arasına - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

arasına



"arasına" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
arasına between zf.
arasına among ed.
General
arasına between zf.
arasına amidst zf.
arasına under ed.
arasına among ed.
arasına amid ed.
arasına amang [scottish] ed.
arasına emong ed.
arasına mang [scotland] ed.
Literature
arasına mongst ed.

"arasına" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 488 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
arasına sokmak insert f.
General
satır arasına yazılan yazı interlineation i.
dergi/gazete arasına konulan ek insert i.
çamaşırların arasına konulan içi hoş kokulu kuru bitki vb ile dolu bez kese sachet i.
iki alternatif arasına konan bölme işareti veya taksim işareti virgule i.
kelime veya cümlelerin arasına nokta koyma interpunction i.
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse social climber i.
geometride bir kavisin iki ucu arasına çekilen doğru çizgi subtend i.
geleneksel olarak kol ile vücut arasına sıkıştırılarak çalınan afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı talking drum i.
iki buçuk ile dört galon arasına denk ispanyol ölçü birimi cantar i.
metal şeritler arasına takvimler monte eden işçi backer–up i.
genellikle kaldırım ile araba yolu arasına ekilen, gölge yapan ağaçlarla desteklenen çim şeridi neutral ground i.
dünya harikaları arasına girebilecek kadar muhteşem olduğu düşünülen şey the eighth wonder of the world i.
atlı arabada araba ile koşum takımı arasına takılan demir kanca holdback i.
iki atın arasına yerleştirilen taşıma vagonu horse-litter i.
satır arasına yazılan yazı interlining i.
başka konuşmaların arasına eklenen bir konuşma interspeech i.
genellikle özne ile yüklem arasına yan tümcelerin girdiği bir dilbilgisi yapısı involution i.
(kitap, dergi arasına konan) ek sayfa outset i.
(kerestecilikte) dik yamaçlı kanyon ve vadileri geçmek için iki ağaç arasına gevşek şekilde çekilen çelik halat slackline i.
iki ağaç arasına çekilmiş halat üzerindeki yer çekimli kova taşıma düzeneği slackline i.
iki alternatif arasına konan bölme işareti veya taksim işareti slash i.
üst üste istiflenmiş kontrplakların arasına yerleştirilen ahşap çubuk crosser i.
samanların arasına karıştırılan yeşil çimen öbeği sop [dialect] [uk] i.
üst üste istiflenmiş kontrplakların arasına yerleştirilen ahşap çubuk sticker i.
(golf) topun delik ve diğer bir topun arasına girerek engel oluşturması stimey i.
iki arkadaşın arasına girmek come between two friends f.
arasına sıkıştırmak sandwich f.
arasına sokmak interpolate f.
arasına koymak inset f.
iki şeyin arasına sıkıştırmak sandwich between f.
arasına serpmek intersperse f.
iki şeyin arasına koymak interpose f.
ile arasına mesafe koymak keep one's distance from f.
arasına koymak insert f.
arkadaşların arasına girmek come between friends f.
arasına koymak interpose f.
bir şeyi (bir kategorinin vb) arasına katmak number something among f.
arasına koymak interlay f.
arasına yerleştirmek interlay f.
arasına yatırmak interlay f.
başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek keep oneself to oneself f.
(sıralama vb) arasına girmek rank among f.
halkın arasına karışmak mingle freely with the crowd f.
ellerinin arasına yüzünü/başını koymak/gömmek cup one's face in his/her hands f.
apış arasına tekme atmak kick someone in the nuts f.
bir çetenin arasına sızmak infiltrate a gang f.
yük taşırken başın üzerine fazla yük binmemesi için baş ile taşınan şeyin arasına konan samandan nesne wase f.
kalabalığın arasına dalmak (araçla) plough into a crowd f.
arasına yerleştirmek/koymak interset f.
ilgisiz bir şeyi birbiriyle uyumlu iki şeyin arasına koymak shoehorn f.
öğle arasına girmek have lunch break f.
öğle arasına girmek go on lunch break f.
taş duvarlar arasına yerleştirmek castle [obsolete] f.
yeniden arasına sokmak reinsert f.
çalıların arasına saklamak emboss [obsolete] f.
yaprakların arasına saklamak emboss [obsolete] f.
insanların arasına karışmak mang f.
(iki şey arasına) tampon koymak buffer f.
tavan arasına koymak loft f.
nalla ayak arasına giren çakıl sebebiyle topallamak (at) gravel f.
duvarlar arasına hapsederek cezalandırmak immure f.
