
a gravy train n.
|
|
498 |
Idioms |
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı |
a leg in the door n.
|
|
499 |
Idioms |
(ilerideki fırsatlar için) aralanan kapı |
a toe in the door n.
|
|
500 |
Idioms |
açık kapı |
an open invitation n.
|
|