| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | get worse v. | kötüleşmek | ||
|
The situation's getting worse day by day. Durum günden güne kötüleşiyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | get hungry v. | acıkmak | ||
|
I'm getting hungry again. Yine acıktım. More Sentences |
||||
| Common Usage | get tired v. | yorulmak | ||
|
Are you starting to get tired? Yorulmaya başlıyor musun? More Sentences |
||||
| Common Usage | get excited v. | heyecanlanmak | ||
|
He is prone to getting excited. O heyecanlanmaya eğilimlidir. More Sentences |
||||
| Common Usage | get dark v. | kararmak | ||
|
In winter, the days become shorter and it gets darker earlier. Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır. More Sentences |
||||
| Common Usage | get rid of v. | kurtulmak | ||
|
Let us get rid of the inconsistencies, but let us get rid of them in the right direction. Tutarsızlıklardan kurtulalım ama doğru yönde kurtulalım. More Sentences |
||||
| Common Usage | get dirty v. | kirlenmek | ||
|
All my clothes have gotten dirty since I've been here. Buraya geldiğimden beri bütün kıyafetlerim kirlendi. More Sentences |
||||
| Common Usage | get strong v. | güçlenmek | ||
|
I got stronger overnight. Bir gecede daha da güçlendim. More Sentences |
||||
| Common Usage | get on v. | binmek | ||
|
She got on the subway at Ginza. Ginza'da metroya bindi. More Sentences |
||||
| Common Usage | get better v. | düzelmek | ||
|
I hope things get better soon. Umarım işler yakında düzelir. More Sentences |
||||
| Common Usage | get better v. | iyileşmek | ||
|
Tom will get better soon. Tom yakında iyileşecek. More Sentences |
||||
| Common Usage | get in v. | (arabaya) binmek | ||
|
I got in the cab. Taksiye bindim. More Sentences |
||||
| Common Usage | get out v. | çıkmak | ||
|
They were stuck and could not get out. Sıkıştılar ve dışarı da çıkamadılar. More Sentences |
||||
| Common Usage | get along v. | birbiriyle geçinmek | ||
|
You know that Tom and Mary don't get along with each other, don't you? Tom ve Mary'nin birbirleriyle geçinemediklerini biliyorsun, değil mi? More Sentences |
||||
| Common Usage | get engaged v. | nişanlanmak | ||
|
Finally, my sister got engaged. Kız kardeşim, nihayet nişanlandı. More Sentences |
||||
| Common Usage | get wet v. | ıslanmak | ||
|
Come under my umbrella, or you'll get wet. Şemsiyemin altına gel, yoksa ıslanacaksın. More Sentences |
||||
| Common Usage | get ready v. | hazırlanmak | ||
|
Federal law and order are being got ready. Federal kanun ve düzen hazırlanıyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | get injured v. | yaralanmak | ||
|
I don't know how Tom got injured. Tom'un nasıl yaralandığını bilmiyorum. More Sentences |
||||
| Common Usage | get result v. | sonuç almak | ||
|
These are the questions which are important to our citizens, and we must simply get results on this score. Vatandaşlarımız için önemli olan sorular bunlardır ve bu konuda basitçe sonuç almalıyız. More Sentences |
||||
| Common Usage | get hurt v. | yaralanmak | ||
|
I just don't want anybody to get hurt. Herhangi birinin yaralanmasını istemiyorum işte. More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | almak | ||
|
I'm going to get a new book this weekend. Bu hafta sonu yeni bir kitap alacağım. More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | kazanmak | ||
|
It can work, if it gets time. Zaman kazanırsa işe yarayabilir. More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | bulmak | ||
|
Where are you going to get it from? Nereden bulacaksın? More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | erişmek | ||
|
Mary got Tom. Mary Tom'a erişti. More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | elde etmek | ||
|
Hopefully, in November we will get something a lot more concrete. Umarız Kasım ayında çok daha somut bir şey elde ederiz. More Sentences |
||||
| Common Usage | get v. | edinmek | ||
|
He needs to get a sense of proportion. Orantı duygusu edinmesi gerekiyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | get over v. | atlatmak | ||
|
I want to help you get over this. Bunu atlatmana yardım etmek istiyorum. More Sentences |
||||
| Common Usage | get used to v. | alışmak | ||
|
We had better get used to the idea that a permanent transfer is part of the challenge facing us. Kalıcı bir transferin karşı karşıya olduğumuz zorluğun bir parçası olduğu fikrine alışsak iyi olur. More Sentences |
||||
| Common Usage | get on well v. | geçinmek | ||
|
My wife gets on well with my mother. Karım annemle iyi geçinir. More Sentences |
||||
| Common Usage | get lost v. | kaybolmak | ||
|
One day, Pablo got lost in the jungle of Guatemala. Bir gün Pablo Guatemala ormanlarında kayboldu. More Sentences |
||||
| Common Usage | get up v. | kalkmak | ||
|
This morning, when I got up, I found that I had lost my voice. Bu sabah kalktığımda sesimi kaybettiğimi fark ettim. More Sentences |
||||
| Common Usage | get angry v. | öfkelenmek | ||
|
Did you get angry? Öfkelendin mi? More Sentences |