(yeşilliklerin arasına) saklamak embosk f.
arasına yağ katmanları eklemek interlard [obsolete] f.
(arasına) domuz yağı eklemek interlard [obsolete] f.
(arasına) domuz pastırması eklemek interlard [obsolete] f.
(arasına) domuz yağı sürmek interlard [obsolete] f.
arasına bolca serpiştirmek interlard f.
arasına bir şey ekleyerek çeşitlendirmek interlay f.
arasına bir şey sokarak farklılaştırmak interlay f.
mürekkebin bulaşmaması için yeni basılan sayfalar arasına boş sayfa yerleştirmek interleave f.
katmanlar arasına yerleştirmek interleave f.
(iki şey arasına) paralel çizmek parallelize f.
(iki şey arasına) paralel çizmek parallelise f.
(metal eğe) tırtıkları arasına talaş sıkışmak pin f.
arasına sokmak interlope [obsolete] f.
arasına kazık yerleştirmek interpale [obsolete] f.
arasına yerleştirmek interplace [obsolete] f.
arasına almak interreceive f.
arasına yazmak interscribe f.
arasına çizmek interscribe f.
tohumu arasına ekmek interseminate f.
(bir şeyin) yüzeyleri arasına dolgu koymak shimmer f.
(basılı kağıtlar arasına) küçük not kağıtları eklemek slip-sheet f.
diğerlerinin arasına karışmak sort f.
küreye veya kürelerin arasına yerleştirmek sphere f.
eş anlamlılar arasına dahil etmek synonymize f.
arasına girmek interpose f.
arasına girmek rank f.
iki aynı şey arasına yerleşmiş intermediate s.
satır arasına yazılmış interlinear s.
kuzey amerika buzul çağında ikinci buzul arasına ait yarmouth s.
40 ile 60'lı yaşlar arasına ait midlife s.
tavan arasına benzeyen loftlike s.
(işlemciler arasına) çift operatör yerleştirilen infix s.
başka maddelerin arasına giren interpenetrative s.
diğerleri arasına kurulmuş interset s.
arasına denk gelecek şekilde mean [obsolete] zf.
Phrasals
arasına yetişmek get between f.
akan trafiğin arasına girmek cut in f.
arasına (veri) eklemek cut in f.
devrenin arasına (elemanı) yerleştirmek cut in f.
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek fall between (two things) f.
(bir şeylerin) arasına girmek fall between (two things) f.
(bir şeyle başka bir şey/iki şey) arasına düşmek fall between (something and something else) f.
(bir şeylerin) arasına girmek fall between (something and something else) f.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between f.
(bir kişi veya şeyle başka bir kişi veya şey/iki kişi veya şey) arasına girmek/sızmak get between (someone or something and someone or something else) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına dağıtmak intersperse (something) between (something) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına dağıtmak intersperse something between something f.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something) f.
(iki kişi veya şey) arasına girmek/adım atmak step between (someone or something and someone or something else) f.
sözün/lafın/işin arasına girmek/atlamak burst in f.
söz/laf arasına atılmak burst in f.
arasına koymak interpose with f.
arasına serpiştirmek intersperse among f.
(kalabalığa/insanların arasına) karışmak mingle in (with someone) f.
(birini/birilerinin) arasına sokmak interpose someone between people f.
birini bir şeyin arasına katmak count someone among something f.
(iki şeyin) arasına düşmek fall between (two things) f.
(bir şeyle başka bir şeyin) arasına/ortasına düşmek fall between (something and something else) f.
(bir şeyle/biriyle) arasına mesafe koymak distance (oneself) from (someone or something) f.
arasına girmek get in f.
arasına katmak bring on f.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına dahil etmek list (someone or something) as one of (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına katmak list (someone or something) as one of (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) bir listedeki (kişiler/şeyler) arasına eklemek list (someone or something) as one of (someone or something) f.
biriyle birinin arasına girmek pry off f.
biriyle birinin arasına girmek pry (someone or something) off of (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına almak slot (someone or something) in f.
arasına/içine sıkıştırmak stick in f.
