have - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

have

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "have" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 89 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
have v. sahip olmak
General
have n. üçkağıt
have n. varlıklı kimse
have n. kuraldışı çekimleri
have n. hile
have n. he
have n. refah seviyesi yüksek olan millet
have n. kaynakları zengin olan millet
have v. ele geçirmek
have v. haiz olmak
have v. olmak
have v. dolandırmak
have v. göz yummak
have v. tutmak
have v. elinde tutmak
have v. kabul etmek
have v. yardımcı fiil olarak geçmiş zamanı gösterir
have v. zorunda olmak
have v. yaptırmak
have v. malik olmak
have v. elinde bulunmak
have v. aldatmak
have v. buyurmak
have v. ettirmek
have v. bulunmak
have v. elde etmek
have v. saymak
have v. yapmak
have v. etmek
have v. sahip olmak
have v. eline ulaşmak
have v. -si olmak
have v. almak
have v. izin vermek
have v. geçirmek
have v. bilmek
have v. yemek
have v. anlamak
have v. doğurmak
have v. içmek
have v. aklında bulundurmak
have v. enfekte olmak
have v. (bir şeyi) deneyimlemeye haiz olmak
have v. bir durumda veya bir yer olmasına neden olmak
have v. avantaj elde etmek
have v. (merhamet, şefkat) göstermek
have v. açıklamak
have v. ağırlamak
have v. yerleştirmek
have v. ilişki içinde olmak
have v. özelliğini taşımak
have v. parası olmak
have v. zenginliği olmak
have v. düzenli olarak tüketmek
have v. organize etmek
have v. yüzleşmek
have v. hedefi başarmak
have v. doldurulmak
have v. giydirmek
have v. eşlik eden olaylarla ilgili olmak
have v. kullanmak
have v. devam etmek
have v. zorla oldurmak
have v. olmasına müsaade etmek
have v. sınıflandırmak
have v. zor duruma sokmak
have v. kurnazlıkla yenmek
have v. sigara içmek
have v. işe almak
have v. rüşvetle almak
have v. (dikkati, ilgiyi) üstünde tutmak
have v. (duygu) beslemek
have v. parası olmak
have v. zengin olmak
Irregular Verb
have v. had - had
Idioms
have v. geçmek
have v. alt etmek
have v. düşmanca davranmak
have v. zarar verecek şekilde davranmak
have v. (birinin) gerisinde kalmak
have v. (birini tehlikelerden) korumak
have v. kollamak
have v. (birini) bilmek
Law
have v. elinde tutmak
have v. malik olmak
have v. sahip olmak
Technical
have v. almak
have v. sahip olmak
Slang
have v. cinsel ilişkiye girmek

Bedeutungen von dem Begriff "have" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
have ve abrev.

Bedeutungen, die der Begriff "have" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
have sex v. sevişmek
have a bath v. yıkanmak
have mercy v. acımak
have a nap v. kestirmek
have a child v. çocuğu olmak
have fun v. eğlenmek
have a break v. ara vermek
General
parties that have signed the contract n. sözleşmeyi imzalayan taraflar
gotta (have got to) n. -meli
have-on n. aldatma
gotta (have got to) n. -malı
the haves and the have-nots n. zenginler ve fakirler
the haves and the have-nots n. varlıklılar ve yoksullar
haves and have-nots n. varsıllar ve yoksullar
the have-nots n. yoksullar
the have-nots n. fakir insanlar
might-have-been n. uygun şartlar sağlanmış olsa gerçekleşebilecek olan durum
might-have-been n. olabilecekken olamamış şey
have someone divorce n. boşatmak
have influence v. hatırı sayılmak
have the devil's own luck v. ballı olmak
have somebody on v. kafaya almak
have it made v. yaptırmak
have a good run for one's money v. bir işte uzun süre başarılı olmak
have one's fling v. kurtlarını dökmek
have to v. gerekmek
have one's hands free v. meşgul olmamak
have an urge to v. bir şey yapmayı çok istemek
have an aim v. amaca sahip olmak
have a command of v. kıvırmak
have got v. sahibi olmak