||||
| Common Usage | get fat v. | şişmanlamak | ||
|
Whereas, I would want to know if he got fat because he was still in love with me. Oysa ben, bana hâlâ aşık olduğu için mi şişmanladığını bilmek isterdim. More Sentences |
||||
| Common Usage | get drunk v. | sarhoş olmak | ||
|
Tom doesn't want his parents to know he got drunk. Tom sarhoş olduğunu ebeveynlerinin bilmesini istemiyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | get angry v. | sinirlenmek | ||
|
I shall say no more for now, as I do not want to get angry. Sinirlenmek istemediğim için şimdilik daha fazla konuşmayacağım. More Sentences |
||||
| Common Usage | get permission v. | izin almak | ||
|
I'll get permission from my superior. Amirimden izin alacağım. More Sentences |
||||
| Common Usage | get better v. | iyiye gitmek | ||
|
I just pray that one day I take part in a debate when things are getting better. Ben sadece bir gün her şeyin daha iyiye gittiği bir tartışmada yer almak için dua ediyorum. More Sentences |
||||
| Common Usage | get stronger v. | kuvvetlenmek | ||
|
Are they getting stronger? Kuvvetleniyorlar mı? More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | get a divorce v. | boşanmak | ||
|
What kinds of things would make you consider getting a divorce? Ne tür şeyler sana boşanmayı düşündürür? More Sentences |
||||
| General | get the nomination v. | adaylık seçimlerini kazanmak | ||
|
Tom failed to get the nomination. Tom adaylık seçimlerini kazanmadı. More Sentences |
||||
| General | get v. | geçmek | ||
|
I'll get in touch with you on Monday. Pazartesi seninle bağlantıya geçerim. More Sentences |
||||
| General | get along v. | geçinmek | ||
|
How have you been getting along lately? Son zamanlarda nasıl geçiniyorsunuz? More Sentences |
||||
| General | get hold of v. | eline geçirmek | ||
|
It is sometimes feared that the Ombudsman might get hold of state secrets. Bazen Ombudsmanın devlet sırlarını ele geçirebileceğinden korkulmaktadır. More Sentences |
||||
| General | get dry v. | kurumak | ||
|
If you don't put on hand cream, your hands will get dry. Eğer el kremi sürmezsen ellerin kuruyacak. More Sentences |
||||
| General | get cloudy v. | bulutlanmak | ||
|
It's getting cloudy. Hava bulutlanıyor. More Sentences |
||||
| General | get angry v. | kızmak | ||
|
It is quite natural for her to get angry. Kızması çok doğal. More Sentences |
||||
| General | get rid of v. | ortadan kaldırmak | ||
|
A policy of force can never get rid of the levels of desperation and despair that lead to further acts of violence. Bir güç politikası, daha fazla şiddet eylemine yol açan çaresizlik ve umutsuzluk seviyelerini asla ortadan kaldıramaz. More Sentences |
||||
| General | get ill v. | hastalanmak | ||
|
Sami devoted himself to Layla when she got ill. Layla hastalandığında Sami kendini ona adadı. More Sentences |
||||
| General | get rid of v. | yok etmek | ||
|
Tom got rid of the evidence. Tom delili yok etti. More Sentences |
||||
| General | get involved v. | karıştırılmak | ||
|
Tom shouldn't have ever gotten involved. Tom karıştırılmamalıydı. More Sentences |
||||
| General | get along v. | anlaşmak | ||
|
To my surprise, some of my fellow-MEPs get along better with that concept than with freedom of religion. Şaşırtıcı bir şekilde bazı milletvekili arkadaşlarım bu kavramla din özgürlüğünden daha iyi anlaşıyorlar. More Sentences |
||||
| General | get dressed v. | üstünü giymek | ||
|
Get dressed! Üstünü giy! More Sentences |
||||
| General | get into bed v. | yatağa girmek | ||
|
Tom undressed and got into bed. Tom soyundu ve yatağa girdi. More Sentences |
||||
| General | get soft v. | yumuşamak | ||
|
My muscles have got soft. Kaslarım yumuşadı. More Sentences |
||||
| General | get on v. | geçinmek (birbiriyle) | ||
|
How are you and Tom getting on? Sen ve Tom nasıl geçiniyorsunuz? More Sentences |
||||
| General | get v. | ayarlamak | ||
|
In that case, I got another one for you. Bu durumda sana başka bir tane daha ayarladım. More Sentences |
||||
| General | get on v. | otobüse binmek | ||
|
We got on the same bus. Aynı otobüse bindik. More Sentences |
||||
| General | get to sleep v. | uyumak | ||
|
Get to sleep. Uyuyun. More Sentences |
||||
| General | get painted v. | boyatmak | ||
|
The house got painted. Ev boyandı. More Sentences |
||||
| General | get rid of v. | elden çıkarmak | ||
|
But, it's just so hard to get rid of a classic. Ancak bir klasiği elden çıkarmak öyle zor ki. More Sentences |
||||
| General | get back v. | geri dönmek | ||
|
Let us get back to our cattle. Hayvanlarımıza geri dönelim. More Sentences |
||||
| General | get up v. | düzenlemek | ||
|
They will get up a party for Tom's birthday. Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler. More Sentences |
||||
| General | get over v. | kurtulmak | ||
|
Tom never really got over it. Tom bu olayın etkisinden hiç kurtulamadı. More Sentences |
||||
| General | get loan v. | kredi almak | ||
|
They could not get loans to keep their businesses open. İşyerlerini açık tutmak için kredi alamadılar. More Sentences |