(bir şeyin) arasına/içine sıkıştırmak stick into (something) f.
arasına dalmak wade into someone or something f.
arasına girmek wade into someone or something f.
arasına dalmak wade in someone or something f.
arasına girmek wade in someone or something f.
tartışmanın, anlaşmazlığın, kavganın arasına girmek wade into f.
bir şeyi bir şeyin arasına sokmak interpose something in (to) something f.
bir şeyi bir şeyin arasına sıkıştırmak interpose something in (to) something f.
lafın arasına bir şey sokmak interpose something in (to) something f.
bir şeyin arasına bir şeyle girmek interpose something in (to) something f.
arasına katmak/dahil etmek mix in (with) f.
arasına katılmak mix into f.
arasına katmak/karıştırmak mix into f.
arasına dahil etmek mix into f.
arasına girmek nose in on f.
satır arasına bir şey sokmak strip something in f.
satır arasına bir şey eklemek strip something in f.
arasına girmek/katılmak throw in f.
hikayenin/senaryonun arasına ekleme yapmak write in f.
metnin içine/arasına eklemek write in f.
bir hikayenin arasına bir sahne/karakter sokmak write in f.
bir şeyi keserek arasına bir tasarım yapmak inlay with (something) f.
bir şeyi keserek arasına dekoratif bir dolgu yapmak inlay with (something) f.
bir şeyi şekilli olarak kesip arasına dekoratif bir dolgu yapmak inlay something with something f.
bir şeyin arasına bir şey serpiştirmek intersperse something with something f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) yerleştirmek plant (something) on f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) koymak plant (something) on f.
programının arasına sıkıştırmak pen in f.
arasına sokmak slot in f.
grubun arasına karışmak/bir parçası olmak slot in f.
önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak/almak slot in f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) arasına dahil etmek count (someone or something) among (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) arasına katmak count (someone or something) among (something) f.
birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin arasına koymak put someone or something among someone or something f.
birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin arasına sokmak put someone or something among someone or something f.
birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin arasına atmak put someone or something among someone or something f.
birilerinin arasına/içine karışmak assimilate with some people f.
birilerinin arasına katılmak assimilate with some people f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına dalmak/girmek break in on (someone or something) f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına girmek butt in (on someone or something) f.
(bir şeyin) arasına girmek butt into (something) f.
(iki kişinin) arasına girmek come between (someone and someone else) f.
(biriyle başka birinin) arasına girmek come between (someone and someone else) f.
(iki veya daha fazla kişinin) arasına girmek come between (two or more people) f.
(iki veya daha fazla kişinin) arasına girmek come between (two or more people) f.
(bir şeyin) arasına girmek cut in on (something) f.
dans eden bir çiftin arasına girip birinin yerini almak cut into f.
dans eden bir çiftin arasına girip birinin yerini almak cut to f.
arasına girmek cut through f.
(araçla bir şeylerin) arasına girmek/dalmak drive in f.
(araçla bir şeylerin) arasına girmek/dalmak drive into f.
(araçla) birilerinin/bir şeylerin arasına girmek/dalmak drive something into someone or something f.
(araçla) birilerinin/bir şeylerin arasına girmek/dalmak drive into someone or something f.
(bir grubun) arasına/ortasına düşmek fall among (a group) [dated] f.
arasına girmek fall between f.
arasına düşmek fall between f.
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına koymak intersperse (something) between (something) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına serpiştirmek intersperse (something) between (something) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) arasına yerleştirmek intersperse (something) between (something) f.
(birilerinin/bir şeylerin) arasına girmek get between (someone or something) f.
(birilerinin) arasına girmek/dahil olmak get in with (someone) f.
(biriyle/bir şeyle başka birinin/bir şeyin) arasına girmek/sızmak go between (someone or something and someone or something else) f.
(birini/bir şeyi bir grubun/topluluğun) arasına dahil etmek include (someone or something) among (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) arasına sokmak/katmak include (someone or something) among (something) f.
'-in arasına sokmak/almak include in f.
keserek arasına bir tasarım yapmak inlay with f.
kesip arasına dekoratif bir dolgu yapmak inlay with f.
arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak insert between f.
(iki şeyin) arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak insert between (two things) f.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert in (something) f.
(bir şeyin) içine/arasına yerleştirmek insert in (something) f.
(bir şeyin) içine/arasına koymak/sokmak insert into (something) f.
(bir şeyin) içine/arasına yerleştirmek insert into (something) f.
(birini bir şeyin) arasına katmak integrate (someone) with (something) f.
(lafın arasına bir şey) sokmak/sıkıştırmak interject (someone or something) into (something) f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına/içine karışmak intermingle with (someone or something) f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına/içine karıştırmak intermingle with (someone or something) f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına/içine katılmak intermingle with (someone or something) f.
(birilerinin/bir şeyin) arasına/içine katmak intermingle with (someone or something) f.
bir şeyi bir şeyin arasına/içine katmak/karıştırmak intermingle something with something f.