have a dream of (someone/something) v. rüyasını görmek
have a walk v. yürümek
have a part v. rol almak
have somebody do a boring job v. pösteki saydırmak
have to v. mecburiyetinde kalmak
have a stomachache v. birinin midesi ağrımak
have an investment v. yatırım yapmak
have confidence in v. güvenmek
have one's inning v. atış yapmak
have a fling at v. bir şey yapmayı denemek
have the run of v. bir yeri serbestçe kullanabilmek
have done with v. usanmak
have a talk v. konuşmak
have the run of v. bir yere rahatça girip çıkabilmek
have a heart of gold v. altın gibi kalbi olmak
have a temperature v. ateşi olmak
have a fancy for something v. içi çekmek
have one's curse take affect v. ahı tutmak
have a dispute to be settled in court v. mahkemelik olmak
have the guts v. cesareti olmak
have always in stock v. eksik etmemek
have one's share v. nasibini almak
have influence v. forsu olmak
have confidence v. güveni olmak
have an operation v. ameliyat olmak
have a baby v. doğurmak
have the last word v. son söz birinin olmak (bir tartışmanın/ağız kavgasının sonunda)
have a field day v. bayram etmek
have an ache v. sancılanmak
have diarrhoea v. ishal olmak
have words v. atışmak
have a row with v. kavga etmek
have a word or two v. iki çift laf etmek
have a screw v. yatmak
have a nosebleed v. burnu kanamak
have misgivings about v. kuşkuyla karşılamak
have to do with v. ile ilgisi olmak
have one's heart in one's mouth v. canı ağzına gelmek
have a lark v. muziplik yapmak
have a tickle in one's throat v. gıcık duymak
have no thought of v. hiç aklından geçmemek
have something on hand v. el altında bulundurmak
have a fit v. mest olmak
have a seat v. oturmak (sandalye vb)
have to v. zorunda kalmak
have a lump in one's throat v. boğazı düğümlenmek
have one's hair set v. mizanpili yaptırmak
have many projects going at once v. bin tarakta bezi olmak
have poured v. döktürmek
have a fright v. ürkmek
have somebody on v. makaraya sarmak
have peace of mind v. kendiyle barışık olmak
have a fight v. dövüşmek
have a rough tongue v. ağır konuşmak
have an agreement v. anlaşma sağlamak
have a quick mind v. kafası çalışmak
have a fit v. zıvanadan çıkmak
have a baby v. çocuk sahibi olmak
have a different opinion v. ayrı fikirde olmamak
have a drink v. ağzını ıslatmak
have troubles v. sıkıntı çekmek
have a liking v. meyletmek
have a chat v. muhabbet etmek
have a bee in one's bonnet about something v. aklını takmak
have it away v. mercimeği fırına vermek
have it in for v. birine kin beslemek
have a bash v. bir denemek
have an in v. bir yerde torpili olmak
have a scent for something v. kokusunu almak
have time v. zamanı olmak
have a smattering of v. çat pat bilmek
have a field day with v. sarakaya almak
have one's eyes shine with joy v. gözlerinin içi gülmek
have a nice time v. hoşça vakit geçirmek
have information about something v. bilgi sahibi olmak
have illegitimately v. peydahlamak
have in one's sights v. hedeflemek
have reached maturity v. kendini bilmek
have got v. sahip olmak
have a heart attack v. damla inmek
have nothing to show for it v. elinde ne yaptığını gösterecek hiçbir şey olmamak
have unexpected luck v. kısmeti ayağına gelmek
have no objection v. diyeceği olmamak
have an epileptic fit v. sarası tutmak
have resort to v. başvurmak
have the right of way v. geçiş hakkına sahip olmak
have a dog's chance v. eşek şansı olmak
have a bath v. banyo almak
have to v. zorunda olmak
have the whip hand of v. üstünlük sağlamak
have bad breath v. ağzı kokmak
have influence over v. nazı geçmek
have nothing to say v. diyeceği olmamak
have one's right v. hakkı bulunmak
have a hitch v. aksamak
have a surprising success v. düşeş atmak