||||
| General | get in touch v. | temasa geçmek | ||
|
However, vehicle manufacturers have got in touch with me and said that this is not the case. Ancak araç üreticileri benimle temasa geçerek durumun böyle olmadığını söylediler. More Sentences |
||||
| General | get along with v. | uyuşmak | ||
|
He doesn't get along with anybody in the office. Ofisteki hiç kimseyle uyuşmuyor. More Sentences |
||||
| General | get on with v. | iyi geçinmek | ||
|
I get on with him well. Onunla iyi geçinirim. More Sentences |
||||
| General | get loose v. | gevşemek | ||
|
Since I lost a little weight, my belt got loose. Biraz kilo verdiğim için kemerim gevşedi. More Sentences |
||||
| General | get there v. | oraya gitmek | ||
|
You can't get there from here. Buradan oraya gidemezsin. More Sentences |
||||
| General | get things done v. | halletmek | ||
|
Are you having trouble getting things done? İşleri halletmekte zorlanıyor musunuz? More Sentences |
||||
| General | get well v. | düzelmek | ||
|
I got well soon. Kısa sürede düzeldim. More Sentences |
||||
| General | get away v. | sıvışmak | ||
|
Let's get away from here. Buradan sıvışalım. More Sentences |
||||
| General | get around v. | yürümek | ||
|
In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around. Sonunda hastalığı nedeniyle yürüyemez hale geldi ve etrafta dolaşmak için motorlu bir tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı. More Sentences |
||||
| General | get on v. | gitmek | ||
|
She's getting on all right. Gayet iyi gidiyor. More Sentences |
||||
| General | get off v. | trenden inmek | ||
|
Nancy is getting off the train. Nancy trenden iniyor. More Sentences |
||||
| General | get into mischief v. | yaramazlık etmek | ||
|
The little boy got into mischief when he was left alone. Küçük çocuk yalnız bırakıldığında yaramazlık etti. More Sentences |
||||
| General | get to know v. | tanımak | ||
|
The European works councils must be able to get to know each other better. Avrupa çalışma konseyleri birbirlerini daha iyi tanıyabilmelidir. More Sentences |
||||
| General | get rough v. | azmak | ||
|
The sea got rough, so that we had to give up fishing. Deniz azdı, bu yüzden balık tutmaktan vazgeçmek zorunda kaldık. More Sentences |
||||
| General | get around v. | çok gezmek | ||
|
He gets around a lot. O çok gezer. More Sentences |
||||
| General | get used to v. | alışmak | ||
|
In other words, we must get used to addressing all global political issues together with our Mediterranean partners. Başka bir deyişle tüm küresel siyasi meseleleri Akdenizli ortaklarımızla birlikte ele almaya alışmalıyız. More Sentences |
||||
| General | get going v. | başlamak | ||
|
So, check out the most popular sports bets in New Zealand to get going. Öyleyse, başlamak için Yeni Zelanda'daki en popüler spor bahislerine göz atın. More Sentences |
||||
| General | get v. | kavramak | ||
|
I can't quite get the meaning of this poem. Bu şiirin anlamını tam olarak kavrayamadım. More Sentences |
||||
| General | get support v. | destek almak | ||
|
That would mean that the Europarties would be getting support twice over. Bu da Avrupa taraflarının iki kat daha fazla destek alması anlamına gelecektir. More Sentences |
||||
| General | get fat v. | şişmanlamak | ||
|
Whereas, I would want to know if he got fat because he was still in love with me. Oysa ben hâlâ bana aşık olduğu için şişmanlayıp şişmanlamadığını bilmek isterdim. More Sentences |
||||
| General | get confused v. | bocalamak | ||
|
I'm getting confused. Bocalıyorum. More Sentences |
||||
| General | get rid of v. | atlatmak | ||
|
I can't get rid of my cold. Soğuk algınlığını atlatamıyorum. More Sentences |
||||
| General | get v. | eline geçmek | ||
|
Did you get the parcel I sent you? Size gönderdiğim paket elinize geçti mi? More Sentences |
||||
| General | get ready for v. | hazır olmak | ||
|
Get ready for the benefits and challenges of this new stage. Bu yeni aşamanın faydalarına ve zorluklarına hazır olun. More Sentences |
||||
| General | get behind v. | geride kalmak | ||
|
Tom is getting behind in his work. Tom işinde geride kalıyor. More Sentences |
||||
| General | get into v. | binmek | ||
|
Tom got into the truck and drove off. Tom kamyonete bindi ve gitti. More Sentences |
||||
| General | get along with v. | anlaşmak | ||
|
Tom just can't get along with Mary. Tom, Mary ile bir türlü anlaşamıyor. More Sentences |
||||
| General | get v. | ulaşmak | ||
|
You need to get to the station at 10 am. Sabah 10'da istasyona ulaşmalısın. More Sentences |
||||
| General | get something done v. | yaptırmak | ||
|
We need to get something done. Bir şeyler yapmamız lazım. More Sentences |
||||
| General | get through v. | bitirmek | ||
|
She got through her work before five. Beşten önce işini bitirdi. More Sentences |
||||
| General | get better v. | iyi olmak | ||
|
It's getting better every week. Her hafta daha da iyi oluyor. More Sentences |
||||
| General | get hot v. | ısınmak | ||
|