(birini/kendini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına koymak interpose (one, oneself, or something) between (someone or something) f.
birilerinin/bir şeylerin arasına koymak interpose between people or things f.
-in arasına sokmak interpose in f.
'-in arasına sıkıştırmak interpose in f.
'-in arasına girmek interpose in f.
(bir şeyi bir şeyin) arasına serpiştirmek/serpmek intersperse (something) among (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) arasına dahil etmek/katmak intersperse (something) among (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) arasına karıştırmak intersperse (something) among (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) arasına koymak/yerleştirmek intersperse (something) among (something) f.
arasına dağıtmak intersperse between f.
arasına koymak intersperse between f.
arasına serpiştirmek intersperse between f.
arasına yerleştirmek intersperse between f.
arasına bir şey serpiştirmek intersperse with f.
(birilerinin) arasına girmek intervene between (multiple people) f.
(bir şeyin) arasına sıkıştırmak jam into (something) f.
(birini başka birilerinin) arasına katmak join (someone) with (someone else) f.
arasına katılmak latch onto f.
arasına katılmak latch on to f.
(bir şeyin) arasına girmek/katılmak merge into (something) f.
(kalabalığa/insanların arasına) karışmak mingle in f.
(kalabalığa/insanların arasına) karışmak mingle with (someone) f.
-in arasına koymak put among f.
-in arasına sokmak put among f.
-in arasına atmak put among f.
(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak sandwich (someone or something) between (someone or something else) f.
(biriyle/bir şeyle birinin/bir şeyin) arasına girmek stand between (someone or something) and (someone or something) f.
duvarlar arasına kapatmak wall up f.
(iki kişi/şey) arasına sıkışmak wedge between (someone or something) f.
(iki kişi/şey) arasına sıkıştırmak wedge between (someone or something) f.
iki kişi/şey arasına sıkışmak wedge between people or things f.
iki kişi/şey arasına sıkıştırmak wedge between people or things f.
arasına sıkışıp kalmak wedge in f.
arasına sıkıştırmak wedge in f.
insan yığınının arasına dalmak pile on f.
Colloquial
satır arasına mesaj gizleyen sözcük veya deyim dog whistle i.
başı bir kadının memeleri arasına koyup ağızla sürat teknesi sesi çıkararak iki yana sallama motorboating i.
arasına yerleştirmek/koymak insert (something) between (something and something else) f.
başı bir kadının memeleri arasına koyup ağızla sürat teknesi sesi çıkararak iki yana sallamak motorboat f.
buzun içine/arasına/üstüne koyarak soğuk tutmak ice down f.
(bir şeyin) içine/arasına sızmak infiltrate (something) f.
Idioms
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç submarine (sandwich) i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç hoagie i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç submarine i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç hoagy i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç torpedo i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç grinder i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç poor boy i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç hero i.
(bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç hero sandwich i.
zengin ve ünlü insanların arasına karışıp onlarla arkadaşlık eden kimse a social climber i.
en iyiler arasına katılma fırsatı room at the top i.
arasına/yakınına alma house room i.
arasına/yakınına kabul etme house room i.
kollarının arasına almak fold (someone) in (one's) arms f.
(şaka yollu) biz fanilerin arasına karışmak sit below the salt f.
(şaka yollu) biz fanilerin arasına karışmak sit beneath the salt f.
etle tırnak arasına girmek (girilmez) go between the bark and the tree f.
arasına bariyer koymak drive a wedge between f.
arasına mesafe koymak keep someone at arm's length f.
arasına set koymak/çekmek drive a wedge between f.
arkadaş arasına çıkmamak not show one's face f.
atalarının arasına katılmak be gathered to one's fathers f.
biriyle arasına mesafe koymak keep somebody at arm’s length f.
birisiyle arasına mesafe koymak keep somebody at arm's length f.
birisiyle arasına mesafe koymak put some distance between someone and oneself f.
birisiyle arasına mesafe koymak hold somebody at arm's length f.
iki şey arasına çizgi çizmek draw a line between f.
kuyruğunu bacaklarının arasına almak one's tail between one's legs f.
kuyruğunu bacaklarının arasına alıp tüymek turn tail and run f.
normal sınırları arasına getirmek bring something within a range f.
kollarının arasına almak enfold in one's arms f.
kabul edenler arasına katılmak come on board f.
(biriyle) arasına güvenli bir mesafe koymak hold (one) at a comfortable distance f.
(biriyle) arasına belli bir mesafe koymak hold (one) at a comfortable distance f.
