savurmak - Türkçe İngilizce Sözlük

savurmak

"savurmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
savurmak hurl f.
Genel
savurmak chuck f.
He chucked his keys on the nightstand, entering his bedroom.
Yatak odasına girerken anahtarlarını komodinin üzerine savurdu.

More Sentences
savurmak swing f.
Don’t swing your fists at me! I won’t fight you.
Yumruklarını bana savurma! Seninle dövüşmeyeceğim.

More Sentences
savurmak toss about f.
The little boat, tossed about by the angry waters, appeared and disappeared in the waves.
Kızgın suların savurduğu küçük tekne, dalgaların arasında bir görünüp bir kayboluyordu.

More Sentences
savurmak toss f.
The European textiles and clothing sector has been tossed on many threatening and stormy seas.
Avrupa tekstil ve giyim sektörü birçok tehdit edici ve fırtınalı denizde savrulmuştur.

More Sentences
savurmak swish f.
The basketball player swished the ball through the net.
Basketbol oyuncusu topu fileye doğru savurdu.

More Sentences
savurmak throw f.
If she hadn't been wearing a seat belt, she would be thrown sharply forward.
Eğer emniyet kemeri takmamış olsaydı, hızla öne doğru savrulacaktı.

More Sentences
savurmak send f.
The blowout sent the car to the barriers.
Patlama aracı bariyerlere savurdu.

More Sentences
savurmak fork f.
savurmak scatter f.
savurmak dash f.
savurmak throw about f.
savurmak wave around f.
savurmak chuck away f.
savurmak hurtle f.
savurmak cudgel f.
savurmak blow about f.
savurmak bung f.
savurmak winnow f.
savurmak fan f.
savurmak cast f.
savurmak lavish f.
savurmak spend extravagantly f.
savurmak brandish f.
savurmak flap f.
savurmak fling f.
savurmak flourish f.
savurmak lance f.
savurmak eventilate [obsolete] f.
savurmak yend f.
savurmak yerk [dialect] f.
savurmak ding [dialect] f.
savurmak overthrow f.
savurmak disgregate f.
savurmak disperple f.
savurmak drive f.
savurmak peck [dialect] f.
savurmak powder f.
savurmak fire f.
savurmak shag f.
savurmak slight [obsolete] f.
savurmak stram f.
savurmak wield f.
Öbek Fiiller
savurmak toss around i.
savurmak toss around f.
savurmak throw around f.
savurmak hurl around f.
savurmak thump down f.
savurmak run out f.
Konuşma Dili
savurmak chuck f.
Argo
savurmak piff s.

"savurmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 180 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
savurmak (tehdit, küfür vb'ni) hurl f.
Leah hurled racial epithets at the group protesting in the street.
Leah sokakta protesto yapan gruba ırkçı sözler savurdu.

More Sentences
tehditler savurmak make threats f.
Your father made threats, too, and look how that ended.
Baban da tehditler savurdu ve nasıl bittiğine bak.

More Sentences
yere savurmak fling f.
The little boy flung his little brother.
Küçük çocuk erkek kardeşini yere savurdu.

More Sentences
Öbek Fiiller
havaya savurmak blow off f.
Part of our roof was blown off in last night's storm.
Dün gece fırtınada çatımızın bir kısmı havaya savruldu.

More Sentences
yumruk savurmak swing at f.
I took a swing at Tom.
Tom'a bir yumruk savurdum.