It's getting hot here in Boston. Boston'da burada hava ısınıyor. More Sentences |
||||
| General | get cut off v. | hattan düşmek | ||
|
I got cut off. Hattan düştüm. More Sentences |
||||
| General | get into v. | arabaya binmek | ||
|
Tom got into the car. Tom arabaya bindi. More Sentences |
||||
| General | get v. | varmak | ||
|
The third thing is that we cannot see the future because we cannot get an agreement with the Americans. Üçüncüsü ise Amerikalılarla bir anlaşmaya varamadığımız için geleceği göremememizdir. More Sentences |
||||
| General | get a headache v. | başı ağrımak | ||
|
I've got a headache right now. Şimdi başım ağrıyor. More Sentences |
||||
| General | get information v. | bilgi edinmek | ||
|
We should also not neglect radio as a good way of getting information. Ayrıca bilgi edinmenin iyi bir yolu olarak radyoyu da ihmal etmemeliyiz. More Sentences |
||||
| General | get lost v. | yolunu kaybetmek | ||
|
He got lost on his way here. Buraya gelirken yolunu kaybetti. More Sentences |
||||
| General | get better v. | ilerlemek | ||
|
I hope my French gets better quickly. Umarım Fransızcam çabuk ilerler. More Sentences |
||||
| General | get in v. | gelmek | ||
|
Tell them to get in here. Onlara buraya gelmelerini söyle. More Sentences |
||||
| General | get through v. | başarmak | ||
|
We'll get through this. Bunu başaracağız. More Sentences |
||||
| General | get rich v. | zengin olmak | ||
|
Those who want to get rich by playing the sorcerer's apprentice will one day have to pay royalties to the Creator. Büyücünün çırağını oynayarak zengin olmak isteyenler bir gün Yaratıcı'ya telif hakkı ödemek zorunda kalacaklardır. More Sentences |
||||
| General | get sick v. | hastalanmak | ||
|
If you get sick, go to the doctor. Hastalanırsan doktora git. More Sentences |
||||
| General | get on with v. | devam etmek | ||
|
We have hundreds of years of discrimination to address and we need to get on with doing that. Ele almamız gereken yüzlerce yıllık ayrımcılık var ve bunu yapmaya devam etmeliyiz. More Sentences |
||||
| General | get cold v. | soğumak | ||
|
Your fries are getting cold. Kızartmaların soğuyor. More Sentences |
||||
| General | get pissed off v. | sinirlenmek | ||
|
Do you sometimes get pissed off for no reason? Bazen sebepsiz yere sinirlendiğiniz oluyor mu? More Sentences |
||||
| General | get thinner v. | incelmek | ||
|
His hair got thinner and thinner. Saçları gittikçe inceldi. More Sentences |
||||
| General | get hard v. | zorlaşmak | ||
|
It is especially when times are getting hard that funding runs short. Özellikle zamanın zorlaştığı zamanlarda finansman yetersiz kalır. More Sentences |
||||
| General | get sleepy v. | ağırlık basmak | ||
|
Tom must be getting sleepy. Tom'u ağırlık basıyor olmalı. More Sentences |
||||
| General | get up v. | yataktan kalkmak | ||
|
Very hard for me to get up every day. Her gün yataktan kalkmak benim için çok zor. More Sentences |
||||
| General | get sick v. | hasta olmak | ||
|
Tom didn't come because he got sick. Tom hasta olduğu için gelmedi. More Sentences |
||||
| General | get v. | uymak | ||
|
I think we'll all feel better once we get a little sleep. Sanırım biraz uyur uymaz hepimiz daha iyi hissederiz. More Sentences |
||||
| General | get to work v. | çalışmaya başlamak | ||
|
The Council should now get to work and think about how and in which contexts this matter can be taken further. Konsey şimdi çalışmaya başlamalı ve bu konunun nasıl ve hangi bağlamlarda daha ileri götürülebileceğini düşünmelidir. More Sentences |
||||
| General | get numb v. | uyuşmak | ||
|
My toes are getting numb. Ayak parmaklarım uyuşuyor. More Sentences |
||||
| General | get high v. | yükselmek | ||
|
Living costs are getting higher. Yaşam maliyetleri yükseliyor. More Sentences |
||||
| General | get v. | gitmek | ||
|
I need to get to the bar. Bara gitmem lazım. More Sentences |
||||
| General | get under way v. | yola çıkmak | ||
|
I'd like to get under way as soon as possible. En kısa sürede yola çıkmak istiyorum. More Sentences |
||||
| General | get in v. | arabaya binmek | ||
|
Tom got in the car with Mary. Tom, Mary ile arabaya bindi. More Sentences |
||||
| General | get off v. | çıkarmak | ||
|
What time do you usually get off your work? Genelde işten kaçta çıkarsın? More Sentences |
||||
| General | get v. | başına gelmek | ||
|
You deserved what you got. Başınıza geleni hak ettiniz. More Sentences |
||||
| General | get away v. | kurtulmak | ||
|
How can they get away with it? Bundan nasıl kurtulabilirler? More Sentences |
||||
| General | get an appointment v. | randevu almak | ||
|
Tom made me get an appointment. Tom bana bir randevu aldırdı. More Sentences |
||||
| General | get v. | yakalanmak (hastalığa) | ||
|
This can reduce your chance of getting a cold, flu, or other illness. Bu, soğuk algınlığı, grip ya da başka bir hastalığa yakalanma ihtimalinizi azaltabilir. More Sentences |
||||
| General | get muddy v. | bulanmak | ||
|
Tom got muddy playing football. Tom futbol oynarken çamura bulandı. More Sentences |