(birinin) iç çamaşırını hızla çekerek poposunun arasına sokmak give (one) a wedgie f.
sadece sonunu duyduğu bir lafın içine dalmak/arasına girmek pick up stompies [south africa] f.
karı koca arasına girmek go between the bark and the tree f.
normal sınırlar arasına getirmek bring within a range f.
normal sınırlar arasına getirmek bring within range f.
(iki şey) arasına çizgi çizmek draw a line between (two things) f.
(iki şey) arasına sınır koymak/çizmek draw a line between (two things) f.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek draw the line between something and something else f.
bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek draw the line between something and something else f.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek draw a line between something f.
bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek draw a line between something f.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek draw the line between f.
bir şeyle bir şey arasına çizgi çizmek draw a line between f.
(birilerinin/bir şeylerin) arasına bariyer koymak drive a wedge between (someone or something) f.
(birilerinin/bir şeylerin) arasına set koymak/çekmek drive a wedge between (someone or something) f.
(iki kişinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between a and b f.
(iki kişinin) arasına set koymak/çekmek drive a wedge between a and b f.
(iki kişinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between someone and someone f.
(iki kişinin) arasına set koymak/çekmek drive a wedge between someone and someone f.
(biriyle birinin) arasına bariyer koymak drive a wedge between someone and someone f.
(biriyle birinin) arasına set koymak/çekmek drive a wedge between someone and someone f.
birini kollarının arasına almak fold somebody in your arms f.
(biriyle) arasına belli bir mesafe koymak hold (one) at a distance f.
(biriyle) arasına belli bir mesafe koymak hold (one) at arm's length f.
(biriyle/bir şeyle) arasına belli bir mesafe koymak hold (someone or something) at bay f.
biriyle/bir şeyle arasına belli bir mesafe koymak hold someone or something at bay f.
biriyle/bir şeyle arasına belli bir mesafe koymak keep someone or something at bay f.
(biriyle) arasına mesafe koymak keep (one) at arm's length f.
(biriyle/bir şeyle) arasına mesafe koymak keep (one's) distance from (someone or something) f.
başka insanların arasına karışmadan sakin bir yaşam sürmek keep yourself to yourself f.
arasına katmak mix and mingle f.
arasına karıştırmak mix and mingle f.
arasına almamak not give house room f.
arkadaş arasına çıkmamak not show face f.
(biriyle/bir şeyle) arasına mesafe koymak put some distance between (someone or something) f.
biriyle biri/bir şey arasına mesafe koymak put some distance between someone and someone/something f.
kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp kaçmak run away with (one's) tail between (one's) legs f.
(birilerinin) arasına nifak sokmak set (someone) by the ears f.
(biriyle/bir şeyle) arasına mesafe koymak wash (one's) hands of (someone or something) f.
ünlü insanlar arasına to the stars zf.
kuyruğunu bacaklarının arasına alarak with one's tail tucked between one's legs expr.
kuyruğunu bacaklarının arasına alarak with your tail tucked between your legs expr.
konuların, fikirlerin, tartışmanın arasına into the pot expr.
Law
(para destesinin arasına konan) boya paketi dye pack i.
Industry
kauçuk malzeme fabrikasında kumaş katmanları arasına kauçuk malzeme yerleştiren işçi booker i.
eriyik magmanın kayaçlar arasına girmesi injection i.
Advertising
başıyla sonu arasına başka reklamlar giren iki parçalı televizyon reklamı bookend i.
Technical
yeniden arasına sokma reinsertion i.
iki ahşap çubuk arasına kurulmuş kablo/ip germe aparatı twister i.
iki ahşap çubuk arasına kurulmuş kablo/ip germe aparatı spanish windlass i.
bir tüpün katotu ve elektrotu arasına uygulanan düzgün gerilim grid bias i.
farklı iki iklim arasına yerleştirilmiş kapı kanatlarının davranışları behaviours of door leaves placed between two different climates i.
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving i.
su boruları arasına yerleştirilen üst ısıtıcı interdeck superheater i.
daktiloda satır arasına yazı yazmaya imkan tanıyan kol automatic line finder i.
lambri ile duvar arasına yerleştirilen bariyer block i.
hareketli iki kolu arasına kristal yüzeyler yerleştirilmiş bir gönyemetre türü contact goniometer i.