More Sentences
Genel
ekinleri savurmak için kullanılan ahşap kürek shaul i.
har vurup harman savurmak launch out f.
har vurup harman savurmak dissipate f.
saçıp savurmak prodigalize f.
yumruk savurmak swing f.
yelkenleri savurmak jibe f.
saçıp savurmak squander away f.
tahıl savurmak fan f.
har vurup harman savurmak make the money fly f.
havaya savurmak (samandan ayırmak için tahıl tanelerini) winnow f.
dirgen ile savurmak pitchfork f.
har vurup harman savurmak waste f.
saçıp savurmak spend prodigally f.
savurmak pala çalmak wield f.
saçıp savurmak squander f.
saçıp savurmak waste f.
harman savurmak winnow f.
har vurup harman savurmak blue f.
saçıp savurmak scatter f.
havaya savurmak waste f.
yelkenleri savurmak gybe f.
para savurmak have money to burn f.
savurmak (sopayı/bastonu) swing f.
savurmak (kollarını) fling f.
har vurup harman savurmak waste away f.
tehditler savurmak bluster f.
har vurup harman savurmak squander f.
savurmak (sopa, baston vb) swing f.
(samandan ayırmak için) (tahıl tanelerini) havaya savurmak winnow f.
saçını savurmak flip one's hair f.
tehdit savurmak make threat f.
tehditler savurmak utter threats f.
tehdit savurmak utter threat f.
sağa sola tehditler savurmak ramp f.
hızla savurmak throw f.
tehditler savurmak thunder f.
aniden savurmak let fly f.
yukarı savurmak uphurl f.
yukarı savurmak upsend f.
(beysbol veya softbolda) sopayı savurmak whiff f.
(kılıç dansında) ıslık sesi çıkararak kılıcı savurmak whiffle f.
(rüzgarla) savurmak whiffle f.
har vurup harman savurmak riot f.
har vurup harman savurmak despend f.
tehditler savurmak ruffle f.
(hakaretler) savurmak belch f.
arabayı sağa sola savurmak fishtail f.
balyoz darbeleri savurmak sledge f.
balyoz darbeleri savurmak sledgehammer f.
yumruk savurmak poke f.
har vurup harman savurmak sport f.
har vurup harman savurmak spend f.
saçıp savurmak spend f.
Öbek Fiiller
har vurup harman savurmak piddle away f.
har vurup harman savurmak squander away f.
saçıp savurmak squander away f.
har vurup harman savurmak ladle out f.
har vurup harman savurmak throw away f.
oradan oraya savurmak whisk (one) around f.
yana/kenara atmak/fırlatmak/savurmak fling (someone or something) aside f.
etrafa savurmak scatter around f.
etrafa savurmak scatter something about f.
etrafa savurmak scatter something around f.
etrafa savurmak scatter about f.
bir yerden bir yere savurmak toss about f.
tahılı samandan ayırmak için dövülmüşünü rüzgara karşı savurmak winnow from (something) f.
tahıl savurmak winnow from (something) f.
(birine hakaretler) savurmak lob (something) at f.
(birine veya bir yere bir şey) savurmak lob (something) at f.
(bir şeyi birinden veya bir şeyden) uzağa savurmak hurl something away (from someone or something) f.
(birinden veya bir şeyden) uzağa savurmak hurl away (from someone or something) f.
(bir tarafa) doğru savurmak swing to (someone or something) f.
küfür savurmak swear out f.
harman savurmak winnow away f.
samanı tahıldan ayırmak için havaya savurmak winnow away f.
içeri savurmak throw in f.
(bir şeyi bir şeye doğru) savurmak dash (something) against (something) f.
(bir şeyi ya da birini bir şeye ya da birine doğru) savurmak dash someone or something against someone or something f.
harman savurmak thresh out f.
(birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/savurmak knock (someone or something) to (something) f.
üstüne savurmak throw on f.
-e yumruk savurmak swipe at f.
(birine/bir şeye) yumruk savurmak/sallamak swipe at (someone or something) f.
'-e savurmak plunge in f.
bir şeyi etrafa savurmak/yaymak scatter something about f.
bir şeyi etrafa savurmak/yaymak scatter something around f.
etrafa savurmak cast around f.
etrafa savurmak cast about f.
yere savurmak dash down f.
'-e doğru savurmak dash against f.
har vurup harman savurmak riot away f.
yana/kenara atmak/fırlatmak/savurmak fling aside f.
(bir duygu içinde) ellerini kollarını savurmak fling something up (in something) f.
-den uzağa savurmak hurl away f.
birini/bir şeyi yere atmak/savurmak hurl someone or something down f.
vurup uzaklaştırmak/savurmak knock away f.