||||
| General | get into debt v. | borçlanmak | ||
|
When governments get into debt by taking the wrong decisions, we must tell them they have taken the wrong decisions. Hükümetler yanlış kararlar alarak borçlandıklarında, onlara yanlış kararlar aldıklarını söylemeliyiz. More Sentences |
||||
| General | try to get v. | elde etmeye çalışmak | ||
|
If you are really trying to get the best result, then there are two things you have to do. Eğer gerçekten en iyi sonucu elde etmeye çalışıyorsanız, yapmanız gereken iki şey vardır. More Sentences |
||||
| General | get suspicious v. | kuşkulanmak | ||
|
I got suspicious. Ben kuşkulandım. More Sentences |
||||
| General | get into trouble v. | başını derde sokmak | ||
|
I hope we don't get into trouble. Umarım başımızı derde sokmayız. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Common Usage | get along v. | ayrılıp gitmek | ||
| Common Usage | get into a panic v. | paniklemek | ||
| Common Usage | get bored v. | usanmak | ||
| Common Usage | get a fever v. | ateşi olmak | ||
| Common Usage | get in somebody's hair v. | rahat bırakmamak | ||
| Common Usage | get in somebody's hair v. | başının dibinden ayrılmamak | ||
| Common Usage | get in somebody's hair v. | rahat vermemek | ||
| Common Usage | get/be cross (with somebody) v. | küsmek | ||
| Common Usage | get across v. | karşıya geçmek | ||
| Common Usage | get across v. | karşıdan karşıya geçmek | ||
| Common Usage | get across v. | karşıya geçirmek | ||
| Common Usage | get off the train v. | trenden inmek | ||
| General | ||||
| General | get-up n. | sıralama | ||
| General | get-up n. | süs | ||
| General | get-up-and-go n. | itici güç | ||
| General | get-rich-quick scheme n. | küçük yatırımla çabuk zengin olma planı | ||
| General | get-up n. | düzen | ||
| General | get-up-and-go n. | enerji | ||
| General | get-together n. | parti | ||
| General | get-up n. | dış görünüş | ||
| General | get-together n. | toplantı | ||
| General | get a blister n. | vücudun bir noktasının su toplaması | ||
| General | family get-together n. | ailenin bir araya gelmesi | ||
| General | family get-together n. | aile toplantısı | ||
| General | get well wish n. | geçmiş olsun dileği | ||
| General | get well soon wishes n. | geçmiş olsun dilekleri | ||
| General | get well soon wish n. | geçmiş olsun dileği | ||
| General | get well wishes n. | geçmiş olsun dilekleri | ||
| General | get n. | yavru | ||
| General | get n. | (sayı olabilecek topu) kurtarma | ||
| General | get [dialect] n. | kazanç | ||
| General | get [dialect] n. | kazanılan şey | ||
| General | get n. | erkek bir hayvanın soyu | ||
| General | get n. | nesep | ||
| General | get n. | nesil | ||
| General | get [scotland] n. | çocuk | ||
| General | get [scotland] n. | piç | ||
| General | get (greenwich electronic time) n. | greenwich elektronik zamanı | ||
| General | get ahead v. | iş hayatında ilerlemek | ||
| General | be unable to get to sleep v. | uyku tutmamak | ||
| General | get along v. | yetmek | ||
| General | get the hang of v. | kavramak | ||
| General | get on the gravy train v. | beleşe konmak | ||
| General | get worried v. | dertlenmek | ||
| General | get one's claws into v. | kancayı takmak | ||
| General | get at v. | kötülük etmek | ||
| General | get to the heart of v. | özüne inmek | ||
| General | get to be difficult v. | darlaşmak | ||
| General | get in someone's hair v. | rahatsız etmek | ||
| General | get carried away v. | heyecanlanmak | ||
| General | get one's share v. | payını almak | ||
| General | get a fright v. | ürkmek | ||
| General | get rich v. | palazlanmak | ||
| General | get v. | kanalı çekmek (radyo/televizyon) | ||
| General | get about v. | dolaşmak | ||
| General | get angry v. | hırslanmak | ||
| General | develop/get abscess v. | apse olmak | ||
| General | get oneself in a fix v. | kendini zor bir duruma sokmak | ||
| General | get sore v. | sinirlenmek | ||
| General | get hitched with v. | dünya evine girmek | ||
| General | get on somebody's tits v. | uyuz etmek | ||
| General | get old and ugly v. | molozlaşmak | ||
| General | get into a rage v. | küplere binmek | ||
| General | get a thrashing v. | kötek yemek | ||
| General | get strong v. | dişlenmek | ||
| General | get what's coming to one v. | cezasını bulmak | ||
| General | get somebody into trouble v. | belaya sokmak | ||
| General | get ill v. | hasta olmak | ||
| General | get up steam v. | istim kaldırmak | ||
| General | struggle to get the best result v. | başa güreşmek | ||
| General | get a hernia v. | kasığı çatlamak | ||
| General | get harder v. | ağırlaşmak | ||
| General | get v. | sızmak | ||
| General | get hold of v. | yakasına yapışmak | ||
| General | get wet through v. | sucuk gibi ıslanmak | ||
| General | get bogged down in v. | bir yerde saplanıp kalmak | ||
| General | get out of hand v. | çığırından çıkmak | ||
| General | get a beating v. | sopa yemek | ||
| General | get a poor mark v. | zayıf almak | ||