(5 katlı panelde) iç ve dış katmanlar arasına yapıştırılan kaplama crossbanding i.
eski lokomotiflerde kalkış sırasında sürtünmeyi arttırmak için tekerlek ile ray arasına kum dökme vazifesi gören boru sand gall i.
eski lokomotiflerde kalkış sırasında sürtünmeyi arttırmak için tekerlek ile ray arasına kum dökme vazifesi gören boru sand pipe i.
hasarı önlemek için kargo kutusundaki eşyalar arasına yerleştirilen malzeme divider i.
(stereoskopik incelemede) fotoğraf ile ölçüm noktası arasına yerleştirilen özel bir işaret floating mark or dot i.
arasına gelmek intervene f.
iki şey arasına bir şey sokmak interpolate f.
kolay ayrılması için pul, kupon gibi arasına delikler basmak perforate f.
(boş kağıtları) kaymamaları için baskıdan çıkma sıralarıyla basılı kağıtlar arasına koymak sheet f.
ışınlar veya yarıçaplar arasına yerleştirilmiş interradiant s.
küçük ametal atom veya iyonlarının daha büyükler arasına yerleşik bulunduğu (katı yapısı) interstitial s.
küçük ametal atom veya iyonlarının daha büyükler arasına yerleşik bulunduğu (katı yapısı) intersticial s.
Computer
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving i.
metni ve multimedyayı yapılandırmak ve belgeler arasına bağlantılı metin bağları yerleştirmek için kullanılan bir biçimleme dili html i.
(arasına karbon kağıt yerleştirilen) kağıt form destesi fanfold i.
tabakalar arasına giren intrusive s.
(deste, defter) arasına karbon kağıt koyularak düzenlenen fanfold s.
Electric
çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi birdcaging i.
çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi bird-caging i.
büyük şişeye geçen elektrik miktarını belirtmek için elektrikli makineyle büyük bir şişe veya pil arasına koyulan leyden şişesi unit jar i.
bir faz ile nötr arasına bağlanan connected between one phase and neutral s.
Mechanic
(birden çok silindirli içten yanmalı motorda) devrede batarya veya mıknatıs ile farklı silindirlere uygun vibratörsüz kullanılan bobinlerin arasına yerleştirilen indüksiyon bobini ve vibratör master vibrator i.
somun ile boru arasına yerleştirilerek sızdırmazlığı sağlamak için sıkıştırılan halka olive i.
(yüzler arasına sıkıştırılabilir madde yerleştirerek) birleşim yerini kapatmak pack f.
Textile
ayakkabının dış derisi ile astar arasına yerleştirilen, ayak parmağını destekleyen malzeme toe puff i.
yalıtımı arttırmak için döşemeyle halı arasına serilen kalın keçe underfelt i.
ipek veya reyondan çözgü iplerinin arasına diğer ipliklerin katılması ile yapılan bir krep crepe marocain i.
Architecture
ağaç çatkıların arasına kerpiç doldurularak yapılmış duvar veya bina nogging i.
yaklaşık olarak m.ö. 1000 ile 700 yılları arasına tarihlenen geometrik sanat döneminde kullanılan yunan sanatına özgü bir süsleme motifi meander i.
tavan arasına bırakmak sollar f.
tavan arasına koymak sollar f.
Construction
dikey saplanmış çiviler arasına gerilen yatay takviye şeridi nogging i.
bir binanın üst katındaki kirişler arasına inşa edilen kemer trimmer arch i.
kirişler arasına döşenen kendinden destekli çatı kaplama birimi decking i.
yürüyen merdivenlerin üst ve alt kısımlarında bulunup basamaklarla zemin arasına nesnelerin sıkışmasını engelleyen dişli plaka comb i.
çapraz yerleştirilmiş çıtalara destek için iki kiriş arasına uzunlamasına yerleştirilen çıta counterlath i.
ahşap çatkıların arasına tuğla doldurmak nog f.
tuğlaların arasına sıva çekmek tuck-point f.
betonu dökmeden önce (sağlamlaştırıcı parçayı) iki nokta arasına belirli bir şekilde yerleştirmek drape f.
Woodworking
(ahşap gemi çerçeveleri arasına ilave olarak yerleştirilen) ince uzun yapılı kereste rider i.
Furniture
şilte ile yay arasına destek sağlaması için yerleştirilen ince ve sert bir levha bed board i.
şilte ile yay arasına destek sağlaması için yerleştirilen ince ve sert bir levha bedboard i.
Automotive
egzoz borusu ile susturucu arasına yerleştirilen y-biçimli eleman exhaust cutout i.
klima buharlaştırıcısı ile kompresörü arasına yerleştirilen valf suction throttling valve i.
