Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
design engineers
insectivorous
tarafına
Geçmiş
Cümleler
"tarafına"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
tarafına
on one's side
expr.
"tarafına"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 250 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
her tarafına
throughout
zf.
Heat was spread
throughout
the room by the electric stove.
Isı odanın
her tarafına
elektrik sobasıyla yayıldı.
More Sentences
2
Genel
her tarafına
over
ed.
The kids scattered their toys all
over
the living room.
Çocuklar oyuncaklarını oturma odasının
her tarafına
dağıtmışlardı.
More Sentences
3
Genel
sancak tarafına
starboard
i.
4
Genel
denklemin diğer tarafına geçirme
transposition
i.
5
Genel
içi oyulmuş ve bir tarafına insan çehresi şekli verilmiş kabaktan oyuncak fener
jack-o-lantern
i.
6
Genel
tiyatro sahnesinin bir tarafından diğer tarafına uzanan küçük podyum
passerelle
i.
7
Genel
nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calker
i.
8
Genel
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calkin
i.
9
Genel
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş
glance
i.
10
Genel
başka bir tarafına çevirme
obversion
i.
11
Genel
merteklerin alt tarafına iliştirilen izolasyon çubuğu
shredding
i.
12
Genel
düşman tarafına kaçmak
rat
f.
13
Genel
bir tarafına destek koymak (bir şeyin çökmesini önlemek için)
shore up
f.
14
Genel
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
win someone round
f.
15
Genel
her tarafına yayılmak
pervade
f.
16
Genel
yüz tarafına yazmak
enface
f.
17
Genel
birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
win someone over
f.
18
Genel
yüz tarafına basmak (poliçe/fatura)
enface
f.
19
Genel
her tarafına yayılmak
overrun
f.
20
Genel
tarafına çevirmek
range
f.
21
Genel
öbür tarafına geçmek
cross
f.
22
Genel
havuzun derin tarafına atlamak/girmek
go off the deep end
f.
23
Genel
havuzun derin tarafına atlamak/girmek
jump off the deep end
f.
24
Genel
(bir şeyin) yan tarafına çarpmak
broad-side
f.
25
Genel
kendi tarafına çekmek
gain (over)
f.
26
Genel
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak
glance
f.
27
Genel
öteki tarafına geçmek
go round
f.
28
Genel
başka tarafına çevirmek
obvert
f.
29
Genel
her iki tarafına da yerleştirmek
flank
f.
30
Genel
(bir yanı baskılı kağıdın) arka tarafına baskı yapmak
perfect
f.
31
Genel
tarafına gelmek
side
f.
32
Genel
(halat) kendi tarafına çekmek
side
f.
33
Genel
iyi tarafına işaret etmek
smile
f.
34
Genel
dünyanın her tarafına ait
cosmopolitan
s.
35
Genel
iskele tarafına ait
port
s.
36
Genel
(birinin) tarafına geçen
onside
s.
37
Genel
eğrinin dış tarafına ait veya ilgili
outside
s.
38
Genel
bir eğrinin dış tarafına doğru olan
outside
s.
39
Genel
dönüşün dış tarafına ait veya ilgili
outside
s.
40
Genel
bir dönüşün dış tarafına doğru olan
outside
s.
41
Genel
(hanedan armalarında hayvan kuyruğu) hayvanın bir tarafına doğru bükülmüş halde
percussant
s.
42
Genel
her tarafına
about
zf.
43
Genel
akışın alt tarafına
downstream
zf.
44
Genel
caddenin yüksek tarafına doğru
upstreet
zf.
45
Genel
karın tarafına doğru
ventrad
zf.
46
Genel
(gemide) kıç tarafına dönük
astern
zf.
47
Genel
bir tarafından öbür tarafına
across
ed.
48
Genel
tarafına doğru
toward
ed.
49
Genel
tarafına doğru
towards
ed.
50
Genel
-in (her) tarafına
over
ed.
51
Genel
tarafına doğru anlamını veren bir ön ek
on
ök.
52
Genel
tarafına doğru
wards
snk.
Phrasals
53
Öbek Fiiller
kendi tarafına çekmek
gain over
f.
54
Öbek Fiiller
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak
put someone before someone
f.
55
Öbek Fiiller
birini (bir grubun/topluluğun) ön tarafına koymak
place someone before someone
f.
56
Öbek Fiiller
tarafına geçmek
side with someone
f.
57
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak
drool (all) over (someone or something)
f.
58
Öbek Fiiller
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool (all) over someone or something
f.
59
Öbek Fiiller
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak
drool over someone/something
f.