| General | get one's way v. | kendi istediğini yaptırmak | ||
| General | get a thrashing v. | dayak yemek | ||
| General | get narrow v. | darlaşmak | ||
| General | get somebody up v. | kaldırmak | ||
| General | get hold of oneself v. | kendini tutmak | ||
| General | get very excited v. | esrimek | ||
| General | get the better of v. | üstün olmak | ||
| General | get in touch with v. | temasa geçmek | ||
| General | get a fright v. | korkmak | ||
| General | get a bad reputation v. | adı çıkmak | ||
| General | get even with somebody v. | acısını çıkarmak | ||
| General | get entangled v. | dolanmak | ||
| General | get hysterical over v. | bir şey karşısında çılgına dönmek | ||
| General | get wide v. | bollanmak | ||
| General | get the jitters v. | sinirli olmak | ||
| General | get a hernia v. | fıtık olmak | ||
| General | get thin v. | telesimek | ||
| General | get the tender v. | ihaleyi almak | ||
| General | get furious v. | cinleri başına toplanmak | ||
| General | get strong v. | kuvvetlenmek | ||
| General | get rid of v. | başından savmak | ||
| General | get a second one v. | ikilemek | ||
| General | get v. | temin etmek | ||
| General | get better v. | iflah olmak | ||
| General | get sniff of v. | duyum almak | ||
| General | get excited v. | kızışmak | ||
| General | get one's claws into v. | yamanmak | ||
| General | get into a dilemma or quandary v. | açmaza girmek | ||
| General | get tight v. | darlaşmak | ||
| General | get something off one's chest v. | içini dökmek | ||
| General | get loose v. | kaçmak | ||
| General | get attention v. | ilgi görmek | ||
| General | get up speed v. | hız almak | ||
| General | get into motion v. | hareketlenmek | ||
| General | get on v. | ayrılıp gitmek | ||
| General | get into a flap v. | telaşlanmak | ||
| General | get to the bottom of v. | meselenin özünü öğrenmek | ||
| General | get better v. | onmak | ||
| General | get cool v. | serinleşmek | ||
| General | get something cheaply v. | kapatmak | ||
| General | get something over v. | bir şeyi bitirmek | ||
| General | get something off one's chest v. | boşalmak | ||
| General | get tipsy v. | keyiflenmek | ||
| General | get after v. | paylamak | ||
| General | get out v. | yayımlamak | ||
| General | get out of the way v. | kenara çekilmek | ||
| General | get above oneself v. | kendini bir şey sanmak | ||
| General | get a dressing down v. | azar yemek | ||
| General | get angry to v. | darılmak | ||
| General | get the better of v. | alt etmek | ||
| General | get younger v. | gençleşmek | ||
| General | get the upper hand v. | galip gelmek | ||
| General | get something stolen v. | çaldırmak | ||
| General | get somebody into trouble v. | başını yemek | ||
| General | get shut of v. | aradan sıyrılmak | ||
| General | get misty v. | pusarmak | ||
| General | get bored v. | bunalmak | ||
| General | get in touch with v. | irtibat kurmak | ||
| General | get one's deserts v. | müstahakını bulmak | ||
| General | get news v. | haber almak | ||
| General | get brown v. | bronzlaşmak | ||
| General | get off cheap v. | ucuz atlatmak | ||
| General | get v. | kurtulmak | ||
| General | get what's coming to one v. | müstahakkını bulmak | ||
| General | get malaria v. | sıtma tutmak | ||
| General | get v. | hızlanmak | ||
| General | get slack v. | laçka olmak | ||
| General | get an awful fright v. | yüreğine inmek | ||
| General | get into a job v. | yerleşmek | ||
| General | get upper hand v. | kontrolü ele almak | ||
| General | get frivolous v. | hafifleşmek | ||
| General | get brighter v. | parlaklaşmak | ||
| General | get out of hand v. | idare edilememek | ||
| General | get behind in v. | gecikmek (bir işte) | ||
| General | get a rise in one's salary v. | maaşına zam almak | ||
| General | get crowded v. | kalabalıklaşmak | ||
| General | get by v. | sollamak | ||
| General | get a reward v. | mükafat almak | ||
| General | get goose bumps v. | tüyleri diken diken olmak | ||
| General | get out of breath from laughing v. | gülmekten katılmak | ||
| General | get rid of v. | yakayı kurtarmak | ||
| General | get something by heart v. | bir şeyi ezberlemek | ||
| General | get angry v. | hiddetlenmek | ||
| General | get the willies v. | sinirlenmek | ||
| General | get naughty v. | yaramazlaşmak | ||
| General | get pissed off v. | kıl olmak | ||
| General | get into a rage v. | fitili almak | ||
| General | get an erection v. | penisi sertleşmek | ||
| General | get around v. | kurtulmak (birinden) | ||
| General | get something out of the way v. | bir şeyi bitirmek | ||
| General | suddenly to get obstinate v. | aksiliği tutmak | ||
| General | get busy v. | faaliyet göstermek | ||
| General | get v. | düzenlemek | ||
| General | get into a scrape v. | zor duruma düşmek | ||
| General | get on the same page v. | bir noktada buluşmak | ||
| General | get in somebody's way v. | ayak altında dolaşmak | ||
| General | get through to v. | kafasına girmek | ||
| General | get after v. | çıkışmak | ||
| General | get at v. | uğraşmak | ||