uzağa fırlatmak/savurmak knock away f.
çarpıp uzağa fırlatmak/savurmak knock away f.
-e vurmak/savurmak knock to f.
'-i şiddetle savurmak lash about f.
'-e savurmak/fırlatmak lob at f.
'-e hakaretler savurmak lob at f.
-in üzerinden savurmak pitch over f.
(birine/bir şeye) yumruk savurmak swing at (someone or something) f.
(birine/bir şeye) yumruk savurmak swing for (someone or something) f.
(birine/bir şeye) doğru savurmak throw to (someone or something) f.
'-e savurmak throw to f.
oradan oraya savurmak whisk around f.
Konuşma Dili
bir şeyi savurmak chunk something [rural] i.
har vurup harman savurmak blow f.
havaya saçmak/savurmak blow it all f.
har vurup harman savurmak blow it all f.
har vurup harman savurmak burn f.
elindeki avucundakini müsrifçe harcamak/savurmak burn f.
Deyim
har vurup harman savurmak play ducks and drakes with money f.
har vurup harman savurmak run through f.
har vurup harman savurmak live it up f.
har vurup harman savurmak chuck one's money around f.
har vurup harman savurmak chuck one's money about f.
har vurup harman savurmak live high on the hog f.
har vurup harman savurmak live high off the hog f.
har vurup harman savurmak push the boat out f.
har vurup harman savurmak piddle something away f.
yumruk savurmak throw a punch f.
birine bir yumruk savurmak take a swing at someone f.
(tedavülden kalkıyormuşcasına) saçıp savurmak spend money like it's going out of fashion f.
küfürler savurmak call someone names f.
yumruk savurmak throw punches f.
har vurup harman savurmak play at ducks and drakes f.
(bezginlik, kızgınlık, öfke ile) ellerini kollarını savurmak fling (one's) arms up in (some emotion) f.
ellerini kollarını savurmak fling (one's) arms up f.
har vurup harman savurmak butter (one's) bread on both sides f.
har vurup harman savurmak have money burning a hole in (one's) pocket f.
har vurup harman savurmak butter (one's) bread on both sides f.
saçıp savurmak play ducks and drakes with f.
har vurup harman savurmak play ducks and drakes with f.
(bir hisle) ellerini kollarını savurmak fling (one's) arms up in (some emotion) f.
(bir hisle) ellerini kollarını savurmak fling (one's) hands up in (some emotion) f.
(bir hisle) ellerini kollarını savurmak fling up (one's) hands in (some emotion) f.
(bir hisle) ellerini kollarını savurmak fling up (one's) arms in (some emotion) f.
parayı sağa sola savurmak throw (one's) money around f.
tehditler savurmak shout the odds f.
ellerini kollarını savurmak fling (one's) hands up f.
ellerini kollarını savurmak fling up (one's) hands f.
ellerini kollarını savurmak fling up (one's) arms f.
(birini) yana devirmek/savurmak knock (one) sideways f.
laf sallamak/savurmak let fly with (something) f.
aniden (bir şey) savurmak let fly with (something) f.
boş tehditler savurmak rattle sabers f.
boş tehditler savurmak rattle sabres f.
(bir şeyi) etrafa saçmak/savurmak send (something) flying f.
etrafına tehditler savurmak sell wolf tickets f.
etrafına tehditler savurmak sell woof tickets f.
sağa sola savurmak set adrift f.
har vurup harman savurmak spend like a sailor (on shore leave) f.
-e bir yumruk savurmak take a swing at f.
(birine/bir şeye) bir yumruk savurmak take a swipe at (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bir yumruk savurmak take a swing at (someone or something) f.
eleştiriler yağdırmak/savurmak throw stones f.
hakaretler yağdırmak/savurmak throw stones f.
parayı sağa sola savurmak throw your money around f.
parayı sağa sola savurmak throw your money about f.
Tarım
harman savurmak winnow f.
tahıl savurmak winnow f.
tahıl savurmak wecht [scotland/uk] f.
harman savurmak wecht [scotland/uk] f.
Balıkçılık
ani bir gerilim elde etmek için (balığı) oltanın ucuna bastırarak savurmak butt f.
Beysbol
topu savurmak chop f.
Eski Kullanım
har vurup harman savurmak spill f.
Argo
yumruk savurmak take a swipe at f.
har vurup harman savurmak slather f.
etrafına tehditler savurmak sell wolf ticket f.
har vurup harman savurmak piss on ice f.
yüklü miktarda parayı sağa sola savurmak piss money up the wall f.
saçıp savurmak fuck f.