60
Öbek Fiiller
karşı tarafına gitmek
go over (to some place)
f.
61
Öbek Fiiller
her tarafına gres yağı/yağ sürmek
grease up
f.
62
Öbek Fiiller
bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak
saturate (something or some place) with (something)
f.
63
Öbek Fiiller
bir şeyin her tarafına bir şey dağıtmak
strew something with something
f.
64
Öbek Fiiller
bir şeyin her tarafına bir şey saçmak
strew something with something
f.
65
Öbek Fiiller
bir şeyin her tarafına bir şey serpmek/serpiştirmek
strew something with something
f.
66
Öbek Fiiller
her tarafına dağıtmak
strew with
f.
67
Öbek Fiiller
her tarafına saçmak
strew with
f.
68
Öbek Fiiller
her tarafına serpmek/serpiştirmek
strew with
f.
69
Öbek Fiiller
her tarafına (bir şey) yaymak
suffuse with (something)
f.
70
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) her tarafına (bir şey) dolmak
swamp (someone or something) with (something)
f.
71
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) her tarafına sürmek
spread all over (something or some place)
f.
72
Öbek Fiiller
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak
spread all over (something or some place)
f.
73
Öbek Fiiller
bir bilgiyi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaştırmak/yaymak
spread all over (something or some place)
f.
74
Öbek Fiiller
bir şeyin birinin/bir şeyin aleyhinde olacak tarafına ağırlık vermek
weight something against someone or something
f.
75
Öbek Fiiller
ragbi ve amerikan futbolunda top elindeyken sahanın kendine ait olan tarafından rakibe ait olan tarafına koşmak
run back
f.
76
Öbek Fiiller
tavlada taşı kendi tarafına getirmek/toplamak
bear in
f.
77
Öbek Fiiller
(birini) kendi tarafına çekmek
bring (one) over
f.
78
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emekleyerek ilerlemek
crawl across (something)
f.
79
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına emeklemek
crawl across (something)
f.
80
Öbek Fiiller
(bir şeyin) bir tarafından bir tarafına sürünerek/yürüyerek ilerlemek
crawl across (something)
f.
81
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek
get someone or something across something
f.
82
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin karşı tarafına nakletmek
get someone or something across
f.
83
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek
place (someone or something) before (someone or something)
f.
84
Öbek Fiiller
ön tarafına koymak/dizmek/yerleştirmek
place before
f.
85
Öbek Fiiller
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her tarafına dolmak
reverberate throughout (something or some place)
f.
86
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinin/bir şeyin) her tarafına ovarak sürmek/yaymak
rub (something) (all) over (someone or something)
f.
87
Öbek Fiiller
(bir şeyin) her tarafına yayılmak
run through (something)
f.
88
Öbek Fiiller
-i her tarafına yaymak
saturate with
f.
89
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) tarafına geçmek
side with (someone or something)
f.
90
Öbek Fiiller
-in tarafına meyilli olmak
slant toward
f.
91
Öbek Fiiller
öbür tarafa/tarafına geçirmek/taşımak
take across
f.
92
Öbek Fiiller
(bir yerin) her tarafına gitmek
travel over (something or some place)
f.
93
Öbek Fiiller
ikna ederek kendi tarafına çekmek
win around
f.
94
Öbek Fiiller
ikna ederek kendi tarafına çekmek
win round
f.
Phrases
95
İfadeler
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant in favor of (someone or something)
f.
96
İfadeler
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant toward (someone or something)
f.
97
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant something toward someone or something
f.
98
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant something toward someone or something
f.
99
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
slant something toward someone or something
f.
100
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant something in favor of someone or something
f.
101
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant something in favor of someone or something
f.
102
İfadeler
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
slant something in favor of someone or something
f.
103
İfadeler
kafanın üst tarafına
upside the head
expr.
Colloquial
104
Konuşma Dili
bir şeyin diğer tarafına geçmek
get past
f.
105
Konuşma Dili
bir şeyi bir şeyin diğer tarafına geçirmek
get past
f.
106
Konuşma Dili
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell somebody what they can do with something
f.
107
Konuşma Dili
(birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something
f.
108
Konuşma Dili
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına
all around town
expr.
109
Konuşma Dili
şehrin/kasabanın dört bir tarafında/tarafına
all around town
expr.
Idioms
110
Deyim
bardağın dolu tarafına bakmak
look at the bright side
f.
111
Deyim
-nın tarafına/safına katılmak
join the ranks of something
f.
112
Deyim
(birini) kendi tarafına çekmek
get (someone) onside
f.
