think - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

think

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"think" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 40 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
think f. sanmak
think f. düşünmek
General
think i. düşünce
think i. fikir
think i. düşünme
think f. tasarlamak
think f. hatırlamak
think f. anmak
think f. düşünmek
think f. zannetmek
think f. bellemek
think f. aklından geçirmek
think f. tasavvur etmek
think f. ölçünmek
think f. addetmek
think f. saymak
think f. inanmak
think f. aklı almak
think f. ummak
think f. beklemek
think f. aklına sığdırmak
think f. kurmak
think f. anımsamak
think f. görüşünde olmak
think f. tefekkür etmek
think f. mütalaa etmek
think f. niyetlenmek
think f. niyet etmek
think f. hayal etmek
think f. kafa yormak
think f. ölçüp tartmak
think f. varlığına inanmak
think f. mantık süzgecinden geçirmek
think s. düşünmeyle ilgili
think s. düşünmeye ait
think s. düşünce olarak beliren
Irregular Verb
think f. thought - thought
Computer
think expr. düşün
Literature
think s. düşünce yazılarına ait
think s. düşünce yazılarıyla ilgili

"think" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
think of f. düşünmek
make think f. düşündürmek
great minds think alike expr. aklın yolu birdir
General
think tank i. beyin takımı
think-tank i. beyin takımı
think-so i. fikir
think aloud i. sesli düşünme
think piece i. düşünce yazısı
think factory i. düşünce kuruluşu
think factory i. beyin takımı
think factory i. araştırma merkezi
think-tank i. düşünce kuruluşu
think-tank i. beyin takımı
think-tank i. araştırma merkezi
think big f. büyük düşünmek
think back on f. hatırlamak
think of f. aklına getirmek
think twice f. etraflıca düşünmek
think deeply f. derin derin düşünmek
think of f. düşünmek (bir şey yapmayı)
think out well f. tedbirli olmak
think something over f. iyice düşünmek
think of f. hakkında düşünmek
think better of f. düşünüp fikrini değiştirmek
think over f. tekrar düşünmek
think hard f. kafa yormak
think of f. hesaba katmak
think wrong f. yanlış düşünmek
think about f. aklına gelmek
think about f. hakkında düşünmek
think better of it f. fikrini değiştirmek
think up f. tasarlamak
think little of f. önemsiz saymak
think nothing of f. hiçe saymak
think broadly f. enine boyuna düşünmek
think no small beer of oneself f. kendini fasulye gibi nimetten saymak
think wrongly f. yanlış düşünmek
not to think much of f. iyi gözle bakmamak
not to think much of f. gözü tutmamak
think about f. düşünmek (bir şey yapmayı)
think back f. tekrar düşünmek
think out f. planlamak
think ill of somebody f. hakkında kötü düşünmek
think differently f. ayrı düşünmek
think over f. düşünüp taşınmak
think of f. aklından geçirmek
think the world of f. hayranlık beslemek
think the world of f. hayranlık duymak
think better of f. bir şeyi yapmaktan vazgeçmek
think something out f. enikonu düşünmek
think about f. içinden geçirmek
think of f. tasarlamak
think about f. tasarlamak
think about f. uzun uzun düşünmek
think out f. tasarlamak
think something over f. tartmak
think something out f. enine boyuna düşünmek
think something impossible f. imkansız gözüyle bakmak
think fit f. uygun görmek
make somebody think f. düşündürmek
think nothing of it f. önem vermemek
think of f. akıl etmek
think through f. usa vurmak
be unable to think f. kafa kalmamak
think little of f. değer vermemek
think broadly f. geniş düşünmek
think something becoming to f. yakıştırmak
think highly of f. takdir etmek
think oneself important f. kendini bir şey sanmak
think back on f. aklına getirmek
think about f. düşünmek
think of f. aklına gelmek
think ill of f. kötümsemek
think about f. aklına getirmek
think something over f. üzerinde düşünmek
think something over f. enine boyuna düşünmek
think out f. mantık çerçevesinde düşünmek
think through f. enine boyuna düşünmek
think oneself be important f. fasulye gibi kendini nimetten saymak
think highly of oneself f. fasulye gibi kendini nimetten saymak
