düzen

Bedeutungen von dem Begriff "düzen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 90 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	düzen	layout n.
In these sections you can add a new template, logo, currency, language, and layout. Bu bölümlerde yeni bir şablon, logo, para birimi, dil ve düzen ekleyebilirsiniz. More Sentences
2	Common Usage	düzen	order n.
We all want the UN to remain the cornerstone of world order. Hepimiz BM'nin dünya düzeninin temel taşı olmaya devam etmesini istiyoruz. More Sentences
3	Common Usage	düzen	array n.
General
4	General	düzen	rhythm n.
The rhythm of city life isn't suitable for everyone. Şehir hayatının düzeni herkese göre değildir. More Sentences
5	General	düzen	order n.
The semicolon, and order, have been restored! Noktalı virgül ve düzen yeniden sağlandı! More Sentences
6	General	düzen	arrangement n.
She was not satisfied with the sleeping arrangements. Uyku düzeninden memnun değildi. More Sentences
7	General	düzen	regularity n.
Life in the town has a monotonous regularity. Kasabada yaşam monoton bir düzene sahip. More Sentences
8	General	düzen	make-up n.
The make-up of the team is the reason we're losing. Kaybetmemizin nedeni takımın düzeni. More Sentences
9	General	düzen	system n.
Living under a corrupt system took its toll on the citizens. Bozuk bir düzende yaşamak, vatandaşları olumsuz yönde etkiliyordu. More Sentences
10	General	düzen	structure n.
Kids that lack structure at home rarely succeed in school. Evde düzenden yoksun olan çocuklar okulda nadiren başarılı olurlar. More Sentences
11	General	düzen	layout n.
Others, such as business reports or brochures, could require that everything is changed except the layout and design. İş raporları veya broşürler gibi diğerleri, düzen ve tasarım dışında her şeyin değiştirilmesini gerektirebilir. More Sentences
Technical
12	Technical	düzen	setup n.
Angel's modern living room setup was cozy. Angel'ın modern tarzdaki oturma odasının düzeni gayet konforluydu. More Sentences
Computer
13	Computer	düzen	scheme n.
There is an enormous amount of administration involved in the present scheme. Mevcut düzende muazzam miktarda yönetim söz konusudur. More Sentences
Construction
14	Construction	düzen	system n.
The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters. Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır. More Sentences
Automotive
15	Automotive	düzen	system n.
I'm fed up with this system. Bu düzenden bıktım. More Sentences
Food Engineering
16	Food Engineering	düzen	order n.
Reading the Swiebel report, you would think the Member States also needed to put their houses in order. Swiebel raporunu okuyunca Üye Devletlerin de kendi evlerini düzene koymaları gerektiğini düşünebilirsiniz. More Sentences
Linguistics
17	Linguistics	düzen	order n.
You will find that it is a very real point of order. Bunun gerçek bir düzen meselesi olduğunu göreceksiniz. More Sentences
Military
18	Military	düzen	scheme n.
This lets you choose different styles which change the colour scheme and appearance of the community. Bu, topluluğun renk düzenini ve görünümünü değiştiren farklı stiller seçmenizi sağlar. More Sentences
19	Military	düzen	formation n.
The fish were swimming in a circular formation. Balıklar dairesel bir düzende yüzüyorlardı. More Sentences