113
Deyim
(birini) kendi tarafına çekmek
get/keep somebody onside
f.
114
Deyim
arka tarafına/gerisine doğru bakmak
look past
f.
115
Deyim
kuralları/parametreleri kendi tarafına çekmek
move the yardsticks
f.
116
Deyim
kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek
move the yardsticks
f.
117
Deyim
(krikette) topu bilerek sahanın bir tarafına doğru vurmak/göndermek
pick (one's) spot
f.
118
Deyim
-i alıp bir tarafına sok demek
tell what to do with
f.
119
Deyim
-i bir tarafına monte etmesini söylemek
tell what to do with
f.
120
Deyim
-i al bir tarafına sok demek
tell what to do with
f.
121
Deyim
(bir yerin) her tarafına gitmek
travel all over (some place)
f.
122
Deyim
dört bir tarafına dağılmış/yayılmış
scattered from here to breakfast
s.
123
Deyim
birinin/bir şeyin diğer tarafında/diğer tarafına
beyond someone or something
expr.
124
Deyim
birinin/bir şeyin arka tarafında/arka tarafına
beyond someone or something
expr.
125
Deyim
bir matematik denkleminin bir tarafından çıkartılan bir değerin denklemin diğer tarafına eklenmesi gerektiğini hatırlamak için kullanılan bir hatırlatıcı ip ucu
change sides, change signs
expr.
Speaking
126
Konuşma
şimdi işin o tarafına hiç girmeyelim
let's not go down that road
expr.
127
Konuşma
senin tarafına geçtim
I took your side
expr.
Politics
128
Siyasal
düşman tarafına sığınma
defection
i.
Technical
129
Teknik
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı
calk
i.
130
Teknik
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret
i.
131
Teknik
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret nozzle
i.
132
Teknik
itfaiye aracının ön tarafına monte edilmiş monitör
turret pipe
i.
133
Teknik
eksenel kompresörün ön tarafına kurulan kompresör kanatçıklarda bir kademe ayarı
zero stage
i.
134
Teknik
(maden kuyusunun öbür tarafına geçişi sağlayan) maden geçidi
runaround
i.
135
Teknik
newton teleskobunda odağı borunun yan tarafına getirmek için kullanılan ikincil ayna
diagonal
i.
136
Teknik
geminin baş tarafına en yakın direk
foremost
i.
137
Teknik
çelik fırınının döküm potasına olan ihtiyacı ortadan kaldırmak için ön tarafına konulan eklenti
forehearth
i.
138
Teknik
akışın alt tarafına
downstream
zf.
139
Teknik
iskele tarafına doğru
aport
zf.
Mechanic
140
Mekanik
merkezdeki ateşleme odasının iki tarafına yatay olarak karşılıklı yerleştirilmiş iki pistonu bulunan bir motor silindiri türü
opposed-cylinder
i.
Textile
141
Tekstil
kimyasal maddenin alkali ph ortamında noniyonik olma ve ph abit tarafına doğru azaldığına katyonik hale gelmesi özelliği
amphoteric
i.
Construction
142
İnşaat
dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar
neck
i.
143
İnşaat
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
transporter bridge
i.
144
İnşaat
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
aerial transfer bridge
i.
145
İnşaat
kablolar vasıtasıyla hareket eden bir platforma sahip, taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan köprü
ferry bridge
i.
146
İnşaat
taşıtları nehrin diğer tarafına taşıyan kablolu köprünün yolcu veya araçlara ayrılmış bölümü
gondola
i.
Furniture
147
Mobilya
masanın üç tarafına uzanan kanepe
triclinium
i.
Automotive
148
Otomotiv
hızlı spor otomobillerin arka tarafına yerleştirilen hava yönlendirici kanat
spoiler
i.
149
Otomotiv
kamyonet ve van tarzı otomobilden büyük araçların yan tarafına kapı altı seviyesine boydan boya takılan aksesuar basamağı
running board
i.
Traffic
150
Trafik
karayolunun her iki tarafına açılmış eğimli kanal
through cut
i.
Aeronautic
151
Havacılık
yalpa tarafına sapma
favourable yaw
i.
152
Havacılık
uçağın sağ tarafına doğru
astarboard
zf.
Marine
153
Denizcilik
bir geminin denizdeyken iskele veya sancak tarafına doğru eğilmesi
heel
i.
154
Denizcilik
geminin baş tarafına uzanan sabit seren
jib boom
i.
155
Denizcilik
geminin rüzgaraltı tarafına alılan demiri
lee anchor
i.