start to think he's/she's something special f. ne oldum delisi olmak
think hard f. zihnini kurcalamak
think up f. yaratmak
think up f. bulmak
not to be able to think of f. akıl edememek
compel someone to think f. düşünmeye zorlamak
think twice f. durup düşünmek
think something necessary f. lüzumlu görmek
think of troubling things f. kötü düşünmek
think something unnecessary f. gereksiz görmek
think something unnecessary f. lüzumsuz görmek
think something necessary f. gerekli görmek
think independently f. bağımsız düşünmek
think freely f. bağımsız düşünmek
think carefully f. dikkatli düşünmek
think someone responsible f. sorumlu tutmak
think something necessary f. gerek görmek
think something significant f. önemli saymak
think carefully f. iyi düşünmek
think something necessary f. gerek duymak
think something significant f. önemli bulmak
think something significant f. önemli görmek
think ill of f. hakkında kötü düşünmek
think ill of someone f. birisi hakkında kötü düşüncelere sahip olmak
be so affected by something that one can't think of anything else f. dünyayı gözü görmemek
think up an idea f. fikir üretmek
think someone is dead f. öldüğünü sanmak
think hard f. fikir yormak
think something strange f. tuhaf karşılamak
think something strange f. garip karşılamak
think something wicked f. şeytanlık düşünmek
think something mischivous f. şeytanlık düşünmek
think something devilish f. şeytanlık düşünmek
think the world of f. çok beğenmek
think nothing of f. hakkında iyi düşünmemek
think little of f. hakkında iyi düşünmemek
think little of f. hiçe saymak
think so f. öyle olduğunu düşünmek
think likewise f. öyle olduğunu düşünmek
think out loud f. sesli düşünmek
think aloud f. sesli düşünmek
think ahead f. gelecekte ne olacağı hakkında çok düşünmek
think ahead f. önceden düşünmek
think ahead f. ileriyi düşünmek
think ahead f. geleceği düşünmek
think ahead f. gelecek için planlar yapmak
think ahead f. ilerisini düşünmek
think nothing of f. -e değer vermemek
think nothing of f. -e göre mesele olmamak
think nothing of f. -in gözünde büyük bir iş olmamak
think little of f. -e göre mesele olmamak
think about f. -i iyice düşünmek
think nothing of f. -i önemsiz saymak
think little of f. -e değer vermemek
think better of f. bir şeyin mantıklı olmadığını düşünerek -den vazgeçmek
think little of f. -in gözünde büyük bir iş olmamak
think little of f. -i önemsiz saymak
think of oneself f. kendini düşünmek
think nothing of f. gözünde büyük bir iş olmamak
think ahead f. bugünün yarınını düşünmek
think up f. uydurmak
think over f. üzerinde düşünüp taşınmak
think out/through f. düşünüp taşınmak
think of f. anımsamak
think of f. hatırlamak
think out/through f. tasarlamak
think over f. iyice düşünmek
think up f. icat etmek
be impossible to think the opposite f. aksi düşünülemez olmak
think over f. kafa yormak
think over f. kafa patlatmak
think over f. üzerinde düşünmek
think positively f. pozitif düşünmek
think wrong about someone f. birisini yanlış tanımak
think clearly f. sağlıklı düşünmek
think positively f. olumlu düşünmek
think wrong about someone f. yanlış tanımak
think straight f. sağlıklı düşünmek
think highly of oneself f. kendini bir şey sanmak
think nothing of f. önemsiz görmek
think nothing of f. yok saymak
want to think f. düşünmek istemek
think of f. yad etmek
think of f. yadetmek
think that f. görüşünde olmak
think similarly f. aynı düşünmek
think in the same way f. aynı düşünmek
think over f. üstünde düşünmek
be too tired to think f. (yorgunluktan) kafası durmak
be too tired to think f. (yorgunluktan) beyni durmak
think before doing something f. tartıp biçmek
need time to think f. düşünmek için zamana ihtiyacı olmak
think of a solution f. bir çözüm düşünmek
think defense f. savunmayı düşünmek
think about the future f. geleceğini düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şeye uygun olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birini bir şeye uygun bulmak
think someone fit for someone f. birini başka birine uygun görmek/bulmak
think about the girls f. kızları düşünmek