General
20	General	düzen	organisation n.
21	General	düzen	gear n.
22	General	düzen	tune n.
23	General	düzen	array n.
24	General	düzen	orderliness n.
25	General	düzen	canon n.
26	General	düzen	cosmos n.
27	General	düzen	regular n.
28	General	düzen	lie n.
29	General	düzen	right n.
30	General	düzen	trick n.
31	General	düzen	deception n.
32	General	düzen	accommodation n.
33	General	düzen	trim n.
34	General	düzen	disposal n.
35	General	düzen	wile n.
36	General	düzen	disposition n.
37	General	düzen	ruse n.
38	General	düzen	convention n.
39	General	düzen	harmony n.
40	General	düzen	composition n.
41	General	düzen	shine n.
42	General	düzen	coordination n.
43	General	düzen	stall n.
44	General	düzen	method n.
45	General	düzen	regime n.
46	General	düzen	establishment n.
47	General	düzen	invention n.
48	General	düzen	range n.
49	General	düzen	contexture n.
50	General	düzen	ordonnance n.
51	General	düzen	cheat n.
52	General	düzen	combination n.
53	General	düzen	programme n.
54	General	düzen	get-up n.
55	General	düzen	cast n.
56	General	düzen	regularness n.
57	General	düzen	notion n.
58	General	düzen	kelter n.
59	General	düzen	line n.
60	General	düzen	lay n.
61	General	düzen	harmoniousness n.
62	General	düzen	rhythmus n.
63	General	düzen	deceit n.
64	General	düzen	pace n.
65	General	düzen	plat [obsolete] n.
66	General	düzen	ordination n.
67	General	düzen	organization n.
68	General	düzen	organisation n.
69	General	düzen	square [obsolete] n.
Colloquial
70	Colloquial	düzen	ripoff n.
Idioms
71	Idioms	düzen	spit and polish n.
Trade/Economic
72	Trade/Economic	düzen	regulation n.
73	Trade/Economic	düzen	ordinance n.
74	Trade/Economic	düzen	law and order n.
75	Trade/Economic	düzen	lay out n.
Law
76	Law	düzen	deceit n.
77	Law	düzen	law n.
Technical
78	Technical	düzen	sequence n.
79	Technical	düzen	set up n.
80	Technical	düzen	gear n.
Computer
81	Computer	düzen	schema n.
82	Computer	düzen	edit n.
Mechanic
83	Mechanic	düzen	linkage n.
Construction
84	Construction	düzen	schedule n.
85	Construction	düzen	configuration n.
Statistics
86	Statistics	düzen	array n.
Religious
87	Religious	düzen	directory n.
Military
88	Military	düzen	intrigue n.
Music
89	Music	düzen	tuning n.
Archaic
90	Archaic	düzen	kosmos n.

Bedeutungen, die der Begriff "düzen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 446 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sosyal düzen	social order n.
We need a world economic and social order that is fairer and more just. Daha adil ve hakkaniyetli bir dünya ekonomik ve sosyal düzenine ihtiyacımız var. More Sentences
2	General	ekonomik düzen	economic order n.
To conclude, real courage consists in campaigning for deep-seated change in the world economic order. Sonuç olarak gerçek cesaret dünya ekonomik düzeninde köklü bir değişim için kampanya yürütmekten geçer. More Sentences
3	General	toplumsal düzen	social order n.
He believed that the author or the artist must always create with the hope of changing the social order. Yazarın veya sanatçının her zaman toplumsal düzeni değiştirme umuduyla yaratması gerektiğine inanıyordu. More Sentences
4	General	yasal düzen	legal order n.
This is why the legal order established by the European Union is our continent's future. Bu nedenle Avrupa Birliği tarafından oluşturulan yasal düzen kıtamızın geleceğidir. More Sentences
5	General	eski düzen	old order n.
The vestiges of the old order have not yet dispersed. Eski düzenin kalıntıları henüz dağılmış değil. More Sentences
6	General	kurulu düzen	established order n.
Since Galileo, ever since time began in fact, scientific progress has always challenged the established order. Galileo'dan bu yana, aslında zaman başladığından beri, bilimsel ilerleme her zaman kurulu düzene meydan okumuştur. More Sentences
7	General	çeki düzen vermek	groom v.
People have learned to groom their hair on their own with the pandemic. İnsanlar pandemi ile birlikte saçlarını kendi başlarına çeki düzen vermeyi öğrendiler. More Sentences
8	General	(düzen/kural) koymak	establish v.
There is a Court of Justice judgement which clearly establishes that this control is outside the competition rules. Bu kontrolün rekabet kurallarının dışında olduğunu açıkça ortaya koyan bir Adalet Divanı kararı var. More Sentences
9	General	çeki düzen vermek	preen v.
She spent hours preening herself before the big event. Büyük etkinlik öncesi kendine çeki düzen vermek için saatler harcadı. More Sentences
Trade/Economic
10	Trade/Economic	ekonomik düzen	economic order n.
Proudhon and Bakunin had placed spiritual forces in rivalry with the economic order. Proudhon ve Bakunin manevi güçleri ekonomik düzenle rekabet içine sokmuşlardı. More Sentences
Politics
11	Politics	anayasal düzen	constitutional order n.
This is a civic and military action to re-establish constitutional order. Bu, anayasal düzeni yeniden kurmaya yönelik sivil ve askeri bir eylemdir. More Sentences
Computer
12	Computer	düzen seçenekleri	layout options n.
Use the available layout options to build the web pages you need. İhtiyacınız olan web sayfalarını oluşturmak için mevcut düzen seçeneklerini kullanın. More Sentences