have one's electrocardiogram taken v. elektro çektirmek
have great respect for someone without fail v. saygıda kusur etmemek
have a fit v. babaları tutmak
have the edge on v. avantajlı olmak
have lunch v. öğle yemeği yemek
have a design against v. kastetmek
have a rough time v. zor bir hayat geçirmek
have toothache v. dişi ağrımak
not to have a good word to say for v. hep tenkit etmek
have something on someone v. elinde suçlayıcı delil bulunmak
have a stab at v. denemek
have a fit v. fenalık geçirmek
have an abortion v. çocuk aldırmak
have labour pains v. sancılanmak
have friends in the right places v. torpili olmak
have eye on v. göz koymak
have one's curse take effect v. ahı tutmak
have a close call v. kıl payı kurtulmak
have designs on v. gözü olmak
have a chat v. hoşbeş etmek
have both one's feet on the ground v. gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
have a grasp of v. vakıf olmak
have nearly finished v. kolaylamak
have no pity on somebody v. gözünün yaşına bakmamak
have something on v. üzerinde olmak
have pull with v. adamı olmak (bir kurumda vb)
have a hunch v. içine doğmak
have one's photo taken with someone (a celebrity etc) v. resim çekilmek
have a shower v. duş almak
have a poker face v. belli etmemek
have one's hackles up v. kızmak
have an illness v. hastalık geçirmek
have a high opinion of v. önemsemek
have a drink v. içmek
not to have the courage v. gözü yememek
have oneself to thank for v. bir şeyin suçlusu olmak
have an operation v. ameliyat geçirmek
have somebody up for something v. mahkemeye vermek
have a jag on v. sarhoş olmak
have recourse to v. başvurmak
have no customers v. sinek avlamak
have one's hands full v. çok meşgul olmak
have an orgasm v. doyuma ulaşmak
have someone's testimony v. ifadesini almak (polis)
have a run of bad luck v. şansı ters gitmek
happen to have something good v. konmak
have a suspicion that v. şüphe etmek
have a good head on one's shoulders v. aklı başında biri olmak
have a grudge against v. kin beslemek
have blind confidence in v. körü körüne inanmak
have a guilty conscience v. vicdan azabı çekmek
have one's head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
have one's eyes on v. gözü olmak
have a stiff neck v. boynu tutulmak
have an idea v. aklına bir fikir gelmek
have one's innings v. atış yapmak
have a look at v. gözden geçirmek
have a stuffy nose v. genizi tıkanmak
have influence v. etkili olmak
have one's knife into somebody v. kancayı takmak
have a chat v. gevezelik etmek
have one's photo taken v. resim çektirmek
have a big lead v. çok önde olmak
have a row with v. atışmak
have a shave v. tıraş olmak
have someone's autograph v. imza almak
have done with v. bitirmek
have the measles v. kızamık çıkarmak
have a fit of hysterics v. kriz geçirmek
have something to do with v. alakası olmak
have a bash at something v. bir denemek
have right conduct v. yol yordam bilmek
have a rest v. soluk almak
have difficulty to understand v. anlamakta zorlanmak
have it off v. oynaşmak
have a dream v. rüya görmek
have the characteristics of v. özellik taşımak
have a feeling for v. dilinden anlamak
have a tickle in one's throat v. birinin boğazı gıcıklanmak
have nocturnal emissions v. şeytan aldatmak
have the mumps v. kabakulak olmak
have a child v. çocuk yapmak
have a sunstroke v. güneş vurmak
have a spill v. atın sırtından düşmek
have knowledge of v. bilgi sahibi olmak
have the wrong information about something v. yanlış bilmek
have it off with somebody v. oynaşmak
have mercy v. bağışlamak
have a sore throat v. anjin olmak
have friends who can pull strings v. torpili olmak
have been waiting for a long time v. gözü yollarda kalmak