think about the boys f. erkekleri düşünmek
think the same f. aynı kafadan olmak
think someone is qualified f. birisini bir iş için yeterli bulmak
can't help but think f. düşünmeden edememek
think of going to law school f. hukuk fakültesine gitmeyi düşünmek
think of going to law school f. hukuk okumayı düşünmek
think well of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think like f. (birisi) gibi düşünmek
think like einstein f. einstein gibi düşünmek
think to yourself f. (bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
try to think of ways to f. ...manın yollarını aramak
think about f. üzerine düşünmek
think on f. üzerine düşünmek
think twice f. iki kez düşünmek
think very calmly f. çok sakin bir şekilde düşünmek
make somebody think f. düşündürtmek
cause someone to think f. düşündürtmek
think how/what/who... f. diye düşünmek
be so affected by something that one can't think of anything else f. gözü başka hiçbir şeyi göremeyecek kadar bir şeyden etkilenmek
think with one's heart f. hislerine göre hareket etmek
think with one's heart f. duygularına göre hareket etmek
think [dialect] f. hissetmek
think [dialect] f. duyumsamak
think [obsolete] f. gibi görünmek
think [obsolete] f. gibi durmak
think [obsolete] f. şüphelenmek
think [obsolete] f. kuşku duymak
think [obsolete] f. ummak
think long [dialect] f. özlemek
think long [dialect] f. hasret duymak
think much f. külfet olarak görmek
think much f. gözünde büyütmek
think scorn f. küçümsemek
think scorn f. öfke hissetmek
think scorn f. hafife almak
think different f. farklı düşünmek
one would think that bağ. güya
just think! ünl. düşün bir kere!
Phrasals
think nothing of f. tereddüdü olmamak
think nothing of f. hiç düşünmeden yapmak
think nothing of f. (bir konuda) hiçbir fikri olmamak
think of f. üzerine düşünmek
think back f. hatırlamak
think about someone f. birini düşünmek
think to f. kendi kendine düşünmek
think to f. içinden demek
think to f. (bir şey yapmayı) düşünmek
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) derinlemesine düşünmek
think about (someone or something) f. (birine/bir şeye) kafa yormak
think about (someone or something) f. (biri/bir şey) hakkında uzun uzun düşünmek
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) anımsamak
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) hatırlamak
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) düşünmek
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak
think about (someone or something) f. (birini/bir şeyi) hesaba katmak
think about (something) f. (bir şey) yapmayı düşünmek
think before (one) (does something) f. (bir şey yapmadan) önce iyice düşünmek
think before (one) (does something) f. (bir şeyi) enine boyuna/iyice düşünerek yapmak
think before (one) (does something) f. (bir şey yapmadan) önce durumu tartıp biçmek
think on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerine düşünmek
think on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerinde uzun uzun düşünmek
think on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerinde düşünüp taşınmak
think on someone or something f. biri/bir şey üzerine düşünmek
think on someone or something f. biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek
think on someone or something f. biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak
think on someone or something f. birine/bir şeye dalıp gitmek
think upon someone or something f. biri/bir şey üzerine düşünmek
think upon someone or something f. biri/bir şey üzerinde uzun uzun düşünmek
think upon someone or something f. biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak
think upon someone or something f. birine/bir şeye dalıp gitmek
think to (do something) f. (bir şey yapmayı) düşünmek
think (something) through f. bir şeyi adam akıllı düşünmek
Phrases
think of the children expr. çocukları düşün
think of the children expr. (belli bir iş) çocukları nasıl etkileyeceğini düşün
think of the children expr. peki ya çocuklar?
think of the children expr. peki çocuklar ne olacak?