Railway
hareket halindeki buharlı lokomotifin su alabilmesi için raylar arasına yerleştirilmiş uzun ve sığ oluk track pan i.
rayın sabit durması için ray ve ray yatağı arasına konulan ahşap bir takoz key i.
Marine
uzatma ağlarında ıskartayı engellemeye yönelik kurşun yaka ile ağ arasına donatılan daha geniş göz açıklığına sahip ağ guarding net i.
gemi ile iskele arasına gerilen ağ save-all i.
Medical
doğum esnasında vajina ile anüs arasına kesi yapılarak doğumun kolaylaştırılması episiotomy i.
doku arasına uygulanan brakiterapi interstitial brachytherapy i.
periton ile ven arasına konullan şant denver shunt i.
plevra zarları arasına hava kaçması pneumothorax i.
periton ile ven arasına konullan şant peritoneovenous shunting i.
periton ile venöz sistem arasına şant konulması peritoneovenous shunting i.
(kan geçişinin sağlanması için) kan damarları arasına açılmış kanal shunt i.
(iğne) cilt katmanları arasına giren intracutaneous s.
(iğne) cilt katmanları arasına giren intradermal s.
Anatomy
kafa tasının parietal ve frontal kemikleri arasına uygulanan bir dikiş coronal suture i.
göğüs kafesi ve kürek kemiğinin omuz çıkıntısı arasına ait thoracicoacromial s.
kaş arasına ait glabellar s.
Printing
baskı makinesinde baskı yüzeyi ile basılacak kağıt arasına yerleştirilen tabaka timpan i.
düzgün baskı için plaka ile tabanı arasına yerleştirilen parça interlay i.
(baskı plakasının) arasına ek plaka yerleştirmek interlay f.
(baskı plakasının) arasına ek plaka koymak interlay f.
Gastronomy
kızarmış tortilla ekmeği arasına et, peynir, doğranmış sebze ve yeşillik koyularak hazırlanan yemek chalupa i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç torpedo i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç submarine sandwich i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç sub sandwich i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç sub i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç hero i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç bomber i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç wedge i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç submarine i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç zep i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç grinder i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç cuban sandwich i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç poor boy i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç italian sandwich i.
fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç hero sandwich i.
iki tortilla arasına erimiş peynir konularak yapılan bir çeşit yemek quesadilla i.
çavdar ekmeği arasına konserve sığır eti, isviçre peyniri ve lahana turşusu koyularak hazırlanan sıcak sandviç reuben i.
çavdar ekmeği arasına konserve sığır eti, isviçre peyniri ve lahana turşusu koyularak hazırlanan ızgara sandviç reuben sandwich i.
bisküvi arasına koyularak yenen bir marşmelov tatlısı s'more i.
sığır, domuz veya kuzu etinin arasına yağ tabakaları yerleştirerek mermere benzetmek marble f.
Geometry
iki nokta arasına çizilebilecek en kısa çizgi right line i.
Agriculture
başka mahsulün arasına ekilen mahsul interplant i.
mahsul sıraları arasına ekim yapma intertillage i.
mahsul sıraları arasına ekmek intertill f.
Forestry
üzerinde kütüklerin çekildiği bir hat oluşturmak için iki ağaç arasına gerilen çelik halat skyline i.
Literature
latin edebiyatının m.s. 14 ile 138 yılları arasına denk gelen dönemi silver age i.
Linguistics
telafuzu kolaylıştırmak için iki ünsüzün arasına tek bir ünsüzün getirilmesi anaptyxis i.
özne ile yüklem arasına yan tümcelerin girdiği bir dilbilgisel yapı involution i.
iki alternatif arasına konan işaret solidus i.
parantez arasına alarak koymak parenthesize f.
parantez arasına alarak koymak parenthesise f.
eş anlamlılar arasına dahil etmek synonymise f.
History
yaklaşık 1000 ile 1400 yılları arasına tekabül eden, etkileri özellikle avrupa ve kuzey amerika'da hissedilen birkaç derecelik küresel sıcaklık artışı medieval warm period i.
yaklaşık 1000 ile 1400 yılları arasına tekabül eden, etkileri özellikle avrupa ve kuzey amerika'da hissedilen birkaç derecelik küresel sıcaklık artışı medieval warm epoch i.