have an affair with v. kendisiyle evli olmayan biriyle bir aşk ilişkisinde bulunmak
have eye on v. gözü olmak
have a stroke v. inme inmek
have control over v. egemen olmak
have a bee in one's bonnet v. kafasını takmak
have to eat the same food v. aynı yemeğe talim etmek
have it off v. ilişki kurmak
have one's own back on somebody v. intikamını almak
have kitten v. yavrulamak
have a deficit v. açık vermek
have a surgical operation v. ameliyat geçirmek
have flayed v. yüzdürmek
have a child illegitimately v. peydahlamak
have a stomachache v. sancılanmak
have a party v. parti vermek
have in mind v. niyet etmek
have a nervous breakdown v. evhamlanmak
have a screw loose v. bir tahtası eksik olmak
have in mind v. akılda tutmak
have done one's turn v. sırasını savmak
have an agreement v. anlaşmalı olmak
have no roof over one's head v. başını sokacak bir yeri olmamak
have one's own back v. intikamını almak
have a gossip v. hoşbeş etmek
have an xray v. röntgen filmi çektirmek
have one's hand in v. bulaşmak
have an aperitif v. aperitif almak
have to v. mecbur olmak
have a screw v. cinsel ilişkiye girmek
have a deposit v. kapora almak
have an exam v. imtihan olmak
have a drinking party v. papaz ucurmak
have one's nerves on edge v. asabileşmek
have it in one v. yeteneği olmak
have something on v. giymek
have sex v. yatmak
have a lot on one's plate v. bitirilmeyi bekleyen çok sayıda görevi olmak
have one's hair cut v. saçını kestirmek
have a bee in one's bonnet v. aklını takmak
have a shit v. sıçmak
have an operation v. bıçak altına yatmak
have money v. eli genişlemek
have an eye for the main chance v. fırsat kollamak
have sympathy for v. desteklemek (görüşü/fikri)
have one's hands free v. boş olmak
have a quick mind v. kafası işlemek
have the upper hand v. büyük avantaj sağlamak
have confidence in v. güveni olmak
have to repeat an examination v. ikmale kalmak
have nothing to do with v. ile hiçbir ilgisi olmamak
have a good time v. gülüp oynamak
have a shower v. duş yapmak
have diarrhoea v. sürgün olmak
have a bash at something v. el atmak
have a job v. ekmeğini eline almak
have one's wits about one v. doğru dürüst düşünebilmek
have it off v. kırıştırmak
have the face to v. cüret etmek
have dealings with somebody v. alışveriş yapmak
have a difficulty come up v. aksilik çıkmak
have one's business go bad v. arpalamak
have one's back against the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
have a nightmare v. ağır basmak
have one's way v. kendi istediğini yaptırmak
have a stretch v. gerinmek
have good manners v. yol yordam bilmek
have the hiccups v. hıçkırmak
have time for v. birine veya birşeye zaman ayırmak
have no customers v. sinek avlamak (dükkan)
have an injection v. iğne olmak
have something taped v. kaydetmek
have one's mouth water v. ağzı sulanmak
have one's hands full v. fazla meşgul olmak
have doubts about v. kuşku duymak
have one's guard down v. tetikte olmamak
have a hand in v. bir işte parmağı olmak
have got to v. mecbur olmak
have one's wits about one v. kafası yerinde olmak
have a chance v. şansı olmak
have an abortion v. çocuk düşürmek
have an idea v. fikri olmak
have a good time v. safa sürmek
have the inside track v. daha elverişli durumda olmak
have an operation v. operasyon geçirmek
have a right to v. hak kazanmak
have a means of gaining advantage with v. nüfuzu olmak (bir kurumda vb)
have a good time v. hoşça vakit geçirmek
have to put up with somebody v. kahrını çekmek
have the luck of the devil v. çok şanslı olmak
have as a meaning v. anlam olarak almak
happen to have v. konmak
be content with what you have v. elindekiyle yetinmek
have a strong stomach v. korkunç görüntülere karşı dayanıklı olmak