think of the children expr. gelecek kuşakları/nesilleri düşün
personally I think expr. bence
think simple live simple expr. basit düşün basit yaşa
think-pair-share expr. düşün-eşleştir-paylaş
come to think of it expr. demişken
I think expr. düşündüm ki
think twice code once expr. iki kere düşün bir kere kodla
I shudder to think expr. korkarım ki
think small first expr. önce küçük olanı düşün
think small first expr. önce küçüğü düşün
I dread to think expr. korkarım ki
we must also think more expr. şunu da gözönüne almalıyız ki
personally I think expr. şahsen
personally I think expr. şahsen benim fikrim
we must also think more expr. şunu da gözönüne atmalıyız ki
we must also think more expr. şunu da düşünmeliyiz ki
I think, therefore I am vegan expr. düşünüyorum, öyleyse veganım
Proverb
great minds think alike aklın yolu bir
great minds think alike kalp kalbe karşıdır
great minds think alike kalp kalbe karşıymış
think twice before you speak once iki düşün, bir söyle
think twice before you speak once iki düşün, bir konuş
Colloquial
think-box i. baş
think-box i. kafa
think-box i. beyin
think-box i. saksı
think-box i. akıl
think-box i. zihin
so think about it i. bir düşün istersen
think that one is somehow being conned f. üçkağıda getirildiğini düşünmek
not think of (doing something) f. (bir şey yapmayı) düşünmemek
not think of (doing something) f. (bir şeyi yapmak) aklına gelmemek
not think of (doing something) f. (bir şeyi yapmayı) akıl etmemek
not think of (doing something) f. (bir şeyi yapmayı) aklından bile geçirmemek
not think of (doing something) f. (bir şeyi yapmayı) düşünmeyi bile reddetmek
not think of (doing something) f. (bir şeyi yapmayı) hatırlamamak
not think of (doing something) f. (bir şey yapmak) aklına gelmemek
not think of something/of doing something f. bir şeyi asla yapmamak
not think of something/of doing something f. bir şeyi yapmayı aklından bile geçirmemek
think (one) owns the place f. babasının yeri sanmak
think (one) owns the place f. kendini mekanın sahibi sanmak
think (one) owns the place f. burnu büyüklük etmek
think (one) owns the place f. kibirli davranmak
think you own the place f. sanki babasının yeriymiş gibi davranmak
think you own the place f. sanki mekanın sahibiymiş gibi davranmak
think you own the place f. burnu büyük tavırlar sergilemek
think you own the place f. kibirli davranmak
think you own the place f. kendinden fazla emin davranmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) layık görmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (birini/bir şeyi) kaldırabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) fiziksel olarak (biriyle/bir şeyle) başa çıkabileceğini düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something) f. (birinin/bir şeyin, biri/bir şey için) yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi, birine/bir şeye layık görmek
think someone or something fit for someone or something f. birini/bir şeyi tam birine/bir şeye biçilmiş kaftan olarak görmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince fit/zinde olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince sağlıklı olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince formunda olduğunu düşünmek
think someone fit for something f. birinin bir şey için yeterince kondisyonlu olduğunu düşünmek
hear (oneself) think f. kendi sesini/kendi düşüncelerini duyabilmek
hear (oneself) think f. kafasını toparlayabilmek/toplayabilmek
think before doing f. yapmadan önce iyice düşünmek
think before doing f. enine boyuna/iyice düşünerek yapmak
think before doing f. yapmadan önce durumu tartıp biçmek
think to do f. yapmayı düşünmek
some people don't think so expr. bazı insanlar böyle düşünmüyor
think about it! expr. bir düşünsene!