Archaeology
ilkel topluluklarda görülen, ölüyü ağaç dalları arasına veya içi boş ağaç gövdesine defnetme uygulaması tree burial i.
taş devri'nin yaklaşık 15.000 yıl önce başlayan, paleolitik ve neolitik dönemler arasına denk gelen bölümü mesolithic age i.
girit'in m.ö. 3000 ile 1100 yılları arasına tarihlenen tunç çağı kültürü minoan civilisation i.
girit'in m.ö. 3000 ile 1100 yılları arasına tarihlenen tunç çağı kültürü minoan culture i.
tersiyer dönem'in oligosen ile pliyosen evreler arasına denk gelen evresine ait veya ilişkin miocene s.
tersiyer dönem'in oligosen ile pliyosen evreler arasına denk gelen evresine ait veya ilişkin miocenic s.
Environment
türe ait bireylerin gruplar halinde yaşama veya diğer türlerin bireyleri arasına dağılma eğilimi sociability i.
Geography
kuzey amerika'nın kretesa dönemi'nin colorado ve laramie arasına tarihlenen alt dönemine ait veya ilişkin montana s.
Geology
tortul yatakların arasına sızan ve üst tabakanın kubbe gibi şişmesine neden olan magmatik kaya kütlesi laccolite i.
tortul yatakların arasına sızan ve üst tabakanın kubbe gibi şişmesine neden olan magmatik kaya kütlesi laccolith i.
tabakalar arasına giren kaya intrusion i.
magmanın kayaçlar arasına sızarak oluşturduğu daire veya mercek şeklindeki intrüsif volkanik kayaç kitlesi lopolith i.
eriyik haldeyken tortul kayaçların, volkanik yatakların veya başkalaşım kayaçlarının foliasyonlarının arasına dolan yassı volkanik kayaç kitlesi sill i.
tabakalar arasına yerleştirmek interstratify f.
Military
yakılarak düşman gemileri arasına salıverilen gemi fire ship i.
Sport
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma yöntemi face-off i.
at yarışında bitiş direklerinin arasına gerilmiş tel wire i.
(körling) pist veya saha boyunca orta çizgi ile hedef noktası arasına çizilen mesafe çizgisi hogscore i.
(buz hokeyi) rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatma face-off i.
(buz hokeyi) hakemin rakip takımlar arasına pakı bırakarak oyunu başlatması face-off i.
(buz hokeyinde hakem) oyunu başlatmak için pakı rakip takımlar arasına bırakmak face f.
(buz hokeyinde hakem) pakı rakip takımlar arasına bırakarak oyunu başlatmak face f.
(körling ve çim topunda) kendi taşını veya kukasını rakiple taşı veya kukası arasına koyarak korumak guard f.
Basketball
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top jump ball i.
Football
rakip oyuncunun dizleri arasına omuz getirilerek gerçekleştirilen kural dışı bir blok hareketi chop block i.
Baseball
iç saha oyuncusu ile dış saha oyuncusu arasına düşen top texas leaguer i.
Cinema
parlamayı engellemek için kamera ve ışık arasına yerleştiren delikli palet cokuloris i.
Librarianship
kitap arasına yerleştirilen, harf indeksine benzer şekilde yarım ay biçimli boşluk notch i.
Mythology
zeus'un yıldızların arasına yerleştirdiği, atlas'ın beş kızı ve pleiades'in kızkardeşleri hyades i.
Printery
sözcükte heceler arasına yerleştirilmiş nokta centred dot i.
mürekkebin bulaşmaması için yeni basılan sayfalar arasına yerleştirilen boş kağıt interleaf i.
metin arasına geçici yer kaplaması için eklenmiş uydurma metin placeholder i.
parantez arasına alarak koymak parenthesize f.
parantez arasına alarak koymak parenthesise f.
(basılı kağıtlar arasına) temiz kağıt yerleştirmek slipsheet f.
arasına bir şey eklenemeyen (sayfa, satır) tight s.
satır arasına eklenmiş interlineal s.
satır arasına yazılmış interlineary s.
Engineering
(iki bitişik parçayı) arasına nesne sokulabilecek şekilde ayırmak pack f.
Ornithology
kuşların paraziti engellemek için tüylerinin arasına karıncaları koyması anting i.
Slang
iç çamaşırının poponun arasına sıkışması melvin i.
iç çamaşırının poponun arasına girmesi melvin i.
birinin iç çamaşırını arkadan çekip poposunun arasına sıkıştırarak/sokarak yapılan eşek şakası melvin i.
(birinin) iç çamaşırını hızla çekerek poposunun arasına sokmak give (one) a melvin f.
(birinin) iç çamaşırını/pantolonunu hızla çekerek poposunun arasına sokmak give someone a melvin f.
arasına bozuk para koyarak kapıyı açık tutmak penny f.