have the luck of the devil v. ballı olmak
have the hiccups v. hıçkırık tutmak
have the nerve to v. cüret etmek
have a fit v. neredeyse zil takıp oynamak
have a bun in the oven v. karnı burnunda olmak
have a fit of nerves v. siniri tutmak
have access to v. temin etmek
have a tiff v. tartışmak
have a break v. ara vermek
have a drop too much v. içkiyi fazla kaçırmak
have a slack v. mola vermek
have a short time v. az zaman kalmak
have the right v. hakkı bulunmak
have difficulty in standing v. ayakta zor durmak
have had a bellyful of v. bıkmak
have breakfast v. kahvaltı yapmak
have a tooth out v. diş çektirmek
have an interview v. görüşmek
have a snag in plans v. altından çapanoğlu çıkmak
have a fit v. küplere binmek
have no business to do something v. hakkı olmamak
have one's eyes on v. göz koymak
have an orgasm v. orgazm olmak
have a bone to pick with somebody v. görülecek bir hesabı olmak
have second thoughts about v. önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak
have no pity v. gözünün yaşına bakmamak
have nothing to do with v. ile hiçbir ilişkisi olmamak
have a short memory v. hafızası zayıf olmak
have speech with v. konuşmak
have a class v. ders yapmak
have an appointment with somebody v. randevusu olmak
have something to say v. diyeceği olmak
have supper v. akşam yemeği yemek
have grown up v. kendini bilmek
have hard times v. gün görmemek
have one's stitches removed v. dikiş aldırmak
have time for v. birini ciddiye almak
have confidence in v. birine itimadı olmak
have something available v. el altında bulundurmak
have a nightmare v. ağırlık basmak
have a talk with v. görüşmek
have the deficiency of v. eksikliğini yaşamak
have money to burn v. aşırı harcama yapmak
have the blues v. efkar basmak
have a good time v. sefa sürmek
have other fish to fry v. başka bir işi olmak
have the time of one's life v. eğlenceli vakit geçirmek
have the guts v. cesur olmak
not to have the face to v. yüzü olmamak
have a finger in v. parmağı olmak
have a chip on one's shoulder v. çok alıngan olmak
have sudden wish to do something v. aklına esmek
have a haircut v. tıraş olmak
have a high opinion of v. değer vermek
have a dekko v. göz atmak
have a chip an one's shoulder v. meydan okumak
have a chat v. yarenlik etmek
have one's photograph taken v. resim çektirmek
have kinship with v. akraba olmak
have difficulty v. zorluk yaşamak
have a bee in one's bonnet about something v. kafaya takmak
not have a bean v. hiç parası olmamak
have a stab at v. kalkışmak
have sex v. cinsel ilişkiye girmek
have a finger in a matter v. eli olmak
have evil intentions against v. kastı olmak
have none of v. izin vermemek
have a special place in one's life v. hayatında özel bir yere sahip olmak
have made up one's mind to v. aklına koymak
have an internal pain v. sancılanmak
have no grounds v. dayanağı olmamak
have money to burn v. para yemek
have a narrow escape v. paçayı sıyırmak
have a narrow escape v. ucuz kurtulmak
have a fit v. deli olmak
have a miscarriage v. düşük yapmak
have high temperature v. yanmak
have cold feet v. çekinmek
have no business doing something v. birinin bir şey yapmaya hakkı olmamak
have sympathy for v. halini anlamak
have on v. giymek
have a meeting v. meclis kurmak
have as a guest v. misafir olarak kabul etmek
have an interview v. mülakat yapmak
have a perm v. perma yaptırmak
have faith in god v. iman etmek
have something to do with v. ilgisi olmak
have a fit v. çok sevinmek
have a nightmare v. kabus görmek
have a different opinion v. aynı görüşte olmamak
have a yearning to v. arzu etmek
have a row v. ağız kavgası etmek
have one's share of v. nasibini almak