156
Denizcilik
kanonun devrilmesini önlemek için yan tarafına yerleştirilen kütük
outrigger
i.
157
Denizcilik
kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol
tiller
i.
158
Denizcilik
rüzgar tarafına doğru
leeward
i.
159
Denizcilik
rüzgaraltı tarafına doğru
leeward
i.
160
Denizcilik
dümen yekesini geminin üst veya rüzgar esen tarafına getirmek
up helm
i.
161
Denizcilik
yelken ıskota yakasını çekmek için geminin yan tarafına tutturulmuş meşe parçası
chesstree
i.
162
Denizcilik
yekenin geminin sağ tarafına doğru dönmesi
helm astarboard
i.
163
Denizcilik
karanın etrafından dolaşıp diğer tarafına geçme
doubling a cape
i.
164
Denizcilik
geminin baş tarafına uzanan sabit serenin uzantısı
flying-jib boom
i.
165
Denizcilik
geminin yan tarafına tutturulmuş, gemiye binilmesini sağlayan metal levha veya çubuklar
sea ladder
i.
166
Denizcilik
(yatçılıkta) yatı yakın mesafede takip ederken pruvayı rüzgara çevirerek rüzgar yönünü geminin diğer tarafına alma
slam dunk
i.
167
Denizcilik
geminin baş veya kıç tarafına yakın borda kaplamasının kenarının yukarı yaptığı kavis
sny
i.
168
Denizcilik
gemi bordası tarafına saldırmak
fall aboard of
f.
169
Denizcilik
rüzgar tarafına doğru yatmak
fetch away
f.
170
Denizcilik
rüzgar tarafına doğru yatmak
fetch way
f.
171
Denizcilik
rüzgarüstü tarafına geçmek
get the wind off
f.
172
Denizcilik
rüzgarüstü tarafına geçmek
gain the wind
f.
173
Denizcilik
(rüzgarın diğer tarafına çarpması için) tekneyi veya gemiyi döndürmek
wind [uk]
f.
174
Denizcilik
teknenin yalpa yapmaması için rüzgar tarafına doğru yaslanmak
hike
f.
175
Denizcilik
(gemi veya sandalın) kıç tarafına doğru batmak
bake astern
f.
176
Denizcilik
(geminin baş veya kıç tarafına yakın bulunan borda kaplamasının kenarı) yukarı doğru kıvrılmak
sny
f.
177
Denizcilik
pruvada kıç tarafına göre daha alçak
trim by the bow
s.
178
Denizcilik
rüzgaraltı tarafına ait
leeward
s.
179
Denizcilik
kıç tarafına
abaft the beam
zf.
Petrol
180
Petrol
matkabı engelin bir tarafına döndürmek için petrol kuyusuna yerleştirilen uzun takoz
whipstock
i.
Medical
181
Medikal
hücre zarının bir tarafından diğer tarafına geçiş
traversing the membrane
i.
182
Medikal
uzvun arka tarafına uygulanan çevresel olmayan bir alçı türü
backslab
i.
183
Medikal
karşı tarafına alınan darbe sonucu organın veya vücut parçasının yaralanması
contrecoup
i.
184
Medikal
sinir ekseni tarafına doğru
neurad
zf.
Anatomy
185
Anatomi
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı
treitz's muscle
i.
186
Anatomi
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı
treitz's ligament
i.
187
Anatomi
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar
vena cerebrum internus
i.
188
Anatomi
orta hattan vücudun arka tarafına doğru devam eden ve büyük serebral veni oluşturmak için birleşen iki çift toplardamar
internal cerebral vein
i.
189
Anatomi
(insan kafatasında) kanatsı çıkıntısının iç tarafına denk gelen bir kemik türü
pterygoid bone
i.
190
Anatomi
(omurgalı) uzuv ekseninin arka tarafına ait
postaxial
s.
191
Anatomi
kürek kemiğinin ventral tarafına ait veya ilgili
subscapular
s.
192
Anatomi
vücudun arka tarafına doğru
caudad
zf.
193
Anatomi
vücudun arka tarafına doğru
caudally
zf.
Printing
194
Baskı Teknikleri
yanlışlıkla iki kez tek tarafına basılan sayfa
double
i.
195
Baskı Teknikleri
kağıdın her iki tarafına da braille basma tekniği
interpoint
i.
Math
196
Matematik
denklemin karşı tarafına geçirme
transposal
i.
197
Matematik
üslü denklemi oluşturan değişkeni denklemin sol tarafına çekerek denklemi tersine çevirmek
revert a series
f.
198
Matematik
(terimi) işaretini değiştirerek denklemin diğer tarafına almak
transpose
f.