General
13	General	düzen bağı	discipline n.
14	General	sıkı düzen	discipline n.
15	General	koruyucu düzen	fender n.
16	General	yasa ve düzen	law and order n.
17	General	adil düzen	just order n.
18	General	bitişik düzen	row housing n.
19	General	ritmik düzen	eurhythmy n.
20	General	siyasi düzen	political system n.
21	General	gizli düzen	scheme n.
22	General	alt düzen	chassis n.
23	General	kanuni yetkisi olmayan, kendi fikrine göre zorla düzen sağlayan kimse	vigilante n.
24	General	adil düzen	fair order n.
25	General	kurulu düzen	the system n.
26	General	yeni düzen	rearrangement n.
27	General	ritmik düzen	eurythmy n.
28	General	yapısal düzen	structural adjustment n.
29	General	anaerkil düzen	matriarchy n.
30	General	yeni düzen	new order n.
31	General	yasal düzen	lawful order n.
32	General	yerleşik düzen	permanent settlement n.
33	General	mantıklı düzen	sequacity n.
34	General	güçlünün zayıfı ezdiği düzen	the law of the jungle n.
35	General	tertip düzen meraklısı	neat-freak n.
36	General	düzen budalası	neat freak n.
37	General	iç düzen	internal order n.
38	General	bozuk düzen	corrupt order n.
39	General	bozuk düzen	corrupt system n.
40	General	kaotik düzen	chaotic order n.
41	General	ritmik hareket/düzen	eurhythmy n.
42	General	eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri	mayet n.
43	General	eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri	ma'at n.
44	General	eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri	maat n.
45	General	sembolik düzen	symbolic order n.
46	General	ritmik hareket/düzen	eurythmy n.
47	General	kurulu düzen	established system n.
48	General	kapitalist düzen	capitalist system n.
49	General	feodal sosyal düzen	feudal social order n.
50	General	düzen sağlamaya yarayan eşya	tidy n.
51	General	çeki düzen verme	turnout n.
52	General	methiyeler düzen	emblazoner n.
53	General	sabit düzen	basis n.
54	General	iyi düzen	eutaxy n.
55	General	kurulu düzen	bias [dialect] [uk] n.
56	General	nesneler için sistematik bir düzen yaratma bilimi	mathesis n.
57	General	sıralı düzen	hierarchy n.
58	General	düzen bozan kimse	deranger n.
59	General	hapisten çıkanlara düzen kurabilmeleri için verilen para	gratuity n.
60	General	çapraz düzen	diagonal n.
61	General	doğal düzen	dispensation n.
62	General	ilahi düzen ve dünyevi işlerin idaresi	dispensation n.
63	General	(ingiltere'nin bath şehrindeki) teraslı evlerden oluşan yuvarlak bir düzen	circus n.
64	General	düzen koruyucu	policer n.
65	General	yeni bir düzen başlangıcı	dayspring n.
66	General	çeki düzen verme	prink n.
67	General	örnek düzen	show window n.
68	General	göstermelik düzen	show window n.
69	General	süper organik düzen	superorganic n.
70	General	bağlantılı düzen	syntax n.
71	General	siyasi düzen	system n.
72	General	felsefi düzen	system n.
73	General	dini düzen	system n.
74	General	çeki düzen vermek	tidy up v.
75	General	kendine çeki düzen vermek	primp v.
76	General	kendine çeki düzen vermek	preen v.
77	General	çeki düzen vermek	right v.
78	General	belirli bir düzen içinde geçmek	parade v.
79	General	düzen vermek	harmonize v.
80	General	çeki düzen vermek	spruce up v.
81	General	düzen kurmak	get organized v.
82	General	düzen vermek	put something in order v.
83	General	çeki düzen vermek	trig v.
84	General	çeki düzen vermek	spruce v.
85	General	düzen vermek	tune up v.
86	General	çeki düzen vermek	array v.
87	General	kendine çeki düzen vermek	gussy up v.
88	General	düzen kurmak	use a trick v.
89	General	düzen altına almak	straighten up v.
90	General	düzen sağlamak	organize v.
91	General	düzen altına almak	put (something) in order v.
92	General	düzen sağlamak	make systematic v.
93	General	düzen sağlamak	order v.
94	General	düzen sağlamak	systematize v.
95	General	düzen altına almak	organize v.
96	General	üstüne başına çeki düzen vermek	make oneself presentable v.
97	General	yeni bir düzen vermek	reorganize v.
98	General	düzen bozmak	derange v.
99	General	islami düzen getirmek	islamicize v.
100	General	islami düzen getirmek	islamicise v.
101	General	çeki düzen vermek	titivate v.
102	General	kendine çeki düzen vermek	adapt oneself to v.
103	General	belirli bir düzen içinde yapmak	do in certain manner v.
104	General	belirli bir düzen içinde yapmak	do in certain order v.
105	General	belirli bir düzen içinde yapmak	do in certain way v.
106	General	düzen içinde çalışmak	work in order v.
107	General	düzen içinde çalışmak	study in order v.
108	General	kendine çeki düzen vermek	get one’s act together v.
109	General	düzen vermek	harmonise v.
110	General	düzen sağlamak	organise v.
111	General	yeni bir düzen vermek	reorganise v.
112	General	düzen altına almak	organise v.
113	General	mutfağa çeki düzen vermek	tidy up the kitchen v.
114	General	bir düzen kurmak	set in one's way v.
115	General	tekrar çeki düzen vermek	regroom v.
116	General	kendine çeki düzen vermek	remember oneself v.