have influence v. sözünü geçirmek
have a fit of obstinacy v. inadı tutmak
have the best of it v. galip gelmek
have influenza v. grip olmak
have a row with v. tartışmak
have the jitters v. heyheyler geçirmek
have the blues v. hüzünlü olmak
have its source in v. kaynaklanmak
have the pouts v. somurtmak
have earache v. kulağı ağrımak
have manners v. terbiyeli olmak
have a crush on v. birine vurulmak
have a wreck v. trafik kazası geçirmek
have the force of law v. kanun hükmünde olmak
have a quarrel v. kavga etmek
have an orgasm v. gelmek
have the hiccoughs v. hıçkırmak
have an edge on v. bir gömlek üstün olmak
have strong influence v. ağır basmak
have one's hands full v. işi başından aşkın olmak
have a short memory v. çabuk unutmak
have a talk v. görüşme yapmak
have a finger in every pie v. her işte parmağı olmak
have foresight v. uzağı görmek
have a drink v. iki tek atmak
have no strength left v. sıfırı tüketmek
have difficulty v. zorluk çekmek
have a mastery of v. maharet sahibi olmak
have one's guard up v. tetikte olmak
have one's hackles up v. küplere binmek
have a down on somebody v. takmak
have admiration for v. hayranlık beslemek
have nothing to do with v. alakası olmamak
have the whip hand of v. avantaj sağlamak (birisine karşı)
have a shit v. kaka yapmak
have a child v. çocuk sahibi olmak
have a laze v. tembellik etmek
have the honour of v. şerefine nail olmak
have smallpox v. çiçek çıkarmak
have money to burn v. aşırı para harcamak
have a bad hair day v. kötü bir gün geçirmek
have preference v. tercih hakkına sahip olmak
have a crap v. sıçmak
have tickling sensation v. gıdıklanmak
have something to do with v. ilişkisi olmak
have a part in v. rol almak
have a dekko v. bakıvermek
have a gossip v. çene çalmak
have a scent for something v. sezmek
have got to v. zorunda olmak
(economy, budget) to have a deficit v. açık bulunmak
have recourse to v. müracaat etmek
have a lark v. şaka yapmak
have a try v. denemek
have intercourse with v. ilişkiye girmek
have a meaning v. anlam kazanmak
have the gift of the gab v. ağzı laf yapmak
have an accident v. kazaya uğramak
have a tiff v. atışmak
have in view v. planlamak
have children v. çocuk yapmak
have a good head on one's shoulders v. çok zeki olmak
have a snooze v. kestirmek
have something in prospect v. ummak
have the precedence v. önce olmak
have the pouts v. surat asmak
have no peace v. rahat yüzü görmemek
have one's name rather frequently mentioned v. adından sıkça söz ettirmek
have one's hand in v. karışmak
have difficulty v. sorun yaşamak
have resemblance to v. benzemek
have a bone to pick with somebody v. paylaşacak kozu olmak
have cancer v. kanser olmak
have a long run v. afişte kalmak
have a feeling v. içine doğmak
have heard v. haberi olmak
have the inside track v. yarış alanının en iç kısmına yakın olmak
have a hell of a time v. anasından emdiği süt burnundan gelmek
have no strength left v. hali kalmamak
have a lot on one's plate v. çok fazla işi olmak
have a set v. mizanpili yaptırmak
not to have a dog's chance v. hiç şansı olmamak
have one's fling v. çapkınlık yapmak
have a rambling conversation v. dereden tepeden konuşmak
have difficulty to explain v. anlatamamak
have respect for v. saygı duymak
have sexual intercourse v. cinsel ilişkide bulunmak
have a breather v. ara vermek
have it coming v. hak etmek
have in mind v. hatırında tutmak
have an advantage over someone v. başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
have influence v. nazı geçmek
let someone have it v. birine dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
have a low opinion of v. önemsememek
have no work do v. boş oturmak
have an awful fright v. yüreğine inmek