while I think of expr. hatırımdayken
while I think of expr. hazır aklımdayken
people think it's your fault expr. insanlar senin hatan olduğunu düşünüyor
think of it this way expr. şöyle düşünün
think of it this way expr. şöyle düşün
think a number between one and ten expr. 1 ile 10 arasında bir sayı tut
think a number between one and ten expr. 1'den 10'a kadar bir sayı seç
think a number between one and ten expr. 1 ile 10 arasında bir sayı seç
think about what you're doing expr. yaptığın şeyi düşün bir
and I think you do expr. sanırım anlıyorsun
and I think you do expr. anladın sen onu
I should think not expr. zaten öyle olmaması gerekir
I should think not expr. ben de öyle olmaması gerektiğini düşünüyorum
I should think not expr. zannetmiyorum
if you think about it expr. düşününce
when you think about it expr. düşününce
aityd (and I think you do) expr. sanırım anlıyorsun
aityd (and I think you do) expr. anladın sen onu
aityd (and I think you do) expr. sanırım anlıyorsun
aityd (and I think you do) expr. anladın sen onu
anyone would think (something) expr. güya (bir şey)
anyone would think (something) expr. (bir şeymiş) gibi
anyone would think (something) expr. gören de (bir şey) zannedecek/zanneder
anyone would think (that)... expr. güya
anyone would think (that)... expr. '-mış gibi
anyone would think (that)... expr. gören de … zannedecek/zanneder
anyone would think… expr. güya
anyone would think… expr. '-mış gibi
anyone would think… expr. gören de … zannedecek/zanneder
don't even think about it expr. aklının ucundan bile geçirme
don't even think about it expr. aklından bile geçirme
don't even think about it (happening) expr. (olduğunu) düşünme bile
don't even think about it (happening) expr. (olduğunu) aklına bile getirme
don't even think about it (happening) expr. düşüncesi bile kötü
I dread to think (how, what) expr. (nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor
I dread to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum
I dread to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl, ne) diye düşünmek bile beni ürkütüyor
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu) düşünmek bile istemiyorum
I shudder to think (how, what) expr. (nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I shudder/dread to think expr. korkarım ki
I shudder/dread to think expr. düşüncesi bile beni ürkütüyor
I shudder/dread to think expr. düşününce tüylerim diken diken oluyor
idts (I don't think so) expr. ben öyle düşünmüyorum
to think (that) expr. düşünsene
to think (that) expr. inanılmaz
to think (that) expr. hayret bir şey
wdyt (what do you think) expr. ne düşünüyorsun?
wdyt (what do you think) expr. sen ne düşünüyorsun?
wdyt (what do you think) expr. sence nasıl?
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi hadi!
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi oradan!
who does (one) think (one) is fooling? expr. hadi canım!
who does (one) think (one) is fooling? expr. (biri) kimi kandırıyor?
who does (one) think (one) is fooling? expr. buna kim kanar?
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi hadi!
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi oradan!
who does (one) think (one) is kidding? expr. hadi canım!
who does (one) think (one) is kidding? expr. (biri) kimi kandırıyor?
who does (one) think (one) is kidding? expr. buna kim kanar?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kim olduğunu sanıyor?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kendini ne sanıyor?
who does (someone) think (they) are? expr. (biri) kim oluyor?
you would think expr. (bir şey) beklenirdi
you think exclam. değil mi?
you think exclam. ne dersin?
you think exclam. sence?
you think exclam. hadi ya?
you think exclam. gerçekten mi? (kinayeli)
Idioms
think-piece i. düşünce yazısı
think for oneself f. kendi başına düşünmek
think for oneself f. yardım almadan fikir oluşturup karar almak
think things over f. enine boyuna düşünmek
think out of/outside the box f. kalıpların dışında düşünmek
think better of f. mantıksız bulup caymak
think much [obsolete] f. büyük mesele yapmak
think much of f. saygı duymak
think much [obsolete] f. çok görmek
think better of f. düşünüp taşınıp daha iyi bir karar almak
think much of f. gözü tutmak
be unable to hear (oneself) think f. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear (oneself) think f. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear (oneself) think f. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear (oneself) think f. kafası şişmek
be unable to hear yourself think f. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear yourself think f. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear yourself think f. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear yourself think f. kafası şişmek
can't bear to think about (something) f. düşünmeye bile katlanamamak
can't bear to think about (something) f. düşünmeye bile dayanamamak
can't bear to think about (something) f. düşünmeye bile tahammül edememek