| General | get bored to death v. | can sıkıntısından patlamak | ||
| General | get a beating v. | kötek yemek | ||
| General | get angry v. | sinir yapmak | ||
| General | get anxious v. | merak etmek | ||
| General | get up on the wrong side of the bed v. | ters tarafından kalkmak | ||
| General | get in v. | seçilmek | ||
| General | get a kick v. | tekme yemek | ||
| General | get shorter v. | kasılmak | ||
| General | get thin v. | arıklamak | ||
| General | get out of a scrape v. | yakayı kurtarmak | ||
| General | get rid of v. | bertaraf etmek | ||
| General | get the upper hand v. | öne geçmek | ||
| General | be unable to get a word in edgewise v. | karşısındakinin fazla konuşmasından dolayı ağzını açamamak | ||
| General | get scared out of one's wits v. | üç buçuk atmak | ||
| General | get one's own back on somebody v. | intikamını almak | ||
| General | get a dressing down v. | azar işitmek | ||
| General | get out of hand v. | bozulmak | ||
| General | get wind of v. | kokusunu almak | ||
| General | get foggy v. | sislenmek | ||
| General | get around somebody v. | ikna etmek | ||
| General | get in someone's hair v. | birini rahatsız etmek | ||
| General | get along v. | anlaşabilmek | ||
| General | get married again v. | nikah tazelemek | ||
| General | get pissed off v. | bıkmak | ||
| General | get into a predicament v. | sıkıya gelmek | ||
| General | get things done v. | becermek | ||
| General | get bad vibes from v. | negatif enerji almak | ||
| General | get weaker v. | daha güçsüzleşmek | ||
| General | get something out v. | yayımlamak | ||
| General | get off v. | inmek | ||
| General | get round somebody v. | ikna etmek | ||
| General | get a grip v. | kavramak | ||
| General | get a bargain v. | kelepire konmak | ||
| General | get around v. | yayılmak (söylenti) | ||
| General | get into a groove v. | bellemek | ||
| General | get on for v. | yetişmek | ||
| General | get in the habit of v. | alışkanlık edinmek | ||
| General | get ten out of ten v. | on üzerinden on almak | ||
| General | get one's fingers burnt v. | ağzı yanmak | ||
| General | get things done v. | başarmak | ||
| General | get something without effort v. | lüpe konmak | ||
| General | get in someone's hair v. | canını sıkmak | ||
| General | get away v. | atlatmak | ||
| General | get rough v. | pütürlenmek | ||
| General | get along v. | uyuşmak | ||
| General | get flustered v. | abliyi bırakmak | ||
| General | get to the finals v. | finale kalmak | ||
| General | get a mark v. | not almak | ||
| General | get hot under the collar v. | öfkelenmek | ||
| General | get drunk v. | südremek | ||
| General | get down v. | yutmak | ||
| General | get someone into hot water v. | birinin başını belaya sokmak | ||
| General | get very thin v. | tazıya dönmek | ||
| General | get excited v. | heyecan duymak | ||
| General | get down v. | hayal kırıklığına uğratmak | ||
| General | get off v. | yollamak | ||
| General | get hotter v. | yaklaşmak | ||
| General | get into debt v. | borç yapmak | ||
| General | get muddled v. | sersemlemek | ||
| General | get complicated v. | dallanmak | ||
| General | get on with v. | biriyle iyi geçinmek | ||
| General | get on to somebody v. | temasa geçmek | ||
| General | get somebody to resolve firmly v. | azmettirmek | ||
| General | get paralytic v. | kör kütük sarhoş olmak | ||
| General | get even v. | hakkından gelmek | ||
| General | get v. | açıklamak | ||
| General | get on v. | geçinmek | ||
| General | get back v. | geri almak | ||
| General | get doughy v. | hamurlaşmak | ||
| General | get into a rage v. | celallenmek | ||
| General | get on someone's tits v. | birisini rahatsız etmek | ||
| General | get hip to v. | karşı uyanık olmak | ||
| General | get under one's skin v. | sinir etmek | ||
| General | get wet in the rain v. | yağmur yemek | ||
| General | get one's own back v. | öcünü almak | ||
| General | get rid of v. | üstünden atmak | ||
| General | get on someone's good side v. | birinin gözüne girmek | ||
| General | get furious v. | kan beynine çıkmak | ||
| General | get drunk v. | esrimek | ||
| General | get one's way v. | istediğini elde etmek | ||
| General | get the better of v. | sırtını yere getirmek | ||
| General | get longer v. | uzamak | ||
| General | get about v. | gezmek | ||
| General | get organized v. | düzen kurmak | ||
| General | get goose pimples v. | ürpermek | ||
| General | get the wind up v. | korkuya kapılmak | ||
| General | get off v. | cezadan kurtarmak | ||
| General | get the better v. | daha iyisini almak | ||
| General | get rich v. | zenginlemek | ||
| General | get a bank loan v. | kredi almak | ||
| General | get on the stage v. | sahneye çıkmak | ||
| General | get owned v. | marizlenmek | ||
| General | get hold of v. | yakalamak | ||
| General | get at v. | ortaya çıkarmak | ||
| General | get on to somebody v. | temas kurmak | ||
| General | get one's deserts v. | boyunun ölçüsünü almak | ||
| General | get one's fingers burnt v. | aptallığının cezasını çekmek | ||