117	General	çeki düzen vermek	neaten v.
118	General	çeki düzen vermek	neatify [obsolete] v.
119	General	çeki düzen vermek	neat [obsolete] v.
120	General	çeki düzen vermek	trick v.
121	General	çeki düzen vermek	primp v.
122	General	çeki düzen vermek	slick v.
123	General	kendine çeki düzen vermek	slick v.
124	General	çeki düzen vermek	spunge v.
125	General	düzen içinde dizmek	suit [obsolete] v.
126	General	çeki düzen vermek	sponge v.
127	General	düzen dışında olan	orderless adj.
128	General	bozuk/kirli hale gelmiş (düzen vb)	defiled adj.
129	General	düzen karşıtı	anti-establishment adj.
130	General	düzen ile ilgili	accommodational adj.
131	General	methiyeler düzen	adulatory adj.
132	General	çeki düzen verilmemiş	ungroomed adj.
133	General	düzen içinde olan	right-side up adj.
134	General	düzen içinde olan	right-side-up adj.
135	General	düzen kurmuş	groovy [dated] adj.
136	General	sekiz katlı (düzen)	octaploid adj.
137	General	parçaları arasında düzen olmayan	scattered adj.
138	General	düzen çerçevesinde olmayan	patternless adj.
139	General	mantıklı düzen ile ilerleyerek	sequaciously adv.
140	General	bir düzen dahilinde	in an orderly manner adv.
141	General	düzen içinde	right-side up adv.
142	General	düzen halinde	right-side up adv.
143	General	(tarz, düzen) ile	in prep.
144	General	düzen istiyoruz!	order! interj.
145	General	doğal düzen anlamını veren bir ön ek	physi- pref.
146	General	doğal düzen anlamını veren bir ön ek	physio- pref.
147	General	sıra, düzen anlamında sonek	- taxy suf.
148	General	düzen halinde	in line expr.
Phrasals
149	Phrasals	kendine çeki düzen vermek	get up v.
150	Phrasals	çeki düzen vermek	pull something together v.
151	Phrasals	kendine çeki düzen vermek	pick up v.
152	Phrasals	'-den gelen düzen	order from v.
Phrases
153	Phrases	düzenbazlığın düzen haline geldiği dönemde hakikati konuşmak devrim yapmaktır	in a time of universal deceit expr.
154	Phrases	düzenbazlığın düzen haline geldiği dönemde hakikati konuşmak devrim yapmaktır	telling the truth is a revolutionary act expr.
Colloquial
155	Colloquial	yoğun bir program sırasında dinlenmek veya kendine çeki düzen vermek için duraklamak	touchdown n.
156	Colloquial	kurulu düzen karşısında direnmek	stick it to the man v.
157	Colloquial	kendine çeki düzen vermek	pretty oneself up v.
158	Colloquial	1970'ler ve 80'lerde popüler olan acayip, düzen karşıtı, kültür karşıtı tarzı benimseyenler gibi davranmaya çalışan ve başarısız olan	plastic punk adj.
159	Colloquial	ya kendine çeki düzen ver ya da git	shape up or ship out expr.
160	Colloquial	kendine çeki düzen ver	pull yourself together expr.
Idioms
161	Idioms	kördüğüm düzen	a tangled web n.
162	Idioms	karman çorman olmuş düzen	a tangled web n.
163	Idioms	askerlerin bir düzen alarak girdiği savaş	a pitched battle n.
164	Idioms	belirli/önceden belirlenmiş bir düzen alınarak yapılan savaş	a pitched battle n.
165	Idioms	hiyerarşik düzen	the pecking order n.
166	Idioms	hiyerarşik düzen	a pecking order n.
167	Idioms	kendisine çeki-düzen vermek	clean up one’s act v.
168	Idioms	kendisine çeki-düzen vermek	clean one's act up v.
169	Idioms	kendisine çeki-düzen vermek	get one's act together v.
170	Idioms	kendine çeki düzen vermek	pretty oneself (or something) up v.
171	Idioms	düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak	stack the cards in the favor of (someone or something) v.
172	Idioms	kendine çeki düzen vermek	get (one's) stuff together v.
173	Idioms	bir şeyin görünümüne çeki düzen vermek	give something a facelift v.
174	Idioms	kendine çeki düzen vermek	have one's act together v.
175	Idioms	ele avuca sığmayan şeyleri bir düzen içinde tutmaya çalışmak	herd cats v.
176	Idioms	kendine çeki düzen vermek	put straight v.
177	Idioms	çeki-düzen vermek	clean act up v.
178	Idioms	çeki düzen vermek	clean up act v.
179	Idioms	kendine çeki düzen vermek	clean up your act v.
180	Idioms	(bir şeyin) görünümüne çeki düzen vermek	give (something) a face-lift v.
181	Idioms	kendine çeki düzen vermek	get act together v.
182	Idioms	birine/bir şeye çeki düzen vermek	get/knock/lick somebody/something into shape v.
183	Idioms	eve çeki düzen vermek	redd up the house [us] v.
184	Idioms	düzen içerisinde	in apple-pie order expr.
Trade/Economic
185	Trade/Economic	tek düzen hesap planı	uniform chart of accounts n.
186	Trade/Economic	yeni uluslararası ekonomik düzen	new international economic order n.
187	Trade/Economic	tek düzen maliyetleme	uniform costing n.
188	Trade/Economic	yeni düzen	new deal n.
189	Trade/Economic	tek düzen hesap sistemi	unified accounting system n.
190	Trade/Economic	tek düzen muhasebe sistemi	uniform accounting system n.
191	Trade/Economic	doğal düzen	natural order n.
192	Trade/Economic	tüketici gereksinimlerinin tüketici kooperatifleri aracılığıyla karşılandığı ekonomik düzen	cooperative commonwealth n.
193	Trade/Economic	tek düzen muhasebe sistemi	unified accounting system n.
194	Trade/Economic	tek düzen teslim fiyatı	postage stamp pricing n.
195	Trade/Economic	tek düzen teslim fiyatı	uniform delivered pricing n.
196	Trade/Economic	printers düzen ve kuralları	printers' ink model statute n.
197	Trade/Economic	tek düzen hesap planı	gaap n.
198	Trade/Economic	ekonomik düzen	economic system n.
199	Trade/Economic	(jamaika'da) her üyenin belirli bir zaman içerisinde belirli miktarda para koyduğu finansal bir düzen	partner n.
200	Trade/Economic	düzen oluşturmak	prescribe v.
201	Trade/Economic	kaosu ve düzeni beraberinde barındıran ekonomik düzen	chaordic adj.
202	Trade/Economic	düzen karşıtı	antiestablishment adj.
Law
203	Law	örf ve adetlere dayanan anayasal düzen	unwritten constitution n.
204	Law	görünüşteki düzen ve durum	apparent good order and condition n.
205	Law	toplumsal düzen kuralları	rules of social order n.
206	Law	kanun ve düzen	law and order n.
207	Law	yasal yetkisi olmadan kendi çıkarına göre zorla düzen sağlamaya çalışma	vigilantism n.
208	Law	yasa düzen tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi	vigilantism n.
209	Law	(ingiltere ve galler'de) çete faaliyetlerini sınırlandıran bir mülki düzen	gangbo n.
210	Law	düzen koymak	prescribe v.
Politics
211	Politics	laik düzen	secular regime n.
212	Politics	mülki düzen	civil order n.
213	Politics	laik düzen	secular system n.
214	Politics	düzen karşıtı parti	anti-system party n.
215	Politics	düzen karşıtlığı	nonconformism n.
216	Politics	doğal düzen	natural order n.
217	Politics	yeni düzen	new deal n.
218	Politics	eşit düzen	hetaerarchy n.
219	Politics	eşit düzen	heterarchy n.
220	Politics	politik düzen	political order n.
221	Politics	kaostan gelen düzen	order from chaos n.
222	Politics	kaostan düzen	ordo ad chao n.
223	Politics	kaostan gelen düzen	order to chaos n.
224	Politics	kaostan düzen	order from chaos n.
225	Politics	kaostan gelen düzen	ordo ad chao n.
226	Politics	kaostan düzen	ordo ab chao n.
227	Politics	kaostan gelen düzen	ordo ab chao n.
228	Politics	kaostan düzen	order to chaos n.
229	Politics	siyasi düzen	political order n.
230	Politics	yeni ekonomik düzen	new economic order n.
231	Politics	demokratik düzen	democratic order n.
232	Politics	karmaşa ve düzen beraber	chaordic adj.
Institutes
233	Institutes	yeni düzen'in bir parçası olarak ev kredilerini yeniden ipotek ettirmek için oluşturulan devlet destekli bir şirket	holc (home owners loan corporation) [us] abrev.
Insurance
234	Insurance	tek düzen hesap planı	uniform chart of accounts n.
Technical
235	Technical	ikili düzen	binary numeration system n.
236	Technical	standart düzen	standard scheme n.
237	Technical	kayma önleyici düzen	antiskating device n.
238	Technical	ikili düzen gösterimi	binary notation n.
239	Technical	hava kuvvetleri teknik düzen merkezi	air force technical order center n.
240	Technical	düzen bozulması	disturbance n.
241	Technical	düzen kutusu	edit box n.
242	Technical	ölçünlü düzen	standard scheme n.
243	Technical	kayma önleyici düzen	antiskid device n.
244	Technical	sıra düzen	hierarchy n.
245	Technical	karma düzen	composite order n.
246	Technical	çapraz alanlı düzen	crossed-field device n.
247	Technical	tekerlek ön düzen-açı ayarı	setting wheel angles n.
248	Technical	hidrolik düzen	oil gear n.
249	Technical	uzun erimli düzen etkileşimi	long range order interaction n.
250	Technical	uzun erimli düzen katsayısı	long range order parameter n.
251	Technical	uzun erimli düzen	long range order n.
252	Technical	seçkisiz düzen	random order n.
253	Technical	yönelimsel düzen	orientational order n.
254	Technical	alçak gerilim anahtarlama ve kontrol düzen ve grupları	low-voltage switchgear and controlgear assemblies n.
255	Technical	kısa erimli düzen	short range order n.
256	Technical	düzen katsayısı	order parameter n.
257	Technical	sıralı düzen	sequential order n.
258	Technical	uzamsal düzen	spatial order n.
259	Technical	(bir mekanizmanın çalışmasını sağlayan) düzen	train n.
Computer
260	Computer	otomatik düzen başlık alanı	title area for autolayouts n.
261	Computer	düzen adı	theme name n.
262	Computer	otomatik düzen altbaşlık alanı	subtitle area for autolayouts n.
263	Computer	dikey düzen	vertical layout n.
264	Computer	senaryo düzen	scenario edit n.
265	Computer	düzen renkleri	scheme colors n.
266	Computer	düzen adı	scheme name n.
267	Computer	gelişmiş düzen	advanced layout n.
268	Computer	adres düzen kutusu	address editbox n.
269	Computer	otomatik düzen	autolayout n.
270	Computer	blok düzen	block layout n.
271	Computer	düzen kipi	edit mode n.
272	Computer	düzen menüsü	edit menu n.
273	Computer	düzen kutusu özellikleri	editbox properties n.
274	Computer	düzen görünümü	edit view n.
275	Computer	düzen penceresi	edit window n.
276	Computer	düzen denetimi	edit control n.
277	Computer	dosya düzen yardım	file edit help n.
278	Computer	grup düzen kipi	group edit mode n.
279	Computer	ıas ardışık düzen	ias pipeline n.
280	Computer	düzen kılavuzları	layout guides n.
281	Computer	düzen özellikleri	layout properties n.
282	Computer	düzen tasarım	layout n.
283	Computer	otomatik düzen not alanı	notes area for autolayouts n.
284	Computer	ardışık düzen	pipeline n.
285	Computer	ardışık düzen seçenekleri	pipeline options n.
286	Computer	ardışık düzen veri bloğu	pipeline burst n.
287	Computer	otomatik düzen nesne alanı	object area for autolayouts n.
288	Computer	seçenekler düzen	options edit n.
289	Computer	normal düzen	regular layout n.
290	Computer	hızlı düzen modu	quickedit mode n.
291	Computer	rastgele düzen	random order n.
292	Computer	hiyerarşik bir düzen oluşturmak için aynı türden başka bir dosyanın, alt programın veya klasörün içine gömülebilen	nestable n.
293	Computer	düzen/bul	edit/find expr.
294	Computer	düzen değiştirilsin mi?	replace scheme? expr.
295	Computer	düzen değiştir	change scheme expr.
296	Computer	otomatik düzen seçin	choose an autolayout expr.
297	Computer	düzen kaldırmayı onayla	confirm scheme removal expr.
Informatics
298	Informatics	düzen denetleyici	edit controller n.
Telecom
299	Telecom	yarı eş zamanlı sayısal düzen	plesiochhronous digital hierarchy n.
300	Telecom	iç düzen işlemleri	housekeeping n.
Electric
301	Electric	gerilim düzen direnci	bleeder resistor n.
Architecture
302	Architecture	göz alıcı düzen/yerleşim/plan	eye-catching layout n.
303	Architecture	tavan arasını süsleyen sıralı düzen	attic order n.
304	Architecture	mimari düzen	classicals orders n.
305	Architecture	antik yunana özgü en eski ve yalın mimari düzen	dorian order n.
306	Architecture	sütun başının volütlerle süslendiği bir düzen	ionian order n.
307	Architecture	kolosal düzen	colossal order n.
308	Architecture	bileşik düzen	roman order n.
309	Architecture	yardımcı mimari düzen	suborder n.
310	Architecture	küçük mimari düzen	suborder n.
Construction
311	Construction	sık düzen	close packing n.
Automotive
312	Automotive	mekanik düzen ayarı	alignment n.
313	Automotive	ön düzen servisi	front alignment service n.
314	Automotive	tekerlek ön düzen ayar cihazı	wheel aligner n.
315	Automotive	ön düzen	front alignment n.
316	Automotive	kayma önleyici düzen	antiskid device n.
317	Automotive	ön ve arka düzen ayarı için ışıklı cihaz	optical wheel-alignment analyzer n.
318	Automotive	ön düzen geometrisi	front geometry n.
319	Automotive	havalı hidrolik düzen	air hydraulic system n.
320	Automotive	metrik düzen	metric system n.
321	Automotive	diyagnostik düzen durumu	on-board diagnostic system status n.
322	Automotive	iki modlu hibrid düzen	two mode hybrid system n.
323	Automotive	arızaya karşı güvenli düzen	fail-safe system n.
324	Automotive	arka tekerlek bloke olmayı önleyici düzen	rear wheel antilock system n.
325	Automotive	düzen ayarı	alignment n.
326	Automotive	düzen basıncı	system pressure n.
327	Automotive	düzen basınç regülatörü	system pressure regulator n.
328	Automotive	düzen tarayıcı	system scanner n.
329	Automotive	otomotiv açık düzen mimarisi	automotive open system architecture n.
330	Automotive	ön-arka düzen ayar aygıtı	alignment rack n.
331	Automotive	ön düzen ayar robotu	wheel alignment robot n.
332	Automotive	ön düzen ayarı	front end alignment n.
333	Automotive	ön düzen ölçme aleti	wheel aligner n.
334	Automotive	öndeki engellerden kaçınmaya yardımcı düzen	forward obstacle avoidance system n.
335	Automotive	karterden emişli düzen	crankcase scavenging n.
336	Automotive	tek modlu hibrid düzen	one-mode hybrid system n.
337	Automotive	boğulma giderici düzen	choke unloader n.
338	Automotive	radar bazlı yandan çarpmayı önleyici düzen	radar based side collision avoidance system n.
339	Automotive	çift ana fren merkezli düzen	dual master cylinder n.
340	Automotive	çift dupleks düzen	duo-duplex system n.
341	Automotive	çift platinli düzen	dual breaker points n.
342	Automotive	elektrikle arkadan tahrikli düzen	electric rear axle drive n.
343	Automotive	güvenlik açısından kritik önem taşıyan düzen	safety critical system n.
Psychology
344	Psychology	çakışmalı zincirleme düzen	concurrent chain schedule n.
345	Psychology	çeşitli etkenlere göre gruplar arasında nispeten istikrarlı bir düzen kurma eğilimi	homeostasis n.
Mental Health
346	Mental Health	duygusal düzen	emotional regulation n.
Physics
347	Physics	izospin ve hiperşarj değerli simetrik bir düzen oluşturan onluk hadron grubu	unitary decuplet n.
348	Physics	atomsal düzen	atomic order n.
349	Physics	onluk düzen	dex n.
Chemistry
350	Chemistry	bir polimer zincirinin dizilişindeki düzen	tacticity n.
Biology
351	Biology	kaosu ve düzeni beraberinde barındıran (doğal düzen)	chaordic adj.
352	Biology	sekiz katlı (düzen)	octoploid adj.
Botanic
353	Botanic	bitki köklerinin aldıkları düzen	rhizotaxis n.
354	Botanic	bitkinin köklerinin tamamını oluşturan düzen	root system n.
Forestry
355	Forestry	(orman) dikey katmanlı düzen	stratification n.
Social Sciences
356	Social Sciences	müzakere edilen düzen	negotiated order n.
357	Social Sciences	sosyal düzen	regime n.
358	Social Sciences	erkeklere kadınlardan daha çok cinsel özgürlük tanıyan sosyal düzen	double standard of sexual behavior n.
Literature
359	Literature	(endonezya şiirinde) çapraz kafiyeli dörtlükten oluşan düzen	pantoun n.
360	Literature	(endonezya şiirinde) çapraz kafiyeli dörtlükten oluşan düzen	pantun n.
361	Literature	(şiirde) süregelen metrik düzen	synaphea n.
362	Literature	(şiirde) süregelen metrik düzen	synapheia n.
Linguistics
363	Linguistics	sıralı düzen	conjunctive ordering n.
364	Linguistics	genel düzen	global pattern n.
365	Linguistics	doğal düzen varsayımı	natural order hypothesis n.
366	Linguistics	düzen bilgisi	tactics n.
367	Linguistics	bütüncül düzen	schema n.
368	Linguistics	kısır düzen	unproductive system n.
369	Linguistics	düğüm-düzen	code n.
History
370	History	mülk sahibini derebeyine daimi olarak hizmete mecbur bırakan feodal düzen	castleward n.
371	History	mülk sahibini derebeyine daimi olarak hizmete mecbur bırakan feodal düzen	castle-guard n.
372	History	antik roma'da kullanılan yuvarlak bir askeri düzen	globe n.
373	History	feodal sisteme benzeyen düzen	feudalism n.
Religious
374	Religious	yüksek rütbeli kilise görevlilerinden oluşan bütün bir düzen	prelacy n.
Philosophy
375	Philosophy	vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi	rta n.
376	Philosophy	vedik geleneğindeki bir kozmik-ahlaki düzen ilkesi	rita n.
Geology
377	Geology	kayayı oluşturan mineral granüllerin boyut, şekil, düzen ve dağılıma bağlı çeşitli özellikleri	texture n.
378	Geology	kayaç ve damarlarda birlikte gelişen minerallerin oluşturduğu düzen	paragenesis n.
Military
379	Military	yanaşık düzen	massed formation n.
380	Military	toplu düzen	mass formation n.
381	Military	yan yana durulan düzen	line of columns n.
382	Military	yanaşık düzen eğitimi	close order drill n.
383	Military	toplu düzen kolu	column of masses n.
384	Military	yer ve düzen değiştirme	evolution n.
385	Military	ucu düşmana çevrilmiş ters v şeklindeki taktik düzen	wedge formation n.
386	Military	dağınık düzen eğitimi	combat drill n.
387	Military	dağınık düzen	extended formation n.
388	Military	dağınık düzen	herring bone formation n.
389	Military	derinliğine düzen	formation in depth n.
390	Military	dağınık düzen eğitimi	extended order drill n.
391	Military	dağınık düzen	extended order n.
392	Military	dağınık düzen	dispersed formation n.
393	Military	hedef düzen şeması	target array n.
394	Military	genişliğine düzen	formation in width n.
395	Military	kademeli dağınık düzen	stagger formation n.
396	Military	kademeli düzen	echelon formation n.
397	Military	kara mayın savaşında mayınların belli bir düzen olmaksızın rastgele döşenmesi	random minelaying n.
398	Military	dağınık düzen	loose order n.
399	Military	birliklerin normalden daha sık aralıklarla sıralandığı bir askeri düzen	mass n.
400	Military	iki veya daha fazla gruptan oluşup iki veya daha fazla filoyu yöneten büyük bir düzen	wing [us] n.
401	Military	atlı askerlerin yürüyüş sırasında rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için taşıdıkları küçük bayrak veya flama	guidon n.
402	Military	birliğe rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için küçük bayrak veya flama taşıyan asker	guidon n.
403	Military	dağınık düzen	open order n.
404	Military	yanaşık düzen talimi	close-order drill n.
405	Military	yanaşık düzen	close order n.
406	Military	savunma hattının bir bölümünün duruma göre ileri veya geri atıldığı askeri düzen	potence n.
407	Military	erken taarruz kuvvetini ve havacılık destek teçhizatının bir kısmını içeren kademeli düzen	fly-in echelon n.
408	Military	düzen sağlama harekatı	stability operation n.
409	Military	safta bulunulan sıranın numarasını bir düzen içinde bağırarak söylemek	number off v.
Sport
410	Sport	(sistemin bölümleri arasındaki) düzen bozulması	breakdown n.
Music
411	Music	orgun sesini yükseltmeye yarayan düzen	organ swell n.
412	Music	ritmik düzen	mood n.
413	Music	müzik parçasının tempo, ritmik düzen, şiddet özelliklerini bildiren kelime, ifade veya işaret	direction n.
414	Music	(kare meydan dansına başlamadan önce oluşturulan) kare düzen	square n.
Mythology
415	Mythology	yunan mitolojisinde uranüs ve gaia'nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçası	themis n.
416	Mythology	(yunan mitolojisinde) adalet, düzen ve yargı tanrıçası	dike n.
Slang
417	Slang	düzen delisi	neat freak n.
418	Slang	kendine çeki düzen vermek	get (one's) shit together v.
419	Slang	kendine çeki düzen vermek	get shit together v.
Star Wars
420	Star Wars	yeni düzen'in korunması komisyonu	commission for the preservation of the new order n.
421	Star Wars	ilk düzen yıldız savaşçısı kolordusu	first order starfighter corps n.
422	Star Wars	ilk düzen indirme gemisi	first order dropship n.
423	Star Wars	ilk düzen uzayı	first order space n.
424	Star Wars	ilk düzen tie bombacısı	first order tie bomber n.
425	Star Wars	ilk düzen	first order n.
426	Star Wars	ilk düzen istihbarat departmanı	first order department of information n.
427	Star Wars	ilk düzen hafif kruvazörü	first order light cruiser n.
428	Star Wars	son düzen	final order n.
429	Star Wars	ilk düzen ordusu	first order army n.
430	Star Wars	ilk düzen tie zalim	first order tie brute n.
431	Star Wars	ilk düzen stromtrooper zırhı	first order stormtrooper armor n.
432	Star Wars	ilk düzen akademisi	first order academy n.
433	Star Wars	ilk düzen tankeri	first order tanker n.
434	Star Wars	ilk düzen kısa-mesafeli tahliye aracı	first order short-range evacuation vehicle n.
435	Star Wars	ilk düzen silah gemisi	first order gunship n.
436	Star Wars	ilk düzen özel kuvvetleri	first order special forces n.
437	Star Wars	ilk düzen kargo	first order cargo n.
438	Star Wars	ilk düzen askeriyesi	first order military n.
439	Star Wars	ilk düzen tie savaşçısı pilotu	first order tie fighter pilot n.
440	Star Wars	ilk düzen çıkarma platformu	first order landing platform n.
441	Star Wars	ilk düzen bombacısı	first order bomber n.
442	Star Wars	liderlik, düzen, güç	leadership, order, power n.
443	Star Wars	yeni düzen	new order n.
444	Star Wars	yeni düzen bildirgesi	proclamation of the new order n.
445	Star Wars	metanette güvenlik & itaatte düzen	security in strength & order in obedience n.
446	Star Wars	stormtrooper (ilk düzen)	stormtrooper (first order) n.