can't bear to think about (something) f. düşüncesini bile kaldıramamak
can't bear to think about (something) f. düşünmek bile istememek
can't bear to think about (something) f. düşüncesi bile hasta etmek/midesini bulandırmak
close (one's) eyes and think of england f. (kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek
close (one's) eyes and think of england f. zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak
give (one) something to think about f. haddini bildirmek
give (one) something to think about f. ağzının payını vermek
give (one) something to think about f. dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
think out of the box f. alışılmışın dışına çıkmak
think outside the box f. alışılmışın dışına çıkmak
think the sun shines out somebody's arse or backside f. aşk gözünü kör etmek
think the sun shines out of somebody's arse or backside f. aşk gözünü kör etmek
think out of/outside the box f. at gözlüğünü çıkarmak
think long and hard f. ayrıntılı olarak düşünmek
think the sun shines out of somebody's backside f. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think on one's feet f. beklemeden cevap vermek
hardly have time to think f. başını kaşıyacak vakti olmamak
think the sun shines out somebody's backside f. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think the sun rises and sets on someone f. birisini dünyanın en önemli insanı gibi görmek
think the sun rises and sets on someone f. birisini dünyanın merkezine oturtmak
think the sun shines out somebody's arse f. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think someone hung the moon and stars f. birisinin mükemmel olduğunu düşünmek
think someone is god's own cousin f. birisini göklere çıkarmak
think someone is god's own cousin f. birisinin mükemmel olduğunu düşünmek
think one is the bee's knees f. burnu kaf dağında olmak
think one is the bee's knees f. burnu büyük olmak
think the sun shines out of somebody's arse f. birisine körü körüne hayranlık beslemek
think someone hung the moon and stars f. birisini göklere çıkarmak
think better of f. durup düşünüp yapmamaya karar vermek
think ahead of one's time f. çağının/zamanının ilerisinde düşünmek
think inside the box f. dar düşünmek
think someone hung the moon and stars f. çok büyük biri gibi görmek
hardly have time to think f. çok yoğun/meşgul olmak
think inside the box f. dar çerçeveden bakmak
think the world of f. çok saygı duymak
think the world of f. çok değer vermek
think on one's feet f. çabuk reaksiyon vermek
think less of someone f. ciddiye almamak
think long and hard f. derinlemesine düşünmek
think that the world revolves around oneself f. dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmak
think that the world revolves around oneself f. çok bencil olmak
can't hear oneself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
think highly of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think much of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
not think twice about something f. hemen/hiç düşünmeden yapmak
think a great deal of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
can barely hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
think on one's feet f. fevri davranmak
think the sun rises and sets on someone f. gözü (falancadan) başkasını görmemek
think a lot of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
can hardly hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
think outside the box f. geniş bir perspektiften bakmak
think someone hung the moon and stars f. gözünde büyütmek
think a great deal of someone f. iyi gözle bakmak
think much of someone f. iyi gözle bakmak
think highly of someone f. iyi gözle bakmak
think a lot of someone f. iyi gözle bakmak
think himself superior f. kendini üstün görmek
can't think straight f. kafayı toparlayamamak
can't think straight f. kafayı toplayamamak
think one is the bee's knees f. kendini en değerli insan olarak görmek
think less of someone f. kötü/olumsuz düşünmek
think one is the bee's knees f. kendini fasulyeden nimet saymak
think one is the bee's knees f. kendini çok büyük görmek
think no small beer of oneself f. kendini dev aynasında görmek
think someone hung the moon and stars f. kahraman gibi görmek
think positive f. olumlu düşünmek
think outside the box f. kalıpların dışında düşünmek
think one is the bee's knees f. küçük dağları ben yarattım demek
think long and hard f. ölçüp biçmek
think himself superior f. kendini başkalarından üstün görmek
can't think straight f. sağlıklı düşünememek
think positive f. pozitif düşünmek
think out of the box f. sıra dışı düşünmek
think long and hard f. tartıp biçmek
have another think f. tekrar düşünmesi gerekmek
think a lot of someone f. takdir etmek
have another think coming f. tekrar düşünmesi gerekmek
think much of someone f. takdir etmek
think a great deal of someone f. takdir etmek
think highly of someone f. takdir etmek
have another think f. yeniden düşünmesi gerekmek