| General | get well oiled v. | sarhoş olmak | ||
| General | get in touch with v. | bağlantı kurmak | ||
| General | get angry v. | kafası atmak | ||
| General | get into a office v. | işe yerleşmek | ||
| General | get familiar v. | öğrenmek | ||
| General | get lost v. | kaybetmek | ||
| General | get stronger v. | gücüne güç katmak | ||
| General | get round v. | kullanmak | ||
| General | get spliced v. | evlenmek | ||
| General | get sunburnt v. | yanmak | ||
| General | get anxious v. | meraklanmak | ||
| General | get wet through v. | sırsıklam olmak | ||
| General | get into use v. | kullanıma almak | ||
| General | get round to v. | zaman ayırmak | ||
| General | get bored v. | usanç getirmek | ||
| General | get at v. | zarar vermek | ||
| General | get oneself talked about v. | dile düşmek | ||
| General | get v. | almak (radyo/televizyon belirli bir istasyonu/kanalı) | ||
| General | get back on the rails v. | yoluna koymak | ||
| General | get somebody down v. | moralini bozmak | ||
| General | get rid of v. | safra atmak | ||
| General | get out of hand v. | kontrolden çıkmak | ||
| General | get something down v. | not etmek | ||
| General | get on with somebody v. | geçinmek | ||
| General | get the worst of v. | yenilmek | ||
| General | get something off one's chest v. | derdini açmak | ||
| General | get in other people's hair v. | başkalarını rahatsız etmek | ||
| General | get worse v. | fenalaşmak | ||
| General | get wild v. | azgınlaşmak | ||
| General | get one's hands on v. | sahip olmak | ||
| General | get about v. | gidip gelmek | ||
| General | get up the nerve to v. | bir şey yapmak için cesaretini toplamak | ||
| General | get in touch v. | bağlantıda olmak | ||
| General | get somebody under one's thumb v. | avucunun içine almak | ||
| General | get one's deserts v. | cezasını çekmek | ||
| General | get the wrong sow by the ear v. | yanlış anlamak | ||
| General | get around to v. | vakit ayırıp bir şeyi yapmak | ||
| General | get away with it v. | ettiği yanına kar kalmak | ||
| General | get the whip hand of v. | avantaj sağlamak (birisine karşı) | ||
| General | get a whipping v. | dayak yemek | ||
| General | get light v. | hafifleşmek | ||
| General | get in someone's hair v. | kızdırmak | ||
| General | get into a difficult situation v. | müşkül olmak | ||
| General | get possession of v. | sahip olmak | ||
| General | get well v. | iflah olmak | ||
| General | get a bad reputation v. | adı kötüye çıkmak | ||
| General | get hot v. | öfkelenmek | ||
| General | get the show on the road at last v. | şeytanın bacağını kırmak | ||
| General | get out of difficulties v. | düzlüğe çıkmak | ||
| General | get together v. | toplamak | ||
| General | get out of control v. | azıtmak | ||
| General | get along v. | ilerlemek | ||
| General | get by v. | idare etmek (geçim) | ||
| General | get bitten v. | ağzının payını almak | ||
| General | get one's money's worth v. | (verdiği) paranın karşılığını almak | ||
| General | get on v. | giyinmek | ||
| General | get out of control v. | gemi azıya almak | ||
| General | get cheaply v. | düşürmek | ||
| General | get diarrhea v. | motoru bozulmak | ||
| General | get cold v. | soğuklaşmak | ||
| General | get a heavy tan v. | arap gibi olmak | ||
| General | get hungry v. | karnı acıkmak | ||
| General | get something cheaply v. | ucuza düşürmek | ||
| General | get an advance v. | avans almak | ||
| General | get somebody wrong v. | yanlış anlamak | ||
| General | get free of v. | aralarından sıyrılmak | ||
| General | get dark v. | ortalık kararmak | ||
| General | get easily v. | düşürmek | ||
| General | get one's hands on v. | yakalamak | ||
| General | get one's deserts v. | cezasını bulmak | ||
| General | get something illegally v. | haram yemek | ||
| General | threaten somebody to get v. | kapıya dayanmak | ||
| General | get one's hair cut v. | saç kestirmek | ||
| General | get one's own way v. | kendi bildiğini okumak | ||
| General | get the taste of v. | tadını almak | ||
| General | get even v. | yanına bırakmamak | ||
| General | get a beating v. | dayak yemek | ||
| General | get out of the way v. | savulmak | ||
| General | get along v. | geçinip gitmek | ||
| General | get out of breath v. | katılmak | ||
| General | get around v. | bir yol bulup kurtulmak (birinden) | ||
| General | get into action v. | hareketlenmek | ||
| General | get something out of one's system v. | çok arzuladığı bir şeyi arzulamaz olmak | ||
| General | get famous v. | ismini duyurmak | ||
| General | get odd jobs that pay v. | ufak tefek ayak işlerine girmek | ||
| General | get very thirsty v. | boğazı kurumak | ||
| General | get a prize v. | mükafat almak | ||
| General | get lost in the shuffle v. | arada kaynamak | ||
| General | get rid of v. | kovmak | ||
| General | get knotted v. | düğüm olmak | ||
| General | get out of hand v. | azmak | ||
| General | get into a job v. | işe yerleşmek | ||
| General | get something out of one's system v. | vücudu bir şeyi atmak | ||