199
Matematik
denklemin diğer tarafına geçirmeyle ilgili
transpositive
s.
Astronomy
200
Gökbilim
güneşin ters tarafına bakan
antisolar
s.
Zoology
201
Zooloji
erkek tarafına ait
agnatic
s.
202
Zooloji
kalbi ve ana kan damarlarını içererek vücudun omurilik ekseninin ventralindeki tarafına ait
hemal
s.
203
Zooloji
vücudun zıt tarafına ait veya ilişkin
contralateral
s.
204
Zooloji
yapının zıt tarafına ait veya ilişkin
contralateral
s.
Botanic
205
Botanik
gövde ekseninin bir tarafına tek sıra halinde dizilmiş
monostichous
s.
Agriculture
206
Tarım
toprağı sabanın her iki tarafına deviren çift kulaklı pulluk
middle buster
i.
History
207
Tarih
papirüs veya taş gibi bir nesnenin her iki tarafına da yazma
opisthography
i.
208
Tarih
15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi
shell
i.
209
Tarih
her iki tarafına da yazılmış parşömen veya papirüs
opisthographic
s.
Military
210
Askeri
iskele/sancak tarafına devam et! komutu
continue port/starboard
expr.
Sport
211
Spor
popping çizgisinin ön tarafına ve atış çizgisinin gerisine uzanan ve atış çizgisinin her bir kenarına çekilen çizgiler
return creases
i.
212
Spor
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş
glide
i.
213
Spor
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme
disengage
i.
214
Spor
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirme
cutover
i.
215
Spor
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glance
f.
216
Spor
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glide
f.
217
Spor
(eskrimde) kılıcı rakibin kılıcının bir tarafından diğer tarafına geçirmek
disengage
f.
218
Spor
(kriket) sahanın vurucunun karşısındaki tarafına doğru
off
s.
219
Spor
kriket sahasının bacak tarafına dair
on
s.
220
Spor
koşu pistinin iç tarafına doğru giden
inside
s.
221
Spor
oyuncunun baskın el tarafına ait
forehand
s.
222
Spor
oyuncunun baskın el tarafına ait
forehanded
s.
Basketball
223
Basketbol
dört hücum oyuncusunun sahanın bir tarafına toplanıp elinde top olan oyuncuya hareket edecek boş alan bırakması
clear out
i.
Music
224
Müzik
iki tarafına da vurulan büyük bir davul çeşidi
double drum
i.
225
Müzik
taş plağın ters tarafına kayıt yapmak
couple
f.
Theatre
226
Tiyatro
tiyatro sahnesinin bir tarafından öbür tarafına doğru hareket etme
cross
i.
Printery
227
Matbaa
açıldığında içeriği dış tarafına denk gelecek şekilde basılmış kitap
throw-out
i.
228
Matbaa
sayfanın bir tarafına baskı yapmak için ayarlanan baskı bloğu
page
i.
Archaic
229
Eski Kullanım
bir tarafından öbür tarafına
overthwart
ed.
Slang
230
Argo
bir gölün, nehrin diğer tarafına geçmek için kullanılan küçük uçak/hava aracı
puddle jumper
i.
231
Argo
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak
not care a monkey's fart (about something)
f.
232
Argo
(bir şeyi) bir tarafına sallamamak
not give a monkey's fart (about something)
f.
233
Argo
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to put it
f.
234
Argo
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to put it
f.
235
Argo
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell someone where to put (or what to do with) something
f.
236
Argo
(birine) al bir tarafına sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something
f.
237
Argo
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to shove it
f.
238
Argo
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to shove it
f.
239
Argo
(birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell (one) where to stick it
f.
240
Argo
(birine) al bir tarafına sok demek
tell (one) where to stick it
f.
241
Argo
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
tell somebody where to put something
f.
242
Argo
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
tell somebody where to put something
f.
243
Argo
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
tell somebody where to put something
f.
244
Argo
birine bir şeyi alıp bir tarafına sok demek
tell somebody where to stick something
f.
245
Argo
birine bir şeyi bir tarafına monte etmesini söylemek
tell somebody where to stick something
f.
246
Argo
birine bir şeyi al bir tarafına sok demek
tell somebody where to stick something
f.
247
Argo
bir tarafına (sok)
where the sun doesn't shine
zf.
248
Argo
münasip bir tarafına sok!
stick it up your ass!
expr.
249
Argo
al bir tarafına sok
shove it where the sun don't shine
expr.
British Slang
250
İngiliz Argosu
ikna ederek kendi tarafına çekmek
nobble
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of tarafına
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy