Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
birbirine
Meanings of
"birbirine"
in English Turkish Dictionary : 4 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
birbirine
mutual
adj.
2
General
birbirine
each other
adv.
3
General
birbirine
together
adv.
4
General
birbirine
one another
pron.
Meanings of
"birbirine"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
birbirine bağlılık
interdependence
n.
2
General
birbirine benzerlik
uniformity
n.
3
General
birbirine çok bağlı topluluk
phalanx
n.
4
General
iki sert yüzün birbirine sürtünmesinden çıkan ses
crepitation
n.
5
General
birbirine dolaşma
embrangling
n.
6
General
iki kara parçasını birbirine bağlayan ve deniz kabardığında suyla kaplanan beton yol
causeway
n.
7
General
birbirine geçirme
enlacement
n.
8
General
fransız riviera'sında, nice'le menton arasındaki yarlardan geçen birbirine paralel üç yol
corniche
n.
9
General
birbirine bağlantılılık
interconnectedness
n.
10
General
çark dişlerinin birbirine girmesi
mesh
n.
11
General
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri
spouse
n.
12
General
birbirine dolaşma
embranglement
n.
13
General
sıkıştırıp birbirine kaynatma
impaction
n.
14
General
merdiven (iki katı birbirine bağlayan)
stairway
n.
15
General
birbirine çarpan madeni şeylerin çıkardığı ses
clash
n.
16
General
birbirine dolama
entwining
n.
17
General
birbirine geçme
engagement
n.
18
General
birbirine açılan odalar
interconnecting rooms
n.
19
General
birbirine denk yapan
equilibrator
n.
20
General
pantolonu ve bluzu birbirine düğmelenen çocuk tulumu
pantywaist
n.
21
General
birbirine bağlı olma
interconnection
n.
22
General
birbirine zıt iki şey
antipodes
n.
23
General
birbirine eşit hale getirme
equalizing
n.
24
General
merdiven (iki katı birbirine bağlayan)
staircase
n.
25
General
birbirine karışan görüntü
dissolve
n.
26
General
birbirine göre ayarlama
coordination
n.
27
General
eşlerin birbirine kötü davranması
spousal abuse
n.
28
General
ayakları birbirine vurarak zıplama
entrechat
n.
29
General
birbirine tutkunluk
cohesiveness
n.
30
General
bünyece birbirine benzeyiş
homogeny
n.
31
General
birbirine bindirme
imbrication
n.
32
General
birbirine benzerlik
kinship
n.
33
General
birbirine geçirme
enlacing
n.
34
General
birbirine tıpatıp benzeyen iki şey
tweedledum and tweedlelee
n.
35
General
birbirine yakın bulunma
juxtaposition
n.
36
General
birbirine yakın bulundurma
juxtaposition
n.
37
General
birbirine yakın koyma
juxtaposition
n.
38
General
birbirine bağlı yaşlı evli çift
darby and joan
n.
39
General
birbirine karışma
intermingling
n.
40
General
birbirine uymama
mismatch
n.
41
General
birbirine benzememezlik
nonuniformity
n.
42
General
birbirine yakın olan gözler
closely set eyes
n.
43
General
bir bölgeyi birbirine düşman topluluklara ayırma
balkanisation
n.
44
General
dostları birbirine düşüren kimse
alienator
n.
45
General
birbirine karışma
amalgam
n.
46
General
bir kitabı ortadan açtığımızda birbirine bakan sayfaları biri diğerinin aynadaki yansıması olarak düşünülerek ortaya çıkarılan estetik görüntü tekniği
book matching
n.
47
General
birbirine bağlama
concatenation
n.
48
General
birbirine yakın olan gözler
close set eyes
n.
49
General
birkaç cihaz veya elektrik devresinin birbirine bağlanması
hook-up
n.
50
General
birbirine yakın olan gözler
narrow-set eyes
n.
51
General
birbirine bağlama
interlock
n.
52
General
birbirine bağlı olma
interdependence
n.
53
General
birbirine benzeyenler
the like
n.
54
General
birbirine geçmeli (zincir) bilezik
chain bracelet
n.
55
General
(birbirine) karışmazlık
immiscibility
n.
56
General
ailede birbirine benzeme
family likeness
n.
57
General
yakın/birbirine kenetlenmiş aile
close-knit family
n.
58
General
birbirine bağlı olma
interconnectedness
n.
59
General
birbirine karışan akarsu
confluent
n.
60
General
serçe parmaklarını birbirine sarıp söz mü deme
pinky swear
n.
61
General
serçe parmaklarını birbirine sarıp söz mü deme
pinky promise
n.
62
General
birkaç cihaz veya elektrik devresinin birbirine bağlanması
hookup
n.
63
General
birbirine eşit hale getirme
equalising
n.
64
General
birbiriyle bağlantılı ya da birbirine benzeyen insanların ya da şeylerin oluşturduğu grup
constellation
n.
65
General
bütün dünyanın birbirine bağlı ve bağımlı olması ve insanların buna uygun davranması
one-world
n.
66
General
(soğuktan vs) birbirine vuran dişler
chattering teeth
n.
67
General
birbirine eşit hale getirme
adequation
n.
68
General
terasları ve bahçeleri birbirine bitişik olan evler
back-to-back
n.
69
General
rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları
back row
n.
70
General
bir şeyin inşasında topluca iş yapıp birbirine yardım etme
raising bee
n.
71
General
bir şeyin inşasında topluca iş yapıp birbirine yardım etme
barn raising
n.
72
General
birbirine iltimas geçme
backscratching
n.
73
General
fransa ve ingiltere'yi denizden birbirine bağlayan, iki ülkenin ortak yapımı olan demir yolu tüneli
la manche
n.
74
General
brezilya'ya özgü, partnerlerin birbirine sıkıca sarılıp yakın temasta bulunduğu balo salonu dansı
lambada
n.
75
General
kolye gibi birbirine zincirleme bağlanmış bir dizi benzer şey
necklace
n.
76
General
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne
nest
n.
77
General
iki kişinin birbirine yardım ettiği ya da birbirini koruduğu sistem
the buddy system
n.
78
General
birbirine geçme
engagement
n.
79
General
birbirine benzerlik
unifromness
n.
80
General
birbirine sürtünme
jostle
n.
81
General
birbirine bağlı olmama
unsolidity
n.
82
General
birbirine çok benzer iki veya daha fazla şeyden biri
kissing cousin
n.
83
General
çitleri birbirine bağlayan şey
urith [obsolete]
n.
84
General
tap dansında topukları havada birbirine vurma
bells
n.
85
General
iki şeyi birbirine sıkıca bağlamaya yarayan ip parçası
lasher
n.
86
General
birbirine yakın konumlanmış ve grup olarak kabul edilen bir dizi yer
vicinage
n.
87
General
halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü
matthew walker
n.
88
General
halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü
matthew walker knot
n.
89
General
genellikle uyumsuz elementlerin birbirine karışması
melee
n.
90
General
genellikle uyumsuz elementlerin birbirine karışması
mellay
n.
91
General
bir çıkrığa dolanmış ve her iki ucu birbirine bağlanmış ip veya zincir
messenger
n.
92
General
stadyumdaki izleyicilerin birbirine izleyen bölümler halinde ayağa kalkarak kollarını kaldırıp sonra da oturarak yarattıkları dalgalanma efekti
mexican wave
n.
93
General
birbirine dolanan kimse veya şey
wreather
n.
94
General
kenarlarından birbirine iliştirilmiş kağıt destesi
book
n.
95
General
su yolunda birbirine bağlı kütük bariyeriyle kapatılmış alan
boom
n.
96
General
iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet
hold-down
n.
97
General
keten iple birbirine bağlanan kuru çiçek saplarından yapılan maori salı
mokihi
n.
98
General
birbirine karışan sesler
lurry
n.
99
General
birbirine karışmış grup
lurry
n.
100
General
birbirine prangayla bağlı mahkumlar
gang [us]
n.
101
General
birbirine yapıştırma
glutination
n.
102
General
birbirine bağlama
glutination
n.
103
General
eskiden kuzey ingiltere'de birbirine benzeyen iki idolden biri
golden calf
n.
104
General
iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet
holddown
n.
105
General
(ahşap blokların birbirine vurduğunda çıkardığı sese benzeyen) keskin, boğuk ses
chock
n.
106
General
(parmaklar arasında ritmik şekilde birbirine vurulan) iki düz ahşap parçası
clappers
n.
107
General
(iki veya daha fazla şeyin) birbirine girmesi
clash
n.
108
General
hançerin bıçak ile sapını birbirine bağlayan kısmı
dagger
n.
109
General
birbirine geçmiş halkalar
gymnal
n.
110
General
birbirine benzeşmeyen veya nihai birlikten yoksun unsurlar
multiverse
n.
111
General
kaplamalı iki yüzeyi birbirine yapıştıran tutkal
impact adhesive
n.
112
General
birbirine bağımlı şekilde yapılan çalışma
communion
n.
113
General
birbirine yaklaştırma
compacture [obsolete]
n.
114
General
birbirine geçen şey
conjunct
n.
115
General
birbirine yamama
consarcination
n.
116
General
birbirine yakın veya paralel yerleştirilen iki küçük parmaklık
bars gemel
n.
117
General
birbirine karışan şey
commingler
n.
118
General
birbirine bağlı parçalardan oluşan bütün
complex
n.
119
General
parçaların birbirine ve bütüne göre düzenlenmesi
composing
n.
120
General
sistemi kullanan kişinin sesli yanıt alabilmesi için bir yazılım program tarafından birbirine eklenmiş olan birleştirilmiş veya kaydedilmiş sözcükler
concatenated speech
n.
121
General
birbirine bağlı bir dizinin birleşmesi
concatenation
n.
122
General
birbirine bağlı olan unsurlardan oluşan dizi
concatenation
n.
123
General
birbirine bağlı şeylerin sırası
concatenation
n.
124
General
barakanın iki ucunu birbirine bağlayan geçit
dogtrot [dialect]
n.
125
General
iki seyyar evin birbirine cıvatalanmış ve yerleşik halde kullanımı
doublewide
n.
126
General
birbirine düzgünce geçme
dovetailing
n.
127
General
birbirine düzgünce oturma
dovetailing
n.
128
General
düşünsel olarak birbirine bağlı kişilerden oluşan grup
family
n.
129
General
birbirine ters unsurlar
incompatibilities
n.
130
General
birbirine denk unsurlar
parallel
n.
131
General
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori
parallelism
n.
132
General
birbirine geçirilerek koni şekli oluşturan bir dizi ağırlık
pile [obsolete]
n.
133
General
iki kişinin birbirine kenetlenerek itişmesi
clinch
n.
134
General
uyumlu şekilde birbirine karıştırma
contemperature
n.
135
General
iki tazıyı birbirine bağlamak için zincirle birleştirilen tasmalar
couple
n.
136
General
burçlu cephede komşu iki burcu birbirine bağlayan parçası
curtain
n.
137
General
düz duvar cephesinde komşu iki duvarı birbirine bağlayan bölüm
curtain
n.
138
General
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi
fastener
n.
139
General
birbirine bağlama
inosculate
n.
140
General
birbirine geçirme
interlocking
n.
141
General
birbirine geçmiş olma
intertanglement
n.
142
General
birbirine dolanma
intertwist
n.
143
General
birbirine dolama
intertwist
n.
144
General
birbirine karıştırma
interunion
n.
145
General
birbirine dolanmışlık
intervolution
n.
146
General
birbirine dolama
interweave
n.
147
General
birbirine girmişlik
intimacy
n.
148
General
izomorfizmle birbirine bağlı maddeler
isomorph
n.
149
General
iki büyük yapıyı veya boşluğu birbirine bağlayan dar kısım
isthmus
n.
150
General
(birbirine yapıştırılmış deri kırpıntılarından oluşturulan) fabrika üretimi deri
pancake
n.
151
General
dalların kesilip birbirine örülmesi
plashing
n.
152
General
birbirine zıt olan bir çift şeyden her biri
contrary
n.
153
General
birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri
folding door
n.
154
General
taş duvarın karşılıklı duvarların birbirine yaklaştırılması ile inşa edilmiş alt yüzü
gather
n.
155
General
birbirine akraba kabilelerin yaşadığı birden fazla bölgeye yayılmış kabile örgütlenmesi
gau
n.
156
General
birbirine kan bağı ile bağlı müşterek kiracılar
gavel
n.
157
General
birbirine vurma
percussion
n.
158
General
birbirine dolama
plexure
n.
159
General
birbirine bağlı palplanş dizisi
pug piling
n.
160
General
birbirine bağlı şeyler dizisi
rope
n.
161
General
parçaların veya yüzeylerin birbirine tam teması
seat
n.
162
General
birbirine bağlı olmayan benzer eşyalar öbeği
sheaf
n.
163
General
kısa iplerin birbirine dolanması ile elde edilen bir ip örgüsü
short splice
n.
164
General
birbirine laf atma oyunu
signifying
n.
165
General
birbirine benzer şey
sister
n.
166
General
birbirine rakip üç kişi, grup veya fikir arasındaki çatışma
truel
n.
167
General
ucunda birbirine dikili iki deri parçası olan bir çeşit sopa
slapstick
n.
168
General
rakiplerin izleyici önünde birbirine sözle saldırması
smackdown
n.
169
General
parmak gücüyle birbirine geçebilen bir tür perçin
snaphead
n.
170
General
(alet) birbirine geçip yuvasına oturma sesi
sneck
n.
171
General
piramit şeklinde birbirine bağlı holding zinciri
pyramid
n.
172
General
birbirine bakan iki kitap sayfası
spread head
n.
173
General
vücut bölümlerini birbirine sürten kimse
stridulator
n.
174
General
vücut bölümlerini birbirine sürterek ses çıkaran böcek
stridulator
n.
175
General
(marksist teoride) yasal ve siyasi kuruluş ve ideolojilerden oluşan birbirine bağımlı üst yapı
superstructure
n.
176
General
doğal afetlerin eşit ölçüde birbirine karışma durumu
symmetry
n.
177
General
birbirine girme
ruck
n.
178
General
birbirine geçmek (çark dişi)
mesh
v.
179
General
sokulmak (birbirine)
cuddle
v.
180
General
birbirine bağlamak
concatenate
v.
181
General
birbirine girmek
tangle with
v.
182
General
birbirine sokulmak
cuddle
v.
183
General
iki şeyi birbirine karıştırmak
mix together
v.
184
General
birbirine uymak
go together
v.
185
General
birbirine tutturmak
brace
v.
186
General
birbirine geçmek
mesh
v.
187
General
birbirine girmek
snarl
v.
188
General
birbirine bağlanmak
link
v.
189
General
birbirine geçirmek
engage
v.
190
General
birbirine bağlamak
twist together
v.
191
General
birbirine çarpmak
knock together
v.
192
General
birbirine düşürmek
set at loggerheads
v.
193
General
birbirine geçirmek
intertwine
v.
194
General
birbirine geçirmek
dovetail
v.
195
General
birbirine katmak
snarl
v.
196
General
birbirine uymak
jibe
v.
197
General
iple birbirine bağlamak
lash together
v.
198
General
çark dişleri birbirine geçmek
gear
v.
199
General
birbirine dikmek
seam together
v.
200
General
birbirine bağlanmak
interlock
v.
201
General
birbirine zıt olmak
be poles apart
v.
202
General
birbirine sarmak
intertwine
v.
203
General
birbirine yakın bulunmak
be in juxtaposition
v.
204
General
birbirine dolanmak
interlace
v.
205
General
birbirine girmek
engage
v.
206
General
birbirine uymak
tally up
v.
207
General
birbirine karıştırmak
interweave
v.
208
General
sıkı ve sağlam bir biçimde birbirine bağlamak
knit
v.
209
General
birbirine geçirmek
rabbet
v.
210
General
birbirine dolaşmak
mat
v.
211
General
birbirine göre ayarlamak
coordinate
v.
212
General
boks birbirine sarılmak
clinch
v.
213
General
birbirine dolamak
interlace
v.
214
General
birbirine geçmek
intertwine
v.
215
General
birbirine sarılmak
intertwine
v.
216
General
tutkal ile birbirine yapıştırmak
glue
v.
217
General
birbirine tutturmak
engage
v.
218
General
birbirine karıştırarak hazırlamak
concoct
v.
219
General
kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
play both ends against the middle
v.
220
General
birbirine bağlamak
interlock
v.
221
General
birbirine tam anlamıyla uymak (renk vb)
match well together
v.
222
General
birbirine çarpmak (madeni şeyleri)
clash
v.
223
General
birbirine sokulmak
nestle
v.
224
General
kaynamak (kırık bir kemiğin uçları birbirine)
set
v.
225
General
birbirine karıştırmak
mingle
v.
226
General
birbirine geçirmek (çark dişlerini)
mesh
v.
227
General
birbirine uydurmak
tally up
v.
228
General
uydurmak (birbirine)
match
v.
229
General
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak
be strange bedfellows
v.
230
General
birbirine sokulup sarılmak
huddle
v.
231
General
ortalığı birbirine katmak
turn the place upside down
v.
232
General
birbirine karıştırmak
confuse
v.
233
General
uymak (birbirine)
match
v.
234
General
birbirine geçirmek
interlace
v.
235
General
birbirine geçmek
fit together
v.
236
General
birbirine uymamak
mismatch
v.
237
General
birbirine bağlamak
leash
v.
238
General
birbirine geçmek
interlace
v.
239
General
birbirine geçirmek
entwine
v.
240
General
birbirine geçirmek
enlace
v.
241
General
birbirine düşürmek
play off against
v.
242
General
birbirine geçirmek
intertangle
v.
243
General
birbirine çarpmak (madeni şeyler)
clash
v.
244
General
birbirine yakın koymak
juxtapose
v.
245
General
birbirine geçmek
lock
v.
246
General
birbirine açılmak (odalar)
communicate
v.
247
General
birbirine geçmek
intertangle
v.
248
General
birbirine geçirmek
lock
v.
249
General
birbirine kenetlenmek
bunch up
v.
250
General
birbirine açılmak
communicate
v.
251
General
birbirine kenetlenmek
interlock
v.
252
General
birbirine yapıştırmak (bant/film uçlarını)
splice
v.
253
General
birbirine bağlamak (iki ucu)
splice
v.
254
General
birbirine uymak
match
v.
255
General
birbirine yapışmak
stick together
v.
256
General
birbirine yaklaşmak
close up
v.
257
General
birbirine karışmak
meld
v.
258
General
birbirine eklemek
splice
v.
259
General
birbirine sokularak yatmak
nestle
v.
260
General
birbirine girme
fall out with
v.
261
General
birbirine geçmek
interdigitate
v.
262
General
birbirine kenetlemek
interdigitate
v.
263
General
ortalığı birbirine katmak
kick up a row
v.
264
General
birbirine karıştırmak
alloy
v.
265
General
birbirine yaklaşmak
converge
v.
266
General
birbirine benzemek
resemble each other
v.
267
General
birbirine karıştırıp hazırlamak
concoct
v.
268
General
dişleri birbirine vurmak
chatter
v.
269
General
birbirine gitmemek
clash
v.
270
General
birbirine katmak
confound
v.
271
General
(çark dişleri) birbirine geçmek
mesh
v.
272
General
birbirine geçmek
engage
v.
273
General
birbirine kenetlenmek
be tight-knit
v.
274
General
birbirine sokulmak
hucklebone
v.
275
General
birbirine bağlamak
interconnect
v.
276
General
birbirine kenetlemek
interlock
v.
277
General
birbirine karışmak
jumble
v.
278
General
birbirine uydurmak
match
v.
279
General
olayları birbirine bağlamak
connect with
v.
280
General
birbirine çarpmak
collide
v.
281
General
birbirine uymak
match each other
v.
282
General
birbirine düşürmek
set against
v.
283
General
birbirine yakışmak
match each other
v.
284
General
birbirine düşürmek
set at odds
v.
285
General
birbirine düşürmek
play off
v.
286
General
birbirine düşürmek
set somebody against somebody
v.
287
General
birbirine ulaşmaya çalışmak
try to reach each other
v.
288
General
birbirine düşmek
fall out with each other
v.
289
General
birbirine güvenmek
trust each other
v.
290
General
birbirine sıkıca bağlanmak
intermesh
v.
291
General
birbirine geçmek
intermesh
v.
292
General
soğuktan dişleri birbirine vurmak
one's teeth chatter from the cold
v.
293
General
tutkalla birbirine yapıştırmak
glue something together
v.
294
General
birbirine düğümlemek
knot something together
v.
295
General
elleri birbirine sıkıca kenetlenmiş bir şekilde balkona doğru yürümek
walk to the balcony with hands clasped tightly together
v.
296
General
kafalarını birbirine vurmak
bang heads together
v.
297
General
birbirine uymak
gybe
v.
298
General
topuklarını birbirine vurmak
click your heels
v.
299
General
topuklarını birbirine vurmak
hit the heels of your heels together
v.
300
General
topuklarını birbirine vurmak
stamp your heels
v.
301
General
birbirine eşlik etmek
accompany each other
v.
302
General
birbirine ilham vermek
inspire each other
v.
303
General
birbirine geçmek
take
v.
304
General
yeniden birbirine tutturmak
rebrace
v.
305
General
yeniden birbirine tutturmak
re-brace
v.
306
General
birbirine yapışmak
cement
v.
307
General
birbirine uymak
check
v.
308
General
birbirine ısındırmak
thaw
v.
309
General
her taraf birbirine karışmak
tousel
v.
310
General
her taraf birbirine karışmak
towzle
v.
311
General
her taraf birbirine karışmak
towsle
v.
312
General
birbirine geçerek şekil almak
trellis
v.
313
General
birbirine uygun yapmak
twin
v.
314
General
birbirine katmak
amaze [obsolete]
v.
315
General
birbirine geçmek
engage
v.
316
General
birbirine karıştırmak
embraid [obsolete]
v.
317
General
birbirine sürtünmek
jostle
v.
318
General
birbirine bağlanmak
enlink
v.
319
General
birbirine karıştırmak
enterlace [obsolete]
v.
320
General
birbirine geçirmek
enterlace [obsolete]
v.
321
General
birbirine karıştırmak
enterlace [obsolete]
v.
322
General
birbirine benzemeyen hale getirmek
unliken [obsolete]
v.
323
General
birbirine kenetlemek
jigsaw
v.
324
General
birbirine geçirerek veya birleştirerek üretmek
make up
v.
325
General
birbirine geçirerek veya birleştirerek tamamlamak
make up
v.
326
General
(birbirine) uymak
mate
v.
327
General
birbirine bağlamak
bland [dialect] [uk]
v.
328
General
birbirine karışmak
bleed
v.
329
General
birbirine yakın koymak
juxtaposit
v.
330
General
(bir şeyi) birbirine yapıştırılmış tahta parçalarıyla sabitlemek
block
v.
331
General
(kağıt) sıcaklık ve baskı ile birbirine yapışmak
block
v.
332
General
birbirine geçirmek
writhe
v.
333
General
birbirine geçmek
writhe
v.
334
General
birbirine karıştırmak
wreathe
v.
335
General
birbirine bağlamak
harness
v.
336
General
birbirine karıştırmak
box [australia]
v.
337
General
arka ayaklarını ve ön ayaklarını birbirine bağlayarak çaresiz bırakmak (hayvan)
hogtie
v.
338
General
arka ayaklarını ve ön ayaklarını birbirine bağlayarak çaresiz bırakmak (hayvan)
hog-tie
v.
339
General
birbirine sadık kalmak
hold together
v.
340
General
(dansta) ayakları ve dirseği birbirine kenetlemek
hook
v.
341
General
birbirine bağlamak
hook up
v.
342
General
birbirine dolaştırmak
hopple
v.
343
General
birbirine bastırmak
hug
v.
344
General
özellikle düzensiz şekilde birbirine karıştırmak
mishmash
v.
345
General
birbirine karışmak
mishmash
v.
346
General
gönyeburun ekleme ile birbirine uyumlu hale getirmek
miter
v.
347
General
birbirine karıştırmak
mix
v.
348
General
birbirine karıştırmak
replait
v.
349
General
birbirine değer vermek
care for each other
v.
350
General
birbirine yapıştırmak
glutinate
v.
351
General
birbirine bağlamak
glutinate
v.
352
General
birbirine vurmak
clap
v.
353
General
aşılarmış gibi birbirine tutturmak
graft
v.
354
General
iğneyle birbirine dikmek
graft
v.
355
General
birbirine bağlamak
oop
v.
356
General
ortalığı birbirine katmak
rounce
v.
357
General
iki şeyi birbirine karıştırmak
rummage [obsolete]
v.
358
General
birbirine karıştırmak
rummage [obsolete]
v.
359
General
birbirine girmek
run
v.
360
General
birbirine bağlamak
imbound
v.
361
General
birbirine bastırmak
impact
v.
362
General
birbirine geçmek
impregnate
v.
363
General
birbirine sarılmak
complect [obsolete]
v.
364
General
birbirine geçmek
complect [obsolete]
v.
365
General
birbirine karıştırmak
complect [obsolete]
v.
366
General
birbirine bağlamak
conjugate
v.
367
General
birbirine uymamak
disproportion
v.
368
General
birbirine tutturmak
balter
v.
369
General
(ayakkabı sayasının) parçalarını birbirine dikmek
close
v.
370
General
birbirine uymak
coapt
v.
371
General
birbirine yapıştırmak
coapt
v.
372
General
birbirine bağlamak
coapt
v.
373
General
birbirine bastırmak
coarct [obsolete]
v.
374
General
birbirine katmak
comingle
v.
375
General
birbirine sarılmak
complicate
v.
376
General
karman çorman birbirine karışmak
complicate [obsolete]
v.
377
General
ağırlığı patenlerin iç kenarına verip ayakları birbirine yaklaştırıp birbirinden uzaklaştırarak geriye doğru gitmek
double scull
v.
378
General
birbirine zincirlemek
incatenate
v.
379
General
(farklı şeyleri) birbirine karıştırmak
contemper
v.
380
General
birbirine ilham vermek
cross-pollinate
v.
381
General
birbirine yakın şekilde tutturmak
fay
v.
382
General
birbirine yapıştırmak
felt
v.
383
General
(saç) birbirine dolaştırmak
felter [obsolete]
v.
384
General
birbirine karıştırmak
felter [obsolete]
v.
385
General
birbirine düğümlemek
inknot
v.
386
General
birbirine geçirmek
inlace
v.
387
General
birbirine bağlamak
inosculate
v.
388
General
birbirine sarmak
interloop
v.
389
General
evlilik yoluyla birbirine bağlanmak
intermarry
v.
390
General
birbirine değmek
interosculate
v.
391
General
birbirine karışmak
interosculate
v.
392
General
birbirine geçirmek
interpale [obsolete]
v.
393
General
birbirine dolanarak birleşmek
intertex [obsolete]
v.
394
General
birbirine dolamak
intertex [obsolete]
v.
395
General
birbirine bağlamak
intertex [obsolete]
v.
396
General
birbirine dolanmak
intertwist
v.
397
General
birbirine dolamak
intertwist
v.
398
General
birbirine dolaşmak
intervolve
v.
399
General
birbirine sarılmak
intervolve
v.
400
General
birbirine sarmak
intervolve
v.
401
General
birbirine dolamak
intervolve
v.
402
General
birbirine sarmak
interwind
v.
403
General
birbirine sarmak
interwreathe
v.
404
General
birbirine dolamak
interwreathe
v.
405
General
birbirine dolamak
intort
v.
406
General
birbirine bağlamak
intricate
v.
407
General
birbirine geçirmek
inweave
v.
408
General
birbirine geçmek
pan
v.
409
General
birbirine geçirmek
pan
v.
410
General
birbirine geçirmek
pell-mell
v.
411
General
(köleleri) birbirine bağlamak
coffle
v.
412
General
(kırıştırarak) birbirine yaklaştırmak
contract
v.
413
General
birbirine yaklaştırmak
contract
v.
414
General
(birbirine) itmek
contrude
v.
415
General
(birbirine) ittirmek
contrude
v.
416
General
birbirine yakınlaştırmak
converge
v.
417
General
(nesneleri) birbirine uydurmak
coordinate
v.
418
General
(kıyafetleri) birbirine uydurmak
coordinate
v.
419
General
zincirle birbirine bağlamak
fetter
v.
420
General
(kelime veya ifadeyi) harfleri birbirine yapışık olduğu için tek bir birim halinde yazmak
flash
v.
421
General
(taş yapının karşılıklı duvarları) birbirine yaklaştırmak
gather
v.
422
General
ince telle birbirine tutturmak
seize
v.
423
General
(birbirine) yaklaşmak
serry
v.
424
General
birbirine karışmak
shug
v.
425
General
birbirine yapıştırmak
siamese
v.
426
General
(hortum) birbirine geçirmek
siamese
v.
427
General
birbirine bastırmak
crush
v.
428
General
birbirine karışmak
foul
v.
429
General
birbirine girmek
foul
v.
430
General
(kıç istralyaları) birbirine bağlamak
snake
v.
431
General
birbirine girdirmek
strapple
v.
432
General
vücut bölümlerini birbirine sürtmek
stridulate
v.
433
General
birbirine karışmak
commingle
v.
434
General
birbirine … vermek
exchange
v.
435
General
birbirine bağlamak
bind
v.
436
General
birbirine bağlamak
bind
v.
437
General
birbirine bağlı
allied
adj.
438
General
birbirine tamamen benzeyen
twin
adj.
439
General
birbirine benzer
kindred
adj.
440
General
birbirine geçen
engaging
adj.
441
General
birbirine bağlı
interdependent
adj.
442
General
birbirine girmiş
in mesh
adj.
443
General
birbirine yakın
close
adj.
444
General
birbirine zıt
incompatible
adj.
445
General
birbirine benzer
alike
adj.
446
General
birbirine uygun
consentaneous
adj.
447
General
birbirine dolanmış
raddled
adj.
448
General
birbirine geçmiş
intertangled
adj.
449
General
birbirine kenetli
interlocking
adj.
450
General
birbirine paralel olmayan
skew
adj.
451
General
birbirine karışan
confluent
adj.
452
General
birbirine bağlı
solid
adj.
453
General
birbirine akarak birleşen (akarsu vb)
confluent
adj.
454
General
birbirine uymayan
dissociable
adj.
455
General
birbirine zıt hisleri olan
ambivalent
adj.
456
General
birbirine çok yakın dikilmiş (bitkiler)
thickset
adj.
457
General
birbirine bağlı olan
interdependent
adj.
458
General
birbirine bağlanmış
interconnected
adj.
459
General
birbirine bağlı olmayan
unconnected
adj.
460
General
birbirine karışmış (ip vb)
foul
adj.
461
General
birbirine benzemeyen
unlike
adj.
462
General
birbirine geçirilmiş
enlaced
adj.
463
General
birbirine geçmiş
raddled
adj.
464
General
birbirine dolaşmış
embrangled
adj.
465
General
birbirine uymayan
incompatible
adj.
466
General
birbirine bağlanan
interconnected
adj.
467
General
birbirine bağlanmış
leashed
adj.
468
General
birbirine geçmiş
lap streaked
adj.
469
General
birbirine geçmiş
lap straked
adj.
470
General
birbirine bağlı
concomitant
adj.
471
General
birbirine bağlı
interconnected
adj.
472
General
birbirine paralel gitmeyen
out of sync
adj.
473
General
birbirine geçmiş
locked
adj.
474
General
birbirine karışan
intermingling
adj.
475
General
birbirine akan
interfluent
adj.
476
General
birbirine bağlı
interconnecting
adj.
477
General
birbirine uymayan
mismatched
adj.
478
General
birbirine geçen
imbricative
adj.
479
General
birbirine komşu
adjacent
adj.
480
General
birbirine geçmiş
engaged
adj.
481
General
birbirine bağlı
close-knit
adj.
482
General
yürürken dizleri birbirine çarpan
knock-kneed
adj.
483
General
birbirine bağımlı
interdependent
adj.
484
General
birbirine girmiş
kinky
adj.
485
General
birbirine karışmış
intermingled
adj.
486
General
birbirine karışmış (ırk vb)
miscegenated
adj.
487
General
birbirine dolaşmış
intertwined
adj.
488
General
birbirine bağımlı
mutualist
adj.
489
General
birbirine karışmış
interwoven
adj.
490
General
(birbirine) ters düşen
running counter
adj.
491
General
terasları ve bahçeleri birbirine bitişik
back-to-back
adj.
492
General
birbirine benzer
after one
adj.
493
General
parçaları birbirine kaynaştırılarak yapılmış (mücevher)
reconstructed
adj.
494
General
birbirine olan
relative
adj.
495
General
birbirine yakın ekilmiş
thick-sown
adj.
496
General
topuk ve ayak parmakları birbirine vurularak yapılan (dans)
toe-and-heel
adj.
497
General
birbirine sıkı sıkıya bağlı
umbilical
adj.
498
General
birbirine yapışık gibi
umbilical
adj.
499
General
birbirine karıştırılmamış
unconcocted
adj.
500
General
birbirine dolanmış
entertissued [obsolete]
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birbirine
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy