neden? - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

neden?



Bedeutungen von dem Begriff "neden?" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
neden? why? adv.
General
neden? why? adv.
Colloquial
neden? how come? exclam.
neden? why in god's name exclam.
Speaking
neden? how's that? expr.
Slang
neden? whuffo [us] exclam.
neden? wuffo [us] exclam.

Bedeutungen, die der Begriff "neden?" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
neden cause n.
neden reason n.
neden olmak induce v.
neden olmak cause v.
neden why adv.
General
neden subject n.
karışıklığa neden olan değişken lurking variable n.
bir şeye doğrudan yol açan neden immediate cause n.
neden occasion n.
neden room n.
karışıklığa neden olan değişken confounding variable n.
neden matter for n.
neden inducement n.
esas neden root n.
zorlayıcı neden force majeure n.
neden rise n.
asıl neden mainspring n.
neden incentive n.
zehirlenmeye neden olan mikrop salmonella n.
haklı neden warranty n.
haklı neden cause n.
hayal kırıklığına neden olan şey disappointment n.
erozyona neden olan etken erosivity n.
neden ground n.
neden case n.
karışıklığa neden olan faktör confounding factor n.
hasara neden olan damager n.
neden olma causation n.
neden olma causation n.
çürümeye neden olan şey decayer n.
neden causation n.
neden motive n.
neden sonuç ilişkisi cause effect relationship n.
neden point n.
strese neden olan stressor n.
erozyona neden olma erosiveness n.
antik fizyolojiye göre aşırı sinir ve asabiyete neden olduğu düşünülen dört etkenden biri yellow bile n.
baş neden mainspring n.
ilk neden first cause n.
karışıklığa neden olan confounder n.
haklı neden warrant n.
makul neden reasonable cause n.
mutasyona neden olanlar mutagens n.
neden olma induction n.
zorlayıcı neden act of god n.
ana neden main reason n.
neden cause n.
neden grounds n.
neden reason n.
haklı neden justification n.
solunumun geçici olarak durmasına neden olan apnoeic n.
savaşın çıkmasına neden olan olay act of war n.
altta yatan neden underlying cause n.
satın almaya teşvik eden neden buying motive n.
neden argument n.
ana neden root cause n.
temeldeki neden root cause n.
başarısızlığa neden olan davranış self-defeating behavior n.
neden factor n.
neden sonuç ilişkisi cause and effect relation n.
neden motivation n.
feshine neden olma redhibition n.
neden score n.
geçerli bir neden olmaksızın sonlandırma termination without good cause n.
başlıca neden the main reason n.
başlıca neden the primary reason n.
asli neden reason n.
neden-sonuç ilişkisi cause and effect relationship n.
başlıca neden leading cause n.
görünen neden surface cause n.
tesadüfi neden chance cause n.
elde olmayan neden reason beyond one's control n.
altında yatan neden the underlying cause n.
altında yatan neden the underlying reason n.
altta yatan neden underlying reason n.
bariz neden/sebep obvious reason n.
kutlama için bir neden daha one more reason to celebrate n.
mutasyona neden olan şey mutator n.
kök neden root cause n.
havanın neden olduğu olduğu renk atması/leke weather stain n.
endişeye neden cause for concern n.
ana neden main cause n.
geminin karaya oturmasına neden olan shipwrecker n.
tomrukların neden olduğu tıkanıklık log jam n.
değişime neden olan kişi ya da şey catalyst n.
bir ismin başına gelip anlam değişikliğine neden olan adherent n.
paniğe neden olma affrightment [obsolete] n.
neden account n.
ters tepkiye neden olan backlasher n.
muhtemel neden probable cause n.
neden olan kimse causator [obsolete] n.
aniden yapılan geri hareketin neden olduğu darbe backslap n.
maddi ve manevi dönüşümlere neden olabilen simya özelliği tincture [obsolete] n.
5 neden yöntemi 5 whys n.
beş neden yöntemi 5 whys n.
5 neden yöntemi five whys n.
beş neden yöntemi five whys n.
mantıklı neden rational reason n.
titremeye neden olan şey tremblement n.
hayal kırıklığına neden olan sonuç disappointing result n.
karışıklığa neden olan şey entanglement n.
neden way [dialect] n.
neden encheason n.
neden encheson [obsolete] n.
karışıklığa neden olma jostle n.
kargaşaya neden olan disiplinsiz kimse bashi–bazouk n.
öncesindeki bir olayın neden olduğu durum upshot n.
önemli değişikliklere neden olan şey leaven n.
yaralanmaya neden olma vulneration [obsolete] n.
neden wherefore n.
neden wherefor n.
ani can kaybına neden olabilecek şey widow-maker n.
pazartesi sendromuna neden olan haftanın ilk iş günü blue monday n.
(deride, kumaşta, kağıtta) parazit mantarların neden olduğu renk değişikliği mildew n.
tahribata neden olan kimse havocker n.
ıstırap veya sefalete neden olan şey hell n.
hareket veya eyleme neden olan şey mobile n.
yakmanın neden olduğu etki burning n.
yükümlülüğe neden olan görev obstriction n.
yükümlülüğe neden olan zorlama obstriction n.
tesadüfi neden occasion n.
katkıda bulunan neden occasion n.
neden olan kimse occasioner n.
neden olan şey occasioner n.
yalnızca etkileri gözlenip neden olan etkenleri ve doğası belirlenemeyen nitelikler occult qualities n.
felakete neden olabilme damningness n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decolorizer [uk] n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decoloriser [uk] n.
mağduriyete neden olan kimse grievancer [obsolete] n.
şikayete neden olan kimse grievancer [obsolete] n.
sinyal dışındaki bir kaynağın neden olduğu yüksek sesli gürültü ground noise n.
güçlü duygusal tepkilere neden olan konu gut issue n.
geri dönülemez durumlara neden olacak sınır rubicon n.
fakirliğe neden olan şey illth n.
krize neden olabilecek olay incident n.
neden olma ingeneration n.
özellikle ticaret ve seyahat yasaklarının neden olduğu iletişim veya bilgi paylaşımı engeli curtain n.
altta yatan neden root n.
çöküşün ardındaki neden finish n.
kayba neden olan şey perdition [obsolete] n.
neden skill [obsolete] n.
birini bir başkası olarak görmeye neden olan illüzyon appersonation n.
neden olmak create v.
neden olmak bring along v.
görülmesine neden olmak cause to be seen v.
kontrolü kaybetmesine neden olmak cause to lose control v.
hasara neden olmak cause damage v.
neden olmak draw on v.
neden olmak conduce toward v.
neden göstermek give reason v.
tedirginliğe neden olmak startle v.
renginin değişmesine neden olmak cause to change color v.
uyumasına neden olmak cause to sleep v.
ses çıkarmasına neden olmak cause to sound v.
ölümüne neden olmak be the death of v.
yayılmasına neden olmak cause to spread v.
neden olmak encompass v.
neden olmak touch off v.
eğilmesine neden olmak cause to slope v.
krampa neden olmak cramp v.
başlamasına neden olmak cause to start v.
neden olmak originate v.
neden olmak produce v.
neden olmak entail v.
yanmasına neden olmak cause to burn v.
kokmasına neden olmak cause to smell v.
neden olmak cause to v.
neden olmak invite v.
neden olmak elicit v.
çalmasına neden olmak cause to ring v.
geç kalmasına neden olmak cause to be late v.
kırılmasına neden olmak cause to break v.
neden olmak lead v.
neden olmak conduce v.
şeklinin değişmesine neden olmak cause to change shape v.
neden olmak cause to be v.
neden olmak beget v.
ölüme neden olmak cause death v.
büyümesine neden olmak cause to grow v.
neden olmak lead to v.
neden göstermek show reason v.
neden olmak spark off v.
neden olmak precipitate v.
birleşmesine neden olmak cause to be joined v.
neden olmak raise v.
neden olmak procure v.
neden olmak provoke v.
tutulmasına neden olmak eclipse v.
gelişmesine neden olmak brought on v.
hissetmesine neden olmak cause to sense v.
neden olmak give rise to v.
neden olmak tend v.
daha iyi hissetmesine neden olmak cause to feel better v.
gelişmesine neden olmak bring on v.
neden olmak bring v.
dönmesine neden olmak cause to turn v.
ayrılmasına neden olmak cause to leave v.
katılaşmasına neden olmak cause to solidify v.
neden olmak determine v.
bitmesine neden olmak cause to end v.
neden olmak call forth v.
-e neden olmak elicit v.
neden olmak incline v.
açılmasına neden olmak cause to open v.
neden olmak engender v.
neden olmak excite v.
önyargılı olmasına neden olmak prejudice v.
neden olmak cost v.
neden olmak conduce to v.
neden olmak do v.
neden olmak bring about v.
neden olmak cause v.
sıkıntıya neden olmak cause trouble v.
sıkıntıya neden olmak ail v.
neden olmak bring on v.
anlaşılmasına neden olmak get across v.
neden olmak ingenerate v.
kalıcı hasara neden olmak cause permanent damage v.
baş ağrısına neden olmak cause a headache v.
baş ağrısına neden olmak bring on a headache v.
baş ağrısına neden olmak give someone a headache v.
arızaya neden olmak lead to a breakdown v.
arızaya neden olmak cause a breakdown v.
huzursuzluğa neden olmak cause disturbance v.
endişeye neden olmak cause worry v.
endişeye neden olmak worry someone v.
endişeye neden olmak give someone worry v.
izdihama neden olmak cause a stampede v.
birinin başarısına neden olmak be the making of v.
neden göstermek substantiate v.
neden olarak göstermek argue v.
neden olmak breed v.
geçerli neden göstermek show a valid reason v.
şaşkınlığa neden olmak flabbergast v.
neden olmak evoke v.
krize neden olmak cause crisis v.
krize neden olmak result in crisis v.
krize neden olmak lead to crisis v.
zaman kaybına neden olmak cause someone to lose time v.
-e neden olmak make for v.
-e neden olmak trigger v.
-e neden olmak provoke v.
ayakta durmasına neden olmak keep someone on one's feet v.
krize neden olmak induce a crisis v.
büyük bir yıkıma neden olmak cause widespread devastation v.
görüntü kirliliğine neden olmak lead to visual pollution v.
görüntü kirliliğine neden olmak cause visual pollution v.
neden göstermek state a reason v.
neden belirtmek state a reason v.
ölüme neden olmak carry off v.
zaman kaybına neden olmak cause a loss of time v.
tehlikeye neden olmak cause danger v.
gerginliğe neden olmak create a tension v.
gerginliğe neden olmak cause a tension v.
hastalığa neden olmak cause disease v.
ayaklanmaya neden olmak prompt a revolt v.
ayaklanmaya neden olmak cause a revolt v.
şüpheye neden olmak cause suspicion v.
soruna neden olmak cause a trouble v.
probleme neden olmak cause a problem v.
düşmesine neden olmak trip someone up v.
birinin hata yapmasına neden olmak trip someone up v.
düşmesine neden olmak make someone fall v.
üzüntüye neden olmak cause sadness v.
üzüntüye neden olmak bring sadness v.
üzüntüye neden olmak make upset v.
üzüntüye neden olmak cause sorrow v.
inanmasına neden olmak lead someone to believe something v.
inanmasına neden olmak lead someone to believe v.
inanmasına neden olmak cause someone to believe v.
inanmasına neden olmak make someone believe v.
değişikliklere neden olmak cause changes v.
değişikliklere neden olmak lead to changes v.
ölüme neden olmak lead to death v.
kaosa neden olmak cause a chaos v.
kaosa neden olmak lead to a chaos v.
neden göstermek show a reason v.
neden bulmak find a reason v.
iyi bir neden bulmak find a good reason v.
üç kişinin ölümüne neden olmak lead to the deaths of three people v.
neden olmak bring forth v.
geçici felce neden olmak cause temporary paralysis v.
huzursuzluğa neden olmak cause discontent v.
huzursuzluğa neden olmak cause dissatisfaction v.
kaybolmasına neden olmak cause to be lost v.
kamuoyunda infiale neden olmak cause public resentment v.
kamuoyunda infiale neden olmak cause public unrest v.
kamuoyunda infiale neden olmak cause public indignation v.
kamuoyunda infiale neden olmak lead to public indignation v.
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak lead someone to do something v.
bir şeye neden olmak/davetiye çıkarmak cause v.
birinin başarısız olmasına neden olmak cause someone to fail v.
neden ve nasıl olduğunu merak etmek wonder why and how v.
üç kişinin ölümüne neden olmak cause the deaths of three people v.
elektrik kesintisine neden olmak black out v.
enflasyona neden olmak/yol açmak cause inflation v.
enflasyona neden olmak/yol açmak lead to inflation v.
birinin ereksiyon olmasına neden olmak give someone a boner v.
(zarara vb) neden olmak wreak v.
ihmal edilmesine neden olmak neglect [obsolete] v.
yayılmasına neden olmak perfuse v.
çalışmaya başlamasına neden olmak set on work v.
kentselleşmeye neden olmak townify v.
geri çekilmesine neden olmak turn v.
neden olmak make v.
sıkıntıya neden olmak encomber [obsolete] v.
zarara neden olmak endamage v.
yetersiz temsil edilmesine neden olmak underrepresent v.
(olması gerekenden) az temsil edilmesine neden olmak underrepresent v.
karışıklığa neden olmak jostle v.
çanta içinde sürtünerek (madeni paraların) aşınmasına neden olmak bag handle v.
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak erase v.
işsiz kalmasına neden olmak beach v.
atıl kalmasına neden olmak beach v.
bir şeyin üstünde boncukların oluşmasına neden olmak bead v.
(taşıtın) hızlıca savrulmasına neden olmak jink v.
ortadan kaybolmaya neden olmak vanish v.
zarara neden olmak bewreke v.
kenara çekilmesine neden olmak blanch v.
geri çekilmesine neden olmak blanch v.
ait olmasına neden olmak blanket (in) v.
ait olmasına neden olmak blanket (into) v.
açılmasına neden olmak wink v.
kapanmasına neden olmak wink v.
boynunu bükmesine neden olmak wilt v.
solmasına neden olmak wilt v.
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak hang up v.
zarara neden olmak wreke [obsolete] v.
küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmesine neden olmak world v.
sıkıntıya neden olmak wring v.
bir durumda veya bir yer olmasına neden olmak have v.
sızdırmasına neden olmak bowge v.
gürültülü bir kavgaya neden olmak broil v.
yüksek hızla gitmesine neden olmak burn v.
neden olmak garre [scotland] v.
neden olmak muster (with) v.
neden olmak gig v.
midede kemirme hissine neden olmak gnaw v.
(araba debriyaj veya freni) ani sarsıntıya neden olmak grab v.
kükremeye neden olmak roar v.
bağırmaya neden olmak roar v.
yıkımına neden olmak dynamite v.
iltihaba neden olmak digest [obsolete] v.
yorgunluğa neden olmak fatigue v.
salgına neden olmak plague v.
işitme kaybına neden olmak deafen v.
fiziksel rahatsızlığa neden olmak disagree v.
organik bir yapının gelişmesine neden olmak organize v.
organik bir yapının gelişmesine neden olmak organise v.
neden olmak outlead v.
neden olmak practice [obsolete] v.
bilinmesine neden olmak root (out) v.
görünmesine neden olmak root (out) v.
neden olmak secure v.
(bir neden, dava uğruna) zulmetmek crucify v.
neden olmak bear v.
birikmesine neden olmak deposit v.
neden olmak occasion v.
neden olmak prompt v.
(ölüme) neden olmak claim v.
amiplerin neden olduğu amoebic adj.
neden olan causative adj.
illüzyona neden olan illusional adj.
neden olan/doğuran engendering adj.
her şeyden önemli olan (neden/amaç) overriding adj.
pamukçuğa neden olan cankerous adj.
ışınların kırılarak yayılmasına neden olan diffractive adj.
neden olan initiative adj.
anlaşmazlığa neden olan controversial adj.
neden olan causing adj.
uyuza neden olan paratizleri öldüren (madde) scabicidal adj.
toplanmaya neden olan congregating adj.
amiplerin neden olduğu amebic adj.
neden olmuş led adj.
temelindeki (neden vb) underlying adj.
deflasyona neden olan deflationary adj.
gelişime neden olan accretionary adj.
neden olan creative adj.
neden olan provocative adj.
neden gösteren causative adj.
hezeyana neden olan deliriant adj.
neden oluşturan causal adj.
sakatlığa neden olan laming adj.
neden olan conducive adj.
çok kuvvetli (bir neden) overpowering adj.
hapşırmaya neden olan sneezy adj.
zarara neden olan inflictive adj.
endişeye neden olan agitative adj.
laf kalabalığına neden olan pleonastic adj.
rahatsızlığa neden olan nettlesome adj.
kirlenmeye neden olan polluting adj.
acıya neden olan agonizing adj.
acıya neden olan agonising adj.
kansere neden olan cancer-causing adj.
neden olan contributory adj.
ertelemeye neden olan dilatory adj.
anlaşmazlığa neden olan contradictive adj.
anarşiye neden olan anarchic adj.
anarşiye neden olan anarchical adj.
hastalığa neden olan pathogenic adj.
enfeksiyona neden olan infecting adj.
bozukluğa neden olan distortive adj.
gözeneğe neden olmayan noncomedogenic (terms of dermatology) adj.
alkıştan oyunun (örn. bir piyesin) birkaç saniyeliğine durmasına neden olan (çok güzel bir hareket ya da söz) show-stopping adj.
şoka neden olan shocky adj.
iltihapa neden olan inflammatory adj.
suça neden olan criminogenic adj.
yasal kovuşturmaya neden olacak actionable adj.
yasal kovuşturmaya neden olan actionable adj.
feragat etmeye neden olan abdicative adj.
gerilemeye neden olan remissive adj.
heyecana neden olan thrilly adj.
iltihaba neden olan tindery adj.
işkenceye neden olan torturous adj.
zihnin dışında etkilere neden olan transient adj.
zihnin dışında etkilere neden olan transeunt adj.
neden olan triggering adj.
kürtaja neden olan amblotic adj.
yıpranmaya neden olan attritive adj.
sansasyona neden olan earth-shaking adj.
sansasyona neden olan earthshattering adj.
anlaşmazlığa neden olmayan uncontroversory adj.
anlaşmazlığa neden olmayan uncontroverted adj.
vicdan azabına neden olmayan unremorseful adj.
ihtilafa neden olan factional adj.
itiraza neden olan exceptionable adj.
hastalığa neden olan virulent adj.
vasal olmaya neden olan vassalling adj.
seğirmeye neden olan vellicative adj.
yaralara neden olan vulnific adj.
kayba neden olan lossy adj.
patlamaya neden olan blasty adj.
rüzgara neden olan windy adj.
yaralara neden olan woundy adj.
ölüme neden olan mortal adj.
acıya neden olan hellish adj.
rahatsızlığa neden olan hellish adj.
sıkıntıya neden olan hellish adj.
soruna neden olan (davranış) hell-raising adj.
kontrol edilemez gülmeye neden olan hysterical adj.
ölüme neden olan mortiferous adj.
ruhani ölüme neden olan mortiferous adj.
genin neden olduğu genal adj.
mutasyona neden olabilen mutafacient adj.
unutkanlığa neden olan oblivious adj.
gericiliğe neden olan obscurantist adj.
takıntıya neden olan obsessional adj.
saplantıya neden olan obsessional adj.
neden olunabilen occasionable adj.
kayba neden olan damnific adj.
organik çürümeye neden olan decompositional adj.
mahrumiyete neden olan deprivative adj.
sancıya neden olan gripey adj.
sancıya neden olan griping adj.
empasın kaybetmesine neden olan off adj.
inceliğin kaybolmasına neden olan off adj.
kızarıklığa neden olan rubefacient adj.
endişe ve korkuya neden olan ominous adj.
sapmaya neden olan deviative adj.
neden olucu incitant adj.
uykusuzluğa neden olan insomniac adj.
komanın neden olduğu comatic adj.
kabızlığa neden olan costive adj.
büyünün neden olduğu fascinous adj.
neden olan inservient [obsolete] adj.
anlaşmazlığa neden olan controversal [obsolete] adj.
anlaşmazlığa neden olan controversary adj.
süreksizliğe neden olan discontinuous [obsolete] adj.
anlaşmazlığa neden olan discordable adj.
rüzgara neden olan flatuous adj.
neden olunabilir originable adj.
çiye neden olan roriferous adj.
korkuya neden olan scare adj.
kendisi neden olmuş self-begotten adj.
neden y (why) adv.
neden wherefore adv.
neden causatively adv.
neden sonra long afterwards adv.
neden why adv.
ama neden? but why? adv.
hiç neden yokken for no reason adv.
bilinmeyen bir neden yüzünden for an unknown reason adv.
alkollü araç kullanma ve kazaya neden olma şüphesiyle on suspicion of driving while intoxicated and on causing an accident adv.
neden what [obsolete] adv.
neden wherefrom adv.
neden whereupon [obsolete] adv.
neden yahu whyever adv.
neden doğru değil? why-not adv.
bu neden doğru değil? why-not adv.
neden matter of prep.
hangi neden where pron.
neden whyever conj.
her neden whyever conj.
neden forwhy conj.
neden olmak anlamı veren ön ek be- pref.
neden olma anlamı veren ön ek in- pref.
sahip olmaya neden olmak anlamı veren son ek -en suf.
neden olan anlamına gelen son ek -ent suf.
neden olan anlamı veren son ek -fic suf.
hareketlerinin neden olacağı cezadan sorumlu in one's danger expr.